M
Misafir
Forum Okuru
Sandal ağacının mutfaktaki yeri
hartlap ağacı
Sandal ağacının mutfaktaki yeri
Ekmeklerin karneyle alındığı yokluk yıllarında köylüler, ihtiyaçlarını karşılamak için doğanın nimetlerinden yararlanmanın yolunu arayıp durmuş. Un bulamadıkları zaman mısırın koçanlarını değirmende öğütüp elde edilen undan ekmek pişirmişler. Evcil hayvanların yediği her türlü otu kendileri de yemiş.
Naylon poşetleri bile özenle yıkayıp saklamışlar. Ekonomik imkansızlıklar çözümleri de beraberinde getirmiş. Osmaniye’nin Kadirli ilçesine bağlı Kızyusuflu köyünden Ali Türkmenoğlu, epeyce kalabalık ailesine kaşık bulabilmek için çareyi sandal ağacını oymakta bulmuş. O gün yokluktan dolayı bulduğu bu çare, bugün torunlarının geçim kaynağı olmuş.
Torun Erhan Türkmenoğlu, babasından öğrendiği, dededen kalma bu işi 15 yıldan bu yana sürdürüyor. Kadirli’nin Karatepe dağlarında yetişen sandal ağacından yaptığı mutfak aletlerini Karatepe Aslantaş Arkeoloji Müzesi Milli Parkı içindeki kulübesinde satarak geçimini sağlıyor.
Ceyhan Nehri’nin sularının dolduğu Aslantaş Barajı’nın yeşil suyuna nazır duran bu bölgeye gelen turistler kaşıkların en büyük hayranı. Türkmenoğlu, bir yıllık geçimini yazın sattığı kaşıklardan, kepçelerden, kevgirlerden sağlıyor. Türkiye’de sadece Türkmenoğlu ailesi tarafından yapılan mutfak malzemeleri bu kadar çekici kılan ise, işlendiğinde ağacın doğal rengini alması. Yemek ve salata kaşığı-çatalı, kepçe, kevgir, şekerlik, tuzluk, spatula ve çok amaçlı kullanılabilecek ahşap kaplar gerçekten çok estetik bir görünüme sahip.
Tıpkı süslenip verniklenmiş bir mobilya gibi duruyorlar. Bir marangozun elinden çıkmış gibi görünen sandal ağacı, bu özelliği ile doğanın en süslü ağacı sanki. İşlendikçe, içi oyuldukça kahverenginin, kızılın her tonu kendini gösteriyor. Aynı anda bir dalı kızıl-kahve, diğeri siyah, bir diğeri sütlü-kahve olabiliyor. Kış boyunca kızıl kahve renkte olan gövdesi yaz başlangıcında yeşile dönüşüp kabuk değiştiriyor. Sandal ağacının yöredeki adı ‘hartlap’, ancak ‘Yunan kocayemişi’ olarak da biliniyor. Sonbaharda yetişen meyvesine ise ‘cüllük’ deniyor.
Sandal ağacının mutfaktaki yeri
Naylon poşetleri bile özenle yıkayıp saklamışlar. Ekonomik imkansızlıklar çözümleri de beraberinde getirmiş. Osmaniye’nin Kadirli ilçesine bağlı Kızyusuflu köyünden Ali Türkmenoğlu, epeyce kalabalık ailesine kaşık bulabilmek için çareyi sandal ağacını oymakta bulmuş. O gün yokluktan dolayı bulduğu bu çare, bugün torunlarının geçim kaynağı olmuş.
Torun Erhan Türkmenoğlu, babasından öğrendiği, dededen kalma bu işi 15 yıldan bu yana sürdürüyor. Kadirli’nin Karatepe dağlarında yetişen sandal ağacından yaptığı mutfak aletlerini Karatepe Aslantaş Arkeoloji Müzesi Milli Parkı içindeki kulübesinde satarak geçimini sağlıyor.
Ceyhan Nehri’nin sularının dolduğu Aslantaş Barajı’nın yeşil suyuna nazır duran bu bölgeye gelen turistler kaşıkların en büyük hayranı. Türkmenoğlu, bir yıllık geçimini yazın sattığı kaşıklardan, kepçelerden, kevgirlerden sağlıyor. Türkiye’de sadece Türkmenoğlu ailesi tarafından yapılan mutfak malzemeleri bu kadar çekici kılan ise, işlendiğinde ağacın doğal rengini alması. Yemek ve salata kaşığı-çatalı, kepçe, kevgir, şekerlik, tuzluk, spatula ve çok amaçlı kullanılabilecek ahşap kaplar gerçekten çok estetik bir görünüme sahip.
Tıpkı süslenip verniklenmiş bir mobilya gibi duruyorlar. Bir marangozun elinden çıkmış gibi görünen sandal ağacı, bu özelliği ile doğanın en süslü ağacı sanki. İşlendikçe, içi oyuldukça kahverenginin, kızılın her tonu kendini gösteriyor. Aynı anda bir dalı kızıl-kahve, diğeri siyah, bir diğeri sütlü-kahve olabiliyor. Kış boyunca kızıl kahve renkte olan gövdesi yaz başlangıcında yeşile dönüşüp kabuk değiştiriyor. Sandal ağacının yöredeki adı ‘hartlap’, ancak ‘Yunan kocayemişi’ olarak da biliniyor. Sonbaharda yetişen meyvesine ise ‘cüllük’ deniyor.