Uzman SühaN
Administrator
Rahim içi yapışıklığı olup hamile kalan varmı?
Rahim içi adezyonlar (yapışıklıklar) rahimin iç tabakaları arasında oluşabilmektedir. Rahim duvarındaki (endometriyum) travma veya enfeksiyonlar endometriyal tabakaya zarar verebilmektedir ve şiddetli durumlarda ise endometriyumun kısmen veya tamamen zarar görmesine neden olabilmektedirler. Rahim içi adezyonları tanımlamak için Asherman sendromu tabiri kullanılmaktadır.
Nedenleri:
Rahim içi adezyonların en yaygın nedeni rahim boşluğundaki travmadır. Rahim içerisinde küretaj, ameliyat veya enfeksiyon gibi nedenlerle oluşacak travma sonucu yapışıklıklar meydana gelmesine intrauterin sineşi veya asherman sendromu denir.Hafif derecede yapışıklıklar rahimin sadece ön ve arka duvarı arasında bir veya bir kaç yapışık band şeklinde olabilir, ileri derecede bir yapışıklık durumunda rahimin bütün duvarları tamamen birbirine yapışmış ve kapanmış halde olabilir ve bu durumda hasta hiç adet göremez. Hafif yapışıklıklarda hasta adet görmeye devam edebilir veya adet kanamaları azalmış olabilir.
Yapışıklıklar tekrarlayan düşüklere sebep olabilir, gebe kalmada zorluk yaratabilir.Bu, dilasyon ve küretaj (D&C) (rahimden doku almak için uygulanan küçük bir cerrahi işlem) sonrası oluşabilmektedir. D&C; endometriyal dokunun mikroskopik olarak değerlendirilmesinde, doğum sonrası aşırı kanama olması durumunda, düşüklerde ve diğer jinekolojik durumlarda yapılmaktadır. Daha az olarak da rahim içi aracın (IUD) uzun süreli kullanımı, endometriyum enfeksiyonları (endometritis) ve rahimde yapılan cerrahi işlemler de (fibroidlerin alınması gibi) rahim içi adezyonların gelişimine neden olabilmektedir.
Semptomlar:
Rahim içi adezyonları olan kadınlarda aşikar problemler olmayabilmektedir. Yine de çoğu hastada adet bozuklukları (adetin olmaması, hafif olması veya seyrek olması gibi) olabilmektedir. Aynı zamanda gebe kalmada başarısızlık veya tekrarlayan düşükler de olabilmektedir. Daha az olarak da eğer adezyonlar menstrüel kan akışını engelliyorsa pelvik ağrı ve dismenore (ağrılı adet periyotları) görülebilmektedir.
Teşhisi:
Tanı da adezyonları teşhis etmek için ultrasonografi ile rahime radyo-opak bir solüsyon enjekte edilerek , histerosalpingografi(HSG)veya historoskopi (rahim içrisine kamera ile bakılması) yöntemlerinden faydalanılır. Rahimin şeklini göstermesi ve fallop tüplerinin açık olup olmadığının belirlenmesi için x-ışınlarıyla görüntülenir.Tüm bu işlemlerde sıvının verilebilmesi için servikse yerleştirilen küçük bir kateter gerekmektedir. Bu işlemler anestezi gerektirmez. Bu işlemde uterin kavitenin görüntüsünün doğrudan alınmasını sağlayan ince, teleskop benzeri bir alet servikse yerleştirilir. Histeroskopi ameliyathanede anestezi eşliğinde veya anestezi olmadan muayenehanede de yapılabilmektedir. HSG ve SHG yararlı tarama testleri olsalar da, histeroskopi rahim içi adezyonların değerlendirilmesinde en kesin yöntemdir ve aynı zamanda tedavi etmek için de kullanılabilmektedir.
Tedavisi:
Tedavi de en çok histeroskopi ile adezyonların cerrahi olarak rahimdeki yapışıklıkların kesilmesi yöntemi uygulanır. Ameliyattan sonra tekrar yapışmayı engellemek için bazen ilaçlar bazende rahim içerisine spiral takılması işlemi uygulanır. Bazen adezyonlar alınırken rahimin perfore olmasından korunmak amacıyla rahim yüzeyini görüntülemek için laparoskopi yapılabilmektedir. Adezyonların alınmasını takiben çoğu cerrah rahim duvarlarının ayrılmasını ve adezyonların yeniden oluşmasını engellemek için rahimin içine geçici olarak plastik kateter gibi bir alet yerleştirilmesini önermektedir. Ameliyat sonrası adezyonların yeniden oluşum şansını azaltmak için östrojenli hormon tedavisi ve non-steroidal anti-inflamatuar (NSAID) reçete edilmektedir. Şiddetli durumlarda adezyonların birden fazla ameliyatla alınması işlemi gerekebilmektedir. Histeroskopi ile adezyonların alınmasından sonra oluşan gebeliklerde erken doğum, üçüncü trimester kanaması veya plasentanın rahim duvarına yapışmasında anormallik olması ihtimali daha yüksektir.
Rahim İçi Yapışıklıklar (Adezyonlar)
Reprodüktif Sonuçları:
Reprodüktif sonuçlar adezyonların tipi ve büyüklüğüyle bağlantılı gibi görünmektedir. Tedavi sonrası hafif ve orta derece adezyonlu hastalarda gebelik oranı yaklaşık % 70 - % 80 arası olmakta ve menstrüel bozukluk sıklıkla azalmaktadır. Şiddetli adezyonları olan hastalarda tedavi sonrası gebelik oranı sadece % 20 - % 40 arasıdır.
Nedenleri:
Rahim içi adezyonların en yaygın nedeni rahim boşluğundaki travmadır. Rahim içerisinde küretaj, ameliyat veya enfeksiyon gibi nedenlerle oluşacak travma sonucu yapışıklıklar meydana gelmesine intrauterin sineşi veya asherman sendromu denir.Hafif derecede yapışıklıklar rahimin sadece ön ve arka duvarı arasında bir veya bir kaç yapışık band şeklinde olabilir, ileri derecede bir yapışıklık durumunda rahimin bütün duvarları tamamen birbirine yapışmış ve kapanmış halde olabilir ve bu durumda hasta hiç adet göremez. Hafif yapışıklıklarda hasta adet görmeye devam edebilir veya adet kanamaları azalmış olabilir.
Yapışıklıklar tekrarlayan düşüklere sebep olabilir, gebe kalmada zorluk yaratabilir.Bu, dilasyon ve küretaj (D&C) (rahimden doku almak için uygulanan küçük bir cerrahi işlem) sonrası oluşabilmektedir. D&C; endometriyal dokunun mikroskopik olarak değerlendirilmesinde, doğum sonrası aşırı kanama olması durumunda, düşüklerde ve diğer jinekolojik durumlarda yapılmaktadır. Daha az olarak da rahim içi aracın (IUD) uzun süreli kullanımı, endometriyum enfeksiyonları (endometritis) ve rahimde yapılan cerrahi işlemler de (fibroidlerin alınması gibi) rahim içi adezyonların gelişimine neden olabilmektedir.
Semptomlar:
Rahim içi adezyonları olan kadınlarda aşikar problemler olmayabilmektedir. Yine de çoğu hastada adet bozuklukları (adetin olmaması, hafif olması veya seyrek olması gibi) olabilmektedir. Aynı zamanda gebe kalmada başarısızlık veya tekrarlayan düşükler de olabilmektedir. Daha az olarak da eğer adezyonlar menstrüel kan akışını engelliyorsa pelvik ağrı ve dismenore (ağrılı adet periyotları) görülebilmektedir.
Teşhisi:
Tanı da adezyonları teşhis etmek için ultrasonografi ile rahime radyo-opak bir solüsyon enjekte edilerek , histerosalpingografi(HSG)veya historoskopi (rahim içrisine kamera ile bakılması) yöntemlerinden faydalanılır. Rahimin şeklini göstermesi ve fallop tüplerinin açık olup olmadığının belirlenmesi için x-ışınlarıyla görüntülenir.Tüm bu işlemlerde sıvının verilebilmesi için servikse yerleştirilen küçük bir kateter gerekmektedir. Bu işlemler anestezi gerektirmez. Bu işlemde uterin kavitenin görüntüsünün doğrudan alınmasını sağlayan ince, teleskop benzeri bir alet servikse yerleştirilir. Histeroskopi ameliyathanede anestezi eşliğinde veya anestezi olmadan muayenehanede de yapılabilmektedir. HSG ve SHG yararlı tarama testleri olsalar da, histeroskopi rahim içi adezyonların değerlendirilmesinde en kesin yöntemdir ve aynı zamanda tedavi etmek için de kullanılabilmektedir.
Tedavisi:
Tedavi de en çok histeroskopi ile adezyonların cerrahi olarak rahimdeki yapışıklıkların kesilmesi yöntemi uygulanır. Ameliyattan sonra tekrar yapışmayı engellemek için bazen ilaçlar bazende rahim içerisine spiral takılması işlemi uygulanır. Bazen adezyonlar alınırken rahimin perfore olmasından korunmak amacıyla rahim yüzeyini görüntülemek için laparoskopi yapılabilmektedir. Adezyonların alınmasını takiben çoğu cerrah rahim duvarlarının ayrılmasını ve adezyonların yeniden oluşmasını engellemek için rahimin içine geçici olarak plastik kateter gibi bir alet yerleştirilmesini önermektedir. Ameliyat sonrası adezyonların yeniden oluşum şansını azaltmak için östrojenli hormon tedavisi ve non-steroidal anti-inflamatuar (NSAID) reçete edilmektedir. Şiddetli durumlarda adezyonların birden fazla ameliyatla alınması işlemi gerekebilmektedir. Histeroskopi ile adezyonların alınmasından sonra oluşan gebeliklerde erken doğum, üçüncü trimester kanaması veya plasentanın rahim duvarına yapışmasında anormallik olması ihtimali daha yüksektir.
Rahim İçi Yapışıklıklar (Adezyonlar)
Reprodüktif Sonuçları:
Reprodüktif sonuçlar adezyonların tipi ve büyüklüğüyle bağlantılı gibi görünmektedir. Tedavi sonrası hafif ve orta derece adezyonlu hastalarda gebelik oranı yaklaşık % 70 - % 80 arası olmakta ve menstrüel bozukluk sıklıkla azalmaktadır. Şiddetli adezyonları olan hastalarda tedavi sonrası gebelik oranı sadece % 20 - % 40 arasıdır.