Konuya cevap cer

Cevap: Osmanlı donanması


Osmanlı Donanmasının Çıkışı 


Osmanlı donanması İstanbul'dan çıkan donanma ve kaptan paşa eyaletindeki sancaklarla bazı eyâlet ve adalardan çıkan bey gemileri Mısır donanması ve bir de Garp ocakları donanması olarak dört kısımda İstanbul'da kaptan paşa kumandasında olarak hazırlanan donanma haliçten çıktıktan sonra evvela Beşiktaş önüne gelip bir iki gün sonra Yedikule'ye gider ve orada askeri yerleştirir ve oradan Akdeniz'e hareket ederdi. Boğazdan çıkıldıktan sonra daha evvelden donanmaya iltihakları emrolunan bey gemileri ile Garb ocakları gemileri gelip muayyen yerde kaptan paşa ile buluşurlardı. Kaptan paşa maiyyetinde olan on dört sancak beyinden her birinin bir kadırgası vardı. On yedinci yüzyılda 1030 H.-1621 M.'de İstanbul'daki donanmadan başka Akdenizde altı donanma bölgesi şunlardı:

1- Rodos beyi ile Kiklad adalarından Milos ve Santurin adaları gemileri Sığacık (Sakız adasının karşısında Anadolu sahilinde) ve Menteşe (Muğla) sancak beyinin kadırgaları ki toplamı yedidir. 2- Sakız sancak beyinin yedi kadırgası 3- Kıbrıs beylerbeyi kadırgası ile Magosa (Famagosta) Baf Tuzla Limasol Girine (Girinyo) beylerinin altı kadırgası 4- Mora kısmı olup Mora sancak beyinin iki gemisi ile Mizistra İnebahtı Santa Mavra (Ayamavra) ve diğer altı kadırga ki mecmuu on bir kadırgadır. 5- Mısır donanması olup beylerbeyi ve Dimyat beyinin gemileriyle diğer altı kadırga 6- Akdenizin adalar ve sahil kısımları yani Midilli sancak beyi ile Çanakkale Limni Kavala Selanik Ağrıboz Andros Şira Naksos (Nakşa) ve Parüs adaları beylerinin gemileri ki bütün bu Akdeniz filosu mevcudu -Garp ocakları hariç olarak- kırk ikiyi bulmakta idi.



Donanmanın Akdeniz'de Harp Nizamı Üzere Hareketi 

      


Osmanlı donanması boğazdan çıkarken kırmızı yelkenli kaptan paşa kadırgası (baştarde) ortada bulunup diğer gemiler etrafında olarak harp nizamı üzere yürürler; bu donanmanın üç mil ilerisinde karakol kaliteleri gidip gördüklerini donanmaya haber verirlerdi. Bu donanmanın gerisinde büyük karakol olarak on kadırga ile tersane kethüdası yürür bunlar fener yakarak güçsüz düşen gemileri ve fırtınadan yelkenleri yırtılıp sereni kırılan gemileri yedeğe alarak yardım ederlerdi. Bu donanmanın hareketinden bir saat sonra kaptan paşa eyâletine bağlı iki bey gemisi hareket eder; ve askerin döküntüsü varsa onları toplardı. Kadırgaların kalyona karşı hücum etmesi tehlikeli olduğundan önce top ile kalyonun dümen ve direği kırıldıktan sonra hücum edilirdi. Muharebe esnasında derya beyleri gemileri ileride bulunup kaptan paşa gemisi geride durur ve önden iki ve geriden üç gemi ile muhafaza edilirdi. Kaptan paşa kendi baştardesinden ayrılmayarak ağalarını askeri cesaretlendirmek için gönderir muharebe esnasında kürek çekmekte istihdam edilen forsalar yani Hıristiyan esirlerin fenalık yapmaları ihtimali olduğundan bunların arasına Türk kürekçileri de konurdu.






XVIII. Yüzyılda Osmanlı Donanması


Karlofça antlaşmasından sonra Amcazâde ve Mezomorto Hüseyin Paşa'ların gayretleriyle ıslah edilen Osmanlı donanması Akdeniz'in en kuvvetli donanmasına sahip olan Venediklilere karşı üstün vaziyet almış olup bu sayede Akdeniz sahil ve adalarında sükûn ve emniyet oluşturmuştu; bu sükûn 1769 senesine kadar devam etmiş ve Osmanlı-Rus savaşı esnasında Baltık denizi'ndeki Rus donanmasının Akdeniz'e geçerek Çeşme limanında Osmanlı donanmasını yakması üzerine vaziyet nazikleşmiş ve Cezayirli Hasan Paşa'nın kaptan-ı derya tâyini üzerine Rusların Çanakkale boğazına taarruzları önlenmiş ise de Doğu Akdeniz ve Adaları barışa kadar Rus donanmasının nüfuzu altında kalmıştı.

Osmanlı donanmasının Çeşme limanında batması üzerine mümkün mertebe yeniden donanma vücuda getirildi ise de bu donanma Akdeniz'de Ruslarla boy ölçüşecek vaziyette değildi; bununla beraber muharebe sonuna kadar şöyle böyle hizmet etti ve Kaynarca antlaşmasından sonra donanmaya önem verildi; fakat Kaynarca antlaşmasına kadar Karadeniz Türkiye'nin bir iç denizi halinde iken bu antlaşma ile Rusların bu denize inmeleri Azak denizi'nden başka Kırım sahillerinde Avlita (Sivastopol)'da gemi inşaat tezgâhları vücuda getirmeleri ve Gersore'da faaliyetleri Osmanlı hükümetini aynı zamanda Akdeniz'den başka Karadeniz'de de meşgul ediyordu; bundan dolayı Osmanlı donanmasının evvelki mevcuduna nazaran her iki denize ait donanmasının iki misli olması gerekiyordu.

1787 seferinde yalnız Karadeniz'de Rus donanmasına karşı Osmanlı donanmasıKaradeniz boğazına karşı yapmaları muhtemel bir donanma hücumunu önlemek için tedbir almaya çalışmış boğazdaki bazı kaleleri tamir ve tahkim etmeğe mecbur olmuş ve bu sırada mütareke ve antlaşma imzalalandığı için muhtemel tehlike önlenmişti. 1787 seferinde Osmanlılarla ittifak yapmış olan İsveçlilerle Ruslar arasında Baltık denizi'nde iki taraf donanmaları arasında savaş olması sebebiyle Akdeniz'de Osmanlı sularına gönderilmek üzere hazırlanmış olan Rus donanması İsveç - Rus savaşından dolayı Akdeniz'e hareket edemediği için Mora ve Ege sahilleriyle bu taraflardaki adalar emniyet altında bulunmuş ve Osmanlı donanmasının Karadeniz'de meşgul olmasını fırsat bilen ve Mürted adasını kendisine üs yapan Lambros ismindeki korsan bir müddet Akdeniz'de faaliyet göstermiş ise de üzerine gönderilen filolarla buraları temizlenmiş ve asayiş iade olunmuştur. harbin ilk senelerinde denk derecede iken daha sonra Rus donanmasının baskısı artmış ve bilhassa 1790 Eylül (1205 Muharrem) ve 1791 Ağustos (1205 Zilhicce)'ta vukua gelen muharebelerde Ruslar Karadeniz'de üstün vaziyete geçmişlerdir; bundan dolayı hükümet telâşa düşüp Rusların

XVIII. asır sonuna yakın senelerden itibaren Osmanlı hükümeti Karadeniz ve Akdeniz'de harp edecek kuvvette donanma tedarikine mecbur olup bunun için de III. Sultan Selim Kaptan paşalığa getirdiği Küçük Hüseyin Paşa ile İngiliz İsveçdonanma vücuda getirmiştir. uzmanlarının faaliyetleri sayesinde bu işi başarmaya kısmen muvaffak olmuş


Geri
Üst