Örnek bir karı koca diyaloğu...
karı koca hikayeleri
Aşağıdaki yazı, yeni evlenmiş bir çiftin arasında geçen bir söyleşiyi konu
edinmektedir. Zevkle okuyacağınızı umuyoruz. İşte Hz. Ali'yi (a.s) örnek
almaya çalışan Ali beyle, Hz. Fâtıma'yı (s.a) kendisine örnek edinmeye çalışan
Fatıma hanımın, müşterek hayatlarının ilk saatlerinde gerçekleştirdikleri söyleşi:
Ali: Fatıma hanım, müsaadenizle size bazı hususları hatırlatmak istiyorum;
inşaallah faydalı olur.
Fatıma: Buyurun.
Ali: Her şeyden önce bir ayetle başlamak istiyorum sözlerime. Kur'an-ı Kerim'in
bir ayet-i kerimesinde şöyle buyurmaktadır Rabbimiz: "Erkekler kadınların
üzerinde, sorumlu yöneticilerdir. Bu da Allah'ın onların bazısını (yani erkekleri)
bazısına (yani kadınlara) üstün kıldığı içindir..." (Nisa, 34)
Fatıma: Yani siz bu âyetle erkeklerin kadınlardan her yönden üstün olduğunu
mu ispatlamaya çalışıyorsunuz?
Ali: Öyle değil mi?
Fatıma: Hayır ben buna katılmıyorum. Benim bildiğim ve öğrendiğim kadarıyla
bundan maksat şudur (Rabbim herkesten daha iyi bilir): Kadınlarda duygusallık
yönünün güçlü, erkeklerde ise zayıf olması, artı erkeklerde tedbir yönünün
güçlü olması nedeniyle müşterek hayatta tedbir ve yönetim yetkisi erkeklere
verilmiştir. Yoksa her yönden bir erkeğin kadına üstünlüğü demek değildir. Yani
anlayacağın erkeklerin sorumluluğu daha fazladır. Ama manevî yönden kadın ve
erkeğin birbirine hiçbir üstünlüğü ve ayrıcalığı yoktur. Hangisinin takvası ve
salih amelleri daha fazla olursa, o daha üstündür.
Madem sen bana âyet okudun, müsadenle bir âyet de ben okuyayım sana.
Tahrim suresinin 11. âyetinde buyuruyor ki:
"Allah iman edenlere Firavun'un karısını örnek olarak verdi. Hani demişti
ki; "Rabbim, bana kendi katında, cennette bir ev yap, beni Firavun'dan ve
onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar."
Ali: Bu ayetle ne demek istiyorsun sen?
Fatıma: Şunu demek istiyorum; Allah-u Teala bu ayette, mu'mine bir hanım
olan Hz. Asiye'yi kadın erkek bütün mu'minlere örnek olarak göstermektedir;
ya!
Ali: Peki şu hadis-i şerife ne diyeceksin bakalım?! Allah Resulü (s.a.a)
buyuruyor ki: "Kadının boynunda en büyük hak sahibi olan kocasıdır; erkeğin
boynunda en büyük hak sahibi olan da annesidir." (Kenz-ül Ummâl, Had
44771)
Fatıma: Sen annelerin de bir kadın olduğunu unuttun galiba! Müsaade et buna
bir hadis de ben ekleyeyim:
"Adamın birisi Resulullah Efendimize gelerek: "Ya Rseulallah kime iyilik edeyim?
diye sorunca Allah Resulü "Annene" buyurdu. Adam tekrar sordu: "Sonra
kime?" Allah'ın Resulü (s.a.a) yine "Annene" cevabını verdi. Üçüncü kere
sordu; Allah Resulü yine "Annene" buyurdu. Dördüncü kere sorunca bu
sefer "Babana" diye cevap verdi Resul-i Kibriya Efendimiz (s.a.a). (El-Kâfi C.2,
S.159)
Yine "Cennet annelerin ayaklarının altındadır" hadisini de mutlaka biliyorsundur!
Ali: Efendimiz'in şu hadisi de kulağına küpe olsun Fatıma hanım!
"Yazıklar olsun o kadın'a ki kocasını öfkelendirsin ve ne mutlu o kadına ki
kocası ondan razı olsun." (Bihâr-ül Envâr) C. 103, S.246)
Buna ne diyeceksin Fatıma hanım!
Fatıma: Ne diyebilirim ki, Efendimizin buyruğudur ve emri başımızın üstüne!
Ancak senin de şu hadisi bilmeni isterim Ali bey:
Şöyle buyurmuştur Allah'ın Habibi (s.a.a.):
"Sizin en iyiniz hanımına karşı en iyi olanınızdır. Hanımlarına karşı en iyi olanınız
da benim." (El-Vâfi, C.3, S.117)
Yine şöyle buyurmuştur. İmanı en kâmil olan mu'min, ahlakı en güzel olan ve
ailesine en yumuşak davranandır; sizin en iyiniz hanımlarına karşı en iyi
olanlarınızdır." (Bihâr-ül Envâr, C.100, S. 224)
Yine buyurmuştur: "Mu'min bir kimse Allah'a karşı olan takvadan sonra , sâliha
bir eşten daha hayırlı bir şey elde edemez." (Kenz-ül Ummâl, Had
44410)
Yine buyurmuştur: "Saliha bir eş, erkeğin saadetindendir." (El-Kâfi, C.5, S.327)
Devam edeyim mi Ali bey?!
Ali: Dur sıra bende! Şu hadislere dikkatini çekerim Fatıma hanım; sonra
bilmiyordum deme!
Buyuruyor ki Efendimiz (s.a.a): "Lanetlidir, lanetlidir o kadın ki kocasına eziyet
edip üzsün; saadetlidir, saadetlidir o kadın ki kocasına saygılı olup ona eziyet
etmesin ve bütün durumlarda ona itaat etsin." (Bihâr-ül Envâr, C.103, S.253)
Yine buyuruyor ki (s.a.a): "Eğer bir kimsenin bir hanımı olur da, o hanım
kendisine eziyet ederse, Allah onun namazını ve hiçbir iyi amelini kabul etmez;
ona yardım edip onu kendinden razı kılıncaya kadar; bütün ömrünü oruç ve
gecelerini ibadetle geçirse ve mallarını Allah yolunda infak etse dahi ve böyle
bir kadın ateşe ilk giren(lerden) olur." (Vesail, C.14, S.116)
Fatıma: Evet amenna, ama hadisin devamını da okusana!
Ali: Devamı da mı var?! Nereden biliyorsun?
Fatıma: Evet; bunları sadece siz mi biliyorsunuz sandın? Hamdolsun Allah'a
artık mu'mine kadınlar da her gün geçtikçe daha bir bilinçlenmeğe ve Allah'ın
dinini en güzel şekilde öğrenmeğe gayret gösteriyorlar!
Ali: Allah bilginizi artırsın.
Fatıma: Amin! Cümlemizin.
Ali: Peki nedir hadisin devamı?
Fatıma: Devamı şöyledir: "Erkek de hanımına eziyet ve zulüm ederse, onun için
de aynı vebal ve azap söz konusudur..." (Vesâil, C.14, S.116)
Ali: Şu hadise karşılık verebilecek misin acaba, onu merak ediyorum? Şöyle
buyuruyor: "(Alemde) en kötü şey, kötü kadındır." (Müstedrek-ül Vesâil, C.2,
S.533)
Fatıma: Dinle o zaman: "Saliha bir kadın, bin tane salih olmayan erkekten daha
hayırlı ve üstündür" buyurmaktadır Efendimiz(s.a.a). (Vesâil, C.14, S.123)
Bu meyanda az önce verdiğim ayeti de unutmamışsındır herhalde.
Ali: Subhanellah! Neyse burayı geçelim!
Fatıma: Geç bakalım!
Ali: Yeri gelmişken bilmiyorsan eğer, şu hadisi de bilmeni isterim doğrusu.
Fatıma: Tabi ki, niye olmasın! Vazifelerimizi ne kadar iyi öğrenirsek, Allah'ın
izniyle o kadar daha iyi onları yerine getirmeğe gayret gösteririz. Seni
dinliyorum.
Ali: Evet şöyle okudum bir hadis-i şerifte "Bir kimsenin bir hanımı olur da onunla
anlaşmaz, Allah'ın verdiği rızka kani olmaz ve kocasına zorluk çıkararak onu
güç yetiremediği bir şeye mecbur ederse, Allah o kadının, kendisini cehennem
azabından koruyacağı hiçbir iyi amelini kabul etmez ve bu huyuna devam ettiği
müddetçe Allah ona gazap eder." (Vesâil, C.14, S.116)
Fatıma: Evet güzel bir hadistir; İnşaallah Rabb'im beni ve bütün sâliha kadınları
ona amel etmeğe muvaffak kılar. Ancak sana da bazı hadisleri hatırlatmada
yarar görüyorum Ali bey.
Şöyle buyuruyor: "Kadınlara ancak değerli kimse saygı gösterir ve onları ancak
âdi kimseler aşağılar." (Nehc-ül Fesâha, S.318, Had
1520)
Yine buyurmuştur: "En iyi erkeklerinizden olanlar, takvalı, (içi ve dışı) temiz, eli
açık, hain gözlere sahip olmayan, anne babasına iyilik eden ve ailesini
başkalarının umuduna bırakmayan kimselerdir. En kötü erkeklerinizden olanlar
ise yalancı, cimri, küfürbaz, (kazandığını) yalnız başına yiyen, misafiri
reddeden, eşini ve hizmetçisini döven, ailesini başkalarının umuduna bırakan ve
anne babasına haksızlık edenlerdir." (Vesâil C.14, S.18)
Bir hadisi de ekleyip sözü tekrar sana bırakacağım; buyuruyor ki: "Herhangi bir
erkek hanımına (haksız yere) bir tokat atarsa, Allah azap meleği olan Malik'e
cehennemde ona yetmiş tokat atmasını emreder..." (Tabi ki bunların hepsi
tevbe etmeyip de helâllik almayan kimseler içindir.) (Müstedrek-ül Vesâil, C.2,
S.55)
Ali: Peki Fatıma hanım, sen bir kocanın eşinin üzerinde olan haklarını biliyor
musun?
Fatıma: Anlatırsan sevinirim.
Ali: Benim başım gözüm üstüne; yeter ki sen böyle şeyleri anlatmayı benden
iste! Bak Efendimiz (s.a.a.) bu hususta şöyle buyurmaktadır: "Erkeğin,
hanımının üzerindeki hakkı, ışığı yakması (eskiden bunun külfetli bir iş olduğu
malumdur), yemek yapması, eşi eve geldiğinde kapı ağzında onu karşılayıp
ona "Hoş geldin" demesi, abdest aldığında ona kap ve kurulayıcı mendil-havlu
takdim etmesi ve mazereti olmadan onun isteğini reddetmemesi." (Mekârim-ül
Ahlak, S.246)
Bir diğer hadiste şöyle buyuruyor Allah'ın Resulü (s.a.a): "..Sizin hanımlarınızın
üzerinde birtakım haklarınız vardır, onların da sizin üzerinizde. Sizin bazı
haklarınız "Yabancı kimselerle gayri meşru ilişkilerde bulunmamaları, iyi şeylerde
size itaatsizlik etmemeleridir. Bunlara dikkat ettiklerinde güzel bir şekilde
onların rızkını ve giyeceklerini temin etmeniz gerekir. Ayrıca onları dövmeyin
de." (Bihâr-ül Envâr, C.100, S.245)
İşte bunlar söz konusu haklardan bazı önemli olanları.
Fatıma: Allah razı olsun. Fakat bir hatırlatma olarak sizin de şu hadisi şerifleri
dikkate almanızı isterim.
Şöyle buyuruyor: "Kadının kocasının üzerindeki hakkı, onun karnını doyurması,
onu giyindirmesi ve ona surat asmamasıdır." (Bih1âar-ül Envâr, C.103, S.254)
Diğer bir hadiste, kadının kocasının boynundaki hakkı sorulduğunda şöyle
buyurmuştur: "Karnını doyurması, onu giyindirmesi (yani ihtiyaçlarını gidermesi)
ve bir hata yaptığında onu affetmesidir." (El-kâfi, C.5, S.510)
Bir diğer hadiste ise bir erkeğin evinde ve ailesine karşı sahip olması gereken
hasletler şöyle sıralanmıştır; "Güzel bir davranış, ölçülü bir şekilde onlara karşı
geçim imkanlarını sağlaması ve onları manevi tehlikelerden koruyacak bir
hamiyet." (Tuhef-ul Ukul, S.322)
Hz. Ali'den (a.s) de şöyle nakledilmiştir: "Kadınlara karşı her halükarda müdara
edin, onlarla güzel bir şekilde konuşun ki onlar da davranışlarını size karşı
güzelleştirsinler." (Bihar-ul Envar, C.100, S.223)
Bir hadiste de şöyle buyurmaktadır: "Kim kendi ailesine iyi davranır, onlara
iyilikte bulunursa, Allah ömrünü uzatır." (El-Hisal, S.88)
Ali: Peki Fatıma hanım sen şu hadisleri duydun mu hiç?
"Bir kadın yedi gün kocasına (Allah rızası için) hizmet ederse, Allah onun
yüzüne cehennemin yedi kapısını kapatır ve cennetin sekiz kapısını açar ki
hangisinden isterse içeriye girsin." (Vesail, C.14, S.123
"Bir kadın kocasına bir içim su verirse, onun için gündüzleri oruç ve geceleri
ibadetle geçen bir yılın ibadetinden daha hayırlı olur. Ayrıca verdiği her suyun
karşılığında Allah onun için cennette bir şehir kurar ve altmış hatasını bağışlar."
(Vesail, C.14, S.123)
Hz. Ali (a.s) de şöyle buyurmaktadır: "Kadının cihadı, eşine karşı vazifelerini en
güzel şekilde yerine getirmesidir." (Bihâr-ül Envâr, C.100, S.252)
Ümm-ü Seleme annemiz (r.a) de Resulullah'a (s.a.a) kadınların eşlerine ettikleri
hizmete karşılık alacakları fazilet ve sevabı sorunca, şöyle buyurdular: "Bir
kadın, eşinin evinde sırf ıslah niyetiyle bir şeyi bir yerden bir yere kaldırıp
koyarsa, Allah ona (rahmet gözüyle) bakar ve Allah (rahmet gözüyle) baktığı
kimseyi azap etmez." (Bihâr-ül Envâr, C.103, S.251)
Evet Fatıma hanım, artık ona göre!
Fatıma: Ne güzel! Yeter ki Rabb'im bu mükafatlara bizi layık kılsın. Ben de seni
mutlu etmek için şu hadisleri takdim etmek istiyorum huzur-u âlinize Ali bey!
Şöyle buyuruyor Efendimiz (s.a.a.): "Ancak sıddık veya şehid yada Allah'ın
kendisi için dünya ve âhiret hayrını dilediği erkek ailesine hizmet eder." (Bihâr-
ül Envâr, C.14, S.123)
Yine şöyle buyurmuştur: "Hiç şüphesiz bir erkek hanımının ağzına verdiği bir
lokmadan ötürü (dahi) mükafatlandırılır." (El-Meheccet-ül Beyza, C.3, S.70
Bir başka hadiste: "Erkek eşine verdiği bir içim suya karşılık (dahi)
mükafatlandırılır" buyuruyor. (Kenz-ül Ummâl, Had
44435)
Ve bilahâre şöyle buyurmaktadır: "Aileye hizmet etmek kebire (büyük)
günahların keffareti sayılır ve Allah'ın gazabını söndürür." (Cami-ül Ahbar S.276)
Ali: Şunu da biliyor musun ki? "Ailesinin geçimini (helâlden) sağlamak için
çalışan, zahmet çeken kimse Allah yolunda cihad eden gibidir" buyrulmaktadır
hadiste. (Vesâil, C.12, S.43)
Fatıma: Evet çok şükür biliyorum ve şunu da biliyorum ki Allah Resulü (s.a.a.)
Ümm-ü Seleme anamıza buyurmuştur ki, "Bir kadın hamile kalıp (bunun
zorluklarına sabrettiğinde) canıyla, malıyla Allah yolunda cihad eden kimsenin
sevabına hak kazanır; doğum yaptığında ise ona şöyle denilir: "Günahların
bağışlandı, artık amellerine yeniden başla". Çocuğuna süt vermeğe
başladığında, her defa verdiği süt için İsmail oğullarından bir köle azat etmenin
sevabını kazanır." (Bihar-ül Envar, C.103, S.251)
Zaten yukarıda senin verdiğin bir hadiste bunu ifade ediyordu: "Kadının cihadı,
eşine karşı vazifelerini en güzel şekilde yerine getirmesidir."
Ali: Neyse söz uzadı! Son bir şeyi de hatırlatıp bitirmek istiyorum sözümü;
fakat buna bir karşılık verebileceğini sanmıyorum Fatıma hanım!
Fatıma: Buyur, söyle bakalım; göreceğiz!
Ali: Yine Efendimiz'in güzel bir-iki sözüdür bunlar; şöyle buyuruyor: "Kim
hanımının kötü ahlakına sabrederse ve bunu sırf Allah rızası için yaparsa, Allah
ona sabrettiği her gece ve gündüze karşılık Hz. Eyyub'a (sabrına karşılık)
verdiği sevabı verir. O kötü huylu kadına da her gece ve gündüze karşılık
kumların sayısı kadar vizr-u vebal yazılır." (Sevab-ul A'mal, S.339)
Yine şöyle buyuruyor: "Kim kötü ahlaklı hanımının huyuna sabrederse ve bunu
ilahi mükâfat niyetiyle yaparsa, Allah ona şükredenlerin sevabını verir." (Kısâr-
ül Cümel, C.1, S.289)
Hadi bakalım, buna karşılık bir söyleyecek bir sözün var mı?!
Fatıma: Yoksa olmadığını mı zannediyorsun?! Bu din adalet dinidir Elhamdulillah.
Hiçbir kimsenin hakkını zayi etmez. Evvela az önce söylemiş olduğun hadisten
dolayı Allah'a sığınırım. Rabb'im bana ve bütün mû'mine hanımlara, öyle
durumlara düşmemek ve o korkunç veballeri hak etmemek için yardımcı olsun.
Eşlerine karşı vazifelerini en güzel şekilde yerine getiren ve İslamî ahlâkı bütün
boyutlarıyla kendine prensip edinen saadetli kadınlardan eylesin. Karşılık
dediğin şeye gelince madem istedin, o halde dinle, bak ne buyuruyor Efendimiz
(s.a.a.):
"Kim kocasının kötü ahlakına sabrederse, Allah ona Hz. Asiye bint-i Müzahim'in
sevabını verecektir (Firavun'un kötü ahlakına sabrettiği için)." (Bihar-ül Envar,
C.103, S.247)
Evet bu da senin son cevabın. İnşaallah Allah ne seni öyle bir sabra mecbur
eder, ne de beni böyle bir sabra. Rabb'im sonumuzu hayırlı kılsın.
Ali: Amin!
Aşağıdaki yazı, yeni evlenmiş bir çiftin arasında geçen bir söyleşiyi konu
edinmektedir. Zevkle okuyacağınızı umuyoruz. İşte Hz. Ali'yi (a.s) örnek
almaya çalışan Ali beyle, Hz. Fâtıma'yı (s.a) kendisine örnek edinmeye çalışan
Fatıma hanımın, müşterek hayatlarının ilk saatlerinde gerçekleştirdikleri söyleşi:
Ali: Fatıma hanım, müsaadenizle size bazı hususları hatırlatmak istiyorum;
inşaallah faydalı olur.
Fatıma: Buyurun.
Ali: Her şeyden önce bir ayetle başlamak istiyorum sözlerime. Kur'an-ı Kerim'in
bir ayet-i kerimesinde şöyle buyurmaktadır Rabbimiz: "Erkekler kadınların
üzerinde, sorumlu yöneticilerdir. Bu da Allah'ın onların bazısını (yani erkekleri)
bazısına (yani kadınlara) üstün kıldığı içindir..." (Nisa, 34)
Fatıma: Yani siz bu âyetle erkeklerin kadınlardan her yönden üstün olduğunu
mu ispatlamaya çalışıyorsunuz?
Ali: Öyle değil mi?
Fatıma: Hayır ben buna katılmıyorum. Benim bildiğim ve öğrendiğim kadarıyla
bundan maksat şudur (Rabbim herkesten daha iyi bilir): Kadınlarda duygusallık
yönünün güçlü, erkeklerde ise zayıf olması, artı erkeklerde tedbir yönünün
güçlü olması nedeniyle müşterek hayatta tedbir ve yönetim yetkisi erkeklere
verilmiştir. Yoksa her yönden bir erkeğin kadına üstünlüğü demek değildir. Yani
anlayacağın erkeklerin sorumluluğu daha fazladır. Ama manevî yönden kadın ve
erkeğin birbirine hiçbir üstünlüğü ve ayrıcalığı yoktur. Hangisinin takvası ve
salih amelleri daha fazla olursa, o daha üstündür.
Madem sen bana âyet okudun, müsadenle bir âyet de ben okuyayım sana.
Tahrim suresinin 11. âyetinde buyuruyor ki:
"Allah iman edenlere Firavun'un karısını örnek olarak verdi. Hani demişti
ki; "Rabbim, bana kendi katında, cennette bir ev yap, beni Firavun'dan ve
onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar."
Ali: Bu ayetle ne demek istiyorsun sen?
Fatıma: Şunu demek istiyorum; Allah-u Teala bu ayette, mu'mine bir hanım
olan Hz. Asiye'yi kadın erkek bütün mu'minlere örnek olarak göstermektedir;
ya!
Ali: Peki şu hadis-i şerife ne diyeceksin bakalım?! Allah Resulü (s.a.a)
buyuruyor ki: "Kadının boynunda en büyük hak sahibi olan kocasıdır; erkeğin
boynunda en büyük hak sahibi olan da annesidir." (Kenz-ül Ummâl, Had
44771)
Fatıma: Sen annelerin de bir kadın olduğunu unuttun galiba! Müsaade et buna
bir hadis de ben ekleyeyim:
"Adamın birisi Resulullah Efendimize gelerek: "Ya Rseulallah kime iyilik edeyim?
diye sorunca Allah Resulü "Annene" buyurdu. Adam tekrar sordu: "Sonra
kime?" Allah'ın Resulü (s.a.a) yine "Annene" cevabını verdi. Üçüncü kere
sordu; Allah Resulü yine "Annene" buyurdu. Dördüncü kere sorunca bu
sefer "Babana" diye cevap verdi Resul-i Kibriya Efendimiz (s.a.a). (El-Kâfi C.2,
S.159)
Yine "Cennet annelerin ayaklarının altındadır" hadisini de mutlaka biliyorsundur!
Ali: Efendimiz'in şu hadisi de kulağına küpe olsun Fatıma hanım!
"Yazıklar olsun o kadın'a ki kocasını öfkelendirsin ve ne mutlu o kadına ki
kocası ondan razı olsun." (Bihâr-ül Envâr) C. 103, S.246)
Buna ne diyeceksin Fatıma hanım!
Fatıma: Ne diyebilirim ki, Efendimizin buyruğudur ve emri başımızın üstüne!
Ancak senin de şu hadisi bilmeni isterim Ali bey:
Şöyle buyurmuştur Allah'ın Habibi (s.a.a.):
"Sizin en iyiniz hanımına karşı en iyi olanınızdır. Hanımlarına karşı en iyi olanınız
da benim." (El-Vâfi, C.3, S.117)
Yine şöyle buyurmuştur. İmanı en kâmil olan mu'min, ahlakı en güzel olan ve
ailesine en yumuşak davranandır; sizin en iyiniz hanımlarına karşı en iyi
olanlarınızdır." (Bihâr-ül Envâr, C.100, S. 224)
Yine buyurmuştur: "Mu'min bir kimse Allah'a karşı olan takvadan sonra , sâliha
bir eşten daha hayırlı bir şey elde edemez." (Kenz-ül Ummâl, Had
Yine buyurmuştur: "Saliha bir eş, erkeğin saadetindendir." (El-Kâfi, C.5, S.327)
Devam edeyim mi Ali bey?!
Ali: Dur sıra bende! Şu hadislere dikkatini çekerim Fatıma hanım; sonra
bilmiyordum deme!
Buyuruyor ki Efendimiz (s.a.a): "Lanetlidir, lanetlidir o kadın ki kocasına eziyet
edip üzsün; saadetlidir, saadetlidir o kadın ki kocasına saygılı olup ona eziyet
etmesin ve bütün durumlarda ona itaat etsin." (Bihâr-ül Envâr, C.103, S.253)
Yine buyuruyor ki (s.a.a): "Eğer bir kimsenin bir hanımı olur da, o hanım
kendisine eziyet ederse, Allah onun namazını ve hiçbir iyi amelini kabul etmez;
ona yardım edip onu kendinden razı kılıncaya kadar; bütün ömrünü oruç ve
gecelerini ibadetle geçirse ve mallarını Allah yolunda infak etse dahi ve böyle
bir kadın ateşe ilk giren(lerden) olur." (Vesail, C.14, S.116)
Fatıma: Evet amenna, ama hadisin devamını da okusana!
Ali: Devamı da mı var?! Nereden biliyorsun?
Fatıma: Evet; bunları sadece siz mi biliyorsunuz sandın? Hamdolsun Allah'a
artık mu'mine kadınlar da her gün geçtikçe daha bir bilinçlenmeğe ve Allah'ın
dinini en güzel şekilde öğrenmeğe gayret gösteriyorlar!
Ali: Allah bilginizi artırsın.
Fatıma: Amin! Cümlemizin.
Ali: Peki nedir hadisin devamı?
Fatıma: Devamı şöyledir: "Erkek de hanımına eziyet ve zulüm ederse, onun için
de aynı vebal ve azap söz konusudur..." (Vesâil, C.14, S.116)
Ali: Şu hadise karşılık verebilecek misin acaba, onu merak ediyorum? Şöyle
buyuruyor: "(Alemde) en kötü şey, kötü kadındır." (Müstedrek-ül Vesâil, C.2,
S.533)
Fatıma: Dinle o zaman: "Saliha bir kadın, bin tane salih olmayan erkekten daha
hayırlı ve üstündür" buyurmaktadır Efendimiz(s.a.a). (Vesâil, C.14, S.123)
Bu meyanda az önce verdiğim ayeti de unutmamışsındır herhalde.
Ali: Subhanellah! Neyse burayı geçelim!
Fatıma: Geç bakalım!
Ali: Yeri gelmişken bilmiyorsan eğer, şu hadisi de bilmeni isterim doğrusu.
Fatıma: Tabi ki, niye olmasın! Vazifelerimizi ne kadar iyi öğrenirsek, Allah'ın
izniyle o kadar daha iyi onları yerine getirmeğe gayret gösteririz. Seni
dinliyorum.
Ali: Evet şöyle okudum bir hadis-i şerifte "Bir kimsenin bir hanımı olur da onunla
anlaşmaz, Allah'ın verdiği rızka kani olmaz ve kocasına zorluk çıkararak onu
güç yetiremediği bir şeye mecbur ederse, Allah o kadının, kendisini cehennem
azabından koruyacağı hiçbir iyi amelini kabul etmez ve bu huyuna devam ettiği
müddetçe Allah ona gazap eder." (Vesâil, C.14, S.116)
Fatıma: Evet güzel bir hadistir; İnşaallah Rabb'im beni ve bütün sâliha kadınları
ona amel etmeğe muvaffak kılar. Ancak sana da bazı hadisleri hatırlatmada
yarar görüyorum Ali bey.
Şöyle buyuruyor: "Kadınlara ancak değerli kimse saygı gösterir ve onları ancak
âdi kimseler aşağılar." (Nehc-ül Fesâha, S.318, Had
Yine buyurmuştur: "En iyi erkeklerinizden olanlar, takvalı, (içi ve dışı) temiz, eli
açık, hain gözlere sahip olmayan, anne babasına iyilik eden ve ailesini
başkalarının umuduna bırakmayan kimselerdir. En kötü erkeklerinizden olanlar
ise yalancı, cimri, küfürbaz, (kazandığını) yalnız başına yiyen, misafiri
reddeden, eşini ve hizmetçisini döven, ailesini başkalarının umuduna bırakan ve
anne babasına haksızlık edenlerdir." (Vesâil C.14, S.18)
Bir hadisi de ekleyip sözü tekrar sana bırakacağım; buyuruyor ki: "Herhangi bir
erkek hanımına (haksız yere) bir tokat atarsa, Allah azap meleği olan Malik'e
cehennemde ona yetmiş tokat atmasını emreder..." (Tabi ki bunların hepsi
tevbe etmeyip de helâllik almayan kimseler içindir.) (Müstedrek-ül Vesâil, C.2,
S.55)
Ali: Peki Fatıma hanım, sen bir kocanın eşinin üzerinde olan haklarını biliyor
musun?
Fatıma: Anlatırsan sevinirim.
Ali: Benim başım gözüm üstüne; yeter ki sen böyle şeyleri anlatmayı benden
iste! Bak Efendimiz (s.a.a.) bu hususta şöyle buyurmaktadır: "Erkeğin,
hanımının üzerindeki hakkı, ışığı yakması (eskiden bunun külfetli bir iş olduğu
malumdur), yemek yapması, eşi eve geldiğinde kapı ağzında onu karşılayıp
ona "Hoş geldin" demesi, abdest aldığında ona kap ve kurulayıcı mendil-havlu
takdim etmesi ve mazereti olmadan onun isteğini reddetmemesi." (Mekârim-ül
Ahlak, S.246)
Bir diğer hadiste şöyle buyuruyor Allah'ın Resulü (s.a.a): "..Sizin hanımlarınızın
üzerinde birtakım haklarınız vardır, onların da sizin üzerinizde. Sizin bazı
haklarınız "Yabancı kimselerle gayri meşru ilişkilerde bulunmamaları, iyi şeylerde
size itaatsizlik etmemeleridir. Bunlara dikkat ettiklerinde güzel bir şekilde
onların rızkını ve giyeceklerini temin etmeniz gerekir. Ayrıca onları dövmeyin
de." (Bihâr-ül Envâr, C.100, S.245)
İşte bunlar söz konusu haklardan bazı önemli olanları.
Fatıma: Allah razı olsun. Fakat bir hatırlatma olarak sizin de şu hadisi şerifleri
dikkate almanızı isterim.
Şöyle buyuruyor: "Kadının kocasının üzerindeki hakkı, onun karnını doyurması,
onu giyindirmesi ve ona surat asmamasıdır." (Bih1âar-ül Envâr, C.103, S.254)
Diğer bir hadiste, kadının kocasının boynundaki hakkı sorulduğunda şöyle
buyurmuştur: "Karnını doyurması, onu giyindirmesi (yani ihtiyaçlarını gidermesi)
ve bir hata yaptığında onu affetmesidir." (El-kâfi, C.5, S.510)
Bir diğer hadiste ise bir erkeğin evinde ve ailesine karşı sahip olması gereken
hasletler şöyle sıralanmıştır; "Güzel bir davranış, ölçülü bir şekilde onlara karşı
geçim imkanlarını sağlaması ve onları manevi tehlikelerden koruyacak bir
hamiyet." (Tuhef-ul Ukul, S.322)
Hz. Ali'den (a.s) de şöyle nakledilmiştir: "Kadınlara karşı her halükarda müdara
edin, onlarla güzel bir şekilde konuşun ki onlar da davranışlarını size karşı
güzelleştirsinler." (Bihar-ul Envar, C.100, S.223)
Bir hadiste de şöyle buyurmaktadır: "Kim kendi ailesine iyi davranır, onlara
iyilikte bulunursa, Allah ömrünü uzatır." (El-Hisal, S.88)
Ali: Peki Fatıma hanım sen şu hadisleri duydun mu hiç?
"Bir kadın yedi gün kocasına (Allah rızası için) hizmet ederse, Allah onun
yüzüne cehennemin yedi kapısını kapatır ve cennetin sekiz kapısını açar ki
hangisinden isterse içeriye girsin." (Vesail, C.14, S.123
"Bir kadın kocasına bir içim su verirse, onun için gündüzleri oruç ve geceleri
ibadetle geçen bir yılın ibadetinden daha hayırlı olur. Ayrıca verdiği her suyun
karşılığında Allah onun için cennette bir şehir kurar ve altmış hatasını bağışlar."
(Vesail, C.14, S.123)
Hz. Ali (a.s) de şöyle buyurmaktadır: "Kadının cihadı, eşine karşı vazifelerini en
güzel şekilde yerine getirmesidir." (Bihâr-ül Envâr, C.100, S.252)
Ümm-ü Seleme annemiz (r.a) de Resulullah'a (s.a.a) kadınların eşlerine ettikleri
hizmete karşılık alacakları fazilet ve sevabı sorunca, şöyle buyurdular: "Bir
kadın, eşinin evinde sırf ıslah niyetiyle bir şeyi bir yerden bir yere kaldırıp
koyarsa, Allah ona (rahmet gözüyle) bakar ve Allah (rahmet gözüyle) baktığı
kimseyi azap etmez." (Bihâr-ül Envâr, C.103, S.251)
Evet Fatıma hanım, artık ona göre!
Fatıma: Ne güzel! Yeter ki Rabb'im bu mükafatlara bizi layık kılsın. Ben de seni
mutlu etmek için şu hadisleri takdim etmek istiyorum huzur-u âlinize Ali bey!
Şöyle buyuruyor Efendimiz (s.a.a.): "Ancak sıddık veya şehid yada Allah'ın
kendisi için dünya ve âhiret hayrını dilediği erkek ailesine hizmet eder." (Bihâr-
ül Envâr, C.14, S.123)
Yine şöyle buyurmuştur: "Hiç şüphesiz bir erkek hanımının ağzına verdiği bir
lokmadan ötürü (dahi) mükafatlandırılır." (El-Meheccet-ül Beyza, C.3, S.70
Bir başka hadiste: "Erkek eşine verdiği bir içim suya karşılık (dahi)
mükafatlandırılır" buyuruyor. (Kenz-ül Ummâl, Had
Ve bilahâre şöyle buyurmaktadır: "Aileye hizmet etmek kebire (büyük)
günahların keffareti sayılır ve Allah'ın gazabını söndürür." (Cami-ül Ahbar S.276)
Ali: Şunu da biliyor musun ki? "Ailesinin geçimini (helâlden) sağlamak için
çalışan, zahmet çeken kimse Allah yolunda cihad eden gibidir" buyrulmaktadır
hadiste. (Vesâil, C.12, S.43)
Fatıma: Evet çok şükür biliyorum ve şunu da biliyorum ki Allah Resulü (s.a.a.)
Ümm-ü Seleme anamıza buyurmuştur ki, "Bir kadın hamile kalıp (bunun
zorluklarına sabrettiğinde) canıyla, malıyla Allah yolunda cihad eden kimsenin
sevabına hak kazanır; doğum yaptığında ise ona şöyle denilir: "Günahların
bağışlandı, artık amellerine yeniden başla". Çocuğuna süt vermeğe
başladığında, her defa verdiği süt için İsmail oğullarından bir köle azat etmenin
sevabını kazanır." (Bihar-ül Envar, C.103, S.251)
Zaten yukarıda senin verdiğin bir hadiste bunu ifade ediyordu: "Kadının cihadı,
eşine karşı vazifelerini en güzel şekilde yerine getirmesidir."
Ali: Neyse söz uzadı! Son bir şeyi de hatırlatıp bitirmek istiyorum sözümü;
fakat buna bir karşılık verebileceğini sanmıyorum Fatıma hanım!
Fatıma: Buyur, söyle bakalım; göreceğiz!
Ali: Yine Efendimiz'in güzel bir-iki sözüdür bunlar; şöyle buyuruyor: "Kim
hanımının kötü ahlakına sabrederse ve bunu sırf Allah rızası için yaparsa, Allah
ona sabrettiği her gece ve gündüze karşılık Hz. Eyyub'a (sabrına karşılık)
verdiği sevabı verir. O kötü huylu kadına da her gece ve gündüze karşılık
kumların sayısı kadar vizr-u vebal yazılır." (Sevab-ul A'mal, S.339)
Yine şöyle buyuruyor: "Kim kötü ahlaklı hanımının huyuna sabrederse ve bunu
ilahi mükâfat niyetiyle yaparsa, Allah ona şükredenlerin sevabını verir." (Kısâr-
ül Cümel, C.1, S.289)
Hadi bakalım, buna karşılık bir söyleyecek bir sözün var mı?!
Fatıma: Yoksa olmadığını mı zannediyorsun?! Bu din adalet dinidir Elhamdulillah.
Hiçbir kimsenin hakkını zayi etmez. Evvela az önce söylemiş olduğun hadisten
dolayı Allah'a sığınırım. Rabb'im bana ve bütün mû'mine hanımlara, öyle
durumlara düşmemek ve o korkunç veballeri hak etmemek için yardımcı olsun.
Eşlerine karşı vazifelerini en güzel şekilde yerine getiren ve İslamî ahlâkı bütün
boyutlarıyla kendine prensip edinen saadetli kadınlardan eylesin. Karşılık
dediğin şeye gelince madem istedin, o halde dinle, bak ne buyuruyor Efendimiz
(s.a.a.):
"Kim kocasının kötü ahlakına sabrederse, Allah ona Hz. Asiye bint-i Müzahim'in
sevabını verecektir (Firavun'un kötü ahlakına sabrettiği için)." (Bihar-ül Envar,
C.103, S.247)
Evet bu da senin son cevabın. İnşaallah Allah ne seni öyle bir sabra mecbur
eder, ne de beni böyle bir sabra. Rabb'im sonumuzu hayırlı kılsın.
Ali: Amin!