Ölüm ve Kabir Hayatı İle İlgili Bilgiler

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Ölüm ve Kabir Hayatı İle İlgili Bilgiler
bu konu ölüm ve kabir hayatı hakkında bilgiler içermektedir.

Allah'ın yarattığı her canlı kendisine bahşedilen ömürün vakti bittiği zaman ölümü mutlaka tadacaktır. Kimse bu dünya da baki değildir. baki olan yalnız ve yalnız yüce Allah'dır.

Ölümün ne zaman ve nerede, nasıl geleceğini kimse bilemez . Allah öncelikle hepimize temiz ve hayırlı ölümler nasip etsin diyerek sizlere M.Yaşar Kandemir'in ölüm ve kabir hayatı ile ilgili yazısını sizler için paylaşıyorum.

mezar-2af.jpg


HAYAT YOLCULUĞU ÖLÜMLE BİRLİKTE BİTER VE İNSANOĞLU,
KENDİSİNİ EBEDÎ AHİRET ÜLKELERİNE GÖTÜRECEK OLAN YEPYENİ BİR YOLCULUĞA ÇIKAR.
İŞTE BU YOLCULUK SIRASINDA MܒMİN OLSUN, KÂFİR OLSUN
HERKESİN KARŞILAŞIP YAŞAYACAĞI BİR DİZİ HADİSE VARDIR.
HADİS VE ÂYETLERİN BİLDİRMESİYLE BİLEBİLECEĞİMİZ
BU HADİSELER HAKKINDA BİLGİ EDİNMEK, AHİRET HAYATIMIZ İÇİN
KENDİMİZİ NASIL HAZIRLAMAMIZ GEREKTİĞİ KONUSUNDA BİZE YARDIMCI OLACAKTIR.

ÖLÜM ÂNI


Bir kimsenin ölüm ânı, onun ölümden sonraki hayatı hakkında fikir verir. Çünkü Allah’a inanan kimseyle inanmayanın ölüm sırasındaki hali birbirinden çok farklıdır.
Mü’minler ölürken yanlarına melekler gelir:
“Korkmayın, üzülmeyin, size vaad edilen Cennetle sevinin” diye onlara müjde verir.
Allah’ın kendisinden hoşnut olacağını ve kendisini bağışlayacağını duyan mü’min son derece mutlu olur. Bir an önce Allah’a kavuşmayı, Allah da ona kavuşmayı ister.
Ölmek üzere olan inançsız kimseye de işkence göreceği hatırlatılır. O da ölümden nefret eder ve Allah’a kavuşmayı istemez; esasen Allah da ona kavuşmayı istemez.
Melekler inançsız kimsenin yüzüne ve arkasına vurarak “Tadın bakalım yakıcı azabı” diye canını alırlar. İnançsız olarak ölenlerin pis kokusu gök ehlini rahatsız edecek kadar berbattır.


KABİR HAYATI


İnsan ölüp de kabre konduğu andan, kıyametin kopmasına kadar geçen zamana ‘kabir hayatı’ denir.
Kabir hayatının bir adım öncesi dünya, bir adım sonrası âhiret hayatıdır. Kabir hayatı, dünya ile âhiret arasında bir engel oluşturduğu için ona ‘berzah hayatı’ da denir.
Bir bakıma kabir, âhiret hayatının çeşitli duraklarının ilkidir.
Kabirdeki imtihanı kolayca veren, ondan sonraki menzilleri daha kolay geçer. Bu ilk imtihanı veremeyen kimsenin kabir hayatı son derece korkunçtur.


KABİRDEKİ SORGU


Kabre konan her insan, Münker ve Nekir melekleri tarafından hesaba çekilir. Bu sorgulama şöyle olur:
Defin işi bitip de eş, dost ve aile fertleri mezardan birer birer ayrılırken, kabirde yalnız başına kalan kimse onların ayak seslerini işitir.
O sırada biri Münker, diğeri Nekir diye anılan siyah tenli, mavi gözlü iki melek gelir; ölen kimseyi oturtur, Müslüman olup olmadığını anlamak için “Rabbin kim? Hangi dindensin?” diye sorarlar. Müslüman ise “Rabbim Allah; dinim İslâm” diye cevap verir.
Bir de Resûl-i Ekrem hakkında ne düşündüğünü öğrenmek isterler.
Mü’min, ölmeden önce de dilinden düşürmediği gibi, kelime-i şehâdet getirerek onun Allah’ın kulu ve Resûlü olduğunu söyler.
Melekler ona “Biz senin bunu söylediğini daha önce de biliyorduk” derler. Sonra kabri genişletilir ve pırıl pırıl aydınlatılır.
Ona Cehennemdeki yeri gösterilir: “Bak, senin yerin burasıydı. Allah Teâlâ burayı Cennette yüce bir makamla değiştirdi. O seni şu güzel yerinden kaldırıp yeniden diriltene kadar, burada gelin güvey uykusu gibi rahat uyu!” derler.
O Müslümanın kabrinden Cennete bir yol açılır. Cennetin burcu burcu kokularını duymaya başlar. Ona Cennet elbiseleri giydirilir. Gözünün gördüğü yere kadar kabri genişletilir.
O da yeniden diriltileceği kıyamet gününe kadar Cenâb-ı Mevlâ’nın kendisine sunacağı nimetler içinde ve sabah akşam Cennetteki yerini seyrederek rahat ve huzur içinde yaşar.
Kâfir veya Allah’a inanmış görünen kimse (münafık) ise, meleklerin sorularına cevap veremez.
Melekler ona, kendisinin durumunu daha önce de bildiklerini söyleyerek başına ******li bir şekilde vururlar. Onun feryadını insan ve cin dışındaki diğer varlıklar duyar.
Kabri daraltılır, kabrinden Cehenneme bir kapı açılır, Cehennemin alevlerini duymaya başlar. Sabah akşam Cehennemdeki yerine bakarak acılar içinde kıvranır.


KABİR AZABI


Peygamber Efendimiz dualarında kabir azabından Allah’a sığındı; Müslümanların da sığınmasını tavsiye etti ve bu konuda şöyle buyurdu:
Kabirlerinizde Deccâl fitnesine yakın bir imtihandan geçeceğinizi Allah bana bildirdi.
Ben hayatımda kabirden daha korkunç bir manzara görmedim.
Birbirinizi gömmeyi bırakmayacağınızı bilsem, kabir azabından bir miktar size de duyurması için Allah’a dua ederdim.


ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLME

Birgün kıyamet kopup dünya hayatı son bulacaktır.
Sadece Allah Teâlâ’nın bileceği bir süre geçtikten sonra, sûr’a ikinci defa üflenecektir.
O zaman gökten hayat veren bir su indirilecek, herkes âdetâ bitkiler gibi yeniden canlanacak, kemikleri bile çürümüş olan insanlar, Allah’ın izniyle hiç çürümeyecek olan kuyruk sokumundaki hardal tanesi kadar küçücük bir parçadan (acbü’z-zenebden) yeniden canlanacak, kabirlerinde dirilip kalkacaklardır.
O zaman insanlar dünyada bir gün veya daha az bir zaman kaldıklarını sanacak, Allah’a hamdederek mahşere doğru koşarcasına gideceklerdir.
Ne yazık ki, kendi yaratılışını unutanlar, “Çürümüş kemikleri kim diriltecek” diye hayretle sorarlar, öldükten sonra yeniden hayat bulacaklarına bir türlü inanmazlar. İşte onlar, ilk önce yaratanın yeniden dirilttiğini göreceklerdir.


MAHŞER


Allah Teâlâ, mahşer gününden söz ederken; “büyük gün,” “bütün insanların, âlemlerin Rabbi huzuruna çıkacağı gün” ifadelerini kullanmaktadır.
O gün, sûr sesini duyanların gözü dehşetle açılacak; o kimseler dört yana dağılmış çekirgeler gibi kabirlerinden fırlayacaklar ve kendilerini çağırana doğru koşacaklar.
İlk insandan son insana kadar herkes bir araya gelecek; o gün yer başka bir şekle büründüğü, dağlar toz gibi savrulduğu, bir çukur, bir tümsek bulunmadığı için; dümdüz, bembeyaz, hiç kimsenin tanıdık bir işarete rastlamadığı bir yerde bütün insanlar toplanacak.
İnsanlar mahşer yerinde, Cenâb-ı Hakk’ın huzuruna,
  • yalınayak,
  • çıplak,
  • ve sünnetsiz olarak çıkacaklar. Kapıldıkları dehşet, korku ve şaşkınlık yüzünden birbirlerine dönüp bakamayacaklar.
O dehşetli zamanda güneş insanları yakıp kavuracak, herkes günahı ölçüsünde tere batacak; kimi topuklarına, kimi dizlerine kadar, kimi beline, köprücük kemiklerine kadar, kimi de ağzına ve kulaklarına kadar tere gömülecektir.
Hiçbir gölgenin bulunmadığı o dehşetli günde, Allah Teâlâ bazı kimselere özel ikrâmda bulunacak; onları Arş’ının gölgesinde dinlendirecektir.
Bu bahtiyar insanlar:
  • âdil devlet başkanları,
  • temiz bir hayat içinde Rabbine kulluk ederek büyüyen gençler,
  • kalbi mescidlere bağlı Müslümanlar,
  • birbirlerini Allah için seven; buluşmaları da, ayrılmaları da Allah için olan insanlar,
  • güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine “Ben Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit adamlar,
  • sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka verenler,
  • tenhâda Allah’ı anıp gözyaşı dökenler olacaktır.


AMEL DEFTERİ


Mahşer gününde herkesin önüne, dünyada iken yaptığı bütün iyilik ve kötülükleri gösteren kitapları (amel defterleri) açılacak. Herkese:
“Oku kitabını! Bugün kendini sorgulayacak durumdasın” denecek.
İyilik yapmış olanın amel defteri sağ eline verilecek. O kimse, büyük bir sevinç içinde etrafındakilere “Bakınız şu kitabıma, alınız okuyunuz” diyecek. Onun hesabı kolay görülecek ve Cennetin yüksek yerinde, elini atınca koparacağı meyvelerin arasında, yiyip içerek mutlu bir hayat sürecek.
Defteri sol eline verilenler ise “Amanın, bu nasıl deftermiş! Yaptığım herşeyi küçük büyük demeden sayıp dökmüş. Keşke bana defterim verilmeseydi de hesabımı öğrenmeseydim. Keşke ölümle birlikte herşey bitmiş olsaydı” diye yanıp tutuşacak.


HESAP


Daha sonra insanlar, dünyada yaptıklarından dolayı Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda hesaba çekilecektir.
Ağızlar mühürlenip kapatıldığı için konuşamayacak, onun yerine eller ve ayaklar neler yaptığını bir bir anlatacak, kulaklar, gözler, deriler dile gelip herşeyi haber verecektir.
Elbette iman edip iyi işler yapan, Allah’ın emirlerini tutup yasaklarından sakınan biriyle, böyle olmayanlar hesaplaşmada bir tutulmayacaktır.
Peygamber Efendimizin anlattığına göre bu şöyle olacaktır:
Allah Teâlâ her bir insanla tercümansız konuşacaktır. O zaman insan sağ tarafına bakacak, âhirete gönderdiği iyilikleri görecek. Soluna bakacak, vaktiyle yaptığı kötü işleri görecek. Önüne bakacak, önünde sadece Cehennemi görecektir.
Cenâb-ı Mevlâ, kendilerinden memnun olduğu kullarının amel defterine şöyle bir bakmakla yetinecek, onları ayrıca hesaba çekmeyecektir. Zira hesaba çekilenler azap göreceklerdir.
Muhammed ümmetinden; büyü yapmayan, yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve sadece Rablerine güvenen yetmiş bin kişi hesaba çekilmeden Cennete girecektir.
Dünyada en küçük bir iyilik yapan, yaptığı iyiliğin karşılığını mutlaka görecek; en küçük kötülük yapan da bunun cezasını çekecektir.
Bu hesaplaşma sonunda kimsenin kimsede hakkı kalmayacak, hattâ boynuzsuz koyun bile, boynuzlu koyundan hakkını alacaktır.


MÎZAN


Hesap işi bittikten sonra, dünyada yapılan iyilik ve kötülüklerin ölçülüp tartılmasına sıra gelecektir. Allah Teâlâ kıyamet günü son derece doğru ve hassas teraziler kuracak, böylece kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmayacaktır. Bir hardal tanesi kadar bile olsa, iyi veya kötü herşey tartıya konacaktır.
Tartıda iyilikleri ağır gelenler kurtulacak, muradına erecek; iyilikleri hafif gelenler, derin bir mutsuzluğa gömülecek, bir uçurumun girdabına sürüklenecek ve şayet Allah’ın âyetlerini de inkâr etmişlerse sonsuza kadar Cehennemde kalacaklardır.
Dünyada yapılan ibadetler ve iyilikler mizanda ağır gelecektir.
Bazı iyilik ve ibadetler tartıda daha ağır çekecektir. Mesel⠓Sübhânallahi ve bi-hamdihî sübhânallahi’l-azîm” zikri dilde hafif olmakla beraber Rahmân olan Allah’ı hoşnut eden iki cümle olduğu için mizana konduğunda ağır gelecektir.
“Elhamdülillâh” diye Allah’ı zikretmek de mizanı sevapla dolduran bir ibadettir.
Ama terazide herşeyden daha ağır çeken, güzel ahlâk olacaktır.


SIRAT


Mahşerden sonra Cennete veya Cehenneme gidebilmek için sıratın üzerinden geçilecektir. Sırat, Cehennemin iki yakasına kurulmuş, Peygamber Efendimizin benzetmesiyle, kıldan ince, kılıçtan keskin bir köprüdür.
Mü’minler buraya gelince, peygamberler “Allahım selâmet ver, selâmet ver!” diye yalvaracaklardır.
Sırattan ilk defa Muhammed aleyhisselâm ile birlikte ümmeti geçecektir.
Allah’ın hoşnut olduğu kullar, bu köprüden, amellerinin derecesine uygun bir süratle kolayca geçip gideceklerdir.
Kimi göz kırpacak kadar bir zamanda,
kimi şimşek,
kimi rüzgâr hızıyla, kimi kuş, kimi iyi cins at ve deve süratiyle geçecektir


Yazar : M.Yaşar Kandem
 
bu konu ölüm ve kabir hayatı hakkında bilgiler içermektedir.

Allah'ın yarattığı her canlı kendisine bahşedilen ömürün vakti bittiği zaman ölümü mutlaka tadacaktır. Kimse bu dünya da baki değildir. baki olan yalnız ve yalnız yüce Allah'dır.

Ölümün ne zaman ve nerede, nasıl geleceğini kimse bilemez . Allah öncelikle hepimize temiz ve hayırlı ölümler nasip etsin diyerek sizlere M.Yaşar Kandemir'in ölüm ve kabir hayatı ile ilgili yazısını sizler için paylaşıyorum.

mezar-2af.jpg


HAYAT YOLCULUĞU ÖLÜMLE BİRLİKTE BİTER VE İNSANOĞLU,
KENDİSİNİ EBEDÎ AHİRET ÜLKELERİNE GÖTÜRECEK OLAN YEPYENİ BİR YOLCULUĞA ÇIKAR.
İŞTE BU YOLCULUK SIRASINDA MܒMİN OLSUN, KÂFİR OLSUN
HERKESİN KARŞILAŞIP YAŞAYACAĞI BİR DİZİ HADİSE VARDIR.
HADİS VE ÂYETLERİN BİLDİRMESİYLE BİLEBİLECEĞİMİZ
BU HADİSELER HAKKINDA BİLGİ EDİNMEK, AHİRET HAYATIMIZ İÇİN
KENDİMİZİ NASIL HAZIRLAMAMIZ GEREKTİĞİ KONUSUNDA BİZE YARDIMCI OLACAKTIR.

ÖLÜM ÂNI


Bir kimsenin ölüm ânı, onun ölümden sonraki hayatı hakkında fikir verir. Çünkü Allah’a inanan kimseyle inanmayanın ölüm sırasındaki hali birbirinden çok farklıdır.
Mü’minler ölürken yanlarına melekler gelir:
“Korkmayın, üzülmeyin, size vaad edilen Cennetle sevinin” diye onlara müjde verir.
Allah’ın kendisinden hoşnut olacağını ve kendisini bağışlayacağını duyan mü’min son derece mutlu olur. Bir an önce Allah’a kavuşmayı, Allah da ona kavuşmayı ister.
Ölmek üzere olan inançsız kimseye de işkence göreceği hatırlatılır. O da ölümden nefret eder ve Allah’a kavuşmayı istemez; esasen Allah da ona kavuşmayı istemez.
Melekler inançsız kimsenin yüzüne ve arkasına vurarak “Tadın bakalım yakıcı azabı” diye canını alırlar. İnançsız olarak ölenlerin pis kokusu gök ehlini rahatsız edecek kadar berbattır.


KABİR HAYATI


İnsan ölüp de kabre konduğu andan, kıyametin kopmasına kadar geçen zamana ‘kabir hayatı’ denir.
Kabir hayatının bir adım öncesi dünya, bir adım sonrası âhiret hayatıdır. Kabir hayatı, dünya ile âhiret arasında bir engel oluşturduğu için ona ‘berzah hayatı’ da denir.
Bir bakıma kabir, âhiret hayatının çeşitli duraklarının ilkidir.
Kabirdeki imtihanı kolayca veren, ondan sonraki menzilleri daha kolay geçer. Bu ilk imtihanı veremeyen kimsenin kabir hayatı son derece korkunçtur.


KABİRDEKİ SORGU


Kabre konan her insan, Münker ve Nekir melekleri tarafından hesaba çekilir. Bu sorgulama şöyle olur:
Defin işi bitip de eş, dost ve aile fertleri mezardan birer birer ayrılırken, kabirde yalnız başına kalan kimse onların ayak seslerini işitir.
O sırada biri Münker, diğeri Nekir diye anılan siyah tenli, mavi gözlü iki melek gelir; ölen kimseyi oturtur, Müslüman olup olmadığını anlamak için “Rabbin kim? Hangi dindensin?” diye sorarlar. Müslüman ise “Rabbim Allah; dinim İslâm” diye cevap verir.
Bir de Resûl-i Ekrem hakkında ne düşündüğünü öğrenmek isterler.
Mü’min, ölmeden önce de dilinden düşürmediği gibi, kelime-i şehâdet getirerek onun Allah’ın kulu ve Resûlü olduğunu söyler.
Melekler ona “Biz senin bunu söylediğini daha önce de biliyorduk” derler. Sonra kabri genişletilir ve pırıl pırıl aydınlatılır.
Ona Cehennemdeki yeri gösterilir: “Bak, senin yerin burasıydı. Allah Teâlâ burayı Cennette yüce bir makamla değiştirdi. O seni şu güzel yerinden kaldırıp yeniden diriltene kadar, burada gelin güvey uykusu gibi rahat uyu!” derler.
O Müslümanın kabrinden Cennete bir yol açılır. Cennetin burcu burcu kokularını duymaya başlar. Ona Cennet elbiseleri giydirilir. Gözünün gördüğü yere kadar kabri genişletilir.
O da yeniden diriltileceği kıyamet gününe kadar Cenâb-ı Mevlâ’nın kendisine sunacağı nimetler içinde ve sabah akşam Cennetteki yerini seyrederek rahat ve huzur içinde yaşar.
Kâfir veya Allah’a inanmış görünen kimse (münafık) ise, meleklerin sorularına cevap veremez.
Melekler ona, kendisinin durumunu daha önce de bildiklerini söyleyerek başına ******li bir şekilde vururlar. Onun feryadını insan ve cin dışındaki diğer varlıklar duyar.
Kabri daraltılır, kabrinden Cehenneme bir kapı açılır, Cehennemin alevlerini duymaya başlar. Sabah akşam Cehennemdeki yerine bakarak acılar içinde kıvranır.


KABİR AZABI


Peygamber Efendimiz dualarında kabir azabından Allah’a sığındı; Müslümanların da sığınmasını tavsiye etti ve bu konuda şöyle buyurdu:
Kabirlerinizde Deccâl fitnesine yakın bir imtihandan geçeceğinizi Allah bana bildirdi.
Ben hayatımda kabirden daha korkunç bir manzara görmedim.
Birbirinizi gömmeyi bırakmayacağınızı bilsem, kabir azabından bir miktar size de duyurması için Allah’a dua ederdim.


ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLME

Birgün kıyamet kopup dünya hayatı son bulacaktır.
Sadece Allah Teâlâ’nın bileceği bir süre geçtikten sonra, sûr’a ikinci defa üflenecektir.
O zaman gökten hayat veren bir su indirilecek, herkes âdetâ bitkiler gibi yeniden canlanacak, kemikleri bile çürümüş olan insanlar, Allah’ın izniyle hiç çürümeyecek olan kuyruk sokumundaki hardal tanesi kadar küçücük bir parçadan (acbü’z-zenebden) yeniden canlanacak, kabirlerinde dirilip kalkacaklardır.
O zaman insanlar dünyada bir gün veya daha az bir zaman kaldıklarını sanacak, Allah’a hamdederek mahşere doğru koşarcasına gideceklerdir.
Ne yazık ki, kendi yaratılışını unutanlar, “Çürümüş kemikleri kim diriltecek” diye hayretle sorarlar, öldükten sonra yeniden hayat bulacaklarına bir türlü inanmazlar. İşte onlar, ilk önce yaratanın yeniden dirilttiğini göreceklerdir.


MAHŞER


Allah Teâlâ, mahşer gününden söz ederken; “büyük gün,” “bütün insanların, âlemlerin Rabbi huzuruna çıkacağı gün” ifadelerini kullanmaktadır.
O gün, sûr sesini duyanların gözü dehşetle açılacak; o kimseler dört yana dağılmış çekirgeler gibi kabirlerinden fırlayacaklar ve kendilerini çağırana doğru koşacaklar.
İlk insandan son insana kadar herkes bir araya gelecek; o gün yer başka bir şekle büründüğü, dağlar toz gibi savrulduğu, bir çukur, bir tümsek bulunmadığı için; dümdüz, bembeyaz, hiç kimsenin tanıdık bir işarete rastlamadığı bir yerde bütün insanlar toplanacak.
İnsanlar mahşer yerinde, Cenâb-ı Hakk’ın huzuruna,
  • yalınayak,
  • çıplak,
  • ve sünnetsiz olarak çıkacaklar. Kapıldıkları dehşet, korku ve şaşkınlık yüzünden birbirlerine dönüp bakamayacaklar.
O dehşetli zamanda güneş insanları yakıp kavuracak, herkes günahı ölçüsünde tere batacak; kimi topuklarına, kimi dizlerine kadar, kimi beline, köprücük kemiklerine kadar, kimi de ağzına ve kulaklarına kadar tere gömülecektir.
Hiçbir gölgenin bulunmadığı o dehşetli günde, Allah Teâlâ bazı kimselere özel ikrâmda bulunacak; onları Arş’ının gölgesinde dinlendirecektir.
Bu bahtiyar insanlar:
  • âdil devlet başkanları,
  • temiz bir hayat içinde Rabbine kulluk ederek büyüyen gençler,
  • kalbi mescidlere bağlı Müslümanlar,
  • birbirlerini Allah için seven; buluşmaları da, ayrılmaları da Allah için olan insanlar,
  • güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine “Ben Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit adamlar,
  • sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka verenler,
  • tenhâda Allah’ı anıp gözyaşı dökenler olacaktır.


AMEL DEFTERİ


Mahşer gününde herkesin önüne, dünyada iken yaptığı bütün iyilik ve kötülükleri gösteren kitapları (amel defterleri) açılacak. Herkese:
“Oku kitabını! Bugün kendini sorgulayacak durumdasın” denecek.
İyilik yapmış olanın amel defteri sağ eline verilecek. O kimse, büyük bir sevinç içinde etrafındakilere “Bakınız şu kitabıma, alınız okuyunuz” diyecek. Onun hesabı kolay görülecek ve Cennetin yüksek yerinde, elini atınca koparacağı meyvelerin arasında, yiyip içerek mutlu bir hayat sürecek.
Defteri sol eline verilenler ise “Amanın, bu nasıl deftermiş! Yaptığım herşeyi küçük büyük demeden sayıp dökmüş. Keşke bana defterim verilmeseydi de hesabımı öğrenmeseydim. Keşke ölümle birlikte herşey bitmiş olsaydı” diye yanıp tutuşacak.


HESAP


Daha sonra insanlar, dünyada yaptıklarından dolayı Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda hesaba çekilecektir.
Ağızlar mühürlenip kapatıldığı için konuşamayacak, onun yerine eller ve ayaklar neler yaptığını bir bir anlatacak, kulaklar, gözler, deriler dile gelip herşeyi haber verecektir.
Elbette iman edip iyi işler yapan, Allah’ın emirlerini tutup yasaklarından sakınan biriyle, böyle olmayanlar hesaplaşmada bir tutulmayacaktır.
Peygamber Efendimizin anlattığına göre bu şöyle olacaktır:
Allah Teâlâ her bir insanla tercümansız konuşacaktır. O zaman insan sağ tarafına bakacak, âhirete gönderdiği iyilikleri görecek. Soluna bakacak, vaktiyle yaptığı kötü işleri görecek. Önüne bakacak, önünde sadece Cehennemi görecektir.
Cenâb-ı Mevlâ, kendilerinden memnun olduğu kullarının amel defterine şöyle bir bakmakla yetinecek, onları ayrıca hesaba çekmeyecektir. Zira hesaba çekilenler azap göreceklerdir.
Muhammed ümmetinden; büyü yapmayan, yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve sadece Rablerine güvenen yetmiş bin kişi hesaba çekilmeden Cennete girecektir.
Dünyada en küçük bir iyilik yapan, yaptığı iyiliğin karşılığını mutlaka görecek; en küçük kötülük yapan da bunun cezasını çekecektir.
Bu hesaplaşma sonunda kimsenin kimsede hakkı kalmayacak, hattâ boynuzsuz koyun bile, boynuzlu koyundan hakkını alacaktır.


MÎZAN


Hesap işi bittikten sonra, dünyada yapılan iyilik ve kötülüklerin ölçülüp tartılmasına sıra gelecektir. Allah Teâlâ kıyamet günü son derece doğru ve hassas teraziler kuracak, böylece kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmayacaktır. Bir hardal tanesi kadar bile olsa, iyi veya kötü herşey tartıya konacaktır.
Tartıda iyilikleri ağır gelenler kurtulacak, muradına erecek; iyilikleri hafif gelenler, derin bir mutsuzluğa gömülecek, bir uçurumun girdabına sürüklenecek ve şayet Allah’ın âyetlerini de inkâr etmişlerse sonsuza kadar Cehennemde kalacaklardır.
Dünyada yapılan ibadetler ve iyilikler mizanda ağır gelecektir.
Bazı iyilik ve ibadetler tartıda daha ağır çekecektir. Mesel⠓Sübhânallahi ve bi-hamdihî sübhânallahi’l-azîm” zikri dilde hafif olmakla beraber Rahmân olan Allah’ı hoşnut eden iki cümle olduğu için mizana konduğunda ağır gelecektir.
“Elhamdülillâh” diye Allah’ı zikretmek de mizanı sevapla dolduran bir ibadettir.
Ama terazide herşeyden daha ağır çeken, güzel ahlâk olacaktır.


SIRAT


Mahşerden sonra Cennete veya Cehenneme gidebilmek için sıratın üzerinden geçilecektir. Sırat, Cehennemin iki yakasına kurulmuş, Peygamber Efendimizin benzetmesiyle, kıldan ince, kılıçtan keskin bir köprüdür.
Mü’minler buraya gelince, peygamberler “Allahım selâmet ver, selâmet ver!” diye yalvaracaklardır.
Sırattan ilk defa Muhammed aleyhisselâm ile birlikte ümmeti geçecektir.
Allah’ın hoşnut olduğu kullar, bu köprüden, amellerinin derecesine uygun bir süratle kolayca geçip gideceklerdir.
Kimi göz kırpacak kadar bir zamanda,
kimi şimşek,
kimi rüzgâr hızıyla, kimi kuş, kimi iyi cins at ve deve süratiyle geçecektir


Yazar : M.Yaşar Kandem
 
1.ölüm, nedir ölüm insan için bu iblisin irenç yalan fani pislik dünyasindan tamamen kurtuluştur ve Adem ve Havvanin Cennetten yaratildiklari yere dönüm noktasinin baslangicidir ( yani insan Can bedeni ile o kahpe cennetten kovulmuş sahte nur ,

2.iblis, yılan r ruh ile ayrılış noktasıdır ,yani Can ın o iblis , ruh tan Tamamen kurtuluş anıdır , bilindigi gibi Adem ve Havva Cennette yaratildiklari zaman onlarin Bedenlerinde iblis, r ruh yok idi bu nedenle o vakit onlarin bedenlerinde göbek

3.deligi de yok idi , ama nezaman burya bu iblise ait fani yalan dünyaya , b evrene getirildikleri zaman işte o iblis ruh onlari oyuna getirerek Bedenlerine girdi ve böylece göbek bağı deligi meydana geldi ve iblis , r ruh onlarin bedenlerini ele

4.geçirdi ve tüm insanlar da onlarin kurbani oldular .... ) bu nedenle insan ölümü çok sevmeli ve arzulamalidir KIYAMETi de aynen öyle benim gibi hele intihar edeerek ölüme seve seve gidenler böyle onlar o pislik köpek azraili saklandigi

5.deliginden çıkararak onu tamamen dibe vurmaktalar ve ona ürettigi çıkardiğı boku ona kendi bokunu yedirtmekteler bu nedenle bende buradan o kancik köpek bok ruh azraile daha şimdiden ona sesleniyorum :

6.""" ey kancik köpek bok ruh azrail bu yazılarımi okuyan insanlar şahidim olsun ki o gün benim zamanim geldigi vakit sana son vuruşu yapacağım ve o gizlendigin bok çukurundan deliginden bir bok gibi çıkarıp ve bir bok gibi seni

7.ezerek ve ebedi sonsuza dek o laik oldugun yerin dibinde ki o dipsiz kuyuya atacagim ve sonsuza dek azap göreceksin geberip dirilip geberceksin bir yenisi bir öncekinden daha şiddetli bir azap olacak ve insanlara göründügün korkunç

8.dedigin köpek, timsah,aslan,örümcek,kedi,yılan şekillerinde sana fayda vermeyecek ve seni de asla kurtaramayacak çünkü o gün senin görecegin benim korkunç yüzümün yanında bunlar bir hiçtir ve senin insanlara gösterdigin karnalık

9. benim sana gösterecegim bana ait karanlığın yaninda da bu bir hiçtir ve bu bahsettigim bana ait olan korkunç yüz ve karanlığı nasıl birşey oldugunu sen hayal bilem edemezsin ancak o gün gelince ögrenirsin ve sonsuza dek azap

10. göreceksin ve yine insanları diger sahte melek yüzünle ( halis korsuz ateş olan sahte nur ile kandırdığın ) bu sahte aldatıcı yalan s nur yine bana ait benim gerçek nurun yanında bir hiçtir böylece benim zamanım gelince bu korkunç

11. yüzümü sadece sen göreceksin O benim gerçek nurumu ise sadece Can insanlar görecek nurumun iç kısmını ise Can insanlardan sadece sayılı kişiler görecek biliyorum ki şimdi benim bu yazdiklarımdan hiçbir Can insan hiçbirşey

12.anlayamamaktadir çünkü tüm insanları bedenlerini ve akıllarını %99 sen kullanmaktasın cennetten kovulmuş halis korsuz dumansiz ateş = sahte ,yalan ,aldatıcı,nur = iblis = s ruh ... ama sen anlarsın

13.biliyorum ve sende bilmektesin ki Can insanları oyuna getirmek için , kendine çekmek için onlar karşı daha birçok isim kullanmaktasın pislik cennetten kovulmuş iblis s ruh bir kısmını yaziyorum cennetten kovulmuş halis korsuz

14. dumansiz ateş = sahte ,yalan ,aldatıcı,nur = iblis = s ruh = melek = cebrail (Can insanlri aldatmak icin sahte şefkat sevgi veren aldatici güzel görünüş istedigin yaptiran ) = a azrail (Can insanlara korkunç şekille görünerek , korku

15.vererek istedigini yaptiran ) = g güneş ( kendisini bu son ismi arkasına gizleyerek tüm insanlara kendisini sevdiren cennetten kovulmuş büyük iblis )
şimdilik diyecegim ancak bukadardir çünkü şimdi ki zaman sana aittir çünkü sana

16. O güne Kadar Mühlet verildi O günden sonra ise geri dönüşü olmayan sonsuza dek Benim ZAMANIM Başlayacaktir ve senden kat , kat fazla Tüm Canlar , Can insanlar adına Büyük bir intikam alacağım bunu sende biliyorsun
cennetten kovulmuş

17. sahte yakıcı nur ,iblis , yılan r ruh , bok azrail
Pislik iblis, yılan ruh , bok güneş ,bok azrail Sana son olarak ancak şunu yazıyorum BEKLE ve GÖR çünkü O Günü Ben Senden dahaa çooook beklemekteyim ve Arzulamaktayım """"

18.Son olarakta tüm Can insanlara sesleniyorum ölüm Asla ve Asla Can insan bedenlerine yoktur çünkü Adem ve Havva O Zaten varolan , Yaratılmamış Zaten varolan ve ÖLÜMSÜZ SONSUZ OLAN CENNETTE ve onun hamurundan

19.topragindan Yaratildilar böylece Ölümsüz olan CENNET Onun topraçğı da ölümsüzdür , çünkü Kendisi de onun topragi Sadece da hayat ve can dir , onun toprağından yaratilan Can insan bedeni de bu yüzden Ölümsüzdür

20.ölen ise o iblis, şeytan ruh tur yani burada ölen ler o iblis şeytan, ruh ,kopya bedenler dir ( bilindigi gibi KIYAMET ten sonra şeytanlarin da kendi bedenleri olacak ve böylece sonsuza dek azap görecekler ama Herşeye Kadir olan

21. YARATICI KIYAMET i beklmeyip haaa iste bunu daha ölüm esnasında gercekleştirmektedir böylece ölüm esnasinda Kendisine ait Can insan bedenini kurtarip ve iblis,ruh un kendi kopya bedeni aniden oluşur böylece Ölen Can insan

22. bedeni degilde O iblis ruha ait Kopya beden ölür ve azap görerek cürümeye başlar ve pis pis kokar aynı anda da KIYAMET i beklerler böylece ölenler Can insan Bedenleri asla ve asla degilde

23.Burada Ölenler iblis ,ruh, kopya bedenler dir " Läkin sizler bunu aslaaa ve asla anlayamazsınız
KIYAMET te bu fani aldatıcı dünya s Evren üzerine kopacak CENNET e ise asla birşe olmayacak çünkü Yaratılmadı O Zaten var idi ve SONSUZ dur """
 
1.ölüm, nedir ölüm insan için bu iblisin irenç yalan fani pislik dünyasindan tamamen kurtuluştur ve Adem ve Havvanin Cennetten yaratildiklari yere dönüm noktasinin baslangicidir ( yani insan Can bedeni ile o kahpe cennetten kovulmuş sahte nur ,

2.iblis, yılan r ruh ile ayrılış noktasıdır ,yani Can ın o iblis , ruh tan Tamamen kurtuluş anıdır , bilindigi gibi Adem ve Havva Cennette yaratildiklari zaman onlarin Bedenlerinde iblis, r ruh yok idi bu nedenle o vakit onlarin bedenlerinde göbek

3.deligi de yok idi , ama nezaman burya bu iblise ait fani yalan dünyaya , b evrene getirildikleri zaman işte o iblis ruh onlari oyuna getirerek Bedenlerine girdi ve böylece göbek bağı deligi meydana geldi ve iblis , r ruh onlarin bedenlerini ele

4.geçirdi ve tüm insanlar da onlarin kurbani oldular .... ) bu nedenle insan ölümü çok sevmeli ve arzulamalidir KIYAMETi de aynen öyle benim gibi hele intihar edeerek ölüme seve seve gidenler böyle onlar o pislik köpek azraili saklandigi

5.deliginden çıkararak onu tamamen dibe vurmaktalar ve ona ürettigi çıkardiğı boku ona kendi bokunu yedirtmekteler bu nedenle bende buradan o kancik köpek bok ruh azraile daha şimdiden ona sesleniyorum :

6.""" ey kancik köpek bok ruh azrail bu yazılarımi okuyan insanlar şahidim olsun ki o gün benim zamanim geldigi vakit sana son vuruşu yapacağım ve o gizlendigin bok çukurundan deliginden bir bok gibi çıkarıp ve bir bok gibi seni

7.ezerek ve ebedi sonsuza dek o laik oldugun yerin dibinde ki o dipsiz kuyuya atacagim ve sonsuza dek azap göreceksin geberip dirilip geberceksin bir yenisi bir öncekinden daha şiddetli bir azap olacak ve insanlara göründügün korkunç

8.dedigin köpek, timsah,aslan,örümcek,kedi,yılan şekillerinde sana fayda vermeyecek ve seni de asla kurtaramayacak çünkü o gün senin görecegin benim korkunç yüzümün yanında bunlar bir hiçtir ve senin insanlara gösterdigin karnalık

9. benim sana gösterecegim bana ait karanlığın yaninda da bu bir hiçtir ve bu bahsettigim bana ait olan korkunç yüz ve karanlığı nasıl birşey oldugunu sen hayal bilem edemezsin ancak o gün gelince ögrenirsin ve sonsuza dek azap

10. göreceksin ve yine insanları diger sahte melek yüzünle ( halis korsuz ateş olan sahte nur ile kandırdığın ) bu sahte aldatıcı yalan s nur yine bana ait benim gerçek nurun yanında bir hiçtir böylece benim zamanım gelince bu korkunç

11. yüzümü sadece sen göreceksin O benim gerçek nurumu ise sadece Can insanlar görecek nurumun iç kısmını ise Can insanlardan sadece sayılı kişiler görecek biliyorum ki şimdi benim bu yazdiklarımdan hiçbir Can insan hiçbirşey

12.anlayamamaktadir çünkü tüm insanları bedenlerini ve akıllarını %99 sen kullanmaktasın cennetten kovulmuş halis korsuz dumansiz ateş = sahte ,yalan ,aldatıcı,nur = iblis = s ruh ... ama sen anlarsın

13.biliyorum ve sende bilmektesin ki Can insanları oyuna getirmek için , kendine çekmek için onlar karşı daha birçok isim kullanmaktasın pislik cennetten kovulmuş iblis s ruh bir kısmını yaziyorum cennetten kovulmuş halis korsuz

14. dumansiz ateş = sahte ,yalan ,aldatıcı,nur = iblis = s ruh = melek = cebrail (Can insanlri aldatmak icin sahte şefkat sevgi veren aldatici güzel görünüş istedigin yaptiran ) = a azrail (Can insanlara korkunç şekille görünerek , korku

15.vererek istedigini yaptiran ) = g güneş ( kendisini bu son ismi arkasına gizleyerek tüm insanlara kendisini sevdiren cennetten kovulmuş büyük iblis )
şimdilik diyecegim ancak bukadardir çünkü şimdi ki zaman sana aittir çünkü sana

16. O güne Kadar Mühlet verildi O günden sonra ise geri dönüşü olmayan sonsuza dek Benim ZAMANIM Başlayacaktir ve senden kat , kat fazla Tüm Canlar , Can insanlar adına Büyük bir intikam alacağım bunu sende biliyorsun
cennetten kovulmuş

17. sahte yakıcı nur ,iblis , yılan r ruh , bok azrail
Pislik iblis, yılan ruh , bok güneş ,bok azrail Sana son olarak ancak şunu yazıyorum BEKLE ve GÖR çünkü O Günü Ben Senden dahaa çooook beklemekteyim ve Arzulamaktayım """"

18.Son olarakta tüm Can insanlara sesleniyorum ölüm Asla ve Asla Can insan bedenlerine yoktur çünkü Adem ve Havva O Zaten varolan , Yaratılmamış Zaten varolan ve ÖLÜMSÜZ SONSUZ OLAN CENNETTE ve onun hamurundan

19.topragindan Yaratildilar böylece Ölümsüz olan CENNET Onun topraçğı da ölümsüzdür , çünkü Kendisi de onun topragi Sadece da hayat ve can dir , onun toprağından yaratilan Can insan bedeni de bu yüzden Ölümsüzdür

20.ölen ise o iblis, şeytan ruh tur yani burada ölen ler o iblis şeytan, ruh ,kopya bedenler dir ( bilindigi gibi KIYAMET ten sonra şeytanlarin da kendi bedenleri olacak ve böylece sonsuza dek azap görecekler ama Herşeye Kadir olan

21. YARATICI KIYAMET i beklmeyip haaa iste bunu daha ölüm esnasında gercekleştirmektedir böylece ölüm esnasinda Kendisine ait Can insan bedenini kurtarip ve iblis,ruh un kendi kopya bedeni aniden oluşur böylece Ölen Can insan

22. bedeni degilde O iblis ruha ait Kopya beden ölür ve azap görerek cürümeye başlar ve pis pis kokar aynı anda da KIYAMET i beklerler böylece ölenler Can insan Bedenleri asla ve asla degilde

23.Burada Ölenler iblis ,ruh, kopya bedenler dir " Läkin sizler bunu aslaaa ve asla anlayamazsınız
KIYAMET te bu fani aldatıcı dünya s Evren üzerine kopacak CENNET e ise asla birşe olmayacak çünkü Yaratılmadı O Zaten var idi ve SONSUZ dur """
 
amına kodugumu iblis yılan ruh bok azrail
ikide bir bana O yılan ,fare ,kedi , köpek, çakal , timsah ,örümcek,ağrı v.s. şekillerini ve siyah karanlığını göstererek beni Korkutarak istedigini yaptırmaya çalışma
bir yakalarsam pis amcını ve ağzını çok kötü sikecegim
Dogrusu çokta korktum Muhahha muhahah

Sen bu pis irenç yüzlerini senin kim oldugunu bilmeyenlere göster
ancak onları korkutabilirsin

Sen bu bok yüzlerin ,şekillerin Beni degil Korkutmak
Ancak Beni Kıdıklamaktadır

Asıl KIYAMET ten Sonra Ben Sana Benim Korkunç Yüzümü Sana gösterecegim
senin O Sahte Korkunç şekillerin Benimkinin Yanında bir Oyuncak bir hiç kalmakta
O senion gösterdigin Siyah Karanlık ta
O da Benim Sana gösterecegim O Siyah Karanlığın Yanında O da bir Oyuncak bir hiçtir bunu Sen hayal bilem edemezsin

Sana gelince şeytan yılan ruh pislik kancık cebrail bok azrail bok ruh = ve bok cebrail bok ruh sonuçta ikiside aynı bo aynı şeydir
ikisi de ayni bok ruh tur

Sadece biri Madalyonun ön Beyaz kısmını ( güzel iblis Melek yüzünü göstermekte böylece insana istedigini yalakalık yaparak yaptırmakta )

Digeri de Madalyonun Arka kısmını siyahı ( korkunç iblis yüzünü Göstermekte böylece insani korkutarak istedigini yaptirmakta )

Evet Sana gelince Kancik köpek cebrail
Sende ikide bir bana bana o Sahte yalan aldatici bok nurun ile , bok nur yüzün ile bana güzel görünerek beni Kandırmaya çalışma
Senide Yakalarsam o pis amığıni çook kötü sikeceeim

Sende KIYAMET ten Sonra Benim Sahip olacağım O Güzel Cennet Bedenimi hiç merak ettin mi
Sende Onu hayal bilem edemezsin ve senin göstermiş olduğun o bok güzelligin onun yanında da bir hiç bir bok kalır
ve Sen O aldatıcı , sahte b nurun ile , aldatıcı bok yüzün ile Ancak Adem ve Havva yı Kandırabilirsin

ve KIYAMET ten _Sonra Benim Sahip Olacağım bu CENNET Güzelligimi Sen asla göremiyeceksin
Hatta bunu insanlar dan bilem sadece sayılı kişiler görecek

Sen ise Sadece o Benim çok korjunçYüzümü ve O çok Siyah Karanlığı göreceksin
" Bekle ve Gör " BEnde Beklemekteyim Hemde Sabırsizlıkla
 
Geri
Üst