Normal Doğum Şart
Annelik insanın ulaşabileceği en kutsal mevkidir.Bunu en iyi anneler bilir ve yine dünyaya bir çocuk getirmenin ne demek olduğunu da hiç kimse bir anneden iyi ifade edemez.Dünyaya bir canlı getirmenin zor olduğunu düşünen anne adayları ise bunun zorluğunu tahmin ettiklerinden olsa gerek artık çoğu zaman doğumun kolayını tercih etmekteler.Yani sezeryanle doğumu !
Günümüzde birçok kadın normal doğumdan kaçmakta ve kendini cerrahın ellerine bırakmakta.Bu durum dünya geneline bakıldığında en çok da ülkemizde görülmektedir.Oysa uzmanların birleştiği ortak birnokta var :Gerekmedikce bıçak altına yatmayın !
Sezaryenin sadece riskli durumlarda tercih edilmesi gerektiğini belirten Op.Dr.Güney, normal doğumun yapılamayacağı durumları şöyle sıraladı: “İlk bebeğin ters geliyor olması, bebeğin anne karnında yan duruşu, plasentanın önde oluşu, plasentanın erken ayrılması, kordonun bebeğin başının önünde olması, bebeğin suyunun ileri derecede azalması, ilk bebeğin poposunun önde olması, annenin kemik yapısının dar olması, annenin bel fıtığı, kalp hastalığı, yüksek tansiyon gibi ıkınmasının mahsurlu olduğu durumlar, annede genital bölgede herpes (uçuk) ve HPV gibi virütik enfeksiyon durumunun bulunması gibi durumlarda sezaryen tercih edilir.”
Sezaryenle doğuma dikkat!
Sezaryenle doğan bebeklerde ilk günlerde soluk alıp vermede sorun yaşanabileceğini belirten
Op.Dr. Figen Taşer Güney şöyle devam etti: “Bebek anne karnında bir sıvının içindedir. Bu sıvı bebeğin hava yollarına girer. Normal doğum sırasında vajinadan geçerken bebek sıvıyı atar. Oysa sezaryende bebeğin bu şansı yoktur. Bu nedenle doğum sonrası bebekte sık soluk alıp verme ve bazen geçici de olsa yoğun bakım takibi bile gerekebilir. Anne sezaryen sonrası ağrı nedeniyle bebeğini yeterince besleyemeyebilir.
Bebek yeni doğan döneminde yeterince beslenemeyince bağırsak hareketleri yeterli olmayabilir ve tüm yeni doğan bebeklerde görülen sarılık daha belirgin boyutlara ulaşabilir.”
Normal doğum için annenin istekli ve kararlı olması gerektiğinin altını çizen Op.Dr. Figen Taşer Güney, bu konuda toplumda oluşan ön yargıların olumsuz etkileri olduğunu anlattı:
“Hamile bayanlar çevresi tarafından maalesef korkutulmaktadırlar. Doğum hikayeleri bazen abartılmakta anne adayları tanımadıkları kişiler tarafından bile ‘Allah kurtarsın’ diyerek korkuya sürüklenmektedirler. Anneleri ürküten ağrıya bugün tıp çözüm bulmuştur. Epidural analgezi ile anneler çok daha rahat normal doğum süreci yaşamaktadır. Batı ülkelerinde normal doğumun daha yaygın olmasının nedeni epidural analgezinin daha sık kullanılmasıdır.
Epidural analgezide doğumun başında bel bölgesine kateter yerleştiriliyor. Ağrı kesici ilaç verilmesi için rahim ağzı 4 cm açılıncaya kadar bekleniyor. Epidural analgezi uygulanmış olan hastalar doğum anında ıkınma hissi duymayabilirler. Fakat doğuma yardımcı olan kişiler ağrıları elle veya monitörden gözleyerek ıkınma zamanını anneye söyleyebiliyorlar.”
Günümüzde birçok kadın normal doğumdan kaçmakta ve kendini cerrahın ellerine bırakmakta.Bu durum dünya geneline bakıldığında en çok da ülkemizde görülmektedir.Oysa uzmanların birleştiği ortak birnokta var :Gerekmedikce bıçak altına yatmayın !
Sezaryenin sadece riskli durumlarda tercih edilmesi gerektiğini belirten Op.Dr.Güney, normal doğumun yapılamayacağı durumları şöyle sıraladı: “İlk bebeğin ters geliyor olması, bebeğin anne karnında yan duruşu, plasentanın önde oluşu, plasentanın erken ayrılması, kordonun bebeğin başının önünde olması, bebeğin suyunun ileri derecede azalması, ilk bebeğin poposunun önde olması, annenin kemik yapısının dar olması, annenin bel fıtığı, kalp hastalığı, yüksek tansiyon gibi ıkınmasının mahsurlu olduğu durumlar, annede genital bölgede herpes (uçuk) ve HPV gibi virütik enfeksiyon durumunun bulunması gibi durumlarda sezaryen tercih edilir.”
Sezaryenle doğuma dikkat!
Sezaryenle doğan bebeklerde ilk günlerde soluk alıp vermede sorun yaşanabileceğini belirten
Op.Dr. Figen Taşer Güney şöyle devam etti: “Bebek anne karnında bir sıvının içindedir. Bu sıvı bebeğin hava yollarına girer. Normal doğum sırasında vajinadan geçerken bebek sıvıyı atar. Oysa sezaryende bebeğin bu şansı yoktur. Bu nedenle doğum sonrası bebekte sık soluk alıp verme ve bazen geçici de olsa yoğun bakım takibi bile gerekebilir. Anne sezaryen sonrası ağrı nedeniyle bebeğini yeterince besleyemeyebilir.
Bebek yeni doğan döneminde yeterince beslenemeyince bağırsak hareketleri yeterli olmayabilir ve tüm yeni doğan bebeklerde görülen sarılık daha belirgin boyutlara ulaşabilir.”
Normal doğum için annenin istekli ve kararlı olması gerektiğinin altını çizen Op.Dr. Figen Taşer Güney, bu konuda toplumda oluşan ön yargıların olumsuz etkileri olduğunu anlattı:
“Hamile bayanlar çevresi tarafından maalesef korkutulmaktadırlar. Doğum hikayeleri bazen abartılmakta anne adayları tanımadıkları kişiler tarafından bile ‘Allah kurtarsın’ diyerek korkuya sürüklenmektedirler. Anneleri ürküten ağrıya bugün tıp çözüm bulmuştur. Epidural analgezi ile anneler çok daha rahat normal doğum süreci yaşamaktadır. Batı ülkelerinde normal doğumun daha yaygın olmasının nedeni epidural analgezinin daha sık kullanılmasıdır.
Epidural analgezide doğumun başında bel bölgesine kateter yerleştiriliyor. Ağrı kesici ilaç verilmesi için rahim ağzı 4 cm açılıncaya kadar bekleniyor. Epidural analgezi uygulanmış olan hastalar doğum anında ıkınma hissi duymayabilirler. Fakat doğuma yardımcı olan kişiler ağrıları elle veya monitörden gözleyerek ıkınma zamanını anneye söyleyebiliyorlar.”
Son düzenleme: