Naşide Göktürk - Ben seni unutmadım
Bak ben seni unutmadım pek unutacak gibi de değilim.
İçimde sana ait bir ağıtın bestesini yapmış gönlüm
Gönlünden uzak, gönlünden habersiz
belli ki seni daha çok ağlayacak, kan davası gibi bir şey bu sevda.
Tek farkı ne öldürüyorsun ne de ölüyorsun
lakin öyle büyük bir yara almışsın ki, iyleşemiyorsun
Sabahları yatağına vuruyor yalnız uyunan uykunun güneşi
kalbin sızlıyor açar açmaz gözünü.
Bir kovalamaca başlıyor senle senin aranda
işin en kötüsü kaçan da sen oluyorsun kovalayan da sen
silahlarını kuşanıp düşüyorsun yola
hayallerin de yanında bir hayat ısmarlıyorsun kendine.
Nereye gitsen yüreğin aklında, neyi görsen anılar dikiliyor karşına
vuruluyorsun ansızın
işin en kötüsü vuran da sensin vurulan da sen oluyorsun yeniden
Tarifsiz bir son bahar döküyor gönlüm yapraklarını tek tek
takvimler sanki sana inat daha yavaş yaşıyor günleri
daha da uzun yaşıyor geceler sanki
İlacı bulunmuyor nöbetçi eczanelerde bile sensizliğin
biten aşkın bitmeyen kederi yayılıyor damarlarından vücuduna
bir de acı bir tebessüm var ya dudaklarında
işin en kötüsü gülen de sen oluyorsun ağlanacak hayatına.
Bak ben seni unutmadım unutacak gibi de değilim ne yazık
kıyılarıma vuruyor saklı şişelerde sana yazdığım notlar.
yastığımın altına gizlediğim güllerim, sürpriz hediyelerim
sabahın ışığına kaçan tenimde kalan sevişmelerim.
Ya seni kim gönderdi benden
kim kıydı bana seni böyle severken.
İşin en kötüsü giden sen oldun kalan ben.
kaldığım yerdeyim, gittiğin gibiyim, hala sana aitim.
Zamanı hükümsüz saydım, günü birlik yaşadım gelincikler gibi
gelincik kızılını
hangi mevsimde açtın, hangi mevsimde soldun
yağmur dualarından hep eli boş döndüm
İşin en kötüsü hem kök oldum hem köksüz kaldım.
Bak ben seni unutmadım, unutacak gibi de değilim ne yazık
Yokluğunun gecelerinde ne çok gök gürledi ve ben ne çok korktum.
Sarılamadım hiç bir şeye
hiç bir şey bırakmamışsın ki, bana bu günler için.
Kendini yok etti seni gördüğüm rüyalar
döktü son yaprağını da bana aldığın küpe çiçeği
her kırılışın da ayrılığımıza onaramadı bana bakan fotoğrafın
sessizlik, sessizlik şakaklarımda yaşlandı.
Kaç akasya kokusu vurdu yüzüme seni hatırlatarak
kaç asma üzüme durdu, kaç asır geçti çınar çınar hasrete ağlayarak
kabulsüz dualarım da kaldın aminlerle avunarak
İşin en kötüsü avutan da ben oldum avunamayanda
Bak ben seni unutmadım, unutacak gibi de değilim ne yazık
Ömrümden, ömrümden yıldızlar kaydı dilekler tuttum
adını sakladım gizlim bahçemde hercai menekşenin dibine
Sana laf ettirmedim hiç kimselere
hiç kimseler sevmedi ki seni
Seni ben sevdim
Seni ben sevdim zaten kendi kendime.
Umudun rengini mavi belledim
efkarını, sitemini bile belli etmedim kendime
Seni bekledim
hükümsüz saydım ayrılığı senelerce
hükümsüz saydım aşkım
Aşkım ben sana aşina kaldım...
ben seni unutmadım naşide göktürk şiirleri ben seni unutmadım şiirinin sözleri burada.Naşide Göktürk sesindeki güzellik,şarkılarındaki duygular insanı dinlerken çok uzaklara götürüyor.Şarkılarındaki özlem,ayrılık,aşk kaç kere dinlersen dinle aynı tadı veriyor insana.Naşide Göktürk şarkıları gibi şiirleri de çok güzel.Murat İnce ile birlikte seslendirdiği en güzel derdim sensin şiiri bir de ben seni unutmadım şiiri vazgeçilmezlerim.ben seni unutmadım şiirinin sözleri sevenleri için konumuzda.
Bak ben seni unutmadım pek unutacak gibi de değilim.
İçimde sana ait bir ağıtın bestesini yapmış gönlüm
Gönlünden uzak, gönlünden habersiz
belli ki seni daha çok ağlayacak, kan davası gibi bir şey bu sevda.
Tek farkı ne öldürüyorsun ne de ölüyorsun
lakin öyle büyük bir yara almışsın ki, iyleşemiyorsun
Sabahları yatağına vuruyor yalnız uyunan uykunun güneşi
kalbin sızlıyor açar açmaz gözünü.
Bir kovalamaca başlıyor senle senin aranda
işin en kötüsü kaçan da sen oluyorsun kovalayan da sen
silahlarını kuşanıp düşüyorsun yola
hayallerin de yanında bir hayat ısmarlıyorsun kendine.
Nereye gitsen yüreğin aklında, neyi görsen anılar dikiliyor karşına
vuruluyorsun ansızın
işin en kötüsü vuran da sensin vurulan da sen oluyorsun yeniden
Tarifsiz bir son bahar döküyor gönlüm yapraklarını tek tek
takvimler sanki sana inat daha yavaş yaşıyor günleri
daha da uzun yaşıyor geceler sanki
İlacı bulunmuyor nöbetçi eczanelerde bile sensizliğin
biten aşkın bitmeyen kederi yayılıyor damarlarından vücuduna
bir de acı bir tebessüm var ya dudaklarında
işin en kötüsü gülen de sen oluyorsun ağlanacak hayatına.
Bak ben seni unutmadım unutacak gibi de değilim ne yazık
kıyılarıma vuruyor saklı şişelerde sana yazdığım notlar.
yastığımın altına gizlediğim güllerim, sürpriz hediyelerim
sabahın ışığına kaçan tenimde kalan sevişmelerim.
Ya seni kim gönderdi benden
kim kıydı bana seni böyle severken.
İşin en kötüsü giden sen oldun kalan ben.
kaldığım yerdeyim, gittiğin gibiyim, hala sana aitim.
Zamanı hükümsüz saydım, günü birlik yaşadım gelincikler gibi
gelincik kızılını
hangi mevsimde açtın, hangi mevsimde soldun
yağmur dualarından hep eli boş döndüm
İşin en kötüsü hem kök oldum hem köksüz kaldım.
Bak ben seni unutmadım, unutacak gibi de değilim ne yazık
Yokluğunun gecelerinde ne çok gök gürledi ve ben ne çok korktum.
Sarılamadım hiç bir şeye
hiç bir şey bırakmamışsın ki, bana bu günler için.
Kendini yok etti seni gördüğüm rüyalar
döktü son yaprağını da bana aldığın küpe çiçeği
her kırılışın da ayrılığımıza onaramadı bana bakan fotoğrafın
sessizlik, sessizlik şakaklarımda yaşlandı.
Kaç akasya kokusu vurdu yüzüme seni hatırlatarak
kaç asma üzüme durdu, kaç asır geçti çınar çınar hasrete ağlayarak
kabulsüz dualarım da kaldın aminlerle avunarak
İşin en kötüsü avutan da ben oldum avunamayanda
Bak ben seni unutmadım, unutacak gibi de değilim ne yazık
Ömrümden, ömrümden yıldızlar kaydı dilekler tuttum
adını sakladım gizlim bahçemde hercai menekşenin dibine
Sana laf ettirmedim hiç kimselere
hiç kimseler sevmedi ki seni
Seni ben sevdim
Seni ben sevdim zaten kendi kendime.
Umudun rengini mavi belledim
efkarını, sitemini bile belli etmedim kendime
Seni bekledim
hükümsüz saydım ayrılığı senelerce
hükümsüz saydım aşkım
Aşkım ben sana aşina kaldım...