Uzman SühaN
Administrator
Mol gebelik/Üzüm gebeliği yaşayanlar
mol gebeliği nedir,mol gebeliğinin belirtileri,üzüm gebeliği nedir,üzüm gebeliğinin belirtileri,mol gebeliğinin tedavisi,mol gebeliği hakkında bilgiler
Mol gebeliği halk arasında üzüm gebeliğe olarak isimlendirilmiştir. Mol gebeliği genetik olarak gebelik döneminde ortaya çıkan sağlıklı bir gelişim olmadığı ve rahim içinde üzüm tanesine benzer birçok sayıda şişmiş olan vezikül denen içleri sıvı dolu oluşumlar ile dolu olan anormal bir gebeliktir.
Mol gebeliği 1000 gebeliğin içinden sadece 1 kişi olarak belirlenmiştir. Önceden eğer mol gebeliği geçirilmişse yeniden geçirme oranı 10 kat daha artmaktadır.
Tabii anne yaşının ilerlemesi ile mol gebeliğin görülme riski de artar. Mol gebeliği genellikle annenin kötü beslenmesinden kaynaklanan ve de bundan dolayı da hücrelerin birden çoğalarak arttığı bir durum olarak görülür.
Mol gebeliği iki grup olarak ayrılmaktadır.
1) Komplet (tam) mol; Mol gebelikte en sık görülmüş olan mol türüdür. Ultrasonografik olarak bakıldıktan sonra fetüse ait doku bulunamayıp sadece plasentanın olduğu bir mol hastalığıdır. Plasentada ve de hücrelerinde üzüm tanesine benzettiğimiz bir genişleme ve ödem oluşur. Ultrasonla sonuca ulaşılamayan gebelik için sadece Beta HCG testi yapılabilir ve ancak bu şekilde bulguya ulaşabilinir. Gebelik döneminde erken belirti gösterir.
2) Parsiyel (kısmi) Mol;Plasental gelişimin anormal olması buna ilaveten bebeğe ait yapılar da bulunmaktadır. Normal oluşmuş olan bir yumurta hücresinin iki spermle döllenmesi de olabilmektedir. Fetüs olmuş olsa da, genetik yapıdan bakıldığında fazla kromozomu olan bir bebeğin yaşama şansı olmamaktadır. Parsiyel mol belirtileri 20.haftaya kadar uzayabilmektedir.
Mol (Üzüm) Gebeliği belirtileri ;
-Gebelikte koyu kahverengi yada açık kırmızı vajinal kanama,
-Rahimin normal olması gerekenden daha büyük olması,
-Gebeliğin genellikle % 25 gibi aşırı olarak bulantı ve kusmanın yaşanması,
-Üzüme benzeyen keselerin vajinadan akıntı veya kanama ile beraber dışarıya çıkması,
-Gebeliğin ilerlemesi ile beraber bebeğin kalp atışlarının hissedilmemesi,
-Tiroid bezlerinin çok fazla çalışıyor olması,
-Gebelerde HCG yüksekliğinden dolayı overlarda teka lutein kist oluşmaktadır. Kistin büyümesiyle ağrı ve aşırı tüylenme başlar.
-Gebelikte bazı anne adaylarında ise HCG hormonunun yükselme ile çarpıntı, sinirlilik hali ve terleme görülmektedir.
Mol gebeliğin tanısı yukarıdaki nedenlerden dolayı ya da rutin doktor kontrolüne gidildiğinde gebe bayana yapılan ultrasonografi ile teşhis edilebilir. Ultrasonda mol veziküller ardı sıra dizildiğinde uterüs te karyağdı manzarası görüntüsü verir. Muayene sırasında rahmin, gebelikteki haftasına göre çok büyük olmasıdır. Gebe bayandan alınan kanda ki HCG değerlerinin 100.000 den fazla olması bu tanıyı sabitler.
Mol (Üzüm) Gebeliğinin Tedavisi ;
Genellikle Mol gebeliğin tedavisinde ilk olarak rahim içi vakum aleti ile hemen boşaltılmalıdır. Bu işlem normal kürtaja göre daha tehlikelidir. Aşırı derecede kanama olabilmesinden dolayı doktor mutlaka önceden kan isteğinde bulunabilmektedir.
Daha sonra ki işlem ise vakumla yapılan işlemin sonrasında annenin izlenime alınmasıdır. Hastanın bu izlenim esnasında yani 1 sene gibi gebe kalamaz. Çünkü alınan mol hücrelerinin kötü huylu olması riski de bulunmaktadır. Takip genellikle Beta HCG testi yada ultrason muayeneleri ile gerçekleşir.Bu takip işlemden sonra ilk 3 ay 2 haftalık bir zaman diliminde olur. Daha sonrasında 6 ay sürede ayda 1 olmak üzere kontrol devam eder. Eğer ki testler sonucunda HCG değerleri sıfırlanıyorsa o zaman izlenim sona erer. Artık gebe kalınabilir.
Beta HCG değerler eğer düşmez aynı seyrinde devam ediyor ve ya bir süre düşüp tekrar artarsa o zaman kemoterapiye başvurulur. Beyin tomografisi de dahil olmak üzere özellikle de akciğer filmi çekilerek, bütün gereken araştırmalar yapılarak metastatik odak aranmaktadır. Eğer gerekirse en son rahimde alınabilir.
Genellikle komplet mol gebelik müdahale edilmediği zaman 16. haftaya kadar düşükle sonlanma riski vardır. Kısmi mol gebeliğinde ise daha uzun süre devam edebilir.
Mol gebeliği halk arasında üzüm gebeliğe olarak isimlendirilmiştir. Mol gebeliği genetik olarak gebelik döneminde ortaya çıkan sağlıklı bir gelişim olmadığı ve rahim içinde üzüm tanesine benzer birçok sayıda şişmiş olan vezikül denen içleri sıvı dolu oluşumlar ile dolu olan anormal bir gebeliktir.
Mol gebeliği 1000 gebeliğin içinden sadece 1 kişi olarak belirlenmiştir. Önceden eğer mol gebeliği geçirilmişse yeniden geçirme oranı 10 kat daha artmaktadır.
Tabii anne yaşının ilerlemesi ile mol gebeliğin görülme riski de artar. Mol gebeliği genellikle annenin kötü beslenmesinden kaynaklanan ve de bundan dolayı da hücrelerin birden çoğalarak arttığı bir durum olarak görülür.
Mol gebeliği iki grup olarak ayrılmaktadır.
1) Komplet (tam) mol; Mol gebelikte en sık görülmüş olan mol türüdür. Ultrasonografik olarak bakıldıktan sonra fetüse ait doku bulunamayıp sadece plasentanın olduğu bir mol hastalığıdır. Plasentada ve de hücrelerinde üzüm tanesine benzettiğimiz bir genişleme ve ödem oluşur. Ultrasonla sonuca ulaşılamayan gebelik için sadece Beta HCG testi yapılabilir ve ancak bu şekilde bulguya ulaşabilinir. Gebelik döneminde erken belirti gösterir.
2) Parsiyel (kısmi) Mol;Plasental gelişimin anormal olması buna ilaveten bebeğe ait yapılar da bulunmaktadır. Normal oluşmuş olan bir yumurta hücresinin iki spermle döllenmesi de olabilmektedir. Fetüs olmuş olsa da, genetik yapıdan bakıldığında fazla kromozomu olan bir bebeğin yaşama şansı olmamaktadır. Parsiyel mol belirtileri 20.haftaya kadar uzayabilmektedir.
Mol (Üzüm) Gebeliği belirtileri ;
-Gebelikte koyu kahverengi yada açık kırmızı vajinal kanama,
-Rahimin normal olması gerekenden daha büyük olması,
-Gebeliğin genellikle % 25 gibi aşırı olarak bulantı ve kusmanın yaşanması,
-Üzüme benzeyen keselerin vajinadan akıntı veya kanama ile beraber dışarıya çıkması,
-Gebeliğin ilerlemesi ile beraber bebeğin kalp atışlarının hissedilmemesi,
-Tiroid bezlerinin çok fazla çalışıyor olması,
-Gebelerde HCG yüksekliğinden dolayı overlarda teka lutein kist oluşmaktadır. Kistin büyümesiyle ağrı ve aşırı tüylenme başlar.
-Gebelikte bazı anne adaylarında ise HCG hormonunun yükselme ile çarpıntı, sinirlilik hali ve terleme görülmektedir.
Mol gebeliğin tanısı yukarıdaki nedenlerden dolayı ya da rutin doktor kontrolüne gidildiğinde gebe bayana yapılan ultrasonografi ile teşhis edilebilir. Ultrasonda mol veziküller ardı sıra dizildiğinde uterüs te karyağdı manzarası görüntüsü verir. Muayene sırasında rahmin, gebelikteki haftasına göre çok büyük olmasıdır. Gebe bayandan alınan kanda ki HCG değerlerinin 100.000 den fazla olması bu tanıyı sabitler.
Mol (Üzüm) Gebeliğinin Tedavisi ;
Genellikle Mol gebeliğin tedavisinde ilk olarak rahim içi vakum aleti ile hemen boşaltılmalıdır. Bu işlem normal kürtaja göre daha tehlikelidir. Aşırı derecede kanama olabilmesinden dolayı doktor mutlaka önceden kan isteğinde bulunabilmektedir.
Daha sonra ki işlem ise vakumla yapılan işlemin sonrasında annenin izlenime alınmasıdır. Hastanın bu izlenim esnasında yani 1 sene gibi gebe kalamaz. Çünkü alınan mol hücrelerinin kötü huylu olması riski de bulunmaktadır. Takip genellikle Beta HCG testi yada ultrason muayeneleri ile gerçekleşir.Bu takip işlemden sonra ilk 3 ay 2 haftalık bir zaman diliminde olur. Daha sonrasında 6 ay sürede ayda 1 olmak üzere kontrol devam eder. Eğer ki testler sonucunda HCG değerleri sıfırlanıyorsa o zaman izlenim sona erer. Artık gebe kalınabilir.
Beta HCG değerler eğer düşmez aynı seyrinde devam ediyor ve ya bir süre düşüp tekrar artarsa o zaman kemoterapiye başvurulur. Beyin tomografisi de dahil olmak üzere özellikle de akciğer filmi çekilerek, bütün gereken araştırmalar yapılarak metastatik odak aranmaktadır. Eğer gerekirse en son rahimde alınabilir.
Genellikle komplet mol gebelik müdahale edilmediği zaman 16. haftaya kadar düşükle sonlanma riski vardır. Kısmi mol gebeliğinde ise daha uzun süre devam edebilir.