Mitoloji Sözlüğü

Cevap: Mitoloji Sözlüğü

H

Hades – (Lat. Pluton) Kronos’un oğlu. Cehennemlerin, karanlık yeraltı aleminin, ölüler diyarının Tanrısı ve öteki dünyanın adı.
Haemon – (Haimon) – Kreon’un oğlu, Kral Oidipus’un kızı. Antigone’nin nişanlısı. Babası, nişanlısını ölüme mahkum edince, Haemon intihar etti.
Haemos – (Haimos) – Boreas’ın oğlu, Thrakia Tiranlarından biri.
Hagno – Lykea kaynağının perisi, kuraklık zamanlarında ona yalvarırlardı.
Halia – Rodoslu bir kız. Poseidon ile evlenince altı oğlu, bir de kızı oldu. Rhodos adını taşıyan kızı, Rodos adasını’na adını verdi. Güzel Halia’nın altı oğlu Aphrodite’nin etkisiyle kendi öz annelerine şehvani bir aşkla bağlandıkları için Poseidon tarafından öldürüldüler. Bahtsız anne de kederden kendini denize attı, intihar etti.
Halirrhotios – Poseidon’un oğlu. Ares’in kızı Altippe’yi kirletmek istediği için Ares tarafından öldürüldü. Poseidon da oğlunun katilinin yargılanması için Tanrılar mahkemesine başvurdu. Tanrılar (Ares Tepeleri)’nde toplandılar, katil Tanrıyı mahkum ettiler.
HalkyoneKral Keyks’in karısı.
Hamadryad’ler – Ağaç perileri. Bir ağaçla beraber doğan ve onunla beraber ölen periler. Fırtına bir ağacı devirince ya da insafsız bir oduncunun baltası bir ağacı kesince, o ağacın perisi de hemen ölürdü. Bunlar, ağaçların ruhları gibiydiler.
Harmonia – Kadmos’un karısı. Ares ile Aphrodite’nin kızı. En güçlü bir Tanrı ile en güzel bir Tanrıçanın kızı olan Harmonia’nın anlamı, tam bir uyuşma, ahenk ifade etmektedir. Kadmos ile Harmonia sonunda birer yılan oldular.
Harpalyke – Thrakia Kralı Harpalykos’un kızı. Annesini çok küçük yaşta kaybettiği için babası onu kısrak sütü ile besledi ve bir erkek gibi yetiştirdi.
Harminna – Irmak Tanrısı Asopos’un kızı. Ares ile seviştiler. Oenomaos adındaki kahraman doğdu.
Harpyi’ler – Büyükelçiler anlamına gelen Harpyi’ler, Thaumas ile Elektra’nın kızlarıydı. Siren’lere benzeyen bu kanatlı ifritler, fırtınaların ve ölümün sembolü sayılırlardı. Adları Aello, Akypete olan bu iki korkunç kızkardeşlerin Typhaon ile Poseidon’un kızları olduğunu söyleyenler de vardır.
Hebe – Gençliğin ve güzelliğin sembolü olan Hebe, Zeus ile Hera’nın kızıdır.
Hecuba – Hekuba – (Bak. Hekabe)
Heirmarmene - (Pepromene) – Bunları Theologlar ve filozoflar sık sık kullanırlar. Moira’ya yakın bir kader Tanrısı.
Hekabe – (Lat. Hebuba) – Troi karlı Priamos’un karısı. Hektor, Paris, Polyksena’nın annesi. Hekabe’nin sonradan köpeğe çevrildiğini söyleyenler vardır. Çanakkale civarında Kynossema (Köpek mezarı) dağında Hekabe’nin mezarı olduğunu söylerler.
Hekate – Artemis’in yardımcısı, iyiliksever bir Tanrıça. Bir Titan olan Perses ile Astreria’nın kızıydı. Darda kalanlara yol gösterirdi.
Hekatonkheirler – Bunlara Centimain’ler de denir. Uranos ile Gaina’nın oğulları. Bunların her birinin elli başı, yüz kolu vardı. Kottos, Briareos, Gyges adlarını taşıyan bu korkunç devlerin en azgını Briareos idi.
Hegeleos – Herakles’in torunu. Omphale ile Herakles’den olan Tyresenos’un oğlu. Hegeleos’un babası; muharebelerde çalışan trompeti icat etti.
Hektor – Troia’lıların en büyük kahramanı, Akhilleus tarafından öldürüldü.
Hekuba – Hecuba, Hekabe’nin Latince adı.
Helena – Menelaos’un karısı. Troia prensi Paris, onu kaçırdığı için Yunanlılar Troia’ya savaşmaya geldiler. Çok eski zamanlarda Helena’yı Zeus ile Leda’nın kızı sayarlardı.
Helenos – Priamos’un oğlu. Troia’lıların kâhini. Yunanlılara tahta atı yapmalarını söyleyerek yurduna ihanet etti.
Heliades’ler – Helios ile Klymene’nin kızları. Phaeton’un kızkardeşleri. Sayılarını yediye çıkaranlar vardır. Bunlar erkek kardeşleri Phaeton, öldülürünce, onun ölümünden o kadar çok üzüldüler, o kadar ağladılar ki, Tanrılar bu vefalı kadınlara acıdılar, onları kavak ağacına çevirdiler ve bu güzel kızların kardeşleri uğruna döktükleri gözyaşları da “amber” oldu.
HelikeZeus’u küçükken besleyen iki peri kızından biri. Zeus’u besledikleri için Kronos tarafından Büyük ve Küçük Ayı yıldızlarına dönüştürüldüler. Helike Büyük Ayı’ya çevrildi.
HelikonYunanistan’da Boiotia’da, ünlü bir dağın adı. Yunanistan’ın en güzel, en şairane olan dağı. İlham perileri olan Musa’ların kutsal dağı sayılır.
Helios – Her şeyi gören güneşin Tanrısı. Hyperion ile Theia’nın oğlu. Eos (Şafak) ile Selene (Ay)ın kardeşi Helios, deniz perilerinden Perseis ile evlendi, bir çok çocukları oldu. Kirke, Aeetes, Pasiphae, bunlar hep Helios’un çocuklarıdır. Helios’u genç, güzel, kuvvetli, sarı saçlı bir delikanlı olarak gösterirler.
Helle – Phriksos’un hemşiresi. Eskilerin Helles Pontos dedikleri Çanakkale Boğazı, ilk adını Helle’den aldı. (Bak. Hellespontus)
Hellen – Deukalion’un oğlu olan Hellen Bütün Yunanlıların atasıdır. Yunanlılara bu sebeple Hellenler derler.
Helles Pontos – (Helle denizi demektir) Orkhomenos Kralı Athamas’ın Nephele adındaki karısından Helle isminde bir kızla, Phriksos adında bir oğlu dünyaya gelmişti. Kralın İno adındaki ikinci karısı Kral Athamas’ı üvey oğlu Phriksos’u Zeus’a kurban etmesi konusunda kandırdı. Fakat çocuk kurban edileceği sırada BaşTanrı, Hermes ile altın yapağılı bir koç gönderdi. Bu hayvan insan gibi konuşur ve havalarda uçardı. Nephele, oğlu Phriksos ile kızı Helle’yi koça bindirdi ve koç havalandı, doğuya doğru yol aldı. İki çocuk, onun tüylerine sımsıkı sarılmıştı. Az sonra korkuları kalmadı. Aşağı baktılar, gördükleri manzaraya hayran oldular, ne yazık ki, tam Propontis (Marmara)yı Ege Denizi’ne bağlayan boğazın üzerine geldikleri zaman Helle, aşağı düştü. Şimdi bizim Çanakkale Boğazı dediğimiz yere düştüğü için, o zaman onlara Helles Pontos denildi. Phriksos’a gelince; o, Kolkhis’e vardı. Koçu kurban edip, postunu Kral Aeetes’e verdi.
Hellen – Adını bütün Yunan ırkına veren Hellen; Deukalion’un oğludur.
Hemera – Gündüz, Nyks (gece)nin kardeşi – Uranos, yani gök’ün kapısından sıra ile girip çıkan Hemera ile Nyks, iki kardeş oldukları halde bir türlü babalarının muhteşem sarayının tunç kapısında birbirleriyle karşılaşamazlar. Birisi çıkar, öteki girer, bunlar adeta birbirlerini kovalarlar. Hemera, fani insanlara ışık getirir, halbuki Nyks, Thanathos (ölüm)ün kardeşi olan Hypnos (uyku)yu getirir.
Hemera – Eos’un lakabıdır. Çiğ taneleri de Eos’un gözyaşlarıdır.
Hemikynes – Köpek gibi ses çıkaran ve başları da köpeğe benzeyen muhayyel bir hayvan. Pont – Euksin – (Karadeniz kıyısında yaşarlarmış.
Heosphoros – (ya da Eosphoros) Şafağın meşalesi anlamına gelen Heosphoros, sabah yıldızının adıdır. Eos (Şafak)ın oğludur.
Hephaistos – Ateş Tanrısı. Latinler buna Vulcain derler.
HeraZeus’un karısı ve kardeşi. Latinler Junon diyor.
Herai’ler – Samos adasındaki Mykenai yakınında bulunan bir yer. Burada Hera’nın en ünlü tapınağı varmış.
Herakles – (Lat. Hercules) Zeus’un oğlu, kuvvet Tanrısı.
Herakliad’ler – Herakles’in neslinden gelenlere verilen soy adı.
HerkulesHercules – Herakles’in Latince adı.
Hermaphroditos – Hem dişiliği, hem de erkekliği kendisinde toplayan, hünsa bir varlıktır.
Herme’ler – Yolların koruyucusu sayılan Hermes adına, yol ve sokak kenarlarına dikilen ufak anıtlara verilen ad.
Hermes – (Lat. Mercurius) Tanrıların ulağı, habercisi.
Hermione – Menelaos ile Helena’nın kızı.
Hero – Leandros’un sevgilisi olan rahibe.
Heros – (Herolar) – Önçağda, ölmüş büyük kahramanlara bu ad verilirdi. Onlar bahtlılar adalarında yaşıyorlardı. Halk, özellikle onların mezarlarına giderek onlara taparlardı.
Herse – Kekrops’un üç kızından biri. Küçük Erikhthonios’u Athena, bu üç kızkardeşe emanet etmişti. Herse, emanet edilen sepetin açılmanısa sebep olduğu için Athena tarafından aklı başına alındı da, Akropolis’ten kendini aşağı atarak intihar etti.
Hesione – Troia Kralı Laomedon’ın kızı.
Hesperia – Eski devirlerde İtalya’ya bu isim verilirdi.
Hesperid’ler – (Hesperides) – Güneşin battığı yerin perileri. Gecenin, yani Nyks’ın kızları. Bazıları onları Zeus ile Themsi’nin ya da Atlas’ın kızları sayarlar. Onlar, Bahtiyarlar adalarında yaşıyorlar, Tanrı bahçelerinde altın elmayı bekliyorlardı.
Hesperos – Akşam yıldızı. Atlas’ın oğlu, yıldızlara bakmak için dağa çıkmış, fakat fırtına kopmuş. Hesperos kaybolmuş. İyiliği sever bir genç olduğundan Tanrılar onu akşam yıldızına çevirmişler. Hala insanlara yol göstermekte, iyilik etmektedir.
Hestia – Romalıların Vesta dedikleri aile ocağı Tanrıçası. Kronos ile Rea’nın kızı.
Hiera – Herakles’in oğlu Telephos’un karısı. Yunanlılar, Troia savaşı münasebetiyle Anadolu’ya ilk çıkarma yaptıkları zaman, Hiera, kadınlardan oluşan bir müfrezenin başına geçmiş, işgalcilere karşı yurdunu korumuştu. Hiera’nın Helena’dan daha güzel olduğunu söyleyenler vardır.
Hieraks – Hermes, güzel İo’yu bir ineğe çevirip, kaçırmak istediği zaman Hieraks, gevezelik etmiş, bu olayı etrafa yaymıştı. Bu sebepten o, bir doğan kuşuna çevrildi.
Hierodolos – Apollon tapınağında görevli bir köle.
HierodyellerTanrıların, tapınakların malı olan kadın ve erkek köleler. Özellikle Aphrodite mabedinde bulunan fahişeler.
Hieros Gamos – Kutsal evlenme. Özellikle Zeus ile Hera’nın evlenmesi.
Hilaeira – Leukippid’lerden biri. Phoebe’nin karısı.
Hilebie – Güney Anadolu’da eski Karia bölgesi Krallarından birinin kızı. Lyrkos adında bir Yunanlı gençle evlendi. Kocası, buna ihanet ettiği halde, bu Anadolulu güzel gelin, iffetli bir örnek zevce olarak kaldı.
Himalia – Bir peri kızı. Rhodos adasında Zeus, bol bir yağmur halinde yağarak onunla birleşti. Üç çocukları oldu. Bu üç oğlan, buğdayın geçirdiği safhaları ifade eder: Spartaeos (tohum eken); Kronios (Buğday yetiştirici); Kytos (Ekmekçi).
Himeros – Aşk isteğinin sembolü. Aphrodite’nin yanında gidenler arasına katılır, Eros’a arkadaşlık eder.
Hippe – Kentaur, Khiron’un kızı. Hellen’in oğlu Eole (Ailos) tarafından iğfal edilmiş ve gebe bırakılmıştı. Babasının korkusundan Pelion dağına kaçtı. Çocuğunu orada doğurmak istedi. Babası onu takip ediyordu. Hippe, bu zor durumdan kendisini kurtarmaları için Tanrılarına yalvardı. Onlar da onu at şeklinde bir burca çevirerek göğe aldılar.
Hippios – Poseidon ile Athena’nın lakapları.
Hippo – Skedasos’un iki kızından birinin adı. Molpia adındaki karısıyla beraber Ispartalı iki genç tarafından kirletildikleri için intiharettiler.
Hippodameia - Pisa Kralı Oinomaos’un güzel kızı olan Hippodameia’yı Pelops kanlı ve hileli yollardan yürüyerek kendine zevce olarak aldı. Bu birleşme sonucunda hippodameia, Arteus ile Tyestes adlı iki çocuk doğurdu. (Sözlükte bu kelimelere bakını. Peirithoos ile Polydektes’in eşlerinin adları da Hippodameia idi.
Hippodameia – Prithoos’un karısı, Polydektes’in karısı da aynı adı taşır.
Hippo Kampos – Yarısı at, yarısı balık olan deniz aygırı. Nereid’lerin binek hayvanları.
Hippokrene – kanatlı at Pegasus’un, ilham perilerinin dağı olan Helikon dağına attığı bir çifte ile fışkıttığı kaynak, “At çeşmesi” demektir.
Hippogypes – Ay’da oturdukları sanılan hayali insanlar.
Hippolokhos – Bellerophon ile Troia’lı Antenor’un oğulları aynı adı taşır.
Hippolyte – Amazonlar Kraliçesi, Ares’in kızı olduğu söylenir. Herakles tarafından öldürüldü.
Hippolytos – theseus’un Amazonlar Kraliçesi Atiope’den olan oğlu.
Hippomedon – Thebai’ye karşı savaşan yedilerden biri. Dev cüsseli bir kahramandı.
Hippomenes – Megereos ile Merope’nin oğlu. Atalante ile evlenmek istiyordu, altın elmalar atarak koşuda onu yendi ve onunla evlendi.
Hippotes – Heraklid’lerden biri.
Historis – Kahin Tiresias’ın kurnaz kızı. Herakles’e hamile Alkmene’ye Hera’nın korkusundan doğum Tanrıçası yardım edemiyordu. Historis, hile ile doğuma mani olan Tanrıçayı ordan uzaklaştırdı da Alkmene kolayca doğurdu.
Hora’larZeus ile Themis’in üç kızı. Adları şöyledir: Eunomia (disiplin); Dike (adalet); Eirene (barış). Bunlar, zamanların ve mevsimlerin Tanrıçalarıdır.
HorkiosZeus’un lakabı.
Hyad’lar – Atlas’ın kızları. Bir rivayete göre, bunlar yedi kadındı. Zeus’u Dodon’da büyüten onlar olduğu gibi, Dionysos’u Nysa dağına onlar götürdüler, İno’ya teslim ettiler. Medea tarafından gençleştirilen bu bakireleri Zeus bir takım yıldız halinde göğe aldı. Diğer bir efsaneye göre de Hyad’lar, Hyas’ın kızkardeşleriydi. Hyas, avlanırken ölünce kardeşleri kederden yaşayamadılar, bir kısmı kendi kendilerini öldürdü. Zeus bunları göğe aldı ve birer yıldız yaptı. Sağ kalanlar sonradan Pleiad’ların kızkardeşi oldular.
Hyakinthides – Vatanın selameti için kurban edilen genç kızlara verilen isim.
Hyakinthos – Amiklas ile Diomede’nin oğlu. İlham perilerinden Klio ile Pieros’un oğlu olduğunu söyleyenler de vardır. Çok güzel bir delikanlıydı. Thamyris isminde bir erkek ona aşık olmuş ve böylece erkekler arasındaki gayri ahlaki aşkı ilk o bulmuştu. Apollon da ona gönül vermişti.
Hybris – Hayasızlığın, ölçüsüzlüğün sembolü. Annesi Koros (tıkabasa tokluk)’tu. Hybris’in cezası acılarla çekilir. Her şeyde iftira görmek, Hybris’in ağına düşmek demekti.
Hydne – Skyttis’in kızı. Baba ile kız çok usta dalgıçtılar. İran hükümdarı Serhes’in gemilerinin halatlarını keserek onların parçalanmasını temin etmişlerdi.
Hydra – Lerna bataklığında sayısız başkalır olan, tüyler ürpertici bir yılanın adı.
Hyettos – Karısı ile zina yapan bir genci yakalayıp feci bir şekilde öldüren ve aldatıldığının farkına varan ilk koca. Öldürdüğü adamın adı Molouros idi.
Hygieia – Sağlık Tanrıçası ve Asklepios’un kızlarından biri.
HylasKral Theiodamas’ın oğlu. Herakles, Hylas’ın babasını öldürdükten sonra onu uşak olarak yanına almıştı. Çok güzel bir delikanlı olduğu için onun yanından ayırmamış. Arganaut’lar seferine bile yanında götürmüştür. Argonaut’lar, Gemlik Körfezi’ne geldikleri zaman, Herakles gemilerine kürek yapmak için o civarda bir ormana girmiş, ağaç kesiyormuş. Hylas da eline bir testi almış, içme suyu aramak için ormana dalmıştı. O civarda akan bir ıkmağın ya da Askanios gölünün (İznik Gölü) perileri bu çok güzel delikanlıyı görünce şaşırdılar, dayanamadılar ve onu yakalayıp suun dibine doğru sürükleyerek kaçırmışlardı. Hylas ve Herakles ile beraber karaya çıkan Polyphelos, delikanlının kaybolduğunun farkına varınca, bağırmaya başladı. Herakles ile beraber ikisi, uzun uzun “Hylas! Hylas!” diye boş yere haykırıp durdular. Marmara denizinde fırtına başlamak üzereydi. Rüzgar Tanrısını Boreas’ın tavsiyesiyle Argonaut’lar, Herakles’i ve arkadaşını almadan hareket ettiler. Polyphemos, sonradan Bursa adını alan Klos şehrinin temelini attı. Bursalılar, senenin belirli bir gününde de Olympos (Uludağ)’a doğru tırmanarak Hylas diye üç defa bağırır, güzel delikanlıyı ararlarmış.
Hyllos – Herakles ile Dejanire’nin oğlu. Rivayete göre Lydie’de akan Hermos (Gediz Çayı)’nın kollarından birinin adı. Herakles’in bu dev cüsseli oğlunun adını taşıyordu: (Lyllos – Bugünkü Kum Çayı)
Hylonome – Kentaur Kyllaros’un karısı. Kocası öldürülünce, ondan sonra yaşamak istemedi, kocasını öldüren aynı oku kendi kalbine sapladı ve öldü.
Hymenaios (Hymen – Ymene) – İlham perilerinden birinin oğlu. Gençlik ve evlendirme Tanrısı. Düğünlerde söylenen türküleri o ilham eder. Bir rivayete göre de Hymenaios, kız gibi güzel bir delikanlıydı. Kendisi orta halli bir aileden olduğu halde, asil bir aileden güzel bir kıza gönül vermişti. Onunla evlenemediği için, çok ümitsizdi. Sevdiği kızı, her yerde uzaktan takip ediyordu. Bir gün Athena’nın genç kızları Demeter’e kurban takdimine gidiyorlardı. Haydutlar bu güzel kızı yakaladılar. Onu da bir kız sandılar, esir ettikleri kızların arasına kattılar, uzun bir yürüyüşten sonra haydutlar uyuyunca Hymenaios, onları öldürdü ve kızları kurtardı. Böylece sevdiği kızı alabildi.
HymnosAnadolumuzda Phrygia’da yaşayan bir çoban. Artemis’in arkadaşlarından Nikaea adında bir peri kızına delice aşık olmuştu. Peri kızı ona yüz vermiyordu. Hymnos, bir ün peri kızına ilanı aşk edince, peri kızdı, bir ok atarak onu öldürdü. Bu güzel çobanın ölümüne herkes ağladı, hatta kalbini daima kapalı bulunduran Artemis bile onun için gözyaşı döktü.
Hyperbore’ler – Eski zamanlarda uzak kuzey tasavvur edilen, bahtiyar insanların ülkesi. Orada iklim çok mutedildi. Seneler altı ay gündüz, altı ay gece olarak geçerdi. Efsaneye göre, Apollon, kış aylarını orada geçirirdi.
Hyperion – Titan’lardan biri. Uranos ile Gaia’nın oğlu. Kızkardeşi Heia ile evlenerek Helios (Güneş), Selen (Ay) ve Eos (Şafak)’un dünyaya gelmelerine sebep oldu.
Hypermestra – Danaos’un elli kızından biri. Zorla evlendirilen elli kız, düğün gecesi kocalarını hançerledikleri zaman, Hypermestra, kocası Lynkeus’u öldürmedi.
Hypnos – Uyku Tanrısı. Erebos (karanlık ile Nyks (gece)nin oğlu. Thanatos (ölüm) onun kardeşidir. Hypnos, güzel delikanlı Endymion’a aşık olmuştu. Onu daima gözleri açık olarak uyutuyordu. Böylece sevgilisinin gözlerini ara vermeden seyrediyordu.
Hypsikreon – Batı Anadolu’da eski ve ünlü bir şehir olan Miletus şehrinde oturan Hypsikreon’un Naksos adasında Promedon adında bir dostu vardı. Bir gün Promedon, misafir olarak Miletus şehrine gelmişti. aziz dostu Hypsikreon’un güzel karısı Nere, adalı misafirine aşık oldu, fakat Promedon, vicdanlı adamdı ekmeğini yediği evin nahımına kötü gözle bakamazdı. Nere, zor kullanmak istedi. Promedon, Naksos’a gidince kadın da onu takip etti. Neticede, bu yüzden Naksos’lularla, Miletus’lar arasında savaş çıktı.
Hypsipyle – Lemnos adası Kralı Thoas’ın kızı. Lemnos kadınları, kocalarının aleyhine ayaklanıp onları kesmeye başladıkları zaman Hypsipiyle, gizlice ihtiyar babasını kaçırdı. Khios adasına götürdü. Argonaut’lar bu adaya çıktıkları zaman Jason, Hypsiple’ye gönül verdi ve ondan iki çocuğu oldu.
Hyrieus – İhtiyar bir çift olan Hyrieus; Zeus, Poseidon, Hermes gibi büyük Tanrılara küçük kulübesinde yer vermiş misafir etmişti. Bu yüzden Tanrılar ona bazı lûtuflarda bulundular. Onun arzusunu ne olursa olsun, kabul edeceklerdi. İhtiyar çiftçinin karısı yoktu, öyle olduğu halde o, bir erkek çocuk istiyordu. Tanrılar kolayını buldular. Hyreis’un, kendilerine kurban ettiği öküz derisinin üstüne işediler, onların idrarından Orion adındaki delikanlı çıktı.
 
Cevap: Mitoloji Sözlüğü

İ-J


İarea – Batı Anadolu’da bugün Kaz Dağı dediğimiz İda dağının güzel peri kızlarından biri.
İakkhos – Eleusis Mystria’larının Tanrısı. Bazıları onu Demeter’in oğlu olarak gösterirlerse de, çoğu zaman İakkhos’un Zeus ile Persephone’nin oğlu olduğu söylenir. Önce adı Zagreus olan bu çocuğu Zeus, kıskanç karısının takibinden kurtarmak için şekilden şekle sokuyordu. Onu bir boğa şekline soktuğu gün, takip edenler yakaladılar ve boğayı kestiler, parçaladılar. Zeus, oğlunun yardımına yetişemedi. Onu parçalayan Titan’ları yıldırımlarıyla öldürdü ve Apollon’a oğlunun cesedinden arda kalan parçalarını, Parnassos Dağının tepesine getirmesini emretti. Apollon, çocuğun henüz çarpmakta olan kalbini getirmişti. Onu emdi, Zagreus’u yeniden yarattı, bu defa ona İakkhos adını koydu.
İalemos – Apollon ile Kalliope’nin oğlu, genç yaşta ölenler için söylenen hüzülü mersiyelerin ilk şairi.
İambe – Pan ile peri Ekho’nun kızı. Keleos ile Metanira’nın evinde hizmetçilik yaparken, kızını arayan kederli Demeter’i maskaralık yaparak güldürmüştü.
İambe – (Bak. Baubo)
İamos – Kahramanlık devrinde yetişmiş bir kahin. Apollon ile Evadne’nin oğlu. O, bir ormanda doğdu. Annesi menekşelerden yapılmış bir yatağın üzküten onu bıraktı kaçtı. Onun adı Rumca menekşe anlamına gelen (İam)’dan alınmıştır. İki yılan onu balla beslediler. Sonra Arkadia’lı Epytos onu yetiştirdi. Babası Apollon, ona gelecekte olacak hadiseleri haber vermesini öğretmişti. Bunun haber neslinden gelenlere İamid’ler derler.
İanus – (Janus) - Romalıların inancına göre İanus, evlerin kapılarını bekleyen bir Tanrıydı.
İapetos – (Yarbas) – Afrika’nın yerli Krallarından biri. Bir peri kızı ile Jupiter’in oğlu. Dido’ya bir sığır derisinin kaplayacağı kadar bir yer satmıştı. Dido da sığır derisini ince ince dilerek uzun şeritlerhaline getirdi. Toprağı bu şekilde ölçüp aldığı yerin sınırlarını genişletti ve Kartaca’yı kurdu.
İasion - (Jasion) – Zeus’un oğlu. Demeter’in aşığı. Üç defa sürülmüş bir tarlada Demeter’le birleşince Plutos (Zenginlik) adlı bir çocukları oldu.
İbykos – İbykos, bir Tanrı bir kahraman değildir. O, milattan 550 sene önce yaşamış, şiirlerinden birkaç parça bize kadar gelmiştir. Ancak onun acıklı ölümü dillere destan olmuştur. Anlattıklarınıa göre İbykos, Korinthos civarında, hırsızların hücumuna uğradı, ağır şekilde yaralandı. Tam o sırada yukarıdan bir sürü turna kuşu geçiyordu. İbykos, turnalara doğru bakarak “Beni kimler öldürüyor, gördünüz, intikamımı siz alın” dedi. Bir müddet sonra Korinthos’daki açık hava tiyatrosunda temsil verilirken havada turnalar belirdi. Onları gören seyircilerden biri dayanamayıp ayağa kalktı: “Bunlar, İbykos’un turnaları, onun intikamını alacaklar!” diye bağırdı. Seyirciler, bu sözler üzerine onun soygunculardan biri olduğunu anladılar. Suç ortakları da bulunup hepsi öldürüldü.
İda – Edremit Körfezi’nin kuzeyinde 1756 metre yükseklikte bugün (Kaz Dağı) denilen dağın eski adı. O zamanlar sık ormanlarla kaplı bulunan bu dağın mitolojide önemi çok büyüktür. Paris, burada Aphrodite’yi diğer Tanrıçalardan güzel bulmuştu. Ganymedes’i, Zeus bir kartal olup buradan kaçırmıştı. Bir İda Dağı da Girit adasında bulunuyordu. BaşTanrı burada bir mağarada büyümüştü.
İdas – Aphareus ile Arene’ nin oğlu. Linkeus ve Pisos adlarında iki kardeşi vardı. İdas, Evenos’un Marpessa adındaki güzel kızını kaçırdı. Kızın babası üzüntüsünden intihar etti. İdas’ın kaçırdığı kızı Apollon da seviyordu. Bu yüzden kavga çıktı. Zeus, araya girdi, kız kimi isterse onun olsun dedi. Marpessa, Apollon’a pek güvenemedi de İdas’ı tercih etti. İdas ile Lynkeus; Argonaut’lar seferine, Kalydon avına katıldılar. Dioskur’lar ile yaptıkları savaşta öldüler.
İdmon – Argonaut’lardan biri, Apollon’un oğlu. İyi bir kahindi. Hatta kendi öleceğini bildiği halde, Argonaut’lar seferine katılmaktan çekinmedi.
İdomeneus – Girit Kralı Minos’un torunu. Troia Savaşı’na katılmıştı. Thetis ile Medea, güzellikte birbirleriyle boy ölçüşürken, hakem olarak İdomeneus’u seçtiler, o da Thetis’i daha güzel buldu. Medea, bu işe çok kızdı. “Bütün Giritliler yalancıdır” dedi ve Girit Kralı’nı da, Giritlileri de ebedi olarak doğru söylememeye mahkum etti. Bu yüzden, Giritlilerin yalancılığı meşhurdu.
İdaeos – Bir çok kahraman bu adla anılır. Gerek Girit’teki İda Dağı, gerekse Troia bölgesindeki İda Dağı’ndan ad alan kahramanların meşhurları şunlardır: 1- Priamos’un bir oğlunun adı, 2- Paris ile Helene’nin oğlunun adı, 3- Priamos’un arabacısı, 4- Dares adındaki Troia’lı bir kahramanın oğlu, 5- Korybant’lardan biri, 6- Başka bir efsaneye göre Dardanos’un Bergama’nın kuzeyinde bulunan Khryse şehrinde iki oğlu olmuştu. Birinin adı Dimos, öbürünün adı İdaeos idi. İşte bu İdaeos sonradan kendi adı verilen İda Dağı’nın eteğinde, Tanrıların anası olan Kybele (Cybele) kültünü yaydı.
İdotheaAnadolu’da Karia Kralı Eurytos’un kızı ve Miletus şehrinin kurucusu, Miletus’un karısı. Byblis ile Kaunos’un annesi.
İkadios – Batı Anadolu’da Lykia’lı bir peri kızı ile Apollon’un oğlu. Foça’nın kuzey tarafında eski adı Patara olan bir şehir kurmuştu. (Bugünkü Gelemiç).
İkarios (1) – Attika bölgesinin efsanevi Kralı Dionysos’u evinde misafir etmişti.
İkarios (2) – Penelope’nin babası. İkarios, güzel kızını almak isteyen delikanlılar arasında bir spor müsabakası tertip etmişti. Kurnazlığı ile meşhur kahraman Odysseus, müsabakayı kazandı ve kızı aldı. İhtiyar Kral, kızının hasretine dayanamayacağını anladığı için, damadına iç güveysi olarak yanında kalmasını rica etti. Fakat damadı, bu teklifi kabul etmedi. Ama karıkın da zorla babasından ayırmak istemediğini de söyledi. İsterse karısı kendisini takip edecek, isterse babasının yanında kalacaktı. Babası, kızın arzusunu öğrenmek istedi. Fakat kızı, gzlerini önüne eğdi. Yüzünü bir tülle örttü, sessizliğini korudu. İkarios, bu sessizliğinin ikrardan gelmesini takdir etti. Artık utangaç kızına, kendi yanında kalması için ısrar etmedi. Oraya bir tapınak yaptırdı ve (Hicab) yani utanma, manasına bir mihrab yükseltti.
İkaros – İkaros Denizi.
İkaros – Daidalos’un oğlu.
İkelos - Phobetor, adıyla da anılan ve insana yalnız ahyvan şeklinde görünen bir rüya Tanrısı.
İksion – BaşTanrının karısına fena gözle bakan günahkar bir Kral.
İksion – Lapithler Kralı. Zeus’un karısına göz koyduğu için cezaya çarptırıldı.
İlia – Romulus ile Romus’un anası sayılan Reasilvia’ya verilen ad.
İlias Destanı – (İliada – İlyada) – Homeros’un meşrur Epopesi. Troia savaşından bahseder.
İlion – (İlios – Troia – Truva Şehri) – Çanakkale Boğazı’nda, Anadolu yakınında sahilden yirmibeş kilometre içeride, bugün Hisarcık denilen yerde bulunan meşhur Troia kalesine verilen eski ad. Buna Hellen’ler İliakos da diyorlardı. Homeros’a isnad edilen İlias adındaki epope, bu şehrin önünde yapılan savaşlardan bahseder. Troia Krallarından Tros’un oğlunun adı, bir rivayete göre de Dardanos’un dört oğlundan birinin adı İlios idi. İlion şehri adını İlos’dan aldı.
İlione – Priamos ile Hekube’nin kızı ve Polymestor’un karısı.
İlithyaZeus ile Hera’nın kızı. Doğum Tanrıçalığı yapardı. Bazı kadınların doğumlarına engel olur, onlara müthiş ızdıraplar verirdi.
İlos – Dardanos’un oğullarından biri. Troia bölgesi Krallarından Tros ile Skamandros (Küçük Menderes)‘in kızı Kallirrhoe’nin oğlu.ilos, Assarakos ile Ganimedes’in kardeşiydi. İlion kalesinin temellerini atanın İlos olduğu söylenir. Rivayete göre, o bir müsabaka neticesinde bir inek kazanmıştı. Bu ineğin ilk yatacağı yere bir şehir kurması Tanrılar tarafından kendisine emredilmiştir. Hayvan İlion şehrinin yerine gelince durdu ve yattı. Palladion denilen kurulacak şehrin bahtı ile ilgisi bulunan Athena’nın heykeli, gökten, burada İlon’un çadırı önüne düştü. O, bu kutsal heykel için bir tapınak yaptırdı. Tapınak ateş alınca İlos alevler arasından geçerek heykeli kurtardı. Fakat gözlerini kaybetti. Zeka Tanrıçası onun körlüğünü giderdi. İlos, Phrigia Kralı Tantalos ile savaştı. Onu yurdundan kovdu. Eski zamanlarda Troia ovasında onun mezarı ziyaret edilirdi.
İlyada – Homeros’un İlias Destanı.
İnakhos – Argos’un efsanevi Kralı. Okeanos ile Tethys’in kızı. İo’nun babası. Poseidon ile Athena, Argolis bölgesi üzerinde mücadele ederken, hakem olarak İnakhos’u seçmişlerdi. İnakhos, Athena tarafını tuttuğu için Poseidon, Argolis bölgesini kurutarak ondan öç aldı.
İno – Bir adı da Leukothea olan İno, Kadmos ile Harmonia’nın kızı, Agane, Autonoe ve Semele’nin kızkardeşi, şarap Tanrısının teyzesiydi. İno, Kral athamas’ın ikinci karısıydı. Çünkü Athamas, İno’dan önce Nephele isminde bir kızla evlenmiş, ondan Phryksos adlı bir oğlu ile Hele isminde bir kızı olmuştu. (Bak. Hellespontos ve Argonaut’lar) Athamas’ın İnodan da Learkhos ve Melikertes adlarında iki oğlu olmuştu. İno, karısı Semele’nin ölümünden sonra Dionysos’u saraya alıpkendi çocukları ile beraber büyütmek isteyince, Hera kocasının gayrimeşru oğluna gösterilen bu alakaya kızdı ve Kralın da, karısının da akıllarını başlarından aldı: İno, çok sevdiği oğlu Melikertes’i fıkır fıkır kaynayan bir su kazanına attı. Kral Athamas ise avlanırken kendine bir geyik gibi görünen oğlu Learkhos’u bir mızrakla feci şekilde öldürdü. İno, çocuğunun haşlanmış cesedini bağrına basarak saraydan kaçtı ve sahilde yüksek bir kayanın tepesine çıkarak kendini denize attı. Deniz Tanrıları bu bahtsız anaya acıdılar. İno’yu Leukothea adında bir deniz Tanrıçası, oğlunu da Palaemon namıyla bir deniz Tanrısı yaptılar.
İo – Argolis Kralı, İnakhos’un kızı. Mavi gözlü pek güzel bir kız olan İo, Hera mabedinin rahibesiyken Zeus tarafından sevilmişti. Bazıları, İo’nun bir nehir Tanrısının bazıları da, İasos’un kızı olduğunu söylerler.
İobakkhos – (İakkhos) – Bakkhos, Bunlar Dionysos’un çeşitli adlarından.
İobates – Lykia’nın efsanevi Kralı. (Bak. Bellerophon)
İobes – Herakles’in Kerthe’den olan oğlu.
İodama – Beotia’da Athena mabedinin rahibesi. Bir gece zeka Tanrıçası ona, kalkanını takmış olarak görününce İodama taştan bir heykel oldu. Mabette, taşlaşmış İodama namına bir mihrap yükselttiler. Anadolulu seyyah Pausanias’ın yazdığına göre, her sabah bir katın mabede gelir, mu kaddes ateşin yanına yaklaşır, üç defa, “İodama, yaşıyor” diye bağırır ve ölmediğine inandığı taş kesilmiş güzel rahibeden, akıl ve iman sembolü olan ateşi niyaz ederdi.
İokaste – (Jokaste) – Rüzgarlar Tanrısı Eolos’un oğlu.
İolaos – (İolas) – Herakles’in yeğeni. İphikles ile Automeduse’nin oğlu. Herakles’e yardım eder, onun arabasını sürerdi. Herakles, bu kahramanı çok beğendiği için kendi karısı Magara’yi ona armağan olarak verdi. Kuvvet ve fazilet sembolü Herakles’in karısı ile İolas birleşince Leipephile (Terkedilmiş Aşk) adında bir kızları oldu. Herakles ölünce, İalos onun çocuklarını himaye etti.
İolkhos – Thesalia’da Pelion dağı eteğinde bulunan bir şehir.
İon – Hellen’in torunu İonia’lılar adını İon’dan aldılar. Ksauthos ile Kreuse’nin oğlu. Bazıları Apollon’un oğlu olduğunu söylerler.
İope – Eolos’un kızı. Kepheos’un karısı.
İoksos – Theseus’un torunu. Annesi Perigoune, ünlü haydut Sinis’in kızıydı.
İphianassa – Args Kralı Proethos’un kızı. Kızkardeşiyle beraber çıldırdılar. Fakat Melampous tarafından tedavi edildi. Agamemnon’un bir kızının adı da İphianassa idi.
İphidamas – Troia’lı Antenor’un oğullarından biri. Agamemnon tarafından öldürülünce ağabeyi Koon, onun öcünü almak istedi. Yunan kahramanı yaraladı ama, kendisi de İphidamas’ın cesedi üstünde öldürüldü.
İphigeneia – Agamemnon ile Klytemnestre’nin kızı. Hellen donanması ve orduğu Aulis’de toplanarak Troia’ya doğru hareket etmek için gemilerin yelkenlerini açmak istedikleri zaman, aksi yönden esen rüzgar, buna engel oluyordu. Çünkü Artemis, Agamemnon’a darıldığından, muvafık rüzgarların esmesine müsaade etmiyor, aksine orduya veba hastalığı gönderiyordu. Kahin Kahkhas, Tanrıçanın hiddetini yatıştırmak için, Agamemnon’un kızı İphigenia’nın kurban edilmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Kral, kızını Akhilleus ile evlendireceği vaadi ile şehirden ordugaha getirtti. İphigenia, kurban olarak kesileceği sırada Artemis, bir dişi geyik göndererek kızın yerine onu kurban ettirtti ve kızı Artemis tapınağına rahibe yaptı.
İphikles – Alkmene ile Amphitryon’un oğlu. Herakles’in ikiz kardeşi. Alkmene’nin aynı zamanda doğurduğu bu iki çocuktan Herakles, Zeus’un; İphikles de Amhitriyon’un doğumundan Alkmene’nin rahmine düşmüştü. Herakles’le beraber büyüdüler, beraber savaşa katıldılar. Hatta Herakles ile birlikteyken beşikte uyurlarken, hücum eden iki yılanı, önce İphikles görmüş, korkusundan ağlamaya başlamıştı. Herakles de onları bebek elleriyle boğmuştu.
İphiklos – Thesalia’da bir şehir Kralı olan Phylakos’un oğlu. Rivayete göre İphiklos, genç yaşta iktidarsız olmuş. Babası, oğlunun tedavisi için kahin Melampous’a başvurmuş. Kahin iki boğa kurban kesmiş, etlerini parça parça ederek akbabalara yedirmiş ve onlardan prensin iktidarsızlığının, devasını sormuş. Etle karınları doyan yırtıcı kuşlar, kahine demişler ki: “Vaktiyle Kral Plylakos, koçlarının tohumlarını çıkarıp onları iğdiş ederken kullandığı bıçağı orada bırakmıştı. Henüz çocuk olan oğlu İphiklos, bu kanlı bıçağı görerek korkmuş, onu; orada bulunan meşenin kabuğuna saplamıştı. Meşe büyümüş ve bıçak kabuğun içine gömülerek üstü örtülmüş ve meşenin içinde kaybolmuştu.” Akbabanın anlattıklarına göre, eğer bu bıçak bulunur da üstündeki pasla bir şerbet yapılır, on gün devamlı olarak içilirse, hastalık iyi olacakmış. Kahin, meşenin kabukları altında kalan bıçağı buldu ve üstündeki pasları şerbete karıştırdı ve İphiklos’u iyi etti. İktidarsızlıktan kurtulan delikanlının Podarkes adında bir de oğlu oldu. İphiklos, çok usta ve çok hızlı koşan bir koşucu oldu. Ekin tarlasında başakları eğmeden koşabiliyordu.
İphimedia – Triops’un kızı. Amcası Aloeus ile evlendi. Ondan iki oğlu oldu. Onlara Aload’lar derler. İphimedia, deniz Tanrısına aşık olmuştu. Her gün deniz kıyısına gidiyor, denize hayran hayran bakıyor içindeki ateşi söndürmek ve teselli bulmak için, deniz suyundan alıyor, güzel göğsüne döküyordu. Nihayet deniz Tanrısı ona acıdı, onunla birleşti.
İphis I – Kıbrıslı güzel Anaksareta’nın aşığı. Aphrodite tarafından kayaya çevrildi.
İphis II – Girit’li Ligdos ile Telethausa’nın kızı. Ligdos, karısına doğuracağı çocuğun erkek olmasını arzu ettiğini söyledi. Gebe kadın, doğumdan önce bir rüya gördü. Rüyasında, bereket Tanrıçası İsis, doğuracağı çocuk kız da olsa, erkek de olsa büyütmesini emretti. Telethhousa güzel bir kız doğurdu. Ona İphis adını koyarak, erkek çocuk doğurmuş gibi etrafa yaydı ve ona erkek çocuk elbisesi giydirerek büyüttü. Neticede delikanlı kılığında İphis’e İanthe adında bir kız aşık oldu. Bu iki kız birbirine nişanlandılar. İphis’in annesi çok telaşlandı. Bu evlenmeye engel olmak için bir çok bahaneler buldu. Fakat, kaderin önüne geçemedi. Nihayet Tanrıça, kederli anneye acıdı, İphis’in cinsiyetini değiştirdi. O güzel kız iken, yakışıklı bir delikanlı oldu.
İphitos – (İphyto) – Oikhalia Kralı Eurytos’un oğlu olup Argonaut’lar seferine katılmıştı. Herakles, bir çılgınlık neticesinde bu delikanlıyı, Tirynthos’un surlarından aşağı atmış, parçalamıştı.
İrene – (Eirene) - İrene, Hora’lardan biridir ve barış sembolüdür. Homeros, Hora’ları “göğün kapıcıları” diye tanımlıyor. İrene’nin diğer iki kız kardeşinin adları: Eunomia, Dike.
İris – Yeşilırmağın eski adı.
İris – Thaumas ile Elektra’nın kızı. Okeanos’un soyundan gelmiştir. O, gökle yeri birbirine bağlayan Ebemkuşağı’nın sembolüdür. O, gökten yere uzandığı için, Tanrılardan, insanlara haber ulaştıran ihali bir ulaktır. Güneşli havalarda, hafif incecik yağmur yağınca, güzel kız İris, renkli ve süslü elbiselerini giyer, Tanrılardan fani insanlara müjdeli haberler iletirmiş. İris’i, Eros’un annesi; Zepyros’un karısı sananlar da vardır. Ölümsüzlerin haberlerini, emirlerini iletirken, İris bazen insan şekline, bazen Tanrı şekline girer. O, rüzgar gibi havayı yarar, arada sırada, yerle göğü birleştiren, gökkuşağının üstünden kayarak yere inerdi. İris, denizleri, ırmakları da gerekince hava gibi kolaylıkla yararar yoluna devam ederdi. Bir gün, Zeus onu deniz Tanrıçası Thetis’i aramaya göndermişti. Homeros bu olaydan şöyle bahseder: “Samons ile İmros kayaları üzerinden siyah dalgalar içine atıldı. Onun atılışından deniz inledi, dalgalandı. İris derinliklere kurşun bir top gibi daldı, kayboldu.” İris yalnız Tanrıların değil, insanların da hizmetine koşardı. Akhilleus’un aziz dostu Partoklos’un cesedi, onların inançları gereğince yakılırken rüzgar esmiyordu. Arkadaşının naşının yavaş yavaş yanmasından canı sıkılan Akhilleus’un şikayetini işitince İris kendiliğinden kahramanın üzüntüsünü gidermek için rüzgarları aramaya koştu. O sırada rüzgarlar Zephyros’un evinde ziyafetteydiler. İyi kalpli İris ziyafet masasında keyif çatmakta olan, asabi, huysuz sert tabiatlı Boreas (Poyraz)’ın yanına sokuldu. Patroklos’u yakan odun yığınını kucaklaması için acele Hellespontos’a koşmasını rica etti.
İros – İthaka adasında yaşayan iri cüsseli, korkunç dilenci. Odysseus’un karısına talip olanları eğlendiriyordu. Kahraman, bu maskara dilenciyi bir yumrukla yere serdi.
İsis – Eski Mısır mitolojisinde İsis, Osiris’in karısı olup güneş Tanrısı Horos’un annesidir. Karanlıklar Tanrısı Set; Osiris’i öldürünce ertesi gün Horos, onun intikamını almak için ilahi ışığı ile karanlığı boğar, perişan ederdi. İsis miti, Yunan ve Roma mitolojisine de geçti. İsis, her şeye hayat veren Horos (güneş(in annesi olduğu için bereket Tanrıçası sayıldı.
İskender (Büyük) – Büyük komutan. Bir çok güçlü Tanrıçalar, Tanrılar, kahramanlar Zeus’un çocuğudur. Daha sonraki zamanlarda Büyük İskender’in de Zeus’un oğlu olduğuna inananlar vardı.
İskhenos – Gigas’ın oğlu. Müthiş bir kıtlığın, Olympia şehrini perişan ettiği bir sırada Tanrılar, şehrin asıl bir delikanlısı kurban edilirse kıtlık önlenir dediler. İskhenos, vatandaşlarının kurtulması için kendi arzusu ile kurban edildi. Bu fedakarlık ona sonsuz şeref sağladı. Onun kahramanca ölüm günü Olympia şehrinde, merasim yapılırdı.
İsmene – Antigone’nin karısı, Oidipus, ile Jokoste’nin kızı.
İsmenos – Niobe ile Amphion’un oğlu. Niobe’nin çocukları Apollon’un okları ile vurulup öldükleri zaman İsmenos da öldürülmüştü. O, ölürken, kendini bir ırmağa attı ve o ırmağa İsmenos adı verildi.
İsos – Troia prenslerinden biri. Agamemnon tarafından öldürüldü.
İssa – Lesbos’lu Makareus’un kızı. İdadaki bir şehre adını veren güzel İssa’ya Apollon gönül vermiş ve bir çoban kılığına girerek onunla birleşmişti. Bu birleşmeden Prylis adlı ünlü bir kahin doğdu.
İsthamia – Korinthos’da Poseidon şerefine yapılan araba yarışları.
İstros – Bugün Tuna nehri denilen nehrin Tanrısı. Okeanos ile Iethys’in oğlu.
İtalos – Adını İtalya’ya veren kahraman. Girit Kralı Minos’un torunu.
İthaka – Odysseus’un yurdu olan ada.
İthakos – Adını, Odysseus’un hüküm sürdüğü, İthak adasına veren kahraman, Zeus’un soyundan geldiği söylenir.
İtylos – Aedon ile Zetons’un oğlu. Yanlışlıkla, annesi tarafından öldürülünce bülbül oldu.
İtys – Thrakia Kralı Tereos ile Prokne’nin oğlu.
İulus – (İule) – Aeneos’un oğlu. Askanius’un bir adı. (Askanius – Burdur Gölü)
İuno – (Yuno) – Hera’nın Latince adı.
İuppiter – (Yuppiter) – Zeus’un Latince adı.
İynks – Pan ile Ekho’nun kızı. İo ile Zeus sevişirken onlara yardım etti. Bu yüzden Hera, bu zavallı kızı bir kayaya bir rivayete göre de Yunda kuşuna çevirdi.
Jakaste – (Bak. İokaste)
Janus – (Bak. İanus)
Japetos – (Bak. İapetos)
Jasion – Abas’ın oğlu. Dardanos’un kardeşi.
Jaso – Esklapios ile Epinoe’nin kızı, hastalıklar Tanrıçası.
Jason – Aeson’un oğlu (Bak. Argonaut’lar)
Junon – Romalı’ların, Zeus’un karısı Hera’ya verdikleri ad.
Jupiter – Romalıların Zeus’a verdikleri ad.
Juturne – Roma Tanrıçalarından biri. Su kaynaklarının Tanrıçası.
Juvenalis – Romalı gençlerin ilk çıkan sakallarını keserek bir mangalın içine atıp yakmak suretiyle yapılan gençlik bayramı.
Juventus – (Juventa – Juventas) – Roma’da gençlik Tanrıçasına verilen ad. İlk gençlik çağına giren delikanlıları korurdu.
 
Cevap: Mitoloji Sözlüğü

K

Kaanthos – Okeanos’un oğlu. Bunun Melia adlı bir peri kızkardeşi vardı. Apollon, Melia’yı kaçırınca babası Kaanthos’u, kardeşini aramaya gönderdi. Zavallı delikanlı, güzel kardeşini Apollon’un kolları arasında gördü. Ne yapabilirdi? Öfkesinden Apollon’un mabedini ateşe verdi. Fakat Apollon onu oku ile vurdu, öldürdü.
Kabarnos – Demeter’e, kızının, Hades tarafından kaçırılmış olduğunu haber veren Paros’lu bir genç.
Kabeiro – Proteos’un kızı. Hephaistos, bu kızla evlenince, Kadmilos adında bir oğlu olmuştu. Kabir’ler unun soyundan geldiler.
Kabir’ler – Hephaistos ile Kabeiro’nun soyundan gelen Tanrılar. Kabirid’ler adı verilen üç peri kızı, Kabir’lerin kardeşleriydi. Kabir’lerin üç veya yedi olduğu söylenir. Bunların dini ayinleri gizli yapılırdı.
Kabirid’ler – Kabir’lerin üç kardeşine verilen ad.
Kabiro – (Bak. Kabeiro)
Kadmeia – Thebai şehrinin hisarı.
Kadmilos – Finikelilerin Tanrılarından biri.
Kadmos – Thebai Krallarından biri. Agenor ile Telephassa ya da Agriope’nin oğlu.
Kadukeus - (Caduceus) – Kerykeion’un Latincesi.
Kaekulus – Yanardağların Tanrısı Vulcain’in oğlu. Vaktiyle iki çoban kardeş varmış bunların kızkardeşleri, bir gün ocak başında otururken, göğsüne bir kıvılcım sıçramış ve bu kıvılcımdan kız gebe kalarak bir erkek çocuk doğurmuştu. Ona Kaekulus adı verilmiştir.
Kaeira – Eski Anadolu’da Miletus’lu bir çömlekçinin kızı. Kadros’un oğlu Neleus, bir şehir kuracak yer ararken Tanrılar, genç bir kızın, toprağı su ile karıştırdığı yere şehir kurabileceğini haber verdiler. Neleus, gelişigüzel dolaşırken Miletus şehrinin bomboş olan yerine gelince, çömlekçi kız Kaeira ile karşılaştı ve oraya ünlü şehrin temelini attı.
Kaineus - (Kaeneus) – Lapith’lerden Elatos’un oğlu. Özel adı Kainis olup, erkek değil kız idi. Poseidon, Kainis’e gönül vermişti. Güzel kız, aşık Tanrıdan, cinsiyetin değiştirilmesini ve yaralanmaz bir delikanlı haline sokulmasını istedi. Tanrı da onu erkekleştirdi ve adı Kanaus oldu. Yaralanmaz kahraman, Lapith’lerle Kentaur’lar arasındaki meşhur savaşa katıldı. Kentaur’lar, onu öldüremedikleri için, çam kütükleri ile dövdüler, sonra diri diri toprağa gömdüler. Rivayete göre, yaralanmadan öldürülen Kaineus, ölümünden sonra tekrar kadın olmuştur. Bir rivayete göre de, parlak tüylü bir kuş olmuştu.
Kairos – Fırsat Tanrısı. Zeus’un en genç oğlu. Omuzlarında ve ayaklarında kanatları bulunan bu delikanlının, başının arka tarafı traşlıydı. Bu nedenle arkasından onu yakalayamazlardı. Halbuki başının ön tarafında perçemleri vardı. O, peşinden koşanları değil, onu kollamayanların karşısına çıkardı. Olympia şehrinde fırsat Tanrısının bir mihrabı vardı.
Kalais ve Zetes – “Çok sert even ve çok hafif esen” anlamına gelen bu isimler, Boreas, Oreithya’nın oğulları olup Argonaut’lar seferine katıldılar ve Harpyi’leri tepelediler. Sonradan Herakles tarafından öldürülünce Tanrılar bu iki delikanlıya acıdılar da, onları rüzgara çevirip, rüzgar Tanrıları yaptılar.
Kalamos – “Kamış” anlamına gelen Kalamos, Anadolu’da akan Menderes nehrinin Tanrısının oğludur. Bu delikanlı, Tanrı Zephyros’un Karpos adlı güzel oğluna gönül vermişti. Bir gün bu iki delikanlı Menderes nehrinde yıkanıyorlardı. Kalamus yüzmede dostunu geçmek istedi. Karpos yoruldu ve boğuldu. Sevgilisinin ölümüne Kalamos, o kadar üzüldü ki, kurudu, ırmağın kenarında bir kamış oldu. Karpos’a gelince, o da Tarla Meyvası, yani Karpuz oldu.
Kalkhas – Thestor’un oğlu, ünlü bir kahin. Derler ki, Kalkhas, Myrina’da Apollon’un mukaddes ormanına bir asma dikmişti. Gaipten haber veren birisi ona diktiği üzümden kendisine şarap içmek nasip olmayacağını haber verdi. Halbuki, asma büyüdü ve üzüm verdi, üzümden şarap yapıldı. Yeni şaraptan içirmek için Kalkhas, komşuları davet etti. Şarap bardaklarını doldururken, vaktiyle gaipten haber vereni hatırladı. “Üzümler yetişti, şarap yapıldı ve ben de içiyorum” diye kadehi kaldırdığı sırada katıla katıla güldü ve gülme neticesi öldü de şarap kadehini dudağına bile değdiremedi.
Kalkhos – Sihirbaz Kirke’ye gönül vermiş bir Kral. Kirke, Odysseus’a aşık olduğundan, Kalkhos’a yüz vermedi. Aşık Kral, onu istemekte ısrar edince, sihirbaz, bir ziyafette Kalkhos’u domuza çevirdi ve ahıra kapattı.
Kalliope – Şairlere kahramanlık destanları yazdıran, bazen de hitabet ilham eden ilham perilerinden biri.
Kallirrhoe – “Güzel Irmak” anlamına gelen Kallirrhoe adında birkaç ünlü kahraman kız vardır. Birici Lykastos’un kızıdır. Nehir Tanrılarından Akheloos’un ve Skamandros’un kızlarının adı da Kallirrhoe idi.
Kallisto – Lykaon’un kızı. Artemis’in arkadaşı.
Klydon – Aitolia’da bir şehir. Kurt Ağa da denirmiş.
Kalypso – Atlas’ın ya da Helios’un kızı olduğu da söylenen ve Ogygia adasında yaşayan bu peri kızı, Odysseus’e gönül vermişti.
Kables – Lydia Kralı. Doymak nedir bilmez obur Kral, kendi karısını bile yedi, sonra kederlendi, intihar etti.
Kampania – İtalia’da en eksi Yunan kolonisi.
Kanake – Eolos’un kızlarından biri. Kardeşi Makerus’dan bir çocuk doğrunca, onu terk etmek istedi. Sonra günah meydana çıkınca Eleos, kızının gayr-i meşru çocuğunu köpeğe yedirdi ve kılıcını kızına göndererek intihar etmesini emretti.
Kapaneus – Thebai’ye hücum edenlerden biri. Dev cüsseli, korkunç bir adam. Tanrılardan bile korkmayan bu azgın adam, tam şehri yakarak çökerteceği sırada, Zeus vurdu, öldürdü. Karısı Evadne, kocasının naşı yakılırken ateşin içine kendini attı.
Kapadokia – Amazonların yaşadıkları bölge. Thermodon “Terme Çayı” kenarında bulunan başkent Themiskyra bu bölgenin en ünlü şehriydi.
Karkinos – Karides anlamına gelen Karkinos, Lerke bataklığında yaşıyordu. Herakles, bu bataklıkta korkunç Dragon ile mücadele ederken, Karkinos, kahramanı topuğundan ısırmıştı. Herakles, hiddetle onu ezmişse de Hera, Karkinos’u gökyüzüne çıkartmış, bir burca çevirmişti.
Karneios – Dorlar’ın eski bir Tanrısı. Sonraları Apollon’un lakabı oldu.
Kayra – Lakonia’lı güzel bir kız. Fındık ağacına çevrildi.
Kassandra – Priamos ile Hekube’nin kızı. Apollon, bu kıza aşık olmuş, ona kahinlik öğretmişti. Troia, Yunanlıların eline geçince, güzel Kasandra’yı Agamemnon kendisine eş olarak aldı, götürdü.
Kassiepeia – Kepheus’un karısı. Andromeda’nın annesi. (Bak. Perseus)
Kassotis – Delphoi yakınında Musa ilham perilerinin bir kaynağı.
Kastalia – Güzel bir kız olan Kastalia’ya Apollon aşık olmuştu. Apollon’un takibinden kurtulmak için kendini bir kaynağa attı, öldürdü. O günden sonra Apollon’a adanan o kaynağın adı Kastalia olarak kaldı.
Kastor ile Polydeukes - (Lat. Polluks) (Bak. Dioskur’lar)
Katreos – Minos’un Pasiphae’den olan dört oğlundan biri. Yanlışlıkla oğullarından biri tarafından öldürüldü.
Kaukasos – Bir çoban olan Kaukasos, Kronos tarafından öldürülünce, BaşTanrı, genç çobana acıdı, hatırasını yaşatmak için adını, o zamana Boreas dağı (Kuzey rüzgarı dağı) denilen Kafkas dağlarına verdi.
Kaunos – Byblis’in ikiz kardeşi, Miletos’un oğlu. Kızkardeşini sevdiği için, babasının yanından kaçtı, karia’ya giderek Kaunos şehrini kurdu. (Şimdiki Köyceğiz)
Kaystros – Lydia’da akan kaystros (Küçük Menderes) çayının Tanrısı. Akhilleus’un oğlu olduğu da söylenir. Anadolu’da ünlü Ephesos şehrinin kurucusu Ephesos, bunun oğludur.
Kekrops – Attika’nın efsanevi bir Kralı.
Kedalion – Hephaistos’un üstadı. Hera’nın emriyle, Limni adasında Hephaistos’a demir dövmesini öğretti.
Keleos – Eleusis Kralı. Girit’li bir Keleos daha vardır ki, üç arkadaşıyla beraber İda Dağı’na çıkarak Zeus’un büyüdüğü mağaradan, BaşTanrıya bal yapan arıların arılarını çalmak istemişlerdir. Keleos ile beraber üç arkadaşı, mağaraya girer girmez birer çeşit kuş olmuşlardır. Zavallı Keleos, Tanrı balı yemek isterken, bir saksağana çevrilmiştir.
KelmisZeus’un süt annesinin babası. BaşTanrının insanlar gibi fani olduğunu söylediği için elmas parçasına dönüştürüldü.
Keltos – Kelt’lere adını veren kahraman. Ve Keltler’in atası. Vaktiyle İngiltere’de ünlü bir Kralın Ketline adında güzel bir kızı varmış. Herakles, geryoneus’u öldürüp, sürüsüyle İngiltere’den geçerken, Ketline, Yunanlı kahramana aşık olmuş ve onun sürüsünü bir yere gizlemiş. Hırsızlığı meydana çıkınca, kendisiyle birleşmek şartıyla sürünün yerini haber vermiş. Herakles, bu teklifi memnunlukla kabul etmiş, onların birleşmesinden Keltos doğmuş.
Kentaur’lar – Dev cüsseli acayip yaratıklar. Gövdelerinin üst kısmı insana, alt kısmı ata benzerdi. Dağlarda ormanlarda yaşarlardı. İksion, Hera’nın kılığına giren bir bulutla vahşi Kentaur’lar doğdu. Herakles ile Lapith’lerle yaptıkları savaşlar meşhurdur.
Kephalos – Buna dair mitologlar, çeşitli mitler yazmışlardır. En önemlisi şudur: Eos (Şafak), Kephalos’a aşık olmuş, onu kaçırmış, Suriye’ye götürmüş, onların birleşmesinden Phaethon doğmuş, fakat Kephalos, pembe yanaklı Eos’dan çabuk bıkmış ve Yunanistan’a dönerek Proksis ile evlenmiştir. Proksis, kocasına armağan olarak her avı yakalayabilen bir köpek hediye etmiştir. Kephalos ile Proksis’in aşkları çok meşhurdur. Sonunda Kephalos, kıskanç karısını yanlışlıkla öldürdü.
Kepheus – Andromeda’nın babası., Kssiepeia’nın kocası Belos’un oğlu. Habeşistan Kralı. (Bak. Perseus)
Kerambos – Thessalia’da bir çoban. Deukalion tufanı zamanında, boğulmaktan kurtulmak için bir dağın tepesine çıktı. Güzel çobana peri kızları acıdılar da ona kanat verdiler, yengeç cinsinden bir hayvana çevirerek uçurdular.
Keramos – Attika’lı bir kahraman. Adını Athena civarında Keramik denilen bir yere verdi. Çömlekçiliğin mucudi olduğundan hala bu sanata seramik denilmektedir.
Kerberos – Ölüler diyarının kapısını bekleyen korkunç köpek.
Ker’ler – (Keres) – Gecenin kızları, ölüm perileri, kan emici cinler. Sayısı bir diyenler olduğu gibi, çok diyenler de vardır. Onları ölümün veya kaderin kızları sayanlar vardır.
Keres – (Ceres) – Demeter’in Latince adı.
Kerkaphos – Helios’un yedi oğlundan biri.
 
Cevap: Mitoloji Sözlüğü

Kerkop’lar – Okeanos’un kızlarından Theia’nın iki oğluna verilen ad. Bu iki iri cesseli, korkunç haydut, bir gün Herakles’i yol kenarında uyurken buldular. Akılları sıra onu çalmak istediler. Kahraman uyanınca onların her birini, kocaman bir sopanın birer ucuna ayaklarından bağladı, omzuna aldı, yürüdü gitti. Zeus da bu iki haydutun davranışını beğenmedi, onları birer maymun yaptı, bıraktı.
Kerkyon – Poseidon ya da Hephaistos’un oğlu Eleusis de yol kesiyor, adam öldürüyordu. Theseus, onun hakkından geldi. (Bak. Theseus)
Kerkyra – (Korkyra) – Asopos ırmağının kızlarından biri. Poseidon, bu kızı sevdi. Onunla birgün Korfu denilen Korkura adasında buluştu ve bu adaya sevgisinin adını verdi.
Keroessa – İo ile Zeus’un kızı. Bizans’ın Haliç’inde doğdu. Haliç, Altın Boynuz adını alan bu güzel kızdan aldı. Çünkü Keras, Rumca boynuz demekmiş.
Kerykeion – Hermes’in üç bölümlü sihirli değneği, Tanrıların habercisi olan İris’in de bir Kerykeion’u vardır.
Keryntos – Altın boynuzlu Dişi Geyik. Herakles onu koşarak yakaladı.
Keto – (Kete) – Denizin kızı olan Keto, öz kardeşi olan Phorkys ile evlendi. Gree’ler, Gorgon’lar ve Hesperid’ler, bahçelerini bekleyen ejder, bunların çocuklarıdır.
Keyks – Eosphoros’un oğlu. Halkyone (Alkyone)’nin kocası. Keyks, denizde boğulunca karısı o kadar çok ağladı ki, Tanrılar ona acıdılar da ikisi de birer kuşa dönüştüler.
Khaos – Evren yaratılmadan önce mevcut olan sonsuz boşluk. Nyks (Gece); Hemera (Gündüz) ve Aither, Khaos’dan doğdular.
Khariklo – Bir peri kızı olup, Athena’nın en yakın arkadaşı. Bir gün Helikon Dağı üstünde, büyük bir kaynakta yıkanırken Tiresias, Zeka Tanrıçası ile Khariklo’yu çıplak görmüştü.
Kharila – Delphoi’de yaşayan bir yetim kız. Büyük bir kuraklığın getirdiği mütşih bir kıtlık zamanında, Kral kapısına giderek, biraz buğday istemişti. Kral, zavallı yetimi bir tekmeyle kavunca aç kız kendini asmıştı. Bunun üzerine kuraklık arttıkça artmıştı.
Kharit’ler – (Lat. Grazia’lar) – Letafet perileri. Doğadaki güzellik ve neşe insanların da, Tanrıların da kalplerinde duygukları, güzellik hayranlığı onların eseridir.
Kharon – Ölülerin ruhlarını Styks ırmağından geçirip, yeraltı ülkesine götüren kayıkçı.
Kharybdis – İtalya ile Sicilya’yı birbirinden ayıran boğazın kayalıkları üzerinde vaktiyle Khorybdis adında korkunç bir canavar yaşıyordu. Poseidon’un oğlu olan bu insan şeklindeki canavar çok kan döküyordu. Herakles, oradan Geryoneus’un sürüsünü geçirirken, Kharybdis, bazı hayvanları aşırdı ve yedi. Zeus da bu azgın hırsızı denize attı. Denize düşen, bu yaman canavar, günde üç defa çok miktarda deniz suyunu yutardı. Bu sırada oradan geçen gemileri bile su ile beraber içer, sonra içtiği suyu tekrar kusarmış.
Khelone – Bir ırmağın kenarında yaşayan güzel bir peri kızıyken, Hera ile Zeus’un düğününe, Hermes tarafından davet edildiği halde gelmediği için kaplumbağaya çevrildi. Çünkü düğüne yalnız Tanrılar değil, hayvanlar da dahil tüm canlılar çağrılmıştı.
Kimaereus – Prometheus ile Atlas’ın kızı Keleano’un iki oğullarından biri.
Khimaira – Ağzından ateş püsküren canavar.
Khione – Okeanus’un kızı Kallirhoe ile Nil nehrinini kızı. Bir köylü tarafından zorla kirletilince Zeus, onu bulut şeklinde göğe çıkardı. Khione, Rumca kar demekmiş. Kar, çiftçinin düşmanıdır.
Khiron – (Chiron) – Khiron, Kentaur’ların en meşhuru, en bilgini en akıllısıydı. Kronos ile Okeanos’un kızı olan Philyra’nın oğluydu. Baba tarafından Tanrı soyundan geldiği için ölümsüzdü. Kronos bir aygır şekline girmiş güzel Philyra ile birleşmişti. Bu yüzden Khiron’da hem Tanrı, hem insan kanı vardı. O, aynı soydan olan Kentaur’lar gibi yırtıcı, azgın bir varlık değildi. O ihtiraslarını, hiddetini, şehvetini yenmiş faziletli bir öğretmendi. Akhilleus’u, o terbiye etmişti. Ünlü savcı Aktiaon onun öğrencisiydi. Khiron ölümsüzdü ama, Herakles istemeyerek onun ölümüne sebep oldu. Herakles’in Kentaur’lar içinde Pholos adlı bir arkadaşı vardı. Bir gün Herakles Pholos’un yanına gitti “Çok susadım” dedi, “senin şu şarabından ver de biraz içeyim”. Ünlü kahramanın içmek istediği şarap bütün Kentaur’ların ortak içkisiydi. O şarabı, kendilerinden başka kimse içemezdi. Fakat Pholos arkadaşını çok sevdiği için yasağı dinlemedi. Herakles’e biraz şarap ikram etti. Şarabın kokusunu alan bütün Kentaur’lar hemen geldiler. Herakles’e saldırdılar. Çetin ve kanlı bir döğüş oldu. Herakles bu azgın yaratıkların hepsini yere serdi. Bu arada istemeden, kaza ile bir köşede üzgün duran ve kavgaya hiç karışmayan Khiron’u da yaraladı. Bu yara kapanmaz, iyi olmaz bir yara halini aldı. Khiron ölümsüzdü ama, Zeus onun bitmez, tükenmez acılardan kurtarmak için, ölmesine izin verdi.
Khloris – (Bak. Neleus)
Khronos – (Kronos) – Zamanın, göğün sembolü.
Khrysaor – “Altın Kılıç”. Poseidon’un oğlu. Perseus Medusa’yı öldürdüğü zaman Pegasos ile birlikte onun başından çıktı.
Khryseis – Agamemnon’un sevgilisi.
Khryseos – Agamemnon7un beğenip aldığı bir kız olan Khryseis’in babası, Troia bölgesinde Lyanessos şehrinde Apollon mabedi rahibiydi. Kızını kölelikten kurtarmaya geldiği zaman Agamemnon ona hakaret ettiğinden Apollon Troia önünde Yunanlılara, ışıktan olan oklarıyla tam dokuz gün veba hastalığı saçmıştı.
Khrysopelea – Bir ağaç perisi. Arkadia’da bir meşenin içinde yaşıyordu. Bir gün Arkas, o civarda avlanırken, bir peri kızını içinde barındıran meşe ağacının seller tarafından sürüklendiğini gördü. Meşenin ruhu olan peri Khrysopelea, kurtarılmasını rica etti. Arkas, selin önüne acele bir bend yaptı. Meşeyi ve perisini kurtardı. Peri kızı da onunla evlendi. Elatos ve Aphidas adlarında iki oğlu oldu. Bu çocuklar Arkadia’lıların dedeleri sayılırlar.
Khthonik – Toprağı besleyen yer Tanrıları.
Kıbrıs – (Yun. Kypros)
Kikhyros – Bir Kral oğluydu. Ormanda avlanırken, bir delikanlı ile sevişmekte olan güzel bir kızı, yanlışlıkla vurdu öldürdü. Üzüntüden, iyi kalpli prens kendisini bir kayadan aşağı attı öldürdü. Orada Kikhyros şehrinin temelleri atıldı.
Kikon’lar – (Cicones) – Thrakia kıyılarında İsmarus dağının eteklerinde Zone sahil bölgesinde yaşayan vahşi halk. Odysseus burada arkadaşlarından en yetmiş ikisini kaybetti.
Kimmerler – Yeraltı alemine inenlerin geçmek zorunda oldukları karanlık diyarlara ve burada yaşayanlara verilen ad. Odysseus da, güneşin hiç ulaşmadığı Kimmerler ülkesine uğramıştı.
Kinyras – Kıbrıs Kralı. Öz kızı Hyrrha’dan Adonis adında bir oğlu oldu.
Kirke – Ünlü büyücü kadın. Her şeyi gören ve bilen Helios (Güneş) ile Perseus’un kızı. Aia adasında yaşıyordu. Odysseus’un arkadaşlarını birer birer domuza çevirdiği zaman Odysseus, Hermes’in verdiği ot sayesinde büyüden kurtulmuştu.
Kithairon – Platea Kralı olduğu, birbirleriyle kavga eden Zeus ile Hera’yı kurnazlıkla barıştırdığını söyleyenler vardır. Bazıları Kithaeron’un çok güzel bir delikanlı olduğunu, kendisini seven Eriny’lerden Tisiphone’ye yüz vermediği için delikanlığın atlarından birisinin yılana çevrildiğini ve yılanın da onu sokup öldürdüğünü yazarlar. Kithaeron, ölmeden önce adını Kitheron dağına verdi.
Kitheron – Attika ile Boiotia arasında bir dağ. (Bak Kithaeron)
Kleio – (Lat. Clio) – İlham perilerinden biri. Kahramanlık destanlarını ilham ederdi.
Kleite – (Klite) – Kapıdağı yarımadasında “Yeni Çeltek”in güneyinde eski bir şehir olan Kyzikos şehrinin Kralı Kyzikos’un genç ve çok güzel bir karısı vardı. Adı Kleite idi. Argonaut’lar buraya geldikleri zaman yapılan savaşta Kyzikos öldürülünce Kleite acıya dayanamadı, kendini öldürdü. Orman perileri bu vefalı Kraliçe için o kadar çok gözyaşı döktüler ki, toprağa sızan gözyaşlarından, Kraliçe’nin adını taşıyan bir kaynak fışkırdı.
Kleitos – Attikalı, çok güzel bir delikanlı olan Kleitos’u, Eos (Şafak) bir seher vakti avlanırken görüp güzelliğine aşık oldu. Onu kaçırdı. Ölmezler arasına karıştırdı. Onların Koeranos adında bir oğulları oldu.
Kleobis – Hera mabedirahibesi Kydippe’nin oğlu. Annelerinin bindiği arabayı çekecek hayvanların bulunmadığı bir günde kardeşi Biton ile beraberarabaya koşulmuşlar, uzakta bulunan mabede annelerini götürmüşler, mükafat olarak da hiç acı çekmeden uyur gibi ölmüşlerdi.
Kleomedes – Olympia oyunlarında hasmı İkkos’u usulüne uygun bir şekilde öldürdüğü halde, hakemler ve yargıçlar, onu haksız çıkardıkları için üzüntüden aklını kaybeden Kleomedes, vatanına döndüğü zaman koca bir okulun çatısını çeken büyük bir sütunu devirince yüze yakın çocuk ölmüştü. Bu olay 72. Olympia oyununda olmuştu.
Kleostratos – Thespies şehrini vaktiyle bir ejderha haraca kesmişti. Her sene bir delikanlıyı yutarak rahat ediyordu. Sıra Kleostratos’a gelmişti. Bu delikanlı arkadaşının hazırladığı, etrafı çengellerle dolu madeni bir kürenin içine girerek, ejderha tarafından yutuldu. Böylece, ejderin içine girerek, onu içten yıktı, öldürdü.
Klinis – Babilli bir zengin ve dindar bir adam. Apollon ile Artemis’in sevdikleri bu genç, onlara arkadaşlık ederdi. Harpe adlı karısından, Lykios, Ortygios ve Harpasos adlarında üç oğlu ile Artemikhe adında bir kızı olmuştu. Klinis, Tanrılara öküz, keçi, koyun kurban edecek yerde, eşekleri kurban kesiyordu. Tanrı Apollon, dostuna ihtarda bulundu. Eşek kurban edenleri öldüreceğini söyledi. Fakat Klinis’in iki oğlu bu emri dinlemediler, mihraba kurban edilmek üzere iri bir eşek getirdiler, işte tam bu sırada sakin bir hayvan olan eşek kudurdu, gençlerin üzerine atıldı, onları parça parça ettiği gibi, gürültüye koşup gelen bütün aileyi, Klinis de dahil, karısını ve diğer çocuklarını parçaladı. Tanrılar, bu aileye acıdılar da, onların her birini bir kuşa dönüştürerek yeniden hayat verdiler: Harpe ve Karpasos birer doğan oldular; Klisin bir kartal oldu; Lykos bir karga; Ortygios bir ispinos; Artemikhe ise bir tarlakuşuna çevrildi.
Klio – (Bak. Kleio)
Klite – (Bak. Kleite)
Klotho – Baht perilerinden biri. Hayat ipliğini eğirir.
Klotos – (Bak. Kleitos)
Klymene – Okeanos ile Tethy’in kızı. Apollon, bu kıza gönül vermişti. Onların birleşmelerinden Phaethon doğdu.
Klymenos – Arkadia Krallarından biri Harpalyke adındaki çok güzel olan kendi kızına aşık olmuştu. Kızı kirlettikten sonra onu, Alastor adında birisiyle nikahlamıştı. Fakat Harpalyke, elinden çıkınca onu evlendirdiğine pişman oldu ve bu defa nikahlı kocasının elinden onu zorla aldı. Fakat, Harplyke bu ahlaksızlığa tahammül edemedi de, babasından olan oğlunu ve kendi kardeşlerini öldürdü, onların etinden yemek hazırladı, babası Klymenos’a ziyafet çekti. Kral, kimlerin etini yediğini öğrenince kızı öldürdü, kendi de intihar etti. Bazıları, intiharından sonra Klymenos’un bir kuşa çevrildiğini söylerler.
Klytaimnestra – Agamemnon’un karısı. Önce kocasına sadık kaldı. Sonra Aigisthos’a gönlünü kaptırdı. İkisi bir olup Troia dönüşünde Agamemnon’u öldürdüler. Agamemnon’un oğlu Orestes de sonradan onları öldürdü.
Klytie – Apollon tarafından sevilen güzel bir kız. Apollon, Klytie’den çabuk bıktı, bu defa onun kızkardeşi Leukothoe’yi sevmeye başladı. Klytie, kızkardeşi ile Apollon’un arasındaki macerayı babasına anlatınca, kızkardeşinin günahını açığa vurduğu için, babası Klytie’yi derin bir hendeğin içine attı. Zavallı kız, orada açlıktan ve ışıksızlıktan öldü. Tanrılar, bu bahtsız kıza acıdılar da onu Heliotrope “Gün çiçeği”ne dönüştürdüler.
Koeranos – Batı Anadolu’da Miletus şehrinde Kloeranos adında birisi, bir gün bir balıkçıdan, henüz avladığı bir yunus balığını satın aldı ve balığı ölümden kurtarmak için denize salıverdi. Aradan zaman geçti. Koeramos’un bindiği gebi bir fırtınaya tutuldu ve battı. Koaranos’dan başka bütün yolcular boğuldular. Onu, yunus balıkları kurtararak sahile getirmişlerdi. Çok zaman sonra, Koeranos, eceliyle öldü. Onun cenaze alayı Miletus şehrinin liman kıyısından geçilirken, bir sürü yunus balığının, yavaş yavaş neşesiz bir halde yüzerek cenaze merasimini takip ettikleri görüldü.
Kokytos – Ölüler ülkesinde, yeraltında akan gözyaşı ırmağının adı. Kokytos idi. Acı nehri olan Akheron Ateş nehri olan Pyrihplegethon ve suyunu içenlere her şeyi unutturan Lehte ırmağı ile Kokytos ölüler diyarında hazin hazin akarlardı.
Kolkhis – Karadeniz’in doğusunda Bathum taraflarına düşen bir yer. Argonaut’ların altın postu aramaya gittikleri memleket.
Kolonos – Atina’nın kuzeyinde, üzerinde Poseidon mabediyle Oidipus’un mezarı bulunan bir tepe.
Komaetho – Teleboen’ler Kralı Pterelas’ın kızı. Babası Amphitryon ile savaşırken ona hainlik etti. Çünkü Komaetho, babasının düşmanını seviyordu. Amphitryon zaferi kazanınca babasına casusluk yapan bir sevgiliden hayır ummadı. Onu öldürdü.
Kombe – Asapos ırmağının Tanrısının kızı. Haşin tabiatlı bir kocaya düşmüştü. Çocuklarıyla beraber zalim kocadan kaçtı. Çeşitli yerlere geldi, bu arada Anadolu’da Phrygia’ya da geldi. Kombe, sonradan kendi öz çocukları tarafından öldürülünce, Tanrılar ona acıdılar da bir güvercine çevirip uçurdular.
Kora – (Kore) – Kora, “Genç kız” anlamına gelirmiş. Demeter’in kızı. Asıl adı Persephone’dir.
KorinthosZeus’un oğlu olduğu söylenirse de, onun Marathon’un oğlu olduğuna inananlar da vardır. Kendi adını taşıyan şehirlerde Krallık yaparken öldürüldü.
Kornu Kopiae – (Cornu Copiae) – Bolluk bereket boynuzunun Latince adı.
Koroebos – Argos Kralı Krotopos’un Psamathe adındaki kızını Apollon sevmiş, ondan Linos adında bir oğlu olmuştu. Babası, bu ilişkiyi öğrenince, kızını öldürmüş, çocuğunu köpeklere parçalatmıştı. Apollon, bu cinayetlere kızdı, Poeno (Ceza) adlı bir ifrit göndererek ARgos’luların çocuklarını yedirdi. İşte tam bu sırada kahraman Koroebos, Poeno canavarını öldürdü.
Koronides – Metiokhe, Menippe adında iki kızkardeş. Bir veba salgını nı önlemek için kurban kestiler. Yeraltı aleminin Tanrısı, bu iki güzel kıza acıdı ve onları parlak bir yıldıza çevirdi.
Koronis – Lapith’ler Kralı Phlegyas’ın kızı. Apollon ile sevişti. Ondan Asklepios’a gebe kaldı. Tanrının çocuğunu rahminde taşırken, Koronis utanmadan gitti, fani bir insana gönül verdi. Güzel kızın ihanetini, o zamana kadar beyaz bir kuş olan karga haber verdi. Koronis, öldürüldü. Kara haberi veren karga da, o günden sonra kara tüylü oldu. Apollon, oğlu Akslepios’u, Koronis’in oklarla delik deşik edilmiş karnından çıkarıp, hayata kavuşturdu.
Korybant’lar – Batı Anadolu’da Tanrıça Kybele’nin rahiplerine verilen ad.
KorythosZeus ile Atlas’ın kızı Elektra’nın oğlu. Paris’in İda (Kazdağı) perilerinden birinden olan oğlunun adı da Korythos idi. Derler ki, Paris’in peri kızlarından olan oğlu o kadar güzeldi ki, Helene ona gönül verdi. Paris, bu aşkı öğrenince, kendinden daha güzel olan oğlunu vurdu, öldürdü.
Kragaleus – İhtiyar çoban, Apollon, Artemis ve Herakles, Ambrakia şehrine sahip olmak için onu hakem tayin ettiler. Çoban, Herakles’e hak verdiğinden Apollon onu bir kayaya çevirdi.
Kreon – Korinthos Kralı. (Bak. Oidipus)
KresZeus’un bir peri kızından olan oğlu.
Kresphontes – Heraklid’lerden biri.
Kreta – (Bak. Girit)
Kretheus – Eleos ile Enarete’nin oğlu.
Kreusa – Atina Kralı Erekhtheus’un kızı. Çok güzel olduğundan Apollon, onu sevdi ve İon adlı bir çocukları oldu.
Kreusa – Korinthos’lu bir kadın. Ayrıca Priamos’un kızlarından birinin adı. Aineias’ın karısı olarak Troia’nın yıkılışı sırasında öldü.
Krinis – Çanakkale civarında eski bir şehir olan Sminthenus’da Krinis, yaptırdığı Apollon mabedine layıkıyla hizmet etmediğinden, tarlası ve evi farelerin istilasına uğradı. Bir gün Apollon, Anadolu’ya gelerek, Krinis’in çobanı Ordes tarafından iyi karşılandı, izzet ve ikramda bulundu. Böylece Krinis’e karşı hiddeti yatışınca Apollon, oklarıyla bütün fareleri öldürerek memleketi bu afetten kurtardı.
Krissa – Delphoi çevresinde bir ova. Apollon, bu ovada yılan Python’u öldürmüştü.
KritheisAnadolu’da bir peri kızı. İzmir civarında akan Meles nehri ile sevişti. Peri kızı ile nehrin birleşmelerinden şairlerin babası sayılan Homeros, doğdu. Bir başka söylentiye göre de Kritheis, Kyme ile Apelles adında birisinin kızıydı. Babası ölürken onu Macon’a emanet etmişti. Fakat güzel Kritheis, amcasının vesayetinde kalmadı, Phemiois adlı bir İzmir’liye kaçtı. Bir gün Kritheis, Meles ırmağı kenarında çamaşır yıkarken Homeros’u doğurdu. Homeros’a “Meles kenarında doğmuş” anlamına gelen Mlesigenes lakabının verilmesi bu yüzdendir. Bir başka rivayete göre de perilerinin dostu olan bir delikanlı ile sevişiyordu. Haydutlar Kritheis’i İos’dan kaçırarak İzmir’e getirdiler. Lydia Kralı Maeon; Kritheis’i elde etti ve onunla evlendi. Bu evlenme neticesinde Homeros doğdu. Anası onu doğururken ölmüştü.
Krokos – Güzel bir delikanlı olan Krokos, Smilaks adında bir peri kızına aşık olmuştu. Ümizsit aşkların tesiriyle Krokos sarardı, soldu. Tanrılar bu sadık aşığa acıdılar, onu bizim Safran dediğimiz çiçeğe dönüştürdüler. Peri kızına gelince, o da kendi ismini taşıyan bir çiçeğe çevrildi.
Krommyon – Theseus’un öldürdüğü azgın bir yaban domuzu.
Kronos – Kronid. Zeus’un lakabı.
Kronos – Uranus’un oğlu.
Krotopos – Argo Kralı, Agenor’un oğlu. Psamathe adındaki kızının Apollon’dan İlinos adlı bir çocuğu olmuştu. (Bak. Koroebos)
Krotos – Pan ile Eupheme’nin oğlu. Eupheme, ilham perilerine süt anneliği yapıyordu. Onların güzelliğine hayranlığını ifade için ilk alkışı o buldu.
Kronios – Zeus’un lakabı.
Kumae – (Yun. Kyme) Eski İtalia’da bir bölge.
Kuret’ler – (Kuretos – Kuretea’lar) – Zeus’un ağlamasını babası Kronos’a duyurmamak için, onun etrafındad zıplayan, oynayan, gürültü yapan delikanlılar. Bunlara Koriban’lar da denir.
Kyane – Syrakuza’lı çok güzel bir peri kızı. Hades, Persephone’yi yeraltına sürüklerken, Kyane; Demeter’in kızını kurtarmak istemiş, bu yüzden Hades’in düşmanlığını kazanmıştı. Hades, mavi gözlü bu periyi; durgun suları, deniz rengi gibi koyu mavi olan bir gölcüğe tahvil etti. Bir Kyane daha vardır ki, öz babası Kyanippos tarafından kirletildiği için Tanrılar, ceza olsun diye Syrakuza’ya veba salgını göndermişlerdi. Günahkar baba ile zavallı kyane, kendilerini öldürerek Tanrıların hiddetini yatıştırmışlardı.
Kyanippos – Thessalia’lı Pharaks’ın oğlu. Leukone adında çok güzel bir kızla evlenmişti. Kyanippos avlanmaya çok meraklı idi. Evlendikten sonra da avcılığa devam ediyor, sabah çok erkenden çıkıyor, akşam karanlığında eve dönüyordu. Yorgun dönen avcı, güzel karısıyla hiç meşgul olmuyordu. Başını zavallı Leukone, ihmal edildiği için çok üzülüyordu. Bir gün kocasını gizlice takip etmeye karar verdi. Acaba kocası ormanda ne buluyordu da böyle eğleniyordu? Hizmetçilerine sezdirmeden evden çıktı, ormanda bir çukura gizlendi. Kocasının köpekleri, bulunduğu yeri keşfettiler, üzerine atlayarak onu parçaladılar, kocası, karısının cesedini bulunca, deli gibi oldu. Önce odunları yığarak büyük bir ateş yaktı, karısının parçalanmış cesedi yanarken, öldürdüğü köpeklerin leşlerini ortaya attı, en sonunda kendisi de alevlerin içine atılarak intihar etti.
Kybele – Eski Anadolu’da Phyrgia’da Tanrıların anası sayılır. Onun kudreti bütün tabiata hakimdi. Toprağın bereketini veren o idi. Phrygia’da Kyebele dağının Rhea’sı ile bir tutulurdu.
Kykhreus – Poseidon ile Salamis’in oğlu. Salamine adasını korkunç bir ejder yağma eder dururdu. Kykhreus, bu ejderi öldürdü ve adanın Kralı oldu.
Kyklop’lar – Homeros’a göre Kyklop’lar; Poseidon ile Amphitrite’nin oğluları olup ne Tanrılardan ne de insanlardan korkan zalim, kaba vahşi tabiatlı, iri yarı devler. Alınlarının ortasında tek gözleri bulunduğu için onlara Kyklop’lar denilmiştir.
Kyknos – Kuğu kuşu anlamına gelen Kyknos, Poseidon’un oğlu olup, Çanakkale bölgesinde eski bir şehir olan Kolones’de Kraldı. Annesi Skamandrodike, onu doğurunca, deniz kıyısına bırakmıştı. Bir kuğu kuşu gelerek onu beslemişti. Ares’in ve Kyknos adında haydut bir oğlu vardır. Herakles bu yaman eşkiyayı tepeledi.
Kydnos – Analolu’da bir çaya adını veren Kydnos (Tarsus Çayı), Ankfiale’nin oğludur. Oğullarından birinin adı Parthenios idi. Bu delikanlı da Tarsus şehrine adını koymuştu. Kilikia’da, yaygın bir efsaneye göre, yarısı insan, yarısı nehir olan Kydnos, Komaetho isminde güzel bir kızla sevişiyordu. Gerçekten bu kız (Kydnos) çayının aşığıydı. Çayın başından ayrılamıyordu.
Kylabras – Lykia’lı bir çoban. Phaselis (Bugünkü İnce Burun) şehrinin kurucularından biri olan Lakios, tuzlu balık satarak bunun parasıyla bu şehrin temellerini attı ve Kylabras adına bir mabet inşa etti.
Kyillene – Arkadia’lı bir peri kızı. Bazen Lykon’un karısı, bazen annesi sayılır. Adını bir dağa vermişti.
Kyllene – Arkadia dağlarından biri. Hermes’i annesi Maia bu dağdaki bir mağarada doğurdu.
Kynosura – İda dağında bulunan bir peri kızı. Zeus’a süt annelik etti.
Kynthos – Delos adındaki bir dağın adı. Zeus’un sevgilisi Leto Apollon ile Artemis’i burada doğurdu.
Kyparissos – Telephos’un oğlu. Çok güzel bir delikanlı. Apollon bile ona aşık olmuştu.
Kypris – Aphrodite’nin bir lakabı.
Kypros – Kıbrıs.
Kypselos – Arkadia Krallarından birinin oğlu.
Kyrene – Thessalia’da Lapith’ler Kralının kızı. Ormanda vahşi bir hayat yaşıyordu. Bir gün bir arslana rastladı, silahsız olduğu halde onunla boğuştu ve aslanı yendi. Apollon bu korkunç mücadelede Kyrene’nin başarısını gördü, ona aşık oldu. Onu altın arabasına bindirerek kaçırdı. Lybya’ya götürdü. Orada altından bir saray da Kyrene ile evlendi. Apollon, Kybye’nin bir kısmını sevgilisine bağışladı ve oraya onun adını koydu.
Kythera – Bir ada. Aphrodite önce bu adanın yakınında deniz dalgalarının köpüğünden doğuyor. Sonra ilk olarak Kypros (Kıbrıs)a ayak basıyor.
Kyzikos – Proponti’de (Marmara Denizi)’nde, bugün Kapıdağ Yarımadası üzerinde eski ve tarihi bir şehre adını veren ünlü kahraman.
 
Cevap: Mitoloji Sözlüğü

L

Labyrinthos – Eski zamanlarda yapılan yolları gayet dolaşık, girilince içinden çıkılması imkansız gibi olan yer altı binaları. En eskisi Mısır’daydı. Heredotos’a göre on iki Kralın ancak yaptırabildiği bu muazzam eserin üç bin dairesi vardı. Daidalos’un Girit’de yaptığı, Labyrinthos ile; Limni adasında, yüzeli sütun üzerinde dönen Labyrinthos da meşhurdu.

Ladda – Amphion’un kızı. Topal ve çikrik olduğundan arkadaşları tarafından küçük görülen Ladda, Aetion ile evlenmişti. Bu çirkin kadından doğacak çocuğun bir gün Korinthos’a Kral olacağını Tanrılar haber verdiklerinden, Ladda’nın Kyspelos adındaki oğlunu öldürmek için on seçme katil gönderilmişti. Adamlar çocuğun bulunduğu odaya girmişler, biri bıçağını çekerek çocuğun üzerine yürümüş ve tam kalbine saplayacağı sırada yavrucak gülümseyerek kollarını bıçağa doğru uzattığından, bu hal katile dokunmuş ve çocuğu öldürmesi için öteki arkadaşına vermiş. O da çocuğun masumiyetine bakarak öldürmek istememiş, üçüncü arkadaşına vermiş, üçüncü haydut da çocuğa kıyamamış, böylece masum yavru; on kanlı katilin elinden kurtulmuş.

Laddakid’ler – Thebai Kralı Labdakos’un soyundan gelenlere verilen ad.

Laddakos – Thebai’nin efsanevi Kralı Polydoros’un oğlu, Oidipus’un dedesi. Laios’un babası.

Ladon – Arkadia’da akan, kıyısının güzelliği, suyunun duruluğu ile meşhur bir ırmağın Tanrısı. Stymphalis ile evlendi de Daphne adlı güzel bir kızları oldu. Syrinks adındaki güzel peri kızı, çapkın Pan’ın elinden kurtulmak için kendisini Ladon ırmağına atmış, öldürmüştür.

Laelaps – Fırtına anlamına gelen Laelaps, hem Akteon’un köpeklerinden birinin adı, hem de Kephalos’un köpeğinin adı. Bu köpek Themis’in gönderdiği canavarları kovalarken, canavarlarla beraber taş kesilmişti.

Leartes – Odysseus’un babası.

Laios – Oidipus’un babası.
Lais – Hellen’lerin ünlü birkaç fahişesinin adı. Bunlardan en tanınmışı Korinthos’lu Lais idi. Güzelliği ve ihtirasıyla bütün Yunanistan’a ün salmıştı. Meşhur Demostrhenes’den bir gecelik ücret olarak bin drahmi isteyince büyük hatip “Pişmanlığı ve vicdan azabını bu kadar pahalı satın alamayacağını” söylemişti. Lais’in güzelliğini kıskanan bazı kadınlar, iğne darbeleriyle onu öldürmüşlerdi. Korinthos civarında bulunan bir Aphrodite tapınağında bu ünlü fahişenin mezarı bulunuyordu. Mezarın üstünde dişi bir arslanın, bir koçu kuvvetli pençeleri arasında tuttuğu görülmektedir.

Laistrgon’lar – Homeros’un bahsettiği insan eti ile beslenen dev insanlar.

LakedaimonZeus ile Taygete’nin oğlu. Lakedemonia, bölgesine adını veren kahraman.

Lakhesis – Üç park (Moiora)dan biri, iği tutar ve insan ömrünü eğirirdi.

LakiniosYunan kıyılarını haraca kesen azılı bir haydut. Herakles’in öküzlerini çalmak isterken öldürüldü.

Lakios – Antiphemos’un kardeşi. Tanrılardan aldıkları emirle, bu iki kardeşten biri doğuya gitmiş, sicilya’da Geba şehrini kurmuş Lakios ise Anadolu’ya gelerek, Lykia ile Pamphiylia arasında bulunan Phaselis şehrini kurdu. (Bak. Kylabras)
Lamia – Poseidon’un kızı. Çocukları çalan ve yiyen iğrenç bir varlık. Halbuki onun Phrygia ya da Libya Kraliçelerinden biri olduğunu ve güzelliğiyle Zeuz’un gözüne girdiğini, ondan bir çok çocukları oldğunu yazarlar. Fakat çocuklarını, kıskanç Hera öldürdüğü için Lamia, çocuk düşmanı oldu. Eline geçen bütün çocukları öldürüyordu. Hera, onun gözünden uykuyu da alınca Lamia, büsbütün çıldırdı. Fakat Zeus, ona acıdı. Uyumak istediği zaman gözlerini çıkarıp bir kaba koyarak uyuyabilme imkanını bağışladı.

Lampetia – Helios (Güneş) ile Neere’nin kızı. Bir adada çobanlık yapardı.

Lampetie – Apollon ile Kymene’nin kızı. Kardeşi Phaeon’un ölümüne o kadar kederlendi ki, Tanrılar da acıdılar, onu bir kavak ağacı haline koydular.

Lampetie – Apollon ile Kymene’nin kızı. Kardeşi Phaeon’un ölümüne o kadar kederlendi ki, Tanrılar da acıdılar, onu bir kavak ağacı haline koydular.

Lampos – Eos’un atlarından birinin adı. Bilindiği gibi Eos şafak kızıllığı demektir. O, dünyaya ilk ışığı getirmek üzere Lmapos (parıltı)ile Pheeon (Kıvılcım) adlarını taşıyan atlarıyla göğe yükseli, Güneşe semanın kapısını açar.

Laodamas – Thebai Kralı. Eeokles’in oğlu.

Laokoon – Çanakkale’de eski Troia’da bugün Kemersuyu denilen (Thymbreus) üzerinde (Batak Oba) civarında bulunan Thymbrea şehrinin Apollon mabedi rahibi. Antenor’un oğlu. Laokoon, Antiope adında bir kadınla evlenmiş ve ondan Antiphas ve Thymraos adlarında iki oğlu olmuştu. Laokoon Troia’lılara, Yunanlıların deniz kıyısında bırakmış oldukları meşhur ağaç atı şehre sokmamalarını tavsiye etmişti. Fakat onu kimse dinlemedi. Troia’lılara akıl öğretmeye kalkıştığı için, Yunanlıların dostalrı olan Tanrılar, onu cezalandırmakta gecikmediler. Bu olaydan az bir zaman sonra Laokoon, deniz kıyısında Tanrı Poseidon’a bir kurban takdim ediyordu. İki güzel oğlu da yanındaydı. Bu sırada Tenedos (Bozcaada)dan, dalgaları yararak gelen iki kocaman yılan babayı da, oğullarını dü feci şekilde öldürdü. Bu acıklı olay bir çok şair, ediplere ve sanatkarlara ilham kaynağı olmuştur. Özellikle Rodos’lu meşhur üç heykeltıraş; Polydoros, Anthenodoros, Ağesandros; bu faciayı o kadar güzel, o kadar canlı olarak mermere geçirmişlerdir ki, görenlerin hayran olmamasına imkan yoktur. Bugün Roma’da, Vatikan Müzesi’nde bulunan bu şaheserlerde insan, Laokoon’un kendisini de evlatlarını da boğmak isteyen yılanlarla uğraşırken, adelelerinin duyduğu büyük ıstırabı, yüzüne akseden metanetini ve asaletini görür, şaşırır, cidden bu mermen heykelde, Laokoon, feryat etmektedir. Çünkü kahramanın ağzı kapalıdır. Fakat yüzünde felakete mertçe katlandığını, şikayet etmeden ölmek üzere olduğunu anlatan bir ifade vardır. Onun ölümündeki büyüklük, seyredenleri büyüler. Çünkü hassas kalpli olan her insan, aynı zamanda bir baba olan kahramanın başına gelen felaketten sarsılır, fakat onun asaletine ve felaket karşısıda gösterdiği metanete meftun olur.

Laodomeia – Bellerophon’un kızı ve Zeus’un sevgilisi. Lykia Kralı Sarpedon bu sevişmenin mahsulüdür. Artemis, güzelliği ile övünen bu kadını, oklarıyla vurdu, öldürdü. Bir Laodameia daha vardır ki, Akastos’un kızı ve Protesillas’ın karısıdır. Kocasını Hektor öldürünce, Laodameia, ona benzeyen bir heykel yaptırdı. Bir gün bir hizmetçi, genç dulu yatakta bir erkekle yatıyor görününce, babasına haber verdi. Babası koşarak geldi, kızının yanında bir heykelden başka bir şey bulamadı. Bu çirkin manzaranın hatırasını kızının kafasından silebilmek için heykeli yaktırdı. Fakat Laodameia kocasının heykelini yakan ateşe yaklaşarak, kendini onun içine attı, diri diri yandı. Rivayete göre; Tanrılar bu fedakar eşin ruhunu ahiret kapısına kadar götürmek için Protesilas’ı üç saat müddetle dirilttiler.

Laodike – Priamos’un en güzel kızı. Helikaon ile evlenmişti. Daha çok genç iken Troia’ya elçi olarak gelen bir Yunanlı ile sevişmiş ve ondan bir oğlu olmuştu. Troia düştükten sonra Laodike, galipler önünde kaçarken toprak onu yutmuştu.

Laomedon – Troia Kralı, İlos ile Euridike’nin oğlu ve Priamos’un babası. O sıralar Olympos’dan yeryüzüne sürülmüş olan Apollon ile Poseidon; Troia şehrinin surları yapılırken Laomedon’a yardım ettiler. İş bitince ücretlerini alamayan Tanrılar, Laomedon’a düşman oldular. Poseidon, bir deniz canavarı gönderdi, Apollon da şehre veba hastalığı saldı.

Lapith’ler – Thessalia’da yaşayan dev cüsseli insanlar. Lapith’ler Kralı Prithoos’un düğününde Kendaur’lar da bulunmuştu. Fazla şarap içince sarhoş oldular ve düğünde bulunan kadınları, zorlak kaçırmak sevdasına düştüler. Bu yüzden iki taraf arasında meşhur kavga başladı. Bu kavgayı kendisine kurban kesilmediğinden kızan Ares’in çıkarttğını iddia edenler de vardır. Ressam Rubens’in bu kavgayı tasvir eden tablosu çok meşhurdur.

Lara – Lauium ırmağının perisi. Zeus’un Juturne ismindeki peri kızına olan aşkını Hera’ya duyurduğu için başTanrı, onun dilin kesti ve Hermes’in yanına katarak onu cehenneme gönderdi. Fakat Hermes, yolda dilsiz perinin güzelliğine aşık oldu. Onu cehenneme götürmedi, dünya yüzünde kendisine metres yaptı, ondan Lares adını taşıyan ili çocuğu oldu.

Lar – Romalıların ocak başı Tanrısı. Her evin oğcağını bekleyen bir Tanrı olarak tasavvur edilir.

Larv’lar – İnsanlara bela olan habis ruhlar, asık yüzlü ihtiyar gibi tasavvur edilen Larv’ların uzun sakalları vardı. Ellerinde uğursuzluğun sembolü olan birer baykuş taşırlardı.

Latinus – İtalya’da Laurentium bölgesinin Kralı. Aineias buraya gelince onu iyi karşıladı. Kızı Lavinia’yı ona vermeyi vaat etti. Fakat Latinus’un karısı Amata kızını Rutuller’in Kralı Turnus’a vermek istiyordu. Bu yüzden Turnus ile Troia’lılar arasında savaş oldu. Turnus öldürüldü. Aineias’da Lavinia ile evlendi ve bir şehir kurup karısının adını verdi.

Latium – İtalia’da Aineias’ın savaştığı bölge.

LatmosAnadolu’da Karia bölgesinde meşhur Miletus şehrinin doğusuna düşen ve bugün “Beş Parmak Dağı” diye anılan dağ. Selene (Ay), Endymion adındaki güzel çobana bu dağda gönül vermişti.

Latone – Leto’nun Latince adı.

Laurentium – İtalia’da Tiber nehri ağzındaki bölge.

Leandros – Abydos’lu genç. Hero’nun aşığı.

Hearkhos – İno ile Athamas’ın oğlu. Hera’nın kinine kurban gitti. Babası tarafından bir çılgınlık anında öldürüldü.

Leda – Etolia Kralı Thestios’un kızı. Tyndaros’un karısı. Zeus’un sevgilisi.

Leimone – Hippomenes’in kızı. Babası ya bir Kral ya da asil bir adamdı. Kızlığını muhafaza etmediği için Leimone’yi bir aygırla beraber ıssız bir eve kapattı. At, kudurdu ve iffetini muhafaza edemeden kadını parçaladı.

Lamnos – Limni adası. Hephaistos’u Zeus, Olypos’dan aşağı fırlattığı zaman bu adaya düşmüştü. Adalılar Tanrıyı havada yakalamasalardı, yalnız topal kalmayacak, belki parçalanacaktı. Adalıların bu iyiliğine karşılık Hephaistos, demirhanesini orada kurdu. Bu ada halkı, kocasını Ares’le aldatan Aphrodite’yi sevmemişler ve onun adına mabet yapmamışlardı. Bunun üzerine Aphrodite, bu ada kadınlarının hepsinin tenlerine öyle iğrenç bir koku verdi ki, kocaları yataklarına girmez oldular ve şehvet duygularını köreltmek için Thrakia’ya geçip oranın ateşli kadınları ile eğlenmeye başladılar. Bunun üzerine Lemnos’lu kadınlar söz birliği ederek kocalarını kestiler. Bu suretle adada yalnız kadınlar kaldı. İşte bu sıralarda Argonaut’lar, buraya gelmişlerdi.

Lemur’lar – Romalılar, ölülerin evlere bela olan hayallerine Lemur’lar derlerdi.

Leontikhos – Çok sevdiği nişanlısı ile beraber, bir zalim tarafından öldürülen Samos’lu bir genç.

Lerna – (Lerne) – Argolis ile Lakonia arasında bataklık kalan bir göl. Herakles azılı ejderi burada tepeledi. Bazı mitologlar, bu mitten başka anlamlar çıkarmışlardır. Onlara göre Lernus isminde bir haydut etrafına elli azılı adam toplayarak Argolis bölgesini haraca kesiyordu. Herakles, onlarla çarpıştı ve hepsini tepeledi. Eflatun ise bu mite,felsefe gözlüğü ile bakmaktadır. Ona göre Lerne zararlı ve saçma düşünceleri olan bir sofisttir. Bir fazilet kahramanı olan ve dünyayı fenalıklardan temizlemekten başka gayesi bulunmayan Herakles, fena düşünceli Lerne’yi ortadan kaldırmıştır. Kötü düşüncelerin, korkunç ejderlerin zehrine benzetilmesi ne kadar hoştur.

Lethaeus – İnsanlara her şeyi unutturan Eos (Aşk)ın lakabı.

Lehte – (Lete) – Cehennemde akan herihden biri. Buna “Unutturma Irmağı” de derler. Öteki dünyaya gidenler, bu ırmağın suyundan içmek zorundaydılar. Çünkü ondan içenler, her şeyi unuturlardı. Bu insanlar için bir lûtuftu. Çünkü dünyadaki acılı günlerin, sefaletlerin, onların kafasında hiçbir izi, en ufak bir hatırası bile kalmıyordu. Böylece onlar, geçmiş zamanlara ait hatıraların kemirici azabından kurtulmuş oluyorlardı.

Leto – Apollon ile Artemis’in anneleri. (Lat. Latona)

LeukasYunan denizinde, kıyıya çok yakın, etrafı sarp bir ada. Burada sivri ve yalçın bir burun vardı. Bugün Dükato diye çağrılan bu burnun mitolojide önemi vardı. Burası bir tür Atlama Burnu’ydu. Meşhur kadın şairlerden Sapho, gönlündeki aşk ateşini söndürmek için buradan kendini denize atmıştı. Eski zamanlarda aşka tutulanlar, yani aşk hastası olanlar, buraya koşarlar, Apollon’a kurban keserler ve kendilerini kayalardan aşağı atarlardı. Adonis’in ölümüyle aşk hastası olan Aphrodite’nin bile buradan atladığını söylerler.

Leuke – Okeanos ile Tethys’in kızı. Hades’in ölümsüz sevgilisi.

Leukippid’ler – Leukippos’un kızları olan Hilacira, Phoebe’ye verilen ad. Bunlar Kastor ve Polluks ile evlendiler.

Leukippos – Leukippid’lerin babası. Perieres’in oğlu. Bir leukippos da, şöhretini bütün Anadoluya yayılan Lykia’lı bir kahramandır. Ksanthios’un oğlu olup kendi öz kızkardeşine aşık olmuş, bu yüzden babasının kanıyla ellerini kirletmiş, sonra Anadolu’dan Girit’e sürgün edilmiş sonra yurduna geri dönmüş. Miletus civarında Kretinaeon şehrini kurmuştur.

Leukippos – Perieres’in oğlu, Apareus Tyndareos’ı, İkaros’un kızkardeşi, Leukippidler’in yani Hilacira ile Phoibe’nin babası.

Leukothea – Kadmos’un kızı İno; bir deniz Tanrıçası olunca bu adı aldı.

Liber – İnsanı, üzüntüden azad eden, hürriyete kavuşturan şarabın Tanrısı dionysos’un Latince adı.

Libitina – Roma’da, ölüler için yapılan merasimi koruyan Tanrıça.

Libya – Epaphos’un kızı. Poseidon ile sevişti, ondan sonra Agenour ile Bellus adlı iki çocuğu oldu.

Likhas – Herakles’in arkadaşlarından biri. Kahraman zehirli gömleği getirip giydirince Herakles yanmaya başladı. O zaman Likhas’ı tuttu, denize fırlattı. Üç küçük ada, denize fırlatılan kahramanın adını taşımaktadır.

Linos – Apollon’un oğlu. Herakles’in müzik öğretmeni. Efsanevi şair.

Lita’lar – (Lites) – Yalvarma, yakarma, dua Tanrıçaları. Bunlar Zeus’un kızlarıdır. Homeros’a göre Lita’ların yüzleri buruşuk ve çok çirkindir. Ayakları sakattır, yerlerde sürüklenerek dolaşırlar. Suçlular gibi başları öne eğiktir, herkes tarafından horgörülürler. Kendini beğenmiş gurur, insanları hayvanlaştıran şehvet ve herkesi küçük gören hakaret, gönül kıran hiddet hızla, sakat Lita’ların önünden koşar, giderler. Onlar, insanları alçaltmak, Tanrıların gözünden düşürmek için ellerinden gelenleri yaparlar. Zayıf ruhlu insanları gurura kaptırarak onlara çeşitli suçlar, günahlar işletirler. Zavallı dua’lar, yalvarma’lar yavaş yavaş gurur, şehvet, hiddet ve hakaret’in arkasından sürüklene sürüklene giderek, küfürlerin, hakaretlerin ve şehvetin insanların kalplerinde açtığı yaraları titrek ve zayıf elleriyle sarmaya, tedavi etmeye çalışırlar. Kendi kalpleri kırık olduğu halde Zeus’un bu şefkatli kızları, kendilerini unuturlar. Başkalarını düşünürler. Topal ve çirkinliklerini görmeyen, onlardan nefret etmeyen, onları iyi karşılayan kederli insanları, günahkarları, onlar da boş bırakmazlar, ellerinden geleni yaparlar. Onları teselli etmeye, iyi etmeye, memnun etmeye çalışırlar. Kederler, endişeler, ıstıraplar pençesinde kıvranan bahtsız insanların durumunu babaları Zeus’a bildirirler. Onların bağışlanmaları, affedilmeleri için yalvarırlar, sızlanırlar. Babaları suçluların cezalandırılmasında ısrar ederse, onu acındırmak için ağlarlar, gözyaşı dökerler. Kendilerini iyi karşılamayan hakaret eden, katı yürekli insanları da, BaşTanrıya şikayet ederler.

Lityerses – Phrigia’da Kelaene’nin (Bugünkü Dinar) kralı. Midas’ın oğlu. Tembel ve çok obur bir adamdı. Bölgesine gelen yabancıları hemen sofrasına çağırır, bol bol yedirir, içirir sonra güneşin en kızgın zamanında kendi tarlalarını biçtirmeye zorlardı. Akşam olunca kafalarını keser, cesedini otlar arasına saklardı ve hiçbir şey yapmamış gibi sarayına döner, öldürülen yabancının, akşam sarhoşken söylediği şarkıları söyler, alay ederdi. Nihayet Herakles geldi, bu zalim kralın kafasını uçurdu, gövdesini Menderes Çayı’na attı.

Lotis – Güzel bir peri kızı. Anadolu’da Lampsakos (Lapseki) şehrinin Tanrısı Priapos, Lotis’e aşık olmuştu. Fakat peri kızı ona yüz vermiyordu. Bir gece Dionysos’un sarhoş arkadaşları arasında uyurken onu yakalayacağı sırada bir eşeğin anırmasıyla herkes uyanmış ve peri kızı da kirlenmekten kurtulmuştu. Daha sonra güzel lotis, kendi adını taşıyan Lotos ağacına çevrildi.

Lotophag’lar – Troia dönüşü Odysseus’un uğradığı efsanevi bir ülkenin insanları.

Lukifer – (Lucifer) – Sabah yıldızı olan Phosphoros’un Latince adı. (Yun. Lukifer)

Luna – Romalıların ay Tanrıçasına verdikleri ad. Selene karşılığı.

Lyaios – Kederi dağıtan anlamına gelen Lyaios, Şarap Tanrısının adlarından biridir.

Lydia – Batı Anadolu’da İzmir bölgesinde olan bu eski krallığın sınırı şöyledir: Batı Ege Denizi, kuzeyde Sardene (Dumanlı Dağlar); Mysia doğusunda Phrygia; ve güneyde Meandros (Büyük Menderes) nehri Karia’dan onu ayırıyordu. Başkent Sardes idi. Önemli şehirleri arasında Thyatira (Akhisar), Philadelphia (Alaşehir) vardı. Lydia adını, memleketin ilk kralı olan Atys’in oğlu Lydus’dan almıştır. Lydia, Kybele’nin ili, Omphale’nin yurdu sayılır.

Lykaon – Arkadia kralı, Kallisro’nun babası, kandökücü olduğundan kurda çevrildi.

Lykastos – Ares ile Phylonome’nin oğlu.

Lyke – Kır perisi. Daphnis’i sevdi.

Lykeion – Mukaddes Orman demek olan Lykeion, Atina yakınında, İllissus çayı kıyılarında ağaçlık bir mesire yeriydi. Filozof Aristoteles, derslerini bu bahçede verdiği için bir tür okul olan Lise kelimesinin aslı Lykeion’dan alınmıştır.

Lykia – Eski Anadolu’da, Fethiye – Elmalı – Fenike bölgesi.

Lykios – Babil’li Klinis’in oğlu. Apollon’un arzusu hilafına Tanrılra eşek kurban ettiği için Klinis kargaya çevrilmiş. Bu yüzden oğlu Lykios, Apollon’un bir lakabı oldu.

Lykomedes – Skyros kralı. Troia savaşına gitmemesini sağlamak için Thetis, kadın kılığına soktuğu oğlu Akhilleus’u bu kralın sarayına saklamıştı. Fakat kahraman, kralın kızı Deidamia’ya gönül vermekte gecikmedi.

Lykos – Thebai kralı Nykteus’un kardeşi, Dirke’yi yeğeni Antiope’ye işkence yapmakta serbest bıraktı. Sonradan, Antiope’nin oğulları olan Zekthos ve AMphion tarafından öldürüldü.

Lykurgos – Dionysos’a kafa tutan Thrakia kralı.

Lynkeus – Argonaut’lardan biri. Mesenia kralı Aphareos’un oğlu. Gözleri röntgen ışığından daha kuvvetli olup her şeyi deler, geçerdi. Yalnız evlerin içinde olup bitenleri değil, yerin dibinde, cehennemle, göklerin derin noktalarını görürdü. Çünkü onun bakışlarına duvarlar, dağlar, ormanlar, bulutlar engel olamazlardı. Kalydon domuzunun, avlanmasına o da katılmıştı. Lynkeus, Hyppermnestra’nın kocasıdır.

Lyssa – Gecenin kızı. Hiddet ve kızgınlığı temsil eder. Euripides’e göre, Lyssa, fani insanların kalplerine ümitsizlik ve kızgınlık duygularını sokan bir ifrittir.
 
Cevap: Mitoloji Sözlüğü

M

Madon – Bir tellal. Odysseus’un sarayında ölümden zor kurtuldu.

Maia – Atlas ile Pleione’nin kızı. Zeus ona gönül vermişti. Kylleni dağında onunla evlendi ve Maia, Hermes’e ana oldu.

Mainad’lar – Dionysos’un yanında gezen Bakkha’lar. (Lat. Meaned’ler)

Maria – Erigone’nin sadık köpeği, hanımının ölüsünün başından ayrılmadı, o da orada öldü.

Makareos – Eleos’un oğlu. Kendi öz kardeşi Kanale ile sevişmiş ve ondan bir oğlu olmuştu. Eolos, ahlaksız kızı ile namussuz oğlunun çocuğunu aç köpeklere yedirdi.

Makhaon – Kahramanlık devrinin ünlü hekimi, Asklepios’un oğlu. Podaleiros’un kardeşi.

Magnes – Medea’nın hizmetinde çalışan genç bir adam, Medea tarafından mıknatısa çevrildi. Nikandros’a göre, Magnes, genç bir çobanın adıydı. Bir gün sürüsünü mıknatıslı bir dağda otlatırken ayakkabısındaki çiviler yüzünden oraya çakılı kaldı.

Magnes – Eolos ile Anatere’nin oğludur. Lydia’da bugün Magnisa denilen Magnesia şehrine o, adını verdi. Mıknatısın çok bulunduğunu söyleyen Sipylus (Mağnisa Dağı) şehrin yakınındadır.

Man’lar – Romalılar, ölülerin ruhlarına Man’lar, demişlerdir.

Manto – Ünlü kahin Teiresias’ın kızı. Kör olan babasını elinden tutarak gezdiren Manto da babası gibi gaipten haber verirdi. Bir ara Anadolu’ya sürgün olarak gönderilen Manto, yurdunun uğradığı felaketlere o kadar çok ağladı ki, gözyaşlarından Klaros( Ahmet Beyli) civarında büyük bir çeşme doğdu ve küçük bir gölcük oluştu.

Marathon – Eski Yunanistan’da Aatika’da Atina’da 18 kilometre uzakta bir şehrin adı. Sahile yakın 10 kilometre uzunluğunda ve beş kilometre genişliğinde bir ova vardır ki, buraya Marathon sahrası denir. Mitolojide burası, kahraman Theseus’un öldürdüğü azgın boğa ile meşhurdur.

Markis – Hera’nın süt annesi.
Marpessa – Ares’in torunu Evenos’un kızı. İdas’la nişanlı iken Apollon, Marpessa’yı kaçırınca, İdas sevgilisi uğrunda Tanrı ile dövüştü. Fakat Marpessa kısa bir sevgiden sonra Tanrının kendisini bırakıp gitmesinden korktuğu için İdas’la evlendi.

Mars – Savaş Tanrısı Ares’e Romalıların verdikleri ad.

Marsyas – Phyrgia’lı bir Satiros veya Silen, bazıları da Phrygia’da akan bu gün Çine Çayı denilen Marsyas ırmağının ruhu sayarlar.

Mater Matura – Romalıların Şafak Tanrıçası.

Meandros – Menderes nehrinin Tanrısı. Okeanos ile Tethys’in oğlu.

Medea – Kolhkhid kralı Aeites’in kızı. Sihirbaz Kirke’nin yeğeni.

Medeia – (Bak. Medea)

Medusa – Phorkos’un kızı olup üç Gorgon’dan biri.

Megaira – (Lat. Megaera) Uranos’un kanından yaratılmış olan Eriny’lerden biri. Bu kin ve nefret Tanrıları üç taneydi. Adları (Barışmaz Öfke) Alekto, (Kan Gütme) Tirisphone, Nazar değdiren (Haset) Megaira.
Megaklo – Lebos kralı Makar’ın kızı. Babası çok haşin bir adamdı. Annesini dövüyor, hırpalıyordu. Megaklo, babasını ruhen yumuşatmak için bir çare aradı. İlham perilerini hizmetçi diye babasının sarayına aldı. Onlar Lir çalarak, şarkı söyleyerek kralı halim selim bir adam yaptılar.

Megara – Attika’da bir şehir adı.

Megara – Thebai kralının kızı. Herakles’in karısı oldu.

Megera – (Mageira) – Üç hiddet Tanrıçasından ikincisinin adı (Eriny’ler)

MelaAnadolu’da, Lykia’da bugünkü Tefenni’nin güneyinde Söğütlü denilen gölün eski adı. Ovidius’a göre Latona, bu gölün kenarında kendisine su vermeyen köylüleri kurbağaya dönüştürdü.

MelampusEfsanevi Yunan doktoru ve sihirbazı. Amythaon ile İdomene’nin oğlu. Buna Kara Ayaklı anlamına gelen Melampus adının verilmesinin sebebi, daha küçük bir çocukken annesi onu, yalınayak gezmeye alıştırmış olduğundan güneş, ayaklarını karartmıştı. Melampus, kuşların dilinden bile anlardı. Bir gün melampus, hizmetçileriyle beraber kırda gezerken ihtiyar bir meşe gördü. Hizmetçiler, ana ve baba yılanları öldürerek yavruları aldılar. Melampus, yavru yılanları, özenle büyüttü, bir gün, Melampus uyurken, büyüttüğü yılanlar geldiler. Ünlü doktorun kulaklarına başlarını sokarak, dilleriyle içlerini temizlemeye başladılar. Melampus’un kulakları o kadar güzel temizlenmişti ki, uyanır uyanmaz en hafif sesleri işitmeye ve hayvanların konuşmalarını anlamaya başlamıştı. O sırada kral Proteos’un kızları, akıllarını bozmuşlar, kendilerini birer inek sanmaya başlamışlardı. Melampus, bunları Elelbore, Çöpleme ya da Marolcuk denilen bitki ile tedavi ettiğinden, o günden sonra bu bitkinin adına Melampodium denildi.

Melanios – Atalante’yi koşuda geçen kahraman.

Melanippe – Eolos’un kızı. Poseidon’dan iki oğlu olmuştu.

Melanthios – Odysseus’un keçi çobanı. Bir gün dilenci kılığında yurduna dönen Odysseus’a karşı hayasızca davrandığı için önce burnu, kulakları kesilerek köpeklere atıldı. Sonra elleri ve ayakları kesildi ve o halde ölüme terkedildi.

Melantho – Odysseus’un sarayında bulunan hizmetçi kadınlardan biri.

Meleagros – Kalydon kralının kızı.

Meliades – Ouranos’un yeryüzüne damlayan kanından yaratılan periler.

Melissa – Girit kralının kızı olan bir peri. Amalthee ile beraber Zeus’u büyüttü. Bazıları, Amalthee’nin sütü bol bir keçi, Melissa’nın da arı olduğunu söylerler. Melissa tarafından beslendiği için Zeus’un lakabı da Melisaeus’dur.

Melos – Delos’lu bir delikanlı. Kıbrıs’a gitti. Kıbrıs kralı Kinyras’ın oğlu. Adonis’iin Melos ile arkadaş olmasını istedi. Bu iyi kalpli delikanılyı orada evlendirdi. Pelia adındaki kızdan melos’un bir oğlu oldu. Ona da Melos adını verdiler. Adonis’i seven Aphrodite, onun arkadaşı baba Melos’u da koruyordu. Adonis’i bir domuz öldürdü, Melos üzüntüden kendisini bir ağaca astı; o ağaca Rumca elma ağacı anlamına gelen Melos adını verdiler.

Melpomene – İhlam perilerinden biri. Trajedi ilham ederdi.

Memnon – Eos (Şafak) ile Tithonos’un oğlu Habeşlilerin kralı Troia muharebesinde Yunanlılarla savaşırken Akhilleus ile karşılaştı. Bu iki güçlü kahraman çarpışırken her ikisinin de birer Tanrıça olan anneleri meraklandılar. Acele Zeus’a koştular. Şafak Tanrıçası, Akhilleus tarafından öldürülen oğlunun ölümsüzlüğünü temin etti. Onun için döktüğü gözyaşlarından her sabah çiy taneleri oluşmaktadır. Bir rivayete göre Memnon’un mezarı, Aesepous (Gönen Çayı) denize döküldüğü yerdedir.

Memnonid’ler – Esos’un oğlu Memnon’un cesedini yakan ateşten doğan efsanevi kuşlara verilen ad. Pausanias ile Çanakkale boğazında oturanların anlattıklarına göre, her sene belirli bir günde, doğan büyüklüğünde ve siyah renkte olan bu kuşlar Memnon’un üzerinde ot bitmeyen mezarına kanatlarını sürüyerek geçtikleri ve böylece mezarın toprağı ıslatarak oranın yeşermesini sağladıklarını yazmaktadır. Onlar kanatlarını Gönen Çayı’nda ıslatırlarmış. Fakat bu şeyler Eos’un acılarını dindirmediğinden, o her gün sabah vakti, oğlunun mezarının başında ağlamaktadır. Bitkilerin üzerine düşen çiy taneleri şafak Tanrısının gözyaşlarıdır.

Menad’lar – (Bak. Mainad’lar)

Menal – Lakania’da bir dağın adı.

Menelaos – Agamemnon’un kardeşi; Helena’nın kocası. Karısını, Troia’lı Paris’in kaçırması meşhur savaşa sebep oldu.

Menippe – Orion’un kızı ve Metiokha’nın kızkardeşi. Zeka Tanrıçası bu ik ikızkardeşe örgü öğretmiş; Aphrodite, onlara güzellik vermişti. Bir ara memleketi veba hastalığı mahvediyordu. Tanrılar bu iki kızkardeşin kurban edilmesi şartıyla hastalığı kaldıracaklarını bildirince, iki güzel kız, memleketin menfaati için seve seve kendilerini öldürdüler. Hades’le karısı Kore, bu iki kızın faziletine hayran kaldılar ve onları birer yıldıza çevirdiler.

Menestheus – Peleus’un oğlu. Atina kralı Theseus ihtiyarlayınca krallığı onun elinden aldı.

Menoetios – Bir Titan oğlu.

Menoikeus – Kreon’un oğlu. Thebai’yi kurtarmak için kendini şehrin surlarından aşağı attı.

Menthe - (Nâne) – Cehennemler Tanrısı Hades’in gönlünü verdiği peri kızı. Hades’in karısı Persephone, onu kıskandı, ayakları altına aldı ezdi. Hades, sevgilisine acıdı da onu bildiğimiz güzel kokulu nane’ye çevirdi. Bu olay Anadolu’da Bithynia’da Triphyle dağında oldu.

Mentor – Alkimos’un oğlu. Odysseus’un sadık dostu. Athena, Mentor kılığına girerek Telemakhos’a öğüt verirdi.

Mercurius – (Mercure) – Romalıların, Tanrıların habercisi olan Hermes’e verdikleri isim.

Merkur – (Merkurius) – Hermes’in latince ismi.

Merope – Pleiad’lardan biri. Atlas’ın kızı. Fani bir insan olan Sisyphos ile evlendi. O, bu yüzden kardeşleriyle beraber yıldız oldukları zaman onlara nazaran daha sönük kalmaktadır.

Mesopotamia – Aphrodite’nin rahibelerinden birinin kızı. Tigre (Dicle) ile Euphrate (Fırat) nehirlerinin kızkardeşi. Üç delikanlı, Mesopotamia’ya birden talip oldular. Çünkü Aphrodite, ona dünyada pek az bakireye nasip olan harikulade bir güzellik vermişti. Bostoros adında, dürüst bir adamın hakemliğini üç delikanlı kabul ettiler. Hakem, üç talibi birden güzel kızın huzuruna çıkarttı, delikanlılardan biri Mesopotamia’ya çok kıymetli bir kupa takdim etti, ikincisi onun güzel başına, elmaslarla, incilerle süslenmiş bir taç koydu. Üçüncüsü gitti, sadece Mesopotamia’yı kucakladı. Hakem, güzel kızın üçüncüye verilmesini uygun buldu. Fakat ötekiler bu teklifi kabul etmediler. Kılıçlarını çektiler, birbirlerini öldürdüler. Mesopotamia, bakire bir kız olarak kaldı.

Mestra – Erysikhthon’un kızı. Poseidon’un sevgilisi, Mestar’nın babası, Demeter’in hışmına uğramış, sefalete düşmüştü. Deniz Tanrısı ise Mestra’ya istediği şekle girebilme vasfını verince, o çeşit çeşit şekillere girerek, bazen bir inek, bazen bir geyik, bazen bir kuş olarak kendini sattırdı ve böylece babasını geçindirdi. Bir gün babası onu bir tüccara satmıştı. Tüccar onu gemiye bindirmiş, uzak ülkelere götürüyordu. Mestra, tüccarın gözü önünde elinde olta tutan bir balıkçı oluverdi. Mestra’ya Mnestra diyenler de vardır.

Metanira – Eleusis kralı Keleos’un karısı, Demeter’i evlerine aldılar.

Metis – Hikmet ve tedbirlilik Tanrıçası. Okeanos ile Tethys’in kızı. Zeus’un ilk karısı olmuştu. BaşTanrıdan bir kıza gebe kaldığı sırada ona dedi ki: “Rahmimde taşıdığım kızı doğurduktan sonra bir erkek çocuğa hamile kalacağım. İşte o çocuk kainatın efendisi olacaktır.” Bu haberle meraklanan Zeus, doğuracağını haber verdikten sonra çocuğun doğmasına mani olmak için, hemen sevgili karısını yuttu. Fakat dokuz ay sonra başı çatlayacak gibi ağrımaya başlayınca Hephaistos’a balta ile başını yardırdı ve oradan Zeka Tanrıçasını doğurttu. Gerçekten, akıl ve zekak, kainatın efendisi olmadı mı?

Midas – Phrigia’nın meşhur efsanevi kralı. Ona Eşek Kulaklı Midas da derler.

MiletosAnadolu’da Miletus şehrini kuran ve adını veren kahraman. Apollon ile Deione’nin oğlu. Minos, onu kovunca Anadolu’ya geldi ve Miletus şehrini kurdu. Menderes nehrinin kızı, Kyane ile evlendi. Ordan Kaunos ve Byblis adlarını taşıyan iki çocuğu oldu.

Milon – Diolimos’un oğlu olan Milon, Yunanistan’ın en meşhur atletlerinden biridir. Krotone’de doğmuş olan bu meşhur atlet Olimpiyat müsabakalarında altı defa birincilik kazanmıştı. Krathis savaşında hemen hemen yalnız başına düşman ordusunu o bozguna uğrattı. Görülmemiş bir kuvvete sahip olan Milon, eline bir nar alıyor ve parmaklarının arasında onu ezmeden o şekilde tutuyordu ki, en kuvvetli adamlar, avucundan meyvayı alamıyorlardı. Yağlanmış ve kaypaklaşmış bir kaydırağın üzerinde ayakta durduğu halde kimse onu kımıldatamıyor, düşüremiyordu. Başına sarık gibi kuvvetli bir ip sarıyor, sonra nefesini kesiyordu. Bu zor idmanı yaparken kan alnına toplanıyor, ip etine gömülüyordu. Sağ kolunu eli açık bir halde sırtına koyduğu zaman, baş parmağını kaldırıyor diğer parmaklarını birleştiriyordu. Bu vaziyette hiç kimse, en kuvvetli pehlivan bile onun küçük parmağını diğer parmaklarının yanından ayıramıyordu. Onun kuvveti gibi oburluğu da meşhurdu. Bir oturuşta on kilo et, on kilo ekmek yiyor ve bir günde on beş pintes şarap içiyordu. Bir gün dört yaşında bir boğayı omuzlarına alarak geniş bir spor sahasını baştanbaşa dolaşmış, sonra bir yumrukla taşıdığı boğayı öldürmüş ve o gün akşama kadar boğanın bütün etini yalnız başına yemişti. Milon, hocası olan filozof Pythagoras’ın dersini dinlerken, bütün binayı tutan temel bir sütunun dibine oturmuştu. O sırada sütun sarsılmaya başlamıştı. Milon, hemen sütunu tuttu, sarsıntı durdu. Orada bulunanların hepsi kaçıştılar. Kahraman sonradan çöken kubbenin altından kendini kurtardı. Milon’un ölümü de tuhaf oldu. Bir gün yolda giderken, çatlamış bir ihtiyar meşe gördü. Çatlağı genişletmek için elini yarığa soktu, zorladı. Fakat ihtiyar ağaç kuvvetli çıktı. Elini kapana tutulmuş gibi bırakmadı. Orada çakılmış gibi kalan ve bir türlü ayrılamayan Milon’u, aç kurtlar parçaladılar.

Minerva – (Minerve) – Zeka Tanrıçasına Romalıların verdikleri isim.

Minos – Girit Kralı.

Minotauros – İnsan vücutlu ve boğa başlı bir canavara verilen isim.

Minyad’lar – Orkhomenos’un efsanevi kralı Minyas’ın üç kızına verilen isim. Onların adları şöyleydi: Leukippe, Arsippe, Akithone. Bu üç kızkardeş, şarap Tanrısına kıymet veremeyip, onun bayramlarına katılmadıklarından çok acayip bir cezaya çarpıldılar. Şöyle ki: Herkes, Dionysos adına bayram yaparken bu üç kızkardeş evlerine kapanmış, günlük işleriyle uğraşıyorlardı. Bir ara dinlenmek için taburelerine oturmuşlardı. Birdenbire sarmaşıkların ve asmaların, oturdukları taburelerin etrafını sardığını görüldü. Aynı zamanda tavandan, oluktan boşanırcasına şarap akmaya başladı. Salonu esrarlı, tuhaf renkli bir ışık aydınlattı. Müthiş yaygaralar duymaya başladılar. Evin içinde davullar çalınıyor, flütler üfleniyordu. Bir tarafta tuhaf meşaleler yanıyor, ulumalar, haykırmalar işitiliyordu. Minyad’lar korkarak kaçıştılar. Fakat, Tanrıların intikamından kimse kurtulamaz. Üç kızkardeş önce akıllarını kaybettiler, insan eti yemek arzusuyla çırpındılar, üçünden birinin, Leukippe’nin oğlu Hippaos’u yakaladılar, parçalayıp yediler. Sonra Hermes, bu üç kızkardeşi birer çeşit baykuş yaptı.

Minyas – (Bak. Miny’ler)

Miny’ler – (Minyae) – Önceleri Thessalia’da oturan halk. Bunları, efsanevi kralları Minyas aldı, Orkhomenos’a göç ettirdi. Argonaut’ların çoğu Miny’lerdendir. Minyas’ın üç kızına Minyad’lar denir. (Bu kelimeye bakınız)

Mnemosyne – Uranos ile Gaia’nın kızı. Hatıra Tanrıçası, Rivayete göre, güzel bir kız olan Mnemosyne’yi seven Zeus, onu elde etmek için yakışıklı bir çoban kılığına girmiş, onunla evlenmiş ve ondan dokuz Musa “İlham perileri” doğmuştur.

Mnestra – Danaid’lerden biri. Kocası Egius’u öldürdü. Erysikhton’un sabırlı ve vefalı kızının adının Mnestra olduğunu yazanlar da vardır.

Moira’lar – Kader Tanrıçaları. Bunlara Parklar da denir. Zeus ile Themis’in kızları olup üç kızkardeştiler.

Molpis – Elis’li asil bir delikanlı, memleketini mahveden bir kıtlığı önlemek için gönüllü olarak kendisini Tanrılara kurban ettirdi.

Momos – Alay, istihza ve hiciv Tanrıçası. Gecenin kızı. İnsanlar çoğalıp da sırtındaki yük fazlalaşınca “dünya” Yer, Zeus’a şikayette bulundu. Zeus, çoğalan insanları azaltmak için Thebai savaşını çıkarttı; fakat bu savaş işe yaramadı, nüfus yine fazlalaşıyordu. Zeus, insanları yıldırımlarıyla vurmayı, tufanlarla boğmayı düşündü. Fakat Momos, başTanrıya bir yol gösterdi: “Thetis’i eş olarak fani bir insana verdi, ondan Helene adındaki fettan bir kız doğsun o, Avrupa ile Asya’yı birbirine katar ve böylece insanlar azalır” dedi. İşte Troia savaxı bu yüzden çıktı.

Mopsos – Manto’nun oğlu.

MoriaAnadolu’da, Lydia’lı bir kadın. Bir gün Moria’nın kardeşi Tylos, şimdiki adı Gediz Çayı olan Hermus’un kenarında geziniyordu. Dalgınlıkla bir yılana dokundu. Yılan, delikanlıyı soktu ve öldürdü. Moria uzaktan kardeşinin başına gelen felaketi gördü. Toprağın oğlu olan Damasen adındaki devi imdada çağırdı. Dev, kökünden söktüğü kocaman bir ağaçla yılanı ezdi. Ezilen yılanın eşi o sırada ormana doğru sürünerek kaçtı, biraz sonra ağzında bir otla koştu geldi. Ezilen eşinin ağzına bu otu koyunca ölü yılan dirildi. Moria’da koştu, yılanın getirdiği ottan buldu, onunla, ölen kardeşini diriltti. Bu otun adı, muhtemelen Balis idi.

Mormo – ya da Mormolyke – İnsanları korkutmak için Hekate’nin emrinde olan korkunç bir kadın hayaleti. Sütanneler çocuklarını Mormo ile korkuturlardı.

Morpheus – Rüyaların Tanrısı Hypnos (uyku) ile gecenin oğlu.

Moyskhlos – Lemnos adasında, Hephaistos’un çırakları olan Kabir’lerin yeri.

Musagetes – Musa’ların rehberi, anlamına gelen bu kelime Apollon’un lakabıdır.

Musaios – Orpheus’un dostu, öğrencisi ya da hocası hatta bazıları oğlu sayarlar. Annesi Selene’dir. Musaios’u ilham perileri büyüttüler. Büyük bir müzik üstadı olup hastaları müzik ile tedavi edermiş.

Musa’lar – İlham perileri.

Muses – Samos adasında Perseus’un kurduğu şehir.

Myrmidonlar – Myrmidon’lar, Aigina adasında yaşayan insanlardı. Eskiden karınca oldukları için çok çalışkandılar. Akhilleus’la birlikte Troia, savaşına katılmışlar, cesaretlerini göstermişlerdi. Vaktiyle, Zeus adaya adını vermiş ve bir peri kızıyla sevişmişti. Onların bu sevişmeleri sonucunda Aiakos adlı bir oğlu olmuştu. Hera bu olayı öğrenince çılgına döndü, adada bulduklarının hepsini öldürdü. Bunun üzerine Aiakos bir tapınağa gitti. BaşTanrıya yakardı, ağladı, sızladı. Bütün adamları, bütün ada halkı yok edilmişti. Zeus candan yalvaran oğlunun yalvarışlarına ilgisiz kalamaıd. Aiakos tapınakta Zeus’a yalvarırken gözüne yerdeki karıncalar ilişti: O zaman onların çokluğuna imrendi, “Ne olur, Zeus” dedi “Şu karıncalar insan olsunlar adayı şenlendirsinler”. O anda gökyüzünde bir yıldırımın sesi gürledi. Ertesi sabah Aikos muazzam bir insan kalabalığının çıkardığı sese benzer bir uğultuyla uyandı. “Ne oluyor?” diye pencereye koştu. Sokaklar, insanla dolup taşıyordu. Zeus kimsesiz kalan oğlunun yakarışlarını kabul etmiş karıncaları insan yapmıştı. Bu olaydan sonra Aigina halkına Myrmidon’lar dendi. Bu kelime Yunanca’ karınca anlamına gelir.

Myrrha – Kıbrıs adası kralı Kinyras’ın kızı. Kral kendi öz kızıyla evlendi de bu iğrenç aşktan Adonis doğdu ve kral da Mersin ağacına çevrildi.

Myrtilos – Arabacı Oinomaos yıldızı. Arabacıydı, yıldız oldu.

Mysteria’lar – Açık olmayan, gizil yapılan tapınmaya bu ad verilir, en meşhurları:

i. Lleusis’deki Demeter, tapınağında

ii. Orphiklerin mistreria’ları

iii. Kabirler’de. Ne oldukları iyice bilinmeyen, bu Tanrılara özellikle Lemnos’da, Samathrake’de gizli tapınılırdı.
 
Cevap: Mitoloji Sözlüğü

N

Naiad’lar
– Çeşmelerin, kaynakların, derelerin Nymphe (peri)lerine verilen ad. Çok güzel birer kız olan Naiad’lar da, insanlar gibi faniydiler. Çeşmelerin, göllerin, bazen bir, bazen de birkaç tane perisi olurdu. Bunları Zeus7un kızları sayanlar olduğu gibi, Okeanos7un kızları olduğunu söyleyenler de vardır.

Naksos – Bir ada. Poseidon Amphitrite’yi,bu adada kızkardeşleri Nereid’ler arasından kapıp kaçırmıştı. Yine bu adada, Theseus zavallı Ariadne’yi yalnız başına bırakıp gitmişti.

Nannakos – Phyrigia’nın en eski kralı, Deukalion tufanının olacağını sezen Bu Anadolulu dindar kral, bütün halkı toplayarak hep birlikte dua etmişler, ağlamışlar, Tanrılar da bunları tufandan korumuş.

Napea – Napois, çayırlık anlamına gelir. Çayırların perilerine bu ad verilirmiş.

Narkissos – (Narciss – Narcissus) – Aşktan kaçınan güzel bir delikanlı. Nergis dediğimiz çiçeğe çevrildi.

Nauplios – Euboea adası kralı. Poseidon ile Amymone’nin oğlu. Bu kral, Klymene adında güzel bir kadınla evlenmiş ve bir çok çocuk babası olmuş. Palamedos adındaki oğlu Troia savaşında Odysseus tarafından öldürülmüştü. Çok sevdiği oğlunun öldürülmesi, kralın kalbinde onulmaz yaralar açtı. Öç almak için her çareye başvurdu. Bütün Yunanistan’ı dolaştı. Yakışıklı ve çapkın gençleri etrafına topladı. Troia önünde çarpışan Yunan büyüklerinin karılarını ayarttı. Hayatın yegâne zevkinin kadın olduğu fikrini delikanlılara aşıladığı için, savaşa giden, zafer peşinde koşan Yunan komutanlarının karıları birer fahişe oldular. Kadınların paylaşılamaması yüzünden delikanlılar birbirine giriyorlar, kan döküyorlardı. Fuhuş ve cinayetler bütün Yunanistan’ı kaplamıştı. Nauplios’un arzusu buydu. Fakat kralın kalbindeki intikam ateşi bir türlü sönmüyordu. Kendi adasının etrafındaki kayalıklarda ateşler yaktırdı ve Troia savaşından dönen gemilerin kayalara çarparak parçalanmalarına sebep oldu. Fakat her şeye rağmen Odysseus’a bir şey yapamadı ve bu yüzden üzüntüye kapılarak kendi kendini, yüksek bir kayanın üstünden atarak öldürdü.
Nausikaa – Skeria adasının kralı Alkinoos’un kızı Odysseia’nın en güzel hikayelerinden birinin kahramanı olan bu genç kız, Odysseus’u adanın sahilinde bayılmış olarak bulmuş, ona elbise sermiş ve akşam karanlığında kahramanı saraya götürüp babasına takdim etmiş. Tanrıçlara kadar güzel olan bu prenses, asaletin de sembolüdür.

Neanthos – Lesbos Tiranı Pittakus’un oğlu. Apollon mabedine konan meşhur Orpheus’un lirini kendi kendine sesler çıkartığını işitince gitti, Trakia’lı kahramanın lirini rahiplerden parayla satın aldı. Ağaçları ve kayaları yürütmek için kırlara açıldı. Fakat, lirin sesine ağaçlar ve kayalar gelmedi, köpekler koşuştular ve Neanthos’u parçaladılar.

Nektar – İçenlerin ölmezlik kazandıkları ve Tanrılara mahsus olan içki.

Neleus – Poseidon ile Tyro’nun oğlu. Pleus’un kardeşi. Karısı Khloris ona Nestor’u doğurdu. Neleus, Herakles’le savaşıp yenildi.

Nemea – Argolis’de eski bir şehrin adı. Herakles burada azgın bir arslanı öldürdü.

Nemesis – Gecenin kızı intikam Tanrıçası. Aynı zamanda o, dünyada adaleti koruyan, haklıyı haksızdan ayırd eden bir ahlak Tanrıçası telakki ediliyordu. Eskiden İzmir’de basılan paralar üzerine, karaborsacıları korkutmak için Nemesis’in resmi basılıyordu.
Neoptolemos – Akhilleus ile Lykomenedes’in kızı. Deidamie’nin oğlu. Onun bir adı da Pyrrhos’dur. Sarışın olduğu için bu ikinci ad verilmiştir. Kahin Helenos “Onsuz Troia alınamaz” dediği için Skyros adasında kayıbabasının sarayında rahatça yaşayan Neaptolemos’u Odysseus aldı, Troia’ya getirdi. Haşin, merhametsiz bir kahramandı. Babasından yiğitlik, cesurluk almış, fakat acımak, affetmek duygusundan yoksundu. Troia’nın ihtiyar kralı Priamos’u, Zeus tapınağında kesmişti.

Nephele – Bulut anlamına gelen, Nephele, Athomas’ın karısı, Hele ile Phririksos’un annesi. (Bak. Helles Pontos)

Neptune – (Neptunus) – Romalıların denizler Tanrısı Poseidon’a verdikleri ad.

Nereus – Denizler ihtiyarı Nereus, Pontos (Deniz), Gaia (Toprak)’nın oğlu. Okeanos’un kızı Doris ile evlenmeden Nereid’ler doğdu.

Nereidler – Neresus ile Doris’in kızları olan deniz perilerine verilen ad. Birbirinden güzel dalgaların sembolü olan bu ad dalgaların bir vasfını karşılardı. (Glauke – Mavi), (Thalia – Dalgalı), (Kyomodeke – Oynak) anlamlarına gelir. Bunların en meşhurları: Galateia ile Thets’dir.

Nerio – Romalılarda savaş Tanrısının karısı olup, kahramanlığı temsil eder.

Nerites – Nereus ile Doris’in oğlu olup güzelliğiyle Aphrodite’ye kendini sevdirmişti. Aphrodite, daha Olympos’a çıkmadan önce denizlerin güzel delikanlısı ile gönül eğlendiriyordu. Olympos’a uçarken Nerites’e de kanat takıp uçurmak istedi. Fakat denizlerin oğlu, annesinin ve babasının yurdunu Tanrılar dağına tercih ettiği için Aphrodite’yi kızdırdı. Tanrıça onu, kayaya yapışıp kalan, hareket etmeyen kabuklu bir deniz hayvanına çevirdi, onun reddettiği kanatları da oğlu Eros (Aşk)’a taktı. Onunla beraber Tanrılar dağına uçtular.

Nessos – Kentaur’lardan biri. İksion ile Nephele’nin oğlu Herakles’in karısı Dejanira’yı kaçırmak istedi. Fakat Evenos’un kabarmış sularını geçince Herakles onu öldürdü.

Nestor – Neleos ile Khloris’in en genç oğlu. Herakles, onun on bir kardeşini öldürdüğü zaman yalnız Nestor kurtuldu ve babasının yerine Pylos kral oldu.

Nikaea – Sangarios (Sakarya) nehrinin kızı. O, aşktan nefret ediyo, sadece avlanmaktan hoşlanıyordu. Hymnos adında bir çoban bu güzel nehir perisine gönül verince, Nikaea, aşık çobana kızdı ve onu öldürdü. Fakat, Eros (Aşk), bu kalpsiz kızı Dionysos’a gösterdi. Nikaea bir gün Sakarya nehrinde yıkanıyordu. Şarap Tanrısı bu su perisini çıplak olarak görünce aklı başından gitti. Fakat Nikaea, Dionysos’a da yüz vermedi. Bunun üzerine kurnaz Dionysos, peri kızının içtiği suya şarap karıştırarak onu sarhoş etti ve kolları arasına aldı. Onların birleşmelerinden Telete adında bir kız doğdu. Peri kızı, bu zoraki evlenmeden hoşlanmadı, intihar etmek istedi, fakat sonradan şarap Tanrısı ile candan dost oldu ve Satyros adında bir de oğulları oldu. Dionysos, Hindistan seferinden dönüşünde sevgilisi için bugün İznik denilen Niaea şehrini kurdu ve onun adını verdi.

Nike – Zafer Tanrıçası. Romalılar buna Viktoria derlerdi.

Niobe – Lydia kralı Tantalos’un kızı. Apollon ve Artemis’in annelerini hor gördüğü için, kayaya çevrildi.

Nireus – Helene’yi almak isteyen delikanlılardan biri. Çok güzeldi, fakat basit bir ailendendi.

Nisos – Athena kralı Pandion’un oğlu. Bunun Skylla, adında bir kızı vardı. Skylla, Minos’u sevdiği için babasına hainlik etmişti. Nisos’un başkenti, kızının hainliği yüzünden Girit’lilerin eline düşünce, Minos babasına vefalı olmayan bir sevgiliden hayır gelmeyeceğini bildirdiği için ona yüz vermedi, kız da üzüntüden kendini denize atarak boğuldu. Skylla bir balığa, Nisos da bir kardala çevrildi.

Nomos – Kanunların koruyucusu.

Notos – En önemli dört rüzgardan biri. Eos (Şafak) ile Astraeos’un oğlu. Güney rüzgarı Lodos, Latincesi Uster.

Nyks – Khaos’un kızı, Gece.

Nykteus – Poseidon ile Kelene’nin oğlu, Antiope’nin babası.

Nyktimene – Lesbos kralı Epopeus’un kızı. Nyktimene, tuhaf ve iğrenç bir aşkın kurbanı oldu. Babasına gönül verdiği için Tanrılar onu yarasaya çevirdiler.

Nyktis – Nykteus’un kızı. Thebai kralı Labdakos ile evlendi. Laios doğdu.

Nymphe’ler – Dağlarda, kırlarda, ormanlarda, derelerde yaşadıkları sanılan peri kızları. Daha doğrusu çok güzel birer kız şeklinde olan Tanrıçalar. Eski Yunanlıların inanışlarına göre bütün dünya Nymphe’lerle doluydu. Bunlar, yukarıda sayılan yerlerde yaşamayı adet edinmişlerdi. Artemis ile birlikte avlanırlar, Dionysos’la eğlencelere katılırlar, Apollon ve Hermes’e refakat ederlerdi. Güzel insanlara, yakışıklı delikanlılara gönül verdikleri de olurdu. Kirke, Kalypso birer peri oldukları halde Odysseus’u sevmişlerdi. Nomia, Daphnis’e; Galatea, çoban Akis’e gönül vermişti. Fakat onlara gönül veren ya da Nymphe’lere kendini sevdirenlerin başı muhakkak belaya girer. Bununla beraber, kahramanların çoğunun anneleri birer Nymphe’ydi.

Nysa – Nysa dağına adını veren bir peri kızı. Çocukken Dionysos’u bu dağın perileri büyüttüler.

NyssiaAnadolu’da Phrygia’nın efsanevi kralı Kandaulos’un karısı. Kral, karısının güzelliğinin hayranıydı. Gözdelerinden Gyges’i, gizlice, karısını çıplak görmesi için yatak odasına aldı. Nyssia, kocasının bu hayasızlığının farkına varınca, Gyges’i “Ya kocamı öldür, benimle evlen ya da sen ölümü göze al!” diye korkutunca Gyges, kral Kandaulos’u öldürdü ve Nyssia ile evlendi.
 
Cevap: Mitoloji Sözlüğü

O

Odysseus –
Meşhur Yunan kahramanı. İthaka kralı. Laertes ile Antikleia’nın oğlu. Çok zeki bir adamdı, düşmanlarını zekası ve kurnazlığı ile yendi. Penelope ile evlendiği sıralarda Troia savaşı başlayınca savaşa gitmemek için çeşitli bahaneler ileri sürdü ancak savaşa gitmek zorunda kaldı. Tahta at fikride Odysseus’a aitti. Zeka Tanrıçası tarafından çok sevilen kahraman Poseidon’un kinini kazandığından Troia dönüşü başına bir çok belalar gelmişti.

Oegipan’lar – Dionysos’un peşinden giden sivri kulaklı varlıklar.

Oiagros – Thrakia kralı ve Orpheus’un babası. İlham perilerinden Kalliope ile evlendi ve Orpheus doğdu.

Oidipus – Thebai kralı Laios ile İokaste’nin oğlu. Bilmeden babasını öldürdü ve özannesi ile evlendi.

Oileus – Lokrisli Aias (Ajax)’ın baba

Oineus – Aitolia’da Kalydon kralı. Dionyssos’a hizmette kusur etmediği için şarap Tanrısı üzüm suyuna bu kralın adını verdi.

Oinomaos – Ares ile Harpinna’nın oğlu, Pisa kralı. Steroria ile evlenmiş, Hippodameia adında güzel bir kızı olmuştu.

Oinone – Kebren(Değirmendere) ırmağının Tanrısının kızı. Paris bukızı sevmişti ancak Aphrodite ona Helene’nin aşkını aşılayınca bu peri kızını terk etti. Buna rağmen Troia savaşı sonunda Paris ağır yaralandığında sevdiğinin yanına koştu ve onu iyileştirmeye çalıştı ama elinden bir şey gelmedi ve Paris öldü. Bunun üzerine Oinone kendini öldürdü.

Oinopion – Dionysos ile Ariane’in oğlu, sakız adası kralı idi.

Oinotrop’lar – Delos kralı Anios’un kızlarınaverilen ad. Dionysos bu kızlara neye dokunurlarsa şarap yapma gücünü vermişti. Agememnon bu meziyetleri için kızları kaçırmaya kalkışınca kızları birer güvercine çevirdi.
Oinotros – Lykaon’un oğullarından birinin adı.

Oionos – Alkmene’nin yeğeni.

Okeanid’ler – Okeanos’un kızları. Kaynak dere ve akarsu Tanrıçaları.

Okeanos – Uranos ile Gaia’nın oğlu. Denizlerin ve suyun sembolü.

Okhimos – Helios ile Rodus perilerinden birinin oğlu.

Okyrrhoe – Samos perilerinden.Khesias ile Imbrasos ırmağının kızı. Apollon bu kızı sevdiği gemici Pompilos’tan kaçırıp gemicinin teknesinide kayalarda parçaladı.

Olympos – Thessalai’da ki Tanrılar dağı.

Omphale – Lydia’nın efsanevi kraliçesi. Herakles ile olan aşkı ile ün salmıştı. Yunanistan’ın rakipsiz kahramanı bu eşsiz güzel karşısında her şeyi unuttu. Kraliçe onu bir köle gibi kullanıyor aşkını sömürüyordu.

Oneiros – Rüya Agamemnon’u aldatmak için Zeus tarafından gönderilen uyku cini.

Onkos – Apollon’un oğlu, Arkadia’da kurduğu bir şehre adını verdi.
Opheltes – Nemea kralı Lykurgos ile Eurydike’nin oğlu. Bir yılan sokması sonucu öldürüldü.

Ophieus – Messaniaların kör Tanrısına verdikleri ad.

Ophion – Titanlardan biri. Kronos ve Rhea dan önce karısı Eurynome ile birlikte göklerde krallık ediyordu ancak Kronos onu yenip Tartaros’a attı.

Ophioneus – Messania’lı meşhur kahin.

Oread’lar – Dağ perilerine verilen ad.

Oreithyia – Boreas’ın karısı. Kalais ve Zetes adlı iki çocuk doğurdu.

Orestes – Agamemnon ile Klytemenestra’nın oğlu. Babasını öldüren annesi ile sevgilisinden intikam aldı.

Orion – Bolotia’nın ünlü kahramanı. Dev gibi bir vücudu güzel bir yüzü vardı. Poseidon ile Euriale’nin oğlu idi.

Orkos – Hades’in latince adı

Orpheus – Thrakia kralı Oiagros’un oğlu ve Yunanlıların efsanevi şairi.

Orthia – Artemis’in lakabı

Orthopolis – Demeter’in büyüttüğü bir kral çocuğu.

Orthron – Bir çok başı ve yılan gibi bir vücudu olan Geryon’un köpeği Herakles tarafından öldürüldü.

Otos – Aloadlardan biri, Ephialtes’in kardeşi.

Otreus – Dymas’ın oğlu Phyrigia kralı.

Ortygia – Leto’nun kızkardeşi. Kendisine aşık olan Zeus‘tan kaçtığı için baş Tanrı onu bıldırcına çevirdi.

Otrynteus – Anadoluda Tmolus (Bozdağı) eteklerindeki bir kasabanın kralı. Nais adlı bir peri kızıyla evlendi. İpsition adında bir oğlu oldu.
 
Cevap: Mitoloji Sözlüğü

Paian – Felaketi uzaklaştıran, selamet getiren, iyi eden Tanrı.

Palaimon – İo’nun oğlu bir deniz Tanrısı. Gemicilerin koruyucusuydu.

Palamedes – Nauplios ile Klymene’nin oğlu. Odysseus tarafından öldürüldü.

Pales – Romalıların koyun sürülerini koruyucusu olduğuna inandıkları Tanrı.

Pallas – Zeka Tanrıçasının bir diğer adı.

Panakeia – Asklepios gibi hekimlikle uğraşan sağlık Tanrıçası.

Pan – Sürülerin ve çobanların Tanrısı.

Panagea – Artemis’in bir diğer adı.

Panakea – Asklepios ile Lampetia’nın kızı. Hekimliğin Tanrıçalarından sayılırdı, her türlü hastalığa çare bulurdu.

Pandaman – Ateş Tanrısı Hephaistos’un bir diğer adı. Her şeyi yenen anlamına gelir.

Pandareos – Miletus’lu Merops’un oğlu. Giritte Zeus tapınağından altın köpek heykelini çaldığı için Zeus tarafından kayaya çevirildi.

Pandaros – Yunanlılara karşı savaşan Troia’lıların yardımına koşan ünlü kahraman Lykaon’un oğlu.

Pandion – Atina şehrinin ünlü krallarından.

Pandora – Yaratılan ilk kadın.

Pandrosos – Atina kralı Kekrops’un kızlarından biri. Athena küçük Erekhteus’u içine sakladığı kutuyu bu kızlara emanet etmişti.

Panikos – Kır Tanrısı keçi ayaklı Pan’ın insanların içine saldığı korku

Pankratis – Tloeus ile İphimedie’nin kızı, dolayısıyla Aloadların başhemşiresi.

Panapa – Theseus’un kızı Herakles ile evlenmişti. Bir kızı olmuştu ona annesinin adını koydu.

Panopa – Nereid’lerden biri, adaletseverliği ile tanınırdı.

Panopeus – Phokos ile Astropea’nın oğlu. Argonautlar seferine katılanlardan.

Panthaos – Priamos’un arkadaşı Troia’lı bir ihtiyar.

Paphia – Aphrodite’in isimlerinden biri.
Paphlagon – Kirke’nin oğlu. Anadoluda Papira (Karaköy) şehrinin kurucusu.

Paraios – Atinalı bir kahraman, savaş gemisini icat etti.

Paris – En ünlü kahramanlardan biri.Troia kralı Priamos ile Hekabe’nin oğlu. Çok kuvvetli olduğundan onu Aleksandros diye çağırırlardı. Yunanlı Helena’ya olan aşkı onun ve Troia’nın sonu oldu.

Parkae – Romalıların talih Tanrıçalarına verdikleri ad.

Parnassos – apollon’a tahsis edilen Parnassos dağına adını veren kahraman.Poseidon ile Kleodora adlı bir peri kıznın oğlu idi.

Parrahasios – Zeus‘un oğlu. Arkadia da bir şehrin kurucusu olduğu söylenir.

Parsondes – Yedi yıl Babil valisinin sarayında bir kadın gibi yaşayan tuhaf bir insan.

Parthenius – Bugünkü Bartın çayının eski adı.

Parthenon – Atina Akropolis te bulunan ve Zeka Tanrıçası Athena’ya ait olan meşhur tapınak.

Parthenopaieos– Thebai şehrine karşı yürüyen yedi şeften biri.
Parthenopea – Menderes nehrinin kızı Samia ile ankeus’un kızı. Apollon bu kıza gönül vermişti. Birlikteliklerinden Nikomedos doğdu.

Parthenope – Sirenlerden biri. Odyseus’u büyülü sesiyle etkisi altına alamadığından kendini denize attı. Dalgalar bu deniz kızının naaşını İtalya kıyılarına attılar. Naaşının gömüldüğü yerde Napoli şehri kuruldu.

Parthenos – Staphylos ile Khrosthemis’in kızlarından biri.

Pasiphae – Minos’un karısı. Helios’un kızı. Bir boğaya aşık olmuştu. Sevdiği boğadan gebe kalarak Minotauros’u doğurdu.

Pataros – Apollon ile Ksanthos’un kızı olan Lykia’nın oğlu. Patara şehrine adını vermiştir.

Patroklos – Menoltios’un oğlu. Ünlü Yunan kahramanlarından biridir.

Pegasos – Efsanevi kanatlı at. Perseus Okean’ın kaynağında Medusa’nın kafasını kestiği zaman onun kanından doğdu.

Peitho – İkne etme, kandırma Tanrıçası. Ate’nin kızı, Aphrodite’in arkadaşıdır.

Peirithoos – Zeus ile Dia’nın oğlu, Lapithler kralı.

Pelasglar – Yunanistanın eski ahalisine verilen ad.

Pelasgos – Yerin oğlu. Pelagların atası oldu.

Peleus – Meşhur Yunan kahramanı Akhilleus’un babası. Phthie kralı.

Pelias – İolkos kralı . Poseidon ile Tyro’nun oğlu.

Pelopea – Theste’nin kızı. Kim olduğunu bilmeden babası ile birlikte oldu. Bunu anlayınca kendini öldürdü.

Pelops – Lydia kralı Tantalos’un oğlu. Ganymedes’in babası.

Penat’lar – Romalıların ev Tanrılarına verdikleri ad.

Peneios – Thesselia da akan bir nehrin Tanrısı. Okeanos’un oğlu.

Penelope – Odysseus’un karısı. Telemakhos’un annesi. Kocası Troia harbine gittikten sonra uzun yıllar tek başına yaşadı ancak kocasına hep sadık kaldı.

Penia – Fakirlik Tanrıçası.

Penthesileia – Amazonların kraliçesi.Ares ile Otreranın kızı. Troia savaşı sırasında Akhilleus tarafından öldürüldü.

Pentheus – Thebai kralı. Ekhion ile Kadmos’un kızı Agave’nin oğlu.

Penthos – Keder ve ızdırap Tanrısı.

Peon – Yunan Tanrılarını tedavi eden ünlü mısırlı hekim.

Peparethos – Ariane’in Dionysos’tan olan dört oğlundan biri.

Perdiks – Dedalos’un kızkardeşi.

Pergamos – Anadoluda Bergama şehrinin kahrmanı. Neoptolemos ile Andromakne’nin oğlu.

Periboea – Mağar kralı alkathous’un kızı. Eakos’un oğlu Telemon ile evlendi, Ajaks’ı doğurdu.

Perieres – Eolos’un oğlu.Perseus’un kızı.Gorophone ile evlendi.

Perigoune – Sinis’in kızı.Theseus Sinis’i öldürüp kızı ile birlikte oldu. Bu birliktelikte Melanippos doğdu. Daha sonra Periogoune Deloneus ile evlendi ve İksus’u doğurdu.

Periklymenos– Argonautlardan biri. Neleus’un oğlu. Poseidon bu gence istediği şekle girebilme vasfını vermişti.

Periktyon – Aristo’nun karısı ve meşhur filozof Eflatun’un annesi

Perimele – Admetos ile Alkaste’nin kızı.

Perimelis – Sürülere göcülük eden perilere verilen ad.

Periphas – Atina şehrinin efsanevi kralı. Halkı tarafından çok sevilirdi. Öyleki Zeus bu sevgiyi kızkandı ve onu öldürmeye kalktı ama Apollon babasına engel oldu bunun üzerine Zeus bu kralı bir kartal’a dönüştürdü.

Periphetes – Hephaistos ile Antiklea’nın oğlu olan korkunç dev. Thesseus tarafından öldürüldü.

Peristera – Aphrodite’in yanında dolaşan perilerden biri. Birgün Aphrodite ile Eros çiçek toplama yarışı yaparken Peristera Aphrodite’e yardım ettiği için Eros onu güvercine çevirdi.

Peritanus – Arkadia’lı bir genç Paris Helene’i kaçırdıktan sonra Helen bu gence gönül vermişti. Paris bunu fark edince Arkadia kıyılarını talan etti.

Pero – Neleus ile Khloris’in kızı.Güzelliği ve fazileti ile tanınırdı. Bias ile evlendi.

Persa – Thetys ile Okeanos’un kızı. Güneş ile evlendi.Eetes, Kirke ve Pusiphae’yi doğurdu.

Perseid’ler – Perseus soyundan gelenler.

Perseis – Helios’un karısı

Persophene – Demeter’in kızı. Hades’in karısı.

Perseus – Argos kralı Akrisios’un kızı Danae’nin Zeus‘tan olan oğlu.

Persepolis – Odysseus ile Nausikaa’nın oğlu.

Perses – Titan Krios ile Eurybie’nin oğlu.

Phaeton – Helios’un oğlu.
 
Cevap: Mitoloji Sözlüğü

Phaetusa – Lampetie’nin kızkardeşi. Gençlik Tanrıçası Neera ile Güneş’in kızı.

Phaiak’lar – Skheria adasında oturan halk.

Phaidra – Girit kralı Minos ile Pasiphane’nin kızı. Theseus ile evliydi. Üvey oğlu Hippolytos’a aşık oldu. Delikanlı onu red edince Hippolytos’a iftira etti ve ölümüne neden oldu.

Phalaekos – Ambrakia tiranı. Artemis bir gün onu ava götürüp bir aslan yavrusu gösterdi.Phalaekos yavruyu yakalamaya çaılışırken dişi aslan ortaya çıkıp onu parçaladı.

Phalanthos – Lakonia’ların ünlü kahramanı

Phalanaks – Zeka Tanrıçası tarafından örümceğe çevirilen Arakne’nin kardeşi. Buda silah yapımında Tanrılardan üstün olduğunu iddia ettiği için yılana dönüştürüldü.

Phalaris – Agrigente tiranı. Zeus‘a tapınak yapacağım diye başına topladığı çok kalabalık bir işçi ordusu ile şehrin tiranı oldu. Zulmü ve cımasızlığı ile meşhurdur.

Phaleros – Attika bölgesindeki Phaleros şehrinin kahramanı.Arganautlardan biri.

Phalkes – Temenos’un oğlu. Heraklidlerden biri.

Phaloe – Lykris ırmağının kızı olan bir peri. Buna kanatlı bir ifrit bela olmuştu. Elaatos adında bir delikanlı ifriti öldürdü. Phaloe ile Elaatos’un evlenecekleri gün delikanlı öldü. Peri kzı okadar çok göz yaşı döktüki Tanrılar ona acıyp onu bir çeşmeye dönüştürdüler.

Phantosos – Uyku’nun oğlu. Kayaya, toprağa ırmağa ve cansız varlıklara dönüşebilen bir Tanrı. Çevresi bir sürü yılanlarla çevrilmiştir.

Phaon – Midilli adasında basit bir kayıkçı iken, bir gün ihtiyar bir kadın kılığına girmiş olan Aphrodite’i kim olduğunu bilmeden adadan karşıya Anadoluya geçirmiş ve yaşlı kadının tüm ısrarlarına rağmen ondan para almamış. Bunun üzerine Tanrıça onaalçıdan yapılmış içinde güzel kokulu bir yağ bulunan bir vazo hediye etmiş. Balıkçı güneşten çatlayan cildine bu yağı sürdüğünde çok yakışıklı bir gence dönüşmüş.

Pharmakias – İstanbul boğazında büyükdere’nin ağazında eski bir liman.Rivayete göre Media’yı getiren gemi bu limana sığınmak zorunda kalmış vesihirbaz kadın ilaç dolu sandığı ile buraya ayak basmış.

Phoebe – Uranos ile Gaia’nın kızı. Koios ile evlendi ve Latone ile Asterie’yi doğurdu.

Phebus – Apollon ile Pasiphae’nin kızı,

Phedra – Girit kralı Minos ilePasiphe’nin kızı, Theseus’un karısı. Üvey oğluna aşık oldu fakat ondan karşılık alamadı bunun üzerine ona iftira etti ve ölümüne neden oldu.

Phegeus – Arkadia da Phegeus şehrinin kurucusu ve kralı.

Phoiniks – Habeş diyarında yaşadığı sanılan efsanevi bir kuş.

Pheniks – Argos kralı Amyntor ile Kleobule’nin oğlu. Babasını üzerek annesinin gözüne girmek için babasının çok sevdiği ve hatta bu yüzden annesini ihmal ettiği genç kız ile sevişti.Bunun üzerine babası onun gözlerini oyup saraydan kovdu.

Phenops – Ksanthus ile Thoon’un babası.

Pheomis – Gaia ile Tartaros’un oğlu.

Peraea – Zeus ile Eolos’un kızı. Hekate’nin annesi.

Phidippos – Thessalos’un oğlu Herakles’in torunu.

Phillamon – Aslen trakyalı olan efsanevi şair ve kahin.

Philemon – Bucis’in kocası. Kulübelerinde Zeus‘u misafir ettiler ve bundan dolayı mükafatlandırıldılar.

Philonome – Myktimus’un kızı ve Artemis’in arkadaşı. Ares’ten iki çocuğu oldu bu iki kardeş daha sonradan sırayla Arkadia’ya kral oldular.

Philotis – Romalı bir köle kadın. Zekası ve kurnazlığı ile Roma’yı Gauloi’ların istilasından kurtardı.

Philyra – Okeanos’un kızı. Bir ara Kronos’un metresi oldu.Ondan Kentaur Khiron’u doğurdu.

Phineus – Salymydessos’un efsanevi kralı. Tanrı Apollon ona falcılık öğretmişti.

Phlegethon – Yunanlıların cehennemlerinde akan ırmaklardan biri.

Phlegyas – Lapith’lerin efsanevi kralı. Ares il Khrysa’nın oğlu. İksion ile Koronis’in babası.

Phlias – Dionysos ile Minyas’ın kızı olan Aracthyrea’nın oğlu.

Phobos – İnsana gelen korkunun simgesidir.Phobos bir kadın olup savaşlarda Ares’in yanında bulunurdu.

Phoibe – Leukippos’un iki kızından biri.

Phoiniks – (Phoeniks) Agenor’un oğlu. Europa’nın kardeşi.Zeus tarafından kaçırılan kardeşinin peşinden yollara düştü.

Phokis – Orestes’in amcası.

Pholos – İksion ile Silene’nin oğlu olan bir Kentaur.Herakles’e kafa tutmadığı için onun tarafından saygı gördü.

Phorbas – Lapithes ile Orsinome’nin oğlu olan bir halk kahramanı.

Phorkys – Pontos ile Gaia’nın oğlu. Deniz Tanrılarından biriydi. Kız kardeşi Keto ile evlenmişti.

Phroneus – İnakhos’un oğlu. Argos ilinde ilk insanın o olduğu söyleniyor.

Phosphoros – Sabah yıldızına verilen ad.

Phrikos – Helle’nin kardeşi. Athamas’ın oğlu.

Phrigia – Eski Anadoluda bir bölgenin adı.

Phryne – Efsanevi bir güzelliğe sahip olan bir Yunan fahişesi.Aphrodite heykellerine ilham kaynağı olmuştur.

Phrygios – Miletus krallarından biri.

Phthonos – Haset Tanrıçalarından biri.

Phylios – Etolia’lı bir kahraman. Kyknos adında bir delikanlıya aşık olmuştu. Vefasız sevgilisi için her şeyi yapmasına rağmen ona yaranamadı.

Phyllis – Thrakia kralının kızı. Thesseus’un oğlu Demophon’a aşık olmuştu. Evlenmeye karar verdikleri sırad Demophon geri döneceğine söz vererek şehirden ayrıldı ancak uzun bir süre dönmeyince umutsuzluğa kapılan Phyllis kendini öldürdü.

Piassos – Thesselia krallarından biri Larissa’nın babası.Kızına aşık olmuş ve onunla zorla birlikte olmuştu. Larissa onu bir şarap fıçısında boğarak intikamını aldı.

Pierid’ler – İlham perilerine verilen ad.

Pieros – Pieridlerin babası, Makedon’un oğlu.

Pietas – Acıma duygusunun sembolü.

Pikoloos – Bir dev. Tanrıların devlerle yaptıkları savaşta Kirke adasına kaçmıştı ancak Kirke’nin babası onu öldürdü.

Pikus – Latium kralı Faunus’un babası olan kahin

Pilumunus – Yeni doğan çocukları koruyan Roma Tanrıçası.

Pindos – Makadeon’un oğlu. Kardeşleri tarafından öldürüldü.

Pirene – Asopos’un kızı. Poseidon’un sevgilisiydi.

Pirithous – Thessalia kahramanlarından. Zeus ile Dia’nın oğluHippodamia’dan Polypoetes adında bir oğlu oldu.

Pisa – Elis bölgesinin bir şehri.

Pisidike – Monenia şehrinin kralının kızı.

Pitane – Nehir Tanrısı Euratos’un kızı. Poseidon ile birlikteliklerinden Evadne adında bir çocukları oldu.

Pittheus – Pelops ile Hippodameia’nın oğlu. Çok iyi bir kahin idi.

Pitho – Kandırma ve inandırma Tanrıçası.

Pitys – Çam ağacının sembolü olan bir peri kızı.

Pleiadlar – Atlas ile Pleione’nin yedi kızına verieln ad. Bu kızlar Tanrılar tarafından yıldızlara dönüştürüldüler.

Pleione – Pleiadların anneleri kızları ile birlikte onuda yıldız dönüştürdüler.

Pleisthenes – Atreus’un oğlu. Onu amcası Tyestes yetiştirdi ve daha sonra öz babasını öldürtmeye çalıştı.

Ploutos – Zenginlik servet Tanrısı. Demeter ile İason’un oğlu.

Pluton – Cehennemler Tanrısı Hades’in latince adı.

Podaleirios – Aslepios’un oğlu kahrmanlık devrinin meşhur hekimi.

Podarkes – Priamos’un diğer adı.

Poibos – Apollon’un lakabı

Poine – (Poene) İntikam ve ceza Tanrıçası. Hiddet’in anası olduğu söylenir.

Polhymnie – Dans ilham perisi.

Polias – Athena’nın lakabı

Polites – Priamos ile Hekabe’nin oğlu.Çok hızlı koşardı.

Polluks – Leda’nın oğlu. Kastor’un kardeşi, Diosku’lardan biri.

Poltys – Poseidon’un oğullarından biri.

Polybos – Oidipus’un üvey babası, Khorinthos kralı.

Polbotes – Tanrılarla savaşan devlerden biri. Poseidon tarafından öldürüldü.

Polydamos – Troia kahramanlarından. Panthoos’un oğlu ve Hector’un arkadaşı.

Polydektes – Magnes’in oğlu Seriphos adasının kralı.

Poldeukes – Kastor’un ikiz kardeşi. İki kardeşe Dioskur’lar adı verilir.

Poldoros – Kadmos ile Harmonia’nın oğlu. Nykteus’un kızı ile evlendi, Labdakos adında bir oğlu oldu.

Polydos – Korintoslu meşhur bir kahin.

Polhymnia – Musalardan biri. Şairlere heyecan ilham ederdi.

Polkaste – İkarios’un karısı, Penelope’nin annesi

Polykrite – Naksos adasınınkahramanı olan güzel bir kadın.

Polymede – Auotolykos’un kızı. Aeson’un karısı.Jason’un annesi. Kocası ölüme mahkum edilince kandini astı.

Polyneikes – Eteokles’in kardeşiOidipus ile İokastenin oğlu.

Polyphemos – Poseidon’un oğlu olan korkunç dev.

Polksena – Priamos ile Hekaube’nin kızı.Yunan kahramanlarından Akhileus bu kıza gönül vermişti. Fakat birlikte olamadan her ikiside öldüler.

Polykso – Troia savaşında öldürülen meşhur kahraman Tlepolemus’un karısı.

Polypontea – Hipponoos ile Thrassa’nın kızı. Artemis’in av arkadaşıydı.Aphrodite aşka boyun eğmeyen bu kızı bir erkek ayıya aşık etti. Polypontea’nın bu ayıdan iki oğlu oldu. Orios ve Agrios.

Pomona – Romalıların meyve Tanrıçası.

Pontos – Poseidon’un oğlu, karadenize adını vermişti.

Poros – Bereket Tanrısı. Metis’in oğlu.Penia ile evlendi ve bundan Amour doğdu.Böylece aşkın babası bolluk anası yoksulluk oldu.

Poseidon – Yunanlıların deniz Tanrısına verdikleri ad. Romalılar ona Neptune der.

Pothos – Eros’un yanından hiç ayrılamayn arkadaşlarından biriAşk arzusunun sembolü idi. Aphrodite’in oğlu.

Praksidike – Adalet Tanrıçası sayılıyor ve hiddete kapılanlara sakin olmalarını telkin ediyordu. Babası muhafız Tanrısı Soter idi. İki kızı vardı,Homonoe(Birlik) ve Arete(Fazilet)

Priamos – Troia şehrinin son kralı. Paris ile Hector elli oğlu arasından en tanınmışlarıdır.

Priapos – Bugünkü Lapseki şehrinin Tanrısı. Dionysos ile Aphrodite’in oğlu.

Proitos – Tiryns kralı. Bellerophon Proitos’un sarayına sığınmıştı.

Promakhos – Athena’nın lakabı.

Prokne – Atina kralı Pandion’un kızı.

Prokrustes – Poseidon’un oğlu olduğu söylenen bir haydut.

Proetid’ler – Argos kralı Proetos ileSthenebea’nın kızlarına verilen ad. Bu üç kız kardeş kendilerini Hera’dan daha güzel gördükleri için akılları başlarından alındı.

Proetos – Argos kralı. Abas’ın oğlu, Akrisios’un ikiz kardeşi.

Promakhos – Zeka Tanrıçasının lakabıdır.

Prometheus – Bir titan oğlu, ilk insanı yaratmıştır.

Propoetid’ler – Kıbrıslı Amathonte’nin kızları.Aphrodite’in kudretini inkar ettikleri için Aphrodite tarafından cezalandırıldılar. Tanrıça onları iflah olmaz fahişelere dönüştürdü.

Proteus – Deniz Tanrısı Poseidon ile Phenike’nin oğlu.

Protesailaos – Thessalialı bir yiğit. Troia savaşında karaya çıkan ilk Yunanlıydı, hemen öldürüldü.

Prytaneion – Hestia’nın kutsal ateşinin yakıldığı yer.

Psykhagogos – Hermes’in lakabı. Ölülerin ruhlarını götürücü anlamındadır.

Psykhe – Ruh.Eros’un karısı.

Pygas – Pygmaiosların kraliçesi idi. Kendini Tanrıçalara eş gördüğünden Artemis ile Hera onu turna kuşuna çevirdiler.

Pygmaios – Yunan mitolojisinin efsanevi cüceleri Lillipular. Boyları yarım metreden kısa oldukça cesur insanlardı.

Pygmalion – Kıbrıslı heykeltraş.Yaptığı heykele aşık olmuştu.

Pylades – Orestes’in en yakın dostu. Arkadaşının hayatını kendi hayatından üstün tutmuştur.

Pylios – Hephaisrtos’un oğlu

Pylos – Nestor’un yurdu Messenia da bir liman

Pyramos – Thisbe’nin sevgilisi. Bunların birbirlerine duydukları sevgi çok meşhurdu.

Pyrene – İspanya kralının kızı.Herakles bu güzele gönül vermişti.Birlikteliklerinden bir yılan yavrusu doğdu.

Pyreneos – Phokide kralı ilham perilerine göz koymuştu ancak başarılı olamadı.

Pyrrha – Epimetheus ile Pandora’nın kızı, Deukalion’un karısı.

Pyrrhos – Akhilleus’un oğlu Neoptolemos’un lakabı.

Pythia – Gaipten haberler veren Apollon rahibelerine verilen ad.

Python – Gaia’nın doğurduğu efsanevi yılan. Yüz tane başı, alev kusan yüz tane ağazı vardı. Apollon tarafından öldürüldü.