Malatya Şehit Tanıtımları

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Malatya'da kültür, folklor ve el sanatları

MALATYA'DA KÜLTÜR, FOLKLOR VE EL SANATLARI
KÜLTÜR
Malatya tarih boyunca çeşitli kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Aslantepe, Nemrut Dağı, Fırıncılar Höyük, Bayramtepe Höyük, Ören Höyük, ikinciler Höyük, Aslantaş, Kağköy Kaya Kabartmaları, Levent Vadisi, Ansur ve Kaletepe Höyük görülebilecek arkeolojik alanlardır.
HALK OYUNLARI
Malatya, halay bölgesinde yer alır. Ancak, halay dışında oyunlara da rastlanmaktadır. Diğer illerde yapılan kültür alışverişi sonucu oyun çeşitleri artmıştır. Örneğin, Elazığ'da delilo, Adıyaman'da beşayak, papurinin ise Bitlis'te oynandığı görülür.
Halaylar, davul-zurna eşliğinde oynanır. Yörede halay çekmeye "Dillân Çekme" denilir. Beş kişiyle oynanan halayın başını çeken oyuncuya "halay başı" sonundaki oyuncuya "Pöççü" denilir. Her ikisi de elinde mendil bulundurur.
Çalgı olarak; davul, zurna, kaval başta olmak üzere bağlama, cümbüş ve darbuka çalınmaktadır. Arapgir ilçesinde klarnet daha yaygındır. Diğer taraftan halayların yanısıra toplu oynanan ve törensel bir karakter arzeden semahlar vardır. Malatya ve çevresinde Hızır Semahı, Bozok Semahı, Demdem Semahı, Arguvan Semahı, Kırat Semahı oynanmaktadır. Kına havası olarak bilinen "Yüksek Ayvanlarda Bülbüller Öter" türküsü genç kızlar ve kadınlar tarafından kına yakılırken oynanır.
Malatya'da oynanan oyunlarda giysiler bu yöreyi tamamen yansıtmaz. İlçeler arasında değişik giysilere rastlanır. Genellikle halk oyunlarında, erkekler başlarına "Küm" denilen ak işlemeli "Papak" takarlar, Ancak, zaman zaman oyunlarda erkeklerin başı açıktır.
Bayanlarda başta "Küllük" adı verilen etrafı altın liralarla çevrili fes, fesin üstüne "Pusu" takılır. En üstü ise dolak, ya da yazma bağlanır. "Şalvar", "Üç etek" ve üç eteğin üzerine bernavile denilen önlük giyilir. Bele sarılan renkli şalın kenarına beyaz ve kırmızı renkli mendil takılır. Ayakta ise nakışlı çorap ve siyah renkli yemeni bulunur.
Oyunların başlıcaları şunlardır:
Ağırlama (Grani, Ağır, Ağır Malatya)/Alkışta (Arkuşta, Yarkutta, Halkuşta, Harkuşta)/. Aşırma Halayı / Arapgir Halayı/Bapuri (Papuri, Papori, Pagpuri)/Berde/Başayak Halayı/Çarşı Su Halayı/Cezayir
Oyunu/Çeçer/Dillan/Değirmenci Halayı/Delilo Halayı/ Gelin Halayı (Yüksek Ayvanlarda Bülbüller Öter)/Gerzani Halayı/Gezinti/Güvenk (Kevenkj/Güzeller (Nâri)/Hem Hime (Hımhime)/Heyhat/Hoplama/Halayı/Hoşgeldin/ Karahisar Halayı/Keçike (Koçike), Keçikey, Lorke, (Lorki) Halayı/ Kemaliye Tamzarası/Kırıkhan/Kol
GELENEKSEL GİYİM
Kültürel hayat içerisinde, giyim-kuşam bölgeye yönelik özelliklerle biçimlendirilmiştir. Cumhuriyet dönemiyle beraber erkek kıyafetinde değişmeler olmuş, kadın kıyafeti ise ağır bir gelişim göstererek, sosyal yapıdaki değişmelere ayak uydurarak bir gelişim yaşamıştır. Geleneksel giyimde pamuklu, yünlü dokumalar ağırlık taşımaktadır. Ev tezgahlarında dokunan "Arapgir Kemhası", culfa tezgahlarında dokunan şalvarlıklar, abalar, göyneklikler giyimin ana malzemeleri olmuştur, il merkezine en yakın Yukarı Banazı, Yakınca (Kilayik), Gündüzbey, Barguzu, Yeşilyurt (Çırmıhtı) gibi yörelerde dokunan kalın peştemal, çinko peştemel kadın giyiminde 1975'lere kadar kullanılmıştır. Günümüzde az da olsa devam edegelmektedir. Özetle, geleneksel giyim ve kuşamda mahalli dokumalar, çubuklu keten, keçi kılı kumaşlar kullanılmıştır. Çinko denilen ince dokumalı peştemallıklar, akkaralı, damalı alaca çarşaflar ile pazen, keten ipekliden çıbın, yine peştemal olarak da "Bervanik" yaygın olarak giyimde görülmüştür. " Giyimi tamamlayan bir unsur olarak da işlemeli (Nakışlı) çorap giyilmektedir. Günümüzde ise kıyafetler, günlük çağdaş giyimin özelliklerini yansıtmaktadır.
a) Geleneksel Erkek Giyimi:
Şalvar, gömlek, yelek, belkuşağı, nakışlı çorap, ayakkabı olarak da siyah renkli yemeni yörenin erkek giyimini oluşturur.
b) Kadın Giyimi:
Kadınlar; başa "küllük" denilen ve keçeden yapılmış, çene altından "Sakındırak" adı verilen "fes" giyerler, iple tutturulan fesin üst tepesine "tepelik" adı verilir. Bunun üzerine gümüş veya bakırdan yapılan işlemeli ince bir tabaka yerleştirilir. Bazan tepelik denilen bu bölümün ön kısmına bir sıra altın da dizilir. Tepeliğin üzerine yazma veya siyah beyaz ve mor renkli "poşu" ince bir kasnağa geçirilerek oturtulur. Uçlar, arkadan bağlanır, küllüğün üzerine 1 -1.5 metre ebatlarında beyaz ince tülbentten yapılma "İzar" örterler. Sırt tarafına gelen kısım ise uzun bırakılır ve bel hizasını geçer.
GELENEKSEL EL SANATLARI
Yöreye yönelik el sanatları, günümüzden 25-30 yıl öncesine kadar canlılığını sürdürürken teknolojik gelişmeler ve değişen ihtiyaçlar sonucu unutulmaya, hatta kaybolmaya yüz tutmuştur. Özellikle küçükbaş hayvancılıkla uğraşılan köylerde halı, kilim ve heybe dokumacılığı yapılmaktadır. Yine bazı köylerde geçmişte yaygın olan culfa dokumacılğı ve çarpana dokumacılığı bugün özelliğini kaybetmiştir. Bakırcılık sınırlı olarak sürdürülürken; ahşap oymacılığı, arabacılık, semercilik, yemenicilik gibi iş kolları kalkmıştır. Bunlardan sadece semercilik alanında birkaç usta mesleğini sürdürmeye çalışmaktadır. Kuyumculuk alanında önceleri önemli bir yeri olan Halep işi, Şam işi diye bilinen bilezikler ile hap denilen burmalı inci gerdanlıklar şimdi önemini kaybetmiştir. Ağaç işleri olarak; Malatya konaklarında ahşap oyma süslemeleri ile birlikte diğer ağaç işleri kullanım sahası yaygın bir görünüm arz ediyor. Tahılların saklanıp korunduğu üç bölmeli "Ambar", yemeklerin saklandığı tel dolaplar, içi oyuk yayık olarak kullanılan güğüm, tekneler, yün çıkrıkları, harman savurma makineleri, kaşıklar, yine harman savurma makineleri, kaşıklar, yine harman savurmada kullanılan yaba, ahşap işlemeli kahve ve tahıl havanları, ocak davlumbazları bulunmaktadır. Bugün bunlar önemini yitirmiştir.
Geçmişte yaygın bir fonksiyonu yerine getiren Bakırcılar Çarşısı günümüzde hediyelik eşya yapımına yönelmiştir. Bugün bakırın kullanım alanı yerine porselen, çelik, alimünyum, cam eşyanın yaygınlaştığı görülmektedir.
Daha yakın yıllara kadar teşt, kazan, (don kazanı, bulgur kazanı, kuşgana, cıngırlı kazan), sitil, sini (büyük sini, orta sini, tepsi) çeşitli boyutlarda tas, sehen (tabak), ibrik, eleğeni yapıldığı görülmüştür. Bunlar; Selçuklu, Osmanlı bezekleriyle bezendiği, stilize edilmiş çiçek ve geyik, karaca, kuş motifleriyle süslenmiştir. Çömlek eşyalar olarak kırmızıya çalan topraktan fırınlanarak yapılan su testileri, içi yayvan tavalar, tencereler görülmektedir. Bu meslek dalı da günümüzde tamamen fonksiyonunu yitirmiştir.
Ahşap kalıplar yapılan bez ve kumaş baskıcılığı olarak çit baskıcılığı, perde, sofra bezi, yazmacılık gibi zenaat kolu Malatya ve Arapgir ilçesinde yakın yıllara kadar önemini korumuştur.
Günümüzde sofra bezi baskıcılığı ve özellikle yaşlı kadınların halk oyunları ekiplerindeki bayanların önlük/peştemal olarak kullandıkları ve giyim eşyası olarak yaygınlaştırılmaya çalışılan "bervanik" yapımcılığı bir usta tarafından devam ettirilmektedir. Dokumacılık sahasında gelişmeler geniş bir görünüm arzeder. Halı çeşitlerinin yanı sıra kilim ve cicim dokumacılığını yitirmiştir. Culfa türür dokumalar önemini kaybetmiş, bu tezgahlarda yolluk ve sofralık az da olsa yapılır. Diğer taraftan Yeşilyurt ilçesinde geçmiş yıllarda el tezgahlarında dokunan "cırmıktı" dokuması diye tanınan dokumalar kaba giyside ve yaygı yapımında kullanılmaktadır.
Arapgir ilçeside geçmişte geniş bir iş sahası olarak "Manusa Dokumacılığı" 1100'e varan düz tezgâh ve jakarlı tezgâh çevrenin kumaş ihtiyacını karşılamaktaydı. Bu tezgâhlarda dokunanlar Anadolu'nun birçok yöresine ve kervanlarla Halep'e götürülüp satılmaktaydı.
Malatya dokumacılık ürünleri içerisinde kilim ve halı dokumacılığında Ören, Kürecik, Dirican, Parçikan, Başören, Sinan Köyü halıları ünlüdür. Malatya kilimleri; dikdörtgen yüzeyi çeviren ve Kale burçlarını andıran sularıyla ayırt edilir. Orta bölümlerinde altıgen ve sekizgen madalyonlar bulunur. Kuş ve deve boynu, akrep ayağı, koç boynuzu ve geometrik şekillere rastlanır. Alın yanında kara, kahverengi, bej, lacivert, ak renk sık kullanılır. Kilimlere yörede "Yedi dağ çiçeği" denilmektedir. Dirican kilimleri "Dirican gözü ak kilimi" ve "sandık kilim" olarak tanınır. Sandıklı kilimler ise zemin dikdörtgenler ile bölünmüş, her bölüme sandık adı verilmiştir. Sinan kilimlerinde ise kemer suyu, eşkenar dörtgendir. Kilimin ana deseni güldür.
Cicim dokumaları yapılan Malatya'da dokuma işi yataş tezgahlarda olur. Cicim dokumasında sergi, çuval heybe torba, çoban çantası yapılmaktadır.
Malatya, halılarıyla da ünlü bir kentimizdir. Özellikle Ören, Başören, Dirican, Parçikan, Kürecik halıları adını duyurmuştur. Günümüzde devlet desteği ile açılan ve Halk Eğitim Merkezi'nin köylerde kurduğu tezgâhlarda dokunan halılar geniş bir gelişim göstermektedir. Yörenin ünlü Ören halıları bordürlüdür. Ortada madalyonlar bulunur. En çok koç boynuzu, ejderha pençesi, stilize çiçekler, bitki filizleri gibi bezekler; ak, kara, al ve lacivert renkler olduğu gibi, çözgüsü pamuk olanlar da vardır. Halı ve bu teknikle dokunan ürünler; yan halısı, taban halısı, divan halısı, seccade, halı yastığı çanta, heybe gibi zengin çeşitleriyle bir kullanım sahası yaratmıştır. Malatya halılarının bir dm2'sindeki düğüm sayısı 700 civarındadır. Halıların bazılarının saçakları düz, bazılarının ise örgülüdür. Kullanılan yün geçmiş yıllarda tamamen kök boyalarla boyanırken, günümüzde bu boyama azalmıştır. Yerini hazır boyalar almıştır.
SİVİL MİMARİ
Malatya evlerinde kerpiçten sonra en çok kullanılan "ahşap" malzemelerdir. Duvarları bağlayan hatıllar, iç ve dış doğramalar, döşemeler, tabanlar, pencereler, kapılar, merdivenler, dolaplar tamamen ahşap malzeme ile yapılmıştır. Demir ise sadece kapılarda, pencerelerde ve kapı üstü havalandırmada parmaklık olarak kullanılmıştır.
Malatya evlerinin genellikle konak adı verilen büyük evlerinde "Selamlık Bölümü" bulunur.
Geniş sokak kapısından bu bölüme girilir. Bu bölüm, evin misafir odasıdır ve büyüktür.
Günümüzde geleneksel Malatya evleri hızla yok olmaktadır. Özellikle konaklar sinema caddesindeki "Beşkonaklar" ve diğer mahallelere serpilmiş vaziyettedir, ilçelerde Yeşilyurt ve Arapgir'de bu özellik az da olsa korunmuştur.
MUTFAK KÜLTÜRÜ
Malatya geleneksel evlerinde mutfak ve kiler bulunur. Mutfak genellikle evin kuzeye bakan yönündedir. Kiler ise ya mutfağa bitişik ya da iki katlı evlerde alt katta bir bölümde bulunur. Mutfakta "Kaplık" ya da "terek" denilen raflar içerisinde kaplar bulunur. Mutfak veya kilerin bir tarafından "Aşlık"lar sıralanır. Kilerde yiyecek malzemelerinin yanı sıra kurutmalıklar, fazla eşya, buğday ve bunların elenmesinde kullanılan kalbur ve elek bulunur. Yatakların bulunduğu yüklük bu bölümde yer alır. Ocak mutfağın bulunduğu uygun bir yerde bulunur. Ocağın bir metre üzerinde davlumbaz vardır. Zahire ve kışlık yiyecekler, kilerin serin bir yerinde muhafaza edilir. Turşular ve reçeller bidonlara konularak burada saklanır. Kışlık et kavurması tenekelere basılarak kilerde yerden yarım metre yüksekte bulunan kerevetlerin üzerine sıralanır.
Yemekler, yere serilen sofra bezi üzerinde konulan siniler üzerinde yenilir.
Malatya mutfak kültürü, zengin bir görünüm arzeder ve genellikle bulgur ağırlıklıdır. Özel günlerde yapılan kutlama, tören, çocuk görme, adak adama gibi günlerde yemeklerin çeşitliliği gözlenir. Doğum yapan lohusa kadını görmeye gidildiğinde Kuymak (Herle) götürülür.
Eve misafir geldiğinde, Hıdırıllez haftasında, bir rüya görüldüğünde hayıra çıkması dileğinde ise "Kömbe" yapılır. Ayrıca, Hıdırellez'de "Hızır Kömbesi", "Sehen Kesmesi" gibi yiyecekler yapılarak en az yedi komşuya dağıtılır. Düğünlerde yemek türleri üç ana çeşit üzerinde yoğunlaşmıştır. Bunlar; etli bulgur pilavı, tiritli yemek ve mevsimine göre meyve, cacık ve salatadan oluşur.
Ölü ardından verilen yemekler ise düğünlerdeki yemek çeşitleri gibidir. Buna, "can aşı" veya "kırk yemeği" gibi genel ad verilir.
Bu tür yemeklere ek olarak "un helvası"da yapılır. Yeni bir işe başlama, eve yeni birşey alma, kemer atma gibi durumlarda kömbe yapma ve kurban keserek komşulara dağıtarak geleneği sürdürmektedirler.
Mutfak kültüründe önemli bir yeri ekmek çeşitleri tutar. Bunlar; tandır etmeği, yufka ekmek, kınalı ekmek, taplama ekmeği, bazlama, ekşili ekmek, ballı ekmek, otlu ekmek, pileke, dönderme, taş küllüğü, tutmaç, saç yüzü, yağlı ekmek, saç üstü...
Çorbalar; mercimek çorbası, kavurmalı erişte-bulgur çorbası, tarhana çorbası, kara çorba, pıtpıtı çorbası, gendime çorbası, kulak çorbası, döğme çorbası, pirinç çorbası, ayali çorba, pirpirim çorbası, kelle-paça çorbası, ekşili çorba, keşli çorba, gurut çorbası, aşure çorbası, malhıta çorbası vb. sayılabilir.
Köfteler; Malatya mutfağında önemli bir yer tutar. Ana malzeme bulgurdur. Malatya'da 70'den fazla köfte çeşidi olduğu bilinmektedir. Bazılarının isimleri şöyledir:
Analı-kızlı, içli köfte, sumaklı ekşili köfte, sıkmalı köfte, elmalı köfte, kurşungeçmez köftesi, gilgirikli köfte, ciğer köftesi, haşhaşlı top köfte, kel köfte, ıspanaklı dolma köfte, patatesli içli köfte, kabaklı çimdik köfte, yumru köfte, yumurtalı sıkma köfte, yoğurtlu balkabağı köftesi, etli çiğ köfte, çiğleme, mercimekli çiğ köfte, keloğlan köftesi, yavandan patlıcanlı köfte sayılabilir.
Sarma ve dolmalar: Dut yaprağı, kabak, pazı, zeytinyağılı marul sarmaları, asma yaprağı sarması, kiraz yaprağı, fasulye yaprağı sarması, pancar yaprağı sarması, soğan dolması, kabak çiçeği dolması sayılabilir.
Et ve sebze ağırlıklı Yemekler: Et tiridi, kabuk aşı, buğulama, sac kavurması, tiritli patates, tiritli fasulye, patlıcan dövmesi, boranı imam bayıldı, pancar kavurması ve sebzeli yemek çeşitleri sayılabilir.
Reçeller-Şuruplar-Turşular: Elma, ayva, kabak, çilek, erik, gül vb. gibi türlerden reçel yapılır. Yine üzümden kızılcık, vişne, erik, gül gibi türlerden şuruplar hazırlanır. Ayrıca; biber, salatalık, domates gibi sebzelerden turşu yapılır. Tatlı olarak dut helvası, üzüm pestili, köpük pestili, üzüm sucuğu, pekmez, çir kavurması, peynir tatlısı, deli kız baklavası, kaymaklı kayısı tatlısı, Arapgir'in peynir helvası, Halbur tatlısı, dolma tatlısı, sütlaç ve çiğdemli sütlaç sayılabilir.
NOT : Mahalli yemekler bölümünde daha geniş bilgiye ulaşabilirsiniz.
 
Malatya'nın doğal kaynakları

MALATYA'NIN DOĞAL KAYNAKLARI
MEVCUT DURUM
İlin doğal kaynaklarının bilinmesi tarımsal ve kırsal kalkınma potansiyellerinin ve kısıtlarının tanımlanması bakımından önemlidir. Doğal kaynaklar, yenilenebilir kaynaklar ve yenilenemez kaynaklardan oluşmaktadır. Her iki kaynak da sürdürülebilir biçimde kullanılmalı, tarım ve tarım dışı kullanımlara uygunluğu ve kayıplarıyla ilgili tehlikeler açısından dikkatli olunmalıdır. Bu bölümde Malatya’da bulunan ana doğal kaynakların kısa tanımlamaları, mevcut durumları ve kullanımlarıyla ilişkili potansiyel tehlikeler verilmektedir. İlimizde ekonomik değeri olan maden yatakları aşağıda belirtilmiştir.
Metalik Madenler*
a) Malatya, Hekimhan , Hasançelebi Maden Yatağı:
Hasançelebi’nin hemen yakınında başlayarak batıya doğru uzanan manyetitli skapolit Fels formasyonu 19 km²’lik bir alanı kapsamaktadır. Cevher yatağının yeknesak ve homojen olmaması nedeniyle yatağın durumunu ortaya koymak için toplam ilerlemesi 35270,68 metre olan 148 adet istikşaf ve rezerv sondajı yapılmıştır. Ayrıca mevcut cevher rezervini ve teknolojik testler için numune almak amacıyla toplam metrajı 1360 metre olan 5 adet galeri açılmıştır. İşletmenin hangi derinliğe kadar inilebileceğini saptamak amacıyla toplam metrajı 2 961 m olan 11 adet Hidro jeoloji sondajı yapılmıştır.
Yapılan bu çalışmalar sonucunda, cevherli zumun jeolojik yönden dört farklı yapıya sahip olduğu anlaşılmıştır.
A zonlu ort. % 31,54 Fe304 tenörde 259 milyon ton
B “ % 18,89 “ “ 342,8 “ “
C “ % 9,29 “ “ 421 “ “
D “ % 2,91 “ “ 392 “ “
A+B+C+D = 1.414 milyon ton tenör %14 Fe304’dür.

Hasançelebi demir yataklarının ortalama tenörünün düşük olması nedeniyle doğrudan yüksek fırına verilmektedir. Bunun için cevherin zenginleştirilmesi gerekmektedir.
b) Malatya, Hekimhan, Karakuz Demir Yatağı
Demir yatağı madeni Malatya ili Hekimhan ilçesinin 17 km kuzeybatısında yer almaktadır. Sahada ilk çalışmalara 1936 yılında başlanmıştır. Sahada çalışmalar günümüze kadar değişik yıllarda etüt ve sondajlı aramalar şeklinde yürütülmüştür. Sahada toplam metrajı 9194,45 m. olan 33 adet sondaj yapılmıştır. Cevher minerali hematit ve manyetitten ibarettir. Bu çalışmalar sonucunda;
%54 demir tenörlü 1.300.000 ton
%40 demir tenörlü 13 400 000 ton rezerv hesaplanmıştır.
c) Malatya, Hekimhan, Deveci Demir Madeni Yatağı:
Demir madeni yatağı Malatya’nın Hekimhan ilçesi Deveci yöresinde yer almaktadır. Sahada iki tip cevher yer almaktadır.Primer cevher, siderit; seconder cevher ise limonit, hematittir. Sahada değişik yıllarda etüt ve sondajlı aramalar yapılmıştır. Sahada toplam ilerlemesi 11.525.35 m olan 69 adet sondaj yapılmıştır.Bu çalışmalar sonucunda;

%50 demir tenörlü 13.400.000 ton hematit rezervi
%37 demir tenörlü 60.000.000 ton siderit rezervi

d) Malatya, Hekimhan, Şırzı (Boğazgören) Demir Yatağı:
Saha Malatya , Hekimhan Şırzı köyü civarında yer almaktadır.Genellikle hematit, az miktarda manyetitten oluşan cevherleşme vardır. Sahada detay etüt ve sondajlar yapılmıştır. Toplam metrajı 219.15 m olan üç adet sondaj yapılmıştır.Bu çalışmalar sonucunda ortalama tenörü %49 demir olan 276.000 ton cevher bulunmuştur.
e) Malatya , Yeşilyurt, Cafana KurşunÇinko Yatağı:
Çalışma alanı Malatya’nın Yeşilyurt ilçesi, Görgü (Cafana) köyünün 9 km kuzey doğusunda yer almaktadır. Sahada toplam derinliği 377.40 m olan üç adet sondaj yapılmıştır.Cevheri oluşturan esas minareler simitsonit, galen ve sfalerit minareleridir. Sahadaki çalışmalar jeofizik sondajlı çalışmalardır.Bu çalışmalar sonucunda ;%1229 Zn (çinko) tenörlü 153.000 ton rezerv tespit edilmiştir.

f) Malatya, Kuluncak Yöresi Krom Yatağı:
Saha Malatya’nın Kuluncak ilçesi, Bıcır mevkiinde olup, sahada yapılan araştırmalarda % 4248 Cr203 tenörlü 320.000 ton kromit bulunmaktadır.

Endüstriyel Ham Maddeler
Malatya, Pütürge Profillit yatağı: Profillit yatağı Malatya’nın Pütürge İlçesi Babik köyü civarında yer almaktadır. Sabit genleşme özelliği, ısı duyarlılığı ve ısı iletkenliği cevherin kullanım alanını artırmaktadır. Profilit, refrakter gereç yapımı, seramik sanayi, boya, kağıt, cam, tekstil ve plastik sanayinde kullanılmaktadır.
Sahada etüt ve sondajlı aramalar yapılmıştır. Toplam ilerlemesi 195.65 m olan 5 sondaj yapılmıştır. Yörede özel sektöre ve MTA adına ruhsatlı sahalar bulunmaktadır. Özel sektör sahalarında üretim yapılmakta ÇİMSA fabrikalarına gönderilmektedir.
DOĞAL KAYNAK (MADEN) REZERVLERİNİN İL EKONOMİSİNE KATKISI
İlimiz maden potansiyeli açısından önemlidir. Türkiye’nin büyük rezervli demir ve profillit yatakları ilimiz sınırları içerisinde bulunmaktadır. Ülkemizin bilinen ve işletilen tek profillit yatağı Pütürge ilçesindedir. Hekimhan yöresinde Hasançelebi, Deveci ve Karakuz yatakları olmak üzere 3 adet önemli demir yatağı bulunmaktadır. Bu bölgedeki yataklar düşük tenörlü olup, Türkiye demir rezervinin %36.8’ini içermektedir. Günümüz koşullarında teknolojik sorunlar nedeniyle işletilemeyen yaklaşık 1 milyar ton rezerve sahip Hasançelebi yatağı, teknolojinin bugünden yarına inanılmaz değişimi ve gelişimi düşünüldüğünde, ileriki yıllarda değerlendirilebilecek büyük bir potansiyel olarak durmaktadır.
İlimiz doğal kaynaklarının toplam değeri (yaklaşık) 9 milyar 66 milyon $ olarak hesaplanmıştır. Bu toplam değerin 8 milyar 900 milyon $’lık kısmı Hekimhan çevresindeki demir cevherlerinin toplam değeridir. İlimizin 2. derecede önemli doğal kaynağı olan profillit 100 milyon $ değerindedir. Diğer kaynaklar (krom, bakır, asbest ve kömür) 66 milyon $ değerindedir.
İlimiz sınırları içerisinde 60 farklı lokasyonda 17 çeşit maden oluşumu mevcuttur. Bunların içerisinde büyük rezervli yataklar azdır. Büyük çoğunluğu küçük madencilik faaliyetleri ile işletilip, ekonomiye kazandırılacak türdendir. Bu küçük maden oluşumlarının bir kısmı özel sektör tarafından işletilmektedir. 2002 yılı verilerine göre ilimizde 22 farklı sahada özel sektör ve devlet sektörüne ait işletme ruhsatı bulunmaktadır. İşletme ruhsat sayısı ilimizin maden potansiyeline göre azdır.

(Malatya İli Doğal Kaynak Rezervleri ve Bunların Ekonomiye Katkıları): İlimizde ekonomik olarak işletilebilen madenlerin rezerv, tenör kalite, işletilebilirlik durumları ve yaklaşık parasal değerlerini içermektedir.
Tablo37 (İlimizin Potansiyel Doğal Kaynak Rezervleri): İlimizde günümüz koşullarında işletmeye elverişli olmayan, ileride ekonomik olabilecek yataklarla ilgili bilgileri içermektedir.
MADENİN CİNSİ YERİ TENÖR VE KALİTE REZERV ÜRETİM DEĞER ($)
Krom DarendeKuluncak %40 Cr2O3 320.000 ton Bilfer şirketi tarafından zaman zaman üretim yapılmaktadır. 30 milyon
Bakır PütürgePoluşağı %412 5.000 ton
(Muh) Özel şirket tarafından zaman zaman üretim yapılmaktadır. 5 milyon
Asbest YeşilyurtGündüzbey Lif yüzdesi düşük
Lif uzunluğu çok değişik 230.000 ton
(Muh) Zaman zaman üretim yapılmaktadır. 30 milyon
Pirofillit Pütürge %69 SiO2
%19.08 Al2O3
%0.6 Fe2O3
%.16 CaO 5.215.584 ton
(Gör+
Muh) Poltaş Madencilik tarafından yılda yaklaşık 2000 ton üretim yapılmaktadır. 100 milyon
Demir (Manyetit) HekimhanHasançelebi %52 Fe eşdeğeri 270 milyon ton
(Gör+
Muh) Etüt, sondaj ve fizibilite çalışmaları bitirilerek TDÇİ’ne devredilmiştir. Hasançelebi demir cevherinin düşük tenöründen dolayı zenginleştirme ve peletleme yapılması gerektiğinden şu anda sahada üretim yapılmamaktadır. 6 milyar
Demir (Siderit) HekimhanDeveci %3742 Fe 86 milyon ton
(Gör+
Muh) Fizibilite çalışmaları tamamlanarak TDÇİ’ne devredilmiştir. Sahada siderit seviyesine ulaşıldığından üretim yapılmaktadır. 2 milyar
Demir (Hematit) HekimhanDeveci %50 Fe 13.400.000 ton (Gör+Muh) Fizibilite çalışmaları tamamlanarak TDÇİ’ne devredilmiştir. Sahada üretim yapılmaktadır. 300 milyon Demir (Hematit Manyetit) HekimhanKarakuz %54.3 Fe %4045 Fe 1.300.000 ton 13.400.000 ton
(Gör+Muh) Yatak işletilmiştir. 1.500.000 ton cevher üretilmiştir. Fizibilite çalışmaları tamamlanarak TDÇİ’ne devredilmiştir. Sahada üretim yapılmamaktadır. 100 milyon Demir (Hematit Manyetit) HekimhanŞırzı %49 Fe 2.760.000 ton (Gör+Muh) Etüt ve sondaj çalışmaları tamamlanmıştır. Sahada üretim yapılmamaktadır. 500 milyon Kömür ArguvanParçikan %22.78 Su %35.44 Kül 2175 Kcal/Kg AID 30.000.000 ton (Muh) Sahada üretim yapılmaktadır. 1 milyon Kaynak: MTA. Bölge Müdürlüğü

MADENİN CİNSİ İLÇE BUCAK KÖY VE MEVKİİ TENÖR VE KALİTE REZERVLER DİĞER BİLGİLER
Alüminyum (Boksit) Doğanşehir Merkez Melefdere Ky. Ancakali madeni, Körtigöre madeni 38.73 Al2O3
6.6 SiO2
%21.64 Fe2O3 140.000 ton Muh Kaynaklar teknik ve ekonomik nedenlerle günümüzde kullanılamamakla birlikte ileriki yıllarda değerlendirilebilecek kaynaklardır.
Bakır Pütürge Sevik yaylası
“ Pütürge Poluşağı
Demir Kuluncak AlvarDamlı Madentepe %15 Fe3O4 9 milyon ton Muh
“ Kuluncak Düşüksöğüt, Kızılokboynu %15 Fe3O4 26.000.000 ton Muh
“ Doğanşehir Eskiköy %2255 Fe 225.000 ton Muh
“ Doğanşehir Fenktepe 5.000 ton Muh
“ Doğanşehir Polatlı, Çavuşlu, Bıçakçı %3555 Fe 225.000 ton Muh
“ Hekimhan Mağara, Kırmızı, Fenk Tepe %1115 Fe 233 milyon ton
Gör+ Muh
“ Hekimhan Kuluncak Karatepe %1015 Fe 42 milyon ton
Gör+ Muh
“ Hasançelebi %52 Fe Eşdeğeri 380 milyon ton Muh
“ Hasançelebi Sivritepe Mağaratepe %15 Fe 173.000 ton Muh
“ Hasançelebi Şırzı köyü %49 Fe
%3.44 SiO2
%5 Mn
%0.09 TiO2 278.000 ton Muh
Tablo 37. Devam
MADENİN CİNSİ İLÇE BUCAK KÖY VE MEVKİİ TENÖR VE KALİTE REZERVLER DİĞER BİLGİLER
Demir Pütürge Yamacısağir %25 Fe
%9.5 SiO2 10.500.000 ton Muh Kaynaklar teknik ve ekonomik nedenlerle günümüzde kullanılamamakla birlikte ileriki yıllarda değerlendirilebilecek kaynaklardır.
“ Hekimhan Karakuz Doğusu %14.5 Fe3O4 371.681.382 ton Muh
“ Doğanşehir Polat Köyünün Karlık Mevkii
“ Doğanşehir Sürgü Ketizman %30.8 Fe
1.400.000 ton Muh
“ Doğanşehir Sürgü Çakçak Tepe %42 Fe
4.200.000 ton Muh
“ Doğanşehir Sürgü Çakçak Karataşdere 2.500.000 ton Muh
“ Doğanşehir Sürgü Çakçak Çeştepe %39.7 Fe
5.400.000 ton Muh
“ Doğanşehir Sürgü Çakçak
Kurtdeliği Sırtı %43 Fe
1.900.000 ton Muh
“ Doğanşehir Sürgü Murata Kelhalil Elmalı Erikli %2550 Fe 18.000 ton Muh
“ Doğanşehir Sürgü Sürgü civarında İyi cins cevher:
%45.78 Fe
%10.71 SiO2
%0.11 S
%0.3 As
%0.12 P 3.000.000 ton Muh

MADENİN CİNSİ İLÇE BUCAK KÖY VE MEVKİİ TENÖR VE KALİTE REZERVLER DİĞER BİLGİLER
Demir Arapgir Aktaş Köyü %13.84 Fe
%47.37 30m kalınlığında ve 400m uzunluğunda hematit seviyesi Kaynaklar teknik ve ekonomik nedenlerle günümüzde kullanılamamakla birlikte ileriki yıllarda değerlendirilebilecek kaynaklardır.
Krom Kuluncak Bıcır Köyü
Çakır Ocağı %40 Cr2O3
200.000 ton Muh
“ Kuluncak Bıcır Köyü
Gül Ocağı %40 Cr2O3
120.000 ton Muh
“ Kuluncak Hapislik Dere Mvk. %40 Cr2O3
“ Hekimhan Merkez Yayladam Köyü
“ Hekimhan Merkez Çayköy Çakırçukuru Tepe Mvk.
“ Merkez Tavşantepe civarı
“ Hekimhan Merkez Güvenç Köyü civarı
“ Hekimhan Merkez Karaahmet Köyü
“ Hekimhan Merkez Kesikköprü istasyon civarı %40 Cr2O3 den az
Alçıtaşı Hekimhan Ağharman %33 CaO
%4050 SO3
%115 SiO2 Kalınlık: 100m
MADENİN CİNSİ İLÇE BUCAK KÖY VE MEVKİİ TENÖR VE KALİTE REZERVLER DİĞER BİLGİLER
Asbest Yeşilyurt Gündüzbey Köyü Lif yüzdesi düşük, lif uzunluğu değişken 429.000 ton Muh

Kaynaklar teknik ve ekonomik nedenlerle günümüzde kullanılamamakla birlikte ileriki yıllarda değerlendirilebilecek kaynaklardır.
Bentonit Darıca
“ Arapgir
“ Arguvan Karahöyük
“ Arguvan Mineyik
“ Merkez Tenci
“ Arguvan Kiltepe
Ditsen Pütürge Lar
Dolomit Hekimhan Zorbehan %21 MgO 122 milyon ton Muh
Fluorit Kuluncak Başören köyü Aşılıkpınar civarı %1452 CaF2
%1220 SiO2
Fosfat Doğanşehir Bıçakçı %3.75 P2O5 Kalınlık:
0.5 2m
Granat Pütürge Ersele
Sillimanit Pütürge Lar
Vermikülit Kuluncak %35 Vermikülit 6 milyon ton Muh
Kömür (Linyit) Merkez Eskimalatya Hatunsuyu %27 Su, %52 Kül
550 Kcal/Kg AID 1 milyon ton Muh
Kömür (Linyit) Yazıhan Karacaköy
MADENİN CİNSİ İLÇE BUCAK KÖY VE MEVKİİ TENÖR VE KALİTE REZERVLER DİĞER BİLGİLER
Kömür (Linyit) Hekimhan
Kurşunlu Üç numunenin analiz ortalaması:
Su:%33
Kül:%39
Aşağı kalori değeri:1065Kcal/Kg Kaynaklar teknik ve ekonomik nedenlerle günümüzde kullanılamamakla birlikte ileriki yıllarda değerlendirilebilecek kaynaklardır.
“ Hekimhan Kurşunlu Ören mezrası Mvk. Su:%30.58
Kül:%52.55
Aşağı kalori değeri:1593Kcal/Kg (Tek numunede)
Toryum Kuluncak Başören U30g=%116
Ti2O2=%510.2 Zuhur
Tuğla Kiremit Merkez İl yakın civarı 7080 milyon ton jeolojik
İçmece Suyu Darende
Balaban Balaban İçmecesi Sıcaklık: 130 C
PH: 5.00 Debi:=0.1lt/sn İyileştirme çalışmaları yapıldığı takdirde çok daha verimli kullanılabilecek kaynaklardır.
İçmece Suyu Doğanşehir Harapşehir İçmecesi Sıcaklık: 12.50 C
PH: 5.00 Debi:=0.07lt/sn
MADENİN CİNSİ İLÇE BUCAK KÖY VE MEVKİİ TENÖR VE KALİTE REZERVLER DİĞER BİLGİLER
Kaplıca Suyu İspendere Aşağı İspendere Kaplıcası Sıcaklık: 290 C
PH: 6.20
Radyoaktivite:
8 Eman
Toplam mineralizasyon: 2940.1mg/lt Debi:=3 lt/sn İyileştirme çalışmaları yapıldığı takdirde çok daha verimli kullanılabilecek kaynaklardır.
Kaplıca Suyu Hekimhan Kuluncak Kaplıcası
Maden Suyu Merkez Ortaköy Rötükan Maden Suyu Sıcaklık: 140 C
PH: 6.20
Radyoaktivite:
9.1 Eman
Toplam mineralizasyon: 3684.9mg/lt
Kaynak: MTA Orta Anadolu IV. Bölge Müdürlüğü, Malatya Maden Envanteri (2002)

MALATYA İLİ SU, TOPRAK VE HİDROELEKTRİK ENERJİ KAYNAKLARI
DSİ tarafından Malatya ilinde etüdü yapılan arazi miktarı 175 653 ha olup bu etütlere göre ekonomik olarak sulanabilir arazi miktarı 135868 ha’ dır. Ekonomik olarak sulanabilir arazinin 61 254 ha.ı bugüne kadar işletmeye açılarak sulama yapılmaktadır. 50.864 ha.sulanabilir arazinin inşaatları devam etmektedir.İnşaatları tamamlandıkça hizmete açılacaktır.23 747 ha. lık sulanacak arazinin kesin proje ve planlama aşamasında çalışmaları sürdürülmektedir.
Malatya ili genelinde sulama şebekesinden istifade etmeyen yörelerde sulama yapılmadığı için elde edilen gelir çok düşüktür. Yetiştirilen ürünlerde de fazla çeşitlilik yoktur. Yetiştirilen ürünlerin verimleri oldukça düşüktür. Bu yörelerde nispi avantajı yüksek olan ve yöreye has bir meyve olan kayısıya yeterince yer verilmemektedir. Bu susuz yörelerde daha çok tahıl üretimi yapılmaktadır. Meyvecilik ikinci planda yer almaktadır.
Malatya ilinde susuz tarımdan sulu tarıma geçmekle mevcut ürünlerin verimleri artacak;yeterli su olmadığı için yetiştirilemeyen veya çok az yetiştirilen nispi avantajı yüksek ürünler (kayısı gibi) yetiştirilecektir. Yem bitkilerinin üretimi artacak , buna bağlı olarak hayvancılık gelişecektir. Köylülerin gelir düzeyi artacağı için makineli tarım önem kazanacak bitki koruma , suni gübre kullanımı vb. ürün verimi ve kalitesini artırıcı uygulamalara geçilebilecektir.Bu sulamalar neticesinde önemli ihraç kaynağı olan kayısıcılık daha da gelişecektir.
Malatya’daki tarıma elverişli toprak kaynakları genelde su kaynaklarının alt kotunda oluşu nedeniyle sulama projeleri ekonomik yönden çok verimli olmaktadır. Projeler büyük ölçüde cazibeli sulama sistemi kapsamında olup çok az sayıda terfili sulama sistemi bulunmaktadır.

MALATYA’DA İŞLETMEYE AÇILAN SULAMA PROJELERİ
a) Çat Projesi

Malatya il merkezi ve Yeşilyurt ilçesi ile Battalgazi ilçeleri arazilerini sulayan ve 1940 yılında hizmete giren Derme Sulaması mevcuttur.Bu sulamanın kaynağı tamamen 1997 yılında Malatya içme suyuna alındığından aynı yıl hizmete giren Çat Barajı kaynağı ile mevcut sulama korunmuş; buraya ilaveten 4 134 ha. Malatya Sivas karayolu civarındaki araziler ile 10500 ha. Çerkezyazısı sulama kapsamına alınmıştır. Bu kısmın inşaatı devam etmektedir. Çat projesi ile Derme ovasında 4786 adet bahçe , 35 adet bağ , 1817 adet hububatlık tarla , 544 adet fidanlık ve 218 adet kavaklık olmak üzere 7 854 adet arazi sahibi mevcut olup bunların tümünün arazisi korunarak gelirleri artırılmıştır. Yine bu proje ile yeni sulamaya açılacak Kuyulu , Görgü , Çayır , Kuşdoğan , Karanlıkdere , Örnekköy , Karapınar , Yaka , Pınarlıgeçit ,Yağmurlu , Hatunsuyu ve Büldüm mezrasına ait arazilerde sulu tarıma geçmekle gelirler artacak ve azalan nüfus tekrar çoğalmaya başlayacaktır. Bu proje ile toplam 21464 ha. arazi sulanacaktır.
b) Şahnahan Sulaması:
Bu sulamanın kaynağı Şahnahan regülatörü ve Medik Barajıdır. Bu proje ile Dilek , Şahnahan , Başpınar , Hilen , Sütlüce , Alişar , Mahmutlu , Hasırcı , Kemerköprü , ve Battalgazi ilçelerine ait 1105 ha.lık arazi sulanmaktadır. Sulama sahasında % 46 meyve bahçesi , % 29 hububat, % 9 şeker pancarı , % 5 sebze , % 4 fidan ve % 7 diğer bitkiler yetiştirilmektedir.
c) Yazıhan Sulaması :

Bu sulama 1975 yılında hizmete açılmış olup su kaynağı Medik Barajıdır. Bereketli, Kömüşhan , Pirinçli , Sürür , Tecirli , Eğribük ve Sinanlı köylerine ait 96921 ha arazi sulanmaktadır.
d) Sultansuyu Sulaması:
Bu sulama 1994 yılında hizmete açılmış olup su kaynağı Sultansuyu Barajı ve Suçatı regülatörüdür. Çığlık , Satırobası , Çömlekobası , Suçatı , Dedeköy Altınlı , Gülpınar , Hara , Yağmurlu , Çatyol , Aksaray , Aşağıörükçü , Şıhlar köylerine ait 18035 ha arazi sulanmaktadır.

e) Doğanşehir – Akçadağ Sulaması:
Bu sulama 1971 yılında hizmete açılmış olup su kaynağı Sürgü Barajıdır. 9350 ha.lık Doğanşehir ve Akçadağ ilçelerine ait araziler sulanmaktadır.
f) Polat Sulaması:
Bu sulama 1991 yılında hizmete açılmış olup su kaynağı Polat Barajıdır. 2534 ha.lık Mızgı Ovası Fındık köyü ve Polat kasabasına ait araziler sulanmaktadır.

İNŞA HALİNDEKİ PROJELER
a) Çat Projesi:
Bu projenin 7000 ha. kısmı işletmeye açılmış olup 14434 ha. kısmın inşaatı devam etmektedir. Bu projeye ait baraj inşaatı ve 10682 m.lik isale tüneli tamamlanmış olup ödeneksizlik yüzünden sulama şebekesi inşaatı uzun yıllara sarkmaktadır.

b) Kuruçay Projesi:
Bu projeye ait Boztepe Barajının 1997 yılında ihalesi yapılarak inşaatı devam etmektedir. Yazıhan ilçesi, Fethiye, Hamidiye , Kiprikonağı , Yukarıtenci , Zeynepoğlu, Mısırdere , Keleşoğlu ve Karaca köylerine ait 11560 ha. arazi sulanacaktır.

c) Kapıkaya Projesi:
Bu projeye ait Kapıkaya Barajı inşaatı devam etmektedir. Bu proje ile merkeze bağlı Şişman köyü ve Kale ilçesine ait 3662 ha. arazi sulanacaktır.
d) Yoncalı Projesi:
Bu projeye ait baraj inşaatı devam etmektedir.Bu proje ile Arguvan ilçesi Kömürlük , Güngören , Kızık , Eymür , Akören , Bozan , Yeniköy , Kuyudere , Asmaca ve Karahöyük köylerine ait 12045 ha. arazi sulanacaktır.
f) Darende – Gökpınar Projesi:
İnşaatı devam etmektedir. Bu proje ile 6061 ha.lık Darende ilçesi Yeniköy Başdirek Ovası , Balaban , Gedikağzı , Yenice ve Sakızlı köylerine ait araziler sulanacaktır.Yine bu proje ile yılda 88,6 GWH enerji üretilecektir.
g) Sultansuyu Projesi Arkıkebir Sulaması:
Sultansuyu Projesi muhteviyatında bulunan 2250 ha’lık TİGEM ve Çatyol köyüne ait araziler sulanacaktır. İnşaatı devam etmektedir.
h) Göletler:

Hekimhan Güzelyurt Göleti ile 312 ha, Darende Sofular Göleti ile 464 ha, Arapgir Göleti ile 32 ha arazi sulanacaktır. Ayrıca Yoncalı , Kuruçay ve Kapıkaya projelerinin hizmete eş zamanlı girmesi için Yoncalı Barajı isale tüneli ve sulama şebekesi Boztepe Barajı sulama şebekesi ve Kapıkaya Barajı sulama şebekesinin ihale edilmesi gerekmektedir.
PLANLAMA AŞAMASINDAKİ PROJELER
a) Malatya Aliağa Projesi:

Bu projeyle Arguvan ilçesine bağlı İsaköy, Zengolar Bahçeli, Morhamam, Gümüşlü; Yazıhan ilçesine bağlı Ambarcık , Çiylik , Bozburun , Küseyin ve Karababa köylerine ait 16000 ha arazi sulanacaktır.
b) Arapgir Deregezen Göleti ve Sulaması:
Arapgir ilçesi Deregezen köyüne ait 223 ha arazi sulanacaktır.

c) Kuluncak – Karaçayır Göleti ve Sulaması:
Karaçayır ve Karabük köylerine ait 870 ha arazi sulanacaktır.
KESİNLİK AŞAMASINA GELMİŞ PROJE

Malatya Yarımcahan Projesi Karakaya Baraj Gölünden pompajla su alınarak Kuluşağı , Karakaşçiftliği, Yarımcahan , Karaköy , Örtülü , Kadıçayırı ve Çolakoğlu köylerine ait 7524 ha. arazi sulanacaktır.
Bu projeler tamamlandığında Malatya’nın sulanabilir arazilerinin % 80’ i sulanır hale getirilerek dünyada birçok ilde olmayan hedef yakalanmış olacaktır.
Malatya ili genelinde 1700 adet derin su kuyuları açılarak yer altı suyundan istifade edilip tarım yapılmaktadır.

MALATYA’DA HİDROELEKTRİK ENERJİ
Malatya ilindeki doğal kaynaklardan hidroelektrik enerji elde etmek için bazı projeler geliştirilmiştir. Buna göre toplam 331,6 MW ‘lık potansiyelin Kernek HES 0,8 MW , Derme HES 4,5 MW ve Tohma HES in 11 MW olmak üzere toplam 16,3 MW ‘ı işletmeye açılmıştır. 2003 yılı haziran ayında Darende Hacılar HES 13,5 MW’lık gücünde işletmesi yapılmaya başlanılacaktır. 17 MW’lık Keklicek HES yatırım programında olup 284,8 MW’lık kısmınınsa etüt planlama çalışmaları devam etmektedir. Su potansiyelleri boşa akan bu enerji projelerinin bir an evvel üretime geçmesiyle milli gelire önemli kaynak sağlanacaktır.
Ön incelemeleri tamamlanan Tohma master planı kapsamında bulunan bu proje ile Tohma suyunun hidroelektrik potansiyelinin yapılabilirlik yönü incelenmiştir. Neticede bu projeler hayata geçtiğinde Kaynarca Barajı ile yılda 128 GWh , Yazköy Barajı ile 129 GWh , Çatalbahçe Barajı ile 157 GWh ve Elkit (Karakaya) Barajı ile 117 GWh enerji elde edilecektir.

SU, TOPRAK VE HİDROELEKTRİK ENERJİ KAYNAKLARININ İL EKONOMİSİNE KATKILARI
Tablo 38. Ön inceleme (İstikşaf) ve Master Planı Tamamlanan Projeler ve Ekonomiye Katkıları (2003 Yılı Fiyatları İle)
Projenin Adı Sulayacağı Alan (ha.) Milli Gelire Katkısı
Aliağa Projesi 16 000 52,206 Trilyon TL/yıl
Arapgir Deregezen Göleti 223 794 Milyon TL/yıl
Kuluncak Karaçayır Göleti 870 3,10 Trilyon TL/yıl
Kaynak: DSİ 92. Şube Müdürlüğü (2002)
Tablo 39. Planlaması Tamamlanan Projeler ve Milli Ekonomiye Katkıları
Projenin Adı Sulayacağı Alan (ha.) Milli Gelire Katkısı
Yarımcahan Projesi 7 524 26,761 Trilyon TL/yıl
Kaynak: DSİ 92. Şube Müdürlüğü (2002)
Tablo 40. İnşa Halinde Olan Projeler ve Milli Ekonomiye Katkıları
Projenin Adı Sulayacağı Alan (ha.) Milli Gelire Katkısı
Derme ve Çerkezyazı Sulama Projesi 14 481
(Toplam Sulama Sahası 21464) 34,717 Trilyon TL/yıl
Yoncalı Projesi 12 045 42,829 Trilyon TL/yıl
MalatyaDarende (Gökpınar) Projesi 6 061 21,553 Trilyon TL/yıl
Kapıkaya Projesi 3 662 13,025 Trilyon TL/yıl
Kuruçay Projesi 11 560 37,719 Trilyon TL/yıl
SultansuyuArkıkebir Projesi 2 250 8 Trilyon TL/yıl
HekimhanGüzelyurt Göleti ve Sulaması 312 1,106 Trilyon TL/yıl
DarendeSofular Göleti ve Sulaması 464 1,652 Trilyon TL/yıl
Arapgir Göleti ve Sulaması 32 286 Milyar TL/yıl
Kaynak: DSİ 92. Şube Müdürlüğü (2002)
Tablo 41. Malatya’da İşletmeye Açılan Sulama Tesisleri ve Ekonomiye Katkıları
Projenin Adı Sulayacağı Alan (ha.) Milli Gelire Katkısı
Derme Sulaması 6 700 16,782 Trilyon TL/yıl
Şahnahan Sulaması (A B C) 11 075 26,551 Trilyon TL/yıl
Yazıhan Sulaması 9 692 31,623 Trilyon TL/yıl
Sultansuyu Sulaması 10 755 35,083 Trilyon TL/yıl
Suçatı Sulaması 6 370 22,690 Trilyon TL/yıl
Akçadağ Sulaması 9 350 33,304 Trilyon TL/yıl
Oba Köyleri Pompaj Sulaması 910 3,241 Trilyon TL/yıl
Doğanşehir Sulaması 2 243 7,989 Trilyon TL/yıl
Polat Sulaması 2 534 9,026 Trilyon TL/yıl
Erkenek Sulaması 1 050 3,740 Trilyon TL/yıl
Başharık Sulaması 200 712,4 Milyar TL/yıl
Akçadağ Öğretmen Okulu Sulaması 1 976 1,335 Trilyon TL/yıl
Kaynak: DSİ 92. Şube Müdürlüğü

Tablo 42. Etüt Programında Yer Alan veya İleriki Yıllarda Ele Alınacak Olan Hidroelektrik Projeleri
Projenin Adı Kurulu Gücü Yıllık Üreteceği Enerji Milli Gelire Katkısı
Çatalbahçe HES projesi 58,5 MW 157 Gwh/yıl 11,775 Trilyon TL/yıl
Denizbağ HES projesi 25,5 MW 143 Gwh/yıl 10,725 Trilyon TL/yıl
Yazıhan –I HES projesi 9,4 MW 53 Gwh/yıl 3.975 Trilyon TL/yıl
Yazıhan II HES projesi 7,2 MW 40 Gwh/yıl 3,000 Trilyon TL/yıl
Kesikköprü HES projesi 62 MW 355 Gwh/yıl 26,625 Trilyon TL/yıl
Sarsap HES projesi 15,2 MW 133 Gwh/yıl 9,975 Trilyon TL/yıl
Elkit (Karakaya) HES projesi 29,4 MW 117 Gwh/yıl 8,775 Trilyon TL/yıl
Kaynarca HES projesi 35,7 MW 128 Gwh/yıl 9,600 Trilyon TL/yıl
Yazıköy HES projesi 41,9 MW 129 Gwh/yıl 9,675 Trilyon TL/yıl
Kaynak: DSİ 92. Şube Müdürlüğü (2002)


Tablo 43. Planlanmış ve Kesinleşmiş Projeler (Yatırım programında olan)
Projenin Adı Kurulu Gücü Yıllık Üreteceği Enerji Milli Gelire Katkısı
Keklicek HES projesi (YİD) 17 MW 42,2 Gwh/yıl 3,165 Trilyon TL/yıl
Kaynak: DSİ 92. Şube Müdürlüğü (2002)


Tablo 44. 2003 Yılında İşletmeye Açılacak Olan Proje

Projenin Adı Kurulu Gücü Yıllık Üreteceği Enerji Milli Gelire Katkısı
Hacılar HES projesi 13,5 MW 88 Gwh/yıl 6,6 Trilyon TL/yıl
Kaynak: DSİ 92. Şube Müdürlüğü(2002)

İşletmede Olan Projeler
Projenin Adı Kurulu Gücü Yıllık Üreteceği Enerji Milli Gelire Katkısı
Kernek HES projesi 0,8 MW 3 Gwh/yıl 225 Milyar TL/yıl
Derme HES projesi 4,5 MW 10 Gwh/yıl 750 Milyar TL/yıl
Tohma HES projesi (YİD) 11 MW 63 Gwh/yıl 4,725 Trilyon TL/yıl
Kaynak: DSİ 92. Şube Müdürlüğü (2002)

Malatya’nın Hidroelektrik ve Termik Santral Enerji Toplamı
Projenin Adı Kurulu Gücü (MW) Güç Toplamı
(MW) Yıllık Üreteceği Enerji GWh/yıl Yıllık Üreteceği EnerjiToplamı GWh/yıl
İşletmede Olan Yapılacak Olan İşletmede Olan Yapıla cak Olan
İşletmede Olan Termik Santraller
İl Hidroelektrik Enerji Toplamı 16,3 315,3 331,6 76 1 385,2 1 461,2
Kaynak: DSİ 92. Şube Müdürlüğü (2002)

MALATYA İLİ ORMAN VARLIĞI
Malatya ili yüz ölçümünün %12’sini orman ve fundalık alanlar oluşturmaktadır. Ormanlar Meşe, Çam, Ardıç Kayın, Kavak, Gürgen, ve Köknar’dan meydana gelmiştir.
İl toprakları içerisinde genel ormanlık alanlar toplamı 149.128 hektar olup bu alan içerisinde %10.4 ‘lük alan ormanlık saha olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu %10.4’lük ormanlık sahanın ağırlıklı olarak %8.7’si baltalık orman ve kalan %1.7’lik kısmı da koru orman özelliği taşımaktadır.
Ülkemiz ormanlarının % 0.5’i ve Doğu Anadolu ormanlarının da %6.3’ü Malatya’da bulunmaktadır.
Malatya’nın orman alanlarının ilçelere göre dağılımı tablo 47’de verilmiştir.
Tablo 47. Malatya’nın Orman Alanlarının İlçelere Göre Dağılımı;
İLÇE ADI ORMANLIK ALAN (HA)
Akçadağ 8 012
Arapgir 6 412
Arguvan 10 595
Battalgazi 690
Darende 548
Doğanşehir 16 229
Doğanyol 2 750
Hekimhan 23 620
Kale 1 331
Kuluncak 5 696
Pütürge 52 439
Yazıhan 3 260
Yeşilyurt 6 687
Merkez ilçe 10 859
İL TOPLAMI 149 128
Kaynak: Malatya İl Çevre ve Orman Müdürlüğü (2003)

İlimizde kişi başına düşen orman alanı Türkiye ortalamasının altındadır.
Fırat Havzası başta olmak üzere ilimizde bulunan diğer su havzalarının, baraj göllerinin ve göletlerin erozyon ve taşkınlarla dolmasını engellemek için gerekli ağaçlandırma ve erozyon kontrolü yeterli değildir.Toprak erozyonunun en önemli nedeni yanlış arazi kullanımı ve toprağı tutan yeşil dokunun ortadan kaldırılması veya azaltılmasıdır. Yöredeki barajların ömürlerini uzatmak için yapılacak ağaçlandırma çalışmalarına özel önem verilmelidir.
Ağaçlandırma ağırlıklı erozyon kontrolü çalışmalarında başarılı olabilmek için kullanılacak türlerin isabetli seçilmesi gerekir. Öncelikle meşe olmak üzere doğal türlerin seçimine öncelik verilmesi gerekir. Yabancı tür kullanılacaksa mutlaka tür ve orjin denemelerinden yararlanılması gerekir.
 
Malatya kayısısı

MALATYA KAYISISI
Kayısının Tarihçesi;

Tarihi kaynaklara göre Türkistan, Orta Asya ve Batı Çin’i içerisine alan çok geniş bir bölgenin kayısının ana vatanı olduğu sanılmaktadır. Günümüzden 5000 yıl gibi çok uzun bir zaman önce kayısı bu bölgede bilinmekte ve tarımı yapılmaktaydı. Büyük İskender’in seferleri sırasında kayısı M.Ö. IV’yy’da Anadolu’ya getirilmiş yetişmesi için uygun iklim ve toprakları Anadolu’da bulunduğundan Anadolu kayısının ikinci vatanı olmuştur. M.Ö. I. Yy’da Roma ve Pers savaşları sırasında Ermeni tüccarlar tarafından önce İtalya’ya sonra da Yunanistan’a götürülmüştür. İtalya ve Yunanistan’dan diğer Avrupa ülkelerine geçişi uzun yıllar almış 13. Yy’da İspanya ve İngiltere, 17. Yy’da da Fransa ve Amerika’ya da götürülmüştür.
ayısı, coğrafik olarak dünyanın hemen hemen her yerine dağılmış olsa da daha çok Akdeniz’e yakın olan ülkelerde Avrupa, Orta Asya, Amerika ve Afrika kıtalarına yayılmış ve burada yetişme alanları bulmuştur. Dünya yaş kayısı üretiminde Türkiye birinci sıradadır. Türkiye’yi İspanya, İtalya, birleşik devletler topluluğu, İran Fransa, Yunanistan ve ABD izlemektedir. Bu birinci grup ülkelerin yaş kayısı üretimleri 100 bin tonun üzerindedir. Birinci gruba Fas, Pakistan, Suriye, Çin, Güney Afrika, Macaristan, eski Yugoslavya, Romanya, Avustralya, takip etmektedir.
Dünya yaş kayısı üretiminin yaklaşık % 10-15’inin yapıldığı Türkiye’de 6 kayısı bölgesi bulunmaktadır. Bu bölgeler;
Malatya, Elazığ, Erzincan bölgesi
Kars, Iğdır bölgesi
Akdeniz (Mersin, Mut, Antakya) bölgesi
Marmara Bölgesi
Ege Bölgesi
İç Anadolu Bölgesi
Bu bölgeler içerisinde Malatya, Elazığ, Erzincan bölgesi dışındaki bölgelerin üretimleri sofralık tüketime yöneliktir. Birinci bölgedeki kayısıların çoğunluğu kurutulmakta ve bu bölge dünya kuru kayısı üretiminin yaklaşık % 85-90’ını karşılamaktadır.

KAYISI BAHÇESİ TESİSİ
Giriş
Kayısı, derin, iyi geçirgen, iyi havalanan, sıcak ve besin maddelerince zengin, kumlu, tınlı, humuslu toprakları seven bir meyvedir. Ağaçlar kuvvetli, büyük, yayvan taç teşkil eder. 8-10 metreye kadar boylanabilir. Kışı soğuk, yazı sıcak iklimlerin meyvesidir. Yaz aylarında nem oranının düşük olması meyvelerin kalitesi için önemlidir. Kayısılar taze, kurutulmuş veya meyve suyu olarak bütün yıl boyunca tüketilebilen meyvelerdendir. Kayısı yetiştiriciliği uzun vadeli ve pahalı bir yatırımdır. Bu sebeple bahçe kurarken çok iyi planlama yapılmalıdır. Yapılacak hata, toprak, para ve emek israfıdır. Bu nedenle, bahçeler kurulmadan önce Tarım Kuruluşlarıyla sıkı işbirliği yapılarak, çalışmalara başlanılmalıdır.
Bahçe Yerinin Seçimi
-İlkbaharın geç donlarından etkilendiği için ova ve çukur yerlerden ziyade yamaç ve sırtlar tercih edilmelidir
-Güney, güneydoğu ve güneybatı yönlerine dikilmelidir.
-Irmak kenarlarından, soğuk havaların toplandığı veya sis çöken çukur yerlerden kaçınılmalıdır.
-Kayısı, ağır ve çok nemli killi topraklar hariç olmak üzere derin, geçirgen, iyi havalanan, sıcak ve besin maddelerince zengin, ince dokulu, tınlı veya tınlı-kireçli, humuslu topraklarda en iyi şekilde yetişir.
Dikime Hazırlık
Kayısı bahçesi tesis edilecek arazi ilkbaharda krizma edilerek veya derince birkaç kez alt üst etmek suretiyle işlenir, toprak sonbahara kadar dinlenmeye bırakılır. İmkanlar elverirse arazi tesviye edilmelidir. Yamaç araziler, arazinin meyil durumuna göre teraslama yapıldıktan sonra bahçe tesisi yapılmalıdır. Ağır topraklarda dönüme 2-3 ton kadar çiftlik gübresi serpilip sürümle toprağa karıştırılmalıdır.
Dikim Şekilleri
Bahçe tesis edilecek yerin şekli, arazinin meyili, ara ziraatı yapılıp yapılmayacağı gibi durumlar göz önüne alınarak dikim şekillerinden biri tatbik edilir. Ayrıca, toprağın verimlilik derecesi, sulama imkanları ve dikilecek kayısı çeşidine göre aralık verilir.
Kare Şeklinde Dikim
En çok kullanılan dikim şeklidir. Bu usulde dikilen ağaçların sıralar arası ve sıra üzeri mesafeler birbirine eşittir. Bu mesafeler 10x10 veya 12x12 metre olarak uygulanmalıdır. Uygulamada ilk sıra, tarla kenarından itibaren bir aralık boyunun yarısı kadar içeriden işaretlenir. Bir aralık boyu 10 m. bırakılacaksa tarla kenarından 5 m. içeriden ilk işaretleme yeri tespit edilir.
Dikdörtgen Şeklinde Dikim
Bu şekilde dikim ara ziraatı yapılmak istenildiğinde tercih edilir. Dikdörtgen şeklinde tesis edilen bahçelerde sıralar arasındaki mesafeler, sıra üzeri mesafelerden daha fazladır. Bu mesafeler toprağın yapısına göre değişmekle beraber ortalama sıra arası 12 m. sıra üzeri 10 m. olarak tesis edilir.
Üçgen Şeklinde Dikim
Üçgen şeklindeki dikim, meyilli ve yamaç araziler için uygundur. Bu usulde bahçe tesis etmek için fidanlar eşkenar üçgenin köşelerine dikilir. Köşeler arasındaki mesafe 8 veya 10 m. olmalıdır.
Fidan Seçimi
-Tercih edilen çeşit ismine doğru olmalıdır.
-Sertifikalı fidanlar dikilmelidir. Bu, ağacın hastalıksız olması için gereklidir.
-Fidanlar bir yaşında olmalıdır.
-Gövde pişkin ve düzgün, gözler iyi teşekkül etmiş olmalıdır.
-Aşı yeri kapanmış, kökleri bol saçak köklü olmalı ve bu saçak kökler dağılmış bulunmalıdır.
-Gövde ve kökler yaralı, bereli olmamalıdır.
-Hastalık ve zararlılardan arındırılmış olmalıdır.
Dikim Zamanı
-Kış soğuklarının fazla olmadığı yerlerde sonbahar dikimi yapılmalıdır. Çünkü;
a)Toprak ve iklim dikime daha uygundur.
b)Kış yağışlarından istifade edip, tutma oranı yüksektir.
c)Erken gelişme sağlanır.
-Mevsim uygun değil, soğuklar fazla ise ilkbahar dikimi yapılmalıdır.
Fidanın Dikilmesi
-Fidan dikilecek çukurlar, sonbaharda yağışlardan önce açılmalı ve havalanması sağlanmalıdır.
-Çukurlar 60 cm. genişliğinde ve 60 cm. derinliğinde olmalıdır.
-Çukurlar açılmadan önce toprak işlenir. Toprak hazırlığı bittikten sonra dikim şekline göre işaretlenir ve işaret yerlerine çakılan kazıkların yerlerinde kalmasına dikkat edilir.
-Dikilecek fidanların çukurları açılırken üstten çıkan toprak bir tarafa, alttan çıkan başka bir tarafa yığılarak birbirine karışmaması sağlanır.
-Dikim yapılmadan önce fidanlara mutlaka dikim budaması yapılmalıdır.
-Dikim budaması, kök ve sürgün budaması şeklinde uygulanır.
-Kök budamasında köklerdeki yara yerleri beyaz ve sağlam dokular meydana çıkıncaya kadar kesilir. Çürük, kırık, bereli yerler ayıklanır. Bir biri üzerine binmiş kökler temizlenir.
-Sürgün budamasında gövde üzerindeki yan dalların tümü dipten kesilir. Fidanın durumuna göre de 80-120 cm. den çoban sopası gibi meyilli olarak kesilir.
-Dikim için ilk olarak fidanın dikileceği yerin 15 cm. kadar uzağına ve çukurun işlenmemiş olan toprak kısmına sonradan fidana destek olacak bir herek dikilir.
-Dikim esnasında dikim tahtası kullanılmalıdır.
-Herek dikildikten sonra çukurun dibine (çukurun üst yüzünden alınmış toprağa 1/3 oranında yanmış çiftlik gübresi karıştırılarak hazırlanan) harçla bir tümsek yapılır. Fidan bu tümsek üzerine yerleştirilir. Üzerine çukurun üst kısmına ait olan gübreli toprak konur. Toprak iyice kökler arasına sıkıştırılır. Çukurun dibinden çıkan diğer toprakla da çukur tamamıyla doldurulur ve bu esnada ayakla hafifçe bastırılır. Dikim tahtası kaldırılıp, fidanın etrafında bir sulama çanağı teşkil edilir. Dikimden hemen sonra bolca can suyu verilir. Çanağın üzerine taze gübre serilerek toprakla kapatılır ve bu suretle kuruması önlenmiş olur.
Dikimde dikkat edilecek en önemli husus;
Aşı yerinin toprak hizasından 2-3 parmak yukarıda bulunacak şekilde dikim yapılmasıdır.
KAYISI BAHÇESİ BAKIMI
Meyvecilikte devamlı ve kaliteli mahsul alınabilmesi için bahçe bakımlarının tekniğine uygun olarak yapılması gerekir. Kayısı ağacı, yaz aylarında gelecek yılın tomurcuklarını teşekkül ettirmeye başlar. Normal bakım işlerinin yapılmaması, bir sonraki yılın ürününüolumsuz etkilemektedir. Bu nedenle şartlar ne olursa olsun ağacın sağlığı, bahçenin ömrünün uzun, ürünün bol,kaliteli ve sürekli olması için tüm bakım işlemleri tekniğine uygun olarak tam ve zamanında yapılmalıdır.
Toprak İşleme
-Sonbaharda yaprak dökümünden sonra bahçe yüzeysel olarak kültüvatör veya küçük bahçe pulluğu ile sürülür.Sürüm imkanı yoksa bel ile işlenir.
-İlkbaharda meyveler fındık büyüklüğüne geldiğinde ve yabancı otların çoğunluğunun çıktığı,yağışların bol olduğu dönemde (Mayıs) sıra araları yine aynı şekilde sürülür ve sulama çanakları ile karıklar hazırlanır.
-Toprak işleme zamanı çok önemli olup,erken toprak işlenmesi yani tam çiçeklenme dönemi sürüm yapılması çiçek ve meyve dökülmesine neden olur.
-Toprak işlenirken ağacın gövdesine ve köklerine zarar verilmemesi için sürüm yüzeysel yapılmalıdır.
-İlkbaharda toprak işlemesi mutlaka, muhtemel don tarihlerinden sonra yapılmalıdır. Çünkü toprak işlemesi yapılmış bahçelerde don zararı, işlenmemiş bahçelerdeki zararaoranla daha fazla olmaktadır.
Budama
-Çoban sopası haline getirilerek (Tepesi 110-120 cm. yükseklikten vurulmuş olarak) dikilen fidanlar,Haziran-Temmuz aylarında 4-5 sürgün bırakılıp diğer sürgünler dipten kesilir.
-İlk dal toprak seviyesinden 50-60 cm. yükseklikte bırakılmalı,bırakılan dallar ayrı yönlerde,geniş açılı ve birbirinden 15-20 cm. mesafede bulunmalıdır.
-Hasat,mücadele ve bakım işlerinin kolay olması için ağaç mümkün olduğu kadar alçaktan taçlandırılmalıdır.Yüksek taçlı kayısı ağaçları güneş yanıklığına maruz kalmaktadır.
-Sis ve saoğuk havanın toplandığı taban arazilerde,dereve çay kenarlarında tesis edilecek bahçeler yüksek (70-80 cm) taçlandırılmalıdır.
-İlk 2-3 yılda şekil budaması yapılarak şeklini almış ağaçlarda ilerleyen yıllarda budama pek fazla yapılmaz.
-Şiddetli budamalarda ağaç zamk çıkarır ve gelişemez.Bu yüzden sonbaharda ilaçlama öncesi yapraklar dökülmeden önce kuru dalların ve üst üste gelen gereksiz dalların ayıklanması en uygun budama şeklidir.
-Budamadan sonra yara yerleri mutlaka aşı macunu ile kapatılmalıdır.Budama yapılırken tırnak bırakmadan dipten kesmeye dikkat edilmelidir.
Sulama
-Toprak yapısına,yağış durumuna göre değişmekle beraber yaz içerisinde Malatya bölgesinde 3-5 defa sulama yapılmalıdır.Bu sulamaların zamanları;

  • Birinci sulama çağala devresinde,
  • İkinci sulama hasattan 15 gün önce,
  • Üçüncü sulama hasattan hemen sonra,
  • Dördüncü sulama Ağustos ayında,
  • Beşinci sulama Eylül ayında yapılmalıdır.
-Ağacın sağlığı için suyun ağaç gövdesine değmemesine dikkat edilmelidir.
-Sulama sabahın erken saatlerinde veya akşam,gece yapılmalıdır.
-Suyun dengesiz verilmesi meyvelerde çatlamalara,dökülmelere ve kalite bozukluğuna yol açar.Ağır topraklarda suyun göllenip,zamklaşma ve kök çürüklüğü gibi hastalıklara yo açmaması için sulama suyunun kontrollü verilmesi gereklidir.
-Ağacın kök boğazı çevresine 50 cm kadar yarıçaplı küçük bir çanak,ağaç tacı izdüşümü genişliğinde ikinci bir çanak açılır ve su bu iki çanağın arasına verilir.
Gübreleme
-En uygun gübreleme toprak ve yaprak analizi sonucu elde edilen bilgilere göre yapılan gübrelemedir.Bu nedenle 2-3 yılda bir toprak tahlili yapılmalıdır.
-2-3 yılda bir sonbahardadekara 2-3 ton yanmış çiftlik gübresi (Hayvan Gübresi) verilmelidir. Çünkü hayvan gübresi toprağın havalanmasını,su tutmasını ve topraktaki küçük canlıların faaliyetlerini olumlu yönde etkiler ve toprağın verimliliğini artırır. Gübrenin yanmış olması özellikle gereklidir. Gübre verildikten sonra toprağa karıştırılmalıdır.
-Ticari gübre kullanımı da yine analiz sonucuna göre eksik bitki besin maddelerinin karşılanması amacıyla yapılmalıdır.
-Azotlu gübre kullanımında kullanılacak gübre miktarının yarısı Şubat-Mart aylarında,diğer yarısı da Mayıs-Haziran aylarında verilmeli,kullanılan gübre tırmık veya çapa ile toprağa hafifçe karıştırılmalıdır.
-Fosforlu gübreler erken ilkbahar veya sonbaharda verilmeli,ağaç taç izdüşümündeki daire çevresine 15-20 cm. derinlikte ve 15-20 cm. genişliğinde açılacak hendeğe verilmeli ve üzeri kapatılmalıdır.
Malatya’da En Çok Yetiştirilen Bazı Kayısı Çeşitleri ve Özellikleri
Malatya’da üretilen kayısı çeşitlerinin başında Hacıhaliloğlu çeşidi gelir. Malatya’da üretilen kayısının % 90’ına yakını bu çeşitten yapılmaktadır. Son yıllarda Kabaaşı, Soğancı çeşitlerinin de yaygınlaştığı görülmektedir.

Ayrıca Hasanbey, Çöloğlu, Çataloğlu, Şekerpare, Yeğen, Hacıkız, Paşamişmişi ve Turfanda diğer önemli Malatya kayısılarındandır. Bu çeşitlerden Hacıhaliloğlu, Kabaaşı, Soğancı ve Çataloğlu kurutmalığa elverişli, diğerleri ise sofralık çeşitlerdir. Kurutmalık çeşitleri diğerlerinden ayıran en önemli özellik, kuru madde oranlarının yüksek oluşudur. Bu çeşitlerde kurumadde oranı % 24-30 arasında değişmektedir. Diğerlerinde bu oran genellikle % 18-20’ye çıkmaktadır.
Kurutmalık çeşitlerden Hacıhaliloğlu, Soğancı, Çataloğlu ve Kabaaşı orta irilikte meyve oluşturmaktadır.
Kayısı çekirdeği kabuk ve içten meydana gelmiştir. Meyve ağırlığının % 12’sini oluşturur. Çekirdek içi bileşim olarak Glikozit, Amigdalin, Nişasta, Yağ ve benzeri maddelerden meydana gelmiştir. Acı çekirdek ilaç ve kozmetik sanayiinde; tatlı çekirdek ise gıda sanayiinde kullanılmaktadır. Çekirdek içi (tohum) alındıktan sonra, geriye kalan kabuk yakacak olarak kullanılmaktadır.
Kayısının Besin Değeri ve İnsan Sağlığına Yararları
Kayısı ihtiva organik ve anorganik maddeler vasıtasıyla insan sağlığına olumlu etkilere sahip bir meyvedir. Kayısı yüksek miktarda şeker, nişasta, protein, pektin, pektoz selüloz, organik maddeler, vitamin A.B.B2, C,E,P, PP, Folik asit, az miktarda K20, C03, P205, CO, daha az miktarda Na20, Ca0, mg0, Fe03, C1 ve eseri miktarda Zn, A1 ve eseri miktarda Zn, A1 ve Cu içermektedir. Kayısı minerallerden potasyum ve vitaminlerden B karoten yönünden çok zengindir. Vitamin A vücudu ve organları saran epitel doku ve gözün sağlığı, kemiklerin ve dişlerin gelişimi ile sağlığı, kemiklerin ve dişlerin gelişimi ile sağlığı, endokrin bezlerinin çalışması için elzemdir. 200-250 gram kayısı diyeti yeteri kadar yağ içeriyorsa günlük vitamin A tüketiminin 1/3’ünü karşılayabilir. Ayrıca kayısının sodyumca fakir, potasyumca zengin oluşu bazı özel diyetlerin düzenlenmesinde yardımcı olabilir. Sodyum ve potasyum vücut sıvılarının kozmatik basıncı ve asit baz dengesi için gereklidir. Vücutta sodyum birikimi ödemlere yolaçar. Potasyum yetersizliğinde glikojen yetersizliği görülür. Kayısı Sodyumun kısıtlanmış diyetlerde mesela konjestif kalp yetmezliğinde, böbrek hastalıklarında, asit toplanması gereken hepatit sirozda ve uzun süre kartikosteroit tedavi gören kişilerde kolaylıkla kullanılabilir.

Kayısıdan elde edilen ürünler

  • Minimal işlenmiş kayısı
  • Dondurulmuş kayısı
  • Kayısı konservesi, pulpu ve nektarı
  • Kayısı meşrubatları, kayısı pulp konsantresi
  • Kayısı jöle, reçel, marmelatı ve kreması
  • Yeşil kayısı turşusu ve kayısı pestili
  • Toz ve kuru kayısı (çir, gün kurusu ve patik)
  • Kıyılmış ve doğranmış kuru kayısı ürünleri
  • Ekstruzyon kayısı mamulatı ve kayısı şekerlemeleri
  • Kayısı ekstraktı ve esansı
  • Kayısı pasta, kek, dondurma ve gofret türü mamulatı
Kayısı Hasadı, Kurutulması ve Pazarlaması
1. Hasat: Kayısı ağaçlarında en uygun hasat elle toplama şeklinde olup, meyvelerin zarar görmemesi ve bir olgunlukta toplanmasını sağlar.
Silkeleyerek hasatta, ağaç altına branda serilse bile meyvelerin zedelenmesini ve aynı olgunlukta toplanması sağlanamaz. Çırparak hasatta yukarıda anılan zarara ilaveten dalların ve meyve gözlerinin büyük ölçüde zarar görmesine yol açar. Son zamanlarda yurt dışından ithal edilerek Malatya’da geliştirilen örümcek ağı görünümünde olan brandaya silkelemek suretiyle meyvelerin zarar görmesinin önlenmesi yanında işgücü ve zaman tasarrufu da sağlanmıştır.
2. Kurutma: Kuruma süresini kısaltmak, tabii rengi korumak, böceklenmeyi önlemek ve muhafaza süresini artırmak gayesiyle yapılan kükürtleyerek kurutma, toplam üretimin % 80’inden daha fazlasını oluşturmaktadır. Doğrudan toprağa, betona ve bez sergilere serilerek tabii olarak kurutulan ürünler, toplam üretimin yaklaşık % 10’unu oluşturmaktadır.
3. Pazarlama: Malatya nüfusunun % 60’ının geçim kaynağını oluşturan kayısının % 95’i ihraç edilmekte olup, bu ülkelerin başında ABD ile Avrupa başta gelmektedir. Dünyada üretilen kuru kayısının % 65-80’ini Malatya kayısısı teşkil eder.
Kayısıcılığın Problemleri ve Islah Çalışmaları
Malatya kayısıcılığındaki sorunlar; Kültürel uygulamalar, teknolojik imkanlar, muhafaza, pazarlama, nakliye ve ihracat alanında görülmektedir.
Yetiştiricilikte en önemli problem ilkbahar geç donlarıdır. Konunun en kesin çözümü yapılacak ıslah çalışmalarıyla dona dayanıklı çeşitlerin elde edilmesi olacaktır. Ayrıca kaliteli ve bol meyve elde etmek için sulama, gübreleme vb. kültürel uygulamalara azami dikkat edilmesi gerekir.
Teknolojik problemler ise hasar sırasında meydana gelen zedelenmeler, kükürtleme işleminin kontrolsüz şartlarda yapılması sebebiyle standardizasyonun sağlanmaması sayılabilir. Bunun için kükürtleme ve kurutma tekniklerinin geliştirilmesi gerekir. Kayısıların muhafazası, tasnifi, ilenmesi, ambalajlanması, taşınması ve ihracatında da çok düzensizlikler bulunmaktadır. Standardizasyona gerekli önemin verilmesinin yanı sıra reklam geliştirme faaliyetleri ile kuru kayısı ihracatındaki dar boğazlar aşılabilecektir.
MALATYA TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ’NCE KAYISININ PAZARLAMA SORUNLARI KONUSUNDA YAPILAN ÇALIŞMALAR
2002 Yılında yapılan çalışmalarla kayısının yaş olarak pazarlanması, pazarlamadaki sorunlara büyük ölçüde çözüm olmuş, İhracatçı Firmalarla olan diyaloglarla 2003 yılında daha fazla miktarda yaş kayısının pazarlanmasıyla bu sorunun büyük ölçüde giderilmesi cihetine gidilmektedir.

Kuru kayısı ihracatında yaşanan en büyük problem ise kayısıdaki kükürt oranının yüksekliği olup, bu konuda 2003 yılında yapılması programlanan çalışmalar şunlardır;

  • Doğru Kükürtleme konusunda yayım çalışmaları,
  • Broşür – Afiş - Liflet hazırlanması ve üretim sezonundan önce çiftçilere dağıtımının sağlanması,
  • Eğitici TV programlarının düzenlenmesi,
  • Kükürtleme konusunda Panel düzenlenmesi,
  • Pilot bölgeler belirlenerek, ihracatçılarında katılacağı üretici toplantıları düzenlenmesi,
  • AB normlarına uygun, düşük kükürtlü kuru kayısıların alıcılar tarafından tercih edileceğinin ve daha yüksek fiyatla alınacağının ihracatçı firmalarla beraber hazırlanacak deklarasyonlarla ilan edilmesi.
 
Cevap: Malatya Şehit Tanıtımları

bi malatyalı olarak gurur duydum okuyunca bunları.emeği geçen meleğe çok teşekür ederim....:e112::e112::e112::e112: