kuran çok eşlilik ayeti

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Kayıtsız Üye
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
K

Kayıtsız Üye

Forum Okuru
kuran çok eşlilik ayeti
Kuranda çok eşlilikle ilgili inen ayet hangisidir bu ayette ne deniyor ?
 
Sayın misafirimiz,
Bahsettiğiniz ayet Nisa Suresi 3. ayettir. Şöyle ki;

Nisa 2: Yetimlere mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Bunu yapmak gerçekten büyük bir vebaldir.

Nisa 3: Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla yetinin. İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur.

Bu ayetin açıklamasını da uzman bir ağızdan İÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Ali Duman'dan alalım;



Dört kadınla evlenme konusu üzerine yapılan araştırmalar ve Kur’an-ı Kerim’de bu konuyla ilgili olan Nisa suresinin 3. ayeti ile ilgili yorumlar, İslâm’da çok eşliliğin ne emir ne de tavsiye olduğunu söylüyor. Bu sadece zorunlu şartlar altında tanınan bir ruhsattır.

Açıklamak gerekirse; Nisa suresinin 3. ayeti şöyledir:

“Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır”.

Kur’an’ın nazil olduğu dönemde bu ayet, bir erkeğin dörde kadar kadınla evlenebileceği şeklinde anlaşıldı. Fakat, Kur’an’ın nazil olduğu dönemdeki toplumda kadının konumu ve durumu ile evlilik kurumu incelendiğinde, istisnalar dışında, kadınların genellikle erkek için zevk vasıtası olarak görüldüğü, evliliğin kadın istismarına yol açacak derecede sınırsız olduğu görülmektedir. Cahiliye döneminde var olan evlilik çeşitlerini bir hadiste Hz. Aişe şöyle saymaktadır:

1- Evlenmek isteyen kişi, istediği kadının babası veya velisine başvurarak istediği kadınla evlenmek istediğini söylerdi. Onlar da teklifi kabul edince nikah aralarında icra edilirdi. 2- Mesela, bir kadın ay hali hastalığından iyileşince, kocası olan kişi, “filana git, onunla yat ve kendisiyle karı-koca olmasını söyle” derdi. Karısının o adamdan hamile olduğu anlaşılıncaya kadar o kadına el sürmezdi. Bu çeşit kötü bir hale başvurmalarının sebebi, güya asaletli bir çocuk almak idi. İşte o devrede zina yolundan meydana gelen çocuklar daha asaletli ve şerefli telakki edilirdi. 3- Bir kadın en az on kişi ile karı koca hayatı sürerdi. Onlardan hamile olduğu anlaşılınca, ondan sonra kocasının yanına giderdi. Esas kocasının yanına gidince, temas ettiği on kişiyi bir araya toplardı ve şöyle derdi: “Ey filan, bu çocuk senindir. Hepinizin bildiği işten meydana gelen bu çocuk senindir” der ve sevdiği erkeğin ismini çocuğa takardı ve o erkek yaptığını inkar edemezdi. 4- Bir kısım fahişeler, fuhşiyatlarını açıklamak için, kapılarının üstüne fahişelik gösterileri yaparlardı. İsteyen, istediği kadının evine giderdi. Kadın da gireni kabul eder, reddetmezdi. Şayet kadın temas ettiği kişilerden hamile olunca, doğumunda, birkaç kişi toplanırdı, çocuğun kime benzediğini tespit ederlerdi. Kime karar verirlerse, o çocuk o kimseye teslim edilirdi. Zinadan doğan çocuk böylece babasını arayıp tahmini bir ölçü ile ona verirlerdi (Buhari, nikah, 37. bab; Ebu Davud, Nikah, 33. bab).

Bu hadiste geçenlerin dışında cahiliye döneminde, kadın ile erkeğin gizli dost tutmaları şeklindeki muhadene ya da hıdn nikahı; erkeklerin mehir vermeksizin birbirlerinin kız kardeş veya üvey annelerini birbirleriyle evlendirmeleri şeklindeki şigar nikahı, eşleri karşılıklı değiştirme şeklindeki bedel nikahı, asil bir erkekten çocuk sahibi olabilmek için eşi ona sunma şeklindeki istibda nikahı, babası öldükten sonra üvey anneyle evlenme şeklindeki zayzen yada makt nikahı, bir kadının en az on erkekle ( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )lik hayatı yaşaması şeklindeki muzamede nikahı ve belirli bir süre için evlilik hayatı yaşamak anlamındaki mut’a nikahı sayılabilir. Ayrıca güçlü erkeklerin, beğendiği kadınları sorgu sual olmaksızın alarak onunla ( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik ) temas kurması anlamındaki mahtufat nikahı, savaşlarda esir edilen kadınlardan kendi hisselerine düşenlerle ( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )lik hayatı yaşamaları anlamındaki müseyyebât nikahı ve biğa denilen fahişelik de o dönemde geçerli olan ( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )( birliktelik )lik tutumları arasındadır.

Bu kadar çok ve çeşitli nikah şekilleri de göstermektedir ki o toplumda kadının sosyal bir değeri yoktur. Bir erkek dilediği kadar kadınla evlenebilirdi.

Nisa suresi 3. ayetle birlikte çok kadınla evlenme dört ile sınırlandırılmış oldu ve bu hüküm o dönemde böyle anlaşıldı.

Fakat ayete dikkat edilirse “eğer haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın” şeklinde bir açıklama vardır. Bu açıklama ile esasında İslâm’da tek eşliliğin adalet için en uygunu olduğu öngörülmektedir. Nitekim yine Nisa suresinin 129. ayetinde: “Üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; bâri birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın.” Açıkça bir erkeğin birden fazla kadınla evlendiği zaman adaleti sağlayamayacağı söylenmektedir. Bu ayetle de İslam’da tek eşliliğin esas olduğu, birden fazla kadınla evlenmenin istisnai olduğu ortaya çıkmaktadır.

Nedir çok kadınla evlenmenin istisnai durumu?

İslâm evliliği neslin devamı için gerekli bir kurum olarak görmüş ve Hıristiyanlığın aksine tavsiye etmiştir. İnsanların evlenmelerini teşvik etmiştir. Amaç ise neslin bekası, insan soyunun ve müslümanların sayısının artmasıdır. Yani İslâm’da evliliğin amacı üremedir, çoğalmadır. Eğer gerçekleştirilen bir evlilik, bu amacı sağlamıyorsa ve çocuk sahibi olamayan karı ile koca birbirlerini seviyor, ayrılmak istemiyorlarsa, o taktirde, bir erkeğin başka kadınlarla evlenmesine cevaz verilmektedir. Ama bu yapılırken dikkat edilecek temel husus adalettir. Adalet göz ardı edilerek gerçekleştirilecek sonraki evlilikler, her ne kadar amaç çocuk sahibi olmak bile olsa, ilk eşi huzursuz edeceğinden, tavsiye edilmemiş. Çocuk sahibi olunamasa bile birden fazla kadınla evlenilmemesi tavsiye edilmiştir.

Daha geniş bilgi isteyenler, Diyanet işleri Başkanlığı İlmihlaine ve Diyanet İslam Ansiklopedisinin ilgili maddesine bakabilirler.

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN
İ.Ü İLAHİYAT FAKÜLTESİ
ÖĞRETİM ÜYESİ
 
Yetimler hakkında adaletlidavranamamaktan korkuyorsanız uygun gördüğünüz kadınlarla ikişer, üçer, dörder evlenebilirsiniz. Onlara eşit davranamamaktan korkuyorsanız bir taneyle veya elinizin altındaki bir cariye ile yetinin.Adaletten ve doğruluktan sapmamanız için en uygunu budur
Nisa-3.âyet-i'nde 'çok eş alın' diye bir 'emir' olmadığını 'alabilirsiniz' diye bir iznin adaleti sağlamak şartıyla olabileceği ve tek eşli olmanın adaletten ayrılmamak için en uygun olduğunu görüyoruz.
Eğer bu bir emir olsaydı zaten âyetin sonunda 'tek eşlilik en uygundur' ibaresi yerine 'çok en iyidir' yazması gerekirdi.Görüldüğü üzere Rabbimiz tek eşliliği apaçık 'övmüştür'.

Bu ayette belli şartlarda teaddüdü zevcata izin verilmiş olması ve tek eşin en uygun olduğu geçmektedir.Çok eşliliği isteyen bir erkek bu isteğini kabul ettirmek ve haklı göstermek için bu âyette geçiyor,hakkım deyince komik duruma düşüyor. O zaman bunu kabul etmeyen hanımı da "Tek eşlilik âyette geçiyor ve övülüyor adaleti sağlayacağına inanmıyorum, farz ve vacip de olmadığı için kabul etmek zorunda değilim,bana baskı yapamazsın " diyebilir
Erkek derse ki 'çok eşlilik sünnettir' kadın da diyebilir ki 'tek eşlilik de sünnettir,ben bu sünneti uygulayacağım.'

Kocasının çok eşlilik isteğini kabul etmeme hakkı olan kadın İslamdaki kadın haklarını bilmelidir.Sadece sorumluluk bilmek yetmez.




-Kuran'da çok eşlilik bir emir olarak bahsedilmeyip tek eşlilik övülmüştür.
İslam'da farz ve vacip olmayan bir konuda kimsenin kimseye baskı ve zorbalık etme hakkı yoktur.Dindeki kocaya itaat konusu ile bu konunun alakası yoktur.Farz ve vacip olmayan konularda geçerli değildir.Kocalar ilah değildir ve ancak farz ve vacipleri aksatan hanımını uyarabilirler. Örneğin:"Namaz,oruç,kocasıyla uyumak, malının zekatını vermek vb."konularda hırsızlık ve zina ederse karısını uyarabilirler ve boşanabilirler.Ama çok eşi kabul etmedi diye dövemez ve boşayamaz.Nisa-34'te bir erkeğin "zina eden ve hırsızlık eden hanımına uyarı olarak vurabileceği geçmektedir. Bu vurmanın şekli ise Rasûlullah(sav) tarafından izah edilmiştir."Kaba yerine nazikçe üç defa".Yani bazılarının yaptığı gibi kum torbasına girişir gibi değil.





Kocasının çok eşlilik isteğine razı olunmalı diye ne sahih ne de ravisi güçsüz hicbir hadis-i şerif bulunmamaktadır.
-Çok eşli olmak isteyen erkeğin hanımı buna razı değilse bu durumda buna razı olmayan kadının ve velisinin ne yapacağı,ne yapılması gerektiği bizzat Rasûlullah(s.a.v) tarafından uygulamalı olarak gösterilmiştir.Ve bu hadise deve derilerine kaydedilirken(senet ve metin) Rasûlullah(s.a.v) 'bu bana ve kızıma özeldir diğer babalar ve kızlar bunu yapamaz' gibi bir söz etmemiştir.
Hangi elimizle burnumuzu silmemiz gerektiğini dahi öğreten ve sol elle silmenin tahrimen mekruh olduğunu belirten Rasûlullah(s.a.v) başka babalar ve kızlar 'damadın çok eşlilik isteğine itiraz edemez olsa' bunu da belirtirdi. Birşeyin olmamasının ispatı öyle birşeyin olmamasıdır ve Rasûlullah(s.a.v) 'bu bize özeldir demediği için bu bir sünnettir' ve
kocasının çok eşlik isteğine razı olmayan kadın kocasını uyarır ayrıca kadının ailesi de damadını uyarabilir bu uyarılara rağmen erkek bundan vazgeçmezse kadın boşanabilir.

Peygamberimiz'in (asm) Hz. Ali (ra)'in ikinci evliliğine karşı çıkmasının sebebi, Peygamberimizin (asm) kızı Hz. Fatıma (ra), kocası Hz. Ali (ra)'in ikinci bir kadınla evlenmek istemesine karşı çıkmıştır. Peygamberimiz de kızının bu konuda üzülmesini istemediğinden dolayı, böyle bir evliliğe karşı çıkmıştır.(bk. Buhârî, Nikah, 109, Fedâilü's-sahabe 16; Müslim, Fedailü's-sahâbe 95-96;Ebu Davud, Nikah, 13; İbn Mâce, Nikâh 56; Ahmed b. Hanbel, IV, 376)

Dikkat edelim Bu hadiseyi inkar etmeye ve tüm kadınların böyle bir hakkı olduğunu inkar etmeye çalışanlar 'Hz.Ali'nin istediği kadının babasının dinî inancı yanlıştı müşrikti o yüzden Hz.Fatıma bunu istemedi derler. Öyle olsaydı babası Müslüman bir çok kadın ve kız vardı. Hz.Ali onlardan birileriyle evlenirdi ama Hz.Ali Hz.Fatıma vefat edene kadar tek eşli kalmıştır.Vazgeçirilmesinin tek sebebi kadının babasının dini değil sadece ek bir sebeptir eğer tek sebep bu olsa babası müslüman olan bir kadın ile daha evlenirdi. Çünkü hanımı çok eşli olmasına razı değildi.
Rasûlullah(sav) diğer kızının tek eşli kocasını övmüştür .


Ayrıca Peygamberimizin (asm) terbiyesinde büyüyen Hz. Fatıma (ra)'nın, kocasının ikinci evliliğine karşı çıkması caiz olmasaydı, Allah Resulü (asm) onu ikaz eder, kocasının arzusuna boyun eğmesini emrederdi. Halbuki durum öyle olmamış, bilakis kızının üzüldüğünü gören Allah Resulü (asm), damadı Hz. Ali (ra)'in bu arzusundan vazgeçmesini istemiş, eğer vazgeçmezse ancak Fatıma (ra)'yı boşadıktan sonra evlenebileceğini söylemiştir.Yani helali haram etmek olmuyor.






Allah Resulünün (asm)bu davranışında, Müslüman kız ve babalarının, damadın ikinci evliliğine karşı çıkabilecekleri hususunda ruhsat vardır.



Kocasını başkasıyla paylaşmak istemeyen kadın ne yapabilir?

-Dini ve Resmi nikah akdinde "Kocamın üzerime başkalarıyla evlenmesine razı değilim " yazdıracak ve bunu şahitlere ve eşine imzalatacak .Böyle bir şartı koymayı unutsa bile bu olayla karşılaşırsa eşini boşayabilir.
Kocası kendisinden gizli bile biriyle nikahlansa bu durumda gizli veya açık yeniden evlenen erkek bu şartı koyan kadını boşanmış olur.Gizlemeyip açıkça bunu size söylerse de boşanmış olur çünkü nikah akdi bozulmuştur.
-Dini ve resmi nikah akdinde bu şartı koydurmayan veya unutan kadının kocası böyle bir evliliği gizli veya açık yaparsa sizi boşamış olmaz ama razı olmadığınız halde bunu yaptığı için boşanabilirsiniz. Emri vaki ile size kabul ettirmeye dinen hakkı yoktur.

-Gel gelelim en güzel hakkımıza
Nisa-20''de "deve yüküyle mehir de vermiş olsanız iftira ile geri almayın. .." ibaresi geçmektedir.Eğer mehrimizde bir üst sınır olsaydı Rabbimiz bunu belirtirdi.
Mehir nedir?
İslam'da kadının güvencesidirEvlendiğimiz erkekten altın ve para cinsinden olmak suretiyle istediğimiz ve belirlediğimiz miktarda para talep etmektir.Bu bizim fiyatımız veya kendimizi satmamız manasında değildir. Anamızın ak sütü gibi helaldir. İstediğimiz miktarda hediye ve mehir isteyebiliriz. Razı olmadığımızda mehrimizi eşimiz ve ailesi bir kuruşuna dahi dokunamaz haramdır. Ve mehrimizi eşimizle yemeyi,eşimize bağışlamayı kabul etmediğimiz zaman kimse bize paragöz diyemez.


Mehir iki kısma ayrılır
1.mehr-i muaccel (acele mehir ) genelde düğünde ve nikahta geline takılan takılardır sizin belirlediğiniz miktarda mesela 1000 gr altın mehri muaccel size evlilik olur olmaz eşiniz tarafından verilir. Mehri muacceli çok istememek iyidir. Düğün zor olmasın diye böyledir.Lakin mehri müeccel(senet ettirilen mehir) senedini kabul etmeyen biriyle evleniyorsanız mehirinizi sadece "mehir" diye adlandırıp yüksek bir miktar isteyebilirsiniz.

2.mehri müeccel (senet ettirilen mehir) evlilikte kadının kocasından istediği mehrin ikinci kısmıdır. Ve düğün veya nikahta hemen verilmesi gerekmez.Bu senet kişiye göre yani gelinin arzusuna göre düzenlenir. Bu senede belirli şartlar koydurabilir.
-Kocamın bu mehrimi evliliğimiz boyunca bana kısım kısım ödemesini istiyorum yazdırıp imzalatabilir.
-Kocamdan bu mehrimi sadece beni aldatırsa veya başkasını da nikahlarsa alacağım diye yazıp imzalatabilir.

Yukarıda bahsettiğim bir konuda aklınıza gelmiş olması lazım gerekir şimdi onu izah edeceğim.
'Bir kadın kocasının çok eşlilik isteğine razı olmadığı halde erkek buna israr ederse kadın onu boşayabilir' yazısını görünce boşasa napacak? Neyle geçinecek? Zaten yasal olan bişeyi(yasal olursa ki olması an meselesi) yaptığı için bunu delil göstererek tazminat davası da açamayacağım elime ne geçecek?Bedavaya beni göndermiş olacak. Parasız kalmaktansa sabredeyim mi?Yada nolur olsun razı olmadığım halde bunu yaptı boşanırım. ..vb. Birçok şey düşünmüş olabilirsiniz.

Evliliğinizi korumak için
Mehri müeccel senedinizi erkeğin ödemekte zorlanacağı bir miktarda senet olarak yazdırıp şahitlere ve eşinize imzalatırsınız.Mehri müecceli yüksek olan kadının kocası hanımını razı etmeyen şeyleri yapmaktan ve durduk yere boşanmaktan ve evliliği riske atacak işlerden uzak durur.

"Bu zamanda ne mehri tazminat var nafaka yeter diyen kadınlar bu hatayı acilen bırakmalıdır."

Zira çok eşlik yasal olursa(bunun olmasının önü açıldı) eşiniz başka kadına aşık olup evlenince bu kondu şikayette bulunup tazminat alamazsınız. Sizi böyle bir durumda boşanınca mar olmaktan kurtaracak tek şey "mehri müeccel senedinizdir."

Faydalı olur inşAllah
 
Değerli katılımlarınız, aydınlatıcı bilgileriniz için teşekkür ediyoruz. Allah Razı Olsun...