Kızılderililer hakkında bilgiler ...

KızılÖtesi

Aktif Üye
Üye
Kızılderililer hakkında bilgiler ...
mohawk kabilesi kızılderililer hakkında bilgi kızılderili kabile isimleri kızılderili müzik aletleri kızılderililer hakkında kısa bilgi
Kızılderililer hakkında bilgi
Amerika’nın yerli halkına ortak olarak verilmiş olan Kırmızı Hintliler (Red Indians) adı yanlıştır ; bu ad onlara İspanyollar tarafından verilmiştir . Zira [[İspanyollar]] Amerika’ya geldikleri zaman Hindistan’a ulaştıklarını zannetmişlerdi. Kırmızı Hintli (Red İndian) terimi de doğru değildir. Avrupalılar Yeni Dünyaya çıktıkları zaman vücutları kırmızı boyalı insanlarla karşılaşmışlardı. Bu, bazı törenlerde onların adetiydi. Amerika yerlilerinin derileri sarımtırak beyaz ve esmerdir, fakat hiçb ...
Kızılderililer Amerika kıtasının ilk yerlileri.
Amerika ile ilgili bilgi başlıkları.

Asya’dan
Dünyanın en büyük kıtası. Doğuda Pasifik Okyanusu, kuzeyde Kuzey Buz Denizi, güneyde Hint Okyanusu, batıda Avrupa kıtası ile çevrilidir. Avrupa kıtası ile olan sınırı kesin tespit edilmiş değildir. Eskiden Don Nehri, Asya ile Avrupa arasında sınır olarak kabul edilirdi. Daha sonra Ural Dağları sınır olarak kabul edilmeye başlandı.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Bering Boğazını geçerek çeşitli zamanlarda Amerika’ya ulaştılar. Göçler 10.000 yıl önce, belki 25.000 yıl önce başlamış ve birbirini takib eden zamanlarda gerçekleşmiştir. Göç eden gruplar lisan, kültür ve fiziki bakımdan birbirinden farklıydı.

Kuzey Amerika’nın kuzeyinde o zaman bulunan dev buzullarda deniz suyunun depo edilmesi sonucu, deniz seviyesi düşüktü. Bunun sonucu Bering Boğazı, Asya’yı Amerika’ya bağlayan bir köprü şeklinde bulunmaktaydı. Şimdi bile Bering Boğazı 75 km genişliğindedir ve Asya ile
BERİNG BOĞAZI Alm. Bering-See, Fr. Mer de Bering, İng. Bering Sea. Kuzey Pasifik Okyanusundaki Bering Denizi ile Kuzey Buz Denizi ve Chukchi Denizini birleştiren boğaz. Batısında Sibirya ve Asya'daki Kamchatka Yarımadası, doğusunda Alaska ve güneyinde Aleut Adaları bulunur. Kuzeyden güneye 1500 km, doğudan batıya 2000 km uzunluğundadır. 2.266.250 km2lik bir alanı vardır. En geniş körfezleri batıdaki Anadyr ve Norton Souhd ve doğuda Bristol körfezdir

Kuzey Amerika arasında iki ada bulunmaktadır. Kuzey Amerika’da bulunan buzulsuz bir yolla Orta ve Güney Amerika’ya inilebilmekteydi. Başka bir yol da Amerika’nın güneyindeki Pasifik kıyılarına gelen deniz yoluydu. Ancak burası o zamanların deniz vasıtaları için oldukça tehlikeliydi. Bu göçlerden binlerce yıl sonra, Avrupalılar Amerika’yı keşfetti. Hemen hemen her yerde yaşayan yerli kavimler bulunmaktaydı. Ancak sayıları azdı. Avrupalıların kıtaya ayak bastığı sırada Kuzey Amerika’nın tamamında nüfûsun 4,2 milyon, Güney Amerika’nın ise 10 milyon dolayında olduğu tahmin edilmektedir. Avrupalıların Amerika’yı keşfinden sonra Kızılderili nüfusu hızla azalmıştır. Buna Kızılderililerin kullandığı tabiat kaynaklarının Avrupalıların eline geçmesi, Avrupalıların kıtaya getirdikleri bulaşıcı hastalıkların Kızılderilileri telef etmesi ve yapılan katliamlar sebeb oldu.

Aslen Asyalı olan Kızılderililer, düz siyah saça, koyu kahverengi göze sahiptirler. Derileri, genellikle orta kahverengi olup, sarımsı kahverengi ile kırmızımsı kahverengi arasında değişir; tamamen kırmızı değildir. Ancak, bazan vücutlarının bir kısmını kırmızıya boyarlar. Kafa ve burun yapıları gibi diğer vücut karakteristikleri de çok farklılık gösterir.

Kızılderili lisanları birbirinden oldukça farklıdır. Hiçbirisinin
Kuzey Amerika, kuzey yarım kürede bulunan, kuzeyde Arktik Okyanusu, doğuda Atlantik Okyanusu, güneyde Karayip Denizi, ve batıda kuzey Pasifik Okyanusu'yla çevrili olan kıta dır.

Avrupa, Asya veya Afrika’da kullanılan lisanlarla bağlantısı yoktur. Bazı diller, diğer yaygın kullanılanlardan türemiştir. Dilleri gibi kültürleri de birbirinden çok farklıdır. Çiftlik genel olarak yerlilerin ana ekonomik kaynakları idi. Bunun yanında avcı ve balıkçı olanları da vardı. Siyasi organizasyonlarında şehir devletleri yanında, kabile konfederasyonları da mevcuttu. Dini hayatları Aztek ve Mayalarda olduğu gibi müesseseleşmiş ve karmaşık seremonilere sahipti. Ancak bazı topluluklarda bu çok ilkel olup, hastaları iyi etmek, doğum ve cenaze merasimlerinden ibaretti.

Yaklaşık 20 tane bitki, Amerika’nın keşfiyle Avrupa’ya geçti. Mısır, tütün, patates, kakao ve yerfıstığı bunlar arasındadır. Kızılderililerden ileri olanlar ahşap işlemeyi, çanak-çömlek yapmayı, dokumayı ve taş işlemeyi bilmekteydiler. Astronomi ve metalurji Avrupa’da olduğu kadar ileri değildi. Ancak bazı konularda dikkate değer ilerlemeler yaptılar. Köpek ve hindi dışında evcil hayvanları bilmezlerdi. Tekerlek Orta Amerika’da oyuncak şeklinde bulunduğu halde henüz kullanılmamıştı. Bakır, altın ve gümüşün kullanıldığı ve bunların kullanılışı ile ilgili tekniğin oldukça ilerlediği bilinmemekteydi.

Kızılderililer Avrupalılarla karşılaştıklarında teknolojik bakımdan yaklaşık 3000 yıl gerideydiler. Bu gerilik sayılarının az oluşuna dışarıyla irtibatlarının bulunmamasına ve yeni bir kıtaya yerleşmek için harcadıkları zamana bağlanabilir. Kızılderililer, Avrupalı işgalcilerin katliamlarından asırlarca kurtulamadılar. ABD’nin resmi organlarınca katledildiler. En çok kelle getiren Kızılderili avcılarına mükafatlar verildi. Kızılderili kellelerinin teşhir edildiği bir müze kuruldu. Ülkenin en verimli topraklarından sürülen Kızılderililer, ancak 1924’te vatandaşlık hakkına kavuşabildilerse de bugüne kadar horlanmaktan kurtulamadılar.

Amerika’nın yerli halkına ortak olarak verilmiş olan Kırmızı Hintliler (Red Indians) adı yanlıştır ; bu ad onlara İspanyollar tarafından verilmiştir . Zira İspanyollar Amerika’ya geldikleri zaman Hindistan’a ulaştıklarını zannetmişlerdi. Kırmızı Hintli (Red İndian) terimi de doğru değildir. Avrupalılar Yeni Dünyaya çıktıkları zaman vücutları kırmızı boyalı insanlarla karşılaşmışlardı. Bu, bazı törenlerde onların adetiydi. Amerika yerlilerinin derileri sarımtırak beyaz ve esmerdir, fakat hiçbir zaman kırmızı değildir.

Karışıklığı önlemek için antropolojistler kendi kendini yeter derecede açıklayan Amerika Hintlileri (Amerindiens) terimini meydana getirmişlerdir. Bu terim Eskimolar hariç bütün Amerika yerlilerini içine almaktadır.
Amerika yerlileri tek bir ırktan mı oluşmuştur?
Bu soru çok defa tartışılmıştır. Yüz yıl kadar önce İsveçli Retzius burada üç ırk ayırt ediyordu. Başkaları bunu sekize kadar çıkarmışlardır. Fakat uzmanların çoğu , özellikle yerlileri bizzat yerinde incelemiş olan Amerikalı bilginler bunların aynı bir ırk içinde sınıflanmasını haklı gösteren bir aile havzasının mevcut olduğu fikrindedirler. Bazılarının dediği gibi “bir yerliyi yakından gören kimse bütün yerlileri görmüş demektir” sözüyle yetinmeyip onlarda mevcut ortak çizgilerin tümünün tanınması yoluna gitmek gerekmektedir.

Amerika yerlilerinin boyları çok kısa olmamakla beraber değişmektedir; fakat vücut daima tıknaz ve topludur. Boyun kitlevi, göğüs geniş ve derindir ; omuzlar kalçalar kadar geniştir ve gövde biçimsiz şekilde uzun olup bel bölgesinde hatta kadınlarda bile bir daralma göstermez. Deri koyu esmerimsi sarıdan açık sarıya, hemen hemen beyaza kadar değişir. Yukarıda da belirttigimiz gibi asla kırmızı değildir. Yeni doğmuşlarda mongol lekesi son derece fazladır. Sarı ırklarda olduğu gibi saçlar siyahtır ve kalındır, kesiti yuvarlaktır. Sakal seyrektir, yanaklar üzerinde hemen hemen hiç yoktur. Beden kılları azdır.

Kafa deformasyonu adetinin çok yaygın olması nedeniyle baş şeklini takdir etmek çok defa güçtür. Gerçek dolikosefal nadirdir. Yüz geniştir . Daima çıkık olan elmacıklar, köşeli ve kuvvetli bir çene ile yüzün ifadesi az anlamlıdır. Burun iyi gelişmiştir, gerçek Mongollardaki basıklık burada yoktur ;fakat Avrupalıların burunlarından daha etkilidir. Gözler koyu renk ve hafifçe eğridir. Çok kez, ve özellikle çocuklarda hafif bir mongol pilisi vardır. Bunlara mahsus bir karakter de kesici dişlerin arka yüzünün yukarı kısmının kürek şeklinde oyuk olmasıdır.

Bütün bu çizgilere fizyolojik soydan olan diğerleri de katılmaktadır. İlkin 0 kan grubunun fazla oluşu. Bunun yalnız saf kan yerlilerde böyle olduğu iddia edilmemiştir. Olaylar bu hipotezi teyit etmemiştir. Fakat % 80-90 oranında mevcut olduğu da nadir değildir. Yeni dünya’nın kuzeyinde olduğu kadar orta ve güneyinde de böyledir. Diğer bir genel karakter nabızların yavaşlığıdır. Buna mentalitedeki garip bir benzerliği de ilave etmek lazımdır. Amerika’nın bir ucundan öteki ucuna kadar bütün yerliler soğukturlar, suskundurlar. Bu yönden diğer birçok ırklarla , hatta Eskimolarla, açık bir çelişki halindedirler.
Nüfus ve bölgesel dağılım
“Kuzey- Pasifik Yerlileri
laska’da ve Kaya dağlarını Pasifik’ten ayıran yayla ve dağlar bölgesinde otururlar. Avrupalıların buralara girmesi ile az çok değişmiş olan birçok kabileleri içerir. Bu kabilelerden en tanınmışı APACHE’lerdir.”

“Kuzey- Atlantik Yerlileri: Kızılderililerin en büyük kısmını teşkil eder. Savaşçı kabilelerden oluşmuşlardır, ava ve balık avcılığına düşkündürler;Kaya dağlarının doğusunda Atlatik’e kadar uzanan ormanlar ve çayırlar alanında otururlar . Fransız ve İngilizlerin 18. yüzyılda giriştikleri saldırılar bunların bugün bulundukları sığınak bölgelerine sürülmeleriyle sonuçlanmıştır. Mohican , Delaware, Huron, Iroquois, Sioux, Cheyenne, v. s. ler bugün çok azalmışlardır. Kanada’da hala takriben 100.000 yerli bulunmaktadır, Birleşik Amerikada 1930 da 30.000 kadar Sioux vardı, Delaware’ler 2.000 kişiye inmişlerdi, Mohican’lar 1890 da aşağı yukarı 121 kişi idiler, bugün pratik olarak sönmüşlerdir” Günümüzde ise yerli nüfusun neredeyse yokolmakta olduğunu görebiliriz
Amerika Yerli Kabilelerinin Popülasyonu ve Oranları
A.B.D deki 30 büyük kabilenin nüfusu ve kabile nüfuslarının toplam yerli nüfusuna göre oranı (1990 nüfus sayımı raporlarına göre)

(U.S. Department of Commerce)

Amerika Yerlileri Nüfusu 1,878,285 = 100.0 %

Kabile İsimleri Nüfus Kabilelerin nüfuslarının toplam yerli nüfusuna oranı %
Cherokee 308,132 16.4
Navajo 219,198 11.7
Chippewa 103,826 5.5
Sioux 103,255 5.5
Choctaw 82,299 4.4
Pueblo 52,939 2.8
Apache 50,051 2.7
Iroquois 49,038 2.6
Lumbee 48,444 2.6
Creek 43,550 2,6
Blackfoot 32,234 1.7
Canadian & Latin Americ. 22.379 1.2
Chickasaw 20,631 1.1
Potawatomi 16,763 0.9
Tohono O' Odham 16,041 0.9
Pima 14,431 0.8
Tlingit 13,925 0.7
Seminole 13,797 0.7
Alaskan Athabaskans 13,738 0.7
Cheyenne 11,456 0.6
Comanche 11,322 0.6
Paiute 11,142 0.6
Puget Sound Salish 10,246 0.5
Yaqui 9,931 0.5
Osage 9,527 0.5
Kiowa 9,421 0.5
Delaware 9,321 0.5
Shoshone 9,215 0.5
Crow 8,588 0.5
Cree 8,290 0.4

86 küçük kabileye ait toplam1000 kişi civarında yerli nüfusu yukarıda yer almamıştır.


“Güney-Pasifik Yerlileri: Bu bölgede birçok kavim bulunur. Bunların arasında Colomb’dan önceki Amerika’nın büyük medeniyetlerini geliştirmiş olan Aztek veya Nahau’lar, Güney Meksika’da çok ileri bir topluluk yaratmışlardır. Yukatan ‘da Maya’lar henüz daha çözülmemiş hiyerofik bir yazıya sahiptiler . Cordillere’lerde Aymar’lar ve Quichua’lar İnka imparatorluğunun temeli olmuşlardır. And’ların güneyinde bulunan Arokan ‘lar aynı ırka mensupturlar”.

“Güney-Atlantik Yerlileri: Esas itibariyle büyük Brezilya ormanını işgal ederler. Boyları ortalamanın altındadır. Bu yerliler birçok kabileleri meydana getirirler. Bunların çoğu Avrupalıların etkisinden tamamiyle uzak kalmışlardır ;bazıları bugün bile az bilinmektedirler. En yalıtılmış olanlarından biri Ekvator’un Amazon yamacındaki kelle avcıları yani Jivaro’lardır”.Jivarolar beyaz yağmacıların katliamlarından Amazon’un derinliklerine kaçarak kurtulmuşlar ve bölgelerine kimsenin girmesine izin vermemişler ,bunu deneyenlere de çok acımasızca davranmışlardır. Kelle avcıları denmesinin sebebi budur. Bu küçük kabileler beyazlarla melezleşmemişlerdir, fakat eski esirlerin soylarından olan Boni zencileriyle bazı melezleşmeler olmuştur

“Amerika’nın keşfi sırasında Antil’lerde Karaipler oturuyorlardı. Bunlar Avrupalılarla ilk temasa giren yerliler olmuşlardır. Karaipler kıtalarındaki kendi cinsleri tarafından tamamiyle yahut hemen hemen tamamiyle yok edilmişlerdir”. İnsan Irkları Prof. Henri-V. Vallois

AMERİKA YERLİ KABİLELERİNDEN BAZILARININ İSİMLERİ

Abenaki, Absarokee, Algonquain, Alabama, Anasazi, Anishinabe, Asbinboine, ,Apache, Arikara, Arapaho, Athapaskan, Blackfeet, Caddo, Cherokee, Cheyenne, Chinook, Chippewa, Choctaw, Comanche, Costanoan, Cree, Creek, Crow, Delaware, Flathead, Gros, Hopi, Hawaiin, Hidatsa, Ioway Nation, Iroquois, Karuk, Kaw, Kiowa, Miccosukee, Micmac, Miwok, Mohawk, Navajo, Nipmuc, Nez Perce, Nisga, Omaha, Ohlone (Costanoan), Ojibwa, Ojibway, Oneida, Oto, Papago, Pawnee, Penobscott, Powhatan, Ponca, Potawatomi, Paiute,Quapaw, Sarasi, Seminole, Sioux, Shoshone, Taino (Timucua), Tonkawa, Tsimshian, Ute,Ventre, Wabanaki, Winnebago, Wyandot,Yahi, Zuni .

AMERİKA YERLİLERİ ASYA’DAN AMERİKA KITASINA NE ZAMAN GEÇTİ ?

Göçün tarihi tam olarak bilinmemektedir. Bu konuda çeşitli bilimsel araştırmaların ışığında birçok görüş ileri sürülmektedir. Biz bunların en yaygın ve bilimsel anlamda kabul görmüş olanlarına değineceğiz.

“İlk göçün buzul devrinin sonunda zamanımızdan 15 veya 20 bin yıl önce Bering boğazının geçmeye elverişli olduğu bir devirde gerçekleştiği zannediliyor. Amerika’ya ulaşan Asyalılar ilkel guruplardı .Bu ilk ulaşan guruplar sonraki guruplara göre daha az değişime uğramışlardır yani ırksal özellikleri sonraki guruplara göre daha az farklılaşmıştır. Amerika kıtasına daha sonra ulaşan Asyalı guruplarsa daha fazla değişime uğramışlardır. Bu durum Amerika yerlilerinin neden Mongoloid ırklarının ancak bazı karakterlerine çok az bir derecede sahip olduğunu açıklar. Amerika’nın keşfi sırasında Amerika yerlilerinin birçok kavimlerinin yüksek medeniyet derecesine karşın bunların eski dünyada yayılmış olan birçok icadı neden bilmediklerini de izah eder. Örneğin tekerleği bilmiyorlardı, demiri kullanmayı bilmiyorlardı. Amerikaya göç kuşkusuz birçok dalgalar halinde olmuştur. Bunlar Kaya ve And Dağları’nın batı yamaçlarındaki ova ve ormanlara yayılmışlardır . Bu guruplar en eski Paleolitik Amerikan İndianları’nı meydana getiren dalgadır. Bugün ise hemen hemen kaybolmuşlardır . Güney Pasifik Alt ırkını veren kol Amerika’ya daha sonra gelmiştir. Çeşitli nedenler , özellikle Sibiryalılarla olan büyük benzerlikleri muhtemelen Eskimolardan sonra Amerika’ya geldiklerini düşündürmektedir. Bunlar Alaska ve Kanada’nın kuzey-batısında toplanmışlardır. Ancak Avrupalıların geldikleri sırada güneye doğru inmeye başlamışlardır” Başvuru kaynağı S.Demirsoy Kalıtım ve Evrim. AMERİKA YERLİLERİ ASYA’DAN AMERİKA KITASINA NASIL GEÇTİ ?

“ Buzul devrinde suların büyük bir kısmı buz halinde kutuplara ve karalara yığıldığından denizin su düzeyi düşmüştü. (bugünkü seviyesinden 185m kadar düştüğü fosil kanıtlara bakılarak bilinmektedir) Dolayısıyla Sibirya ve Alaska en az birtakım ada dizisiyle birbirine bağlanmıştı. Yine jeolojik kanıtlar buzul devrinde Alaska ve Sibirya’nın buzullarla kaplı olmadığını göstermektedir. Çok büyük olasılıkla geçiş son buzul devrinde olmuştur.

İlk insan sitesi ise Kuzey Amerika’da Kolorado ve Arizona’da bulunmuştur (tahminen 8800-9300 yıl önce) Irklar Pleistosen’in sonunda veya biraz daha geç olarak oluşmuş, daha sonra göç olaylarıyla birbirine karışmış ve melezlenmeler meydana gelmiştir.” S.Demirsoy Kalıtım ve Evrim

Tarih
Herşey 1492'de Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfiyle başladı. Tanrı adına diye çıkılan yol, ne acı ki bir ulusun yok edilmesine kadar gidiyordu. Evet Kızılderililer, Kolomb'un günlüğünde söylediklerinin tersine kovboy filmlerinde, insan öldüren, kafa derisi yüzen çocukluğumuzun "vahşi" Kızılderiler'i. Tarih bir kurmacadır belkide bu kurmacanın en somut örneği de Kızılderilerin başına gelenlerdir. Bu kadar kadersiz bir ulusa dünya tarihinde pek rastlanmasa gerek. Hem toprakları ellerinden zorla alınsın, hem yaşama biçimleri ve inançları zorla değiştirilsin ve bütün bunlara başkaldırmaya çalıştığında da "vahşi" denilerek yokedilsin.

Güneşe, aya övgüler düzen, toprağı, ağacı, kuşu dinleyen, dünyayı onlarla birlikte algılayan Kızılderililer mi vahşiydi yoksa bir avuç toprak uğruna bir ulusu dahi yoketmeyi göze alan Beyaz Adam mı?

Onlar doğanın vahşi olduğunu ilk kez beyaz adamdan duydular ve ondan sonra onlar da "vahşi"liğin içinde kaldılar. Önce yüzlerine dostça gülen, ardından bir takım belgeler imzalatıp toprakların bir bölümüne yerleşen ve daha sonra onları topraklarından kovalayan beyaz adamlardan birşey anlamadılar. "Verdikleri sözün sadece birini tuttu çatal dilli soluk yüzlüler; topraklarınızı alacağız dediler ve aldılar".

Dağların, dağlardaki vadilerin insanlarıydı onlar ama çöllere hapsedildiler. Topraklarını bırakıp beyaz adamın belirlediği çorak topraklarda yaşamaya zorlandılar. Ve beyaz adamın acımasızlığına, vahşiliğine daha fazla karşı koyamadılar ve boyun eğdiler. Ve son Kızılderili lideri Gerenimo da teslim olduğunda yüzlerce Kızılderili ulusu, yüzlerce dil, yüzlerce kültür yeryüzünden silinmiş binlerce yıllık birikim, bilgelik yok edilmişti.

Şimdi onlardan geriye kalanlar kendilerine ayrılan çorak topraklarda kendi kültürlerini koruyarak yaşamaya çalışıyorlar ancak beyaz adamın hala gözü doymuş değil. Zorbalığını ve vahşiliğini asimilasyon politikasıyla devam ettiriyor. Çağdaşlaştırma kisvesi altında bir ulusun kültürü tamamiyle yok edilmeye çalışılıyor. Tıpkı globalleşme, küreselleşme adı altında dünyanın diğer ülkelerine yapılmaya çalışıldığı gibi.

Ne tezattır ki beyaz adam ürettiği ürünlere yokettiği insanların isimlerini vermekten de geri kalmıyor. Tıpkı arabasına Cherokee, ayakkabısına Nike, Helikopterine Apache ismini verdiği gibi. İnsanın Kızılderililer'e saygılarını ya da özürlerini ifade etmek için böyle birşey yaptıklarını düşünesi geliyor ama.

"Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir."
Kolomb'un günlüğünden
" Onlara kılıçlarımızı gösterdik. Keskin demir silahları ilk kez gördükleri belli. Kesmenin ne demek olduğunu bilmediklerinden, bazıları kılıçların keskin tarafını tutunca ellerini kestiler. ... Bu insanlar ne herhangi bir mezhebe bağlılar ne de puta tapıyorlar. Kötülüğü tanımıyorlar, birbirlerini öldürmüyorlar. Hiç silahları yok... Son derece sade, dürüst eli açık insanlar. Herhangi birinden sahip olduğu herhangi bir şey istenince hemen veriyorlar. Kötülüğün ne olduğunu hiç bilmiyorlar, çalmıyorlar öldürmüyorlar. Dünyada onlar kadar tatlı dilli insanlar yoktur. Her zaman gülüyorlar..." (Kolomb'un günlügünden)
İlgili konu başlıkları
Apaçiler, Karaayaklar, Cheyenne, Cherokeeler, Navajolar - Sioux - Lakota - Little Bighorn Savaşı
Linkler
Amerikan Kızılderilileri Ulusal Kongresi National Congress of American Indians: Home Federal düzeyde tanınmış kabile ne anlama gelir? Federal yönetim ile Kızılderili kabileleri arasında nasıl bir ilişki var? Kızılderililer vergi öder mi? Kızılderililer için sağlık hizmeti ve eğitim kaynaklarını kim sağlar? Federal politikanın uygulanışını denetleyen Amerikan Kızılderilileri Ulusal Kongresi'nin bu sitesinde bu tür soruların yanıtlarını ve Kızılderililerin ülke genelindeki sorunlarına ilişkin güncel bilgileri bulabilirsiniz. Carlisle Kızılderili Sanayi Okulu home.epix.net/~landis/index.html Rezervasyon bölgeleri dışındaki ilk yatılı okulda 1879'dan 1918'e kadar okuyan ve Kızılderilileri “medenileştirme” hedefinin kendi yerli dillerini konuşan ve kültürlerinin diğer yönlerini korumaya çalışan öğrencileri cezalandırmaya dayandığı bir ortamda yetişen yaklaşık 10.000 Kızılderili çocuğun yaşadıkları hakkında bilgi edinebileceğiniz bir kaynak.

Indian Country Today Indian Country Today - The Nations' Leading Native American Indian News Source Kızılderililerin ülke çapında yayın yapan haftalık gazetesinden haberleri bu siteden okuyabilirsiniz.

Kızılderili Arazi Tasarruf Vakfı Indian Land Tenure Foundation Official Site Arazi tahsisi ve teftiş heyeti gibi konulara ilişkin yayınlar ve sık sorulan sorular aracılığıyla, Kızılderili toprak mülkiyetinin karmaşık tarihinde dolaşabileceğiniz bir site.

Amerika Kızılderililerinin Gelişimi Üzerine Harvard Projesi Harvard Project on American Indian Economic Development Bu adreste Kızılderili özyönetimi ile uluslaşma süreci, ekonomik gelişim, oyunlar, sağlık hizmeti ve eğitim konuları üzerine onlarca yayına ulaşabilirsiniz. Iroquois Konfederasyonu'ndan Etkilenme Tezi Iroquois Confederacy and the Influence Thesis Acaba Kurucu Atalar ABD'nin anayasasını hazırlarken Iroquois yönetim yapısından yararlanmışlar mıydı? Brian Cook bu adreste ABD yönetim tarzının gelişiminde Iroquois Konfederasyonu'nun ne ölçüde etkili olduğu tartışmasını değerlendiriyor.

Amerika Kızılderilileri Ulusal Müzesi National Museum of the American Indian Müzedeki sergileri inceleyebileceğiniz ve müzenin 21 Eylül'deki görkemli açılışıyla çakışan özel toplantılar hakkında bilgi edinebileceğiniz bir site .

Amerika Kızılderilileri Politika Merkezi American Indian Policy Center Bu sitede ABD yönetimi ile Kızılderili kabileleri arasındaki benzersiz ilişki üzerine daha çok şey öğrenebilirsiniz: Tarih, mevcut durum ve geleceğe dönük yönelimler.

ALINTI

KAYNAK: ansiklopedi.turkcebilgi
 
Kızılderili atasözleri

Kızılderili atasözleri

* Ağlamaktan korkma! Zihindeki ıstırap veren düşünceler gözyaşı ile temizlenir.
* Allah' ın kelimeleri meşe yaprağı gibi sararıp düşmez: çam yaprağı gibi ilelebet yeşil kalır.
* Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece ikimiz eşit oluruz. (Ute Kabilesi)
* Aşkı tanıdığında, Yaratıcı'yı da tanırsın. (Fox Kabilesi)
* Avlayacaksan en zayıf geyiği avla, çünkü sağlam olanlar yeni neslin devamını sağlayacaktır.
* Barış ve mutluluk her anda mevcuttur. Barış ve mutluluk her adımdadır. Ruhun meseleleri için siyasi çözümler yoktur.
* Bir başkasının kabahati hakkında konuşmadan önce daima kendi makoseninin içine bak (Sauk Kabilesi)
* Bir düşman çok, yüz dost azdır. (Hopi Kabilesi)
* Bir kere "Al şunu" demek, iki kere "Ben vereceğim" demekten iyidir. (Kabilesi bilinmiyor)
* Biz ağaçlara zarar vermek istemeyiz. Ne zaman onları kesmemiz gerekse, önce onlara tütün ikram ederiz. Odunu asla ziyan etmeyiz, lazım olduğu kadar keser, kestiğimizin hepsini kullanırız. Eğer onların hislerini düşünmez ve kesmeden önce tütün ikram etmezsek, ormanın diğer bütün ağaçları gözyaşı dökecektir, bu da bizim kalbimizi yaralar.
* Bütün Kızılderililer her yerde durmadan dans etmelidir. Önümüzdeki ilkyaz Yüce Ruh gelecek. Bütün av hayvanlarını geri getirecek. Avdan geçilmeyecek bu topraklarda. Bütün ölü Kızılderililer geri gelecek ve yeniden yaşayacaklar. (Wovoka)
* Doğum yapan herşey dişidir. Kadınların ezelden beri bildiği kainatin dengelerini erkekler de anlamaya başladıkları zaman, dünya daha iyi bir dünya olmak üzere degişmeye baslamış olacaktır. (Mohawk Kabilesi)
* Dünyadaki her şeyin bir sebebi vardır. Her bitki bir hastalığı tedavi etmek için büyür. Ve her insan bir görevle yaratılmıştır.
* Düşmanımı cesur ve kuvvetli yap! Eğer onu yenersem utanç duymayayım. (Apache Kabilesi)
* Eğer herkes bir başkası için bir şey yaparsa dünyada ihtiyaç içinde kimse kalmaz. Sadece bir kişiye yardım et! Şimdiki usul bu değil ama inanıyorum, insanlar bu yolu öğrenecekler.
* Eğer sorsanız: 'Sessizlik nedir?' Cevap veririz: O Büyük Ruh' un sesidir. Yine sorsanız: 'Sessizliğin meyveleri nelerdir?' Cevap veririz: Kendi kendini kontrol, gerçek cesaret demek olan metanet, sabır, vakar ve saygı.'
* Fakir olmak, ******** olmaktan daha küçük bir meseledir.
* Gözlerde yaş yoksa, ruh gökkuşağına sahip olamaz.
* Gözün ile değil, yüreğin ile hüküm ver.
* Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Halbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal (Lumbee Kabilesi)
* Hayvanlar olmadan insanlar nedir ki? Eğer bütün hayvanlar kaybolup giderse insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. Hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. Her şey birbirine bağlıdır. Yerkürenin başına gelen, yerkürenin çocuklarının da başına gelecektir.
* Her şey halkadır. Her birimiz kendi hareketlerimizden sorumluyuz. Hepsi döner dolaşır, bize geri gelir.
* Herbirimizin farklı bir rüya gördüğünü hatırlatmakta fayda var.
* İhanet arkadaşlık zincirini karartır, fakat vefa onu her zamankinden parlak yapar.
* İlkbaharda usul usul yürü; toprak ona hamiledir...
* İnsan tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır.
* İnsanın gözleri öyle kelimelerle konuşur ki dil onları telaffuz edemez.
* Kehanet, muhtemel bir olayı kesin bir bakış ile görmekten başka şey değildir. Hava ya bulutlu olacaktır, ya da güneş açacaktır. (Cherokee Kabilesi)
* Komşun hakkında hüküm vermeden önce, iki ay onun makosenleriyle yürü! (Cheyenne Kabilesi)
* Nimette külfette 'Büyük Ruh' un elindedir. Bazen onun külfeti bizi nimetinden daha fazla akıllandırır.
* Ölüler güç ve bilgilerini beraberinde götürmez, yaşayanlara ilave eder. (Hopi Kabilesi)
* Senin vicdanın senden başkasını temsil edemez.
* Sevgi ile yorulmadan ilerleriz. Sevgi ile, sadece onunla başkaları için fedakarlık yapabiliriz.
* Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak.
* Su gibi olmalıyız. Her şeyden aşağıda, ama kayadan bile kuvvetli. (Siyu Kabilesi)
* Şeytan hakkında konuşmayın.Gençlerin kalbinde merak uyandırır. (Siyu Kabilesi)
* Unutmayın çocuklarınız sizin değildir. Onu Yaratıcı'dan ödünç aldınız. (Mohawk Kabilesi)
* Üç barış vardır: Birinci barış, en önemli barıştır. İnsan ruhundadır o. İnsan, kainatla ve kainatın bütün güçleri ile olan ilişkisini, beraberliğini farkettiğinde, kainatın merkezinde Büyük Ruh'un durduğunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduğunu farkettiğinde birinci barış sağlanmıştır. Bu gerçek barıştır, diğerleri sadece bunun akisleridir. İkinci barış iki fert arasında olan barıştır. Üçüncü barış ise iki millet arasında yapılır. Fakat hepsinden önce, anlamalısınız ki 'gerçek barış' dediğim birinci barış, insanın ruhundaki barış yoksa ne fertler ne de milletler arasında barış olabilir.
* Yağmur iyilerin üzerine de yağar, kötülerin de..
* Yanlışı gören ve önlemek için eli uzatmayan yanlışı yapan kadar suçludur.
* Yapmamız gereken: her şeyi eski sadeliğine döndürmektir, böylece bozulan düzenimiz yeniden kurulacaktır.
* Yaşlılık ölüm kadar şerefli değildir. Yine de çok kimse onu ister.
* Yeryüzüne iyi muamele et! O babanızın malı değil, onu çocuklarınızdan ödünç aldınız.


ALINTI
msxlabs
 
Kutsal ruh ve onun zıyaretcısı

KUTSAL RUH VE ONUN ZIYARETCISI



Yasli bir adam donan nehrin kenarindaki küçük kulübesinde yalnizbasina
oturuyordu. Kis yaklasmaktaydi ve yakacak neredeyse bitmisti. Çok yasli
ve terkedilmis görünüyordu. Saçörgüleri yasindan ötürü bembeyazdi ve bütün
eklemleri titriyordu. Günler yalnizlik içinde geçiyordu. Ilk düsen
karlari önüsira süpüren firtinadan baska hiçbirsey duymuyordu.

Bir gün tam ates sönmek üzereyken yakisikli genç bir adam geldi ve
kulübeye girdi. Yanaklari gençlik atesiyle kipkirmiziydi; gözleri hayat dolu
parliyordu; ve dudaklarinda bir gülümseme vardi. Hafif ve hizli adimlarla
yürüyordu. Alninda savasçi banti yerine taze çayirlardan bir taç vardi ve elinde bir demet
çiçek tasiyordu.

Ah oglum, ? dedi adam, ?seni gördügüme sevindim. Içeri gel. Gel de
bana basindan geçen maceralari ve görmeye gittigin o degisik ülkeleri anlat.
Geceyi beraber geçirelim. Ben de sana kendi yigitliklerimi ve
kahramanliklarimi ve anlatabilecegim daha pek çok seyi anlatirim. Sen de aynisini yap ve
birbirimizi eglendirelim.?

Daha sonra çuvalindan incelikle islenmis eski bir pipo çikartti ve
içini bazi kurutulmus yapraklarla hafifletilmis tütünle doldurup misafirine ikram
etti. Bu isle mesgul olurken konusmaya basladilar.

Nefes veririm,? dedi yasli adam, ? ve irmaklar kimildamaz. Su tas gibi
kati ve sert olur.?

Nefes alirim,? dedi genç adam, ?ve bütün ovalarda çiçekler boy verir.?

Eklemlerimi titretirim,? diye karsilik verdi yasli adam, ? ve ülkeyi
kar kaplar. Yapraklar istegim üzerine agaçlardan dökülür ve nefesim onlari uzaklara
sürükler. Kuslar su üstünden havalanip uzak diyarlara uçar. Hayvanlar
kendilerini bir bakisimdan sakinir ve üzerinde yürüdügüm su yer
çakmaktasi kadar sertlesir.?

Saçlarimi savururum,? diye yanitladi genç adam, ?ve yumusak yagmurun
ilik damlalari yeryüzüne düser. Bitkiler neseyle gülümseyen çocuklarin
parlayan gözleri gibi baslarini yerden kaldirirlar. Sesim kuslari yeniden
çagirir. Nefesimin sicakligi nehirleri çözer. Yürüdügüm her agaçligi müzik
kaplar ve doga tümüyle gelisimi kutlar.?

Nihayet günes dogmaya basladi. Etrafa tatli bir sicaklik yayildi. Yasli
adamin dili sustu. Narbülbülü ve mavi kus kulübenin üstünde sarki söylemeye
basladi Irmak kapinin ardinda söylenmeye basladi ve büyüyen bitkilerin ve
çiçeklerin kokusu esen dag rüzgariyla beraber yavasça geldi.

Gün isigi genç adama, kendisini agirlayan kisinin kimligini açikça
sergiledi. Ona baktiginda buz kadar soguk yasli Kis Ruhu Peboan ?in çehresini
gördü. Adamin gözlerinden irmaklar akmaya basladi . Günes yükseldikçe gövdesi gitgide
ufaldi ve sonunda tamamen eriyip gitti. Kulübenin söminesinde genç ziyaretçi
Baharin Ruhu Seegwun? un alnina Kuzey in ilk hatirasi olarak taç yaptigi çevresi
pembe küçük beyaz mis-kooded çiçeginden baska hiçbir sey kalmadi.

ALINTI
msxlabs