Kısa Boylu Erkekler Hor Görülüyor
kısa boylu erkek ünlüler kısa boylu ünlüler erkek erkekler boyu
Son bir araştırma uzun boylu erkeklerin, kadınların ilgisini daha çok çektikleri için, çocuk sahibi olma açısından kısa boylu hemcinslerine kıyasla daha şanslı olduklarını ortaya koyuyor. Kadınlardaki bu eğilim günümüzde bile erkekler üzerinde evrimsel bir baskı oluşturabilir.
Daha önce gerçekleştirilen bir araştırmada, Liverpool Üniversitesi evrimsel ruhbilim uzmanı Robin Dunbar erkek ve kadınların eşlerinde ne tür özellikler aradıklarını görmek üzere arkadaş bulma ilanlarını taradı. Bu tarama sonucunda erkeklerin yalnızca uzun boylu olduklarında bu bilgiyi ilana yansıttıklarına tanık oldu. Kısacası, arkadaş arayanlar yalnızca olumlu niteliklerini sayıyorlardı.
Bunun üzerine Dunbar şöyle bir sonuca vardı: Kadınlar uzun boylu erkeklere daha çok ilgi duyduklarına göre, bu erkeklerin çocuk sahibi olma olasılığı da daha yüksek olmalıydı. Dunbar bu görüşünü kanıtlamak için iki meslektaşını da yanına alarak bir araştırma başlattı. Bu araştırma kapsamında, 1983-1989 yılları arasında zorunlu olarak tıbbi incelemeden geçen, yaşları 25 ile 60 arasında değişen 4400 sağlıklı erkeğin kayıtları gözden geçirildi.
Ekip deneklerin boylarını ve çocuk sahibi olup olmadıklarını kaydetti. Ardından elde edilen bu verilerle, söz gelimi, daha yakın bir geçmişte doğanların daha iyi beslenme ve bakım sonucunda daha uzun boylu olma eğilimi gibi etmenler karşılaştırıldı.
Sonuçta, çocuksuz erkeklerin genelde bir ya da daha çok çocuğu olan erkeklerden çok daha kısa oldukları görüldü. Dunbar'a göre bu durum kadınların uzun boylu erkekleri yeğlediklerinin bir kanıtıydı. Dahası, bekâr erkeklerin evli hemcinslerine oranla daha kısa boylu olmaları da bu görüşü destekliyordu.
Kadınların uzun boylu erkekleri yeğlemelerinin birçok nedeni olabilir. Toplumda boylu poslu erkekler genellikle varsıllık, başarı ve iyi sağlıkla özdeşleştirilirler. Ancak böylesi bir etkinin son derece yaygın olması kadınlardaki bu eğilimin genlerde programlanmış olabileceği görüşünü doğuruyor. Bu tür bir programlama avlanmayla geçinen toplumlarda uzun boylu erkeklerin daha güçlü ve bu işe daha uygun oldukları dönemde gerçekleşmiş olabilir.
Dunbar bu araştırma sonucunda bilim adamlarının, cinsel seçimin davranış biçimini etkilediğine inanacaklarını ümit ediyor ve ''Toplumsal bilimlerde insanlar evrim ilkelerinin davranış biçemini etkilediğine pek inanmak istemiyorlar. Araştırma sonuçları sanırım bu eğilimi değiştirecek'' diyor.
Dunbar'ın araştırması uzun boylu erkeklere gösterilen ilginin kadının seçim yapamayacağı durumlarda yok olduğunu da ortaya koyuyor. 30'lu yıllarda doğan erkekler evlilik piyasasına II. Dünya Savaşı'nın hemen ardından girdiler. Bu dönemde erkeklerin sayısı her zamankine kıyasla daha düşüktü. Bu yüzden, kısa ya da uzun boylu olsun, tüm erkekler çocuk sahibi olma açısından aynı oranda şanslıydılar. Kadınlar bulduklarıyla yetinmek zorundaydılar.
Son bir araştırma uzun boylu erkeklerin, kadınların ilgisini daha çok çektikleri için, çocuk sahibi olma açısından kısa boylu hemcinslerine kıyasla daha şanslı olduklarını ortaya koyuyor. Kadınlardaki bu eğilim günümüzde bile erkekler üzerinde evrimsel bir baskı oluşturabilir.
Daha önce gerçekleştirilen bir araştırmada, Liverpool Üniversitesi evrimsel ruhbilim uzmanı Robin Dunbar erkek ve kadınların eşlerinde ne tür özellikler aradıklarını görmek üzere arkadaş bulma ilanlarını taradı. Bu tarama sonucunda erkeklerin yalnızca uzun boylu olduklarında bu bilgiyi ilana yansıttıklarına tanık oldu. Kısacası, arkadaş arayanlar yalnızca olumlu niteliklerini sayıyorlardı.
Bunun üzerine Dunbar şöyle bir sonuca vardı: Kadınlar uzun boylu erkeklere daha çok ilgi duyduklarına göre, bu erkeklerin çocuk sahibi olma olasılığı da daha yüksek olmalıydı. Dunbar bu görüşünü kanıtlamak için iki meslektaşını da yanına alarak bir araştırma başlattı. Bu araştırma kapsamında, 1983-1989 yılları arasında zorunlu olarak tıbbi incelemeden geçen, yaşları 25 ile 60 arasında değişen 4400 sağlıklı erkeğin kayıtları gözden geçirildi.
Ekip deneklerin boylarını ve çocuk sahibi olup olmadıklarını kaydetti. Ardından elde edilen bu verilerle, söz gelimi, daha yakın bir geçmişte doğanların daha iyi beslenme ve bakım sonucunda daha uzun boylu olma eğilimi gibi etmenler karşılaştırıldı.
Sonuçta, çocuksuz erkeklerin genelde bir ya da daha çok çocuğu olan erkeklerden çok daha kısa oldukları görüldü. Dunbar'a göre bu durum kadınların uzun boylu erkekleri yeğlediklerinin bir kanıtıydı. Dahası, bekâr erkeklerin evli hemcinslerine oranla daha kısa boylu olmaları da bu görüşü destekliyordu.
Kadınların uzun boylu erkekleri yeğlemelerinin birçok nedeni olabilir. Toplumda boylu poslu erkekler genellikle varsıllık, başarı ve iyi sağlıkla özdeşleştirilirler. Ancak böylesi bir etkinin son derece yaygın olması kadınlardaki bu eğilimin genlerde programlanmış olabileceği görüşünü doğuruyor. Bu tür bir programlama avlanmayla geçinen toplumlarda uzun boylu erkeklerin daha güçlü ve bu işe daha uygun oldukları dönemde gerçekleşmiş olabilir.
Dunbar bu araştırma sonucunda bilim adamlarının, cinsel seçimin davranış biçimini etkilediğine inanacaklarını ümit ediyor ve ''Toplumsal bilimlerde insanlar evrim ilkelerinin davranış biçemini etkilediğine pek inanmak istemiyorlar. Araştırma sonuçları sanırım bu eğilimi değiştirecek'' diyor.
Dunbar'ın araştırması uzun boylu erkeklere gösterilen ilginin kadının seçim yapamayacağı durumlarda yok olduğunu da ortaya koyuyor. 30'lu yıllarda doğan erkekler evlilik piyasasına II. Dünya Savaşı'nın hemen ardından girdiler. Bu dönemde erkeklerin sayısı her zamankine kıyasla daha düşüktü. Bu yüzden, kısa ya da uzun boylu olsun, tüm erkekler çocuk sahibi olma açısından aynı oranda şanslıydılar. Kadınlar bulduklarıyla yetinmek zorundaydılar.