Katerine Mongio ve Mehmet Günsür

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Katerine Mongio ve Mehmet Günsür
mehmet günsür çocuğu katerina mongio kimdir katerina mongio mehmet günsür katerine
Bildiğiniz üzere şu aralar Mehmet Günsür'ün " Aşk Tesadüfleri Sever " isimli filmi konuşuluyor. Galadan çıkan tüm sanatçıların ordak bir paydası var arkadaşlarım. Film harikulade olmuş demekle birlikte gözlerin biraz yaşlı olmasından, filmin ne denli bir tad bıraktığını anlamak mümkün.

Şimdi bu Bay Mehmet GÜNSÜR, evliymiş 🙂 Ayşe arman ile geçtiğimiz günlerde yapılan söyleşisinden sadece karısı ve çocukları ile ilgili bölümü veriyorum. Bakalım burada da aşkı tedasüfmüymüş 🙂
katirina-mongio.jpeg

Biz karımla sarılmışız ve birlikte uçuyoruz... Hissettiğim bu... Aşk bu... Bütünleşmek bu...


İtalyan eşinizle nasıl tanıştınız?
- Adı Katerina Mongio. Belgesel yönetmeni. Benim gibi pozitif bir insan. En umutsuz yerlerde bile umudu, gülümsemeyi arayan biri. Brezilya ile ilgili çok güzel bir belgeseli var, çocuklar lağımda oynuyorlar ama mutlular. İnsanda iyi bir his bırakan bir film. Biz ikimiz de hayatı olumlu tarafından görmek isteyen tipleriz.


O, hayatınızın en büyük aşkı mı?
- Evet. Biz birbirimizi yeniden bulmuş gibi hissediyoruz.


Nasıl yani?
- Yeni tanışmış gibi değiliz. Sanki o aşk orada hep vardı. Tanışmamıza gelince, ben bir arkadaşımla kısa film yaptım. Bir sürü yere gönderdim, biri de Valencia Film Festivali'ydi. İşte orada Katerina'nıın bir arkadaşıyla tanıştım. İçine doğmuş demek ki, "Benim bir arkadaşım var, onunla mutlaka tanışmalısın" dedi. O kadar ısrar etti ki, hissettim ki bir alt metin var, bana bir şey demeye çalışıyor. Sonuçta festival bitti, beni Lecce'ye davet etti. Lecce de, İtalya'nın güneyinde, tam çizmenin topuğunda büyülü, barok bir kasaba, 100 bin kişi filan yaşıyor. Bir tren bileti alıp gittim, beni işte o sözünü ettiğim kız ve arkadaşı Katerina karşıladı. Katerina ile tanışmıştık.


Ne oldu tanışınca?
- Dört gün geçirdik, o dört gün, dört milyon yıl gibiydi. Anlatılamaz bir iletişim. Yıllardır arkadaşı olan insanlar etrafında, onlarla aynı dili paylaşıyor ama bizim tarifi olmayan bir komünikasyonumuz var. Sadece bakışarak anlaşıyoruz. Aşk böyle bir şey. Dil, din, ırk, hiçbir şeyi tanımıyor. Sonra ben onu mavi yolculuğa davet ettim.


Ne özelliği var bu mavi yolculuğun?
- Bizim aile geleneğimiz. 40 senedir maaile, mavi yolculuğa çıkıyoruz. Son 20 yıldır aynı tekneyle. Her sene, aile biraz daha büyüyor, çoluk çocuk, bazen iki tekne oluyoruz. Katerina'ya da "Gel" dedim, geldi...


Bu bir test miydi?
- Yok canım, daha önce başka kız arkadaşlarım da geldi. Ama Katerina, tekneyi ve bu muhabeti özel olarak sevdi. Evlendiğimizde 7 aylık hamileydi. Ama onun hayatımın aşkı olduğuna ben çok daha önce karar vermiştim, iş güçten evlenmeye fırsat olmadı. Sonra Lecce'ye yerleştik. O büyülü barok kasabaya. Oğlumuz Ali'nin öyle bir yerde büyümesini istedik. Bahçeler... Köpek... Kendi bostanımız, yetiştirdiğimiz sebzeler... Havuz... Zeytin ağaçları... Böyle bir yerde büyüdü... Ama şimdi okul çağına geldi, tekrar Roma'ya taşındık. Bir de Maya var tabii, ikinci çocuğumuz...


Katerina'da başka kadınlarda bulmadığınız ne var?
- Tarifi olmayan bir pozitiflik. Ve tabii hayata çok ortak bir noktadan bakıyoruz.


Ona tamamen kendinizi teslim olmuş gibi mi hissediyorsunuz?
- Hayır, hayır! Biz sarılmışız, onunla birlikte uçuyoruz, hissettiğim bu...


Son olarak sizin aklınızı başınızdan bu kadar alan kadın çok güzel bir kadın mı?
- Evet ama... Güzellik olmaz onu tanımlamak için ilk önce kullanacağım sıfatlar. Yine de çok güzel, 1.85 boyunda, incecik, zaten kemik ölçümü yaptırdık, Ali de Maya da 1.80'i geçecekmiş. Ailenin cücesi ben kalacağım!
 
Geri
Üst