Kaİnatin YaratiliŞi...
kainatın yaratılışı kainatin yaratilisi kainatın yaratılışı ile ilgili hadisler video dünyanın video
Ezelde Allah celle celâluhu vardı. O’ndan önce hiçbir şey yoktu. Allah Teâlâ, kainatı ve tüm mahlukâtı yaratmak murat etti de:
Önce:
Arşı,
Sonra:
Suyu,
Rüzgarı,
Yeryüzünü,
Gökyüzünü,
Bitkiler ve hayvanları,
Melekleri, cinleri yarattı.
Meleklerin kainattan önce yaratıldığı rivayeti de vardır.
En sonunda:
Âdem aleyhisselamı halketti.
O’ndan, O’nun eğe kemiğinden de Havva Validemizi yarattı.
Yaratılışın başlayış ve safhaları Kur’an-ı Kerim’de şöyle beyan edilmektedir:
“O, amel bakımından hanginizin daha güzel olduğunu imtihan etmek için O’nun arşı su üzerinde iken gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, “Siz ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz.” desen kâfir olanlar derhal: Bu açık bir büyüden başka bir şey değildir, derler.” (Hûd 7)
“De ki: Siz yeri iki günde yaratanı inkâr edip O’na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabb’idir.
Yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada rızklarını arayanlar için dört günde eşit gıdalar takdir etti.
Sonra buhar halinde olan göğe yöneldi. Ona ve yerküreye: İsteyerek ve istemeyerek gelin, dedi. İkisi de: İsteyerek geldik dediler.
Böylece onları yedi gök olarak iki günde var etti ve her göğe görevini vahyetti. Ve Biz dünya semasını kandillerle donattık. Bozulmaktan koruduk. İşte bu, aziz, alîm Allah’ın takdiridir.” (Fussilet 9-12)
Allah Teâlâ’nın her göğe görevini vahyetmesi, meleklerin, yıldızların ve diğer gök cisimlerinin yaratılması ve kendilerine vazifelerinin bildirilmesidir.
“Şüphesiz gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa hükümran olan, geceyi durmadan kovalayan gündüzü bürüyüp örten, güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Rabb’iniz Allah’tır. Bilesiniz ki yaratmak da, emretmek de O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi ne yücedir.” (Araf 54)
Ayet-i kerimelerde geçen gün, bizce mâlum olan yirmi dört saatten ibaret olan gün değildir. Allah indinde gün, bir an manasına gelebileceği gibi, çok uzun bir zaman, bir devir manasına da gelmektedir. Burada zikredilen zaman izafidir.
Meselâ, Hac suresi 47. ayet-i kerimede Allah indindeki bir günün, bizim mahiyetini bilemediğimiz bin yıl gibi olduğu beyan edilirken, Meâric suresi 4. ayet-i kerimede ise Allah indindeki bir günün dünya yıllarından elli bin yıl gibi olduğu ifade edilmektedir.
Bu duruma göre Allah Teâlâ, kâinatı, altı anda, altı devirde, altı zamanda yaratmıştır. Elbette gerçek bilgi Allah katındadır.
“İnkâr edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim onları birbirinden kopardığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? Hâlâ inanmazlar mı?
Onları sarsmasın diye yeryüzünde bir takım dağlar diktik. Orada geniş geniş yollar açtık. Tâ ki maksatlarına ulaşsınlar.
Biz gökyüzünü sağlam bir tavan gibi yaptık. Onlar ise gökyüzünün ayetlerinden yüz çevirirler.
O, geceyi, gündüzü, güneşi, ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.” (Enbiya 30-33)
Ayet-i kerimelerden anlaşıldığı gibi başlangıçta gök ve yer bitişik idi. Allah celle celâluhu onları birbirinden ayırdı. Gökyüzü bir duhan, bir buhar şeklinde idi. Allah Teâlâ yeri, göğü ve bütün mahlukatı, altı günde, yani, altı devrede, altı zamanda yarattı. Kainat bir kısım devrelerden geçerek hâlihazırdaki duruma geldi.
Yaratılış hakkında Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:
“Allah vardı. O’ndan önce hiçbir şey yoktu. Arşı da su üstünde idi. Sonra gökleri ve yeri yarattı. Zikirde (levh-i mahfuzda) her şeyi yazdı.” (Buhari)
Diğer bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmaktadır:
“Allah toprağı cumartesi günü yarattı. Dağları pazar günü. Mekruhu salı günü, nuru çarşamba günü yarattı. Perşembe günü de canlıları yer yüzüne yaydı. Cuma günü ikindiden sonra, ikindi ile akşam arasında tüm yaratıklardan sonra Âdem’i yarattı.” (Müslim)
Ezelde Allah celle celâluhu vardı. O’ndan önce hiçbir şey yoktu. Allah Teâlâ, kainatı ve tüm mahlukâtı yaratmak murat etti de:
Önce:
Arşı,
Sonra:
Suyu,
Rüzgarı,
Yeryüzünü,
Gökyüzünü,
Bitkiler ve hayvanları,
Melekleri, cinleri yarattı.
Meleklerin kainattan önce yaratıldığı rivayeti de vardır.
En sonunda:
Âdem aleyhisselamı halketti.
O’ndan, O’nun eğe kemiğinden de Havva Validemizi yarattı.
Yaratılışın başlayış ve safhaları Kur’an-ı Kerim’de şöyle beyan edilmektedir:
“O, amel bakımından hanginizin daha güzel olduğunu imtihan etmek için O’nun arşı su üzerinde iken gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, “Siz ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz.” desen kâfir olanlar derhal: Bu açık bir büyüden başka bir şey değildir, derler.” (Hûd 7)
“De ki: Siz yeri iki günde yaratanı inkâr edip O’na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabb’idir.
Yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada rızklarını arayanlar için dört günde eşit gıdalar takdir etti.
Sonra buhar halinde olan göğe yöneldi. Ona ve yerküreye: İsteyerek ve istemeyerek gelin, dedi. İkisi de: İsteyerek geldik dediler.
Böylece onları yedi gök olarak iki günde var etti ve her göğe görevini vahyetti. Ve Biz dünya semasını kandillerle donattık. Bozulmaktan koruduk. İşte bu, aziz, alîm Allah’ın takdiridir.” (Fussilet 9-12)
Allah Teâlâ’nın her göğe görevini vahyetmesi, meleklerin, yıldızların ve diğer gök cisimlerinin yaratılması ve kendilerine vazifelerinin bildirilmesidir.
“Şüphesiz gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa hükümran olan, geceyi durmadan kovalayan gündüzü bürüyüp örten, güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Rabb’iniz Allah’tır. Bilesiniz ki yaratmak da, emretmek de O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi ne yücedir.” (Araf 54)
Ayet-i kerimelerde geçen gün, bizce mâlum olan yirmi dört saatten ibaret olan gün değildir. Allah indinde gün, bir an manasına gelebileceği gibi, çok uzun bir zaman, bir devir manasına da gelmektedir. Burada zikredilen zaman izafidir.
Meselâ, Hac suresi 47. ayet-i kerimede Allah indindeki bir günün, bizim mahiyetini bilemediğimiz bin yıl gibi olduğu beyan edilirken, Meâric suresi 4. ayet-i kerimede ise Allah indindeki bir günün dünya yıllarından elli bin yıl gibi olduğu ifade edilmektedir.
Bu duruma göre Allah Teâlâ, kâinatı, altı anda, altı devirde, altı zamanda yaratmıştır. Elbette gerçek bilgi Allah katındadır.
“İnkâr edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim onları birbirinden kopardığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? Hâlâ inanmazlar mı?
Onları sarsmasın diye yeryüzünde bir takım dağlar diktik. Orada geniş geniş yollar açtık. Tâ ki maksatlarına ulaşsınlar.
Biz gökyüzünü sağlam bir tavan gibi yaptık. Onlar ise gökyüzünün ayetlerinden yüz çevirirler.
O, geceyi, gündüzü, güneşi, ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.” (Enbiya 30-33)
Ayet-i kerimelerden anlaşıldığı gibi başlangıçta gök ve yer bitişik idi. Allah celle celâluhu onları birbirinden ayırdı. Gökyüzü bir duhan, bir buhar şeklinde idi. Allah Teâlâ yeri, göğü ve bütün mahlukatı, altı günde, yani, altı devrede, altı zamanda yarattı. Kainat bir kısım devrelerden geçerek hâlihazırdaki duruma geldi.
Yaratılış hakkında Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:
“Allah vardı. O’ndan önce hiçbir şey yoktu. Arşı da su üstünde idi. Sonra gökleri ve yeri yarattı. Zikirde (levh-i mahfuzda) her şeyi yazdı.” (Buhari)
Diğer bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmaktadır:
“Allah toprağı cumartesi günü yarattı. Dağları pazar günü. Mekruhu salı günü, nuru çarşamba günü yarattı. Perşembe günü de canlıları yer yüzüne yaydı. Cuma günü ikindiden sonra, ikindi ile akşam arasında tüm yaratıklardan sonra Âdem’i yarattı.” (Müslim)