İ
İslami Yazar
Forum Okuru
Kainatın oluşumunda Tesadüf mümkün mü?
Kainatta tesadüfün imkanı varmı acaba? İçinde yaşadığımız şu muazzam kainatın tesadüfen yaratılmış olması aklen ve ilmen mümkün müdür?
Canlılar içersinde en gelişmemiş varlığın insan olduğu konusunda bir tartışmaya girişecek kimsenin bulunması sanırım mümkün değildir. İnsandan aşağı canlılar arasında ise zeka bakımından en gelişmiş canlı olarak şempanzeler olduğu Söylenir. Bugün için aksi isbat edilmediğine göre Bunu olduğu gibi kabul edeceğiz elbette. Şimdi şöyle bir şey düşünelim. İnsandan sonra en gelişmiş varlık kabul edilen şempanzelerden altı tane kafadar sahiplerinin hareketlerini taklit etmek için bütün zekalarını kullansınlar. Daktilonun başına geçsinler ve söz gelimi kırk adet tuşu bulunan makinaya oldum olasıya vurmaya başlasınlar. Maymun bu ya. Tuşların çıkardığı sesler tuhafına gidecek, vurdukça zevk alacaklar ve usanıp da makinayı parçalayıncaya kadar vurmaya çalışacaklardır. Şimdi bu alelade vuruşlardan ortaya bir şeyler çıkacaktır elbette. Olmaz ya olur farzederek diyelim bizim akıllı şempanzelerimiz sahiplerinin yaptığı gibi bir düzine kağıdı çıkarıp her kağıt bitiminde yenisini usulca takarak yazmaya çalışsalar acaba ortaya ne çıkar dersiniz? Bizim diyebileceğimiz söz tabiatıyla bir hiç olacaktır. Çünkü şempanzeler tuşlara oldum olasıya vuracaklar ve neticede ortaya bir şey çıkmayacaktır.
Ama birde başkalarını dinleyelim. Onlar ne diyorlardı bu konuda. Hem de bir büyük etiketi bulunan ve bu alanda adından ustalıkla söz ettiren birisi olsun: Altı tane maymun daktiloların başına geçseler ve milyonlarca sene tuşlara vursalar, yazdıkları kağıtların sonuna doğru Shakespeare’in eserlerindeki pasajlarından bir kısmına benzer metinler bulmamız güç olmayacaktır. İşte şu anda içinde bulunduğumuz dünya da çevresini saran kainat içerisinde milyonlarca seneden beri madde içinde cereyan eden tesadüfi reaksiyonların sonucudur. Diyor ünlü biyoloji bilgini Huxley. Bırakalım Shakespeare’in dünyaca ünlü eserlerindeki fevkalede usluba benzer bir metin yazmalarını da en geri zekalı bir insanın Allah’ın lütfuyla Yanyana getirdiği birkaç cümleciği yazabilirler mi? İnsanlığın bilinen tarihinde böyle bir şey görülmüş müdür? Tarih zamanın en küçük bir kısmını içerir diyenler olabilir. Bu dönemde insanın cümle kurabilme yeteneğine nisbetle söz konusu ettiğimiz cümlecik de zamanın tarih içerisindeki boyutundan çok daha az olsa gerekir.
Kainatımızda tesadüfe yer yoktur…
Çünkü saniyede 300 bin km gibi baş döndürücü bir hızla hareket eden Işık, bir gün veya bir yıl ki ışık bir yıl içerisinde yaklaşık olarak 9.460.800 milyon km mesafe kateder. Değil, tam 680 bin ışık yılı mesafe katederek göz görmez akıl almaz kainatımızın esrar dolu köşelerinden bize kadar ulaşır.
Kainatta Tesadüfe yer yoktur. Çünkü 680 bin ışık yılı mesafe içerisinde tahminlere göre-ki 21. Yüzyılda ilimde kesinlik kalmamıştır- tam 40 milyar fazla gök cismi yer alır.
Kainatta tesadüfe yer yoktur. Çünkü kainatımızdaki bu 40 milyar gök cisminden her birinin ağırlığı ne kadardır biliyor musunuz? Yani 20 rakamının önünde 27 adet sıfır konarak okunacak rakam ki dilimiz bunu ifadeye muktedir değil.
Çünkü akılları durduran bu büyük varlıklar aleminde bir alt dereceye inerek baş döndürücü sayılar arasından bir hiç mesabesinde olan dünyamıza geldiğimizde yine kafası belirli mıntıkalara kadar uzanabilen insanoğlunun akıl almaz rakamlar çıkar karşısına. Ve bu rakamların tesadüfen gerçekleştiğini söyleyebilmek için insanın kendisinden habersiz olması gerekir.
Canlılar içersinde en gelişmemiş varlığın insan olduğu konusunda bir tartışmaya girişecek kimsenin bulunması sanırım mümkün değildir. İnsandan aşağı canlılar arasında ise zeka bakımından en gelişmiş canlı olarak şempanzeler olduğu Söylenir. Bugün için aksi isbat edilmediğine göre Bunu olduğu gibi kabul edeceğiz elbette. Şimdi şöyle bir şey düşünelim. İnsandan sonra en gelişmiş varlık kabul edilen şempanzelerden altı tane kafadar sahiplerinin hareketlerini taklit etmek için bütün zekalarını kullansınlar. Daktilonun başına geçsinler ve söz gelimi kırk adet tuşu bulunan makinaya oldum olasıya vurmaya başlasınlar. Maymun bu ya. Tuşların çıkardığı sesler tuhafına gidecek, vurdukça zevk alacaklar ve usanıp da makinayı parçalayıncaya kadar vurmaya çalışacaklardır. Şimdi bu alelade vuruşlardan ortaya bir şeyler çıkacaktır elbette. Olmaz ya olur farzederek diyelim bizim akıllı şempanzelerimiz sahiplerinin yaptığı gibi bir düzine kağıdı çıkarıp her kağıt bitiminde yenisini usulca takarak yazmaya çalışsalar acaba ortaya ne çıkar dersiniz? Bizim diyebileceğimiz söz tabiatıyla bir hiç olacaktır. Çünkü şempanzeler tuşlara oldum olasıya vuracaklar ve neticede ortaya bir şey çıkmayacaktır.
Ama birde başkalarını dinleyelim. Onlar ne diyorlardı bu konuda. Hem de bir büyük etiketi bulunan ve bu alanda adından ustalıkla söz ettiren birisi olsun: Altı tane maymun daktiloların başına geçseler ve milyonlarca sene tuşlara vursalar, yazdıkları kağıtların sonuna doğru Shakespeare’in eserlerindeki pasajlarından bir kısmına benzer metinler bulmamız güç olmayacaktır. İşte şu anda içinde bulunduğumuz dünya da çevresini saran kainat içerisinde milyonlarca seneden beri madde içinde cereyan eden tesadüfi reaksiyonların sonucudur. Diyor ünlü biyoloji bilgini Huxley. Bırakalım Shakespeare’in dünyaca ünlü eserlerindeki fevkalede usluba benzer bir metin yazmalarını da en geri zekalı bir insanın Allah’ın lütfuyla Yanyana getirdiği birkaç cümleciği yazabilirler mi? İnsanlığın bilinen tarihinde böyle bir şey görülmüş müdür? Tarih zamanın en küçük bir kısmını içerir diyenler olabilir. Bu dönemde insanın cümle kurabilme yeteneğine nisbetle söz konusu ettiğimiz cümlecik de zamanın tarih içerisindeki boyutundan çok daha az olsa gerekir.
Kainatımızda tesadüfe yer yoktur…
Çünkü saniyede 300 bin km gibi baş döndürücü bir hızla hareket eden Işık, bir gün veya bir yıl ki ışık bir yıl içerisinde yaklaşık olarak 9.460.800 milyon km mesafe kateder. Değil, tam 680 bin ışık yılı mesafe katederek göz görmez akıl almaz kainatımızın esrar dolu köşelerinden bize kadar ulaşır.
Kainatta Tesadüfe yer yoktur. Çünkü 680 bin ışık yılı mesafe içerisinde tahminlere göre-ki 21. Yüzyılda ilimde kesinlik kalmamıştır- tam 40 milyar fazla gök cismi yer alır.
Kainatta tesadüfe yer yoktur. Çünkü kainatımızdaki bu 40 milyar gök cisminden her birinin ağırlığı ne kadardır biliyor musunuz? Yani 20 rakamının önünde 27 adet sıfır konarak okunacak rakam ki dilimiz bunu ifadeye muktedir değil.
Çünkü akılları durduran bu büyük varlıklar aleminde bir alt dereceye inerek baş döndürücü sayılar arasından bir hiç mesabesinde olan dünyamıza geldiğimizde yine kafası belirli mıntıkalara kadar uzanabilen insanoğlunun akıl almaz rakamlar çıkar karşısına. Ve bu rakamların tesadüfen gerçekleştiğini söyleyebilmek için insanın kendisinden habersiz olması gerekir.