Kadınlarımız Ahhh Kadınlarımız
Kadının saçı tellisi ille de ince bellisi..
Bu laflar tarih oldu gitti.. İnce belli kadın imajı
Paşabahçe'nin çay bardaklarında kaldı..
Zamane kızları; kalın bel, iri el ve ayaklarıyla pehlivan gibi..
Orta yaştakiler ise enine doğru gelişme gösteriyor..
Baştan söyleyeyim.. İftira etmiyorum.. Benimkisi tespit..
Hem de koskoca Sağlık Bakanlığı'nın verileriyle desteklenen
bir tespit..
"Erkekle kadın arasındaki bel farkı
kalkıyor.."
Kadınlar adına yazıp çizenler bu işe kızacak şimdi..
"Kadın-erkek eşitliğinin" Anayasa'da yazması onlara
yetmediği için sabah akşam kafamızı yemekle meşgûl
olduklarından bu önemli detayı atlamışlar..
Atlamasalar, bana değilse bile Sağlık Bakanlığı'na bir laf
yetiştireni çıkardı..
SONUÇ ORTADA
Sağlık Bakanlığı, bilim adamlarına yol vermiş..
Onlar da ellerinde birer mezura, önlerine gelen kadınların
bellerini ölçmeye başlamışlar..
Bu tür ölçümlere izin veren tabii ki "kocasına asi olmayan,
iyi huylu, sessiz, mantı ve kısır seven.." kadınlar..
Okumuşları,
kümesteki tavuklara yaptığın
gibi tutup tutup ölçemezsin..
Olmadık maraza
çıkarırlar..
Öbür kadınların ölçüm sonuçları bilim adamlarının fikrini
şaşırtmış..
Ortalama bir erkeğin bel kalınlığı doksan santim.. Kabul
edilebilir ölçü de bu..
Kadında ise bu ölçü "Doksan-Altmış-Doksan" olarak ifade
edilen güzellik formülünün orta yerindeki rakamdır..
Yani altmış..
Oysa yapılan araştırmanın sonucuna göre kadındaki yeni
bel ölçüsü 80 olarak çıkıyor..
Başka türlü anlatayım..
Bu ölçümlere göre çağdaş kadının güzellik formülü "Doksan-
Seksen-Doksan" oluyor..
Erkek beli ile kadın beli arasındaki fark ise on santime
düşmüş.. Allah hazır mantıcılara,
kısırcılara,
börekçilere zarar vermesin.. İki vakte kadar bu fark
kapanır gider..
***
Şimdi bel seksen santime çıktığında, göğüs nahiyesi ve halk
arasında "kasnak" olarak tabir edilen kalçalar sabit
kalmıyor tabii..
.
Onlar da Livaneli'nin "Alıp başımı giderim.." diye başlayan
şarkısının eşliğinde yürüyorlar..
Bu durumda ideal güzellik formülünün "Yüz on-Seksen-Yüz
on" olarak yazılması icap eder..
Ama yazılamıyor.. Sorun bakalım niye?
.
Bu laflar tarih oldu gitti.. İnce belli kadın imajı
Paşabahçe'nin çay bardaklarında kaldı..
Zamane kızları; kalın bel, iri el ve ayaklarıyla pehlivan gibi..
Orta yaştakiler ise enine doğru gelişme gösteriyor..
Baştan söyleyeyim.. İftira etmiyorum.. Benimkisi tespit..
Hem de koskoca Sağlık Bakanlığı'nın verileriyle desteklenen
bir tespit..
"Erkekle kadın arasındaki bel farkı
kalkıyor.."
Kadınlar adına yazıp çizenler bu işe kızacak şimdi..
"Kadın-erkek eşitliğinin" Anayasa'da yazması onlara
yetmediği için sabah akşam kafamızı yemekle meşgûl
olduklarından bu önemli detayı atlamışlar..
Atlamasalar, bana değilse bile Sağlık Bakanlığı'na bir laf
yetiştireni çıkardı..
SONUÇ ORTADA
Sağlık Bakanlığı, bilim adamlarına yol vermiş..
Onlar da ellerinde birer mezura, önlerine gelen kadınların
bellerini ölçmeye başlamışlar..
Bu tür ölçümlere izin veren tabii ki "kocasına asi olmayan,
iyi huylu, sessiz, mantı ve kısır seven.." kadınlar..
Okumuşları,
gibi tutup tutup ölçemezsin..
çıkarırlar..
Öbür kadınların ölçüm sonuçları bilim adamlarının fikrini
şaşırtmış..
Ortalama bir erkeğin bel kalınlığı doksan santim.. Kabul
edilebilir ölçü de bu..
Kadında ise bu ölçü "Doksan-Altmış-Doksan" olarak ifade
edilen güzellik formülünün orta yerindeki rakamdır..
Yani altmış..
Oysa yapılan araştırmanın sonucuna göre kadındaki yeni
bel ölçüsü 80 olarak çıkıyor..
Başka türlü anlatayım..
Bu ölçümlere göre çağdaş kadının güzellik formülü "Doksan-
Seksen-Doksan" oluyor..
Erkek beli ile kadın beli arasındaki fark ise on santime
düşmüş.. Allah hazır mantıcılara,
börekçilere zarar vermesin.. İki vakte kadar bu fark
kapanır gider..
***
Şimdi bel seksen santime çıktığında, göğüs nahiyesi ve halk
arasında "kasnak" olarak tabir edilen kalçalar sabit
kalmıyor tabii..
.
şarkısının eşliğinde yürüyorlar..
Bu durumda ideal güzellik formülünün "Yüz on-Seksen-Yüz
on" olarak yazılması icap eder..
Ama yazılamıyor.. Sorun bakalım niye?
.