Kadınlar erkeklerden daha kıskanç
Kadınlar erkeklerden daha kıskanç
Uzmanlara göre, erkekler evlendikten sonra eşini kaybetmeyeceğini düşünüyor. Kadınlar ise kocasını başka birine kaptırma endişesine kapılıp kıskançlık yapıyor ve ilişkiyi geriyor.
Kıskançlık genellikle erkeklerle özdeşleştirilir. Oysa uzmanlara göre, evlilik içinde kadınlar daha kıskanç oluyorlar. Bunun nedenini, Doç. Dr. Armağan Samancı şöyle açıklıyor:
“Kadın için daha yarışmacı bir sevgi var. Kadınların, kıskançlıkların, rekabetin daha çok hissedildiği bir sevgi anlayışı vardır. Erkek ise sevgisinde rekabet aramaz. Bunu görmek de istemez. Erkek, kadını kazandıktan sonra kaybetmeyeceğini düşünür. Özellikle de evlendikten sonra, karısının onun olduğunu düşünür ve sahiplenici bir tutum içine girer. Kadın ise kocasını kaybedeceği korkusu yaşar. Dolayısıyla daha çok kıskançlık gösterisinde bulunabilir. Bu da ilişkiyi gerer.”
Maskeli davranış…
Prof. Dr. Sedat Özkan’a göre de kadın, kaybetme korkusunu daha fazla yaşıyor. Kadın, daha paylaşımcı, erkek ise sahiplenici oluyor. Erkek, kaybetme korkusunu kadına göre daha az yaşıyor. Özellikle de menopoz dönemindeki kadınlar, güzelliklerini ve çekiciliklerini yitirdiklerini düşünürler ve kocalarını başka kadınlara kaptıracakları endişesini hissederler.
Kadınlar erkeklere göre daha kıskanç oluyor fakat kıskançlıklarını dolaylı ve maskeli davranışlarla ortaya koyuyorlar. Oysa erkekler, agresif bir kıskançlık içine giriyor. Kıskandığını açık açık belli ediyor ya da söylüyor.
Güven çok önemli
Prof. Dr. Sedat Özkan, kadınların duygularıyla, erkeklerin ise dürtüleriyle hareket ettiklerini söylüyor ve iki cins arasındaki temel farklılıkları da şöyle açıklıyor:
“Erkeklerin engellenme eşiği daha düşüktür. Herhangi bir isteği kadın tarafından engellenince, daha öfkelidirler. Kadınlar daha dirençlidir. Kadın, riskli davranışlara karşı tedbirlidir. Kadın daha koruyucudur. Mevcut değerleri daha çok korur, erkek daha dağıtıcıdır. Erkek maceracı şeylerden hoşlanır. Kadın ise güven ve emniyet içindeki faaliyetleri tercih eder.
Erkek dürtüleriyle hareket ediyor
Erkek daha dürtüseldir. Daha atak karakterlidir, daha girişimcidir. Kadın ise daha domestiktir. Anne kimliği, onun kendisine algısını ve erkeği algısını etkiler. Kadın duygusal, erkek eylemseldir. Erkek duygularını bastırır. Bunda, sosyokültürel çevrenin etkisi de büyüktür.”
Uzmanlara göre, erkekler evlendikten sonra eşini kaybetmeyeceğini düşünüyor. Kadınlar ise kocasını başka birine kaptırma endişesine kapılıp kıskançlık yapıyor ve ilişkiyi geriyor.
Kıskançlık genellikle erkeklerle özdeşleştirilir. Oysa uzmanlara göre, evlilik içinde kadınlar daha kıskanç oluyorlar. Bunun nedenini, Doç. Dr. Armağan Samancı şöyle açıklıyor:
“Kadın için daha yarışmacı bir sevgi var. Kadınların, kıskançlıkların, rekabetin daha çok hissedildiği bir sevgi anlayışı vardır. Erkek ise sevgisinde rekabet aramaz. Bunu görmek de istemez. Erkek, kadını kazandıktan sonra kaybetmeyeceğini düşünür. Özellikle de evlendikten sonra, karısının onun olduğunu düşünür ve sahiplenici bir tutum içine girer. Kadın ise kocasını kaybedeceği korkusu yaşar. Dolayısıyla daha çok kıskançlık gösterisinde bulunabilir. Bu da ilişkiyi gerer.”
Maskeli davranış…
Prof. Dr. Sedat Özkan’a göre de kadın, kaybetme korkusunu daha fazla yaşıyor. Kadın, daha paylaşımcı, erkek ise sahiplenici oluyor. Erkek, kaybetme korkusunu kadına göre daha az yaşıyor. Özellikle de menopoz dönemindeki kadınlar, güzelliklerini ve çekiciliklerini yitirdiklerini düşünürler ve kocalarını başka kadınlara kaptıracakları endişesini hissederler.
Kadınlar erkeklere göre daha kıskanç oluyor fakat kıskançlıklarını dolaylı ve maskeli davranışlarla ortaya koyuyorlar. Oysa erkekler, agresif bir kıskançlık içine giriyor. Kıskandığını açık açık belli ediyor ya da söylüyor.
Güven çok önemli
Prof. Dr. Sedat Özkan, kadınların duygularıyla, erkeklerin ise dürtüleriyle hareket ettiklerini söylüyor ve iki cins arasındaki temel farklılıkları da şöyle açıklıyor:
“Erkeklerin engellenme eşiği daha düşüktür. Herhangi bir isteği kadın tarafından engellenince, daha öfkelidirler. Kadınlar daha dirençlidir. Kadın, riskli davranışlara karşı tedbirlidir. Kadın daha koruyucudur. Mevcut değerleri daha çok korur, erkek daha dağıtıcıdır. Erkek maceracı şeylerden hoşlanır. Kadın ise güven ve emniyet içindeki faaliyetleri tercih eder.
Erkek dürtüleriyle hareket ediyor
Erkek daha dürtüseldir. Daha atak karakterlidir, daha girişimcidir. Kadın ise daha domestiktir. Anne kimliği, onun kendisine algısını ve erkeği algısını etkiler. Kadın duygusal, erkek eylemseldir. Erkek duygularını bastırır. Bunda, sosyokültürel çevrenin etkisi de büyüktür.”