M
Misafir
Forum Okuru
Kadın Haberleri 2003
TÜRK KADINI DAYAK MAĞDURU... Resmi kayıtlara göre Türkiye'de kadınların yüzde 58'i dayağa maruz kalıyor.
--------------------------------------------------------------------------------
Ancak uzmanlar, gerçek rakamların bunun çok üzerinde olduğu görüşünde. Töreler ve geleneksel nedenler yüzünden gerçek rakamlar tam olarak belirlenemiyor.
Ankara Tabip Odası'nca 16-17 Kasım 2002 tarihleri arasında düzenlenen ''Kadına Yönelik Şiddet ve Hekimlik Sempozyumu'' sonuç bildirgesine göre, kadına yönelik şiddet evrensel bir gerçek olarak kabul ediliyor.
Türkiye'de kayıtlı verilere göre, kadınların yüzde 58'i dayağa maruz kalıyor. Ancak töreler ve geleneksel nedenlerle gerçek rakamlara ulaşılamıyor.
Şiddete maruz kalan kadınlar kendilerini çaresiz hissediyor ve ne yapacağını bilemiyor. Bu nedenle şiddete maruz kalan kadınların hak arama sürecini başlatacak kurumlarla ilişkiye geçmesinin sağlanması gerekiyor.
Kadına yönelik şiddet konusunda sağlık çalışanlarının yaklaşımı daönem taşıyor. Sonuç bildirgesine göre, özellikle, acil servis, adli tıp, kadın doğum gibi uzmanlık alanlarında eğitimin bu konuya da içerir şekilde yeniden biçimlenmesi gerekiyor. Hekimlerin, mezuniyet öncesi ve sonrası eğitimlerinde, ''cinsel şiddete uğrayan kadınlara hekim yaklaşımı'' konusunda eğitilmeleri büyük önem taşıyor.
Zaman içinde sistemlerin ve kültürlerin etkisiyle kazanılmış bir rol ve erkekler şiddet uygulamayı, kendilerine yönelik şiddetle öğreniyor. Sünnet, futbol, askerlik gibi tüm erkeklik rituelleri şiddeti içselleştirmeye yönelik olarak kabul ediliyor. Bu nedenle şiddete karşı direnebilmek, erkeklerin kültürel erkeklik normlarına direnebilmeleriyle mümkün olacak.
İŞYERİNDE CİNSEL TACİZ
Bildirgeye göre, çalışma yaşamında da kadınlar haksız ve cinsiyet ayrımcı uygulamalarla karşılaşıyor, şiddete ve cinsel tacize maruz kalıyor. Ancak, işyerinde şiddete maruz kalan kadınlar işten atılma ve dışlanma korkusuyla sessiz kalıyor. Türkiye'de çalışma yaşamında cinsel şiddetin önüne geçecek politikaların geliştirilmesi, yasal düzenlemeler yapılması ve uygulamaya sokulması gerekiyor.
KIZLIK ZARI İNCELEMESİ
Sonuç bildirgesine göre, özerkliğin oluşmadığı durumlarda kızlık zarı incelemesi eğer sağlığı tehdit eden bir durum söz konusu değilse kadının ruhsal ve bedensel bütünlüğünü bozuyor, bu nedenle etik dışı bir uygulama olarak kabul ediliyor. Sorumlu hekim davranışı da bu uygulamayı reddediyor.
Cinsel işkence konusunun da irdelendiği sempozyum sonuç bildirgesine göre, cinsel işkence, silahlı çatışma, gözaltı koşulları ve savaş hallerinde çok yaygın olarak kullanılıyor. Ulusal ve uluslararası hukuk açısından işkence faillerinin cezalandırılması, bunun bir insanlık suçu olarak kabul edilmesi, bu suçların zaman aşımına uğramaması yönünde yaptırımlar gerekiyor.
(aa)
Haber X 02.01.2003
Av.Habibe Yılmaz Kayar
İstanbul Barosu
--------------------------------------------------------------------------------
Ancak uzmanlar, gerçek rakamların bunun çok üzerinde olduğu görüşünde. Töreler ve geleneksel nedenler yüzünden gerçek rakamlar tam olarak belirlenemiyor.
Ankara Tabip Odası'nca 16-17 Kasım 2002 tarihleri arasında düzenlenen ''Kadına Yönelik Şiddet ve Hekimlik Sempozyumu'' sonuç bildirgesine göre, kadına yönelik şiddet evrensel bir gerçek olarak kabul ediliyor.
Türkiye'de kayıtlı verilere göre, kadınların yüzde 58'i dayağa maruz kalıyor. Ancak töreler ve geleneksel nedenlerle gerçek rakamlara ulaşılamıyor.
Şiddete maruz kalan kadınlar kendilerini çaresiz hissediyor ve ne yapacağını bilemiyor. Bu nedenle şiddete maruz kalan kadınların hak arama sürecini başlatacak kurumlarla ilişkiye geçmesinin sağlanması gerekiyor.
Kadına yönelik şiddet konusunda sağlık çalışanlarının yaklaşımı daönem taşıyor. Sonuç bildirgesine göre, özellikle, acil servis, adli tıp, kadın doğum gibi uzmanlık alanlarında eğitimin bu konuya da içerir şekilde yeniden biçimlenmesi gerekiyor. Hekimlerin, mezuniyet öncesi ve sonrası eğitimlerinde, ''cinsel şiddete uğrayan kadınlara hekim yaklaşımı'' konusunda eğitilmeleri büyük önem taşıyor.
Zaman içinde sistemlerin ve kültürlerin etkisiyle kazanılmış bir rol ve erkekler şiddet uygulamayı, kendilerine yönelik şiddetle öğreniyor. Sünnet, futbol, askerlik gibi tüm erkeklik rituelleri şiddeti içselleştirmeye yönelik olarak kabul ediliyor. Bu nedenle şiddete karşı direnebilmek, erkeklerin kültürel erkeklik normlarına direnebilmeleriyle mümkün olacak.
İŞYERİNDE CİNSEL TACİZ
Bildirgeye göre, çalışma yaşamında da kadınlar haksız ve cinsiyet ayrımcı uygulamalarla karşılaşıyor, şiddete ve cinsel tacize maruz kalıyor. Ancak, işyerinde şiddete maruz kalan kadınlar işten atılma ve dışlanma korkusuyla sessiz kalıyor. Türkiye'de çalışma yaşamında cinsel şiddetin önüne geçecek politikaların geliştirilmesi, yasal düzenlemeler yapılması ve uygulamaya sokulması gerekiyor.
KIZLIK ZARI İNCELEMESİ
Sonuç bildirgesine göre, özerkliğin oluşmadığı durumlarda kızlık zarı incelemesi eğer sağlığı tehdit eden bir durum söz konusu değilse kadının ruhsal ve bedensel bütünlüğünü bozuyor, bu nedenle etik dışı bir uygulama olarak kabul ediliyor. Sorumlu hekim davranışı da bu uygulamayı reddediyor.
Cinsel işkence konusunun da irdelendiği sempozyum sonuç bildirgesine göre, cinsel işkence, silahlı çatışma, gözaltı koşulları ve savaş hallerinde çok yaygın olarak kullanılıyor. Ulusal ve uluslararası hukuk açısından işkence faillerinin cezalandırılması, bunun bir insanlık suçu olarak kabul edilmesi, bu suçların zaman aşımına uğramaması yönünde yaptırımlar gerekiyor.
(aa)
Haber X 02.01.2003
Av.Habibe Yılmaz Kayar
İstanbul Barosu