Kabala ve kara büyü
kabala tarikatı kabala büyüleri büyüsü madonna mason mu madonna mason
Araştırmalarımda çok şey okudum. Ama sizlerle paylaşacağım bu alıntıları okuyarak sözüm ona bu ilmin şuan hızla yayıldığını belirtmemde fayda var..
Kabala, kelime anlamıyla "sözlü gelenek" demektir. Ansiklopedilerde veya sözlüklerde, Yahudi dininin mistik, batıni bir kolu olarak tarif edilir. Bu tanıma göre, Kabala, Tevrat'ın ve diğer Yahudi dini kaynaklarının gizli manalarını araştıran bir öğretidir. Ancak konuyu biraz daha yakından incelediğimizde, karşımıza daha farklı gerçekler çıkmaktadır.
Bu gerçeklerin bizi ulaştırdığı sonuç, Kabala'nın, Yahudiliğin temeli olan Tevrat'tan da önce var olan, Tevrat'ın vahyedilmesinden sonra da Yahudiliğin içine nüfuz eden "pagan" (putperest) bir öğreti olduğudur.
Kabala'nın "insan zihninin en kötü sapmalarından biri" olarak görülmesinin nedeni, bu öğretinin büyük ölçüde "büyü" ile ilgili olmasıdır. Kabala, binlerce yıldır hemen her türlü büyü ritüelinin temel taşlarından birini oluşturmuştur. Kabala ile uğraşan hahamların büyü gücüne sahip olduğuna inanılmıştır. Yahudi olmayan pek çok insan da Kabala'nın gizeminden etkilenmiş, bu öğretiyi kullanarak büyü ile uğraşmıştır. Ortaçağ'ın sonlarında Avrupa'yı saran, özellikle simyacılar tarafından benimsenen batıni çalışmaların kökeninde de Kabala'nın büyük rolü vardır.
Yahudilik, Tevrat'ın Hz. Musa'ya vahyedilmesi ile doğmuş İlahi bir dindir. Ama bu dinin içinde, İlahi vahyin kesin olarak yasakladığı büyücülüğü benimseyen Kabala adlı bir öğreti bulunmaktadır. Bu durum, Kabala'nın aslında Yahudiliğe dışarıdan ve sonradan giren bir unsur olduğunu göstermektedir.
Yahudiliğin önemli sembollerinden olan altı köşeli yıldız gerek Kabala'nın gerekse Kabala kaynaklı büyücülüğün en temel sembollerindendir
Kabala'yı felsefelerinin temeli edinen masonlar, elbette büyü ile de ilgilenmektedirler. Ancak çok üst dereceli masonların bildiği ve katıldığı büyü ayinlerinin masonluktaki önemi bir kaynakta şöyle aktarılmıştır:
"Masonluğun geniş manadaki büyücülükle bir yakınlığı vardır." (Tarihte ve Günümüzde Masonluk, Paul Naudon, sf.186)
Çırak, Kalfa, Usta isimli mason yayınında, masonik yemin töreni şöyle anlatılır:
"Tören üç kısımdan oluşur: Yakarma, söz verme, lanetleme. Yakarma: Masonik ilahlara ve şeytani kuvvetlere, yemin garantisi olarak çağırıda bulunulur. Söz verme: şeytana verilen yeminin konusudur. Lanetleme: yeminin tutulmaması halinde uygulanacak ölüm cezasıdır." (Çırak, Kalfa, Usta, sf.40)
Masonik kaynaklarda anlatıldığına göre, masonlukta 33. dereceye gelecek kişide aranılan en önemli özelliklerden biri, medyumluğa olan yatkınlığıdır. 7 yılda bir, 7. ayın 7. gününde 7 büyük locadan 7 medyum üstadın katılımıyla toplantılar yapılır.
Masonluğun bilinen sembollerinin haricinde, sadece büyü törenlerine özgü tütsü, cam küre gibi malzemeler toplantının dekorunda yer alır. Masanın üzerine bir keçi kafatası konur. 7 kollu şamdanın 7 mumu yakıldıktan sonra seans başlar. Kabala'daki sözde büyülü kelimeler dakikalarca tekrarlanır. Tören sırasında kimse konuşmaz, birbirine bakmaz dikkat dağıtacak en ufak bir hareket yapılmaz.
Bu ayinler masonların dış dünyadan en çok gizlemeye çalıştıkları sırlarından birisidir. Düşük dereceli masonlardan hiçbirisinin bu ayinlerden haberi olmaz. Şeytana tapınma ayinlerinin bir masona açıklanması için, masonların deyimiyle masonik ilkelerle, iyice yoğrulmuş olması gerekir. Ancak (sözde) yeterli "olgunluğa" geldiğinde kendisine bu sır verilir.
Kuran’da Hz. Musa’nın Firavun’un emrinde çalışan büyücülerle olan mücadelesi, bozguncular ve sapkın Kabalistler için bir ibrettir.
Yüce Rabbimiz Kuran’da, Hz. Musa’nın büyücülükle uğraşanları şöyle uyardığını bildirmiştir: "Onlardan atınca, Musa dedi ki: ‘Sizlerin (ortaya) getirdiğiniz büyüdür. Doğrusu Allah onu geçersiz kılacaktır. Şüphesiz Allah, bozgunculuk çıkaranların işini düzeltmez." (Yunus Suresi, 81)
Araştırmalarımda çok şey okudum. Ama sizlerle paylaşacağım bu alıntıları okuyarak sözüm ona bu ilmin şuan hızla yayıldığını belirtmemde fayda var..
Kabala, kelime anlamıyla "sözlü gelenek" demektir. Ansiklopedilerde veya sözlüklerde, Yahudi dininin mistik, batıni bir kolu olarak tarif edilir. Bu tanıma göre, Kabala, Tevrat'ın ve diğer Yahudi dini kaynaklarının gizli manalarını araştıran bir öğretidir. Ancak konuyu biraz daha yakından incelediğimizde, karşımıza daha farklı gerçekler çıkmaktadır.
Bu gerçeklerin bizi ulaştırdığı sonuç, Kabala'nın, Yahudiliğin temeli olan Tevrat'tan da önce var olan, Tevrat'ın vahyedilmesinden sonra da Yahudiliğin içine nüfuz eden "pagan" (putperest) bir öğreti olduğudur.
Kabala'nın "insan zihninin en kötü sapmalarından biri" olarak görülmesinin nedeni, bu öğretinin büyük ölçüde "büyü" ile ilgili olmasıdır. Kabala, binlerce yıldır hemen her türlü büyü ritüelinin temel taşlarından birini oluşturmuştur. Kabala ile uğraşan hahamların büyü gücüne sahip olduğuna inanılmıştır. Yahudi olmayan pek çok insan da Kabala'nın gizeminden etkilenmiş, bu öğretiyi kullanarak büyü ile uğraşmıştır. Ortaçağ'ın sonlarında Avrupa'yı saran, özellikle simyacılar tarafından benimsenen batıni çalışmaların kökeninde de Kabala'nın büyük rolü vardır.
Yahudilik, Tevrat'ın Hz. Musa'ya vahyedilmesi ile doğmuş İlahi bir dindir. Ama bu dinin içinde, İlahi vahyin kesin olarak yasakladığı büyücülüğü benimseyen Kabala adlı bir öğreti bulunmaktadır. Bu durum, Kabala'nın aslında Yahudiliğe dışarıdan ve sonradan giren bir unsur olduğunu göstermektedir.
Yahudiliğin önemli sembollerinden olan altı köşeli yıldız gerek Kabala'nın gerekse Kabala kaynaklı büyücülüğün en temel sembollerindendir
Kabala'yı felsefelerinin temeli edinen masonlar, elbette büyü ile de ilgilenmektedirler. Ancak çok üst dereceli masonların bildiği ve katıldığı büyü ayinlerinin masonluktaki önemi bir kaynakta şöyle aktarılmıştır:
"Masonluğun geniş manadaki büyücülükle bir yakınlığı vardır." (Tarihte ve Günümüzde Masonluk, Paul Naudon, sf.186)
Çırak, Kalfa, Usta isimli mason yayınında, masonik yemin töreni şöyle anlatılır:
"Tören üç kısımdan oluşur: Yakarma, söz verme, lanetleme. Yakarma: Masonik ilahlara ve şeytani kuvvetlere, yemin garantisi olarak çağırıda bulunulur. Söz verme: şeytana verilen yeminin konusudur. Lanetleme: yeminin tutulmaması halinde uygulanacak ölüm cezasıdır." (Çırak, Kalfa, Usta, sf.40)
Masonik kaynaklarda anlatıldığına göre, masonlukta 33. dereceye gelecek kişide aranılan en önemli özelliklerden biri, medyumluğa olan yatkınlığıdır. 7 yılda bir, 7. ayın 7. gününde 7 büyük locadan 7 medyum üstadın katılımıyla toplantılar yapılır.
Masonluğun bilinen sembollerinin haricinde, sadece büyü törenlerine özgü tütsü, cam küre gibi malzemeler toplantının dekorunda yer alır. Masanın üzerine bir keçi kafatası konur. 7 kollu şamdanın 7 mumu yakıldıktan sonra seans başlar. Kabala'daki sözde büyülü kelimeler dakikalarca tekrarlanır. Tören sırasında kimse konuşmaz, birbirine bakmaz dikkat dağıtacak en ufak bir hareket yapılmaz.
Bu ayinler masonların dış dünyadan en çok gizlemeye çalıştıkları sırlarından birisidir. Düşük dereceli masonlardan hiçbirisinin bu ayinlerden haberi olmaz. Şeytana tapınma ayinlerinin bir masona açıklanması için, masonların deyimiyle masonik ilkelerle, iyice yoğrulmuş olması gerekir. Ancak (sözde) yeterli "olgunluğa" geldiğinde kendisine bu sır verilir.
Kuran’da Hz. Musa’nın Firavun’un emrinde çalışan büyücülerle olan mücadelesi, bozguncular ve sapkın Kabalistler için bir ibrettir.
Yüce Rabbimiz Kuran’da, Hz. Musa’nın büyücülükle uğraşanları şöyle uyardığını bildirmiştir: "Onlardan atınca, Musa dedi ki: ‘Sizlerin (ortaya) getirdiğiniz büyüdür. Doğrusu Allah onu geçersiz kılacaktır. Şüphesiz Allah, bozgunculuk çıkaranların işini düzeltmez." (Yunus Suresi, 81)