İzmirin Doğal Güzellikleri

PaSikA

Yeni Üye
Üye
İzmirin Doğal Güzellikleri
izmirin doğal güzellikleri klaros orman kampı izmir doğal güzellikleri izmir deki güzellikler deki varlıklar
İzmir il toprakları jeolojik yönden çöküntü alanlarından oluşmuş ova ve dağlık alanlardan meydana gelmiştir. İlin doğu-batı doğrultusunda uzanan sıra dağlar arasındaki çöküntü alanları, akarsuların birikintileri ilin coğrafi konumunu meydana getirmiştir. İlin başlıca yükseklikleri kuzeyde Çıralı Dağı, Geyikli Tepe ve Yunt Dağı’dır. Orta kesimde ise Bozdağlar ve Aydın Dağları bulunur. Bunların arasında Bakırçay Gediz ve Küçük Menderes ovaları bulunmakta olup, bu ovaların deniz seviyesinden yükseklikleri 0–200 m. arasında değişmektedir.

Dağlar ve Ovalar





İzmir’in orta kesiminde Bozdağlar ile güneyinde Aydın Dağları bulunmaktadır. Bunlar III. Zamanın (Tersiyer) sonlarına doğru aşınmış, yeni tektonik hareketlerle parçalanmış yükseltilerdir. Kuzeydeki Madra Dağları ile Yunt Dağları magmadan fışkıran lavların yığılmasından meydana gelmiştir. Karaburun Yarımadası’ndaki dağlar ise çoğunlukla burada birikmiş tortuların kıvrılmasından meydana gelmiştir. Dağlar ile ovalar arasındaki yükselti farkının büyük oluşu da akarsuların bu kütleleri parçalamasından kaynaklanmıştır.

Madra Dağı ilin kuzeyinde, deniz seviyesinden 1.250 m. yükseklikte olup, kuzeyde Burhaniye-Havran ovaları, güneyde de Bergama Ovası arasındaki en büyük yükseltidir. Güneybatıda Altınova ile Dikili’ye doğru uzanan Madra Dağı’nın kolları deniz kıyısına kadar ulaşırken alçalarak kıyı düzlükleri ile birleşir. Bu dağın güney batı ucu Bergama’nın batısında, 1.061 m. yüksekliğe ulaşarak Geyikli Dağı ismini alır. Marda Dağı’nın tepe noktalarında bazı yerler hafif dalgalı düzlükler halinde yaylalardır. Üzerleri fıstık çamı ormanları ile kaplı olan Kozak Yaylası bu yaylaların en ünlüsüdür.

Madra Dağı’nın güneyinde, Soma yakınlarından Çandarlı Körfezi’ne kadar uzanan Bakırçay Ovası yer almaktadır. Bakırçay ve kollarının getirdiği alüvyonlarla örtülü olan bu ova 60 km. uzunluğunda olup, Kınık’ın kuzeyinde de en fazla genişliğe ulaşır.

İzmir’in kuzeyinde Bakırçay, güneyinde Gediz çöküntü alanı arasında bulunan 1.075 m. yüksekliğindeki Yunt Dağı akarsularla parçalanmıştır. Yunt Dağı’nın bir bölümünü oluşturan Sultan Dağı Bakırçay Ovası’nın güneyinde dağlık bir alan meydana getirir.

İzmir’in güneyinde Gediz Nehri’nin bulunduğu çöküntü alanı içerisindeki Dumanlı Dağ ile Yamanlar Dağı arasında uzunluğu 10 km. bulan dar bir boğaz vardır. Menemen Boğazı ismi verilen bu vadinin doğusunda Gediz Ovası uzanmaktadır. Bu ovanın büyük bir kısmı Manisa ilinin sınırları içerisinde kalmıştır. Menemen Boğazı batıya doğru, Emiralem’den itibaren genişler ve alçalır ve Gediz Deltası ile de birleşir. Burada meydana gelen düzlüğün güneydoğusunda 20 km. uzunluğunda Menemen Ovası ile Gediz Delta Ovası isimli düzlükler bulunmaktadır. Bunlar Anadolu’nun en verimli ovalarıdır.



İzmir’in kuzeyinde Gediz Nehri, güneyinde de Nif (Kemalpaşa) Çayı arasında yer alan Yamanlar Dağı (Karadağ) 40 km. uzunluğunda, 15 km. genişliğinde bir alanı kaplamıştır. Yamaçları eğimli olan bu dağ kütlesi Gediz Ovası’nın batısında yükselir ve dağın en yüksek noktası Manisa il sınırları içerisindeki Spil Dağı’dır (1.513 m.). Yamanlar Dağı jeolojik yönden bir volkan konisi olup, genç bir dağ kütlesidir. Tektonik kaymalar sonucunda meydana gelen çukurda da Karagöl bulunmaktadır. Bu çöküntü alanının batısında Ege Denizi ve İzmir Körfezi bulunmaktadır. Bu körfezin doğusu akarsuların taşıdığı alüvyonlarla dolmuş, bunun sonucu olarak da Bornova Ovası ile onun doğusundaki Kemalpaşa Ovası meydana gelmiştir. Bu iki ova arasında yüksekliği 250 m. ye kadar ulaşan Belkahve Geçidi bulunmaktadır.

İzmir Körfezi’nin doğu-batı yönünde, 110 km. uzunluğunda, kuzey-güney yönünde 20-30 km. genişliğinde Bozdağlar sıralanmaktadır. Bu dağ kütlesi kuzeyde Gediz, güneyde Küçük Menderes ovalarını birbirinden ayırmaktadır. Dağ sıralarının üzerinde aşınma sonucu meydana gelmiş yaylalar bulunmaktadır. Bozdağlar doğuda Sarıgöl’ün güneyinden başlayarak Kemalpaşa’ya, oradan da Karabel Geçidi’ne kadar uzanır. Bozdağların en yüksek noktası Birgi’nin kuzeyinde 2.159 m. ye kadar çıkar.

Bu dağların dışında İzmir Körfezi’nin doğusunda Kemalpaşa Dağları (1.500 m.), İzmir’in batısında Çatalkaya (Kızıldağ) bulunmaktadır. Çatalkaya’nın batısından itibaren yükseklik alçalır ve Çeşme’ye kadar uzanan alanlarda küçük tepeler halinde devam eder. Karaburun Yarımadası’nda kuzeyden doğuya doğru uzanan ve yüksekliği Karaburun ilçe merkezinde 1.218 m. ye kadar ulaşan Akdağlar bulunmaktadır. İlin güney sınırı üzerindeki Aydın Dağları Bozdağlara kadar fazla yüksekliği olmamasına rağmen Cevizli Dağında 1.646 m. ye kadar ulaşır. Aydın Dağları’nın Küçük Menderes Ovası’na bakan yamaçları oldukça diktir. Karaburun Yarımadası’nı kuzeyde Kömür Burnu ile güneyde Teke Burnu arasında uzanan ikinci bir dağ sırası sınırlamaktadır. Bunlar Küre Dağı, Eskici Dağı, Velidağ’dır.

Akarsular




İzmir il topraklarında Küçük Menderes, Gediz ve Bakırçay havzaları bulunmaktadır. Bunlardan Küçük Menderes Havzası Kiraz-Ödemiş-Bayındır-Tire-Torbalı-Selçuk-Seferihisar-İzmir Merkezi-Urla-Çeşme ve Karaburun yörelerini kaplamaktadır. Bu bölgede havzanın en önemli akarsuyu olan Küçük Menderes bulunmaktadır.


Bozdağlar’dan doğan Küçük Menderes’in uzunluğu 124 km. dir. Bu akarsu Kiraz ilçesindeki çöküntü alanından sonra güneye yönelir Beydağ ilçesinin kuzeyinde batıya dönerek Torbalı’nın güneyinden geçer ve Ege Denizi’ne dökülür. Küçük derelerle beslenen Küçük Menderes yağışların artması sonucu zaman zaman taşar ve çevresinde geçici bataklıklar oluşturur. Yaz aylarında ise suyu azalır.

İzmir’in Menemen ve Foça ilçeleri ile Kemalpaşa yöresini tümü ile kaplayan Gediz Havzası Türkiye’nin en büyük havzaları arasındadır. Bu havzanın en önemli akarsuyu da Gediz Nehri’dir.

Batı Anadolu’da Murat Dağı’ndan kaynaklanan Gediz Nehri’nin uzunluğu 400 km. dir. Manisa Boğazı’ndan geçtikten sonra İzmir topraklarına giren Gediz, geniş yaylar çizdikten sonra Foça’nın güneyinde Ege Denizi’ne dökülür. Yağışlardan etkilenen Gediz Nehri ince kum ve mil gibi maddeleri de taşımaktadır. Gediz Nehri çok önceki yıllarda Karşıyaka’nın batısından denize dökülürken getirdiği alüvyonlar İzmir Körfezi’ni kapanma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmış, bunun için Karşıyaka’nın kuzeyinde akan bir dere yatağından faydalanılarak yeni bir yatak açılmış ve böylece Gediz Foça’nın kuzeyinden denize dökülmesi sağlanmıştır.

Menemen, Foça, Bergama, Kınık ve Dikili bölgelerini kapsayan Bakırçay Havzası çok sayıdaki küçük akarsulardan oluşmuştur. Bu havzanın en önemli akarsuyu da Bakırçay’dır. Bakırçay doğuda Ömerdağ, kuzeyde Marda, güneyde de Yunt Dağı’ndan gelen akarsu kollarının birleşmesinden meydana gelmiş 128 km. uzunluğunda bir nehirdir. Kınık ilçesinin doğusundaki alüvyonlu ovaya giren Bakırçay Çandarlı Körfezi’nden denize dökülmektedir.

Bu akarsular dışında Karaburun Yarımadası’ndan doğan ve Ege Denizi’ne dökülen küçük dereler de il topraklarında bulunmaktadır.


Göller



İzmir il sınırları içerisinde, dağ sıraları arasında yer yer çöküntü alanlarında küçük göller vardır. İzmir’de büyük ölçüde bir göl bulunmamaktadır. İzmir’in küçük ölçüdeki önemli göller, Gölcük, Belevi Gölü, Çakalboğaz Gölleri ve Karagöl’dür.

Bunlardan Gölcük, Ödemiş’in kuzeyindeki Bozdağ’ın en yüksek noktasında bulunmaktadır. Kuzeyden güneye doğru uzanan küçük bir çöküntü çukuru içerisindeki bu gölün oluşumunda dağlardan gelen sellerin taşıdığı alüvyonların büyük payı olmuştur. Gölün derinliği yüzölçümüne göre çok fazladır. Suyu tatlıdır.

Selçuk ilçesi ile Torbalı arasında bulunan Belevi Gölü sığ bir göldür. Çakalboğaz Gölleri Küçük Menderes’in Selçuk ilçesinin 5-6 km. ilerisinde doldurduğu alanda meydana gelmiştir.

Yamanlar Dağı üzerindeki Karagöl tektonik bir kayma sonucu oluşan çukurda 35 dekarlık alanda meydana gelmiştir. Çevresi çam ormanları ile kaplıdır. Çevresi piknik alanı ve kamping yeri olarak düzenlenmiştir. Karagöl’ün mitolojideki Tantalos efsanesinde ismi geçmektedir.

İzmir il merkezinin 15 km. güneyinde Buca Belediyesi tarafından Kaynaklar Göleti yaptırılmıştır. Gölet 140.000 m2’lik bir alanı kapsamakta olup, bu alanın 30.000 m2’lik bölümü suni göldür. Bunun dışında gölün çevresinde 3.500 kişilik bir amfitiyatro, teraslar, piknik alanları bulunmaktadır.


Doğal Güzellikleri

Siren Kayalıkları (Foça)



İzmir ili Foça ilçesinde bulunan Siren Kayalıkları günümüzde fok balıklarının yaşam alanıdır. Buradaki kayalıkların arasındaki mağaralar fokların barınaklarıdır. Bu nedenle de bu mağaraların yakınlarında fokları ürkütmemek için denize girmek ve kayaların üzerine çıkmak yasaklanmıştır.


Siren Kayalıklarının ismi Yunan mitolojisinde de geçmektedir. Sirenler vücutları kuş, başları kadın şeklinde olup, yaptıkları müzikle insanları kayalara çekerlerdi. Bu müziğin etkisinde kalan gemiciler kayalara yaklaşır ve kayalara çarparak batarlarmış. Siren Kayalıkları yüzyıllar boyunca aşınmış ve doğaüstü şekiller almıştır.

Homeros’un destanlarında da Siren Kayalıkları’ndan söz edilmiştir:

“Ulu Tanrıça Kirke, ne yapın yapın, Tanrısal Sirenler'den sakının dedi bana. Büyüleyen seslerinden, çiçekli çayırlarından sakının. Sen dinle o sesi. Ama bağlasınlar ayakta seni kollarından bacaklarından orta direğe. Böyle dedim ve uyardım arkadaşlarımı. Bu ara gemimiz Sirenler'in adasına varmıştı bile. Çünkü itici bir rüzgâr esiyordu arkamızdan. Derken rüzgâr düştü, deniz oldu çarşaf gibi. Bir tanrı bütün dalgaları dindirmişti. Yoldaşlarım kalkıp geminin yelkenlerini topladılar, sonra da kürekleriyle döve döve köpürttüler denizi. O zaman ben tunç kılıcımla mum peteğini parçaladım ufak ufak ezdim güçlü ellerimle mumu. Sürdüm arkadaşlarımın kulaklarına. Duymaz oldular artık sirenleri. Onlar da bağladılar kollarımdan bacaklarımdan orta direğe beni. Sonra vurdular kürekleriyle kırçıl denize durmadan. Bir sıvışsak göz açıp kapayıncaya kadar şuradan dedik. Ama gözlerinden kaçmadı yakından geçen gemi Sirenlerin. Çınlayan sesleriyle hemen başladılar ezgiye: Gel buraya, dillere destan Odysseus, Akhalar'ın şanı şerefi. Durdur gemini duy bizim sesimizi. Hiçbir zaman bir kara gemi buradan geçemedi durup dinlemeden ağzımdan çıkan tatlı ezgileri; dinlerler doya doya, daha çok şey öğrenip öyle giderler, biliriz biz engin Troia'da olup bitenleri... Güzelim sesleriyle onlar böyle diyorlardı ve dinlemek istiyordu benim gönlüm. Kaşlarımla işaret ettim arkadaşlarıma, çözün dedim beni. Onlarsa ha bire kürek çekiyorlardı iki büklüm. Az sonra epey uzaklaşmıştık Sirenler'den, artık duymaz olmuştuk seslerini...”


Homeros Mağaraları (Buca)



İzmir ili Buca ilçesinde, Meles Çayı üzerinde bulunan Kızılçullu Su Kemerleri yakınında bulunan mağaralarda antik çağın ünlü ozanı Homeros’un şiirlerini yazdığı söylenmektedir.

Mağarada yeterli bir araştırma şimdiye kadar yapılmamıştır. Bu nedenle tarihlendirilmesi ve iç düzeni hakkında bilgi bulunmamaktadır.

Buca Belediyesi ile İzmir İl Kültür Müdürlüğü arasında yapılan protokol uyarınca burada bir araştırma yapılacaktır.


Mesire ve Dinlenme Yerleri



Orman Bölge Müdürlüğü İzmir Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Başmühendisliği'nin sorumluluğunda İzmir'de tam 20 adet orman içi dinlenme yeri vardır.

Bunların başında 70 hektarlık bir alana yayılmış olan Tanay Mesire Yerinde çadırlı kamp, kamping alanları ve turistik tesisler bulunmaktadır. İzmir’e 75 km. uzaklıktaki Gümüldür’de de 2.000 kişi kapasiteli piknik alanları vardır.

İzmir Özdere sahil şeridinde 40 hektarlık alanda, deniz kıyısında kurulan Kalemlik mesire yerinde her türlü dinlenme olanağı bulunmaktadır. Ayrıca Seferihisar yakınındaki Teos antik kent yakınındaki Akkum ve Ekmeksiz plajları bulunmaktadır.

İzmir’e 70 km. uzaklıktaki Claros (Denizpınarı) antik kentinin bulunduğu alanda da dinlenme ve mesire yeri vardır. Buca Belediyesi tarafından 140.000 m2’lik alanda kurulan Bucagöl İşletmeleri’nin ortasında 30.000 m2’lik suni bir göl ve çevresinde tiyatro, piknik alanı gibi çeşitli tesisler yapılmıştır.



Bunların yanı sıra, Kuşadası-Selçuk karayolunun 8. km.sinde bulunan Pamucak, Seferihisar kıyısındaki 320 hektarlık Kargacık, Bergama-Kozak karayolunun 17. km.sinde bulunan ve 10 hektarlık bir alandaki Çınarlı, Urla Çeşmealtı’ndaki Güvendik Dinlenme Tesisleri, Ödemiş Gölcük Yaylası’nda, deniz seviyesinden 1.100 m. yükseklikteki Gölcük, Ödemiş Bozdağ Yaylası’ndaki Mermeroluk, Kemalpaşa Torbalı arasındaki Karabel, İzmir-Manisa karayolunda Kızılçam ormanları içerisindeki Çiçekli, Menemen-Manisa karayolunun 3. km.sindeki Menemen Çamlığı, İzmir-Çeşme karayolu üzerindeki Uzunkuyu, Yamanlar Dağı’ndaki Karagöl, İzmir-Aydın karayolu üzerindeki Efeoğlu, İzmir-Salihli karayolu üzerindeki Belkahve, Aliağa Şelalesi İzmir ilinin diğer mesire ve dinlenme yerleridir.



İnciraltı Gençlik Merkezi (Merkez)

İnciraltı Gençlik Merkezi, yeni bir rekreasyon alanı olarak sinema salonları, yeme-içme tesisleri, spor, yürüyüş ve piknik alanları, sandalla gezinti yapılabilecek suni bir göl alanı ile kent halkını buraya çekmektedir


Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ve Herbaryum

Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi bünyesinde 1964 yılında kurulmuş olan Botanik Bahçesi, 1997 yılında Ege Üniversitesi Rektörlüğü'ne bağlanarak, Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ve Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak kurulmuştur. Araştırma ve öğretim hizmetlerinin yanı sıra halka doğal ve kültür bitkilerini tanıtmak ve sevdirmek amacını taşımaktadır.

Botanik Bahçesi 48.750 m2 alan üzerine kuruludur. Buradaki seralarda, tropik, kserofit, egzotik bitkiler halka ve öğrencilere tanıtılmaktadır. Botanik Bahçesinde yaklaşık 3.000 kadar bitki türü bulunmaktadır. Bu bitkiler Türkiye ve yabancı kökenlidir.


Teleferik Tesisleri (Balçova)



İzmir ili Balçova ilçesinde bulunan Teleferik Tesisleri İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenmiş ve 6 Mayıs 2000 tarihinde hizmete açılmıştır.

İzmir çevresinin doğal güzelliğinin görüldüğü teleferik tesislerinde, yamaç paraşütü yapılmakta, özel tırmanma şeritleri bulunmaktadır. Ayrıca çevresi piknik alanı olarak kullanıldığı gibi çeşitli dinlenme tesisleri de bulunmaktadır.


İzmir Kuş Cenneti (Çiğli)



İzmir ili Çiğli ilçesine 10 km. uzaklıkta, Ege Denizi kenarında, İzmir Körfezi'nin kuzeyinde bulunan Gediz Nehri Deltası'nın bir bölümü üzerindeki Tekel Çamaltı Tuzlası’nın bulunduğu 8.000 hektarlık alan 1982 yılında Su Kuşları Koruma ve Üretme Sahası olarak tescil edilmiştir. Bunun yanı sıra bu alanın sahip olduğu doğaldoğal ve arkeolojik sit alanı, Yaban Hayatı Koruma Sahası ve Uluslar arası Koruma Statüsü olan RAMSAR alanı olarak ilan edilmiştir.

Bu alanda Anadolu’daki 450 kuş türünden 220’sinin varlığı tespit edilmiştir. Bu türlerden 59’u burada kuluçkaya yatmaktadır. Burada kuluçkaya yatan kuş türleri arasında Flamingo, Tepeli Pelikan, Leylek, Küçük kerkenez, Suna, Angıt, Deniz Saksağanı, Kılıçgaga, Deniz Kırlangıcı, Gümüşü Martı, Uzunbacak, Tepeli Tarlakuşu, Arıkuşu, Kuyrukkakan ve Çulhakuşu bulunmaktadır. Ayrıca Tepeli Pelikan, Küçük Karabatak ve Küçük kerkenez gibi dünyada soyları azalan kuş türleri de bulunmaktadır.

Bunların yanı sıra bu alanda tatlı su ve deniz balıkları, üç tür kurbağa, beş tür yılan, beş tür kerkenezin yanı sıra Yabandomuzu, Tilki, Çakal, Tavşan, Sansar, Porsuk, Gelincik, Kirpi ve Sazlık Kedisi de yaşamaktadır. Kuş Cennetinde ziyaretçi merkezi, kuş gözlem kuleleri, dürbün ve gezi bisikleti bulunmaktadır.

Saha içerisindeki Çamaltı Tuzlası, yıllık 600 bin tonu bulan kapasitesi ile Türkiye'nin tuz ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamaktadır.
 
Dünya bir yana sen bir yana.Güzel izmirim.Hayatın yaşandığı,kalbin sevgiyle attığı

AH!GÜZEL İZMİRİM!Dünya bir yana sen bir yana.Güzel izmirim.Hayatın yaşandığı,kalbin sevgiyle attığı
İzmir il toprakları jeolojik yönden çöküntü alanlarından oluşmuş ova ve dağlık alanlardan meydana gelmiştir. İlin doğu-batı doğrultusunda uzanan sıra dağlar arasındaki çöküntü alanları, akarsuların birikintileri ilin coğrafi konumunu meydana getirmiştir. İlin başlıca yükseklikleri kuzeyde Çıralı Dağı, Geyikli Tepe ve Yunt Dağı’dır. Orta kesimde ise Bozdağlar ve Aydın Dağları bulunur. Bunların arasında Bakırçay Gediz ve Küçük Menderes ovaları bulunmakta olup, bu ovaların deniz seviyesinden yükseklikleri 0–200 m. arasında değişmektedir.


Dağlar ve Ovalar




İzmir’in orta kesiminde Bozdağlar ile güneyinde Aydın Dağları bulunmaktadır. Bunlar III. Zamanın (Tersiyer) sonlarına doğru aşınmış, yeni tektonik hareketlerle parçalanmış yükseltilerdir. Kuzeydeki Madra Dağları ile Yunt Dağları magmadan fışkıran lavların yığılmasından meydana gelmiştir. Karaburun Yarımadası’ndaki dağlar ise çoğunlukla burada birikmiş tortuların kıvrılmasından meydana gelmiştir. Dağlar ile ovalar arasındaki yükselti farkının büyük oluşu da akarsuların bu kütleleri parçalamasından kaynaklanmıştır.

Madra Dağı ilin kuzeyinde, deniz seviyesinden 1.250 m. yükseklikte olup, kuzeyde Burhaniye-Havran ovaları, güneyde de Bergama Ovası arasındaki en büyük yükseltidir. Güneybatıda Altınova ile Dikili’ye doğru uzanan Madra Dağı’nın kolları deniz kıyısına kadar ulaşırken alçalarak kıyı düzlükleri ile birleşir. Bu dağın güney batı ucu Bergama’nın batısında, 1.061 m. yüksekliğe ulaşarak Geyikli Dağı ismini alır. Marda Dağı’nın tepe noktalarında bazı yerler hafif dalgalı düzlükler halinde yaylalardır. Üzerleri fıstık çamı ormanları ile kaplı olan Kozak Yaylası bu yaylaların en ünlüsüdür.

Madra Dağı’nın güneyinde, Soma yakınlarından Çandarlı Körfezi’ne kadar uzanan Bakırçay Ovası yer almaktadır. Bakırçay ve kollarının getirdiği alüvyonlarla örtülü olan bu ova 60 km. uzunluğunda olup, Kınık’ın kuzeyinde de en fazla genişliğe ulaşır.

İzmir’in kuzeyinde Bakırçay, güneyinde Gediz çöküntü alanı arasında bulunan 1.075 m. yüksekliğindeki Yunt Dağı akarsularla parçalanmıştır. Yunt Dağı’nın bir bölümünü oluşturan Sultan Dağı Bakırçay Ovası’nın güneyinde dağlık bir alan meydana getirir.

İzmir’in güneyinde Gediz Nehri’nin bulunduğu çöküntü alanı içerisindeki Dumanlı Dağ ile Yamanlar Dağı arasında uzunluğu 10 km. bulan dar bir boğaz vardır. Menemen Boğazı ismi verilen bu vadinin doğusunda Gediz Ovası uzanmaktadır. Bu ovanın büyük bir kısmı Manisa ilinin sınırları içerisinde kalmıştır. Menemen Boğazı batıya doğru, Emiralem’den itibaren genişler ve alçalır ve Gediz Deltası ile de birleşir. Burada meydana gelen düzlüğün güneydoğusunda 20 km. uzunluğunda Menemen Ovası ile Gediz Delta Ovası isimli düzlükler bulunmaktadır. Bunlar Anadolu’nun en verimli ovalarıdır.


İzmir’in kuzeyinde Gediz Nehri, güneyinde de Nif (Kemalpaşa) Çayı arasında yer alan Yamanlar Dağı (Karadağ) 40 km. uzunluğunda, 15 km. genişliğinde bir alanı kaplamıştır. Yamaçları eğimli olan bu dağ kütlesi Gediz Ovası’nın batısında yükselir ve dağın en yüksek noktası Manisa il sınırları içerisindeki Spil Dağı’dır (1.513 m.). Yamanlar Dağı jeolojik yönden bir volkan konisi olup, genç bir dağ kütlesidir. Tektonik kaymalar sonucunda meydana gelen çukurda da Karagöl bulunmaktadır. Bu çöküntü alanının batısında Ege Denizi ve İzmir Körfezi bulunmaktadır. Bu körfezin doğusu akarsuların taşıdığı alüvyonlarla dolmuş, bunun sonucu olarak da Bornova Ovası ile onun doğusundaki Kemalpaşa Ovası meydana gelmiştir. Bu iki ova arasında yüksekliği 250 m. ye kadar ulaşan Belkahve Geçidi bulunmaktadır.

İzmir Körfezi’nin doğu-batı yönünde, 110 km. uzunluğunda, kuzey-güney yönünde 20-30 km. genişliğinde Bozdağlar sıralanmaktadır. Bu dağ kütlesi kuzeyde Gediz, güneyde Küçük Menderes ovalarını birbirinden ayırmaktadır. Dağ sıralarının üzerinde aşınma sonucu meydana gelmiş yaylalar bulunmaktadır. Bozdağlar doğuda Sarıgöl’ün güneyinden başlayarak Kemalpaşa’ya, oradan da Karabel Geçidi’ne kadar uzanır. Bozdağların en yüksek noktası Birgi’nin kuzeyinde 2.159 m. ye kadar çıkar.

Bu dağların dışında İzmir Körfezi’nin doğusunda Kemalpaşa Dağları (1.500 m.), İzmir’in batısında Çatalkaya (Kızıldağ) bulunmaktadır. Çatalkaya’nın batısından itibaren yükseklik alçalır ve Çeşme’ye kadar uzanan alanlarda küçük tepeler halinde devam eder. Karaburun Yarımadası’nda kuzeyden doğuya doğru uzanan ve yüksekliği Karaburun ilçe merkezinde 1.218 m. ye kadar ulaşan Akdağlar bulunmaktadır. İlin güney sınırı üzerindeki Aydın Dağları Bozdağlara kadar fazla yüksekliği olmamasına rağmen Cevizli Dağında 1.646 m. ye kadar ulaşır. Aydın Dağları’nın Küçük Menderes Ovası’na bakan yamaçları oldukça diktir. Karaburun Yarımadası’nı kuzeyde Kömür Burnu ile güneyde Teke Burnu arasında uzanan ikinci bir dağ sırası sınırlamaktadır. Bunlar Küre Dağı, Eskici Dağı, Velidağ’dır.

Akarsular



İzmir il topraklarında Küçük Menderes, Gediz ve Bakırçay havzaları bulunmaktadır. Bunlardan Küçük Menderes Havzası Kiraz-Ödemiş-Bayındır-Tire-Torbalı-Selçuk-Seferihisar-İzmir Merkezi-Urla-Çeşme ve Karaburun yörelerini kaplamaktadır. Bu bölgede havzanın en önemli akarsuyu olan Küçük Menderes bulunmaktadır.


Bozdağlar’dan doğan Küçük Menderes’in uzunluğu 124 km. dir. Bu akarsu Kiraz ilçesindeki çöküntü alanından sonra güneye yönelir Beydağ ilçesinin kuzeyinde batıya dönerek Torbalı’nın güneyinden geçer ve Ege Denizi’ne dökülür. Küçük derelerle beslenen Küçük Menderes yağışların artması sonucu zaman zaman taşar ve çevresinde geçici bataklıklar oluşturur. Yaz aylarında ise suyu azalır.

İzmir’in Menemen ve Foça ilçeleri ile Kemalpaşa yöresini tümü ile kaplayan Gediz Havzası Türkiye’nin en büyük havzaları arasındadır. Bu havzanın en önemli akarsuyu da Gediz Nehri’dir.

Batı Anadolu’da Murat Dağı’ndan kaynaklanan Gediz Nehri’nin uzunluğu 400 km. dir. Manisa Boğazı’ndan geçtikten sonra İzmir topraklarına giren Gediz, geniş yaylar çizdikten sonra Foça’nın güneyinde Ege Denizi’ne dökülür. Yağışlardan etkilenen Gediz Nehri ince kum ve mil gibi maddeleri de taşımaktadır. Gediz Nehri çok önceki yıllarda Karşıyaka’nın batısından denize dökülürken getirdiği alüvyonlar İzmir Körfezi’ni kapanma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmış, bunun için Karşıyaka’nın kuzeyinde akan bir dere yatağından faydalanılarak yeni bir yatak açılmış ve böylece Gediz Foça’nın kuzeyinden denize dökülmesi sağlanmıştır.

Menemen, Foça, Bergama, Kınık ve Dikili bölgelerini kapsayan Bakırçay Havzası çok sayıdaki küçük akarsulardan oluşmuştur. Bu havzanın en önemli akarsuyu da Bakırçay’dır. Bakırçay doğuda Ömerdağ, kuzeyde Marda, güneyde de Yunt Dağı’ndan gelen akarsu kollarının birleşmesinden meydana gelmiş 128 km. uzunluğunda bir nehirdir. Kınık ilçesinin doğusundaki alüvyonlu ovaya giren Bakırçay Çandarlı Körfezi’nden denize dökülmektedir.

Bu akarsular dışında Karaburun Yarımadası’ndan doğan ve Ege Denizi’ne dökülen küçük dereler de il topraklarında bulunmaktadır.


Göller




İzmir il sınırları içerisinde, dağ sıraları arasında yer yer çöküntü alanlarında küçük göller vardır. İzmir’de büyük ölçüde bir göl bulunmamaktadır. İzmir’in küçük ölçüdeki önemli göller, Gölcük, Belevi Gölü, Çakalboğaz Gölleri ve Karagöl’dür.

Bunlardan Gölcük, Ödemiş’in kuzeyindeki Bozdağ’ın en yüksek noktasında bulunmaktadır. Kuzeyden güneye doğru uzanan küçük bir çöküntü çukuru içerisindeki bu gölün oluşumunda dağlardan gelen sellerin taşıdığı alüvyonların büyük payı olmuştur. Gölün derinliği yüzölçümüne göre çok fazladır. Suyu tatlıdır.

Selçuk ilçesi ile Torbalı arasında bulunan Belevi Gölü sığ bir göldür. Çakalboğaz Gölleri Küçük Menderes’in Selçuk ilçesinin 5-6 km. ilerisinde doldurduğu alanda meydana gelmiştir.

Yamanlar Dağı üzerindeki Karagöl tektonik bir kayma sonucu oluşan çukurda 35 dekarlık alanda meydana gelmiştir. Çevresi çam ormanları ile kaplıdır. Çevresi piknik alanı ve kamping yeri olarak düzenlenmiştir. Karagöl’ün mitolojideki Tantalos efsanesinde ismi geçmektedir.

İzmir il merkezinin 15 km. güneyinde Buca Belediyesi tarafından Kaynaklar Göleti yaptırılmıştır. Gölet 140.000 m2’lik bir alanı kapsamakta olup, bu alanın 30.000 m2’lik bölümü suni göldür. Bunun dışında gölün çevresinde 3.500 kişilik bir amfitiyatro, teraslar, piknik alanları bulunmaktadır.


Doğal Güzellikleri


Siren Kayalıkları (Foça)



İzmir ili Foça ilçesinde bulunan Siren Kayalıkları günümüzde fok balıklarının yaşam alanıdır. Buradaki kayalıkların arasındaki mağaralar fokların barınaklarıdır. Bu nedenle de bu mağaraların yakınlarında fokları ürkütmemek için denize girmek ve kayaların üzerine çıkmak yasaklanmıştır.


Siren Kayalıklarının ismi Yunan mitolojisinde de geçmektedir. Sirenler vücutları kuş, başları kadın şeklinde olup, yaptıkları müzikle insanları kayalara çekerlerdi. Bu müziğin etkisinde kalan gemiciler kayalara yaklaşır ve kayalara çarparak batarlarmış. Siren Kayalıkları yüzyıllar boyunca aşınmış ve doğaüstü şekiller almıştır.

Homeros’un destanlarında da Siren Kayalıkları’ndan söz edilmiştir:

“Ulu Tanrıça Kirke, ne yapın yapın, Tanrısal Sirenler'den sakının dedi bana. Büyüleyen seslerinden, çiçekli çayırlarından sakının. Sen dinle o sesi. Ama bağlasınlar ayakta seni kollarından bacaklarından orta direğe. Böyle dedim ve uyardım arkadaşlarımı. Bu ara gemimiz Sirenler'in adasına varmıştı bile. Çünkü itici bir rüzgâr esiyordu arkamızdan. Derken rüzgâr düştü, deniz oldu çarşaf gibi. Bir tanrı bütün dalgaları dindirmişti. Yoldaşlarım kalkıp geminin yelkenlerini topladılar, sonra da kürekleriyle döve döve köpürttüler denizi. O zaman ben tunç kılıcımla mum peteğini parçaladım ufak ufak ezdim güçlü ellerimle mumu. Sürdüm arkadaşlarımın kulaklarına. Duymaz oldular artık sirenleri. Onlar da bağladılar kollarımdan bacaklarımdan orta direğe beni. Sonra vurdular kürekleriyle kırçıl denize durmadan. Bir sıvışsak göz açıp kapayıncaya kadar şuradan dedik. Ama gözlerinden kaçmadı yakından geçen gemi Sirenlerin. Çınlayan sesleriyle hemen başladılar ezgiye: Gel buraya, dillere destan Odysseus, Akhalar'ın şanı şerefi. Durdur gemini duy bizim sesimizi. Hiçbir zaman bir kara gemi buradan geçemedi durup dinlemeden ağzımdan çıkan tatlı ezgileri; dinlerler doya doya, daha çok şey öğrenip öyle giderler, biliriz biz engin Troia'da olup bitenleri... Güzelim sesleriyle onlar böyle diyorlardı ve dinlemek istiyordu benim gönlüm. Kaşlarımla işaret ettim arkadaşlarıma, çözün dedim beni. Onlarsa ha bire kürek çekiyorlardı iki büklüm. Az sonra epey uzaklaşmıştık Sirenler'den, artık duymaz olmuştuk seslerini...”


Homeros Mağaraları (Buca)




İzmir ili Buca ilçesinde, Meles Çayı üzerinde bulunan Kızılçullu Su Kemerleri yakınında bulunan mağaralarda antik çağın ünlü ozanı Homeros’un şiirlerini yazdığı söylenmektedir.

Mağarada yeterli bir araştırma şimdiye kadar yapılmamıştır. Bu nedenle tarihlendirilmesi ve iç düzeni hakkında bilgi bulunmamaktadır.

Buca Belediyesi ile İzmir İl Kültür Müdürlüğü arasında yapılan protokol uyarınca burada bir araştırma yapılacaktır.


Mesire ve Dinlenme Yerleri




Orman Bölge Müdürlüğü İzmir Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Başmühendisliği'nin sorumluluğunda İzmir'de tam 20 adet orman içi dinlenme yeri vardır.

Bunların başında 70 hektarlık bir alana yayılmış olan Tanay Mesire Yerinde çadırlı kamp, kamping alanları ve turistik tesisler bulunmaktadır. İzmir’e 75 km. uzaklıktaki Gümüldür’de de 2.000 kişi kapasiteli piknik alanları vardır.

İzmir Özdere sahil şeridinde 40 hektarlık alanda, deniz kıyısında kurulan Kalemlik mesire yerinde her türlü dinlenme olanağı bulunmaktadır. Ayrıca Seferihisar yakınındaki Teos antik kent yakınındaki Akkum ve Ekmeksiz plajları bulunmaktadır.

İzmir’e 70 km. uzaklıktaki Claros (Denizpınarı) antik kentinin bulunduğu alanda da dinlenme ve mesire yeri vardır. Buca Belediyesi tarafından 140.000 m2’lik alanda kurulan Bucagöl İşletmeleri’nin ortasında 30.000 m2’lik suni bir göl ve çevresinde tiyatro, piknik alanı gibi çeşitli tesisler yapılmıştır.




Bunların yanı sıra, Kuşadası-Selçuk karayolunun 8. km.sinde bulunan Pamucak, Seferihisar kıyısındaki 320 hektarlık Kargacık, Bergama-Kozak karayolunun 17. km.sinde bulunan ve 10 hektarlık bir alandaki Çınarlı, Urla Çeşmealtı’ndaki Güvendik Dinlenme Tesisleri, Ödemiş Gölcük Yaylası’nda, deniz seviyesinden 1.100 m. yükseklikteki Gölcük, Ödemiş Bozdağ Yaylası’ndaki Mermeroluk, Kemalpaşa Torbalı arasındaki Karabel, İzmir-Manisa karayolunda Kızılçam ormanları içerisindeki Çiçekli, Menemen-Manisa karayolunun 3. km.sindeki Menemen Çamlığı, İzmir-Çeşme karayolu üzerindeki Uzunkuyu, Yamanlar Dağı’ndaki Karagöl, İzmir-Aydın karayolu üzerindeki Efeoğlu, İzmir-Salihli karayolu üzerindeki Belkahve, Aliağa Şelalesi İzmir ilinin diğer mesire ve dinlenme yerleridir.



İnciraltı Gençlik Merkezi (Merkez)

İnciraltı Gençlik Merkezi, yeni bir rekreasyon alanı olarak sinema salonları, yeme-içme tesisleri, spor, yürüyüş ve piknik alanları, sandalla gezinti yapılabilecek suni bir göl alanı ile kent halkını buraya çekmektedir


Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ve Herbaryum


Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi bünyesinde 1964 yılında kurulmuş olan Botanik Bahçesi, 1997 yılında Ege Üniversitesi Rektörlüğü'ne bağlanarak, Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ve Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak kurulmuştur. Araştırma ve öğretim hizmetlerinin yanı sıra halka doğal ve kültür bitkilerini tanıtmak ve sevdirmek amacını taşımaktadır.

Botanik Bahçesi 48.750 m2 alan üzerine kuruludur. Buradaki seralarda, tropik, kserofit, egzotik bitkiler halka ve öğrencilere tanıtılmaktadır. Botanik Bahçesinde yaklaşık 3.000 kadar bitki türü bulunmaktadır. Bu bitkiler Türkiye ve yabancı kökenlidir.


Teleferik Tesisleri (Balçova)





İzmir ili Balçova ilçesinde bulunan Teleferik Tesisleri İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenmiş ve 6 Mayıs 2000 tarihinde hizmete açılmıştır.

İzmir çevresinin doğal güzelliğinin görüldüğü teleferik tesislerinde, yamaç paraşütü yapılmakta, özel tırmanma şeritleri bulunmaktadır. Ayrıca çevresi piknik alanı olarak kullanıldığı gibi çeşitli dinlenme tesisleri de bulunmaktadır.


İzmir Kuş Cenneti (Çiğli)





İzmir ili Çiğli ilçesine 10 km. uzaklıkta, Ege Denizi kenarında, İzmir Körfezi'nin kuzeyinde bulunan Gediz Nehri Deltası'nın bir bölümü üzerindeki Tekel Çamaltı Tuzlası’nın bulunduğu 8.000 hektarlık alan 1982 yılında Su Kuşları Koruma ve Üretme Sahası olarak tescil edilmiştir. Bunun yanı sıra bu alanın sahip olduğu doğaldoğal ve arkeolojik sit alanı, Yaban Hayatı Koruma Sahası ve Uluslar arası Koruma Statüsü olan RAMSAR alanı olarak ilan edilmiştir.

Bu alanda Anadolu’daki 450 kuş türünden 220’sinin varlığı tespit edilmiştir. Bu türlerden 59’u burada kuluçkaya yatmaktadır. Burada kuluçkaya yatan kuş türleri arasında Flamingo, Tepeli Pelikan, Leylek, Küçük kerkenez, Suna, Angıt, Deniz Saksağanı, Kılıçgaga, Deniz Kırlangıcı, Gümüşü Martı, Uzunbacak, Tepeli Tarlakuşu, Arıkuşu, Kuyrukkakan ve Çulhakuşu bulunmaktadır. Ayrıca Tepeli Pelikan, Küçük Karabatak ve Küçük kerkenez gibi dünyada soyları azalan kuş türleri de bulunmaktadır.

Bunların yanı sıra bu alanda tatlı su ve deniz balıkları, üç tür kurbağa, beş tür yılan, beş tür kerkenezin yanı sıra Yabandomuzu, Tilki, Çakal, Tavşan, Sansar, Porsuk, Gelincik, Kirpi ve Sazlık Kedisi de yaşamaktadır. Kuş Cennetinde ziyaretçi merkezi, kuş gözlem kuleleri, dürbün ve gezi bisikleti bulunmaktadır.


Saha içerisindeki Çamaltı Tuzlası, yıllık 600 bin tonu bulan kapasitesi ile Türkiye'nin tuz ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamaktadır.
[/QUOTE]