*MeleK*
♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
İzmir Ve Çevresinde El Sanatlar
ege oyaları ege iğne oyaları izmir iğne bölgesinde yaygın olan el sanatları izmirde hangi el sanatları yapılmaktadır
İzmir ilinin çevresinin el sanatları ve ilin meşhur özellikleri nelermiş bakalım 🙂
Örgü tekniği ile yapılan el sanatı olarak tanımlanan iğne oyaları, kimi zaman gurbet, kimi zaman içten bir gülümseme, bazen söylenemeyen bir söz, bazen de gurbetten dönene kadar saklanacak emanet olur. Üç boyutlu yapısı ve başlı başına bir süsleyici olması nedeniyle Türk kadını tarafından çok sevilmiştir. Oya, süslenmek ve süslemek, ayrıca taşıdıkları mesajlarla bir iletişim aracı olarak kullanılır. Halk Edebiyatına da konu olan gelin kaynana kavgaları sonucunda eline iğne ipliğini alan gelin ördüğü oyaya kaynana dili adını verir. Kocası ile arası açık olan yeni gelin başına “biber oyası” işlenmiş örtüyü seçer. Geçimsizlik fazla ise biberlerin renginin kırmızı olmasına özen gösterir .
Oyalar üç boyutlu bir örgü biçimidir. Onu diğer örgü biçimlerinden ayıran en önemli özelliği, süsleme ve süslenmek amacıyla kullanılmasıdır. Her ne kadar kadın baş süslemesinde yoğun olarak kullanılsa da, erkek giyiminde de oya kullanılır. Örneğin Efe başlığında genç kızlar tarafından işlenen oyalarla süslü poşu bağlanır. Oyalar erkek giyiminde yalnız başlıkta değil; para kesi, mühür kesesi, damat iç göyneği, mendil kenarında da kullanılmıştır. Anadolu’nun genelinde görülmekle birlikte Balıkesir, Bolu, Bursa, İçel, İnebolu, İzmir, Kastamonu, Konya, Kütahya, Muğla, Ordu , Rize yörelerinde sıkça kullanılır.
İğne oyalarının malzemesi genellikle ipektir. İğne oyasının ortaya çıkıp gelişmesinde en büyük etken, Anadolu’nun İpek Yolu üzerinde olması ve ipek üretimi yapılmasıdır. Günümüzde ipek böceği eskisi kadar yetiştirilmemekte, doğal olarak yapımında ipek kullanılan ürünler de azalmaktadır. İpeğin yerini alan pamuk iplikler oya yapımında da kullanılır.
İzmir ilinin çevresinin el sanatları ve ilin meşhur özellikleri nelermiş bakalım 🙂
Örgü tekniği ile yapılan el sanatı olarak tanımlanan iğne oyaları, kimi zaman gurbet, kimi zaman içten bir gülümseme, bazen söylenemeyen bir söz, bazen de gurbetten dönene kadar saklanacak emanet olur. Üç boyutlu yapısı ve başlı başına bir süsleyici olması nedeniyle Türk kadını tarafından çok sevilmiştir. Oya, süslenmek ve süslemek, ayrıca taşıdıkları mesajlarla bir iletişim aracı olarak kullanılır. Halk Edebiyatına da konu olan gelin kaynana kavgaları sonucunda eline iğne ipliğini alan gelin ördüğü oyaya kaynana dili adını verir. Kocası ile arası açık olan yeni gelin başına “biber oyası” işlenmiş örtüyü seçer. Geçimsizlik fazla ise biberlerin renginin kırmızı olmasına özen gösterir .
Oyalar üç boyutlu bir örgü biçimidir. Onu diğer örgü biçimlerinden ayıran en önemli özelliği, süsleme ve süslenmek amacıyla kullanılmasıdır. Her ne kadar kadın baş süslemesinde yoğun olarak kullanılsa da, erkek giyiminde de oya kullanılır. Örneğin Efe başlığında genç kızlar tarafından işlenen oyalarla süslü poşu bağlanır. Oyalar erkek giyiminde yalnız başlıkta değil; para kesi, mühür kesesi, damat iç göyneği, mendil kenarında da kullanılmıştır. Anadolu’nun genelinde görülmekle birlikte Balıkesir, Bolu, Bursa, İçel, İnebolu, İzmir, Kastamonu, Konya, Kütahya, Muğla, Ordu , Rize yörelerinde sıkça kullanılır.
İğne oyalarının malzemesi genellikle ipektir. İğne oyasının ortaya çıkıp gelişmesinde en büyük etken, Anadolu’nun İpek Yolu üzerinde olması ve ipek üretimi yapılmasıdır. Günümüzde ipek böceği eskisi kadar yetiştirilmemekte, doğal olarak yapımında ipek kullanılan ürünler de azalmaktadır. İpeğin yerini alan pamuk iplikler oya yapımında da kullanılır.