İzmir - Ödemiş İlçesi Genel Bilgi

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
İzmir - Ödemiş İlçesi Genel Bilgi
ödemişin işgali ödemiş kebabı tarifi ödemiş yemekleri ödemişin neyi meşhur nesi meşhur
İzmir'in tanınmış ilçelerinden Ödemiş'e geldi sıra..Ödemiş7in kavaklarını sanırım hepiniz duymuşunuzdur şarkılara bile ilham olan şu meşhur kavaklar peki Ödemişi farklı açılardan tanımaya ne dersiniz🙂

Tarihçe

En eski insan kültürü

Ödemiş ovasısındaki en eski insan kültürü günümüzden 13 bin (M.Ö. 11 bin) yıl önceden kalma Konaklı Beldesi’nin 700m. Güneydoğusundaki Soğukluk Dere-si’ndeki kanyonda bulunan kaya altı sığınandaki şematik kazıma figürlerdir.

Prehistorik(tarih öncesi) devrin, paleolitik (eskitaş) dönemi sonlarında yapılmış olan ve dinsel bir ayini ifade eden bu figürler, aynı zamanda Batı Anadolu’daki en eski insan kültürünü de ortaya kor. Ödemiş ovasının yerleşim tarihi geç kalkolitik (madentaş) çağından başlamaktadır. Bu çağda en eski yerleşmeleri ovadaki hö-yükler oluşturur. Bütün höyüklerin özellikle M.Ö. III.binde erken Tunç çağında yoğun biçimde yerleşim görüldüğü, ayrıca M.Ö. II.binde de yaygın yerleşimin var olduğu bilinmektedir. O sıralarda yöremizde doğudan gelmiş ilk Lydialılar yaşamak-taydı.

Hititler yukarı Küçükmenderes havzasına Assuwa ülkesi dediler. Assuwa adı Grekler(Yunanlılar) tarafından Asia biçiminde söylendi. Romalılar zamanında Asia adı yalnız yukarı Küçükmenderes ovası için değil, tüm Batı Anadolu için söylenmiş ve zamanla büyük bir kıtanın adı olmuştur. M.Ö. XIII. Yüzyılda Hitit kralı IV. Tudhaila, Assuwa seferine çıkmış ve yöreyi imparatorluğuna bağlamıştır. Ancak Ödemiş yöresinde Hititler’in varlığından kolay kolay söz edilemez. Bu devirde yöremizde bazı yerli bağımsız Beyler ile, Hititler’e vassal prensler hüküm sürüyordu. Hitit devletine M.Ö.XII. Yüzyılda Frigler son verdiler.

Ödemiş ovası M.Ö.VIII. Yüzyılın ortalarında Lydia Heraklid sülalesi krallarının hegomanyası altındaydı. Daha sonra Lydia’daki Mermnad sülalesinin kurucusu olan kral Gyges’in yönetimine girdi. Ovanın M.Ö.648’deki Kimmer istilasından etkilenmiş olması gerekir. Adını efsanevi Lydia kralı Tmolos’dan alan Bozdağlar üzerindeki mermer yataklarından Lydialılar yontu yapımında yararlandılar.

Ödemiş ovasındaki Hypaipa(Datbey-Günlüce) kenti kök boyaları ve dokumaları ile tanınmıştı. Bozdağ’dan elde edilen safran parfümü Lydia dışına satılırdı. Ödemiş ovası Lydia halkınca yoğun biçimde iskan edildi. Bu ovada Lydialılar koyun, keçi ve atlar beslediler. Bu atlara dayalı uzun mızraklı süvarileri ile tüm eski dünyaya dehşet saçtılar.

M.Ö. 546’da doğudan gelen Persler Ödemiş ovasını ele geçirdiler. Pers Kralı Kyros, Dioshieron (Christoupolis, Pyrgion, Birgi) kentine geldi. Burada Persler için kutsal alan yaptırdı. M.Ö. 499’da Persler’e isyan eden İonlar, Ödemiş ovasından geçip, Bozdağ’ı aşıp, Sardes’e ulaştılar. Bozdağ’ı aşan ephesos - Sardes yolu İonlar’- ın baskınından sonra önem kazandı. Persler, Bozdağ’da (Tmolos) dağ geçidini korumak için beyaz mermerden bir karakol yeri yaptırdılar. Pers kralı I.Artakhsatra, hypaipa’da ulusal Pers kültürünü simgeleyen ‘’Anahita’’ mabedini yaptırdı. Hypaiapa’da ‘’İrani Lydien’’ denilen ve kabul ettikleri yeni mezhepten dolayı bu adla tanınan bir topluluk oluştu.

Ödemiş ovası M.Ö. 334’de Makedonya Kralı İskender’in eline geçti. Bu Hellenistik krallığın Halikarnassos (Bodrum) kuşatan ordusunun bir kısmı general Parmenion yönetiminde Messogis (Aydın) dağlarını ve Ödemiş ovasını geçerek Sardes’e vardı.

Hellenistik dönemde Ödemiş ovasına M.Ö. 323’de Antigonos ve daha sonra Trakya satrabı Lysimakhos, M.Ö. 281’den sonra Hellenistik Selevkos krallığı, M.Ö. 229’da Hellenistik Pergamon(Bergama) krallığı ve daha sonra Selevkoslar’dan Achaios’un egemenliğine geçti.

M.Ö. 133’de Ödemiş ovasında Roma egemenliği başladı. M.Ö.I. Yüzyılda Kilbianos denilen yukarı Küçükmenderes ovası Ephesos kentine bağlı bir bölge durumuna geldi.

Pontus kralı VI.Mitridat M.Ö. 88’den, M.Ö. 85’e kadar Ödemiş ovasını Romalılar’dan aldı. M.S.17’de olan büyük depremden Ödemiş ovasındaki yerleşimlerde etkilendiler.

M.S. 26’da Avgustus adına Asya’da yapılacak eyalet tapınağına sahip olmak için roma’ya kurul gönderen önbir kentin içinde Hypaipa(Günlüce)’da vardı.

Buna rağmen Hypaipalılar, Persler’in Anaitis(Anahita) mabedine saygıgösterip, Romalılar’a kin beslediler. M.S.II. Yüzyılda Persli Artemis(Anaitis) kültürü çok önemli bir duruma geldi. M.S.II yüzyılın ortalarında Asya eyaletinde görülen deprem ve M.S.165’de Babilonya’dan gelen yıkıcı bir hastalık Ödemiş ovasındaki canlılar için tehlikeler yarattı. M.S.III. Yüzyılda hypaipalılar, Ephesos’daki Büyük Artemis onuruna yapılan spor oyunlarına katıldılar. Roma döneminde Ödemiş yöresinin ün salan en büyük zenginliği kozmetik ve boya sanayiinin yanında, eczacılıkta da kullanılan kaliteli zencefre madenleri idi. Sülüğen de denilen bu civa cevheri önemli dış satım ürünleri arasındaydı. Bozdağ bağcılığı Romalılar döneminde imparator emirnamesi ile korunmaya çalışıldı.

M.S. 395.’den sonra Ödemiş ovası Bizans İmparatorluğu’nun Thracessien Theme’si içinde kaldı. Hristiyanlık Ödemiş ovasına resmen girdi. Ovadaki Pyrgion(Birgi), Hypaipa (Günlüce), Nikaia (Türkönü ?) gibi kentlerde piskoposluklar kurulup, Ephosos metropolitine bağlandı. XII.yüzyılda Pyrgion (Birgi) ve Hypaipa (Günlüce) metropolitlik (başpiskopos) merkezleri oldu.

1071 Malazgirt muharebesinden sonra Türkler Ödemiş ovasına egemen oldular.

Ancak 1098’de Bizans yöreyi geri aldı. Başlarında Beyleri ile Türkmen akıncıları zaman zaman Ödemiş ovasına girdilerse de, Bizans’ın direnmesi karşısında bu akınlar hiçbir zaman kalıcı olamadı. Germiyanoğulları’nın subaşısı Aydınoğlu

Mehmet Bey, 1304’de Türkmenler’den oluşan savaşçıları ile yukarı Küçükmenderes havzasına girdi. Pyrgion’daki Katalan ordusunun çekilmesinden sonra Bizans kent ve kalelerini almaya başladı. Birgi merkez olmak üzere 1308’de Aydınoğulları Beyliği’nin kurucusu oldu. 1333’de ünlü Arap gezgini İbni Battuta Birgi’ye gelmiş, Aydınoğlu Mehmet Bey’in Bozdağ’daki yaylağı, Birgi’deki sarayı, Birgi medresesini ve yapılan gösteriyi anlatmıştır.

1390’da Aydınoğulları Beyliği’ne son veren Osmanlı sultanı yıldırım Beyazıd ordusu ile Birgi’ye kadar gelmiş, Bozdağ’ı aşarak Sard’a gitmişti. 1402’de Aydınoğulları eski topraklarına yeniden sahip oldular. 1403 kışını Tire’de geçiren Timur Han’ın askerleri Ödemiş ovasında güvenlikten eser bırakmadı. 1406’dan 1426’ya kadar Ödemiş yöresi Osmanlılar ile Aydınoğlu Cüneyd Bey arasında el değiştirdi. Osmanlı Sultanı II.Murad 1426’da Ödemiş ovasına kesinkes egemen olan Tire sancak beyliğine bağladı ve 1443’de yörayi kendine yıllık ödenek olarak ayırdı.

Sultan II.Selim’in hocası Birgili Ataullah Efendi, Birgi’de bir medrese yaptırarak devrin ünlü bilgini Mehmet Efendi’yi 1563’de buraya gönderdi. İmam-ı Birgivi Mehmed Efendi 1573’de taun hastalığından ölünceye dek bu medresede dersler verdi.

Osmanlı Sultanı III. Murad2ın hocası ve 70 kadar eseri olan Birgili İbrahim Efendi,

Birgi’de taun hastalığının çıkması üzerine Bozdağ’a kaçtıysa da orada aynı hastalıktan ölerek Bozdağ Tekkesi’ne gömüldü. 1624’de Birgili bir timar sipahi olan Cennet-karıoğlu yukarı Küçükmenderes havzası halkından söz alarak ayaklanmış, 1625’de Denizli sınırında tutularak Birgi’de kazığa oturtulmuştur. XVII. yüzyılda Ödemiş yöresine gelen gezgin Evliya Çelebi Birgi ehri, Bozdağ yaylası, Erbain dağı, Gölcük, Gülşen kazası (Kiraz ?), Balyambolu (Beydağ) kazası, Tasahorya,Beyköy ve Beyyaylağı’ndan söz ederek bu yüzyıldaki durumlarını sergiler. 1653 ve 1668’de ovada depremler oldu. 1657,1672 ve 1690’da görülen eşkiyalık hareketleri bastırıldı. 1684 de Ötemiş Türkmen oymağının yerleşik duruma getirilmesi ile Ödemiş kentinin temelleri atılmış oldu.

XVIII. yüzyılda Ödemiş ovası, merkezi Aydıngüzelhisarı olan Aydın Livası’na bağlıydı.

1739 ve 1850 yıllarında depremler oldu. Atçalı Kel Mehmet Efe’nin kuvvetleri Ödemiş’e egemen oldularsa da 1829’da Yetim Mehmed Ağa tarafından geri alındı.

1832-1834 yılları arasında Ödemiş ve yöresi Mısır Seraskerliği’nin hükmü altında kaldı. 1854’deki Kırım Savaşı’na ovanın zeybeklerinden kayılanlar oldu. 1865’de Birgi’de taun hastalığı çıktı. 1867’de çıkarılan Vilayetler İdaresi Kanunu ile Keles (1948’de Ödemiş’ten ayrılarak ilçeoldu), Bayrambolu (Beydağ, 1987’de Ödemiş’ten ayrıllarak ilçe oldu) ve Birgi bucak durumuna getirilerek Ödemiş kazasına bağlandı.

1877 Osmanlı-Rus Savaşı başında genel af çıkarılınca yöredeki zeybeklerin önemli kısmı yüze inerek savaşa katıldılar. XIX.yüzyılın yöredeki en tanınmış efeleri Çakıcalı Mehmed ve Kamalı Mustafa’dır. 1 Haziran 1919’da Ödemiş’in Yunanlılar tarafınadn işgali üzerine ovada efe,zeybekler ve halk yeni cepheler oluşturdular.

Bozdağ’da Postlu Mestan Efe, Kaymakçı’da Gökçen Hüseyin Efe, Çaylı’da Keleş Mehmed Efe, Köseler’de Ömer Çavuş Efe, Halkapınar’da Mursallı İsmail Efe, Bademli de Kör Bayram Efe açılan cephelerde Yunanlılar’a bir yıla yakın kayıplar verdirdiler.

Zamanla Ödemiş yüzünde cepheler dağıldı. Gerilla tipi yıpratma muharebelerinin yerini düzenli ve disiplinli Türk ordusunun muharebeleri aldı. 30 Ağustos 1922’deki Büyük Zafer’den sonra Yunanlılar 3 Eylül 1922’de Ödemiş’i terk ettiler.


TARİHİ ÇEVRE

Ödemiş adı konusunda çeşitli görüşler ve söylentiler vardır. Bunlardan en uygun ve doğru olanı şudur:

Ödemiş adı bazı tarihsel belgelerde OTAMIŞ biçiminde yazılır. XIV., XV., XVI. yüzyıllarda burada Otamış adlı küçük bir yerleşim birimi vardı. Otamış dilimizdeki Otamak (otamak: tedavi, ilaç vererek hastalığı iyi etmeye çalışmak, tedavi etmek anlamındadır. Otacı ise hekim demektir.) sözcüğü ile ilgilidir. Ödemiş adı Ötemiş sözcüğünün biçim değiştirmiş durumudur. Ötemiş, Teke Türkmenlerine bağlı bir oymağın adıdır. Şu halde Ödemiş adı "ÖTEMİŞ" Türkmen oymağından gelmektedir diyebiliriz.

Ödemiş ovasının yerleşim tarihi, Yeni Taş dönemindeki İ.Ö. 6000'de başlar. Bunu Kalkolitik (Madentaş) çağı izler. Bu çağda en eski yerleşmeleri ovadaki höyükler oluşturmaktadır.

Höyükler: Plavtepe (Emirli), Mezartepe (Ertuğrul), Tepetarla (Ödemiş), Karakova (Karakova), Köşkkuyusu (Yusufdere), Maltepe (Kayaköy) Çukurçeşme Tepesi (Seyrekli).

Tümülüsler: Kerimbey Tepesi (Yolüstü), Kumtepe (Emirli-Ovakent), Yılancık Dağı, Odaşetepesi, Kültepe (Kurucuova), Osmantepe (Ertuğrul), Hüroğlu Tepesi (Yusufdere), Boğalılar Tepesi (Ortaköy), Maşattepe (Kaymakçı), Veli Tepesi (Gerçekli), Tümsek Harman Yeri (Konaklı).

Kaya Mezarları: Ertuğrul, türkönü, Keçililer, Hamamköy, Konaklı, Üzümlü, Ortaköy, Çaylı, Kaymakçı beldelerinde bulunmaktadır.

Tarihi Sitler: Hypaipa (Günlüce), Dios Hieron (Birgi), Digda (Ovakent), Potamia (Bademli), Ayasurat (Türkönü), Torrhebia (Gölcük), Mesotmolos (Bozdağ), Bazdegümi (Yolüstü), Medeksis (Ortaköy), Adagüme (Konaklı), Bükürgüme (Bademli).

Kaleler: Helenistlik dönemden kalma Kızılcaavlu, Kayaköy. Bizans zamanından kalma Yılanlı, Balabanlı, Bademli, Birgi, Günlüce.

Tarihi Anıtlar: İlkkurşun Anıtı, Gökçen Efe AnıtMezarı, Mendegüme Anıtmezarı.

Aydınoğulları Beyliği'ne başkentlik yapmış olan Birgi ise Ödemiş'e bağlı bir beldedir.


KÜLTÜREL ÇEVRE

Halk Oyunları: Ödemiş Zeybeği, Harmandalı, Kocaarap, İki parmak Zeybeği, Bakırlı, Çakıcı Zeybeği, Yandım Ayşe Kadın gibi kadın ve erkek oyunları oynanır.

Türküler: Kamalı Zeybek, Gökçen Efe, Ödemiş'in İçinde, İnce Mehmed, Çakıcı Efe, Ödemiş Kavakları, Osman Zeybek, Bakırlı Efe, Ödemiş Koşması, Cezayir Türküsü, Eminem, Fatmam, Arap Kızı ve Uzun Kavaklar gibi Ödemiş türküleri vardır ve hepsi anonimdir.

El işleri: İğne Oyası, Dantel Oyası, Mekik Oyası, Boncuk Oyası, Kanaviçe ve Tel işleridir. Yünden yapılan dokumalar ise Heybe, Çul, Kolan, Namazla, Çuval ve Sofra Mendilidir. İpekli Dokumalar İpek Mendil, Peştemal ve Pembezar bunlardan başlıcalarıdır. Yöre halkının yaptığı el işleri ise her cumartesi Kadın El Sanatları Pazarı'nda sergilenir.

Yerel giysiler: Önceleri eski Türkmen giysisi olan üçetek kullanılırdı. Sonradan kırsal alanda don, uçkur, işlik, gömlek, sürtike, şal kuşak, başlık gibi bölümleri olan giysiler giyilirdi. Daha sonraları ise entari ve ipekçanlı zar moda oldu. Günümüzde modern giysiler giyilmektedir. Eski erkek giysilerinin belirgin yönü Zeybek giysileridir. Zeybek giysisi gömlek, işlik, kısa çuha don, mintan, dokuma kuşak, cepken, camedan salihlik, kepmen gibi bölümlerden oluşuyordu.

Düğünler: Önde kız beğenilir, kız istemeye gidilir ve söz alınır. Sonra erkek evi ile kız evi bir araya gelerek söz kesilir, şerbet içilir, kız evi Bellilik gönderir. Sonra erkek evi kız evine Çanak Gezmesi yapar. Daha sonra Büyük Nişan yapılır. Ardından kızın kafa kağıdı istenir. Erkek evine bayrak asılarak okuyucu çıkarılır. Düğün kurulur. Kız evi Baş yüvmesi ve Kına Gecesi düzenler. Gelin almaya gidilerek, gelin oğlan evine getirilir. Düğünden sonraki günlerde gelin damat ve yakınları kız evine Ardca denilen yemeğe çağrılır. Erkek evi ise Döne denilen yemek verir.

Ödemişe Özgü yemekler: Ödemiş Kebabı, Töngül Pidesi, Keşkek, Ekmek Dolması, Yağlı Sulu Akıtma, Kestirme Çorbası, Höşmerim, Heybeli Çorba, Yağlı Ekmek, Sinkonta, Isırgan Avukması, Dibile, Kabakaşı Tatlısı, Kalburbastı gibi yemek ve tatlıları vardır.

Ödemiş Milli Fuarı: Her yıl Ödemiş'in kurtuluş etkinlikleriyle birlikte 3-13 Eylül tarihleri arasında Ödemiş Milli Fuarı düzenlenir. Fuarda yerel sanayi ürünleri ve çeşitli meslek dallarında tanıtım yapılıp standlar kurulur. Ayrıca Lunapark alanı da halkın eğlenceli bir fuar ortamını gezip görmesi sağlar.

Ödemiş Müzesi: 1987 yılında hizmete giren müzede 10.000'in üzerinde arkeolojik ve etnografik eski eser bulunmaktadır. Müze idari bölümleri teşhir salonu, kütüphane, sergi salonu, eser depoları, fotoğrafhane, atölye ve laboratuar gibi ünitelerden oluşmaktadır. 715 m² genişliğinde olan teşhir salonu, arkeolojik ve etnoğrafik olmak üzere iki bölüm halinde tanzim olunmuş, mahalli eserler için ayrı bir köşe açılmıştır.
 
Geri
Üst