italyanca deyimler
italyanca deyimler sözlüğü italyanca deyimler yabancı meleklerle
Güzellik, bakanın gözündedir.
All'orso paion belli i suoi orsacchiotti
Vivi e lascia vivere
* Aşkın gözü kördür.
Amore è cieco
* Olacak, olacaktır.
Che sarà, sarà
* Aptalla parasının yolları çabuk ayrılır.
Uno sciocco e il suo denaro son presto separati
* Son gülen, iyi güler.
Ride bene chi ride l'ultimo
* Erken kalkan kuş, kurtçuğu yakalar.
L'uccello mattiniero si becca il verme
* Vakit, nakittir.
Il tempo è denaro
* Yasak en tatlı meyvedir.
I frutti proibiti sono i più dolci
* Cehennemin yolları iyiniyet taşlarıyla döşenmiştir.
Di buona volantà sta pieno l'inferno
* Para parayı çeker.
Il denaro è fratello del denaro
* Tarih tekerrürden ibarettir.
La storia si ripete
* Göze göz dişe diş.
Occhio per occhio, dente per dente
* Samimiyet saygısızlığı besler.
Confidenza toglie riverenza
* Yaşamak için ye, yemek için yaşama.
Mangiare per vivere e non vivere per mangiare
* Beni dostlarımdan Tanrı'm korusun, düşmanlarımdan ben kendimi korurum.
Dagli amici mi guardi Dio, che dai nemici mi guardo io
* İhtiyaç duyulan arkadaş gerçek arkadaştır.
Al bisogno si conosce l'amico
* Geç olması hiç olmamasından iyidir.
Meglio tardi che mai
* Kumarda kaybeden aşkta kazanır
Sfortuna al gioco ,fortune in amore
* İştah yedikçe açılır.
L'appetito vien mangiando
* Yaşam olduğu sürece ümit vardır.
Finché c'è vita c'è speranza
* Birlikten kuvvet doğar
L'unione fa la forza
* Zaman, büyük bir ilaçtır.
Il tempo è un gran medico
* Erkek saltanatını sürer, yöneten ise kadındır.
Donna danno, sposa spesa, moglie maglio
* Herkes,her an olgun olamaz
Niuno è savio d'ogni tempo
* Merhamet/Yardımseverlik evde başlar.
La carità comincia a casa propia
* Roma bir günde kurulmadı.
Roma non fu fatta in un giorno
* Biriktirilen bir kuruş, kazanılan bir kuruştur.
Quattrino risparmiato, due volte guadagnato
* Riske girmeyen, birşey koparamaz.
Chi non risica non rosica
Chi trova un amico, trova un tesoro
* Evleneceğin kadını ve ineğini kendi köyünden seç !
Moglie e buoi dei paesi tuoi villagio
* Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak iyidir.
Meglio sola che male accompagnata
* Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
Lontani dagli occhi, lontani dal cuore
* Dilin kemiği yoktur.
La lingua non ha ossa ma fa ronpere il dosso
Güzellik, bakanın gözündedir.
All'orso paion belli i suoi orsacchiotti
- Evlenmek için gurbete giden ya aldatacak ya aldanacaktır.
- Yaşa ve yaşat.
Vivi e lascia vivere
* Aşkın gözü kördür.
Amore è cieco
* Olacak, olacaktır.
Che sarà, sarà
* Aptalla parasının yolları çabuk ayrılır.
Uno sciocco e il suo denaro son presto separati
* Son gülen, iyi güler.
Ride bene chi ride l'ultimo
* Erken kalkan kuş, kurtçuğu yakalar.
L'uccello mattiniero si becca il verme
* Vakit, nakittir.
Il tempo è denaro
* Yasak en tatlı meyvedir.
I frutti proibiti sono i più dolci
* Cehennemin yolları iyiniyet taşlarıyla döşenmiştir.
Di buona volantà sta pieno l'inferno
* Para parayı çeker.
Il denaro è fratello del denaro
* Tarih tekerrürden ibarettir.
La storia si ripete
* Göze göz dişe diş.
Occhio per occhio, dente per dente
* Samimiyet saygısızlığı besler.
Confidenza toglie riverenza
* Yaşamak için ye, yemek için yaşama.
Mangiare per vivere e non vivere per mangiare
* Beni dostlarımdan Tanrı'm korusun, düşmanlarımdan ben kendimi korurum.
Dagli amici mi guardi Dio, che dai nemici mi guardo io
* İhtiyaç duyulan arkadaş gerçek arkadaştır.
Al bisogno si conosce l'amico
* Geç olması hiç olmamasından iyidir.
Meglio tardi che mai
* Kumarda kaybeden aşkta kazanır
Sfortuna al gioco ,fortune in amore
* İştah yedikçe açılır.
L'appetito vien mangiando
* Yaşam olduğu sürece ümit vardır.
Finché c'è vita c'è speranza
* Birlikten kuvvet doğar
L'unione fa la forza
* Zaman, büyük bir ilaçtır.
Il tempo è un gran medico
* Erkek saltanatını sürer, yöneten ise kadındır.
Donna danno, sposa spesa, moglie maglio
* Herkes,her an olgun olamaz
Niuno è savio d'ogni tempo
* Merhamet/Yardımseverlik evde başlar.
La carità comincia a casa propia
* Roma bir günde kurulmadı.
Roma non fu fatta in un giorno
* Biriktirilen bir kuruş, kazanılan bir kuruştur.
Quattrino risparmiato, due volte guadagnato
* Riske girmeyen, birşey koparamaz.
Chi non risica non rosica
- İyi dostlarla iyi bir aile sofrasında asla yaşlanmazsınız.
- Dost bulan,hazine bulmuştur.
Chi trova un amico, trova un tesoro
* Evleneceğin kadını ve ineğini kendi köyünden seç !
Moglie e buoi dei paesi tuoi villagio
* Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak iyidir.
Meglio sola che male accompagnata
* Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
Lontani dagli occhi, lontani dal cuore
* Dilin kemiği yoktur.
La lingua non ha ossa ma fa ronpere il dosso