İ
İslami Yazar
Forum Okuru
İsra ve miraç hadisesi
Allahu Teala insanların arasından Seçtiği peygamberlerden bir kısmına ruhani ve Ma'nevi miraçlar ikram buyurmuştur. Hazreti İbrahim'e göklerin meleklerini göstermesi, Hz. Musa'ya Tur-i Sina'da tecelli etmesi gibi.
Peygamberlerin Serdarı, beşeriyetin medarı iftiharı bulunan Peygamber efendimize nasip olan İsra ve miraç, en kamil şekilde ve cismanî şekilde vaki olmuştur.
Miraç, zamanla mekan hudutları dışında cereyan etmiş bulunan ulvi bir tecellidir. Beşer idealının sınırlarını aşan sır ve hikmetlerle dolu bir tecellinin en müşahhas örneği miraçtır.
İsra ve miracın vukuunda hadis, tefsir, kelam ve tasavvuf alimleri ittifak halindedir. Bu hususun izah tarzlarında göze çarpan ayrılıklar Bu ulvi hadisenin, kristalize edilmiş bir Elmas gibi, her cephesinden ayrı bir hikmet ve manevi renk görmesinden ileri gelmektedir.
Miraç hadisesi Hicret'ten bir buçuk sene önce bir gecede cerayan etmiştir.
İsra, Miraç, mescidi haram ve mescidi aksa tabirleri.
İsra: Hüda vezninde Sürâ dan if'aldir. Sürâ, mesrâ, sirayet, gerek piyade gerek süvari olsun gece yürüyüşü demektir. İsra da böyledir. Ancak burada olduğu gibi müteaddi olması halinde yürütmek demek olur.
Miraç: Yükseğe çıkmak mânâsında olan uruç'tan alınmıştır ki, merdiven demektir. Bu itibarla miraç, Rasülullah'ın yeryüzünden âli makamlara yükselme vasıtası demektir. Miraç hadislerinde Uruc bî yani yükseğe çıkarıldım tabir buyrulduğundan bu vaka miraç adıyla anılmıştır.
Mescidi Haram: Mekke mescididir ki, Kabe'nin etrafında ve Kabeye muhit olan bugünkü tavaf sahasıdır. Bu mübarek sahaya mescidi haram denildiği gibi Haremi Şerif de ıtlak olunur. Harâm ıtlakı, sahâya ihtirâm ve saygı vacip olduğu içindir. Kendisine karşı saygısızlık caiz olmadığı için Mekke'ye de Belde-i haram tabiri kullanılmıştır. Asr-o Saadet'te ve Ebu Bekir Hz.lerinin hilafeti zamanında Mescidi Haram zemini, Kabe'yi tavaf etmeye mahsus bir sahaya münhasır idi. Daha sonradan Hz. Ömer zamanında tevsi' edilmeye başlanıp Emeviler, Abbasiler zamanında etrafındaki binalar satın alınıp Mescidi Harama ilave edilmiştir.
Mescidi Aksa: Kudüs mescididir ki, Beyt-i Makdis de denilir. Yeryüzünde ilk olarak Mescidi Haram, Sonra Mescidi Aksa bina kulınmıştır. Ve Mescidi Haramdan bir aylık bir mesafe uzak olduğu için Aksa çok uzak vasfıyla tavsif olunmuştur.
İsra ve miraç hakkındaki ayet.
İsra süresi 1. Ayetin meali şöyledir ki: Tenzih O Sübhan'a ki kulunu bir gecede Mescidi haramdan o havalisini mübarek Kıldığımız Mescidi Aksa'ya isra buyurdu. Ona ayetlerimizi gösterelim diye, hakikat bu: odur işiten gören.
Peygamberlerin Serdarı, beşeriyetin medarı iftiharı bulunan Peygamber efendimize nasip olan İsra ve miraç, en kamil şekilde ve cismanî şekilde vaki olmuştur.
Miraç, zamanla mekan hudutları dışında cereyan etmiş bulunan ulvi bir tecellidir. Beşer idealının sınırlarını aşan sır ve hikmetlerle dolu bir tecellinin en müşahhas örneği miraçtır.
İsra ve miracın vukuunda hadis, tefsir, kelam ve tasavvuf alimleri ittifak halindedir. Bu hususun izah tarzlarında göze çarpan ayrılıklar Bu ulvi hadisenin, kristalize edilmiş bir Elmas gibi, her cephesinden ayrı bir hikmet ve manevi renk görmesinden ileri gelmektedir.
Miraç hadisesi Hicret'ten bir buçuk sene önce bir gecede cerayan etmiştir.
İsra, Miraç, mescidi haram ve mescidi aksa tabirleri.
İsra: Hüda vezninde Sürâ dan if'aldir. Sürâ, mesrâ, sirayet, gerek piyade gerek süvari olsun gece yürüyüşü demektir. İsra da böyledir. Ancak burada olduğu gibi müteaddi olması halinde yürütmek demek olur.
Miraç: Yükseğe çıkmak mânâsında olan uruç'tan alınmıştır ki, merdiven demektir. Bu itibarla miraç, Rasülullah'ın yeryüzünden âli makamlara yükselme vasıtası demektir. Miraç hadislerinde Uruc bî yani yükseğe çıkarıldım tabir buyrulduğundan bu vaka miraç adıyla anılmıştır.
Mescidi Haram: Mekke mescididir ki, Kabe'nin etrafında ve Kabeye muhit olan bugünkü tavaf sahasıdır. Bu mübarek sahaya mescidi haram denildiği gibi Haremi Şerif de ıtlak olunur. Harâm ıtlakı, sahâya ihtirâm ve saygı vacip olduğu içindir. Kendisine karşı saygısızlık caiz olmadığı için Mekke'ye de Belde-i haram tabiri kullanılmıştır. Asr-o Saadet'te ve Ebu Bekir Hz.lerinin hilafeti zamanında Mescidi Haram zemini, Kabe'yi tavaf etmeye mahsus bir sahaya münhasır idi. Daha sonradan Hz. Ömer zamanında tevsi' edilmeye başlanıp Emeviler, Abbasiler zamanında etrafındaki binalar satın alınıp Mescidi Harama ilave edilmiştir.
Mescidi Aksa: Kudüs mescididir ki, Beyt-i Makdis de denilir. Yeryüzünde ilk olarak Mescidi Haram, Sonra Mescidi Aksa bina kulınmıştır. Ve Mescidi Haramdan bir aylık bir mesafe uzak olduğu için Aksa çok uzak vasfıyla tavsif olunmuştur.
İsra ve miraç hakkındaki ayet.
İsra süresi 1. Ayetin meali şöyledir ki: Tenzih O Sübhan'a ki kulunu bir gecede Mescidi haramdan o havalisini mübarek Kıldığımız Mescidi Aksa'ya isra buyurdu. Ona ayetlerimizi gösterelim diye, hakikat bu: odur işiten gören.