İslamiyetten önce ve islamiyetten sonra kadına verilen değer nasıldı ?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan İslami Yazar
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
İ

İslami Yazar

Forum Okuru
İslamiyetten önce ve islamiyetten sonra kadına verilen değer nasıldı ?
İslamiyetten evvel kadınların vaziyeti nasıldı?



İslam,islamdan önce kadın,islamdan önce kadının durumu,islamiyet öncesi kadının hakları,islamiyet sonrası kadının yeri




Hindistanda kadının değeri nasıldı ?
Eskiden hindistan hukukunda hiç bir muamelede kadına hak verilmezdi. Bu hukuk karşısında kadın, evlenmekten ve varis olmaktan mahrum bırakılırdı. Hatta budizmin kurucusu olan Buda, ilk zamanlarda kadının dinine girmesini bile kabul etmiyordu.

"Hamurabi Kanunları" diye bilinen Kanun da ise Erkeğin birden fazla kadınla evlenemeyeceği esas tutulsa da, metres hayatının yaşanması ve bazı hallerde bir kaç kadınla evlenme kabul edilmiştir.

İsrail oğullarının yaşantısında, aile reisi ve aileye mutlak hâkim olan erkek idi. Kızlar babalarının evinde bir hizmetçi görülürdü. Babası istediğinde kızını satabilirdi. Boşanma hakkı yalnız Erkekte idi ve koca bunu istediği gibi kullanabilirdi. Kız çocuklarının varis (mirasçı ) sayılabilmeleri için, ölen kimsenin kızlarından başka hiçbir kalıtçısı bulunmaması şart koşulmuştu.

İranda kadının değeri !

İran’da Erkek kendi kız kardeşi ile evlenebilirdi. Bu işi hiç kimse sakıncalı görmediği gibi, insanlar tarafından da ayıplanmaz ve hatta teşvik edilirdi. Soy sopun hiç bir anlamı olmayıp anne ve kız kardeşlerin saygıya değer hiç bir tarafları yoktu.

Eski roma ve yunanlılarda kadının değeri neydi ?

Eski Roma ve Yunanlılarda kadının hiçbir değeri bulunmadığı ve hiç bir hakka sahip olmadığı bir gerçek olarak tespiti yapılmıştır. Onlarda evlenmedeki en önemli amaç, bir Erkek çocuğa sahip olabilmek, şehevi isteklerini tatmin etmek ve mal mülk yerine bir bekçi, eve bir hizmetçi temin etmekti. Yahudilerde de kız Erkeğe " Drahoma" adı altında, yüklü bir para vermek zorunda idi. Ve bu gelenekleri içinde bulunduğumuz asırda bile hala titizlikle uygulanmaktadır.

Bir yahudi ailesinin Dünyaya gelen kızları için ilk düşündükleri ve kızın evlenme çağına gelmesine kadar didindikleri şey, kızlarına bu meblağı veya karşılığı olan bir mülkü nasıl karşılayacakları meselesidir. İşte özellikle İslamiyetin kadına hiçbir hak tanımadığını müslümanlar arasında kendi uşakları yoluyla yaymak isteyenlerin kadına verdikleri değer ile, İslamın evlenecek Erkeği mehir (mal ve menfaat hediye etmesi) vermesiyle mükellef tutmasından, İslamın kadına verdiği değer açıktır.

Çinlilerde kadının yeri nasıldı ?

Eski çinliler Kadını insan bile saymıyorlardı. Bunun içindir ki, kızlarına ad koymayıp, onu bir iki ve üç diye sayı ile çağırırlar ve kız çocuğuna hayvan nazarı ile bakarlardı. Eski dönemlerde İngiltere'de erkeklerin eşlerini satabildikleri tarihen sabit olup görülmüştür.

Arabistanda kadına nasıl değer verilirdi ?


Arabistan' da İslam'dan önceki devirlerde kadının durumu yürekler acısı bir haldeydi. Kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu. Kadınlar mirastan mahrumdu. Kocası ölen bir kadına ceketini ilk atan sahip çıkardı. Erkek ceketini attı mı artık o kadına kayıtsız şartsız sahip olup elinde bulundururdu. Kız çocuğu ailede bir yüz karası ve yük olarak telakki edilirdi. Bunun içindir ki, ailede sonsuz haklara ve güce sahip olan baba kızını diri diri yani canlı toprağa gömüp öldürmekte serbestçe hareket ederdi. Bu şekilde öldürmekte hiç bir mahzur görülmediği gibi, babaya her hangi caydırıcı bir ceza verilmez ve yadırganmazdı.

İslam öncesi ve islam sonrası kadının durumu!

İslam dini kadınların tarihin geçmişi boyunca maruz kaldıkları kötü muameleleri ve kadınların aleyhinde işleyen kanun, örf ve adetleri yok edip ortadan kaldırmıştır. Kadına her türlü hakkını gözeterek vermiştir.

İslamdan önce cahiliye döneminde erkekler koruması altında olan yetim kızlarla mallarına göz dikerek menfaat sağlamak adına evlenirlerdi. Yetim kızlar kimsesiz oldukları için kocaları onlara gerek mehir de gerekse evlenmeden sonra türlü türlü haksızlıklar ve ezalar yaparlardı. Hatta evlendikleri yetim (babasız ) kızların miraslarına sahip olmak için karısının ölmesini isteyen koca hiç bir kimse tarafından yadırganmadığı gibi Bir ceza verecek sistem de bulunmazdı.

Cenabı hak yetimlerin mallarının yenmemesini, iyi muhafaza edilmesini ve yetimler ergenlik çağına geldiklerinde mallarının kendilerine devredilmesini , kimsesiz oldukları için öyle bir hakka aykırılık yapmaktan çekinmelerini, diğer kadınlarla evlenmelerini emretmiş, bu sebeple aynı zamanda yetimlerin de hakkını korumuştur. İslam hukukunun dışında hangi hukukta böyle sistemli ve faydalı esaslar vardır.
 
Normalde Adem (a.s) dan bizim peygamberimiz Hz Muhammed'e (s.a.v.) kadar gelen bütün peygamberlerin getirdiği, insanlara anlattığı din İslam dinidir. Tabi ki İçerik olarak çok farklılıklar vardır bizden önceki ümmetlerde. buda zamanın gidişatına göre değişiklik göstermiştir. mesela bazı ümmetlerde olan bir kural başka bir peygamberin gönderilmesiyle ortadan kalkıyordu. Yukarda anlatmaya çalıştığımız değişik milletlerdeki kadınların halleri kendilerine gönderilen dinlerin ifsad edilip bozulmasıyla ortaya çıkmıştır. zaten gönderilen dinler bozulup çok batıl inançlara saptıkları için Allah-ü teâlâ tekrar Peygamber gönderiyordu. ve çoğunlukla peygamberler bir topluluğa bir kabileye gönderiliyordu.
En son bizim peygamberimizin bütün insanlığa gönderilmesiyle yer yüzündeki bütün dinlerin hükümleride kaldırılmış ve peygamberimizin getirdiği hükümler kıyamete kadar devam edecektir.
 
İslamın ortaya çıkışı, kadınların statüsünü çeşitli şekillerde kökten değiştirmiştir. Eski dünyanın göçebe kabilelerinin çoğunda olduğu gibi, kadınlar İslam öncesi Arabistanda önemsiz görülmüştür. Gerçekten de, çöl yaşamının zorluklarıyla şekillenen bir toplumda, kadınlar hor görülmüştür. İslamın yayılması ile birlikte kadınlar erkeklerle eşit olmuştur. Bir çok hak ve imtiyaz sağlanmıştır. İslamın bir dünya dini haline gelmesi ve nüfuzunun yayılması Arap toplumunun karakterini değiştirdi ve kadınların toplumda daha büyük rol almasını gerektirdi.
Kur an, elbette, kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıkları kabul eder ve sağlar. Gerçekten de, bu farklılıklar üzerinde bireysel ve sosyal haklar ve yükümlülüklerin ayrıntılı bir yapısı inşa edilir. Bazıları yüzeyde dengesiz görünürler, ancak incelemede daha derin bir mantık ortaya çıkar. Eğitimde kadınlar da erkeklerle aynı haklara sahiptir. Çağdaş Müslüman toplumda, aslında kadınlar, erkeklerle aynı eğitim seviyelerine ulaşmış ve birçok ülkede iktidar ve nüfuz konumlarını işgal etmiştir. İslam da hiçbir şey, bir kadının kendini gerçekleştirmesini veya hedeflerine ulaşmasını engelleyemez.