İş Yerinde Fark Yaratan Unsur: Kişiler Arası İlişkiler

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
İş Yerinde Fark Yaratan Unsur: Kişiler Arası İlişkiler
işyerinde nasıl başarılı olunur kişiler arası ilişkiler iş yerinde iletişim işyerinde iletişim
Bir düşünün. Alanınızda uzmansınız. Görevinizdeki teknik yetkinliğiniz tüm yöneticileriniz ve meslektaşlarınız tarafından takdir görüyor. Peki sizce bu durum işyerinde başarılı olmanız için yeterli mi?

Bu soru karşısında belki de içinizden şu anda ‘evet tabii yeterli, bir çalışandan başka ne beklenir ki? Böyle bir çalışan işini en iyi şekilde yapar ve başarılı olur’ düşüncesi geçiyor. Öte yandan unutmamamız gereken, kişiler olarak başarımızda teknik yetkinliğimiz kadar hatta bu yetkinliğin ötesinde, kendimizi ifade ediş tarzımızın, diğer kişilerle (çalışanlar, yöneticiler, müşteriler, v.b.) iletişim ve ilişki kurma tarzımızın önemli rol oynadığı...

Yakın zamanda eski bir arkadaşım işini değiştirdiğinden bahsediyordu. Üst düzey yönetici olarak geçtiği yeni firmasında arkadaşım, daha ilk hafta içinde uzun bir süredir alınamayan bir kararın alınmasını ve büyük bir anlaşmazlığın çözülmesini sağlamış. Kendisine bunu nasıl başardığını soranlara ise iletişim kurma tarzından başka bir yol kullanmadığını dile getiriyordu.

Evet, hangi alanda, hangi unvanla çalışıyor olursak olalım kişiler arası ilişki kurma becerisi büyük önem taşıyor. Bireyler olarak kendimizi ifade etme, ortaya koyma ve kişilerle ilişki kurma tarzımız elde ettiğimiz sonucu belirliyor. Daniel Goleman’ın popülerleştirdiği ‘duygusal zeka’ kavramı da kişisel ve kişiler arası becerilerin gerek özel gerekse iş yaşamımızdaki öneminin altını çizerek ‘akıllı ve başarılı kişi’ kavramına bu doğrultuda yeni bir tanım getiriyor.

“Kendinizi idare ederken aklınızı, başkalarını idare ederken kalbinizi kullanın.”
İngiliz Atasözü​

Genel bir önyargı çerçevesinde iletişim ve ilişki kurma açısından ‘soğuk’ olarak bilinen İngilizler, bu atasözleriyle kişisel gelişim eğitimlerinde verilmek istenen ana mesajı dile getiriyor. Bu durum da aslında, ilişkilerde önyargıların ve farklı bakış açılarının ne kadar yönlendirici olduğunun bir kanıtı değil mi?

Kişiler arası ilişki kurmanın ve bu alanda da başarılı olmanın temeli, ünlü filozof Socrates’in de öğütlediği gibi önce “kişinin kendisini tanıması”ndan geçiyor.

Ardından da diğer kişilerin duygularını ve düşüncelerini anlama, başka bir deyişle empati kurma becerileri geliyor. Kendisi ile ilgili farkındalığını artırmış, empati becerilerini geliştirmiş bir kişi, diğer kişilerle iletişim kurma becerilerini de zenginleştirdiğinde kişisel tatminin, başarının, diğer kişiler tarafından (yöneticiler, çalışanlar, müşteriler) aranılırlığın ve takdir edilmenin kapıları açılıyor.

‘İnsan’ı konu alan, insan psikolojisini inceleyen, çeşitli konu başlıkları altında sunulan kişisel gelişim eğitimleri, özellikle çalışanların kendileri ve çevrelerindeki kişilerle ilgili farkındalıklarını artırarak, iletişim kurma, ilişki geliştirme gibi sosyal becerilerini geliştirmeyi, bu doğrultuda kişilerin etki alanlarını artırarak bireylerin iş yaşamlarındaki başarılarına katkıda bulunmayı hedefliyor.

Şirketler, çalışanlarının teknik yetkinliklerini artırmayı hedefleyen eğitimlerin yanı sıra, kişisel gelişim eğitimlerine ayırdıkları kaynaklarla insan kaynaklarına çok önemli bir yatırım yapıyor ve çok daha donanımlı bir işgücü sayesinde şirket hedeflerine çok daha destekli bir şekilde ulaşıyor.

Kişiler arası ilişkilerinizi geliştirmek için:
  • Öncelikle kendinizi tanıyın.
  • Kendinizi yönetin. (Yönetim sadece diğer kişileri yönetmek değildir. Öncelik, kişinin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını yönetmesindedir!)
  • Empati kurun.
  • İyimserliğinizi ve pozitif enerjinizi koruyun.
  • Kendinizi motive edin, çevrenizdekilerin motivasyonlarını korumalarını sağlayın.
    Başka bir deyişle, Duygusal Zekanızı geliştirin ve kullanın.
  • Ve gülümseyin!
“Binlerce kilometrelik bir yolculuk tek bir adımla başlar.”
Lao Tzu​
Evet, gelin hedeflerimizi koyalım ve gerek kendimizi tanımada gerekse kişiler arası ilişkilerimizi geliştirmede ilk adımımızı atmaya hazırlanalım.
Hepimize iyi yolculuklar!