İlköğretimde Öğretmen-Öğrenci Etkileşimine Sınıf Yönetimi Kurallarının Etkisi
Yrd.Doç.Dr. Muharrem ÖK (*)
Yrd.Doç.Dr.Osman GÖDE(**)
Vesile ALKAN(***)
İçinde bulunduğumuz üçüncü bin yılda çağın hızlı gelişim ve değişimine ayak uydurabilecek nitelikli insan gücü yetiştirmek zorunlu hale gelmiştir. İyi bir eğitimin nitelikli öğretmenlerle sağlanacağı yadsınamaz bir gerçektir. Bunun yanında etkili bir eğitim için etkili bir sınıf yönetimi sağlanması da önemli diğer bir unsurdur. Öyle ki, sınıf yönetimi öğrencilerin etkili bir davranış örüntüsü kazanmaları yanında davranışlarını anlama ve yönlendirme yollarını geliştirmelerine de yardımcı olmalıdır.
Eğitim, insanın kalıtsal güçlerinin geliştirilip istenen özelliklerle yoğunlaşmış bir kişiliğe kavuşması için kullanılacak en önemli bir araçtır. İnsanlara bilgi ve beceri kazandırmanın ötesinde eğitim; toplumun yaşamasını ve kalkınmasını devam ettirebilecek ölçüde ve nitelikte değer üretmek, mevcut değerlerin dağılmasını önlemek, yeni ve eski değerleri bağdaştırmak sorumluluğu taşır; bu değerler, öğrencilerin davranışlarını ve dilek düzeylerini yine eğitim yolu ile etkilerler (1).
Görülüyor ki eğitimin farklı tanımları yapılabilmektedir. Burada asıl olan eğitimin, davranış değiştirme, davranış oluşturma amaçlı etkinlikler bütünü olmasıdır. Eğitim düzeyinin göstergesi insanların davranışlarıdır.Trafik kurallarını aksatmamak için kırmızı ışıkta durup, yeşil de geçmek ya da başkasına ait bir şey kullanılmak istendiğinde izin almak gerektiğini bilen bir insan bu davranışları uygun koşullarda yapmıyorsa bu kişi için öğrenmiş ama eğitilmemiş sözü doğru olur.
Bu açıdan toplumsal yaşamı değerlendirecek olursak; öğrenim düzeyi yüksek olan bir çok kişinin davranışını incelediğimizde yasal ve düşünsel kurallara uyulmadığı görülür.Bunun sürekliliğinin olduğu düşünülürse bu kişiler için öğretilmiş ama eğitilmemiş sözü geçerli olur.
Bu yüzden, zaman içinde unutulmadan uygun koşullarda davranışa dönüşebilen öğrenmenin gerekliliği gerçeği ortaya çıkmaktadır.Nitelikli bir öğrenmede, öğrenilen bilgilerin davranışa dönüşebilmesi ve bunun yanında öğrenilenlerin somutlaştırılması, yinelenmesi, yapılarak alışkanlık ve tecrübe kazanılması, gerekliliğine inanılıp düşünsel olarak da eylemselleştirilebilmesi yönetimi becerilerinin bulunması zorunluluğunu doğurmaktadır.
İnsanlığın doğuşundan itibaren var olan eğitim, canlı ve cansız çevre ile etkileşim yoluyla her ne kadar gerçekleşmekte ise de öğretici konumundaki bir öğretmen gözetiminde gerçekleştirilen eğitim daha kalıcı ve daha verimlidir. Öğretmenler, bilgi taşıyıcı ve aktarıcı değil, bilgi kaynaklarına giden yolları gösterici, kolaylaştırıcı birer eğitim lideri olmalıdır (2).
İşte bu yüzden sosyal yaşamın sürdürülmesi için geliştirilen kurumlar arasında eğitimin kurumsallaşmasıyla kurulan okullar öğretmenlerin liderliğine uygun olarak değiştirilmeli, yalnızca yaptığını doğru yapan değil, doğru olanı yapan insanlar yetiştirilmelidir(3).
Eğitim okulla sınırlandırılmamalı. Çünkü okul saatleri dışında da birey, sosyal ve doğal çevre ile etkileşim halindedir.O halde eğitim, okula gelmeden önce ailede, çevrede ve okul sırasında da okula paralel olarak çevrede ayrıca devam etmektedir.Önemli olan okul içi ve dışı eğitimin birbiriyle tutarlı olması ve birbirini tamamlamasıdır.Bunun için okul ve yaşam arasında bir kaynaşma gerekir(4).
Nedense sadece okullarda gerçekleştirilebilinen bir etkinlikmiş gibi görünen eğitim, aslında insanlığın var oluşundan beri süregelmektedir.Bununla beraber okul, eğitim amacıyla kurulmuş özel bir ortamdır.Kontrollü bir ortam olan okulda öğrenciye kazandırılacak bilgi, beceri ve tutumlar önceden belirlenmiştir.Bunlar, bu konuların uzmanı olan öğretmenler tarafından plânlı bir biçimde düzenlenen öğretim faaliyetleri ile kazandırılır (5).
Bir çok işlevi olan okulun bunları yerine getirebilmesi; öğrencinin gereksinimlerini karşılayacak ve okulun amaçlarını gerçekleştirecek bir fiziksel yapıya, nitelikli öğretmenlere, nitelikli yöneticilere, okul-veli iletişimine ve bunların birlikteliğinin sonunda oluşacak olumlu atmosfere bağlıdır(6).
Buradan da anlaşılacağı gibi, etkili bir eğitim için, uygun bir sınıf ortamı, verimli öğretmen-öğrenci iletişimi ve karşılıklı belirlenen sınıf kuralları ile oluşturulmuş bir düzen gerekmektedir.
Sınıf, eğitim-öğretim etkinliklerinin gerçekleştiği bir alandır.Yıllık öğrenim süresinin büyük bir bölümü sınıfta geçer.Sınıf öğrencilerle yüzyüze olunan bir yerdir.Öyleki eğitimin asıl hedefi olan davranış yaratılması burada gerçekleşir.Sınıfın içinde öğretmen, öğrenci, program ve kaynaklar yer almaktadır. Bu yüzden eğitim yönetiminin kalitesi sınıf yönetiminin kalitesine bağlıdır demek çok doğrudur.
Lemlech’e göre sınıf yönetimi, sınıf yaşamının bir orkestra gibi yönetilmesidir (7). Buradan da anlaşıldığı gibi sınıf yönetimine gerçekten çok değer verilmelidir.Çünkü sınıftaki kaynakların, insanların ve tabii ki zamanın yönetilmesi dikkat ve önem isteyen bir durumdur.
Sınıf yönetiminin diğer bir tanımı da Doyle tarafından şöyle yapılmıştır:“İçinde öğrenmenin gerçekleştiği bir çevrenin oluşturulabilmesi için gerekli imkân ve süreçlerin, öğrenme düzeninin, ortamının, kurallarının sağlanması, sürdürülmesine sınıf yönetimi denir”(8).
Tanımlarda da görüldüğü gibi sınıf yönetimi etkinliklerinin önemli bir boyutunu sınıf ortamı oluşturmaktadır.Sınıftaki öğrencilerin kişilik özellikleri, okula ve derslere yönelik tutumları, ders çalışma ve dinleme alışkanlıkları, ailelerinden getirdikleri kültürel birikim, öğrenciler arasındaki ilişkiler, sınıfın fiziksel koşulları ve öğretmen-öğrenci etkileşimi bir bütün olarak sınıf ortamını oluşturur.
Sınıf ortamı hem öğretmenin sınıf içi davranışlarını hem de öğrencilerin akademik başarılarını ve okulla ilgili duyuşsal özelliklerini etkiler(9). Sınıf içi yaşam toplumsal çevrenin sosyo-kültürel ögeleri tarafından etkilenen ve bir ölçüde onları etkileyen süreçler toplamıdır.
Bilindiği gibi sınıfta açık ve yüz yüze bir iletişim vardır.Bu da iletişimin, doğrudan ve anında gerçekleştiğini gösterir.Şöyle ki aynı anda birden çok olay gerçekleşebilir.Bir öğretmeni ele aldığımızda; öğretmen ders anlatırken bir yandan öğrencilerinin tepkilerini ölçer, kural dışı davrananları uyarır, diğer yandan öğrencilere sorular yöneltir, zamanı kontrol eder.Etkili bir sınıf ortamının sağlanması ve sürdürülmesi için öğretmen bu ortamı etkileyen fiziksel ve sosyal özelliklerinin önemini bilmelidir.
Sınıf Ortamının Özellikleri
Fiziksel Özellikler:
1)Öğrenci Sayısı : Sınıfta öğrenci sayısının genel olarak% 30’un üstünde olması istenmeyen bir durumdur.Ancak ideal bir öğrenci sayısı yoktur.İdeal öğrenci sayısı sınıf düzeyine, dersin konusuna, kullanılan öğretim yöntemlerine, öğretmenin öğretmenlik beceri ve yeteneklerine göre değişebilir diyebiliriz.
2)YerleşimDüzeni : Başarılı bir yerleşim düzeni, sınıf içi etkileşimi ve öğretimi olumlu yönde etkiler, kaynakları kolaylaştırır. Bunun için öğrencilerin birbirlerini ve öğretmenlerini rahatça görebilmelerine dikkat edilmelidir.
3)Isı,Işık,Renk : Isı, öğrencilerin derse yönelik konsantrasyonunda etkiliyken ışık insan psikolojisi üzerinde etkili olan önemli bir fiziksel değişkendir. Sınıfta iyi renk uyumunun sağlanması da göz estetiği ve zihinsel etkinlik açısından uyarıcı etkiler yaratabilir.Bu nedenle öğretmenin mutlaka bunlara dikkat etmesi gerekir.
4)Gürültü : Öğretmen-öğrenci etkileşimini olumsuz yönde etkileyen bir değişken olan gürültü, derse yönelik ilgi ve dikkat kaybı gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar.Huzurlu bir öğretim ortamının sağlanması için öğretmen öğrencilerin ilgi ve dikkatlerini her durumda uyanık tutmalıdır.
5)Temizlik:Temizlik alışkanlığı kazanmak öğrencilerin gelişimi için gereklidir.Bedensel temizliğin önemini kavrayan öğrencinin aynı duyarlılığı çevresi için de göstermesi çok doğal bir tepkidir.
6)Görünüm: Sınıftaki eşyaların uyumlu ve amaca uygun olarak yerleştirilmesi gereklidir.Uygun bir görünüm öğrenciyi olumlu yönde etkiler ve öğrencinin seçici bir kişilik kazanma bilinci geliştirmesine de katkıda bulunur(10).
Toplumsal Özellikler:
1) Her grubun ortak amaçları ve özellikleri vardır.Yeni bilgiler öğrenmek, sınıflarını geçmek, derslerinde başarılı olmak, sınıftaki öğrencilerin ortak amaçlarıdır.
2)Bireylerin grup içindeki davranışları, tek başlarına gösterdikleri davranışlardan farklıdır.Bireyin tek başına gösterdiği davranış, içinde bulunduğu gruba göre değişiklik gösterir.
3)Grubun birey üzerinde toplumsal baskı kurma etkisi vardır.Birey istemediği bir davranışı sırf gruba uyum sağlamak veya grup üyelerince dışlanmamak için nedenler gereği yapabilir.
4)Her grubun kendine özgü norm ve değerleri vardır.Okulun değer ve normlarına göre öğrencilerin ortak bir değer geliştirmeleri sağlanarak sınıfta olumlu sosyal ortam yaratılabilir.
5)Grubun bireyin verimliliği üzerinde etkisi vardır.Grup, bireyin güdülenmesini ve faaliyet düzeyini artırır.Şöyle diyebiliriz ki; bireyin yapma eğiliminde olduğu tepkileri yapma olasılığı artar.
6)Birey grup içinde daha fazla risk alma eğilimindedir.Birey, grup üyelerine güvenerek daha kolay risk alabilir.
7) Her grup kendi içinde zamanla bir lider çıkarır.Her sınıfın“sınıf başkanı” olarak nitelendirilen öğretmen tarafından atanan ya da öğrenciler tarafından seçilen bir lideri vardır(11).
Sınıf Yönetimi Modelleri
Sınıf yönetimi modelleri; tepkisel, önlemsel, gelişimsel ve bütünsel olarak gruplanabilir.
1)Tepkisel Model:İstenmeyen bir düzenleniş sonucuna veya bir davranışa tepki olan sınıf yönetimi modelidir.Amacı istenmeyen durum veya davranışın değiştirilmesidir.
2)Önlemsel Model 😛lânlama düşüncesine bağlı, geleceği kestirme, istenmeyen davranış ve sonucu olmadan önleme yönelimlidir.Bu model sınıf etkinliklerini bir“kültürel sosyalleşme süreci” olarak ele alır.Sınıfta yanlış davranışa olanak vermeyen bir sosyal sistem oluşturmaya çalışır.
3)Gelişimsel Model😕ınıf yönetiminde öğrencilerin, fiziksel, duygusal, deneyimsel gelişim düzeylerinin gerektirdiği uygulamaların gerçekleştirilmesini esas alır.
4)Bütünsel Model:Önlemsel sınıf yönetimine öncelik verme, gruba olduğu kadar bireye de yönelme, istenen davranışa ulaşabilmek için, istenmeyenin nedenlerini ortadan kaldırma vardır(12).
Bu modellerden tepkisel model, genelde sınıf yönetimi becerisi iyi olmayan ve diğer yöntemleri iyice kullanamayan öğretmenlerce kullanılır.Önlemsel model gruba yöneliktir.Bu modelde sınıf için yanlış davranışa olanak vermeyen bir sosyal sistem oluşturulmaya çalışılır. Gelişimsel model uygulanırken öğrencilerin fiziksel, duygusal, deneyimsel gelişim düzeylerine dikkat edilmelidir. Bütünsel modelde ise istenen bir davranışın uygun ortamlarda gerçekleşeceği bilincinden hareketle uygun ortam düzenlenip, istenmeyen davranışları düzeltmek için tepkisel yönetim araçlarından yararlanılmaya çalışılır.
Yrd.Doç.Dr.Osman GÖDE(**)
Vesile ALKAN(***)
İçinde bulunduğumuz üçüncü bin yılda çağın hızlı gelişim ve değişimine ayak uydurabilecek nitelikli insan gücü yetiştirmek zorunlu hale gelmiştir. İyi bir eğitimin nitelikli öğretmenlerle sağlanacağı yadsınamaz bir gerçektir. Bunun yanında etkili bir eğitim için etkili bir sınıf yönetimi sağlanması da önemli diğer bir unsurdur. Öyle ki, sınıf yönetimi öğrencilerin etkili bir davranış örüntüsü kazanmaları yanında davranışlarını anlama ve yönlendirme yollarını geliştirmelerine de yardımcı olmalıdır.
Eğitim, insanın kalıtsal güçlerinin geliştirilip istenen özelliklerle yoğunlaşmış bir kişiliğe kavuşması için kullanılacak en önemli bir araçtır. İnsanlara bilgi ve beceri kazandırmanın ötesinde eğitim; toplumun yaşamasını ve kalkınmasını devam ettirebilecek ölçüde ve nitelikte değer üretmek, mevcut değerlerin dağılmasını önlemek, yeni ve eski değerleri bağdaştırmak sorumluluğu taşır; bu değerler, öğrencilerin davranışlarını ve dilek düzeylerini yine eğitim yolu ile etkilerler (1).
Görülüyor ki eğitimin farklı tanımları yapılabilmektedir. Burada asıl olan eğitimin, davranış değiştirme, davranış oluşturma amaçlı etkinlikler bütünü olmasıdır. Eğitim düzeyinin göstergesi insanların davranışlarıdır.Trafik kurallarını aksatmamak için kırmızı ışıkta durup, yeşil de geçmek ya da başkasına ait bir şey kullanılmak istendiğinde izin almak gerektiğini bilen bir insan bu davranışları uygun koşullarda yapmıyorsa bu kişi için öğrenmiş ama eğitilmemiş sözü doğru olur.
Bu açıdan toplumsal yaşamı değerlendirecek olursak; öğrenim düzeyi yüksek olan bir çok kişinin davranışını incelediğimizde yasal ve düşünsel kurallara uyulmadığı görülür.Bunun sürekliliğinin olduğu düşünülürse bu kişiler için öğretilmiş ama eğitilmemiş sözü geçerli olur.
Bu yüzden, zaman içinde unutulmadan uygun koşullarda davranışa dönüşebilen öğrenmenin gerekliliği gerçeği ortaya çıkmaktadır.Nitelikli bir öğrenmede, öğrenilen bilgilerin davranışa dönüşebilmesi ve bunun yanında öğrenilenlerin somutlaştırılması, yinelenmesi, yapılarak alışkanlık ve tecrübe kazanılması, gerekliliğine inanılıp düşünsel olarak da eylemselleştirilebilmesi yönetimi becerilerinin bulunması zorunluluğunu doğurmaktadır.
İnsanlığın doğuşundan itibaren var olan eğitim, canlı ve cansız çevre ile etkileşim yoluyla her ne kadar gerçekleşmekte ise de öğretici konumundaki bir öğretmen gözetiminde gerçekleştirilen eğitim daha kalıcı ve daha verimlidir. Öğretmenler, bilgi taşıyıcı ve aktarıcı değil, bilgi kaynaklarına giden yolları gösterici, kolaylaştırıcı birer eğitim lideri olmalıdır (2).
İşte bu yüzden sosyal yaşamın sürdürülmesi için geliştirilen kurumlar arasında eğitimin kurumsallaşmasıyla kurulan okullar öğretmenlerin liderliğine uygun olarak değiştirilmeli, yalnızca yaptığını doğru yapan değil, doğru olanı yapan insanlar yetiştirilmelidir(3).
Eğitim okulla sınırlandırılmamalı. Çünkü okul saatleri dışında da birey, sosyal ve doğal çevre ile etkileşim halindedir.O halde eğitim, okula gelmeden önce ailede, çevrede ve okul sırasında da okula paralel olarak çevrede ayrıca devam etmektedir.Önemli olan okul içi ve dışı eğitimin birbiriyle tutarlı olması ve birbirini tamamlamasıdır.Bunun için okul ve yaşam arasında bir kaynaşma gerekir(4).
Nedense sadece okullarda gerçekleştirilebilinen bir etkinlikmiş gibi görünen eğitim, aslında insanlığın var oluşundan beri süregelmektedir.Bununla beraber okul, eğitim amacıyla kurulmuş özel bir ortamdır.Kontrollü bir ortam olan okulda öğrenciye kazandırılacak bilgi, beceri ve tutumlar önceden belirlenmiştir.Bunlar, bu konuların uzmanı olan öğretmenler tarafından plânlı bir biçimde düzenlenen öğretim faaliyetleri ile kazandırılır (5).
Bir çok işlevi olan okulun bunları yerine getirebilmesi; öğrencinin gereksinimlerini karşılayacak ve okulun amaçlarını gerçekleştirecek bir fiziksel yapıya, nitelikli öğretmenlere, nitelikli yöneticilere, okul-veli iletişimine ve bunların birlikteliğinin sonunda oluşacak olumlu atmosfere bağlıdır(6).
Buradan da anlaşılacağı gibi, etkili bir eğitim için, uygun bir sınıf ortamı, verimli öğretmen-öğrenci iletişimi ve karşılıklı belirlenen sınıf kuralları ile oluşturulmuş bir düzen gerekmektedir.
Sınıf, eğitim-öğretim etkinliklerinin gerçekleştiği bir alandır.Yıllık öğrenim süresinin büyük bir bölümü sınıfta geçer.Sınıf öğrencilerle yüzyüze olunan bir yerdir.Öyleki eğitimin asıl hedefi olan davranış yaratılması burada gerçekleşir.Sınıfın içinde öğretmen, öğrenci, program ve kaynaklar yer almaktadır. Bu yüzden eğitim yönetiminin kalitesi sınıf yönetiminin kalitesine bağlıdır demek çok doğrudur.
Lemlech’e göre sınıf yönetimi, sınıf yaşamının bir orkestra gibi yönetilmesidir (7). Buradan da anlaşıldığı gibi sınıf yönetimine gerçekten çok değer verilmelidir.Çünkü sınıftaki kaynakların, insanların ve tabii ki zamanın yönetilmesi dikkat ve önem isteyen bir durumdur.
Sınıf yönetiminin diğer bir tanımı da Doyle tarafından şöyle yapılmıştır:“İçinde öğrenmenin gerçekleştiği bir çevrenin oluşturulabilmesi için gerekli imkân ve süreçlerin, öğrenme düzeninin, ortamının, kurallarının sağlanması, sürdürülmesine sınıf yönetimi denir”(8).
Tanımlarda da görüldüğü gibi sınıf yönetimi etkinliklerinin önemli bir boyutunu sınıf ortamı oluşturmaktadır.Sınıftaki öğrencilerin kişilik özellikleri, okula ve derslere yönelik tutumları, ders çalışma ve dinleme alışkanlıkları, ailelerinden getirdikleri kültürel birikim, öğrenciler arasındaki ilişkiler, sınıfın fiziksel koşulları ve öğretmen-öğrenci etkileşimi bir bütün olarak sınıf ortamını oluşturur.
Sınıf ortamı hem öğretmenin sınıf içi davranışlarını hem de öğrencilerin akademik başarılarını ve okulla ilgili duyuşsal özelliklerini etkiler(9). Sınıf içi yaşam toplumsal çevrenin sosyo-kültürel ögeleri tarafından etkilenen ve bir ölçüde onları etkileyen süreçler toplamıdır.
Bilindiği gibi sınıfta açık ve yüz yüze bir iletişim vardır.Bu da iletişimin, doğrudan ve anında gerçekleştiğini gösterir.Şöyle ki aynı anda birden çok olay gerçekleşebilir.Bir öğretmeni ele aldığımızda; öğretmen ders anlatırken bir yandan öğrencilerinin tepkilerini ölçer, kural dışı davrananları uyarır, diğer yandan öğrencilere sorular yöneltir, zamanı kontrol eder.Etkili bir sınıf ortamının sağlanması ve sürdürülmesi için öğretmen bu ortamı etkileyen fiziksel ve sosyal özelliklerinin önemini bilmelidir.
Sınıf Ortamının Özellikleri
Fiziksel Özellikler:
1)Öğrenci Sayısı : Sınıfta öğrenci sayısının genel olarak% 30’un üstünde olması istenmeyen bir durumdur.Ancak ideal bir öğrenci sayısı yoktur.İdeal öğrenci sayısı sınıf düzeyine, dersin konusuna, kullanılan öğretim yöntemlerine, öğretmenin öğretmenlik beceri ve yeteneklerine göre değişebilir diyebiliriz.
2)YerleşimDüzeni : Başarılı bir yerleşim düzeni, sınıf içi etkileşimi ve öğretimi olumlu yönde etkiler, kaynakları kolaylaştırır. Bunun için öğrencilerin birbirlerini ve öğretmenlerini rahatça görebilmelerine dikkat edilmelidir.
3)Isı,Işık,Renk : Isı, öğrencilerin derse yönelik konsantrasyonunda etkiliyken ışık insan psikolojisi üzerinde etkili olan önemli bir fiziksel değişkendir. Sınıfta iyi renk uyumunun sağlanması da göz estetiği ve zihinsel etkinlik açısından uyarıcı etkiler yaratabilir.Bu nedenle öğretmenin mutlaka bunlara dikkat etmesi gerekir.
4)Gürültü : Öğretmen-öğrenci etkileşimini olumsuz yönde etkileyen bir değişken olan gürültü, derse yönelik ilgi ve dikkat kaybı gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar.Huzurlu bir öğretim ortamının sağlanması için öğretmen öğrencilerin ilgi ve dikkatlerini her durumda uyanık tutmalıdır.
5)Temizlik:Temizlik alışkanlığı kazanmak öğrencilerin gelişimi için gereklidir.Bedensel temizliğin önemini kavrayan öğrencinin aynı duyarlılığı çevresi için de göstermesi çok doğal bir tepkidir.
6)Görünüm: Sınıftaki eşyaların uyumlu ve amaca uygun olarak yerleştirilmesi gereklidir.Uygun bir görünüm öğrenciyi olumlu yönde etkiler ve öğrencinin seçici bir kişilik kazanma bilinci geliştirmesine de katkıda bulunur(10).
Toplumsal Özellikler:
1) Her grubun ortak amaçları ve özellikleri vardır.Yeni bilgiler öğrenmek, sınıflarını geçmek, derslerinde başarılı olmak, sınıftaki öğrencilerin ortak amaçlarıdır.
2)Bireylerin grup içindeki davranışları, tek başlarına gösterdikleri davranışlardan farklıdır.Bireyin tek başına gösterdiği davranış, içinde bulunduğu gruba göre değişiklik gösterir.
3)Grubun birey üzerinde toplumsal baskı kurma etkisi vardır.Birey istemediği bir davranışı sırf gruba uyum sağlamak veya grup üyelerince dışlanmamak için nedenler gereği yapabilir.
4)Her grubun kendine özgü norm ve değerleri vardır.Okulun değer ve normlarına göre öğrencilerin ortak bir değer geliştirmeleri sağlanarak sınıfta olumlu sosyal ortam yaratılabilir.
5)Grubun bireyin verimliliği üzerinde etkisi vardır.Grup, bireyin güdülenmesini ve faaliyet düzeyini artırır.Şöyle diyebiliriz ki; bireyin yapma eğiliminde olduğu tepkileri yapma olasılığı artar.
6)Birey grup içinde daha fazla risk alma eğilimindedir.Birey, grup üyelerine güvenerek daha kolay risk alabilir.
7) Her grup kendi içinde zamanla bir lider çıkarır.Her sınıfın“sınıf başkanı” olarak nitelendirilen öğretmen tarafından atanan ya da öğrenciler tarafından seçilen bir lideri vardır(11).
Sınıf Yönetimi Modelleri
Sınıf yönetimi modelleri; tepkisel, önlemsel, gelişimsel ve bütünsel olarak gruplanabilir.
1)Tepkisel Model:İstenmeyen bir düzenleniş sonucuna veya bir davranışa tepki olan sınıf yönetimi modelidir.Amacı istenmeyen durum veya davranışın değiştirilmesidir.
2)Önlemsel Model 😛lânlama düşüncesine bağlı, geleceği kestirme, istenmeyen davranış ve sonucu olmadan önleme yönelimlidir.Bu model sınıf etkinliklerini bir“kültürel sosyalleşme süreci” olarak ele alır.Sınıfta yanlış davranışa olanak vermeyen bir sosyal sistem oluşturmaya çalışır.
3)Gelişimsel Model😕ınıf yönetiminde öğrencilerin, fiziksel, duygusal, deneyimsel gelişim düzeylerinin gerektirdiği uygulamaların gerçekleştirilmesini esas alır.
4)Bütünsel Model:Önlemsel sınıf yönetimine öncelik verme, gruba olduğu kadar bireye de yönelme, istenen davranışa ulaşabilmek için, istenmeyenin nedenlerini ortadan kaldırma vardır(12).
Bu modellerden tepkisel model, genelde sınıf yönetimi becerisi iyi olmayan ve diğer yöntemleri iyice kullanamayan öğretmenlerce kullanılır.Önlemsel model gruba yöneliktir.Bu modelde sınıf için yanlış davranışa olanak vermeyen bir sosyal sistem oluşturulmaya çalışılır. Gelişimsel model uygulanırken öğrencilerin fiziksel, duygusal, deneyimsel gelişim düzeylerine dikkat edilmelidir. Bütünsel modelde ise istenen bir davranışın uygun ortamlarda gerçekleşeceği bilincinden hareketle uygun ortam düzenlenip, istenmeyen davranışları düzeltmek için tepkisel yönetim araçlarından yararlanılmaya çalışılır.