Hz. Mevlana ve Yeşil Kubbe
yeşil kubbenin içi yeşil kubbe nedir mevlana kubbe hakkında bilgi mevlana kubbesi
Yeşil Kubbe, IV. Kılıç Aslan ve bir ara II. Alaattin'e vezirlik etmiş olan Muinüttin Pervane ile eşi Gürcü Hanım tarafından hükümetin yardımıyla yapılmıştır.
Kubbenin dışı çinilerle örtülü olup zirve koni şeklinde sonlanmakta ve koni 16 dilime bölünmüş bulun­maktadır.
Kubbenin çevresinde beyaz zemin üzerine A­yetül Kürsi yazılmıştır. Kubbenin içi dördül piramit şeklindedir. Bu piramidin iç yüzü ve bitişik bulunduğu duvarlar Selçuk devrine ait geometrik şekiller, muhtelif süsler, kabartma çiçeklerle bezeli ve yazılıdır. Yazıların ve süslerin hepsi kabartma Sülüs Celisi ve bir kısmı da Kufi hat iledir.
Piramit dayanağının üstünde Kuran’dan ayetler yazılmıştır. Kubbenin dayandığı dört direk aynı şekilde renk renk nakışlarla bezenmiştir. Direklerin yu­karısında Kufi hat ile Kuran’dan ayetler yazılıdır.
Sultan Velet gömütlüğünün kıble tarafındaki pencerenin altında, geniş bir satırdan ibaret ve bakışımlı ola­rak, kufi ve sülüs hat ile şu kitabe yazılıdır:
“Yeşil kubbeyi, Mehmet Han oğlu Sultan Beyazıt’ın sal­tanatı devrinde, Halepli Mehmet oğlu Abdurrahman Mevlevi zayıf bendelik eliyle nakşetmiş ve tarih olarak şu iki dizeyi okumuştur.”
Bu kitabede nakkaşın onarım hakkında okuduğunu bildirdiği iki dize , bugün, ne orada, ne de başka bir yerde yoktur. Mevlana ve Sultan Velet’in gömütlerinin bulunduğu alana bitişik duvar ile tavan süsleri tamamıyla Selçuk biçimindedir. Demek ki: Abdurrahman Mevlevi, bunları asıllarını bozmadan restore etmiştir. Yeşil Kubbenin doğusundaki kubbeler altın­da bulunan Mehmet Bahattin'nın kabrindeki kitabenin Türkçe’si şöyledir:
“Baki olan Allah’tır. Bu türbe mevlamız ve seyiti­miz, şeriatın sadrı (göğüs), hikmetin kaynağı, sünneti dirilten, bi­dati uzaklaştıran, rabbani bilginlerin başı, ulemanın sultanı, Doğu ve Batının müftüsü, milletin ve dinin bahası, İslam'ın ve Müslümanların şeyhi, Muhammet Bin EI Hüseyin Bin Ahmet EI Belhi'nindir. Tanrı ondan ve onun geçmişlerinden razı olsun. 628 (1231) yılının Rebiyülahir ayının 18inde, cuma günü, kuşluk vaktinde vefat etmiştir.”
Yeşil Kubbe, IV. Kılıç Aslan ve bir ara II. Alaattin'e vezirlik etmiş olan Muinüttin Pervane ile eşi Gürcü Hanım tarafından hükümetin yardımıyla yapılmıştır.
Kubbenin dışı çinilerle örtülü olup zirve koni şeklinde sonlanmakta ve koni 16 dilime bölünmüş bulun­maktadır.
Kubbenin çevresinde beyaz zemin üzerine A­yetül Kürsi yazılmıştır. Kubbenin içi dördül piramit şeklindedir. Bu piramidin iç yüzü ve bitişik bulunduğu duvarlar Selçuk devrine ait geometrik şekiller, muhtelif süsler, kabartma çiçeklerle bezeli ve yazılıdır. Yazıların ve süslerin hepsi kabartma Sülüs Celisi ve bir kısmı da Kufi hat iledir.
Piramit dayanağının üstünde Kuran’dan ayetler yazılmıştır. Kubbenin dayandığı dört direk aynı şekilde renk renk nakışlarla bezenmiştir. Direklerin yu­karısında Kufi hat ile Kuran’dan ayetler yazılıdır.
Sultan Velet gömütlüğünün kıble tarafındaki pencerenin altında, geniş bir satırdan ibaret ve bakışımlı ola­rak, kufi ve sülüs hat ile şu kitabe yazılıdır:
“Yeşil kubbeyi, Mehmet Han oğlu Sultan Beyazıt’ın sal­tanatı devrinde, Halepli Mehmet oğlu Abdurrahman Mevlevi zayıf bendelik eliyle nakşetmiş ve tarih olarak şu iki dizeyi okumuştur.”
Bu kitabede nakkaşın onarım hakkında okuduğunu bildirdiği iki dize , bugün, ne orada, ne de başka bir yerde yoktur. Mevlana ve Sultan Velet’in gömütlerinin bulunduğu alana bitişik duvar ile tavan süsleri tamamıyla Selçuk biçimindedir. Demek ki: Abdurrahman Mevlevi, bunları asıllarını bozmadan restore etmiştir. Yeşil Kubbenin doğusundaki kubbeler altın­da bulunan Mehmet Bahattin'nın kabrindeki kitabenin Türkçe’si şöyledir:
“Baki olan Allah’tır. Bu türbe mevlamız ve seyiti­miz, şeriatın sadrı (göğüs), hikmetin kaynağı, sünneti dirilten, bi­dati uzaklaştıran, rabbani bilginlerin başı, ulemanın sultanı, Doğu ve Batının müftüsü, milletin ve dinin bahası, İslam'ın ve Müslümanların şeyhi, Muhammet Bin EI Hüseyin Bin Ahmet EI Belhi'nindir. Tanrı ondan ve onun geçmişlerinden razı olsun. 628 (1231) yılının Rebiyülahir ayının 18inde, cuma günü, kuşluk vaktinde vefat etmiştir.”
