*MeleK*
♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Hipnoz Ve Adli Hipnoz
izmirde hipnozla tedavi izmirde hipnoz hipnoz izmir
Bu bölümde hipnoz hakkında genel bilgiler verilecek ve hipnozun adli yönü kısaca tartışılacaktır. Hipnozun soruşturma amacıyla kullanımı, hipnoz altındaki bir kişiye karşı işlenen suçlar ve hipnotik telkinle bir kişiye suç işlettirilmesi ve hipnozun hangi durumlarda tedavi amaçlı kullanılabileceği vb. gibi konular hipnozun adli yönüyle bağlantılı olmakla birlikte bu konulara derinlemesine girilmeden yalnızca fikir verme amaçlanmaktadır.
Tanım
Günlük yaşamda normal olarak bilinçte bazı değişikliklerin olduğu durumlar görülür. Fiziksel veya psikolojik stres durumları, normal uyku uyanıklık döngüsü ve bazı psikoaktif maddelerin kullanıldığı durumlar örnek olarak verilebilir.
Bilinç, dikkatin belli bir noktada odaklanmasını sağlayacak bir şekilde değiştirilebilir. Hipnoz çevrenin farkındalığının azaldığı ve dikkatin belirli bir noktada toplanabildiği bir bilinç değişikliği durumu olarak tanımlanabilir.
Tarihi
Trans yaşantılarının geçmişi, fiziksel veya ruhsal hastalıkların sağaltımında kullanıldığı Antik Yunan’a kadar uzanır. Şaman kültürlerinde de iyileştirici, hipnotik bir durum sayılabilecek transa geçerek hastasına yardımcı olmaya çalışırdı. Bu tedavi yalnızca iyileştirici ve hastanın değil, pek çok seyircinin de transa girdiği bir tören şeklinde yapılırdı.
Psikoterapinin içinde bir fenomen olarak hipnozu, ilk kez 18’inci yüzyılda Franz Anton Mesmer tarafından bugün strese bağlı ve psikosomatik hastalıklar olarak bilinen hastalıkların tedavisinde alternatif bir yöntem olarak kullanmasıyla görüyoruz. Hipnozun yapılmasına karşı olan görüşlerin olmasına karşın, hipnoz kullanılmaya devam etmiştir.
Janet 1907 yılında hafızanın bölümlerden oluştuğunu, bilgilerin bilinç dışında değişmeden saklandığını ve hipnozla bu bilgilere ulaşılabileceğini ileri süren bilinçdışı modelini ortaya attı. Breuer ve Freud hipnotik yaş geriletme yöntemini histerik semptomları tedavi etmek için kullandılar ve bilinçdışı belirleyicilerle biliç düzeyindeki semptomlar arasındaki ilişkiyi gösteren teorilerini geliştirmeye başladılar.
“Hipnoid” durumlar histerik semptomatolojinin yapıtaşları olarak görüldü ve biliçdışı çatışmaların kaynağı olmaktan çok sonucu olarak kabul edildiler. 20’inci yy’ın başında hipnozun klinik kullanımı çok az olmakla birlikte yeni tedavi teknikleri geliştirildi. İkinci Dünya Savaşı sırasında ordudaki psikiyatristler “travmatik nevroz” adı verilen hastalığın tedavisinde hipnozu yardımcı bir teknik olarak kullandılar.
1950’li yıllarda Stanford Hipnotik Yatkınlık Skalasının geliştirilmesiyle hipnotik fenomenler laboratuarda incelenmeye başlandı. 1950’li yılların ortasında Amerikan Tıp Birliği ve Amerikan Psikiyatri Birliği hipnozu resmi bir tedavi yöntemi olarak kabul etti.
Hipnozla İlgili Bilinmesi Gerekenler
Hipnoz uyku değildir: Bu yanlış anlama kelimenin kendisinden kaynaklanmaktadır. Yunancada “hypnos” uyku demektir. Hipnozdaki kişi uykuda değil, bilakis uyanık ve tetiktedir. Uykuda olduğu gibi çevrenin farkındalığı azalmıştır fakat odaklanmış dikkati artmış ve kontrol altındadır.
Hipnoza yatkınlık kişiden kişiye göre değişir, herkes hipnoz olmayabilir: Hipnoza yatkınlık belli bir kişide ölçülebilen, kararlı ve sürekli bir durumdur. Tıpkı zekada olduğu gibi aynı kişide 30 yıllık bir zaman aralıklarıyla bile ölçüldüğünde sabit kaldığı gösterilmiştir.
Hipnoz birisine yapılan bir şey değildir: Hipnotizör tıpkı Sokratik bir öğreticide olduğu gibi zaten olan bir becerinin farkına varılmasını sağlamaktadır. Bunun bilinmesi hep hipnotizörü hem de hastanın anksiyetesini (bunaltısını) azaltır. Doğru yapılan bir hipnotik indüksiyon (trans veya hipnotik duruma geçiş yöntemi) hastaya hipnotik kapasitesini veya bu kapasitenin yokluğunu gösterir. Kadın ve erkek arasında hipnoza yatkınlık açısından bir farklılık yoktur.
Hipnoza yatkınlık telkine yatkınlık veya zayıf akıllılık değildir. Tersine dikkatini yoğunlaştırabilme yeteneğidir ve sıklıkla ciddi psikotik veya nörolojik bir bozukluğun olmamasıyla yakından bağlantılıdır.
Hipnoz kendi içinde tehlikeli bir yöntem değildir: Hipnoz selim (iyi huylu) bir uygulamadır ve hastalar tarafından kolaylıkla tolere edilir.
Hipnozun kendisi tedavi edici değildir: Hipnoz bir tedavi değil, tedavi için bir araçtır. Tedavi sonuçları hangi terapi kapsamında kullanıldığına göre belirlenir.
Hipnozun kullanıldığı yerler
Hipnoz, alışkanlıkların değiştirilmesi, kilo kontrolü, uykusuzluk, anksiyete ve fobik durumlar, psikosomatik sorunlar ve ağrı gibi çeşitli tıbbi ve psikiyatrik hastalıkların tedavisinde yardımcı bir yöntem olarak kullanılır.
Örnek olarak sigarayı bırakma tedavisinde 1) sigara içmenin sağladığı fiziksel rahatlığı sağlayan bir alternatif 2) kendini gözlemlemeyi ve denetlemeyi kolaylaştırıcı 3) davranışın değiştirilmesinde olumlu yönde destekleyici 4) sigaranın sağladığı pozitif pekiştirici etkiyi azaltıcı 5) sigara içme davranışının bilişsel tekrar yapılandırmasını kolaylaştırıcı olarak çeşitli faktörler üzerinde etkili olarak yardımcı olabilir.
İçtiğinde sigaranın tadını kötü bulacağı ve kendisini fiziksel olarak kötü hissedeceği şeklindeki yaklaşımın hastayı terapiste bağımlı kılabileceği, bu nedenle kendini güçlendirici ve sigara içme dürtüsü geldiğinde kendi başına uygulayabileceği bir stratejinin uygulanması önerilir.
Hipnoz ve suç
Hipnoz bir beyin yıkama yöntemi değildir. Yoğun ve uzun süreli telkinlerle bir insana suç işlettirilmesi ile hipnozun tıbbi kullanımı birbirinden farklı değerlendirilmesi gereken konulardır. Hipnotik telkinlerle bir insana temel ahlaki değerlerine aykırı bir suçun işlettirilmesi mümkün görülmemektedir.
Her ne kadar bazı hukukçular hipnozun şuur ve irade serbestisini etkileyip, ceza sorumluluğunu azaltabilecek bir arızi sebep olarak görüyorsa da; hipnozdaki kişinin iradesinin ortadan kalkmayacağı ve her türlü telkine koşulsuz itaat söz konusu olmadığı düşünülecek olursa, hipnoz altındaki kişiye karşı işlenen suçlardaki suç unsurlarının dikkatle ele alınması gereklidir.
Hipnozla tedavinin yasal yönü
Bir tıbbi girişimin hukuka uygunluğunun şartları tedavi amacına yönelik olması ve hastanın aydınlatılmış onayıdır. Hipnozda tedavi amacı var kabul edilmektedir. Bu yüzden hipnotik telkinin hukuka aykırı olmadığı anlaşılır. Ancak hastanın aydınlatılması ve rızasının alınmasında yüksek özen beklenir.
Hipnozun adli kullanımı
Hipnozun hukuki amaçlarla kullanımı daha çok tanıkların veya suç kurbanlarının hafızalarını güçlendirmek için kullanılagelmiştir. ABD’nin California eyaletinin Chowchilla kentindeki bir otobüs kaçırma vakasında olduğu gibi bazı durumlarda faydalı olmuş bir yöntemdir. Bu vakada şöför hipnoz altında otobüsü kaçıran kişilerin plaka numarasını hatırlayabilmiş ve yakalanmalarını sağlamıştır.
Hipnozun bu amaçla kullanılmasına iki önemli noktadan itiraz gelmiştir. Birisi hipnoz altındaki hatırlama işlevindeki konfobülasyon yani boşlukları doldurma yönüdür. Kişinin hipnoz altında hipnotizörü mutlu etmek kaygısıyla aslında hatırlamadığı boşlukları konuyla hiç ilgisi olmayan şeylerle doldurmasıdır. Bu şekilde yanlış bilgi veren kişiye “dürüst yalancı” denir. Diğeri de hipnoz süreci içindeki “somutlaştırma” dır. Hipnoz yapılan kimse bu durumda farklı veya yeni bir bilgi vermese de hipnozdan çıktıktan sonra hatırladıklarının doğruluğuna olan inancı artar ve tanık sandalyesinde söylediklerinden hipnoz yapılmadan olabileceğinden daha emindir. Bu nedenle hipnoz yapılan kişilerin şahitliğinin geçerliğinin tehlikeye düşebilmektedir.
1985 yılında ABD’in Kalifornia eyaletinde çıkarılan bir kanunla, tanıkların belirli ilkelere uyularak yapılan hipnoz altındaki soruşturmadan sonraki şahitliklerini kabul eden bir kanun çıkarılmıştır. Bu ilkeler: hipnozun, soruşturmadan bağımsız ve konusunda uzman bir psikiyatrist veya psikolog tarafından yapılması; şahidin hipnoz öncesi hatırladıklarının kaydedilmesi; hipnoz seanslarından önce, hipnoz sırasında ve sonrasındaki bütün iletişimlerin kaydedilmesidir . Adli amaçlı kullanılan ülkelerde Hipnoz, rutin soruşturma yöntemleri yerine kullanılmamaktadır.
Derin hipnozda bile olsa istemli olarak yalan söylenebilir. Bu ve daha önce sayılan nedenlerle hipnoz altında elde edilen bilgilerin hipnozdan bağımsız bir yolla doğrulanması gereklidir.
Hipnoz altında bilgi verecek şahitlerin aydınlatılmış rızalarının alınması gerekir.Hipnozun, kriminal araştırmalarda doğruyu bulmak için eşi bulunmaz bir silah olduğu ispatlanamamıştır. Hipnoz araştırmaları henüz kesin bir sonuca ulaşmadığından ne zaman, nasıl kullanılacağı ve etkin bir şekilde kullanılıp kullanılamayacağı soruları henüz cevapsızdır.
Kaynaklar
1- Pratt GJ; A Clinical Hypnosis Primer. Psychology & Consulting Associates Press, California 1984.
2- Guttmacher MS; The Role of Psychiatry in Law. Charles C Thomas Publisher, Illinois 1968.
3- Spiegel D; Hypnosis. (American Psychiatric Press textbook of psychiatry; editörler: Hales RE, Yudofsky SC, Talbott JA. American Psychiatric Press, Inc. Washington 1994.)’de.
4-Bryan WJ; Hypnosis and crime. (Legal Aspects of Hypnosis, Charles C Thomas Publisher, Illinois 1962.)’de.
5-Dywan J, Bowers K: The use of hypnosis to enhance recall. Science 1983; 222:184-185.
6-Frankel FH; Adult Reconstruction of Childhood Events in the Multiple Personality Literature. Am J Psychiatry 1993; 150:954-958.
7- Orne MT, Dinges DF, Bloom PB; Hypnosis. (Comprehensive Textbook of Psychiatry/VI; Ed. Kaplan HI, Sadock BJ, Williams & Wilkins, Baltimore 1995.)’de.
8- Aşçıoğlu Ç; Tıbbi Yardım ve Elatmalardan Doğan Sorumluluklar. Tekışık Ofset Tesisleri, Ankara 1992.
9- Hancı İH; Hekimin Yasal Sorumlulukları (Tıbbi Hukuk). Egem Tıbbi Yayıncılık, İzmir 1995.
10- Gözübüyük AP; Türk Ceza Kanunu Açıklaması. Kazancı Hukuk Yayınları, İstanbul 1980; Cilt 1, s: 189.
11-Ersoy MA, Hancı İH. Hipnoz ve Adli Hipnoz. Adli Psikiyatri içinde.
Hancı İH. . Med-Yay , İzmir.1997
Mehmet Akif Ersoy* – İ.Hamit Hancı**
Ege Üniv. Tıp Fak.
*Psikiyatri **Adli Tıp A.D
Hekim ve Yaşam Mayıs-Haziran 1999, Sayı:6, pp:1214.
Bu bölümde hipnoz hakkında genel bilgiler verilecek ve hipnozun adli yönü kısaca tartışılacaktır. Hipnozun soruşturma amacıyla kullanımı, hipnoz altındaki bir kişiye karşı işlenen suçlar ve hipnotik telkinle bir kişiye suç işlettirilmesi ve hipnozun hangi durumlarda tedavi amaçlı kullanılabileceği vb. gibi konular hipnozun adli yönüyle bağlantılı olmakla birlikte bu konulara derinlemesine girilmeden yalnızca fikir verme amaçlanmaktadır.
Tanım
Günlük yaşamda normal olarak bilinçte bazı değişikliklerin olduğu durumlar görülür. Fiziksel veya psikolojik stres durumları, normal uyku uyanıklık döngüsü ve bazı psikoaktif maddelerin kullanıldığı durumlar örnek olarak verilebilir.
Bilinç, dikkatin belli bir noktada odaklanmasını sağlayacak bir şekilde değiştirilebilir. Hipnoz çevrenin farkındalığının azaldığı ve dikkatin belirli bir noktada toplanabildiği bir bilinç değişikliği durumu olarak tanımlanabilir.
Tarihi
Trans yaşantılarının geçmişi, fiziksel veya ruhsal hastalıkların sağaltımında kullanıldığı Antik Yunan’a kadar uzanır. Şaman kültürlerinde de iyileştirici, hipnotik bir durum sayılabilecek transa geçerek hastasına yardımcı olmaya çalışırdı. Bu tedavi yalnızca iyileştirici ve hastanın değil, pek çok seyircinin de transa girdiği bir tören şeklinde yapılırdı.
Psikoterapinin içinde bir fenomen olarak hipnozu, ilk kez 18’inci yüzyılda Franz Anton Mesmer tarafından bugün strese bağlı ve psikosomatik hastalıklar olarak bilinen hastalıkların tedavisinde alternatif bir yöntem olarak kullanmasıyla görüyoruz. Hipnozun yapılmasına karşı olan görüşlerin olmasına karşın, hipnoz kullanılmaya devam etmiştir.
Janet 1907 yılında hafızanın bölümlerden oluştuğunu, bilgilerin bilinç dışında değişmeden saklandığını ve hipnozla bu bilgilere ulaşılabileceğini ileri süren bilinçdışı modelini ortaya attı. Breuer ve Freud hipnotik yaş geriletme yöntemini histerik semptomları tedavi etmek için kullandılar ve bilinçdışı belirleyicilerle biliç düzeyindeki semptomlar arasındaki ilişkiyi gösteren teorilerini geliştirmeye başladılar.
“Hipnoid” durumlar histerik semptomatolojinin yapıtaşları olarak görüldü ve biliçdışı çatışmaların kaynağı olmaktan çok sonucu olarak kabul edildiler. 20’inci yy’ın başında hipnozun klinik kullanımı çok az olmakla birlikte yeni tedavi teknikleri geliştirildi. İkinci Dünya Savaşı sırasında ordudaki psikiyatristler “travmatik nevroz” adı verilen hastalığın tedavisinde hipnozu yardımcı bir teknik olarak kullandılar.
1950’li yıllarda Stanford Hipnotik Yatkınlık Skalasının geliştirilmesiyle hipnotik fenomenler laboratuarda incelenmeye başlandı. 1950’li yılların ortasında Amerikan Tıp Birliği ve Amerikan Psikiyatri Birliği hipnozu resmi bir tedavi yöntemi olarak kabul etti.
Hipnozla İlgili Bilinmesi Gerekenler
Hipnoz uyku değildir: Bu yanlış anlama kelimenin kendisinden kaynaklanmaktadır. Yunancada “hypnos” uyku demektir. Hipnozdaki kişi uykuda değil, bilakis uyanık ve tetiktedir. Uykuda olduğu gibi çevrenin farkındalığı azalmıştır fakat odaklanmış dikkati artmış ve kontrol altındadır.
Hipnoza yatkınlık kişiden kişiye göre değişir, herkes hipnoz olmayabilir: Hipnoza yatkınlık belli bir kişide ölçülebilen, kararlı ve sürekli bir durumdur. Tıpkı zekada olduğu gibi aynı kişide 30 yıllık bir zaman aralıklarıyla bile ölçüldüğünde sabit kaldığı gösterilmiştir.
Hipnoz birisine yapılan bir şey değildir: Hipnotizör tıpkı Sokratik bir öğreticide olduğu gibi zaten olan bir becerinin farkına varılmasını sağlamaktadır. Bunun bilinmesi hep hipnotizörü hem de hastanın anksiyetesini (bunaltısını) azaltır. Doğru yapılan bir hipnotik indüksiyon (trans veya hipnotik duruma geçiş yöntemi) hastaya hipnotik kapasitesini veya bu kapasitenin yokluğunu gösterir. Kadın ve erkek arasında hipnoza yatkınlık açısından bir farklılık yoktur.
Hipnoza yatkınlık telkine yatkınlık veya zayıf akıllılık değildir. Tersine dikkatini yoğunlaştırabilme yeteneğidir ve sıklıkla ciddi psikotik veya nörolojik bir bozukluğun olmamasıyla yakından bağlantılıdır.
Hipnoz kendi içinde tehlikeli bir yöntem değildir: Hipnoz selim (iyi huylu) bir uygulamadır ve hastalar tarafından kolaylıkla tolere edilir.
Hipnozun kendisi tedavi edici değildir: Hipnoz bir tedavi değil, tedavi için bir araçtır. Tedavi sonuçları hangi terapi kapsamında kullanıldığına göre belirlenir.
Hipnozun kullanıldığı yerler
Hipnoz, alışkanlıkların değiştirilmesi, kilo kontrolü, uykusuzluk, anksiyete ve fobik durumlar, psikosomatik sorunlar ve ağrı gibi çeşitli tıbbi ve psikiyatrik hastalıkların tedavisinde yardımcı bir yöntem olarak kullanılır.
Örnek olarak sigarayı bırakma tedavisinde 1) sigara içmenin sağladığı fiziksel rahatlığı sağlayan bir alternatif 2) kendini gözlemlemeyi ve denetlemeyi kolaylaştırıcı 3) davranışın değiştirilmesinde olumlu yönde destekleyici 4) sigaranın sağladığı pozitif pekiştirici etkiyi azaltıcı 5) sigara içme davranışının bilişsel tekrar yapılandırmasını kolaylaştırıcı olarak çeşitli faktörler üzerinde etkili olarak yardımcı olabilir.
İçtiğinde sigaranın tadını kötü bulacağı ve kendisini fiziksel olarak kötü hissedeceği şeklindeki yaklaşımın hastayı terapiste bağımlı kılabileceği, bu nedenle kendini güçlendirici ve sigara içme dürtüsü geldiğinde kendi başına uygulayabileceği bir stratejinin uygulanması önerilir.
Hipnoz ve suç
Hipnoz bir beyin yıkama yöntemi değildir. Yoğun ve uzun süreli telkinlerle bir insana suç işlettirilmesi ile hipnozun tıbbi kullanımı birbirinden farklı değerlendirilmesi gereken konulardır. Hipnotik telkinlerle bir insana temel ahlaki değerlerine aykırı bir suçun işlettirilmesi mümkün görülmemektedir.
Her ne kadar bazı hukukçular hipnozun şuur ve irade serbestisini etkileyip, ceza sorumluluğunu azaltabilecek bir arızi sebep olarak görüyorsa da; hipnozdaki kişinin iradesinin ortadan kalkmayacağı ve her türlü telkine koşulsuz itaat söz konusu olmadığı düşünülecek olursa, hipnoz altındaki kişiye karşı işlenen suçlardaki suç unsurlarının dikkatle ele alınması gereklidir.
Hipnozla tedavinin yasal yönü
Bir tıbbi girişimin hukuka uygunluğunun şartları tedavi amacına yönelik olması ve hastanın aydınlatılmış onayıdır. Hipnozda tedavi amacı var kabul edilmektedir. Bu yüzden hipnotik telkinin hukuka aykırı olmadığı anlaşılır. Ancak hastanın aydınlatılması ve rızasının alınmasında yüksek özen beklenir.
Hipnozun adli kullanımı
Hipnozun hukuki amaçlarla kullanımı daha çok tanıkların veya suç kurbanlarının hafızalarını güçlendirmek için kullanılagelmiştir. ABD’nin California eyaletinin Chowchilla kentindeki bir otobüs kaçırma vakasında olduğu gibi bazı durumlarda faydalı olmuş bir yöntemdir. Bu vakada şöför hipnoz altında otobüsü kaçıran kişilerin plaka numarasını hatırlayabilmiş ve yakalanmalarını sağlamıştır.
Hipnozun bu amaçla kullanılmasına iki önemli noktadan itiraz gelmiştir. Birisi hipnoz altındaki hatırlama işlevindeki konfobülasyon yani boşlukları doldurma yönüdür. Kişinin hipnoz altında hipnotizörü mutlu etmek kaygısıyla aslında hatırlamadığı boşlukları konuyla hiç ilgisi olmayan şeylerle doldurmasıdır. Bu şekilde yanlış bilgi veren kişiye “dürüst yalancı” denir. Diğeri de hipnoz süreci içindeki “somutlaştırma” dır. Hipnoz yapılan kimse bu durumda farklı veya yeni bir bilgi vermese de hipnozdan çıktıktan sonra hatırladıklarının doğruluğuna olan inancı artar ve tanık sandalyesinde söylediklerinden hipnoz yapılmadan olabileceğinden daha emindir. Bu nedenle hipnoz yapılan kişilerin şahitliğinin geçerliğinin tehlikeye düşebilmektedir.
1985 yılında ABD’in Kalifornia eyaletinde çıkarılan bir kanunla, tanıkların belirli ilkelere uyularak yapılan hipnoz altındaki soruşturmadan sonraki şahitliklerini kabul eden bir kanun çıkarılmıştır. Bu ilkeler: hipnozun, soruşturmadan bağımsız ve konusunda uzman bir psikiyatrist veya psikolog tarafından yapılması; şahidin hipnoz öncesi hatırladıklarının kaydedilmesi; hipnoz seanslarından önce, hipnoz sırasında ve sonrasındaki bütün iletişimlerin kaydedilmesidir . Adli amaçlı kullanılan ülkelerde Hipnoz, rutin soruşturma yöntemleri yerine kullanılmamaktadır.
Derin hipnozda bile olsa istemli olarak yalan söylenebilir. Bu ve daha önce sayılan nedenlerle hipnoz altında elde edilen bilgilerin hipnozdan bağımsız bir yolla doğrulanması gereklidir.
Hipnoz altında bilgi verecek şahitlerin aydınlatılmış rızalarının alınması gerekir.Hipnozun, kriminal araştırmalarda doğruyu bulmak için eşi bulunmaz bir silah olduğu ispatlanamamıştır. Hipnoz araştırmaları henüz kesin bir sonuca ulaşmadığından ne zaman, nasıl kullanılacağı ve etkin bir şekilde kullanılıp kullanılamayacağı soruları henüz cevapsızdır.
Kaynaklar
1- Pratt GJ; A Clinical Hypnosis Primer. Psychology & Consulting Associates Press, California 1984.
2- Guttmacher MS; The Role of Psychiatry in Law. Charles C Thomas Publisher, Illinois 1968.
3- Spiegel D; Hypnosis. (American Psychiatric Press textbook of psychiatry; editörler: Hales RE, Yudofsky SC, Talbott JA. American Psychiatric Press, Inc. Washington 1994.)’de.
4-Bryan WJ; Hypnosis and crime. (Legal Aspects of Hypnosis, Charles C Thomas Publisher, Illinois 1962.)’de.
5-Dywan J, Bowers K: The use of hypnosis to enhance recall. Science 1983; 222:184-185.
6-Frankel FH; Adult Reconstruction of Childhood Events in the Multiple Personality Literature. Am J Psychiatry 1993; 150:954-958.
7- Orne MT, Dinges DF, Bloom PB; Hypnosis. (Comprehensive Textbook of Psychiatry/VI; Ed. Kaplan HI, Sadock BJ, Williams & Wilkins, Baltimore 1995.)’de.
8- Aşçıoğlu Ç; Tıbbi Yardım ve Elatmalardan Doğan Sorumluluklar. Tekışık Ofset Tesisleri, Ankara 1992.
9- Hancı İH; Hekimin Yasal Sorumlulukları (Tıbbi Hukuk). Egem Tıbbi Yayıncılık, İzmir 1995.
10- Gözübüyük AP; Türk Ceza Kanunu Açıklaması. Kazancı Hukuk Yayınları, İstanbul 1980; Cilt 1, s: 189.
11-Ersoy MA, Hancı İH. Hipnoz ve Adli Hipnoz. Adli Psikiyatri içinde.
Hancı İH. . Med-Yay , İzmir.1997
Mehmet Akif Ersoy* – İ.Hamit Hancı**
Ege Üniv. Tıp Fak.
*Psikiyatri **Adli Tıp A.D
Hekim ve Yaşam Mayıs-Haziran 1999, Sayı:6, pp:1214.