Her Bayanın Kaçması Gereken 5 Moda Tuzağı
külot izi kilot araya kaçmış
Sevgili meleklerim biz kadınlar modayı takip etmeyi severiz. Kimimiz baştan aşağı tüm görüntümüzle moda esintileri yayarken, kimimiz klasik seçimlerimize renk katacak küçük sürprizlerle modayı hayatımıza sokarız. Her şey bu kadar kolay olsa keşke. Aksilikler de olur elbet. Göz kamaştırmayı hayal ederken tuzağa düşmeyi kimse istemez onun için bu 5 ayrıntıya dikkat etmemiz gerek
Buyrun size sakınmamız gereken 5 moda tuzağı 🙂
1- Dergilerde ve televizyonlarda gördüğünüz o muhteşem kıyafetlere bakıp iç geçiriyorsunuz. Onlar gibi görünmek istiyorsunuz. Peki sizin vücudunuz bu kıyafetleri taşımaya hazır mı? Ya da cüzdanınız? Stilinizi belirlemek için körü körüne moda dergilerine bağlanıp, moda kurbanı olmayın. Kendinizi tanıyın, taşıyamayacağınız hiçbir şeye para harcamayın.
2- Hepimizin başına gelmiştir, hani bir kaç kilo verince tam olacak bu pantolonun beli. Rejimdesiniz tamam ama bu etekle de nefes de alamıyorsunuz ki canım, haftaya kesin tam olur ama… Bedeninize uymayan, dar, küçük kıyafetleri nasıl olsa kilo veririm umuduyla almamanız gerektiğini hatırlatmamıza gerek var mı? Asla bu tuzağa düşmeyin. Hafif bolluklarınsa çaresi var. Unutmayın pek çoğumuzun vücudu mağazalarda satılan standart bedenlere uygun yaratılmamıştır. Bel, kol boyu, pantolon paçası gibi kıyafetin duruşunu etkileyen detayları ölçülerinize göre ayarlatmayı atlamayın.
3- Belli renk ve stillere takıntılı kalmayın. Giyim seçimlerimizde tutarlılığın iyi izlenim yarattığına katılıyorum. Bir de işin bütçe tarafı var tabii, kıyafetlere yatırdığımız bütçeyi kontrol altında tutmak için bizi yıllarca taşıyan klasik tarzlar iyi bir dost olurlar. Aman dikkat; tutarlılıkla tekdüzeliği karıştırmayın, monoton bir görüntünün esiri olmayın. Gözünüzü açın, renkleri, kumaşları keşfedin. Üzerinizde küçük sürprizlerle stilinize renk katın.
4- Peki biraz da içeri bakalım. Neden bahsettiğimi biliyorsunuz. Pantolonunuzdan gözüken o külot izi, gömlek arasından göz kırpan renkli sutyeniniz, belki de dantel sutyeninizin motifleri, kayık yaka kazağınızın yakası kaydıkça beliriveren sutyen askınız, ya alçak belli eteklerden gözüken külotlu çorap beline ne demeli… Saymadıklarımı siz hayal edin. Yanlış çamaşır tuzağına düşmeyin, o kadar çok çeşit var ki. İyisi siz kıyafetlerinizle beraber çamaşırlarınızı da gözden geçirin. Diyorum ki içinize özen gösterin, içiniz rahat etsin…
5- Bir başka tuzak da sezon sonlarında yapılan plansız alışverişler. Başlangıçta gardırobumuza ya da bütçemize zararsız gibi gözüken bu masum alışveriş günahları sayesinde işe yaramaz bir yığın kıyafetle kalmak da var. Ucuzluk kurbanı olmayın hanımlar. Akıllı alışverişin sefasını sürmek için önce ihtiyaçlarınızı gözden geçirin, sonra alışverişe çıkın.
Sevgili meleklerim biz kadınlar modayı takip etmeyi severiz. Kimimiz baştan aşağı tüm görüntümüzle moda esintileri yayarken, kimimiz klasik seçimlerimize renk katacak küçük sürprizlerle modayı hayatımıza sokarız. Her şey bu kadar kolay olsa keşke. Aksilikler de olur elbet. Göz kamaştırmayı hayal ederken tuzağa düşmeyi kimse istemez onun için bu 5 ayrıntıya dikkat etmemiz gerek
Buyrun size sakınmamız gereken 5 moda tuzağı 🙂
1- Dergilerde ve televizyonlarda gördüğünüz o muhteşem kıyafetlere bakıp iç geçiriyorsunuz. Onlar gibi görünmek istiyorsunuz. Peki sizin vücudunuz bu kıyafetleri taşımaya hazır mı? Ya da cüzdanınız? Stilinizi belirlemek için körü körüne moda dergilerine bağlanıp, moda kurbanı olmayın. Kendinizi tanıyın, taşıyamayacağınız hiçbir şeye para harcamayın.
2- Hepimizin başına gelmiştir, hani bir kaç kilo verince tam olacak bu pantolonun beli. Rejimdesiniz tamam ama bu etekle de nefes de alamıyorsunuz ki canım, haftaya kesin tam olur ama… Bedeninize uymayan, dar, küçük kıyafetleri nasıl olsa kilo veririm umuduyla almamanız gerektiğini hatırlatmamıza gerek var mı? Asla bu tuzağa düşmeyin. Hafif bolluklarınsa çaresi var. Unutmayın pek çoğumuzun vücudu mağazalarda satılan standart bedenlere uygun yaratılmamıştır. Bel, kol boyu, pantolon paçası gibi kıyafetin duruşunu etkileyen detayları ölçülerinize göre ayarlatmayı atlamayın.
3- Belli renk ve stillere takıntılı kalmayın. Giyim seçimlerimizde tutarlılığın iyi izlenim yarattığına katılıyorum. Bir de işin bütçe tarafı var tabii, kıyafetlere yatırdığımız bütçeyi kontrol altında tutmak için bizi yıllarca taşıyan klasik tarzlar iyi bir dost olurlar. Aman dikkat; tutarlılıkla tekdüzeliği karıştırmayın, monoton bir görüntünün esiri olmayın. Gözünüzü açın, renkleri, kumaşları keşfedin. Üzerinizde küçük sürprizlerle stilinize renk katın.
4- Peki biraz da içeri bakalım. Neden bahsettiğimi biliyorsunuz. Pantolonunuzdan gözüken o külot izi, gömlek arasından göz kırpan renkli sutyeniniz, belki de dantel sutyeninizin motifleri, kayık yaka kazağınızın yakası kaydıkça beliriveren sutyen askınız, ya alçak belli eteklerden gözüken külotlu çorap beline ne demeli… Saymadıklarımı siz hayal edin. Yanlış çamaşır tuzağına düşmeyin, o kadar çok çeşit var ki. İyisi siz kıyafetlerinizle beraber çamaşırlarınızı da gözden geçirin. Diyorum ki içinize özen gösterin, içiniz rahat etsin…
5- Bir başka tuzak da sezon sonlarında yapılan plansız alışverişler. Başlangıçta gardırobumuza ya da bütçemize zararsız gibi gözüken bu masum alışveriş günahları sayesinde işe yaramaz bir yığın kıyafetle kalmak da var. Ucuzluk kurbanı olmayın hanımlar. Akıllı alışverişin sefasını sürmek için önce ihtiyaçlarınızı gözden geçirin, sonra alışverişe çıkın.