İ
İslami Yazar
Forum Okuru
Helal kazanç ve helal rızık.
Keremine hudut çizilemeyen rabbimiz , sonsuz rahmetiyle , her canlının rızkını vermeyi teminatı Rabbanisi altına almış bulunmaktadır. Mümin ve kafir , akıllı ve akılsız faydalı ve zararlı canlıların tamamı Cenabı Hakkın sofrasından yeyip içmek ve rızkını temin etmektedir.
Rızık ; Cenabı Hakkın mahlukata gıdalanmaları için verdiği ve onlarında yediği şeylere denir.
Rububiyyetiyle alemleri ihata eden Rabbimiz, otlarda ve ağaçlarda ilahi kimyahaneler kurup, rengarenk çeşit çeşit nimetler yaratmış ve helal olmak şartı ile onlardan istifade etmemize izin vermiştir.
Yeşermiş ve meyvelerle yüklü bir ağaca bakıp ta düşündüğümüz vakit, bir çekirdekte gizli kabiliyetin topraktaki feyizle birleşince nice sırların zuhura geldiğini müşahede ederiz, bu renk bu koku ve bu tat nasıl olmakta, klorofille karışan karbon zehiri nasıl şekere dönmektedir. Bu nasıl bir laboratuvar, bu ne kadar yüce bir kudret, bu ne Kerim Mabud, bu ne yüce Rezzak. Bir çekirdeğe bir ağacın heyet ve heybetini sığdıran Cenabı Hak kullarının rızıkları için kurduğu ilahi fabrikalardan sessiz, gürültüsüz ücretsiz olarak nice nimetler ikram etmektedir. Rüzgârlarla sallanan dallar sanki bize el sallayarak gel bizi yede şükür secdesine kapan demektedir.
Bu kadar geniş rızık sofrası ile Cenabı Hak bütün canlıları doyurup yaşatmaktadır. Sabahleyin yuvasından kursağı boş olarak çıkan bir kuş, doymuş olarak geri dönmektedir. Karlarla örtülü muhitlerin mahlukatı da doyup yaşamakta ve Rezzak-ı Hakim olan Allah, dağ başındaki ahuyu yuvadaki yavruyu rızıksız bırakmamaktadır. Ayeti Kerimede Cenabı Hak biz kullarına mealen şöyle buyurmaktadır. Yerde yürüyen hiçbir canlı hariç olmamak üzere rızıkları Allah’ın üstünedir. Onların duracak yerlerini de , emanet edilen yerlerini de O bilir , bunların hepsi (ve bütün halleri) o apaçık kitaptadır.
Bu ilahi beyan ve sofrayı-ı rahman karşısında insan, artık helali bırakıp asla harama tenezzül etmemelidir. Hileli yollara sapmamalıdır. Ömrü son bulan insanı ölüm nasıl bulursa rızıkta onu arar bulur. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki Biriniz rızkından kaçsa bile, ölümün ona yetiştiği gibi rızık da kendisine ulaşır.
Bir insanın rızkını yemeden ölmesi, veya başkasının gelip onun rızkını yemesi tasavvur olunamaz. Hakikat böyle olunca bir mümin ne için kötü yola ve fena vasıtalara başvurarak temiz rızkını kirletsin? Ne için helal olan rızkını harama çevirsin? Hâlbuki Allahu Teâla rızkımızı helal yoldan kazanmayı emretmiştir ve haram yollara sapmamızı yasaklamıştır. Bu mevzuyla alakalı bir Hadisi Şerifte Peygamber Efendimiz Ey insanlar, hiç şüphe yok ki, zenginlik meta ve servet çokluğundan değildir. Fakat (hakiki) zenginlik, nefsin zenginliği (olan gönül tokluğu)dur. Aziz ve Celil olan Allah,kuluna,onun için takdir olunan rızkı muhakkak verir. O halde rızkı talepte güzel (hareket) edin helal olanı alın, haram olanı terkedin. buyurmaktadır.
Rızık ; Cenabı Hakkın mahlukata gıdalanmaları için verdiği ve onlarında yediği şeylere denir.
Rububiyyetiyle alemleri ihata eden Rabbimiz, otlarda ve ağaçlarda ilahi kimyahaneler kurup, rengarenk çeşit çeşit nimetler yaratmış ve helal olmak şartı ile onlardan istifade etmemize izin vermiştir.
Yeşermiş ve meyvelerle yüklü bir ağaca bakıp ta düşündüğümüz vakit, bir çekirdekte gizli kabiliyetin topraktaki feyizle birleşince nice sırların zuhura geldiğini müşahede ederiz, bu renk bu koku ve bu tat nasıl olmakta, klorofille karışan karbon zehiri nasıl şekere dönmektedir. Bu nasıl bir laboratuvar, bu ne kadar yüce bir kudret, bu ne Kerim Mabud, bu ne yüce Rezzak. Bir çekirdeğe bir ağacın heyet ve heybetini sığdıran Cenabı Hak kullarının rızıkları için kurduğu ilahi fabrikalardan sessiz, gürültüsüz ücretsiz olarak nice nimetler ikram etmektedir. Rüzgârlarla sallanan dallar sanki bize el sallayarak gel bizi yede şükür secdesine kapan demektedir.
Bu kadar geniş rızık sofrası ile Cenabı Hak bütün canlıları doyurup yaşatmaktadır. Sabahleyin yuvasından kursağı boş olarak çıkan bir kuş, doymuş olarak geri dönmektedir. Karlarla örtülü muhitlerin mahlukatı da doyup yaşamakta ve Rezzak-ı Hakim olan Allah, dağ başındaki ahuyu yuvadaki yavruyu rızıksız bırakmamaktadır. Ayeti Kerimede Cenabı Hak biz kullarına mealen şöyle buyurmaktadır. Yerde yürüyen hiçbir canlı hariç olmamak üzere rızıkları Allah’ın üstünedir. Onların duracak yerlerini de , emanet edilen yerlerini de O bilir , bunların hepsi (ve bütün halleri) o apaçık kitaptadır.
Bu ilahi beyan ve sofrayı-ı rahman karşısında insan, artık helali bırakıp asla harama tenezzül etmemelidir. Hileli yollara sapmamalıdır. Ömrü son bulan insanı ölüm nasıl bulursa rızıkta onu arar bulur. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki Biriniz rızkından kaçsa bile, ölümün ona yetiştiği gibi rızık da kendisine ulaşır.
Bir insanın rızkını yemeden ölmesi, veya başkasının gelip onun rızkını yemesi tasavvur olunamaz. Hakikat böyle olunca bir mümin ne için kötü yola ve fena vasıtalara başvurarak temiz rızkını kirletsin? Ne için helal olan rızkını harama çevirsin? Hâlbuki Allahu Teâla rızkımızı helal yoldan kazanmayı emretmiştir ve haram yollara sapmamızı yasaklamıştır. Bu mevzuyla alakalı bir Hadisi Şerifte Peygamber Efendimiz Ey insanlar, hiç şüphe yok ki, zenginlik meta ve servet çokluğundan değildir. Fakat (hakiki) zenginlik, nefsin zenginliği (olan gönül tokluğu)dur. Aziz ve Celil olan Allah,kuluna,onun için takdir olunan rızkı muhakkak verir. O halde rızkı talepte güzel (hareket) edin helal olanı alın, haram olanı terkedin. buyurmaktadır.