M
* MuCiZé *
Forum Okuru
Hayat Seçimlerden İbarettir! (okumanızı öneririm:))
Bir sabah uyanırsın ve artık hayat senin için eskisi gibi değildir. Bazen çalan bir telefon, bazen bir çift gözle tanışmak her şeyi değiştirir.
Hayatımız için yaptığımız planlar çoğu zaman gerçekleşmez. Hiç hesaba katmadığımız olaylar, insanlar çıkar karşımıza. Düzen dağılır, dengeler bozulur. Tesadüfler ve mucizeler bütün akışı değiştirir.
Yaşam planı istediğiniz gibi devam ediyorsa, kendinizi şanslı saymalısınız. Çoğu insan bunu yakalayamaz. Diğer yandan bakıldığında ise, zaten hayat dediğimiz serüvenin gerçek keyfi, sıra dışı olaylarda saklı değil midir?
Kendimizi istediğimiz kadar garantiye alalım. Yöntemler, taktikler geliştirelim, programlar düzenleyelim, hepsi bir anda bozulabilir. Bazen bunun sebebi sadece aşktır.
Tanıştığım kişilerin, özellikle kadınların hikayelerini dinlerim. Öyle enteresan yaşam öyküleri vardır ki, geriye dönüp bakıldığında, ufak bir kararın tün hayatı yönlendirdiği görülür. Oysa yola ne hayallerle çıkılmıştır!
Biz kadınların enteresan bir durumları var. Önsezi ve sağduyu sahibi olmamıza rağmen, konu aşka gelince nedense savruluruz. Yıllar sonra pişmanlık duyduğumuz pek çok kararın altında, o zaman büyük bir coşkuyla atılmış imzalarımız vardır. Peki, biz neden konu aşk olduğunda, mantığı devreye sokamıyoruz? Geleceği göremiyoruz, bir rüyanın içine dalıp, resim yapıyoruz aklımızda, gerçekleşeceğine inanıyoruz. Galiba sihirli kelime de bu, inanmak!
Aşka ve sevgiye ne kadar açız diye düşünüyorum zaman zaman. Üniversiteyi birincilikle bitirmiş bir kız arkadaşım, çok iyi bir firmada çalışıyordu. Mesleğinde ilerleyeceği o kadar belliydi ki, başka şirketlerden teklif bile almaya başlamıştı. Bir gün karşısına bir çift göz çıktı. Kahverengi, derin bakan bir adamın gözleriyle karşılaştı. Aşık oldu. Evlendiler. Bir masal gibi başlayan evlilikleri, en fazla 7 yıl dayanabildi. Kucağında 5 yaşında kızıyla babasının evine döndü güzel arkadaşım. Tüm evliliği boyunca iyi bir eş ve anne olmak için, mesleğini, kariyerini elinin tersiyle itmişti. Şimdi dönmek istiyordu ama onun yokluğunda alttan gelen genç nesil çoktan boşlukları doldurmuştu. Ya vasat bir işe razı olacaktı, ya ev kadınlığına devam edecekti.
Bir akşam vakti, kahve yanı sohbetinde şöyle bir itirafta bulundu: “Kimse için işini bırakmayacaksın. Üretmeye devam edeceksin. Hayat sen onu bıraktığın anda, arkasına bile bakmadan yürüyüp gitmiş oluyor.” Mücadeleci bir kadındı ama çaldığı bütün kapılardan olumsuz cevap aldığı için, heyecanı ve azmi kaybolmuştu. Kendini değersiz hissediyordu. İşin daha acı tarafı ise, bir zamanlar uğruna canını verecek kadar sevdiği adam, şimdi hem çocuğunu, hem kendisini ortada bırakmıştı. Çok pişmandı ama artık çok geçti.
Bir sabah güne her zamanki gibi uyanıyorsunuz. Evden adımınızı atıyorsunuz ve sizi hangi sürprizin beklediğini bilemiyorsunuz. Bunun adı ister seçimler olsun, ister kader; hayat yaptığınız planlara uymuyor. Bazen bir çift göz, bir ömrü harcayabiliyor….
(msn kadın)
Hayatımız için yaptığımız planlar çoğu zaman gerçekleşmez. Hiç hesaba katmadığımız olaylar, insanlar çıkar karşımıza. Düzen dağılır, dengeler bozulur. Tesadüfler ve mucizeler bütün akışı değiştirir.
Yaşam planı istediğiniz gibi devam ediyorsa, kendinizi şanslı saymalısınız. Çoğu insan bunu yakalayamaz. Diğer yandan bakıldığında ise, zaten hayat dediğimiz serüvenin gerçek keyfi, sıra dışı olaylarda saklı değil midir?
Kendimizi istediğimiz kadar garantiye alalım. Yöntemler, taktikler geliştirelim, programlar düzenleyelim, hepsi bir anda bozulabilir. Bazen bunun sebebi sadece aşktır.
Tanıştığım kişilerin, özellikle kadınların hikayelerini dinlerim. Öyle enteresan yaşam öyküleri vardır ki, geriye dönüp bakıldığında, ufak bir kararın tün hayatı yönlendirdiği görülür. Oysa yola ne hayallerle çıkılmıştır!
Biz kadınların enteresan bir durumları var. Önsezi ve sağduyu sahibi olmamıza rağmen, konu aşka gelince nedense savruluruz. Yıllar sonra pişmanlık duyduğumuz pek çok kararın altında, o zaman büyük bir coşkuyla atılmış imzalarımız vardır. Peki, biz neden konu aşk olduğunda, mantığı devreye sokamıyoruz? Geleceği göremiyoruz, bir rüyanın içine dalıp, resim yapıyoruz aklımızda, gerçekleşeceğine inanıyoruz. Galiba sihirli kelime de bu, inanmak!
Aşka ve sevgiye ne kadar açız diye düşünüyorum zaman zaman. Üniversiteyi birincilikle bitirmiş bir kız arkadaşım, çok iyi bir firmada çalışıyordu. Mesleğinde ilerleyeceği o kadar belliydi ki, başka şirketlerden teklif bile almaya başlamıştı. Bir gün karşısına bir çift göz çıktı. Kahverengi, derin bakan bir adamın gözleriyle karşılaştı. Aşık oldu. Evlendiler. Bir masal gibi başlayan evlilikleri, en fazla 7 yıl dayanabildi. Kucağında 5 yaşında kızıyla babasının evine döndü güzel arkadaşım. Tüm evliliği boyunca iyi bir eş ve anne olmak için, mesleğini, kariyerini elinin tersiyle itmişti. Şimdi dönmek istiyordu ama onun yokluğunda alttan gelen genç nesil çoktan boşlukları doldurmuştu. Ya vasat bir işe razı olacaktı, ya ev kadınlığına devam edecekti.
Bir akşam vakti, kahve yanı sohbetinde şöyle bir itirafta bulundu: “Kimse için işini bırakmayacaksın. Üretmeye devam edeceksin. Hayat sen onu bıraktığın anda, arkasına bile bakmadan yürüyüp gitmiş oluyor.” Mücadeleci bir kadındı ama çaldığı bütün kapılardan olumsuz cevap aldığı için, heyecanı ve azmi kaybolmuştu. Kendini değersiz hissediyordu. İşin daha acı tarafı ise, bir zamanlar uğruna canını verecek kadar sevdiği adam, şimdi hem çocuğunu, hem kendisini ortada bırakmıştı. Çok pişmandı ama artık çok geçti.
Bir sabah güne her zamanki gibi uyanıyorsunuz. Evden adımınızı atıyorsunuz ve sizi hangi sürprizin beklediğini bilemiyorsunuz. Bunun adı ister seçimler olsun, ister kader; hayat yaptığınız planlara uymuyor. Bazen bir çift göz, bir ömrü harcayabiliyor….
(msn kadın)