Uzman SühaN
Administrator
Hamilelikte kanama neden olur?
hamilelikte kanama,gebelikte kanama,hamilelikte kanama neden olur,gebelikte kanamanın nedenleri,gebelikte kanama düşük belirtisimi,hamilelikte kanama düşük belirtisimi,gebelikte kanama hakkında bilgiler
Düşük ya da bilimsel adı ile abortus yirminci gebelik haftasından önce gebeliğin herhangi bir nedenle sonlanmasıdır. Gebeliklerin yaklaşık %50’sinde ilk 10 hafta içinde az ya da çok vaginal kanama görülmektedir. Gebeliğin ilk 20 haftasında olan kanamalar düşük tehdidi (abortus imminens) olarak adlandırılmaktadır. Ancak kanama ile başvuran kadınların sadece %10’da gebelik düşük ile sonuçlanır. Süre göz önüne alındığında iki çeşit düşük tehdidi vardır:
Erken düşük: Gebeliğin ilk 12 haftasında ortaya çıkan düşükleri tanımlar.
Geç düşük: Gebeliğin 12 ile 20 haftası arasında yaşanan düşükleri tanımlar.
Abortus imminens: Yirminci gebelik haftasından önce oluşan vaginal kanamaları tanımlar. Kanamalar kırmızı parlak kanamadan koyu kahverengi akıntılara kadar değişkendir. Beraberinde şiddetli kasık ve bel ağrısı olabilir. Düşük tehdidinin en önemli özelliği rahim ağzında bir açılma veya herhangi bir değişiklik olmamasıdır.
Tanı: Gebelik testinin pozitif olması veya ultrasonografide gebelik kesesinin görülmesi ve gebelik haftası ile uyumlu olması yine bebek kalp hareketlerinin görülmesi ile birlikte vaginal kanamanın gözlenmesi sonucunda konulur. Vaginal kanamanın rahimden kaynaklı olduğunu ispatlanması için spekulum muayenesi yapılması gerekmektedir.
Ayırıcı Tanı:
İdrar yolu enfeksiyonları Rahim ağzında oluşan et parçası (servikal polip) Rahim ağzı enfeksiyonları Dış gebelik
Tedavi:
Kanamanın rengi parlak kırmızıdan koyu kahverengiye kadar değişebilir. Kanamanın renginin parlak kırmızı olması o anda oluşan veya çok kısa süre önce oluşmuş taze kanamayı gösterir. Koyu renkli kanamalar ise daha önce oluşmuş veya vaginada birikmiş (büyük olasılıkla durmuş) kanamaların belirtileri olarak kabul edilir.
Erken gebelik döneminde meydana gelen vaginal kanamaların tedavisinde en sık başvuraln yöntem progesteron hormonu kullanımıdır. Ancak düşük ile sonuçlanacak olan bir gebeliği herhangi bir tedavi ile durdurmanın mümkün olmadığı için progesteron hormonu kullanımı çok tartışmalıdır. Düşüklerin yaklaşık olarak %75’den fazlasında bebeğe ait kromozom anomalisi rastlanmaktadır ve progesteron hormonunun böyle bir gebeliği devam ettirmesine imkan yoktur. Böyle bir durumda progesteron hormonu düşüğü bir süre geciktirebilir veya bulgularını maskeleyebilir ancak engellemez. Bu durumda annenin komplikasyon ile karşılaşma riskini arttırır.
Aktivite kısıtlamasıda önerilebilir ancak bu da tartışmalıdır. Aktivite kısıtlamasının kesin yatak istirahatı şeklinde olması ile gebenin kendi ihtiyaçlarını çözmesi arasında bir fark olmadığı gözlenmiştir. Bu nedenle aktivite kısıtlanmasının kanamanın şiddetine göre belirlenmesi daha uygun olacaktır. Yoğun kanaması olanlarda daha sedanter bir yaşam ile birlikte beraberlik yasağı ve kanaması kirlenme tarzında olanlarda ise normal hayatlarına devam etmeleri önerilebilir.
Diğer Düşük Şekilleri
Abortus insipiens (Önlenemez düşük): Vaginal kanama ile birlikte bel ve kasık ağrısı en önemlisi de rahim ağzında dilatasyon olmasıdır. Böyle bir durumda düşük kaçınılmazdır. Tanı konulduğunda kürtaj ile gebeliğin kontrollü şekilde sonlandırılması gerekir.
Komplet abortus: Dışarıdan herhangi bir müdahale olmaksızın gebelik ürününün bir bütün olarak rahimden dışarı atılmasıdır. Rahim içinde gebeliğe ait hiçbir doku veya parça kalmaz. Tanı hastanın yoğun vaginal kanaması veya parça düşürdüğünü ifade etmesi sonrasında yapılan transvaginal ultrasonografide gebeliğe ait hiçbir doku parçasının gözlenmemesi sonucunda konulur. Tedavide ß-hCG takibi ile ß-hCG değerinin 5 IU/l altına düşüyor ise herhangi bir küretaj gerektirmez.
Inkomplet abortus: Düşük sonrasında rahim içerisinde gebeliğe ait doku parçalarının bir kısmının kalması durumudur. Genellikle 6. gebelik haftasından sonra ortaya çıkan kendiliğinden oluşan düşüklerde gözlenir. Tanısı spekulum muayenesi sırasında gebeliğe ait doku parçalarının rahim ağzında gözlenmesi veya transvaginal ultrasonografide gebeliğe ait dokuların rahim içinde gözlenmesi ile konulur. Tedavide 6. gebelik haftasından büyük gebeliklerde rahim içinde parça kalma olasılığı yüksek olduğu için küretaj yapılarak parça kalmadığından emin olunması önerilir.
Missed abortus: Embryonun canlılığını kaybetmesine rağmen olayın kanama veya düşük ile sonucunda missed abortusdan söz edilir. Tanısı ilk altı gebelik haftasında gebelik kesesinin büyümemesi veya ß-hCG hormonun anne kanında seviyesinin yükselmemesi ile konulur. Altıncı gebelik haftasından sonra tanı daha önceki ultrasonografi muayenesi esnasında tespit edilen kalp hareketlerinin gözlenmemesi ile konulur. Gebelik ürününün uzun süre atılmadan rahim içinde kalması durumunda anne adayının hayatını tehdit edecek komplikasyonlar gelişebileceğinden hemen müdahale edilmesi gerekir. Tedavide gebelik sonlandırılır.
Habituel abortus: Ardı ardına üç veya daha fazla gebeliğin düşük ile sonlanması durumunda habituel abortusdan söz edilir.
Düşüğün görülme sıklığı nedir?
Tüm gebeliklerin yaklaşık %75’i sağlıklı bebek ile sonuçlanabilmektedir. Gebeliklerin yaklaşık ‘%25’i gebeliğin belli haftalarında sonlanmaktadır. Düşüklerin %80’den fazlası ilk trimester (ilk 13 gebelik haftasında) içinde meydana gelir. Gebelik kayıp oranı ilk 8 haftada en yüksek değerdedir. Gebelik 10. Haftayı geçtikten sonra düşük şansı giderek azalmaktadır.
Düşüğün belirtileri nelerdir?
Düşüğün ilk belirtisi vaginal kanamadır. Kanama olmadan düşük saptanamaz ancak missed abortusda kanama olmadan kontrol amacı ile ultrasonografi sırasında saptanabilir. Kanama ile birlikte karın ve bel ağrısı gözlenir. Kanama sırasında doku parçası gelmesi kesin tanı koydurucudur. Düşen doku parçaları mutlaka saklanmalı ve mümkün ise patolojik inceleme yapılmalıdır.
Düşük tanısı olan gebeye yaklaşım
Tüm gebelik süresince oluşan vaginal kanamalar önemlidir ve acil olarak değerlendirilmesi gerekir. Gebeden detaylı bir hikaye alındıktan sonra kan basıncı, nabız ve ateş gibi hayati belirtiler kaydedilir. Ardından kanama odağı değerlendirilir. Spekulum muayenesinde kanamanın rahim ağzından veya vaginada gebeliğe ait parçaların olup olmadığı değerlendirilir. Gebelik yaşı altı haftadan küçük olan gebelerde rahim içinde gebelik kesesinin varlığı ve altı haftadan büyük gebelerde ise bebek kalp atımı değerlendirilir. Düşük tanısı konulduktan sonra hastanın durumu hastanın durumuna göre küretaj kararı verilir. Bazen tam olmayan düşük ya da küretaj sonrasında rahim içirisinde kalan parçaların dışarı atılmasını veya kanamayı azaltmak için rahmin kasılmasını sağlayan ilaçlar kullanılabilir.
Düşük ya da bilimsel adı ile abortus yirminci gebelik haftasından önce gebeliğin herhangi bir nedenle sonlanmasıdır. Gebeliklerin yaklaşık %50’sinde ilk 10 hafta içinde az ya da çok vaginal kanama görülmektedir. Gebeliğin ilk 20 haftasında olan kanamalar düşük tehdidi (abortus imminens) olarak adlandırılmaktadır. Ancak kanama ile başvuran kadınların sadece %10’da gebelik düşük ile sonuçlanır. Süre göz önüne alındığında iki çeşit düşük tehdidi vardır:
Erken düşük: Gebeliğin ilk 12 haftasında ortaya çıkan düşükleri tanımlar.
Geç düşük: Gebeliğin 12 ile 20 haftası arasında yaşanan düşükleri tanımlar.
Abortus imminens: Yirminci gebelik haftasından önce oluşan vaginal kanamaları tanımlar. Kanamalar kırmızı parlak kanamadan koyu kahverengi akıntılara kadar değişkendir. Beraberinde şiddetli kasık ve bel ağrısı olabilir. Düşük tehdidinin en önemli özelliği rahim ağzında bir açılma veya herhangi bir değişiklik olmamasıdır.
Tanı: Gebelik testinin pozitif olması veya ultrasonografide gebelik kesesinin görülmesi ve gebelik haftası ile uyumlu olması yine bebek kalp hareketlerinin görülmesi ile birlikte vaginal kanamanın gözlenmesi sonucunda konulur. Vaginal kanamanın rahimden kaynaklı olduğunu ispatlanması için spekulum muayenesi yapılması gerekmektedir.
Ayırıcı Tanı:
İdrar yolu enfeksiyonları Rahim ağzında oluşan et parçası (servikal polip) Rahim ağzı enfeksiyonları Dış gebelik
Tedavi:
Kanamanın rengi parlak kırmızıdan koyu kahverengiye kadar değişebilir. Kanamanın renginin parlak kırmızı olması o anda oluşan veya çok kısa süre önce oluşmuş taze kanamayı gösterir. Koyu renkli kanamalar ise daha önce oluşmuş veya vaginada birikmiş (büyük olasılıkla durmuş) kanamaların belirtileri olarak kabul edilir.
Erken gebelik döneminde meydana gelen vaginal kanamaların tedavisinde en sık başvuraln yöntem progesteron hormonu kullanımıdır. Ancak düşük ile sonuçlanacak olan bir gebeliği herhangi bir tedavi ile durdurmanın mümkün olmadığı için progesteron hormonu kullanımı çok tartışmalıdır. Düşüklerin yaklaşık olarak %75’den fazlasında bebeğe ait kromozom anomalisi rastlanmaktadır ve progesteron hormonunun böyle bir gebeliği devam ettirmesine imkan yoktur. Böyle bir durumda progesteron hormonu düşüğü bir süre geciktirebilir veya bulgularını maskeleyebilir ancak engellemez. Bu durumda annenin komplikasyon ile karşılaşma riskini arttırır.
Aktivite kısıtlamasıda önerilebilir ancak bu da tartışmalıdır. Aktivite kısıtlamasının kesin yatak istirahatı şeklinde olması ile gebenin kendi ihtiyaçlarını çözmesi arasında bir fark olmadığı gözlenmiştir. Bu nedenle aktivite kısıtlanmasının kanamanın şiddetine göre belirlenmesi daha uygun olacaktır. Yoğun kanaması olanlarda daha sedanter bir yaşam ile birlikte beraberlik yasağı ve kanaması kirlenme tarzında olanlarda ise normal hayatlarına devam etmeleri önerilebilir.
Diğer Düşük Şekilleri
Abortus insipiens (Önlenemez düşük): Vaginal kanama ile birlikte bel ve kasık ağrısı en önemlisi de rahim ağzında dilatasyon olmasıdır. Böyle bir durumda düşük kaçınılmazdır. Tanı konulduğunda kürtaj ile gebeliğin kontrollü şekilde sonlandırılması gerekir.
Komplet abortus: Dışarıdan herhangi bir müdahale olmaksızın gebelik ürününün bir bütün olarak rahimden dışarı atılmasıdır. Rahim içinde gebeliğe ait hiçbir doku veya parça kalmaz. Tanı hastanın yoğun vaginal kanaması veya parça düşürdüğünü ifade etmesi sonrasında yapılan transvaginal ultrasonografide gebeliğe ait hiçbir doku parçasının gözlenmemesi sonucunda konulur. Tedavide ß-hCG takibi ile ß-hCG değerinin 5 IU/l altına düşüyor ise herhangi bir küretaj gerektirmez.
Inkomplet abortus: Düşük sonrasında rahim içerisinde gebeliğe ait doku parçalarının bir kısmının kalması durumudur. Genellikle 6. gebelik haftasından sonra ortaya çıkan kendiliğinden oluşan düşüklerde gözlenir. Tanısı spekulum muayenesi sırasında gebeliğe ait doku parçalarının rahim ağzında gözlenmesi veya transvaginal ultrasonografide gebeliğe ait dokuların rahim içinde gözlenmesi ile konulur. Tedavide 6. gebelik haftasından büyük gebeliklerde rahim içinde parça kalma olasılığı yüksek olduğu için küretaj yapılarak parça kalmadığından emin olunması önerilir.
Missed abortus: Embryonun canlılığını kaybetmesine rağmen olayın kanama veya düşük ile sonucunda missed abortusdan söz edilir. Tanısı ilk altı gebelik haftasında gebelik kesesinin büyümemesi veya ß-hCG hormonun anne kanında seviyesinin yükselmemesi ile konulur. Altıncı gebelik haftasından sonra tanı daha önceki ultrasonografi muayenesi esnasında tespit edilen kalp hareketlerinin gözlenmemesi ile konulur. Gebelik ürününün uzun süre atılmadan rahim içinde kalması durumunda anne adayının hayatını tehdit edecek komplikasyonlar gelişebileceğinden hemen müdahale edilmesi gerekir. Tedavide gebelik sonlandırılır.
Habituel abortus: Ardı ardına üç veya daha fazla gebeliğin düşük ile sonlanması durumunda habituel abortusdan söz edilir.
Düşüğün görülme sıklığı nedir?
Tüm gebeliklerin yaklaşık %75’i sağlıklı bebek ile sonuçlanabilmektedir. Gebeliklerin yaklaşık ‘%25’i gebeliğin belli haftalarında sonlanmaktadır. Düşüklerin %80’den fazlası ilk trimester (ilk 13 gebelik haftasında) içinde meydana gelir. Gebelik kayıp oranı ilk 8 haftada en yüksek değerdedir. Gebelik 10. Haftayı geçtikten sonra düşük şansı giderek azalmaktadır.
Düşüğün belirtileri nelerdir?
Düşüğün ilk belirtisi vaginal kanamadır. Kanama olmadan düşük saptanamaz ancak missed abortusda kanama olmadan kontrol amacı ile ultrasonografi sırasında saptanabilir. Kanama ile birlikte karın ve bel ağrısı gözlenir. Kanama sırasında doku parçası gelmesi kesin tanı koydurucudur. Düşen doku parçaları mutlaka saklanmalı ve mümkün ise patolojik inceleme yapılmalıdır.
Düşük tanısı olan gebeye yaklaşım
Tüm gebelik süresince oluşan vaginal kanamalar önemlidir ve acil olarak değerlendirilmesi gerekir. Gebeden detaylı bir hikaye alındıktan sonra kan basıncı, nabız ve ateş gibi hayati belirtiler kaydedilir. Ardından kanama odağı değerlendirilir. Spekulum muayenesinde kanamanın rahim ağzından veya vaginada gebeliğe ait parçaların olup olmadığı değerlendirilir. Gebelik yaşı altı haftadan küçük olan gebelerde rahim içinde gebelik kesesinin varlığı ve altı haftadan büyük gebelerde ise bebek kalp atımı değerlendirilir. Düşük tanısı konulduktan sonra hastanın durumu hastanın durumuna göre küretaj kararı verilir. Bazen tam olmayan düşük ya da küretaj sonrasında rahim içirisinde kalan parçaların dışarı atılmasını veya kanamayı azaltmak için rahmin kasılmasını sağlayan ilaçlar kullanılabilir.