Hamilelikte 3 lü ve 4 lü test nası yapılıyor ki

Mirmiga

Yeni Üye
Üye
Hamilelikte 3 lü ve 4 lü test nası yapılıyor ki
Gebelikte tarama testleri

3 lü tarama testi sonuçları 3 lü tarama testi nasıl yapılır 4 4 test nedir
Gebelik sırasında birçok problemin erkenden tanınması için tarama testleri yapılır. Bu testler kan örneğinde bakılabilir ya da Ultrasonografik inceleme ile yapılabilir.

Yeni doğanlarda en sık görülen ve zeka geriliğiyle seyreden genetik problem olan
Down Sendromu (21 no.lu kromozomdan 3 adet olması) için yapılan testlerin en yaygın olanı “üçlü test”tir. Bu test gebeliğin 15-20. haftalarında yapılmaktadır. Bu test Down Sendromunun dışında Nöral Tüp Defektleri denen sinir sisteminin gelişimsel bozukluklarında ve yine diğer bazı genetik problemlerde de erkenden bulgu verir.

Üçlü test anne kanında
alfafetoprotein (AFP), B-hCG ve unkonjuge estradiolamniosentez

Genel olarak üçlü test ile Down Sendromu olan bebeklerin % 60’ı, üçlü test ve ultrasonografide anomali taraması ile ise % 85’i yakalanabilmektedir.

Ancak bu testin nispeten
yani bebekten su alınması işlemi önerilmektedir. geç dönemde yapılması, sonuçlarının geç çıkması ve anormal bir sonuç çıkması durumunda, gebelik sonlandırılması işleminin 20-22 hafta gibi geç bir döneme denk gelmesi önemli bir dezavantaj oluşturmaktadır. Gebeliğin bu dönemde sonlandırılması hasta açısından önemli psikolojik sorunlara yol açabilmektedir.
Ayrıca üçlü testin anormallik saptama açısından duyarlılığının yüksek olmaması da ikinci önemli sorunu oluşturmaktadır.

Bu nedenle son zamanlarda Down sendromu taraması için gebeliğin daha erken bir döneminde,
11-14. haftalar arasında yapılan ve “ikili test” adı verilen bir test uygulanmaya başlamıştır. İkili test kısaca PAPP-A ve serbest B-hCG adı verilen iki hormonun kanda ölçülmesi ile hesaplanan bir risk oranına dayanmaktadır.

İkili testin avantajları arasında gebeliğin daha erken bir döneminde yapılması ve anormal bir sonuç durumunda daha fazla tanısal test seçeneğinin (koryonik villus örneklemesi, erken veya geç amniyosentez) olması, anomalili bebek durumunda ise gebelik sonlandırılmasının daha erken bir dönemde yapılabilmesidir. Ayrıca testin duyarlılığı üçlü test ile karşılaştırıldığında daha yüksek olarak rapor edilmektedir.

Testin en önemli dezavantajı ise sinir sisteminde gelişebilecek olan anormallikleri saptayamamasıdır.

Sadece ikili test yapılması durumunda Down Sendromu olan bebeklerin %60’saptanabilmektedir. Ayrıca ikili test’te yalancı pozitif oranı daha düşüktür.

İkili testte ek olarak ultrasonografide bebeğin
“ense derisi saydamlığı” ölçümü ile bu oran %85-90’lara ulaşmakta ve yalancı pozitiflik oranı % 5’e kadar düşmektedir.

Ense Derisi Saydamlığı nedir ?

fetus2.jpg
Gebeliğin 11 hafta ile 14 hafta dönemi arasında karından ultrasonografik olarak yapılan
NT (Nuchal translucency - ense derisi saydamlığı veya ense kalınlığı) ölçümü ile Down Sendromu olan bebeklerin % 60’ı ve özellikle kalp anomalileri olmak üzere diğer bazı anomaliler saptanabilmektedir.

Ense kalınlığı ölçümü ile ikili test sonuçlarının kombine edilmesi ile Down Sendromu olan bebeklerin %85-90’ı saptanabilmektedir.
Ancak bu araştırmayı yapan hekimlerin mutlaka yeterli deneyime sahip olmaları gerekir.

Test sonuçları anormalse
girişimsel tanı yöntemlerine geçilir. İkili test sonuçları anormalse koryon villus örneklemesi, erken amniosentez veya geç amniosentez yapılabilir. Üçlü test anormalse 16-18. haftalarda amniyosentez yapılır.

Koryon Villus Biyopsisi ya da CVS (Koryon villus örneklemesi) Nedir?

Gebeliğin daha sonraki döneminde plasentayı oluşturacak olan koryondan genetik tanı amacı ile biyopsi alınması işlemidir.

Yapılma amaçları genellikle amniyosentezle aynıdır. Ama daha erken gebelik haftasında yapılması nedeni ile tercih edilebilen bir yöntemdir.

9-11 gebelik haftalarında uygulanır.

Bu haftalarda alınan genetik materyalde bir anomali saptanması durumunda gebelik en geç 14 haftalıkken boşaltılmakta ve ailede daha az psikolojik travmaya neden olmaktadır. Ancak işlem sonrası düşük riski amniyosenteze göre daha fazladır. Yaklaşık
%2 olarak hesaplanmıştır.

Kordosentez Nedir?

Anne karnından ultrason eşliğinde bir iğne aracılığı ile girilerek bebek kordonundan kan alınması işlemidir. İşlem steril şartlarda uygulanır. Genellikle 20. gebelik
fetus10.jpg
haftasından önce kolay yapılamaz.

Genetik araştırma amacı ile olmakolduğu gibi, bebeğe ait enfeksiyon hastalıklarını araştırmak, kan uyuşmazlığı (20)nın şiddetini saptamak için de yapılır.

Bu işlem, tedavi amaçlı da kullanılabilir. Örneğin; kan uyuşmazlığı bebekte anemiye yol açmışsa, anne karnındaki bebeğe kordosentez yöntemi ile kan nakli yapılabilmektedir.

35 yaşından büyük gebelerde fetusdaki anomali riski artışından dolayı doğrudan amniosentez de yapılabilir.

Amniyosentez (ya da amniosentez) Nedir ?

Amniyosentez, bebeğinizin içinde bulunduğu sıvıdan iğne yardımı ile bir miktar örnek alınarak incelenmesi anlamına gelir. Bu sıvı içerisinde bebeğinizin gelişimi hakkında önemli açıklamalar getirecek kanıtlar vardır.

Amniyosentez uygulaması, geçmiş yıllarda fazla miktarda bulunan amniyo sıvısını azaltmak, bebeğin iyilik durumunu araştırmak, sonraki yıllarda ise kan uyuşmazlığı ile ilgili bebeğin durumunu kontrol etmek amacıyla uygulanırken; günümüzde,
genetik anomalilerin tespitinde kullanılan en geçerli testlerden biridir.

İşlem aslında basit bir uygulamadır ancak yine de mutlaka bu konuda tecrübeli bir hekim tarafından yapılmalıdır. Erken gebelik haftalarında düşük riski daha fazla olacağından tercih edilmez.

Anne ultrason masasına sırt üstü yatırılır ve karnın steril olması sağlanır. İşlem genellikle bir hekim ve bir yardımcı tarafından yapılır.

Ultrason yardımı ile bebeğin anne karnındaki pozisyonu dikkatlice takip edilirken iğne aynı zamanda göbeğin uygun bir yerine yerleştirilir. İğne önce karın katmanlarını sonra rahim kasını geçerek amniyo kesesine doğru itilir ve iğnenin ucunda bulunan bir enjektör yardımı ile bebeğin amniyo sıvısından bir miktar alınır.

Alınan sıvı laboratuvar ortamında ayrıştırıldıktan sonra bebekten bu sıvıya karışan hücreler besi yerlerinde üretilir ve incelenerek genetik olarak bir anormalliği olup olmadığına bakılır.

İşleme bağlı düşük, enfeksiyon, su kesesinin açılması, plesenta veya kordonun zedelenmesi, erken doğum riski, alınan sıvıdan istenildiği gibi hücre üretilememesi, sıvı almak için kullanılan iğnenin bebeğe zarar vermesi gibi riskler
teorik olarak söz konusudur. Ancak bu risklerin olasılığı uzman kişilerin elinde % 1 'den fazla değildir.

Amniosentez gerekli olduğu durumlarda faydalı sonuçları ile henüz yerine başka bir testin olmadığı
vazgeçilmez bir inceleme yöntemidir. Test için hiçbir ön hazırlık gerekmez. Karından iğne yardımı ile rahime ulaşmak acı veren bir durum değildir. İşlem lokal anesteziye bile gerek duyulmadan yapılır.

Hasta uygulama sonrasında
yarım saat kadar dinlendirilir.

Amniyosentez sonuçları güvenilir midir ?

İyi bir laboratuvar tarafından değerlendirildiğinde sonuçlara % 99.9 güvenilebilir. Normal çıkan bir kromozom analizinin hatalı olma payı çok düşüktür. Anormal bir durum oluştuğunda ise nadiren KS (kordosentez) gibi bir yöntemle bu sefer bebekten kan örneği alınarak anormal durumun doğrulanması gerekebilir.

Tanıda problem yaratanlar kromozomlarda inversiyon, translokasyon, ya da mozaik gibi anormal durumlardır. Bunlar saptandığında doğacak bebeğin bundan nasıl etkileneceğinin önceden belirlenmesi mümkün olmayabilir. Anne ve baba adaylarından birinde aynı tip bozukluk varsa ve normalse, bebekleri de büyük olasılıkla normal olacaktır.
hormonlarının ölçümlerine dayanarak yapılan bir risk hesaplamasıdır. Burada ortaya çıkan risk, 35 yaşındaki kadınlar için belirlenen doğal riskten daha yüksek ise

Dr.Selman Laçin
İstanbul Memorial Hastanesi
Tüp Bebek Merkezi
 
Hamilelikte Yapılan Testler


492-908322.jpg
Gebelikte ortaya çıkabilecek bazı problemleri teşhis edebilmek için yapılan prenatal testlerden önemlileri aşağıda sıralanmıştır. Bunlardan bazıları tüm gebe kadınlarda rutin olarak istenmektedir. Rutin dışındaki diğer testler,sizin ve ailenizin tıbbi öyküsü doğrultusunda gerekli görülürse doktorunuz tarafından istenecektir. Akılda tutulması gereken şey ; sonucu normal çıkmasa da,testler her zaman bir problem olduğunu göstermez. Böyle durumlarda genel olarak ek testlere ihtiyaç duyulur veya anormal sonuç veren test yenilenir. Eğer gerçekten bir problem tesbit edilirse bunun ne anlama geldiği ve tedavi edilebilme olanaklarını doktorunuzla ya da ilgili yetkililerle görüşünüz. Tüm bu tıbbi girişimlerde,testlerin kendisi ya da tedavi yöntemleri ile ilgili bazı mutlak riskler de söz konusudur. Uygulamalardan önce bu riskleri de doktorunuzla konuşunuz.


Rh ( Rhesus ) testi ...

Bu test Rh pozitif (+) ya da Rh negatif ( - ) kana sahip olduğunuzu gösterir.Kadınların % 8 – 15 kadarı Rh negatif kan grubundandır.Rh negatif kana sahip olmak gebelik açısından bir problem demek anlamına gelmez.Rh negatif kana sahip olmak eğer baba Rh (+) ise bebeğin de Rh (+) olabilme ihtimalinden dolayı kaygı uyandırır. Gebeliğiniz boyunca bebeğiniz ve sizin kanınız birbiriyle karışacaktır.Sizin Rh (-) kanınız ile bebeğinizin Rh (+) kanı karşılaştığında vücudunuz Rh (+) kan hücrelerini yabancı bir düşman olarak görerek ona karşı antikor denilen koruyucu hücreler üretecektir.Bu antikorlar ortak kan dolaşımınız sayesinde tekrar bebeğinize ulaştığında bebeğinizin Rh (+) kan hücrelerini yok edeceklerdir.Bu nedenle eğer siz Rh (-),bebeğiniz de Rh (+) kan grubuna sahipseniz,bebeğinize karşı ne kadar antikor ürettiğinizi anlamak için,doktorunuz,gebeliğiniz boyunca belirli aralıklarla bunu kontrol edecektir.Rh uyumsuzluğu ilk gebelikte çoğunlukla tehlike arzetmez,çünkü genellikle Rh (+) bir bebeğe ilk kez gebe kalan bir anne adayı,yeteri kadar antikor üretene kadar doğum gerçekleşmiş ve dolayısıyla da ilk bebek bu durumdan etkilenmemiş olur.Ancak aynı anne sonraki hamileliklerinden birinde tekrar bir Rh (+) bebeğe gebe kalacak olursa bu bebek için gerçek ve önemli bir tehlike söz konusudur,çünkü;bu sefer annenin koruyucu antikorları yeterli sayıda ve saldırıya hazırdırlar.Rh uyumsuzluğu olan tüm gebeliklerde,gebeliğin 28.haftasında ve doğumdan sonraki ilk 72 saat içinde,Rh immunglobini denen iğnenin anneye yapılmasıyla, oluşabilecek komplikasyonlardan korunulmuş olunur.Bu enjeksiyon antikor oluşma riskini büyük oranda azaltacaktır.Böylece sonraki gebeliklerinizde Rh uyumsuzluğuna bağlı bir problem yaşamanız engellenmiş olacaktır. Rh (-) kan grubundan olan bir kadın dış gebeliğe maruz kalmış veya düşük yapmış olsa bile,ya da gebeliği devam ederken koryonik villus örneklemesi,perkütan umblikal kord örneklemesi veya amniyosentez gibi bir takım ileri tetkiklerin uygulaması altına giriyorsa mutlaka Rhogam ( Rh immunglobini ) alması gerekir.Eğer bu konuda aklınıza takılan herhengi bir şey varsa mutlaka doktorunuzla paylaşmalısınız.

Hemoglobin kontrolü ...

Gebelikte çok yaygın olarak görülebilen anemi ( kansızlık ) ya da kırmızı kan hücrelerinde azalma gibi durumları anlamak için hemoglobin seviyeniz kontrol edilmiş olması gerekir.Gerçi bu kontrolde herhengi bir eksiklik tesbit edilmese de,gebelikte demir ihtiyacı artacağı için,doktorunuz mutlaka size bir demir ilacı ya da demir de içeren bir vitamin verecektir.Bu demir ilaçları dışkınızı koyu renge ( siyaha yakın ) boyayacaktır.Ayrıca verilen bu prenatal vitamin ilaçları kabızlığa da neden olabilir.Kabızlıktan , sıvı gıdalara ağırlık vererek,kepek,meyve ve sebze gibi lifli besinlerle beslenerek ve egzersiz yaparak korunabilirsiniz.Eğer kabızlığınız bunlara rağmen devam ederse ek tedavi yöntemleri için doktorunuzla görüşünüz.

Gonore ve Klamidya testleri ...

Seks yoluyla geçen bu hastalıklar kısırlığa,körlüğe,eklem iltihabına ve çeşitli üriner ( idrar yolları ) hastalıklara neden olabilirler.Aynı zamanda doğum sırasında anneden bebeğe bulaşabilecek olan gonore enfeksiyonu gonokokkal konjunktivit denilen ve tadavi edilmediğinde bebekte körlükle sonuçlanacak bir hastalığa da neden olabilir.Gonore ya da klamidya enfeksiyonu bulunan bir kadın antibiyotikler kullanılarak daima güvenli bir şekilde tedavi edilebilir.Yeni doğan bebeklerin gözleri de doğumdan hemen sonra rutin olarak gözlerine gerekli antibiyotikler damlatılmak suretiyle bu tip komplikasyonlardan korunmuş olur.

Sfiliz testi ...

Bu da her gebe kadının yaptırması gereken testlerden biridir.Sfiliz; cinsel yolla bulaşan ve tüm vücuda yayılarak,kalp hastalıklarına,nörolojik arazlara ve hatta ölüme neden olabilecek bir hastalıktır.Gebelik sırasında düşüklere ya da erken doğuma neden olabildiği gibi doğan bebeklerde de anemi,sinir sistemi arazları,kemik ve diş yapısında bozukluklar ve karaciğer hastalıklarına neden olabilir.Eğer hastalık gebeliğin erken dönemlerinde teşhis edilir ve tedavi yoluna gidilirse sifilizin bu tip komplikasyonlarından da korunulmuş olur.

Klamidya testi ...

Amerika’da seks yoluyla en sık geçen hastalıktır.Tedavi edilmediği taktirde,serviksten uterus yoluyla tüplere ve overlere yayılarak kısırlıkla sonuçlanabilecek olan PID’e ( pelvic infammatory disease : pelvik inlamatuar hastalık ) neden olabilir.Gebelik sırasında ise erken doğumlara,düşük ve ölü doğumlara neden olabilir.Enfekte olan anneden doğan bebeklerde ise,pnömoni ( zatürre ),kulak enfeksiyonları ve körlüğe kadar gidebilen göz enfeksiyonlarına neden olabilirler.Klamidya servikal muayene ve serviksten alınan hücre örneklerinin incelenmesi ile teşhis edilebilir ve daima antibiyotiklerle kolayca tedavi edilebilir.

Rubella testi ...

Rubella (kızamıkçık) testi ,kızamık virüsüne karşı bağışık olup olmadığınızı gösterir.Çocukluğunda hemen her kadın aşılandığı için genellikle herkes bağışıktır.Eğer bağışık değilseniz doktorunuz size,gebeliğiniz boyunca kızamıklı kişilerden uzak kalmanızı önerecektir.Bu çok zor olmaz,çünkü rutin kızamık aşılamasından dolayı kızamık enfeksiyonlu kişiye rastlamak oldukça zordur.Yine de enfekte bir kişiyle karşılaşmak her zaman enfeksiyonu kapmak demek değildir,fakat,eğer gebeliğinizin ilk 3 ayı içinde enfekte olmuşsanız bebeğinizde doğumsal bir anomali gelişme ihtimali vardır.Eğer kızamığa karşı korunmanız yoksa doktorunuz muhtemelen size gebeliğinizden hemen sonra,gelece gebeliklerinizde problem olmaması için aşılama önerecektir.Bu aşılama sizi kızamıktan koruyacaktır.Aşılamadan en az 3-4 hafta sonrasına kadar yeni bir gebelikten korunmanız gerekmekle birlikte,geb iken aşılanmanın zararlı olduğuna dair bir kanıt da yoktur.

HIV ( AIDS ) testi ...

HIV ( Human Immundefency Virus = İnsan bağışıklık yetmezlik virüsü ) , AIDS e ( Acquired Immun Defency Syndrom = Kazanılmış bağışıklık yetmezliği sendromu ) neden olan virüstür.AIDS,vücudun enfeksiyon hastalıklarına karşı savaşma kabiliyetini yok eder.HIV ya da AIDS için kesin tedavi olamamakla birlikte,uygulanacak tedaviler yaşam uzatıcı ve koruyucu olacaktır.HIV,enfekte vücut sıvıları ( meni,kan ve vajinal salgı ) ile bulaşır.Doktorunuz siznle risk faktörleri konusunda konuşacak ve HIV kan testi yaptırıp yaptımadığınızı soracaktır.Aslında her gebe kadının,riskli olup olmadığında ya da daha önce HIV testi yapılıp yapılmadığına bakmaksızın bu testi yaptırması gereklidir.HIV virüsü taşıyan bir anne adayı virusu mutlaka bebeğine de geçireceği için bu testi yaptırmış olması çok önemlidir.Eğer test pozitif çıkarsa,doktorunuz,bunun bebeğe geçişini engellemeye çalışacak veya enfekte olan bebekte virusun etkilerini yavaşlatacak bir takım ilaçlar verebilir.Bu ilaçlar virüsün bebeğinize bulaşma riskini oldukça azaltabilecektir.

Hepatit B virus taraması ...

Hepatit B virüsü karaciğeri tutar ve hasarlanmasına yol açar.Enfekte kan,meni,vajinal salgı ve tükrük gibi vücut sıvıları ile bulaşır.Hepatit B virüsü açısından risk alyındaki kişiler;sağlık çalışanları,birden fazla seks partneri olanlar,daha önce seks yoluyla bualaşan bir hastalık geçirmiş olanlar,damardan uyuşturucu kullananlar,kan nakli yaptıranlar veya diyaliz tedavisi görenlerdir.Gebe kadınlar basit bir kan testiyle hastalıklı olup olmadıklarını anlayabilirler.Eğer daha önce hepatit geçirmediyseniz,fakat virüsle karşılaşma riskinizin yüksek olduğunu düşünüyorsanız,gebelik sırasında bile buna karşı güvenli bir şekilde aşılanabilirsiniz.Eğer testiniz pozitif ise,bebeğinizi enfeksiyondan korumak için,doğumdan hemen sonra HBV immunglobini ve aşısı yapılmalıdır.

Glukoz ( şeker ) tolerans testi ...

Glukoz tolerans testi ( GGT ),gebeliğinin 24 – 28 haftalarında her gebe kadına uygulanmalıdır.Bu test,aslında diabet ( şeker ) hastalığı gibi olamamakla birlikte, gestasyonel diabet denilen ve gebelikte hormonların etkisiyle ortaya çıkan klinik durumun tesbit edilmesinden ibarettir.Gebelikleri sırasında yapılan bu testte kan şekeri yüksek çıkan gebelerin bebekleri çoğunlukla normalden daha iri olurlar ve doğduktan sonra,hayatları boyunca da diabet hastalığı açısından yüksek risk taşırlar.Bu test için size,önce şekrli,standart bir içecek verilir.Sonra,kısa bir zaman sonra kan şekerinin seviyesi tesbit edilir.Kan şekerinizin yüksek çıkması her zaman gestasyonel diabet demek değildir ve sadece daha ileri tetkiklerin yapılmasına neden olur.

Toksoplazmozis testi ...

Toksoplazmozis enfeksiyonu , çiğ et yemekle ve özellikle kedi gibi çiğ et yiyen hayvanların dışkılarına temasla bulaşır.Gebelikte bu enfeksiyona maruz kalmak,bebekte bir takım doğumsal arazlara neden olabilir.Herkes bu teste maruz kalmak zorunda değildir,faka ,özellikle kontrol altında olmayan kedilerle teması olanlar yaptırmalıdırlar.Gebe kadınların tümü kedilere dokunmaktan kaçınmalı ve çiğ et içeren besinlerden uzak kalmalıdırlar.

Ultrason ...

Ultrason ya da sonografi (usg ) ,ses dalgalarını kullanarak fetüsün temsili bir resmini elde etmeye yarayan bir görüntüleme metodudur.Gebeliğin erken dönemlerinde yapılan usg,gebeliği teyid etmek,gebeliğin gerçek yaşını ve uterus içindeki lokalizasyonunu tesbit etmek ve fetus sayısını belirlemek için uygulanır.Daha sonraki usg kontrolleri ise,bebeğin zamanla uyumlu olarak gelişip gelişmediğini ve bebeğin merkezi sinir sistemi ile diğer organlarını takip etmek için uygulanır.Bir kısım doğumsal defektleri tesbit edebilmekle birlikte bütün doğumsal defektleri tesbit etmek mümkün değildir.Rutin ultrason takibinin yararları tartışmalı olsa da çoğu gebe bir güvence olarak bunu yaptırmak istemektedir.

Non-stes testi ...

Non-stres testi ( NST ) , fetal kalp atımlarını takip etmeye yarayan elektronik bir monitörizasyon sistemidir. Sonuçları,fetüsün sağlığı konusunda sizi ve doktrounuzu yeterince rahatlatacak güvenliktedir.Genellikle diabetli ya da yüksek tansiyonlu gebelerde, çoğul gebeliklerde veya diğer gebelik komplikasyonlarında gerek duyulur.Ayrıca beklenen doğum tarihiniz geçmesine rağmen doğum başlamamış ise de uygulanır.

Biyofizik profil ...

Biofizik profil ( BFP ) ,ultrason kullanılarak,bazen NST nin de eklenmesiyle birlikte fetusun gelişim parametrelerini değerlendirmek için uygulanan bir testtir.Bu test ile fetal solunum,vücut hareketleri,kas yonusu ve amniyotik sıvı miktarı değerlendirilir.Biyofizik profil de NST ile aynı gereklilik hallerinde kullanılır.Doktorunuz, gerekli olduğu durumlarda hangi testi ve niçin tercih ettiğini size açıklayacaktır.

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
 
Geri
Üst