Seninle nereye?..
Bekir Coşkun yazdı...
BAYRAM boyunca gazeteleri okudukça, televizyonlara gözüm takıldıkça, şunu
düşündüm:
Seninle biz ne yapacağız?..
Neye elini atsan rezil ediyorsun...
Eğlenirken havaya sıkıp insanları vuruyorsun, ormana gidince ormanı yakıyorsun, denize girince içine yapıyorsun...
Maça giderken, yanına satır alıyorsun...
Trafiğe çıkınca... Söyler misin; ne işin vardı 140 kilometre hızla elin
balkonunda?..
Bak bayramda 70 mi, 80 mi ölü var diyorlar...
İbadetin bile bir günah...
Elinde bıçak, üstün başın kan içinde... Bir canlının bağıra bağıra önce ayaklarını kesecek kadar ilkelsin...
Yollar, caddeler, sokaklar, kapıların önü, balkonlar, hatta deniz bile kıpkırmızı kan içinde...
Bayramı dahi vahşete çevirebiliyorsun...
Seninle nereye varılır?..
Nasıl?..
En yüce değerler bile senin elinde başka bir şey oluveriyor...
Yani “insan hakları” ile yeşil alanın ortasına ruhsatsız köfteci tezgâhı kurmanın ne alakası var?..
Avanta kömür-nohut alarak oy verirken demokrasiyi hatırlamıyorsun da, alkollü araba kullanırken yakalanınca “demokrasi” nereden aklına geliyor?..
Kaçak inşaata o bayrak asmak ne oluyor?..
Bak; Türkiye AB şansını yitirdi, senin tercihlerin yüzünden...
Ben biliyorum; sen şimdi TIR’ın arkasındaki portakal sandıkları arasında AB’ye gitme planları yapıyorsundur...
Televizyonlar, gazeteler, sinemalar, bilgisayarlar, tüm bu olup bitenler sana hiçbir şey öğretemiyor...
Dün bir bayramın arkasından baktım; medeniyet, insaf, merhamet, görgü, sevgi, saygı yanından geçmemiş.
Seninle nereye varılır?...
Nereye?..