Hadi rekor kıralım

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan PeLiNiM
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Çavuşa rahmet ...on başına merhamet..kıdemliye hürmet
alt devreye sabır eyle....
Yarabbi;
yılan gibi sürünmekten
ördek gibi yürümekten
hergün şafak beklemekten
sen bizi kurtar yarabbi
Çarşının yokluğundan
mıntıkanın çokluğundan
tabak kaşık yıkamaktan
sen bizi arazi et yarabbi
Sabahları erken kalkmaktan
kızlar gibi yatak yapmaktan
her sabah tabur-iştima almaktan
sen bizi kurtar yarabbi AMİNNN
 
bende bulduğum bir fıkrayı koyuyorum

fıkranın adı :jim ile mery

Jim ile Mary akıl hastanesinde iki hastadır. Bir gün hastanenin yüzme havuzunun etrafında dolaşırken Jim aniden suya atlayıp en dibe batar. Bunu gören Mary hemen ardından atlar ve dibe kadar yüzüp Jim'i kurtarır. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranışı hastanede olay olur. Bunu duyan başhekim de Mary'nin artık iyileştiğini düşünüp, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. İşlemler yapılır, belgeler çıkartılır, Başhekim ayni gün Mary'nin yanına gider:
-Mary, sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haberim, yaptığın kahramanca davranıştan ötürü anladık ki akli dengen tamamen yerinde ve böylece hastanemizden taburcu oluyorsun. Kötü habere gelince, kurtardığın hasta, Jim, intihar etmiş. Az önce odasının banyosunda kendisini asmış bulundu.
- Mary gayet sakin yanıt verir: “O intihar falan etmedi ki. Ben onu astım kurusun diye.
 
Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında sevdalanmış onun deli dalgalarına...
Hırçın hırçın kayalara vuruşuna, yüreğindeki duruluğa
Demiş ki suya: Gel sevdalım ol, hayatıma anlam veren mucizem ol...
Su dayanamamış ateşin gözlerindeki ...sıcaklığa al demiş; Yüregim sana armağan...
...Sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca, kopmamacasına...
Zamanla su, buhar olmaya, ateş, kül olmaya başlamış. Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su...
Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları... Aramış suyu diyarlar boyu, günler boyu, geceler boyu...
Bir gün gelmiş, suya varmış yolu Bakmış o duru gözlerine suyun, biraz kırgın, biraz hırçın. Ve o an anlamış;
aşkın bazen gitmek olduğunu. Ama gitmenin yitirmek olmadığını...
Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla. İşte o zamandan beridir ki: Ateş sudan, su ateşden kaçar olmuş..
Ateşin yüreğini sadece su, suyun yüreğini Sadece ateş alır olmuş...
 


şiker bunu çok beğendii 🙂
 
Bazı gecelerde konuştum kendi kendime...
Eskilerden söz ettim... Soru sordum, cevap... verdim.
Kızma ama seninle kavga da ettim...
Kötü bir niyetim yoktu ki benim
İnan ilgini...İnan sevgini...
...
BİL Kİ AŞKINI ÇOOOK ÖZLEDİM...
 
UZAKLARDA BİR YERLERDE...
“UZAKLIKLARI YAKIN EDEN

BAZEN BİR SESTİR
BAZEN DE TEK BİR NEFES...”

Sevdiğin çok uzaklarda bir yerlerde olmamalı, aşıksan eğer dokunabilmelisin ona, ellerine, tenine, dudaklarına. Sarılıp omuzlarına, başını dayayabilmelisin saatlerce. Sıcaklığını hissedip, nefesini duyabilmelisin kendi nefesinde. Gözlerin gözlerinde erimeli belki de karşılıklı sarf edilen her bir cümlede. Böyle yaşanmalı aşklar, elele, dizdize gecelerde...
Uzaklıklar yakın edilmeli, aradaki mesafeler özlem dolu yürekleri kanatmamalı sessizce ve derinden... Aşıklar yakın olmalı birbirlerine; denizin kumasala, ayın yıldızlara, suyun toprağa yakınlığı gibi. Tatları karışmalı birbirlerine an be an yaşanan heyecan doruklarında.
Böyle olmalı aşklar, yakından çok yakından yaşanmalı, kalp sesleri birbirine karışmalı aşıkların. Duyguları, sözleri birbiri içine akmalı yüreklerinde. En derinine inmeli yaşanan aşkın o büyülü dünyasında. Elele yepyeni güzellikler keşfedilmeli. Ortak paylaşımlarda doruğa tırmanmalı tadlar. O ana kadar hiç kimsenin yaşamadığı hazları kendileri keşfetmişcesine yüreklerinden bedenlerine akmalı. Yaşattırdıkları mutluluğu birbirlerinin gözlerindeki pırıltılarda izlemeliler an be an kesintisiz. Yanaklarını pembeleştiren, çiçekler açılmalı gönüllerinde birbirlerine sundukları herbir lezzette.
Böyle yaşanmalı aşklar derinden, korkusuzca, elele, dizdize, gönül günüle... Uzaklıklar hiç girmemeli o güzel yüreklerin arasına, telefonlara esir edilmemeli özlemler, gözyaşlarına dönüşmemeli en tatlı heyecanlar. Daha yaşanmamışken bitmeye mahkum olmamalı gönül dünyasındaki o en güzel yıllar...
Böyle yakından yaşanmalı bütün aşklar...