Uzman SühaN
Administrator
Gününde doğan bebek kaç kilo olur?
Gününde (miadında) doğan bir bebeğin ortalama doğum ağırlığı 2500-4000 gram arasında olmalıdır.
Eğer miadında yeni doğan bebek 2500 gram'ın altında olursa " düşük doğum ağırlığı" , 4000 gram'ın üstünde olursa "iri bebek (Makrozomi)" durumundan bahsedilir.
Ancak bu tanımlar gebelik haftalarına göre değişebilir. Örneğin; 33. haftada ultrasonda "tahmini fetal(bebek) ağırlığı" 2500 gram olan bir gebelikte "makrozomi" durumundan bahsedilebilir. Çünkü bu haftadaki bir bebeğin ortalama olarak 2000 gram civarında olması beklenir.
Daha doğru tabiri ile Makrozomi (=LGA, Large for gestational age, gebelik yaşına göre iri bebek) tanımını şu şekilde yapılmalıdır: Makrozomi, bebeğin büyüme eğrisinde 90. persantilin (yüzdenin) üzerinde olmasıdır.
Düşük doğun ağırlıklığı (=SGA, Small for gestational age, gebelik yaşına göre küçük bebekler) ise büyüme eğrisinde 10. persantilin altındaki fetusleri içerir. 10. ve 90. persantiller arası büyüklükler ise dağılımdaki normal grubu (=AGA, Appropriate for gestational age) gösterir. 50. persantil ise tüm toplumda doğan bebeklerin ağırlıklarının ortalamasını ifade eder.
Düşük doğum ağırlığındaki en sık nedenler annenin gebeliğinde sigara kullanması, preeklampsi veya yüksek tansiyon, ileri evrede şeker hastalığı (diabet), annenin kaşektik (zayıf) olması veya gebelik süresince yeterli beslenememesi, bebekteki bazı anormallikler (kromozom bozuklukları veya gebelikte geçirilen bazı enfeksiyonlara bağlı) olabilir. Bu tür durumlarda özellikle gebeliğin son dönemleri bebek açısından son derecede risklidir; bebek rahim içinde ölebilir veya doğum sonrası pek çok problemle karşı karşıya kalabilir.
Gebelik yaşına göre küçük bebeklerdeki (SGA) en sık neden "Plasentadaki dolaşım bozuklukları" dır. Maalesef pek çok durumda bu bozuklukların neye bağlı olduğu net olarak saptanamaz.
Makrozomideki en sık nedenler ise annenin gizli veya aşikar şeker hastalığı (diabet), annenin boy ve kilo olarak iri olması, ileri anne yaşı, annenin kendi doğum kilosunun fazla olması sayılabilir.
Bebeğin normalden iri olması sezaryen riskinin artması, doğumun zor olması (özellikle doğumda omuz takılmaları), bebeğin daha yorgun doğması ve doğduktan sonra bazı metabolik rahatsızlıklarla (özellikle sarılık gibi) daha sık karşılaşması gibi problemler yaratabilir. Ayrıca annenin doğum sonrası kanamaları (atoni kanamaları) ve doğum yırtıkları normalden daha fazla olabilir.
Rahim içindeki bebeğin boyu ölçülebilir mi?
Bebeğin rahim içindeki duruşu genel olarak, baş öne eğik ve bacaklar gövdeye çekili pozisyondur. Ayrıca ilerleyen gebelik haftaları sonucunda ulaşılan büyüklüğe bağlı olarak bebeği bütün olarak ultrasonda görmek imkansızlaşır. Bu yüzden bebek artık bölgesel olarak ayrı ayrı incelenir.
Tüm bu nedenlerden dolayı 14. gebelik haftasından sonra bebeğin boy uzunluğu ölçülmez. Kaldı ki bu ölçümü yapmanın da bize sağladığı bir yarar da bulunmaz.
Gebelik izleminde bizim için önemli olan bebeğin boyu değil kilosudur.
Eğer miadında yeni doğan bebek 2500 gram'ın altında olursa " düşük doğum ağırlığı" , 4000 gram'ın üstünde olursa "iri bebek (Makrozomi)" durumundan bahsedilir.
Ancak bu tanımlar gebelik haftalarına göre değişebilir. Örneğin; 33. haftada ultrasonda "tahmini fetal(bebek) ağırlığı" 2500 gram olan bir gebelikte "makrozomi" durumundan bahsedilebilir. Çünkü bu haftadaki bir bebeğin ortalama olarak 2000 gram civarında olması beklenir.
Daha doğru tabiri ile Makrozomi (=LGA, Large for gestational age, gebelik yaşına göre iri bebek) tanımını şu şekilde yapılmalıdır: Makrozomi, bebeğin büyüme eğrisinde 90. persantilin (yüzdenin) üzerinde olmasıdır.
Düşük doğun ağırlıklığı (=SGA, Small for gestational age, gebelik yaşına göre küçük bebekler) ise büyüme eğrisinde 10. persantilin altındaki fetusleri içerir. 10. ve 90. persantiller arası büyüklükler ise dağılımdaki normal grubu (=AGA, Appropriate for gestational age) gösterir. 50. persantil ise tüm toplumda doğan bebeklerin ağırlıklarının ortalamasını ifade eder.
Düşük doğum ağırlığındaki en sık nedenler annenin gebeliğinde sigara kullanması, preeklampsi veya yüksek tansiyon, ileri evrede şeker hastalığı (diabet), annenin kaşektik (zayıf) olması veya gebelik süresince yeterli beslenememesi, bebekteki bazı anormallikler (kromozom bozuklukları veya gebelikte geçirilen bazı enfeksiyonlara bağlı) olabilir. Bu tür durumlarda özellikle gebeliğin son dönemleri bebek açısından son derecede risklidir; bebek rahim içinde ölebilir veya doğum sonrası pek çok problemle karşı karşıya kalabilir.
Gebelik yaşına göre küçük bebeklerdeki (SGA) en sık neden "Plasentadaki dolaşım bozuklukları" dır. Maalesef pek çok durumda bu bozuklukların neye bağlı olduğu net olarak saptanamaz.
Makrozomideki en sık nedenler ise annenin gizli veya aşikar şeker hastalığı (diabet), annenin boy ve kilo olarak iri olması, ileri anne yaşı, annenin kendi doğum kilosunun fazla olması sayılabilir.
Bebeğin normalden iri olması sezaryen riskinin artması, doğumun zor olması (özellikle doğumda omuz takılmaları), bebeğin daha yorgun doğması ve doğduktan sonra bazı metabolik rahatsızlıklarla (özellikle sarılık gibi) daha sık karşılaşması gibi problemler yaratabilir. Ayrıca annenin doğum sonrası kanamaları (atoni kanamaları) ve doğum yırtıkları normalden daha fazla olabilir.
Rahim içindeki bebeğin boyu ölçülebilir mi?
Bebeğin rahim içindeki duruşu genel olarak, baş öne eğik ve bacaklar gövdeye çekili pozisyondur. Ayrıca ilerleyen gebelik haftaları sonucunda ulaşılan büyüklüğe bağlı olarak bebeği bütün olarak ultrasonda görmek imkansızlaşır. Bu yüzden bebek artık bölgesel olarak ayrı ayrı incelenir.
Tüm bu nedenlerden dolayı 14. gebelik haftasından sonra bebeğin boy uzunluğu ölçülmez. Kaldı ki bu ölçümü yapmanın da bize sağladığı bir yarar da bulunmaz.
Gebelik izleminde bizim için önemli olan bebeğin boyu değil kilosudur.