Genel Hükümler
mahkemede katılan ne demek
Genel Hükümler
Yasa yollarına başvurma hakkı; Cumhuriyet savcısı, şüpheli veya sanık, şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşi, davaya katılan, katılma istemi karara bağlanmamış veya reddedilmiş olan, katılan sıfatını alabilecek biçimde suçtan zarar görmüş olup da duruşmadan haberdar edilmemiş bulunan ve bunların kanuni temsilcileri için yasa yolları açıktır.
Cumhuriyet savcısı görevli olduğu mahkeme ile bu mahkeme kapsamındaki hakim kararlarına karşı yasa yoluna başvurabilir. Ayrıca asliye ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılarının, mahkemenin yargı çevresindeki sulh ceza mahkemelerinin, ağır ceza mahkemelerinin Cumhuriyet savcılarının, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresindeki asliye ve sulh ceza mahkemelerinin, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcılarının, bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı yasa yollarına başvurabilecekleri kabul edilmiştir.
Cumhuriyet savcısı yasa yoluna şüpheli veya sanık yararına da başvurabilir. Cumhuriyet savcısınca şüpheli veya sanık aleyhine yasa yoluna gidilen karar, bunu inceleyen mahkeme veya hakim tarafından istekle bağlı olmaksızın onların yararına bozulabilir, değiştirilebilir. Bu durum katılanın başvurusunda da geçerlidir. Ancak, Cumhuriyet savcısının yasa yoluna başvurusu şüpheli veya sanığın yararına ise, karar aleyhe bozulamaz ve değiştirilemez.
Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ile eşi ve davaya katılan, katılma istemi karara bağlanmamış veya reddedilmiş olan veya suçtan zarar gördüğü halde duruşmadan haberdar edilmeyenin yasal temsilcisi de ayrıca ve kendiliklerinden yasa yollarına başvurabilirler.
Şüpheli, sanık ve davaya katılan tarafından vekil edilen veya mahkemenin istemiyle baro tarafından atanan avukat, anılanların açık isteklerine aykırı olmamak koşuluyla yasa yollarına başvurabileceklerdir.
Yasa 263. maddesindeki düzenlemeyle; tutuklu bulunan şüpheli veya sanığın yasa yollarına başvurusunu kolaylaştırmak, bunun zamanında yapılıp yapılmadığı, sürelerin kesilip kesilmediği konusundaki duraksamaları ortadan kaldırmak istemiştir. Buna göre, tutuklu şüpheli veya sanık, tutuklu bulunduğu kurum müdürü veya kararı veren mahkeme katibine sözlü bildirimde bulunabilir veya dilekçe verebilir. Her iki durumda da başvuru bir tutanakla saptanır, gerek tutukevinde ve gerekse mahkeme kaleminde ilgili deftere yazılır. Tutanağın bir örneği tutukluya verilir. Bu işlemlerin yapılmasıyla yasa yolları için belirlenen süreler kesilmiş olur.
Kabulü gerekli bir başvuruda, yasa yolunun veya inceleyip karar vermeye yetkili hakim veya mahkemenin belirlenmesinde yanılgı; şüpheli veya sanık, eşi, yasal temsilcisi, katılan, katılanın yasal temsilcisi ve bunların avukatları yönünden istemi hükümsüz kılmaz. Yasa yoluna ilişkin istemin yapıldığı hakim veya mahkeme, bekletmeksizin yetkili ve görevli hakim veya mahkemeye iletir.
Cumhuriyet savcıları yasa yolunu ve inceleyecek hakim veya mahkemeyi doğru olarak belirtmek zorundadırlar. Bu konudaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22. 1. 1962 gün ve 2/1 sayılı kararı yürürlülüğünü sürdürmektedir.
Yasa yollarına başvurma hakkı olanlar, kuşkusuz bu hakkı kullanmayabilirler ve karar Yasada belirtilen sürenin dolmasıyla kesinleşir. Yasa, başvuru hakkından önceden vazgeçmeyi benimsememiş, 266. maddede yalnızca geri almayı düzenlemiştir. Buna göre, yasa yoluna başvurulduktan sonra, karar verilinceye kadar vazgeçilebilecek, başvuru geri alınabilecektir.
Cumhuriyet savcısı, şüpheli veya sanık yararına veya ona karşı yasa yollarına gidebileceğinden bunu başvurusunda açıkça belirtmesi gereklidir. Belirtmemişse, halen de yürürlülüğünü koruyan Y. İ.B.K.’nun 17. 12. 1930 gün ve 26/32 sayılı kararı ışığında başvuru şüpheli veya sanığın yararına sayılır. Cumhuriyet savcısı şüpheli veya sanığa karşı istemini kendiliğinden geri alabilir. Ancak, yararına başvurudan vazgeçmesi şüpheli veya sanığın kabul etmesi koşuluyla olanaklıdır.
Katılan, şüpheli veya sanık ile 262. maddeye göre yasa yoluna başvurabileceklerin avukatı (vekili veya müdafii), vekaletnameyle verilmiş açık yetkileri varsa yasa yoluna başvuruyu geri alabilirler.
Yasanın 150. maddesinin 2. fıkrası gereğince “şüpheli veya sanık on sekiz yaşını doldurmamış ya da sağır veya dilsiz veya kendini savunamayacak derecede malul olur ve bir müdafii de bulunmazsa istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.”
Genel Hükümler
Yasa yollarına başvurma hakkı; Cumhuriyet savcısı, şüpheli veya sanık, şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşi, davaya katılan, katılma istemi karara bağlanmamış veya reddedilmiş olan, katılan sıfatını alabilecek biçimde suçtan zarar görmüş olup da duruşmadan haberdar edilmemiş bulunan ve bunların kanuni temsilcileri için yasa yolları açıktır.
Cumhuriyet savcısı görevli olduğu mahkeme ile bu mahkeme kapsamındaki hakim kararlarına karşı yasa yoluna başvurabilir. Ayrıca asliye ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılarının, mahkemenin yargı çevresindeki sulh ceza mahkemelerinin, ağır ceza mahkemelerinin Cumhuriyet savcılarının, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresindeki asliye ve sulh ceza mahkemelerinin, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcılarının, bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı yasa yollarına başvurabilecekleri kabul edilmiştir.
Cumhuriyet savcısı yasa yoluna şüpheli veya sanık yararına da başvurabilir. Cumhuriyet savcısınca şüpheli veya sanık aleyhine yasa yoluna gidilen karar, bunu inceleyen mahkeme veya hakim tarafından istekle bağlı olmaksızın onların yararına bozulabilir, değiştirilebilir. Bu durum katılanın başvurusunda da geçerlidir. Ancak, Cumhuriyet savcısının yasa yoluna başvurusu şüpheli veya sanığın yararına ise, karar aleyhe bozulamaz ve değiştirilemez.
Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ile eşi ve davaya katılan, katılma istemi karara bağlanmamış veya reddedilmiş olan veya suçtan zarar gördüğü halde duruşmadan haberdar edilmeyenin yasal temsilcisi de ayrıca ve kendiliklerinden yasa yollarına başvurabilirler.
Şüpheli, sanık ve davaya katılan tarafından vekil edilen veya mahkemenin istemiyle baro tarafından atanan avukat, anılanların açık isteklerine aykırı olmamak koşuluyla yasa yollarına başvurabileceklerdir.
Yasa 263. maddesindeki düzenlemeyle; tutuklu bulunan şüpheli veya sanığın yasa yollarına başvurusunu kolaylaştırmak, bunun zamanında yapılıp yapılmadığı, sürelerin kesilip kesilmediği konusundaki duraksamaları ortadan kaldırmak istemiştir. Buna göre, tutuklu şüpheli veya sanık, tutuklu bulunduğu kurum müdürü veya kararı veren mahkeme katibine sözlü bildirimde bulunabilir veya dilekçe verebilir. Her iki durumda da başvuru bir tutanakla saptanır, gerek tutukevinde ve gerekse mahkeme kaleminde ilgili deftere yazılır. Tutanağın bir örneği tutukluya verilir. Bu işlemlerin yapılmasıyla yasa yolları için belirlenen süreler kesilmiş olur.
Kabulü gerekli bir başvuruda, yasa yolunun veya inceleyip karar vermeye yetkili hakim veya mahkemenin belirlenmesinde yanılgı; şüpheli veya sanık, eşi, yasal temsilcisi, katılan, katılanın yasal temsilcisi ve bunların avukatları yönünden istemi hükümsüz kılmaz. Yasa yoluna ilişkin istemin yapıldığı hakim veya mahkeme, bekletmeksizin yetkili ve görevli hakim veya mahkemeye iletir.
Cumhuriyet savcıları yasa yolunu ve inceleyecek hakim veya mahkemeyi doğru olarak belirtmek zorundadırlar. Bu konudaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22. 1. 1962 gün ve 2/1 sayılı kararı yürürlülüğünü sürdürmektedir.
Yasa yollarına başvurma hakkı olanlar, kuşkusuz bu hakkı kullanmayabilirler ve karar Yasada belirtilen sürenin dolmasıyla kesinleşir. Yasa, başvuru hakkından önceden vazgeçmeyi benimsememiş, 266. maddede yalnızca geri almayı düzenlemiştir. Buna göre, yasa yoluna başvurulduktan sonra, karar verilinceye kadar vazgeçilebilecek, başvuru geri alınabilecektir.
Cumhuriyet savcısı, şüpheli veya sanık yararına veya ona karşı yasa yollarına gidebileceğinden bunu başvurusunda açıkça belirtmesi gereklidir. Belirtmemişse, halen de yürürlülüğünü koruyan Y. İ.B.K.’nun 17. 12. 1930 gün ve 26/32 sayılı kararı ışığında başvuru şüpheli veya sanığın yararına sayılır. Cumhuriyet savcısı şüpheli veya sanığa karşı istemini kendiliğinden geri alabilir. Ancak, yararına başvurudan vazgeçmesi şüpheli veya sanığın kabul etmesi koşuluyla olanaklıdır.
Katılan, şüpheli veya sanık ile 262. maddeye göre yasa yoluna başvurabileceklerin avukatı (vekili veya müdafii), vekaletnameyle verilmiş açık yetkileri varsa yasa yoluna başvuruyu geri alabilirler.
Yasanın 150. maddesinin 2. fıkrası gereğince “şüpheli veya sanık on sekiz yaşını doldurmamış ya da sağır veya dilsiz veya kendini savunamayacak derecede malul olur ve bir müdafii de bulunmazsa istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.”