Gelin kaynana ilişkisi

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan İslami Yazar
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
İ

İslami Yazar

Forum Okuru
Gelin kaynana ilişkisi
İki kadın var ki, onlar için güzel ve değerli olan sadece bir kişi var. Bu iki kadın kimdir? Biri yaş ve yaşam tecrübesi nispeten fazla olan kaynana, diğeri de genç yaştaki gelin. Her ikisi için güzel ve değerli olan sadece biri vardır. Bu kadınlardan biri onu 9 ay karnında taşıyan, yemeyip yediren, içmeyip içeren ve büyüten annesi, diğeri ise ömür yolunu birlikte adımlayacağı, hayatını paylaşacak tek gönül arkadaşı.





Kaynana-gelin ilişkileri bugün toplumun güncel meselelerinden biridir. İki kişi arasındaki etkileşim gibi basit görünmesine rağmen etki alanı geniştir. İnsan sosyal bir varlıktır. Onu kişisel bireysel hayatını toplumdan kopuk düşünmemiz mümkün değildir. Herkesin topluma karşı belirli rolü ve sorumlulukları vardır. Bu nedenle oluşan sorunlara aile içi mesele gibi bakmamalı, herhangi olumlu, olumsuz davranışlarımızın topluma etkilerini unutmamalıyız. Defalarca bu benim hayatımdı, kimse karışamaz, hayatımı istediğim gibi yaşarım ve bu yüzden de kimseye hesap vermek zorunda değilim gibi ifadelerle karşılaşırız. Bu tarz fikirler şahsi meseleler hakkında söylendiği takdirde makbul sayılsa da, toplumla ilgili konularda denildiğinde sorumsuzluk olarak kabul edilir.


Kaynana-gelin ilişkileri de iki temel üzerinde duruyor. Bunlardan biri özel konulara aittir, diğeri ise toplumla ilişkilidir. Öyle ki, kaynana ve gelin arasındaki tartışma büyüyüp çatışmaya dönüştüğü takdirde, erkek ne yapacağını bilmiyor, çocuklar ve yakın akrabalar ise bundan etkileniyor. Böyle sorunların yaşandığı ailelerde büyüyen çocuklar akrabaları ile ilgili olarak sorunlarla karşılaşır, üstelik gelecekte kendi ailelerinde gördüklerini uygulamaya çalışırlar. Hele dünyayı yeni fark eden çocuklar için en çok sevdiği iki insandan biri annesi, diğeri de büyükannesi.


Bu iki sevdiği insanın birbiriyle yola gitmediğini gören çocuk büyüyünce birçok insanla yola gidemeyeceği düşüncesine kapılabilir ki, bu da çocuğun sosyalleşmesine engeldir. Karşılıklı ilişkiler şuur altına yerleşir ve bu çocuklar büyüyüp aile kurduktan sonra gördüklerini ailesine veya kaynanasına uygulamaya çalışıyor. Böyle devam ederse bu kuşaklar geçmeye başlar. Meseleye bu açıdan baktığımızda iki kadın (kaynana-gelin) arasındaki ilişkinin ve bunun düzeltilmesinin toplum için nasıl büyük hasara neden olduğunu görebiliriz.


Üstelik etrafındaki kaynana-gelin arasındaki ilişkilere tanık olup evlenmek fikrinden cayanların sayısı da az değildir. Bazen de öyle olur ki, bu çatışmalara şahit olup evlenenler arasında aynı çatışma tekrarlanır. Bütün bunlar göstermektedir ki, kaynana ve gelin arasındaki soğuk tutum kişi de dahil olmak üzere her üç tarafa kendi olumsuz etkisini gösterir ve onların sosyal etkinliğini azaltır. Çünkü insanın yaşadığı olumsuz duygular ve depresyon da sağlığı ve yaşam aşkına olumsuz etkisini göstermektedir.

Aslında taraflar arasındaki mücadele güç mücadelesidir. Yani her iki kadın- kaynana ve gelin önem verdikleri erkeğe sahip olmak, onun için vazgeçilmez görünmek ve bunu ispat etmek istiyor. Burada ego söz konusudur. Böyle düşüncelerin sonucu olan yersiz kıskançlıklar aile bireylerine kendi olumsuz etkisini gösterir ve onlar arasındaki bağları koparır.
 
Erkek aralarındaki dengeyi (dengeyi) koruyup saklamaya mecburdur. Bir tarafta tüm sorumluluğu üzerinde olan eşi, diğer tarafta da hiçbir şekilde hakkını ödeyemeyeceği annesi var. Kişi kendisi için en değerli ve vazgeçilmez olan bu iki insanı (annesi ve eşini) asla kaybetmek istemez. Ancak taraflar arasında meydana gelen herhangi kızgınlık ve onları ikna bilmemek, onlara bir şeyi izah etmek de zorluk çekmek ona psikolojik eziyet verir. Karşılıklı anlayış, birbirini anlamak, kaprislerden uzak karakter ve empati kaynana-gelin ilişkilerindeki önemli bir etkendir. Aile içi sorunların ortaya çıkmaması için her iki taraf bunlara uymaya çalışmalıdır.

Aksi takdirde bu küçük sorunlar büyüyerek sonradan düzeltilmesi zorlaşan tartışmalara, dedikodulara, kavga ve karşılıklı nefrete sebep olur. Ancak öyle gerekir ki, aradan perde kalkmasın. Aradaki perde kalktıktan sonra söylenen sözün tesiri olmuyor.
 
Kayınvalideye öğütler.

Öncelikle unutmayın ki, gelininiz başka ailede büyüyen, her insan gibi kendine has karakteri olan bağımsız bireydir. Evinize gelin gelenden sonra tıpkı sizin gibi düşünmek ve hareket etmek zorunda değildir. Çünkü her insanın karakteri farklıdır. Hiç bir annenin çocuğu bir eşya değil ki, başkası onu ele geçirmiş veya hâkim olsun. Her insan bağımsız bir bireydir. Unutmayın ki, oğlunuz evlenmişse artık olgun insandır. Kendisini ve ailesini kenar etkilerden korumak uygundur. Oğlunuzun ve gelininizin ailesine müdahale etmeye hiç hakkınız yok.

Gelininizi kendi kızınız olarak kabul etmeli, ona kendi kızınız gibi davranmalı, her insan gibi onun da hata noksan, yanlış yapabileceğini kabul etmelisiniz.-Oğlunuzun ailesinin bağımsız olduğunu kabul etmeli ve asla size yardım veya tavsiye için müracaat etmedikleri sürece ailelerine müdahale etmemelisiniz. Unutmayın ki, karşılaştıkları sorunları kendilerinin çözüm bulması evliliklerinin güçlenmesine ve deneyim kazanmalarına neden olacaktır.

Gelininize olan itibar ve inamınız tam olmalı ve bunu ona davranışlarınızla bildirmelisiniz. Ona hem dikkatli anne, hem becerikli ev hanım, hem de iyi bir eş olmayı öğretmeli ve belirli bir süre sonra ona bu meziyetlere sahip olduğunu hoş sözlerinizle bildirmelisiniz. Yeri geldiğinde gelininizi hoş sözlerinizle kendi evladınız gibi aziz etmelisiniz.
 
Gelinlere tavsiyeler



Eşinizin annesi sizin doğma anneniz olmasa da ona gerekli saygı ve saygını göstermeniz gerekir. Çünkü o erinizin annesi, onun en azizi. Bu yüzden de saygıya layıktır. Kendi annenizden beklediklerinizi kaynananızdan beklemeyin. Böyle düşünmeniz önerilir: Kocam benim eşim olduğu gibi, annesinin de razı olacağı evlat olmak zorundadır. Kayınvalidenize hoşnut olacağı sözler söyleyin. Eşiniz ve annesi arasındaki samimi yaklaşımı kabul etmeli, buna kıskançlık göstermemeli ve bu yüzden kocanıza kızmamalısınız. Kendinizi kayın validenizle kıyaslamayın her ikinizde eşinizin gözünde teksiniz. Kayın validenizle münasebetiniz doğrudan aile mutluluğunuzu etkileyecektir. Fikir çeşitlilikleri ile karşılaştığınız takdirde anlayışlı olmaya çalışın. Yeri geldiğinde taviz verin, alttan almayı da bilin.
 

Erkeklere tavsiyeler



Hayat arkadaşınızla annenizi asla birbiriyle mukayese etmeyin Her ikisinin de sizin için değerli olduğunu onlara belirtin. Size aralarında ortaya çıkan anlaşmazlık hakkında şikâyet edince hakemlik yapmayın. "Sen haklısın", "sen haksızsın" gibi kelimeler kullanmayın. Üzerinize düşen görev ve yükümlülüklerinizi karıştırmamalısınız. Annenizin yanında çocuğu gibi muamele etmeli, ona saygı ve saygı göstermeli, eşinizin yanında ise er gibi davranmalı, ona hak ettiği değeri vermelisiniz. Unutmayın yeni kurduğunuz ailenin reisi sizsiniz. Bu yüzden de üzerinize düşen sorumluluğun farkında olmalı ve aile sırrının korunmasına, mutluluğun sürekli olmasına dikkat etmelisiniz.
 
Nerde şimdiki gelinler kaynana, kaynanalarda gelin olmuş.Terbiye saygı kalmamış. Her ne kadar ilişkilerin düzeyli yürümesi iki tarafa bağlı olsada gelin saygıda kusur etmemeli hep bir adım geride kalmalıdır.
 
Ben anlamıyorum bu gelin kaynana çatışmasını. Ya neyin iddiasındasınız. Bu zaman da kız almakta vermekte cesaret işi valla . Oğlunu seven gelinini üzmez annesini sevende kayınvalidesini üzmez.Bu döngüyü mutlaka her gelin yaşayacaktır.Gelinde mutlaka bir gün kayınvalide olucaktır.Az empati yapmak lazım. Yada şöyle bir dua gelinlere gelsin Evladınızda aynısını size yapsın 😀