Geçmişte meslek seçimi nasıl yapılırdı ve meslek sahipleri nasıl davranırdı?
geçmişteki meslekler geçmişte meslek seçimi günümüzde meslek edinme geçmişte ve günümüzde mesleki eğitim geçmişten günümüze mesleki eğitim
Geçmişte meslek seçimi günümüzde olduğu gibi değil daha çok aile bütçesine katkı amacı ile ve ilerde zanaat sahibi olunabilmesi için çocuklar daha ilkokul çağlarında kimi zaman yaz tatillerinde kimi zamanda okul çıkışında bir işe verilirdi ve daha küçük yaşlarda işe yatkınlıkları sağlanmaya çalışılırdı. Bu çalışma şekli genelde herkesin benimsediği bir meslek edinme biçimiydi, çünkü o kişilerde zamanında ailelerinden aynı uygulamayı görmüşlerdi. Bir iş yerine çırak olarak verilmek dışında daha ilerlemiş yaşlarda memur olmak daha mevki sahibi olmak için atılmış büyük bir adım olarak görülürdü. Tabi her çocuk ilk iş deneyimine ailesinin öngördüğü bir meslek dalında başlaması kaçınılmaz bir durumdu. Beklide çok farklı yeteneklerinin olduğu göz ardı edilen birçok kişi mecburen buşeklde meslek sahibi olurdu.
Yaşanılan çevrede bir tanıdık vardı mutlaka meslek sahibi olmuş ve tabiki babası ile beraber çocuk bu tanıdığın atölyesi veya dükkanına giderlerdi ‘eti senin kemiği benim’ sözüyle başlayıp hayırlı olsun labiten ve o arada ne olduğunu anlamayan bir çırak olarak başladığı işte usta olmayı beklerdi küçücük eller.
Usta yanında çalışmaya başlayan küçük çocuğa elinden geldiğince işin inceliklerini öğretmeye başlar. Bu arada meslek ahlakı dersleride verilir eğer bir umut ışığı görürse usta ileride onun yerine geçeceği düşüncesi çocuğada bildirilirki daha sıkı sarılsın işe.tabi aile de çocuğun o iş dalında aşarılı olacağı umudu taşıyorsa okul hayatı bile söz konusu olmaz yeterki bir meslek edinsin kolunda altın bilezik denilenbir zanaatı olsun amacı ile.
Genelde bu şekilde insanlar meslek sahibi olurlardı. Bazende okul en çok lise dönemine kadar sürerdi hemen arkasından erkekler askerlik görevlerini yapar geri geldiklerinde yaşanılan bölge şartlarında uygun meslekler aranırdı. Örneğin aşçılık, balıkçılık, hayvancılık, inşaat işleri gibi. Günümüzdeki gibi istenilen mesleğin eğitimini okullardan değil daha önce o işi yapmış büyüklerden alırlardı.
Tabi meslek sahipleri her çırağı usta yapmadıkları gibi o işe yatkın ve hakikaten yapılan işin hakkını veren çıraklara eğilir üstlerinde durur ve en ince detayını onlara öğretirlerdiki zaman geçip çıraklar ustalığa eriştiğinde gerideki ustasının namı yürüsün meslek gelişsin.
Geçmişte meslek edinmek günüzdeki kadar zor olmasada eziyetli ve bir o kadarda meşakkatli bir süreçti. İnsanlar kabiliyetleri ölçüsünde meslek sahibi olamazlardı . beklide bir çok meslek bu yüzden artık günümüze kadar kalmamıştır.Çünkü insanlar hayatlarını idame edecekleri meslekleri öncelikle sevmelidir. Ki o işte başarılı olsunlar.
Geçmişte meslek seçimi günümüzde olduğu gibi değil daha çok aile bütçesine katkı amacı ile ve ilerde zanaat sahibi olunabilmesi için çocuklar daha ilkokul çağlarında kimi zaman yaz tatillerinde kimi zamanda okul çıkışında bir işe verilirdi ve daha küçük yaşlarda işe yatkınlıkları sağlanmaya çalışılırdı. Bu çalışma şekli genelde herkesin benimsediği bir meslek edinme biçimiydi, çünkü o kişilerde zamanında ailelerinden aynı uygulamayı görmüşlerdi. Bir iş yerine çırak olarak verilmek dışında daha ilerlemiş yaşlarda memur olmak daha mevki sahibi olmak için atılmış büyük bir adım olarak görülürdü. Tabi her çocuk ilk iş deneyimine ailesinin öngördüğü bir meslek dalında başlaması kaçınılmaz bir durumdu. Beklide çok farklı yeteneklerinin olduğu göz ardı edilen birçok kişi mecburen buşeklde meslek sahibi olurdu.
Yaşanılan çevrede bir tanıdık vardı mutlaka meslek sahibi olmuş ve tabiki babası ile beraber çocuk bu tanıdığın atölyesi veya dükkanına giderlerdi ‘eti senin kemiği benim’ sözüyle başlayıp hayırlı olsun labiten ve o arada ne olduğunu anlamayan bir çırak olarak başladığı işte usta olmayı beklerdi küçücük eller.
Usta yanında çalışmaya başlayan küçük çocuğa elinden geldiğince işin inceliklerini öğretmeye başlar. Bu arada meslek ahlakı dersleride verilir eğer bir umut ışığı görürse usta ileride onun yerine geçeceği düşüncesi çocuğada bildirilirki daha sıkı sarılsın işe.tabi aile de çocuğun o iş dalında aşarılı olacağı umudu taşıyorsa okul hayatı bile söz konusu olmaz yeterki bir meslek edinsin kolunda altın bilezik denilenbir zanaatı olsun amacı ile.
Genelde bu şekilde insanlar meslek sahibi olurlardı. Bazende okul en çok lise dönemine kadar sürerdi hemen arkasından erkekler askerlik görevlerini yapar geri geldiklerinde yaşanılan bölge şartlarında uygun meslekler aranırdı. Örneğin aşçılık, balıkçılık, hayvancılık, inşaat işleri gibi. Günümüzdeki gibi istenilen mesleğin eğitimini okullardan değil daha önce o işi yapmış büyüklerden alırlardı.
Tabi meslek sahipleri her çırağı usta yapmadıkları gibi o işe yatkın ve hakikaten yapılan işin hakkını veren çıraklara eğilir üstlerinde durur ve en ince detayını onlara öğretirlerdiki zaman geçip çıraklar ustalığa eriştiğinde gerideki ustasının namı yürüsün meslek gelişsin.
Geçmişte meslek edinmek günüzdeki kadar zor olmasada eziyetli ve bir o kadarda meşakkatli bir süreçti. İnsanlar kabiliyetleri ölçüsünde meslek sahibi olamazlardı . beklide bir çok meslek bu yüzden artık günümüze kadar kalmamıştır.Çünkü insanlar hayatlarını idame edecekleri meslekleri öncelikle sevmelidir. Ki o işte başarılı olsunlar.