İ
İslami Yazar
Forum Okuru
Feraiz (miras hukuku) nedir?
Feraiz; lügatte faraza kelimesinden alınan feriza kelimesini çoğuludur.
Feraiz ilmi kimin ölene mirasçı olacağını, kimin olmayacağını ve her bir varise mirastan ne kadar pay verileceğini hesaplarla bildiren ilimdir.
Bu ilme feraiz denmesinin sebebi; Kur’an-ı Kerim’in Nis-a Suresi’nin 7. ayetinde O, terikenin azından da çoğundan da farz kılındığı şekilde varislere birer pay vardır. buyrulmasıdır.
Hz. Allah (c.c) Kur’an-ı Mübininde namazı, zekâtı, haccı ve buna benzer hükümleri teferruatlı halde açıklamadığı halde iki şeyi teferruatlı şekilde açıklamıştır. Bunlardan biri harem olan kadınlar, diğeri ise mirastır. Varislerin durumuna ve alacakları paya göre yarım, dörtte bir, sekizde bir, üçte bir, üçte iki ve altıda bir olacak şekilde belirlemiştir.
Allah (c.c) ölenin bıraktığı maldan varislerine ne kadar pay alacaklarını Nis-a Suresi’nin başındaki ve sonundaki ayetlerle beyan etmiştir. Bu Allah’ın feraizidir. Allah’ın meşru kıldığı hükümleri yerine getirenlere altlarından ırmaklar akan cennetler vaat edilmiştir.
Kim Allah’ın emrettiği ameli ve varisler arasında yaptığı taksimatı beğenemeyip Allah’a ve Peygamber’e muhalefet edip Allah’ın ve Peygamber’in nehiy ettiklerinde uzaklaşmayıp diretenleri içinden hiç çıkmamak ve ebedi kalmak üzere Cehenneme sokar.
Allah’ın bu tehdidi, Allah’ın koyduğu hudutları aşanlaradır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i Şeriflerinde mirası şöyle izah etmiştir. Ölenin geride bıraktı malı belirli mal sahiplerinin arasında Allah’ın kitabında belirttiği şekilde bölüştürünüz. Belirli hisseleri hisse sahipleri aldıktan sonra mal artarsa, o mal ölene en yakın olan erkeğindir.
Diğer bir hadis-i Şeriflerinde Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur. Kur’an-ı Kerim’i öğreniniz. İnsanlar da öğretiniz. Feraiz ilmini öğreniniz, insanlara da öğretiniz. Ben vefat eder etmez feraiz ilmi kaldırılacak, unutulacak, insanlar feraiz hakkında şüphe edip ihtilafa düşeceklerdir. Bu konuda meseleyi çözecek ve kendilerine haber verecek birini bulamayacaklardır.
Bu hadisi Şerifler insanları feraiz ilmini öğrenmeye yöneltiyor ve ilgilerini o tarafa çekiyor. Fakat Feraiz ilminin öğrenilmesi için özel gayret gerekmektedir. Peygamberimizin bu ilmin üzerinde önemle durmasındaki hikmet bu ilmin unutulmasıdır..
Hz. Ömer (r.a): Feraiz ilmini öğrenmek sizin dini borçlarınız arasındadır. Konuşursanız aranızda feraiz ilminden konuşunuz. Oyun oynamak isterseniz ok atışı yaparak oynayınız. Kur’an-ı Kerim’i öğrenir gibi feraiz ilmini, Nahiv İlmini ve sünneti öğreniniz. buyurmuşlardır.
Hz. Âtâ’nın rivayetine göre İslam da ilk miras taksimi şöyle olmuştur: Sa’d İbn-i Rebi şehit edildi ve geriye iki kızını, hanımını ve kardeşini bıraktı. Kardeşi Sa’d İbn-i Rebi’nin malının tamamını aldı. Sa’d’ın hanımı Hz. Peygambere gelerek: Ya Rasulallah! Şu iki kız Sa’d’ın kızlarıdır. Sa’d şehit edildi. Kızlarının amcası ise Sa’d’ın malının tamamını aldı. dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v) Dön! Umulur ki Allah bu hususta hükmedecektir. dedi. Bir müddet sonra kadın yine geldi. Ve ağlamaya başladı. Bu olayın üzerine Nisa Suresi’nin 11. ayeti olan miras ayeti nazil oldu. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Sad’ın kızlarının amcasını çağırdı. Sa’d’ın kızlarına Sa’d’ ın malının üçte ikisini, kızların annesine sekizde birini verdi. Ve geriye kalan da seninidir buyurdu.
Feraiz ilmi kimin ölene mirasçı olacağını, kimin olmayacağını ve her bir varise mirastan ne kadar pay verileceğini hesaplarla bildiren ilimdir.
Bu ilme feraiz denmesinin sebebi; Kur’an-ı Kerim’in Nis-a Suresi’nin 7. ayetinde O, terikenin azından da çoğundan da farz kılındığı şekilde varislere birer pay vardır. buyrulmasıdır.
Hz. Allah (c.c) Kur’an-ı Mübininde namazı, zekâtı, haccı ve buna benzer hükümleri teferruatlı halde açıklamadığı halde iki şeyi teferruatlı şekilde açıklamıştır. Bunlardan biri harem olan kadınlar, diğeri ise mirastır. Varislerin durumuna ve alacakları paya göre yarım, dörtte bir, sekizde bir, üçte bir, üçte iki ve altıda bir olacak şekilde belirlemiştir.
Allah (c.c) ölenin bıraktığı maldan varislerine ne kadar pay alacaklarını Nis-a Suresi’nin başındaki ve sonundaki ayetlerle beyan etmiştir. Bu Allah’ın feraizidir. Allah’ın meşru kıldığı hükümleri yerine getirenlere altlarından ırmaklar akan cennetler vaat edilmiştir.
Kim Allah’ın emrettiği ameli ve varisler arasında yaptığı taksimatı beğenemeyip Allah’a ve Peygamber’e muhalefet edip Allah’ın ve Peygamber’in nehiy ettiklerinde uzaklaşmayıp diretenleri içinden hiç çıkmamak ve ebedi kalmak üzere Cehenneme sokar.
Allah’ın bu tehdidi, Allah’ın koyduğu hudutları aşanlaradır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i Şeriflerinde mirası şöyle izah etmiştir. Ölenin geride bıraktı malı belirli mal sahiplerinin arasında Allah’ın kitabında belirttiği şekilde bölüştürünüz. Belirli hisseleri hisse sahipleri aldıktan sonra mal artarsa, o mal ölene en yakın olan erkeğindir.
Diğer bir hadis-i Şeriflerinde Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur. Kur’an-ı Kerim’i öğreniniz. İnsanlar da öğretiniz. Feraiz ilmini öğreniniz, insanlara da öğretiniz. Ben vefat eder etmez feraiz ilmi kaldırılacak, unutulacak, insanlar feraiz hakkında şüphe edip ihtilafa düşeceklerdir. Bu konuda meseleyi çözecek ve kendilerine haber verecek birini bulamayacaklardır.
Bu hadisi Şerifler insanları feraiz ilmini öğrenmeye yöneltiyor ve ilgilerini o tarafa çekiyor. Fakat Feraiz ilminin öğrenilmesi için özel gayret gerekmektedir. Peygamberimizin bu ilmin üzerinde önemle durmasındaki hikmet bu ilmin unutulmasıdır..
Hz. Ömer (r.a): Feraiz ilmini öğrenmek sizin dini borçlarınız arasındadır. Konuşursanız aranızda feraiz ilminden konuşunuz. Oyun oynamak isterseniz ok atışı yaparak oynayınız. Kur’an-ı Kerim’i öğrenir gibi feraiz ilmini, Nahiv İlmini ve sünneti öğreniniz. buyurmuşlardır.
Hz. Âtâ’nın rivayetine göre İslam da ilk miras taksimi şöyle olmuştur: Sa’d İbn-i Rebi şehit edildi ve geriye iki kızını, hanımını ve kardeşini bıraktı. Kardeşi Sa’d İbn-i Rebi’nin malının tamamını aldı. Sa’d’ın hanımı Hz. Peygambere gelerek: Ya Rasulallah! Şu iki kız Sa’d’ın kızlarıdır. Sa’d şehit edildi. Kızlarının amcası ise Sa’d’ın malının tamamını aldı. dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v) Dön! Umulur ki Allah bu hususta hükmedecektir. dedi. Bir müddet sonra kadın yine geldi. Ve ağlamaya başladı. Bu olayın üzerine Nisa Suresi’nin 11. ayeti olan miras ayeti nazil oldu. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Sad’ın kızlarının amcasını çağırdı. Sa’d’ın kızlarına Sa’d’ ın malının üçte ikisini, kızların annesine sekizde birini verdi. Ve geriye kalan da seninidir buyurdu.