Ey Ölüler Arasında Yaşayan Kişi!

gülgüzeli

Yeni Üye
Üye
Ey Ölüler Arasında Yaşayan Kişi!
Ey Ölüler Arasında Yaşayan Kişi! Ölülerin Kokusu Seni Rahatsız Etmiyor mu?
Hz. Mevlana Celaleddin-i Rûm-î



Allah, kuluna; "Ey kulum!" diye buyuruyor; "Dön, yine kapımıza gel, kulağından gaflet pamuğunu çıkar da göklerden gelen; 'Haydi, artık orada durmayın gelin.' sesini duy!"
Ey zavallı, ne zamana kadar, dünya dikenliğinde yalınayak koşup duracaksın? Biz, öteki âlemde, gül bahçelerinin kapılarını senin için açtık.
Canı ben yarattım ama ona bir de dert verdim. Derdini veren, elbette onun dermanını da verir.
Sana kapılarını açtığım gül bahçesi, öyle bir bahçedir ki, oradaki ağaçların dalları da, yaprakları da canlıdır. Birbirleri ile konuşur dururlar. Şunu iyi bil ki, her şey canlıdır. Canı olmayan bahçe, insanın hoşuna gitmez, insanın canına can katmaz.
Ey ölüler arasında yaşayan diri oğlu diri! (1) Ölülerin kokusu ile nasılsın? Ne haldesin? Şu yaşayan ölüler, şu pis kokular, senin içini sıkmıyor mu? Seni iğrendirmiyor mu?
Sen gaflet içinde yaşayan, karıncalar gibi kaynaşıp duran insan kalabalığının hepsini ölü sanma! Bu dünya da, öteki dünya da insana hayat veren ebedî ve ezelî dirilerle dopdolu. Fakat, onları görecek göz nerede? Sen şimdi, üç beş günlük bir hayata kanaat ederek, ebedî hayatı reddetme, bizden ayrılma!
Zerreler sayısınca diri canların her biri, Allah'ın yarattığı şu sonsuz olan gökyüzünde güneşler gibi parlamada, dönüp durmada, ama onları görecek göz nerede?
Eskiden onlar da bizim gibi hakikati göremeyen birer yarasaydı. Ama yaratanın lütfüyle, o yarasalar, birer güneş oldular

Tasavvuf'a göre, hakk aşığı olmayanlar, yarattığı eserlere bakarak onun yaratma gücünü onun büyüklüğünü, hissetmeyen ona gönül vermeyen insanlar, bir ölü gibi yaşar. Allah'a inanmayan kişiler birer canlı cenazedir, dolaşırlar, yerler, içerler, nesil bırakırlar, fakat onlar aslında yaşayan ölülerdir.
Ölülerin Kokusu Seni Rahatsız Etmiyor mu?
Hz. Mevlana Celaleddin-i Rûm-î



Allah, kuluna; "Ey kulum!" diye buyuruyor; "Dön, yine kapımıza gel, kulağından gaflet pamuğunu çıkar da göklerden gelen; 'Haydi, artık orada durmayın gelin.' sesini duy!"
Ey zavallı, ne zamana kadar, dünya dikenliğinde yalınayak koşup duracaksın? Biz, öteki âlemde, gül bahçelerinin kapılarını senin için açtık.
Canı ben yarattım ama ona bir de dert verdim. Derdini veren, elbette onun dermanını da verir.
Sana kapılarını açtığım gül bahçesi, öyle bir bahçedir ki, oradaki ağaçların dalları da, yaprakları da canlıdır. Birbirleri ile konuşur dururlar. Şunu iyi bil ki, her şey canlıdır. Canı olmayan bahçe, insanın hoşuna gitmez, insanın canına can katmaz.
Ey ölüler arasında yaşayan diri oğlu diri! (1) Ölülerin kokusu ile nasılsın? Ne haldesin? Şu yaşayan ölüler, şu pis kokular, senin içini sıkmıyor mu? Seni iğrendirmiyor mu?
Sen gaflet içinde yaşayan, karıncalar gibi kaynaşıp duran insan kalabalığının hepsini ölü sanma! Bu dünya da, öteki dünya da insana hayat veren ebedî ve ezelî dirilerle dopdolu. Fakat, onları görecek göz nerede? Sen şimdi, üç beş günlük bir hayata kanaat ederek, ebedî hayatı reddetme, bizden ayrılma!
Zerreler sayısınca diri canların her biri, Allah'ın yarattığı şu sonsuz olan gökyüzünde güneşler gibi parlamada, dönüp durmada, ama onları görecek göz nerede?
Eskiden onlar da bizim gibi hakikati göremeyen birer yarasaydı. Ama yaratanın lütfüyle, o yarasalar, birer güneş oldular

Ey Ölüler Arasında Yaşayan Kişi! Ölülerin Kokusu Seni Rahatsız Etmiyor mu?
Hz. Mevlana Celaleddin-i Rûm-î



Allah, kuluna; "Ey kulum!" diye buyuruyor; "Dön, yine kapımıza gel, kulağından gaflet pamuğunu çıkar da göklerden gelen; 'Haydi, artık orada durmayın gelin.' sesini duy!"
Ey zavallı, ne zamana kadar, dünya dikenliğinde yalınayak koşup duracaksın? Biz, öteki âlemde, gül bahçelerinin kapılarını senin için açtık.
Canı ben yarattım ama ona bir de dert verdim. Derdini veren, elbette onun dermanını da verir.
Sana kapılarını açtığım gül bahçesi, öyle bir bahçedir ki, oradaki ağaçların dalları da, yaprakları da canlıdır. Birbirleri ile konuşur dururlar. Şunu iyi bil ki, her şey canlıdır. Canı olmayan bahçe, insanın hoşuna gitmez, insanın canına can katmaz.
Ey ölüler arasında yaşayan diri oğlu diri! (1) Ölülerin kokusu ile nasılsın? Ne haldesin? Şu yaşayan ölüler, şu pis kokular, senin içini sıkmıyor mu? Seni iğrendirmiyor mu?
Sen gaflet içinde yaşayan, karıncalar gibi kaynaşıp duran insan kalabalığının hepsini ölü sanma! Bu dünya da, öteki dünya da insana hayat veren ebedî ve ezelî dirilerle dopdolu. Fakat, onları görecek göz nerede? Sen şimdi, üç beş günlük bir hayata kanaat ederek, ebedî hayatı reddetme, bizden ayrılma!
Zerreler sayısınca diri canların her biri, Allah'ın yarattığı şu sonsuz olan gökyüzünde güneşler gibi parlamada, dönüp durmada, ama onları görecek göz nerede?
Eskiden onlar da bizim gibi hakikati göremeyen birer yarasaydı. Ama yaratanın lütfüyle, o yarasalar, birer güneş oldular

Tasavvuf'a göre, hakk aşığı olmayanlar, yarattığı eserlere bakarak onun yaratma gücünü onun büyüklüğünü, hissetmeyen ona gönül vermeyen insanlar, bir ölü gibi yaşar. Allah'a inanmayan kişiler birer canlı cenazedir, dolaşırlar, yerler, içerler, nesil bırakırlar, fakat onlar aslında yaşayan ölülerdir.
, yarattığı eserlere bakarak onun yaratma gücünü onun büyüklüğünü, hissetmeyen ona gönül vermeyen insanlar, bir ölü gibi yaşar. Allah'a inanmayan kişiler birer canlı cenazedir, dolaşırlar, yerler, içerler, nesil bırakırlar, fakat onlar aslında yaşayan ölülerdir.