Ermenistan - Azerbaycan Çelişkimiz
24.04.2009 tarihli Hürriyet gazetesinden
ABD Temsilciler Meclisinde sözde-soykırım ile ilgili yapılan bir törenden:
Biz onu da tanırız, tazminat da öderiz bu gidişle, sınırı da açarız. Adamların yıllardır bıkmadan usanmadan, taviz vermeden çalışarak yaptıkları politikalar meyvesini veriyor. Biz ne yapıyoruz? Yalan olduğunu bile bile, toprağımıza göz dikildiğini bile bile (soykırım safsatasının tanınması = tazminat+toprak verilmesi) Amerika'dan korkumuza Ermenice radyo açalım, Ermeni sınırını açalım önerilerini insanların gözünün içine baka baka söyleyenleri alkışlıyoruz.
Sonra da aynı kanı, aynı canı taşıdığımız, sokaklarında her yerde bayraklarını Türk bayraklarıyla yanyana koyan, "iki devlet, tek millet" diyen ve Türkiye'yi bağrına basan bir Türk devletini bir kenara atıyoruz. Neden? ABD öyle istemiş...
IMF'ye bu kadar borcun olursa kim ne derse onu yaparsın tabii. Dış politikada öyle bağımsız kararlar verebilmek için tam bağımsız olmak gerekir. Borcumuzun haftalık faizi ne kadar bilen var mı? Herkes Ergenekon'la uğraşsın; bütün medya. Ne ekonomik durumumuzu, ne devleti dolandıranları, ne dış politkadaki Azerbaycan - Kıbrıs hatalarımızı, ne Ermeni-Amerikan korkumuzu kimse ağzına almasın.
Aman ben de söylemeyeyim, eyyamcılıkla suçlanırım sonra. Aman kimse duymasın, ömrünü ülkesine / milletine / üniversitesine / ordusuna / terörle mücadeleye adayanların terörist damgası yiyebildiği bir ortamda öyle Azerbaycan'dan, Kıbrıs'tan bahsetmek olmaz değil mi?
Ne çabuk unuttuk ASALA'yı? ASALA'nın Pkk'dan önce başımıza musallat olduğunu bilen, onlarca Türk diplomatını katleden ERMENİ TERÖR örgütünü tanıyan ve tanıtan / hatırlatan kimler kaldı? Kaç insanımızın kanı aktı? Bu insanlar toprağımızı istiyorlar, Ağrı Dağını haritalarda Ararat diye gösteriyorlar - Devlet armalarında Ağrı Dağı'nı kullanıyorlar, Karabağ'ı işgal ediyorlar, sonra utanmadan bir de soykırımı tanıyın, sınırı açın diyorlar. Niye? Obama ve AB bize aferin desin diye...
Eğer Türkiye, en önemli soydaşı, kandaşı, ülküdaşı Azerbaycan gibi bir ülkenin müttefikliğini Rusya gibi bir güce yanaşmaya mecbur bırakırsa, Obama'ya iltifat olsun diye beyinlerden Ermeni radyosu açmak geçiyorsa, devletin kanalına bir profesör çıkıp Türkiye'de Türklük artık fludur (belirsizdir) biz ulus-devlet kavramını düşünmeyelim diyebiliyorsa, eli kanlı bir teröristin ağzına bakılarak medyaya yansıtılanlar ömrünü askeriyeye vermiş bir albayın canına maloluyorsa, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek derecede yandaş medyacılık kavramı bir ülkede dillerde dolanıyorsa, telefonda artık ne konuştuğumuza çok dikkat ediyorsak...
Ben de fazla konuşmayayım en iyisi...
NeMeSiS
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı internet sitesinde açıklamayı "ortak açıklama" olarak duyururken, Türkiye ise bunu kendi açıklaması gibi bildirdi. Ankara bu tutumuyla Azerbaycan’a, "Ermenistan’la ortak açıklama yaptınız" kozunu vermemeyi hesapladı ancak Erivan yönetimi buna uymadı. ABD yönetimi de bir açıklamayla, üç ülkenin açıklamasına destek verdi. Türkiye ve Ermenistan, Dağlık Karabağ sorununda bir ilerleme kayedilmemesi ve Azerbaycan’dan son dönemde yükselen tepkiler nedeniyle ilişkilerin normalizasyonunu içeren protokolü, "yol haritası" olarak tanımlamayı uygun buldu. Böylece bir zaman kısıtlaması verilmeden sürecin devamına ilişkin iyi niyet ortaya konmuş oldu.
ABD Temsilciler Meclisinde sözde-soykırım ile ilgili yapılan bir törenden:
Markarian, Ermenistan'ın, Türkiye ile diplomatik ilişkiler kurmaya, sınırın açılmasına hazır olduğunu, ilişkilerin normalleştirilmesini önemli gördüğünü hatırlattı. Markarian, ilişkilerin normalleştirilmesi için ön şart olmadığını belirtmekle birlikte, Ermenistan'ın, ''iddiaların tanınmasıyla, ilişkilerde normalleşme arasında bir seçime zorlanmaması gerektiğini'' söyledi. Tatoul Markarian, ''bu bizim için tarihi bir adalet meselesi. Gelecekte soykırımları önlemek için ahlaki bir yükümlülüğümüz var. Ayrıca ABD'nin tanıması ise, bütün dünyaya en kuvvetli mesajı gönderecektir'' diye konuştu.
Biz onu da tanırız, tazminat da öderiz bu gidişle, sınırı da açarız. Adamların yıllardır bıkmadan usanmadan, taviz vermeden çalışarak yaptıkları politikalar meyvesini veriyor. Biz ne yapıyoruz? Yalan olduğunu bile bile, toprağımıza göz dikildiğini bile bile (soykırım safsatasının tanınması = tazminat+toprak verilmesi) Amerika'dan korkumuza Ermenice radyo açalım, Ermeni sınırını açalım önerilerini insanların gözünün içine baka baka söyleyenleri alkışlıyoruz.
Sonra da aynı kanı, aynı canı taşıdığımız, sokaklarında her yerde bayraklarını Türk bayraklarıyla yanyana koyan, "iki devlet, tek millet" diyen ve Türkiye'yi bağrına basan bir Türk devletini bir kenara atıyoruz. Neden? ABD öyle istemiş...
IMF'ye bu kadar borcun olursa kim ne derse onu yaparsın tabii. Dış politikada öyle bağımsız kararlar verebilmek için tam bağımsız olmak gerekir. Borcumuzun haftalık faizi ne kadar bilen var mı? Herkes Ergenekon'la uğraşsın; bütün medya. Ne ekonomik durumumuzu, ne devleti dolandıranları, ne dış politkadaki Azerbaycan - Kıbrıs hatalarımızı, ne Ermeni-Amerikan korkumuzu kimse ağzına almasın.
Aman ben de söylemeyeyim, eyyamcılıkla suçlanırım sonra. Aman kimse duymasın, ömrünü ülkesine / milletine / üniversitesine / ordusuna / terörle mücadeleye adayanların terörist damgası yiyebildiği bir ortamda öyle Azerbaycan'dan, Kıbrıs'tan bahsetmek olmaz değil mi?
Ne çabuk unuttuk ASALA'yı? ASALA'nın Pkk'dan önce başımıza musallat olduğunu bilen, onlarca Türk diplomatını katleden ERMENİ TERÖR örgütünü tanıyan ve tanıtan / hatırlatan kimler kaldı? Kaç insanımızın kanı aktı? Bu insanlar toprağımızı istiyorlar, Ağrı Dağını haritalarda Ararat diye gösteriyorlar - Devlet armalarında Ağrı Dağı'nı kullanıyorlar, Karabağ'ı işgal ediyorlar, sonra utanmadan bir de soykırımı tanıyın, sınırı açın diyorlar. Niye? Obama ve AB bize aferin desin diye...
Eğer Türkiye, en önemli soydaşı, kandaşı, ülküdaşı Azerbaycan gibi bir ülkenin müttefikliğini Rusya gibi bir güce yanaşmaya mecbur bırakırsa, Obama'ya iltifat olsun diye beyinlerden Ermeni radyosu açmak geçiyorsa, devletin kanalına bir profesör çıkıp Türkiye'de Türklük artık fludur (belirsizdir) biz ulus-devlet kavramını düşünmeyelim diyebiliyorsa, eli kanlı bir teröristin ağzına bakılarak medyaya yansıtılanlar ömrünü askeriyeye vermiş bir albayın canına maloluyorsa, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek derecede yandaş medyacılık kavramı bir ülkede dillerde dolanıyorsa, telefonda artık ne konuştuğumuza çok dikkat ediyorsak...
Ben de fazla konuşmayayım en iyisi...
NeMeSiS