Erkekler Şikayetçi, Kadınlar Değişiyormuş!
Erkekler hep öyle zaten hep şikayet eder söylenip dururlar.Kendi hataları olduğu halde kadınalrda suç bulurlar ve kadınalrın değişmelerini isterler.Birazcıkta kendilerine baksalar olmuyor.
Erkekler Şikayetçi, Kadınlar Değişiyormuş!
Neden bu kadar şikayet ediyor erkekler? Kadınlarla kimin ne zoru var? Benim tanıdığım, şahit olduğum; sevdasını dilinde değil, gerçekten yüreğinde taşıyan birçok kadın var. Kadınlar değişiyormuş, biliyorum, o zaman bir dönüp kendinize bakın!
Konuştuğunda mangalda kül bırakmayan beyler, teoriden çıkıp da pratiğe gelince iş, nedense dönüyorlar. Kadınlar bozuluyormuş, farkındayız, bir kısmımız gerçekten çığırından çıktı. İyi de, dönüp biraz kendi cinslerine bakmaz mı erkekler? Bizde de hata vardır demez mi? İnsan kendini hiç eleştirmez mi?
Kendi içinde kavgalarına, kimlik çatışmalarına sahip olduğum bayan dostlarım var. Seyrettim adım adım, gözlerimle, ruhumla şahit oldum, değiştiler. Her yedikleri darbeyle, can acısıyla, içlerinden biraz daha kayıp verdiler. Eski hallerini bilmeden yargılamak da kolay elbette. Birisi, kadın veya erkek, yoldan çıkmışsa, kalbini siyaha boyamışsa, biraz dönüp yaşadıklarına bakmak gerekir. Onun yerinde olmadan, onun yaşadıklarını yaşamadan, uzaktan ahkam kesmek kolaydır.
Aşka bütün benliği ile inanan, hatta çoğu zaman saflığıyla aramızda espri konusu olan, dünyanın en temiz kalpli kadınlarından birinin şeytanlaştığını seyrettim yıllar içinde. Kimin hakkı vardı bu kadar can acıtmaya? Kimin vicdanı bir insana, üstelik de güzel yürekli bir kadına bunca cefayı, eziyeti çektirmeye dayanabilirdi? Ama yaptılar!
Her defasında, bu sefer diyordu, bu sefer doğru, aşkı buldum. Öyle temiz kalmıştı ki, bu dünyaya ait olmadığını düşünürdüm hep, gerçi hangimizin bu sahteliğe yakıştığı da tartışılır ama onun farklı bir gönlü vardı. Sevginin her sorunun üstesinden geleceğine inanırdı. Sevdiğine kul, köle olurdu. Onu da bozdular.
Düşünüyorum bazen, erkeklerin tatmin noktası nedir diye? Hangi niteliklere sahip olması lazım bir kadının, bir adamla sadece düzgün ve zevkli bir ilişki yaşayabilmesi için?
Beylerin bir doyun noktası yok mudur?
Bakıyorum arkadaşıma, güzel bir kadındır, üstelik enteresan da bir cazibesi vardır. Saflığın çekiciliği sanırım. Yüzünden gülücüğü, gözlerinden ışıltısı eksik olmaz. Daha doğrusu olmazdı. Bunların hepsini geçmiş zamanla anlatmak doğru olacak çünkü artık öyle bir kadın yok. Bakımlıydı üstelik, evdeyken bile pijama ile oturmazdı. Kendini, vücudunu severdi. Temiz ve tertipliydi. Ev hanımlığı gerektiğinden bile fazlaydı. Düzenine, temizliğine dikkat ederdi. Gerçi o konuda hala titizdir ama bu evine giden insanı rahatsız edecek, hastalık boyutunda değildi. Eline üşenmezdi yani, dökülmüş, kırılmış, böyle şeyleri kafaya takmazdı. Kültürlü kadındır, iyi kötü her konuda sohbet edilebilecek bilgisi vardır. Sohbeti de zevklidir, karşısındakini sıkmaz. İyi bir sevgili, iyi bir anne ve eş olabilirdi. Sanırım tek kötü tarafı inanmak ve sevmekti. Bu özelliği de kötü diye nitelendirmek zorunda kalmama, kendi adıma üzülüyorum.
Sevdiğini söyleyenlerden yedi en büyük darbeleri, inanamadı. İnsanların bu kadar kötü yüreklere sahip olabileceğine, bunca can acısına, kahpeliğe inanamadı. O kadar acıdı ki kalbi, bir gece söktü attı yüreğini. Bir daha kimseyi sevmemeye yemin etti. Bir meleğin bile içini kirletebilmeyi başaran erkeklere söylüyorum. Kadınlar değişiyor, her yedikleri bıçak darbesi ile, ihanetle, aldatılmakla, aptal yerine konulmakla, suistimalle, inançları yıkıldıkça, düştükçe, elleri hep boşlukta kaldıkça değişiyorlar. Bu değişim, erkekler, özellikle can yakmayı meziyet zannedenler aklını başına almadan, yüreklerine sevgi tohumları ve vicdan serpilmeden de durmayacak gibi görünüyor. Kadınlarınıza, sizi sevenlere, kıymet bilenlere sahip çıkın, değişimi siz başlattınız, yine siz bitirebilirsiniz. Yoksa gün gelecek bu dalga sizi de hortum gibi içine çekecektir. Benden söylemesi ve elbette anlayana…..
Erkekler Şikayetçi, Kadınlar Değişiyormuş!
Neden bu kadar şikayet ediyor erkekler? Kadınlarla kimin ne zoru var? Benim tanıdığım, şahit olduğum; sevdasını dilinde değil, gerçekten yüreğinde taşıyan birçok kadın var. Kadınlar değişiyormuş, biliyorum, o zaman bir dönüp kendinize bakın!
Konuştuğunda mangalda kül bırakmayan beyler, teoriden çıkıp da pratiğe gelince iş, nedense dönüyorlar. Kadınlar bozuluyormuş, farkındayız, bir kısmımız gerçekten çığırından çıktı. İyi de, dönüp biraz kendi cinslerine bakmaz mı erkekler? Bizde de hata vardır demez mi? İnsan kendini hiç eleştirmez mi?
Kendi içinde kavgalarına, kimlik çatışmalarına sahip olduğum bayan dostlarım var. Seyrettim adım adım, gözlerimle, ruhumla şahit oldum, değiştiler. Her yedikleri darbeyle, can acısıyla, içlerinden biraz daha kayıp verdiler. Eski hallerini bilmeden yargılamak da kolay elbette. Birisi, kadın veya erkek, yoldan çıkmışsa, kalbini siyaha boyamışsa, biraz dönüp yaşadıklarına bakmak gerekir. Onun yerinde olmadan, onun yaşadıklarını yaşamadan, uzaktan ahkam kesmek kolaydır.
Aşka bütün benliği ile inanan, hatta çoğu zaman saflığıyla aramızda espri konusu olan, dünyanın en temiz kalpli kadınlarından birinin şeytanlaştığını seyrettim yıllar içinde. Kimin hakkı vardı bu kadar can acıtmaya? Kimin vicdanı bir insana, üstelik de güzel yürekli bir kadına bunca cefayı, eziyeti çektirmeye dayanabilirdi? Ama yaptılar!
Her defasında, bu sefer diyordu, bu sefer doğru, aşkı buldum. Öyle temiz kalmıştı ki, bu dünyaya ait olmadığını düşünürdüm hep, gerçi hangimizin bu sahteliğe yakıştığı da tartışılır ama onun farklı bir gönlü vardı. Sevginin her sorunun üstesinden geleceğine inanırdı. Sevdiğine kul, köle olurdu. Onu da bozdular.
Düşünüyorum bazen, erkeklerin tatmin noktası nedir diye? Hangi niteliklere sahip olması lazım bir kadının, bir adamla sadece düzgün ve zevkli bir ilişki yaşayabilmesi için?
Beylerin bir doyun noktası yok mudur?
Bakıyorum arkadaşıma, güzel bir kadındır, üstelik enteresan da bir cazibesi vardır. Saflığın çekiciliği sanırım. Yüzünden gülücüğü, gözlerinden ışıltısı eksik olmaz. Daha doğrusu olmazdı. Bunların hepsini geçmiş zamanla anlatmak doğru olacak çünkü artık öyle bir kadın yok. Bakımlıydı üstelik, evdeyken bile pijama ile oturmazdı. Kendini, vücudunu severdi. Temiz ve tertipliydi. Ev hanımlığı gerektiğinden bile fazlaydı. Düzenine, temizliğine dikkat ederdi. Gerçi o konuda hala titizdir ama bu evine giden insanı rahatsız edecek, hastalık boyutunda değildi. Eline üşenmezdi yani, dökülmüş, kırılmış, böyle şeyleri kafaya takmazdı. Kültürlü kadındır, iyi kötü her konuda sohbet edilebilecek bilgisi vardır. Sohbeti de zevklidir, karşısındakini sıkmaz. İyi bir sevgili, iyi bir anne ve eş olabilirdi. Sanırım tek kötü tarafı inanmak ve sevmekti. Bu özelliği de kötü diye nitelendirmek zorunda kalmama, kendi adıma üzülüyorum.
Sevdiğini söyleyenlerden yedi en büyük darbeleri, inanamadı. İnsanların bu kadar kötü yüreklere sahip olabileceğine, bunca can acısına, kahpeliğe inanamadı. O kadar acıdı ki kalbi, bir gece söktü attı yüreğini. Bir daha kimseyi sevmemeye yemin etti. Bir meleğin bile içini kirletebilmeyi başaran erkeklere söylüyorum. Kadınlar değişiyor, her yedikleri bıçak darbesi ile, ihanetle, aldatılmakla, aptal yerine konulmakla, suistimalle, inançları yıkıldıkça, düştükçe, elleri hep boşlukta kaldıkça değişiyorlar. Bu değişim, erkekler, özellikle can yakmayı meziyet zannedenler aklını başına almadan, yüreklerine sevgi tohumları ve vicdan serpilmeden de durmayacak gibi görünüyor. Kadınlarınıza, sizi sevenlere, kıymet bilenlere sahip çıkın, değişimi siz başlattınız, yine siz bitirebilirsiniz. Yoksa gün gelecek bu dalga sizi de hortum gibi içine çekecektir. Benden söylemesi ve elbette anlayana…..