Entegrasyon (Kaynaştırma) Nedir?

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Entegrasyon (Kaynaştırma) Nedir?
entegrasyon nedir entegre nedir kaynaştırma uluslararası entegrasyon entegre eğitim
ENTEGRASYON (KAYNAŞTIRMA)
Kaynaştırma yoluyla eğitim özel eğitime muhtaç çocuklara örgün ve yaygın eğitim kurumları içerisinde, normal akranları arasında özür ve özelliklerine uygun olarak verilen eğitime kaynaştırma eğitimi denir.
Kaynaştırma, bireyselleştirilmiş eğitim plan ve programları içerisinde uygun görülen özürlü çocuklarla, normal akranlarının eğitim ve sosyal yönlerden bütünleştirilmesidir. Bu noktadan hareketle Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 21.12.1987 tarih ve 510/4308 sayılı “Özel Eğitime Muhtaç Çocukların Okul Öncesi Eğitimleri” konulu genelgeleri ve 20.04.1988 tarih ve 426/1198 sayılı “Özürlü Çocukların Normal Sınıflarda Kaynaştırma Yoluyla Eğitimi” konulu genelgeleriyle fiilen kaynaştırma eğitimi programına başlanmıştır.
KAYNAŞTIRMA YOLUYLA EĞİTİM UYGULAMA ÖLÇÜTLERİ

Madde 69- Kaynaştırma yoluyla eğitim uygulama ölçütleri şunlardır:
b) Kaynaştırma uygulamalarına devam edecek öğrencilerin:
1- Birden fazla yetersizliğinin olmamasına,
2- Erken yaşta tanılanmış olmasına,
3- Ailesinin iş birliğine açık ve eğitim almaya yatkın olmasına,
4- Cihaz kullanması gerekenlerin mutlaka cihaz kullanıyor olmasına,
5- Zihinsel öğrenme yetersizliği olan öğrencilerin hafif ve orta düzeyde zihinsel yetersizliği olmasına dikkat edilir.
ZEKANIN GRUPLANDIRILMASI
Zeka kapsamı ve diğer çalışmalar sonucunda zeka kapasitesi bakımından engel kapsamı içinde bulunan öğrenciler 3 grupta değerlendirilir
1- Hafif Düzeyde Zihinsel Öğrenme Yetersizliği: Bireyin temel okuma ve sayı sayma becerilerini kazanmasında ortaya çıkan gecikme durumunu ifade etmektedir.
Bu grup, kaynaştırma eğitimine dahil edilen gruptur.
2- Orta Düzeyde Zihinsel Öğrenme Yetersizliği: Bireyin gecikmeli bir konuşma ve dil gelişimi, sosyal, duygusal ve davranış problemleri ile temel okuma-yazma ve sosyal becerilerini kazanmasında ortaya çıkan gecikme durumunu ifade eder.
Bu grup, özel eğitim sınıflarına yönlendirilir.
3- Ağır Düzeyde Zihinsel Öğrenme Yetersizliği: Bireyin ciddi biçimde dil gelişimi ve konuşma güçlüğü, sosyal, duygusal ve davranış problemleri ile temel özbakım becerilerini öğrenmesinde ortaya çıkan gecikme durumunu ifade eder.
Bu grupta eğitim uygulama okullarına yönlendirilir.
DSM-4 ölçeğine göre Zeka Geriliği

IQ DÜZEYİ

Hafif Düzeyde Zeka Geriliği
50-55 ile 70

Orta Düzeyde Zeka Geriliği
35-55

Ağır Düzeyde Zeka Geriliği
20-25 ile 35-40

İleri Derecede Ağır Zeka Geriliği
0 ile 20-25

OTİZM VE KAYNAŞTIRMA
Otistik çocuk yaşadığı toplumun parçası olmak, eğitim almak, oynamak, çalışmak durumundaysa önemli olan onu yaşadığı topluma dahil etmek için yaşıtlarıyla birlikte etkinliklere katılmasını sağlamaktır.
Otistik çocuklar bulundukları yaş grubundan arkadaş edinme fırsatından oldukça yarar sağlarlar. Otistik çocuğun yalnızca etrafındaki çocuk sayısını arttırmak yeterli değildir. Bunun yerine sosyal ilişkinin desteklenmesi gerekmektedir çünkü bu süreç kolaylıkla gelişim göstermeyebilir. Otistik olan ve otistik olmayan yaş grubundaki çocuklar için sosyal etkileşim içinde bulunmalarına yönelik uğraşılar, onlara karşılıklı iletişimin nasıl kurulması ve yapılandırılması gerektiği konusunda yardımcı olacaktır.
Özel eğitim alan, otizm ile ilgilenen tedavi ve eğitim merkezleri ile ilişkisini kesmeyen ailelerin otizmli çocuklarında şu ilerlemeler görülebilmektedir; İlköğretimi bitirebilmekte, belirgin dilbilgisi hatası yapsa bile konuşabilmekte, göz teması sağlamakta, daha sıcak ve cana yakın olabilmektedir. Değişik sosyal ortamlarda (lokanta, misafirlik, vb.) anne ve babasını mahçup etmeyip uygun biçimde davranabilmekte, kendi başına yakınlarının evlerine gidebilmekte, tanıdık bakkaldan kendi isteklerini ve annesinin söylediklerini alıp getirebilmektedir. Ancak bu çocuklar bile halen otistik belirtiler göstermekte olabilir veya belirtilerin izleri görülebilir.
Otizmi yakından incelediğimizde görmekteyiz ki; hiç beklenmedik zihinsel güçleri bazen gösterebilmekte, nasıl işlediğini anlayamadığımız bir mekanizma ile çok karmaşık bir yönergeyi alabilmekte, çok karmaşık bir sözcüğü telafuz edebilmekte, hiç konuşmayanlar bile bir veya birkaç kez çok anlamlı, spontan bir cümle söyleyebilmektedir.
Otizmli çocukların %11-34’ü yüksek işlevlidir, ifade edebilir bir dil ve iyi bir zeka seviyesine sahip olgu grubudur.
Bireysel ve grup eğitimleri ile belirli bir seviyeye gelen otizmli çocuklar kaynaştırma eğitimi alabilirler. Yayınlara bakıldığında otistik çocukların normal okullara gitme yüzdelerinin %17-36 arasında değiştiği görülmektedir.
Ancak otizmli çocukların kaynaştırılacağı okul ve sınıf ortamı önceden düzenlenmelidir. Çocuğun kaynaştırma eğitimi alacağı okulun müdürü, sınıf öğretmenleri, öğrenciler ve rehber öğretmeni otizmli çocuğun özelliklerini bilmelidir. Okulda otizmli çocuğun kabul göreceği bir ortam hazırlanmalıdır.
FARKLILIĞI OLAN ÇOCUKLARLA OLUMLU İLİŞKİLER KURABİLMENİN YOLLARI
Farklılığı olan çocuklara karşı davranış ve tutumlarımızda onlara yapacağımız en büyük yardım eleştirileri bir yana bırakıp, çocuğun iyi yanlarına dikkatimizi yoğunlaştırmaktır. Yapıcı ve olumlu küçük bir davranış gösterdiklerinde yüreklendirilmelidir. Bu tür çocuklar, yapıcı ve olumlu davranışlarda bulunamayacak kadar cesaretsizdir.
1- Karşılıklı Saygı: Azarlamak, bağırmak, vurmak, susturmak, tutarsız davranmak hep saygı eksikliğinin belirtileridir. Önce bu çocuklara saygı göstermeyi kabullenmeliyiz. Olumsuz konuşmaları mümkün olduğunca azaltmalıyız.
2- Cesaretlendirme: Çocuğun kendine güvenmesini istiyorsanız, önce siz onlara güvenin.
3- Sevgiyi Anlatmak: Çocuğun kendini güvenli hissedebilmesi; onun için anlamlı olan birini sevmesi ve onun tarafından sevilmesini gerektirir. Çocuğun beklemediği bir sırada onu ne kadar sevdiğinizi söylemek, daha da önemlisi okşayarak, öperek, saçlarına dokunarak bunu belli etmek çok önemlidir.
GRUP İÇİNDE YAKLAŞIMLAR
Farklılığı olan çocuklara; sosyal olgunluğu ile uyuşan çeşitli sorumluluklar verilmeli, başarabildiği kadarıyla bir çok şeyleri başlatıp bitirmesi sağlanmalı, başarma duygusu tattırılmalıdır. Grup etkinliklerine yönlendirilip katılımları sağlanmalıdır. Çünkü çocuk grupta aktif olarak görev alır ve başarı ile tamamlarsa grup tarafından saygı ve kabul görecektir.Grup etkinlikleri derken bu çocuklara katılacakları grupta en iyi yapabilecekleri rol ve sorumluluklar verilerek bu güzel sonuca erişilebilir. Bunun yanı sıra yapamayacakları rollerde ise daha çok zarar verilebilir, yetersizlik duygusu geliştirilebilir.
MERKEZİMİZDE YAPILAN KAYNAŞTIRMA UYGULAMALARI VE KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLER
2001-2002 Eğitim öğretim yılında sınıf düzenlemesinde altı öğrenciden oluşturulan “seviye sınıfı”nda öğrencilerimizle çalışmaya başladık.
Çalışmalarımızı; grup eğitimi ve bireysel eğitim olmak üzere iki grupta yaptık.
Grup çalışmalarında öğrencilerimize; grupla birlikte hareket etme, paylaşma, grup psikolojisi ve sosyalleşme konularında davranışlar kazandırmayı amaçladık.
Grup içinde bu amaçlara yönelik çalışmalar ve aynı çalışmaları genelleyici sınıf dışı çalışmalar ile bu davranışların alışkanlık haline dönüşümünü gerçekleştirdik. Bu sınıf dışı genelleme çalışmaları; okul bahçesi, öğrencinin aile ve yakın çevresi, sosyal çevre şeklinde yakından-uzağa, özelden-genele bir şekilde oldu.
Grup çalışmalarının ilerleyen zamanlarında öğrencilerimizin birbirleri ile iletişimlerinin ve arkadaşlık ilişkilerinin arttığını, paylaşma duygularının geliştiğini gözlemledik.

Öğrencilerimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri için hazırladığımız ront gösterisinde merkezimize en yakın olan Emiralem İlköğretim Okulu birinci sınıf öğrencilerinden altı kişilik bir grup ile birlikte çalıştık. Bu çalışmada öğrencilerimiz oyunun provalarında akranları olan birinci sınıf öğrencilerini model alarak oyuna daha kolay uyum sağladılar ve katıldılar.
Yine bahçede oyun provaları, beden eğitimi yapan öğrencilerin yanlarına giderek onların yaptıkları hareketleri taklit etmeye çalıştılar, oyunlarına katıldılar. Akran grupları içinde daha uyumlu ve olumlu davranışlarda bulundular. Akranları kendilerine model aldılar.
Bireysel eğitim çalışmalarında ise; önce ailelerinde aldığımız bilgiler, daha sonra bizim (Sınıf Öğretmenleri) yaptığımız gözlemler sonucunda, öğrencinin yapabildiği, yapmaya meyilli olduğu becerileri (beceriyi yapabilmek için gerekli önkoşul becerisine sahip) ve yapamadığı becerileri tespit ettik.
Bu tespitlerin ışığında öğrencilerimizin her biri için ayrı ayrı uzun dönemli ve kısa dönemli hedeflerimizi belirledik.
Hazırladığımız bireysel eğitim planlarına göre;aldığımız bir davranışı bağımsız olarak yapabilen öğrencilerimizle bir sonraki hedef ve davranışımıza geçerek bir çok davranışı bağımsız olarak yapmaları sağlandı.
2001-2002 Eğitim öğretim yılının sonunda öğrencilerimizin her biri için hazırladığımız “yıl sonu performans raporları” okul rehberlik kurulunda görüşüldü ve alınan karar doğrultusunda öğrencilerimizden; Olgun KACAR, Caner ERBAHÇELİLER ve Ceren ERCAN ilköğretim birinci sınıfına kaynaştırma eğitimine gönderildi.

Ayrıca yapılan yıl sonu rehberlik toplantısında; kaynaştırmaya göndereceğimiz öğrencilerimizin gittikleri okullarda farklılıklarından dolayı doğabilecek uyum sorunlarını azaltmak amacıyla 2002-2003 Eğitim öğretim yılı için yapabileceklerimiz konuşuldu. Bu konuda alınan kararlardan en önemlisi dersliğimizin bir bölümünün ilköğretim okullarındaki sınıf modeline uygun olarak düzenlenmesiydi. Öğrencilerimiz bu model sınıf bölümünde; sıraya oturma, bağımsız olarak çalışabilme, söz alma, sırasını bekleme, dinleme, izleme, vb .becerilerini geliştireceklerini amaçladık.
2002-2003 Eğitim öğretim yılında sınıfımızda beş öğrenci ile çalışmaya başladık. Grup ve bireysel eğitim çalışmalarıyla öğrencilerimize bir takım beceriler kazandırdıktan sonra sınıfımızın bir bölümünü alınan karar üzerine ilköğretim sınıf modeli şeklinde düzenledik. Öğrencilerimizle sınıfımızın bu bölümünde tahtada çizgi alıştırmaları, sözcük ve fiş yazma çalışmaları yaptık. Öğrencilerimiz sıralarında oturarak tahtada yapılan çalışmayı defterlerinde de yapabildiler.

Sınıfımızdaki öğrencilerimizden şu anda yapılan çalışmalar sonucunda ikisi okumaya geçmiştir. Bu öğrencilerimizle daha çok okuma-yazma, okuduğunu anlama çalışmaları yaptık.
Diğer iki öğrencimiz ise sesli harfleri tanıyabilmekte, okuyup yazabilmektedir. Bu öğrencilerimizle de yıl içerisinde kelime yazma, okuma çalışmaları yapmış bulunmaktayız.
Bir öğrencimizle de çizgileri satır içerisinde yazma, soldan sağa yazma çalışmaları yaptık.
Uygun öğrenci sayısı ve uygun zamanlarda yakınımızdaki Emiralem İlköğretim Okulu’na öğrencilerimizi götürdük; burada geçen yıl kaynaştırmaya yönlendirip bu yıl birinci sınıfta eğitim almakta olan öğrencilerimizin sınıfında bir ders saatini birlikte geçirmelerini sağladık. Bu çalışmalarımızda öğrencilerimizin ilköğretim okulundaki akranlarını model alarak uygun şekilde oturma, parmak kaldırarak söz alma, birlikte teneffüse çıkma, oyun oynama, dolaşma davranışlarında uyumlu olduklarını gözlemledik.
Ayrıca O.Ç.E.M. Rehber Öğretmenimizle birlikte kaynaştırma eğitimi alan öğrencilerimizin Sınıf Öğretmenleri ile rehberlik görüşmeleri yaptık. Kaynaştırma Eğitimi kapsamında bu öğretim yılı başında ilköğretim okullarına gönderdiğimiz öğrencilerimizin tamamı okumaya geçmiş durumdadır ve akranları ile grup içinde uyumlu bir şekilde çalışabilmektedirler. Bütün bu olumlu gelişmeler bizleri de mutlu etmektedir.
Gönlümüz tüm öğrencilerimizin belli bir seviyeye gelip, kaynaştırma eğitimi almasını, gittikleri okullarda kabul görüp akranları olan çocuklardan iyi davranışları model alarak, bağımsız veya az bağımlı olarak hayatlarını sürdürmeleridir.
KAYNAKLAR:
1- Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği... Ankara: Milli Eğitim Basımevi, 2000.
2- Otistik Çocukların Eğitiminde Aile El Kitabı... Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü... Ankara: Milli Eğitim
Basımevi, 2002.
3- DSM-4 Tanı Ölçütleri... Çeviren: Ertuğrul KÖROĞLU, Ankara: Hekimler Yayın Birliği, 1994.
4 Karşıyaka Rehberlik ve Araştırma Merkezi Özel Eğitim Hizmetleri Bölümü... İzmir: Kaynaştırma Eğitim Notları, 2003.
5- Kaynaştırma Uygulamaları ve Özel Eğitim Gerektiren Çocuklar...Yusuf ESEN – Harika ESEN... İzmir: Arşiv Yayınları, 2002.
 
Geri
Üst