*MeleK*
♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
En moda hediye kızlık zarı!
kızlık zarı resimleri bozulmamış kızlık zarı resmi bozulmuş ve bozulmamış fotoğrafı bozuk resmi
Sadece İstanbul'da bunun için hastaneye koşan binden fazla kadın var bazıları ise eşine sürpriz için diktiriyor. Binlerce genç kız, kızlık zarının tamiri için hekimlerin kapılarını çalıyorlar.
Kızlık zarı ülkemizde halen tabu olmayı sürdürürken; bu yüzden cinayetler işleniyor, genç bedenler toprağa veriliyor.
Latince adı 'hymen' olan kızlık zarı, Yunan mitolojisinde 'Evlilik tanrısı'nın ismidir. Ülkemizde kızlık zarının bozulmamış olması, kadının bekareti yani bir erkekle cinsellik yaşamadığının sembolüdür. Bu yüzden bekaret adeta tabulaştırılmıştır. Ancak bekarete yüklenen önem, bazı durumlarda kadınların hayatının bile önüne geçer. İsteyerek ya da istemeden cinsel deneyim yaşayan körpecik bedenler, namus, töre uğruna canından olur. Aslında bozulan kızlık zarı değil, ahlakımızdır...
Durum gerçekten vahim!
10 yıl Diyarbakır'da hizmet veren ve Dicle Üniversitesi Plastik Cerrahi Bölümü'nü kuran Doç. Dr. İbrahim Aşkar bu konuda takvim gazetesine bakın neler demiş. "Toplumun hemen her kesiminden genç kızların kızlık zarı onarımı için kapısını çaldığını söyleyen Doç. Dr. Aşkar, "Bu sadece benimle sınırlı bir şey değil. Bütün kadın doğum uzmanlarına ve plastik cerrahlara gidildiği düşünülecek olursa olayın büyüklüğü çok daha iyi anlaşılır" dedi. "Nişantaşı'ndan ve Etiler'den onarım için başvuranlar olduğu gibi İstanbul'un varoş semtlerinden de gelenler oluyor" diye konuşan Doç. Dr. İbrahim Aşkar, zar onarımı isteyen genç kızların kesin sayısını vermenin zor olduğunu belirtti. Doç. Dr. Aşkar, bu konuda şunları söyledi: "Kızlık zarı dikimlerinin çoğunluğu gizli tutuluyor. Bir kere İstanbul'da plastik cerrah sayısı 100'ün üzerinde. Bunlardan 10 tanesi zar onarımı yapsa ve her birinin 5'er tane yaptığını düşünün. Bu arada kadın doğumcuları da unutmamak lazım. Yine İstanbul'da en az 500 tane de kadın doğumcu var. Bu doğrultuda sadece İstanbul'da yılda en az 1000 genç kızın kızlık zarı onarımı yaptırdığını söyleyebiliriz."
Ayda 10 hasta başvuruyor
Genç kızların daha çok kendilerine internet yoluyla ulaştığını anlatan Doç. Dr. İbrahim Aşkar, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Ortalama her gün net internet üzerinden bu konuda 1 kişiye en az danışmanlık yapıyoruz. Konu hakkında bilgi alıyorlar. Bu son derece ciddi bir rakam. Sadece bize değil birçok kişiye bu şekilde ulaşılabiliyor. Bu bana ulaşan rakam. Ama kullanamayanlar kendi bildikleri yöntemlerle tanıdık tavsiyesiyle gidip kızlık zarı onarımı yaptırıyor. Ayda ortalama 10 hasta kızlık zarı diktirmek amacıyla bize başvuruyor. Sadece birkaç tanesine biz işlem yapıyoruz. Kendilerine yapılacak işlemleri anlatıyoruz. Bu işlemlerde şehir mesafesi önemli. Sonuçta hepsi İstanbul'dan gelmiyor. Bazıları geldiklerinde kalacak zamanları olmuyor. Bu yüzden de vazgeçebiliyorlar.
İki tip dikim işlemi var...
Kızlık zarı dikim işlemi iki tiptir. Birisi halk arasında yaygın olarak bilinen şekliyle hemen ilişkiye girmeden birkaç gün önceden yapılan, diğeri zarar görmüş zar parçalarını tutturup dikerek yaptığımız işlem. İkinci işlem birkaç ay, birkaç yıl dayanabiliyor. Burada amaç zarın mümkün olduğu kadar orjinale yakın olması. Hal böyle olunca en küçük zorlamayla, hareketle yırtılabiliyor. Müdahaleden sonraki 7 gün hastadan hareket etmemesini istiyoruz. Şehir dışından gelen kişi herhangi bir yakınının yanında kaldığında bunu izah edemiyor. Çünkü tanıdıklarına bunu anlatması mümkün değil. 'Niye kalkmıyorsun, yaran yok' veya 'Ne ameliyatı oldun sen?' diye soruluyor. Genç kız bunu izah edemediği için İstanbul dışından kolay kolay gelemiyor.
Elbette etik değil
Ancak bu hafta sonu kızlık zarını diktirmek için gelecek ayın 10'una bir hastamız randevu aldı. Uzun süreli dikim istiyor. Aslında insanlar bu olayı bir tatil programını planlar gibi planlıyor. Etik olmadığı konusunda ben de hemfikirim. Yalnız şu var ki; 'ben Ayşe'nin Fatma'nın kızlık zarını diktim' diye açıklamak da etik değil. Doğal olarak hasta mahremiyetini koruyarak gelen hastaya müdahale yapıyoruz. Etik olmamasının en önemli nedeni; Türkiye'deki tabuların anormalliği. Benim şahsi fikrim, kesinlikle bir kızın ya da kadının sadakati kızlık zarının yırtılmasıyla ölçülecek bir şey değil.
Sadakat bununla ölçülmez
Eğer insanın beyninde bir şey varsa, bunu istediği zaman istediği ortamda yapabilir. Sadece kızlık zarıyla kadının sadakati ölçülemez. Bunun dışında sapık şeyler yapan bir sürü insan da var. Bana göre gereksiz, abuk subuk bir şey bu. Ayrıca gelen hastaya da bunu anlatıyorum. 'Boşu boşuna psikolojinin bozulmasının anlamı yok' diyorum, 'kafana takma' diyorum ama genelde şartlanmış olarak geliyorlar. Bu şartlarda yapıyoruz operasyonu. 'Aman gel, mutlaka yapalım' diye bir yaklaşım yok. Bu ahlaki değil, etik değil, insani hiç değil.
Sadece İstanbul'da bunun için hastaneye koşan binden fazla kadın var bazıları ise eşine sürpriz için diktiriyor. Binlerce genç kız, kızlık zarının tamiri için hekimlerin kapılarını çalıyorlar.
Kızlık zarı ülkemizde halen tabu olmayı sürdürürken; bu yüzden cinayetler işleniyor, genç bedenler toprağa veriliyor.
Latince adı 'hymen' olan kızlık zarı, Yunan mitolojisinde 'Evlilik tanrısı'nın ismidir. Ülkemizde kızlık zarının bozulmamış olması, kadının bekareti yani bir erkekle cinsellik yaşamadığının sembolüdür. Bu yüzden bekaret adeta tabulaştırılmıştır. Ancak bekarete yüklenen önem, bazı durumlarda kadınların hayatının bile önüne geçer. İsteyerek ya da istemeden cinsel deneyim yaşayan körpecik bedenler, namus, töre uğruna canından olur. Aslında bozulan kızlık zarı değil, ahlakımızdır...
Durum gerçekten vahim!
10 yıl Diyarbakır'da hizmet veren ve Dicle Üniversitesi Plastik Cerrahi Bölümü'nü kuran Doç. Dr. İbrahim Aşkar bu konuda takvim gazetesine bakın neler demiş. "Toplumun hemen her kesiminden genç kızların kızlık zarı onarımı için kapısını çaldığını söyleyen Doç. Dr. Aşkar, "Bu sadece benimle sınırlı bir şey değil. Bütün kadın doğum uzmanlarına ve plastik cerrahlara gidildiği düşünülecek olursa olayın büyüklüğü çok daha iyi anlaşılır" dedi. "Nişantaşı'ndan ve Etiler'den onarım için başvuranlar olduğu gibi İstanbul'un varoş semtlerinden de gelenler oluyor" diye konuşan Doç. Dr. İbrahim Aşkar, zar onarımı isteyen genç kızların kesin sayısını vermenin zor olduğunu belirtti. Doç. Dr. Aşkar, bu konuda şunları söyledi: "Kızlık zarı dikimlerinin çoğunluğu gizli tutuluyor. Bir kere İstanbul'da plastik cerrah sayısı 100'ün üzerinde. Bunlardan 10 tanesi zar onarımı yapsa ve her birinin 5'er tane yaptığını düşünün. Bu arada kadın doğumcuları da unutmamak lazım. Yine İstanbul'da en az 500 tane de kadın doğumcu var. Bu doğrultuda sadece İstanbul'da yılda en az 1000 genç kızın kızlık zarı onarımı yaptırdığını söyleyebiliriz."
Ayda 10 hasta başvuruyor
Genç kızların daha çok kendilerine internet yoluyla ulaştığını anlatan Doç. Dr. İbrahim Aşkar, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Ortalama her gün net internet üzerinden bu konuda 1 kişiye en az danışmanlık yapıyoruz. Konu hakkında bilgi alıyorlar. Bu son derece ciddi bir rakam. Sadece bize değil birçok kişiye bu şekilde ulaşılabiliyor. Bu bana ulaşan rakam. Ama kullanamayanlar kendi bildikleri yöntemlerle tanıdık tavsiyesiyle gidip kızlık zarı onarımı yaptırıyor. Ayda ortalama 10 hasta kızlık zarı diktirmek amacıyla bize başvuruyor. Sadece birkaç tanesine biz işlem yapıyoruz. Kendilerine yapılacak işlemleri anlatıyoruz. Bu işlemlerde şehir mesafesi önemli. Sonuçta hepsi İstanbul'dan gelmiyor. Bazıları geldiklerinde kalacak zamanları olmuyor. Bu yüzden de vazgeçebiliyorlar.
İki tip dikim işlemi var...
Kızlık zarı dikim işlemi iki tiptir. Birisi halk arasında yaygın olarak bilinen şekliyle hemen ilişkiye girmeden birkaç gün önceden yapılan, diğeri zarar görmüş zar parçalarını tutturup dikerek yaptığımız işlem. İkinci işlem birkaç ay, birkaç yıl dayanabiliyor. Burada amaç zarın mümkün olduğu kadar orjinale yakın olması. Hal böyle olunca en küçük zorlamayla, hareketle yırtılabiliyor. Müdahaleden sonraki 7 gün hastadan hareket etmemesini istiyoruz. Şehir dışından gelen kişi herhangi bir yakınının yanında kaldığında bunu izah edemiyor. Çünkü tanıdıklarına bunu anlatması mümkün değil. 'Niye kalkmıyorsun, yaran yok' veya 'Ne ameliyatı oldun sen?' diye soruluyor. Genç kız bunu izah edemediği için İstanbul dışından kolay kolay gelemiyor.
Elbette etik değil
Ancak bu hafta sonu kızlık zarını diktirmek için gelecek ayın 10'una bir hastamız randevu aldı. Uzun süreli dikim istiyor. Aslında insanlar bu olayı bir tatil programını planlar gibi planlıyor. Etik olmadığı konusunda ben de hemfikirim. Yalnız şu var ki; 'ben Ayşe'nin Fatma'nın kızlık zarını diktim' diye açıklamak da etik değil. Doğal olarak hasta mahremiyetini koruyarak gelen hastaya müdahale yapıyoruz. Etik olmamasının en önemli nedeni; Türkiye'deki tabuların anormalliği. Benim şahsi fikrim, kesinlikle bir kızın ya da kadının sadakati kızlık zarının yırtılmasıyla ölçülecek bir şey değil.
Sadakat bununla ölçülmez
Eğer insanın beyninde bir şey varsa, bunu istediği zaman istediği ortamda yapabilir. Sadece kızlık zarıyla kadının sadakati ölçülemez. Bunun dışında sapık şeyler yapan bir sürü insan da var. Bana göre gereksiz, abuk subuk bir şey bu. Ayrıca gelen hastaya da bunu anlatıyorum. 'Boşu boşuna psikolojinin bozulmasının anlamı yok' diyorum, 'kafana takma' diyorum ama genelde şartlanmış olarak geliyorlar. Bu şartlarda yapıyoruz operasyonu. 'Aman gel, mutlaka yapalım' diye bir yaklaşım yok. Bu ahlaki değil, etik değil, insani hiç değil.