en komik itiraflar
komik itiraflar en komik itiraflar itiraf itirafcom yatak itirafları
baştan söyleyeyim arkadaşlar.ben bu itirafları başka bir sitede okudum ve ok hoşuma gitti ve sizlerle paylaşmak istedim.çok güleceğinize eminim...
Koltukta uzanmışım, biraz da rahatsızım. Hava da sıcak. Erkek kardeşim ve babam da bana çok yakın yerdeler. Televizyon seyrediyoruz. Üç yaşındaki yeğenimin yanıma gelip "Bakalııımmm bu arabanın bagajında ne vaaaarr?" demesi ile eteğimi komple açması; babamın aniden kalkıp yan odaya geçmesi, kardeşimin "Çüüüşşş!" diye bağırması, benim ağlamaya başlamam, yeğenimin "Bir şey de yokmuş ki..." deyip uzaklaşması sadece birkaç saniye sürdü.
üç arkadaşız..her yerde her zaman,her dert ve devada..desteğiz birbirimize..arkadaşımızın biri evli..diğeride çok şanslı hala maşallah..bir gün akşam yemeğe çıkalım..her zamanki lokantanın önünden geçiyoruz..bomboş..yurttayız.karar verdik beraber çıkalım..kimsesi olmayan lokantaya gittik..evli olan arkadaş \ben çok şanslı ve kısmetliyim,bakın ben geldiysem burası mutlaka dolar,on kişi gelir\dedi...diğeride \evet dedi şimdi bir 10 kişide benim için gelir bende çok şanslıyım\..çok da samimi ve iddalılar..bende herhalde bende şanslıyım dedim çekinerek ama acaba bir ses tonuyla...bekliyoruz yemekleri..ama kimse yok..siparişler geldi..tam bekliyordukki.dışardan bir adam geldi boş yerlerinin olup olmadığını sordu..30 kişilik yer hazırlayın..lokanta şehrin otobüs geçmeyen ara bir sokağında..lokantanın önünde otobüs durdu..tam 30 kişi..eksik te yok fazlasıda.hepimiz şoktayız..Allah tan başka birşeymi isteseydik
4 yıl ankarada...sağolsun hocamız 4 yıl haftada 2 tam gün kahrımızı çekti..okul bitiyor..son 2 hafta artık..4 yıl hocamızla yemeğe çıkamadık son 2 haftada bir akşam çıkalım..bunu arkadaşlarla karar verdik 20 kişi gideceğiz..bu konuyu 2 arkadaşla hocaya ilettik..çok sevindi..tamam..ve parmakları önde saymaya başladı..1 şu iş olmaz.2. gün şu işim var..3. gün şu iş...4..5..6..10.. ve20 gün dolduğunda biz arkadaşlarla masanın altında kafalarla, çaktırmadan gülmelerimizin içinde boğulmuştuk..
Derste insan haklarını işliyoruz. Öğrencilerime hangi haklara sahip olduklarını soruyorum. Sırayla, yaşama hakkı, seçme-seçilme hakkı şeklinde sayıyorlar. Küçük bir öğrencim bağırıyor; "Evlenme hakkı öğretmenim!" Ah be oğlum, zamanında biz de o hakkımızın bilincinde olsaydık, hakkımızı savunsaydık...
Park halindeki yeni bir aracın aynasını kırdım kamyonetimle. Araç sahibi sinirle geldi yanıma, "Ne olacak şimdi?" dedi. Soğuktan sulanmış gözlerimle bakarak "Patron ne der acaba?" dedim. Acıdı halime. "Hadi sen git, canın sağolsun." dedi. Ah be abi, ben o aracın sahibiyim zaten. Kaskom da vardı. Ama çok işim olduğu için bekleyecek vaktim yoktu. Bir anda o şekilde davrandım. Özür dilerim.
Erkeklerin çok beğendiği gamzem annemin eseri. Nasıl mı? Ben daha küçük bir çocukken annemi ve ablamı döven babamın (ki bunu her akşam yapardı) ablamın kendisinden özür dilemesini istemesi üzerine (niyeyse; gerçi mantıklı bir nedeni olması gerekmiyor) ablama "Özür dileyecek ne yaptın ki sen?" deme gafletinde bulundum. Babama değil de bana sinirlenen annem saçımdan tuttuğu gibi beni duvara fırlattı ve duvardan sonra yatak başlığına çarpan yanağımda oluşan ezilme ve morarma zamanla şirin bir gamzeye dönüştü. Yüreğimdeki ezilme ve yaralar mı? İşte onlar aynen duruyor...
Doksanlı yılların başıydı, üniversiteye gitmek üzere şehirler arası otobüste seyahat ediyordum. Sallama poşet çaylar yeni mi çıkmıştı yoksa vardı da kullanmasını ben mi bilmiyordum bilemiyorum ama muavin abi ''kahve mi çay mı'' dediğinde keşke ''kahve'' deseymişim. ''Çay'' demem neticesinde elime bir sürü poşet tutuşturuldu. Ne yapacağımı tam bilmediğimden yanımdaki arkadaşa baktım. Arkadaş sallama çayı yırttı ve sıcak suyun içine döktü. Ben de aynı işlemi uyguladım. Çaylar suyun üstünde yüzmeye başladığında biz de beraber içmeye başladık; çay içmiyor çayı adeta yiyorduk. Bir yandan da ''bu sallama çaylar ne kadar da kötü oluyormuş, hiç tadı tuzu yokmuş'' konulu bir muhabbete girdik. Buradan o arkadaşa bol bol selam eder, sallama çaylarla beraber magmaya seyahate beklerim.
bisim bi ayca hocamız var.
arkadasın birine projesindeki hataları gösterdi ve şöyle şöyle yap dedi ,
arkadas ta ertesi hafta hocanın bütün dediklerini aynen yaptı.ve hocaya getirdi
hoca ne dedi biliomusunuz:'böyle şey olmaz her şey yanlış senin gibi öğrenci olmaz.senden mimar olmaz'
arkadas ta hocanın önündeki cizimleri burusturup yere fırlattı ve allah belanı versin dedi herkes şokta.kantinde arkadası zor sakinleştirdk dövcekti hocayı valla.
işte böle hocalar arasında ii mimar olmak için uğrasıoz.
lise de bi biyoloji hocamız vardı..hala da var..neyse bu bi yazılıda sıraların arasında falan dolaşıyor..arkada iki uyanık elemanda kağıtları değişmişler, kopya çekiyorlar..fakat daha tam uyanamadıklarından olsa gerek isimleri silmeyi unutmuşlar.bizim hoca da tabi zehir ötesi görmüş bunları..baktık ki ya da duyduk ki kızıyor..
ZEHİR ÖTESİ HOCA : bunlar ne oğlum..kağıtlarınızı mı değiştiniz?
ELEMANIN YENİ UYANMAYA BAŞLAYANI (kayseriliydi) : Yok hocam ne alakası var. Biz hep uğur olsun diye böyle yapıyoruz. Önce birbirimizin ismini yazıyoruZ. Kağıtları verirken değiştirecez..
ZEHİR ÖTESİ HOCA ...Neyse iyi tmm o zaman...
yer süleymaniye camii altındaki mezarlıklar , tarihi tabii , acaip bi yer , dev bir mezar taşı üstünden ölçü alıyoruz ,arakdaşın bir tepesine çıkmış , ben orta diğer arkadaş da yerde dediğimiz ölçüleri yazıyor,
adam eski evliyalardan , meğer o gün adamın olüm yıldönümüymüş , müritleri bizi kabristanın üstünde görünce feci oldu , canımızı bekçi amcalara borcluyuz
Dün akşam berberdeyken elektirikler kesildi.Sakal traşı yarım kalan bir amcam acelesi olduğunu söyledi.Tabi hemen bir çözüm yolu aranmaya başlandı.Sonuçta zeki bir berber cep telefonunun ışığıyla yapabileceğini söyledi.Tam tıraşa yeniden başlanmışken telefonun şarjı bitmesin mi! Berber \'\'olum şarj aletini getir bakayım\'\'diyince herkes koptu tabi
Ben samsunlunun tekiyim ve üstelik aynı zamanda da lazım.insan laz olup bide samsunda yaşayınca,ünlü bir büyügümüz olan cem yılmaz abimizinde dedigi gibi hergün birkaç fıkranın içinde yer alabilir. Neyse asıl konuya gelelim.samsunun en kalabalık olan caddelerinden çiftlik caddesinin girişinde cd ciler, kitapçılar ve bilimum tezgahçılar vardır. Amcanın biri digerlerinden daha farklı ve hızlı oldugunu anlatabilmek için koskocaman bi kagıda reklam yazıp asmış tezgahına.yazıyı yorumsuz yayınlıyorum...
"orjinal korsan cd gelmiştir"
baştan söyleyeyim arkadaşlar.ben bu itirafları başka bir sitede okudum ve ok hoşuma gitti ve sizlerle paylaşmak istedim.çok güleceğinize eminim...
Koltukta uzanmışım, biraz da rahatsızım. Hava da sıcak. Erkek kardeşim ve babam da bana çok yakın yerdeler. Televizyon seyrediyoruz. Üç yaşındaki yeğenimin yanıma gelip "Bakalııımmm bu arabanın bagajında ne vaaaarr?" demesi ile eteğimi komple açması; babamın aniden kalkıp yan odaya geçmesi, kardeşimin "Çüüüşşş!" diye bağırması, benim ağlamaya başlamam, yeğenimin "Bir şey de yokmuş ki..." deyip uzaklaşması sadece birkaç saniye sürdü.
üç arkadaşız..her yerde her zaman,her dert ve devada..desteğiz birbirimize..arkadaşımızın biri evli..diğeride çok şanslı hala maşallah..bir gün akşam yemeğe çıkalım..her zamanki lokantanın önünden geçiyoruz..bomboş..yurttayız.karar verdik beraber çıkalım..kimsesi olmayan lokantaya gittik..evli olan arkadaş \ben çok şanslı ve kısmetliyim,bakın ben geldiysem burası mutlaka dolar,on kişi gelir\dedi...diğeride \evet dedi şimdi bir 10 kişide benim için gelir bende çok şanslıyım\..çok da samimi ve iddalılar..bende herhalde bende şanslıyım dedim çekinerek ama acaba bir ses tonuyla...bekliyoruz yemekleri..ama kimse yok..siparişler geldi..tam bekliyordukki.dışardan bir adam geldi boş yerlerinin olup olmadığını sordu..30 kişilik yer hazırlayın..lokanta şehrin otobüs geçmeyen ara bir sokağında..lokantanın önünde otobüs durdu..tam 30 kişi..eksik te yok fazlasıda.hepimiz şoktayız..Allah tan başka birşeymi isteseydik
4 yıl ankarada...sağolsun hocamız 4 yıl haftada 2 tam gün kahrımızı çekti..okul bitiyor..son 2 hafta artık..4 yıl hocamızla yemeğe çıkamadık son 2 haftada bir akşam çıkalım..bunu arkadaşlarla karar verdik 20 kişi gideceğiz..bu konuyu 2 arkadaşla hocaya ilettik..çok sevindi..tamam..ve parmakları önde saymaya başladı..1 şu iş olmaz.2. gün şu işim var..3. gün şu iş...4..5..6..10.. ve20 gün dolduğunda biz arkadaşlarla masanın altında kafalarla, çaktırmadan gülmelerimizin içinde boğulmuştuk..
Derste insan haklarını işliyoruz. Öğrencilerime hangi haklara sahip olduklarını soruyorum. Sırayla, yaşama hakkı, seçme-seçilme hakkı şeklinde sayıyorlar. Küçük bir öğrencim bağırıyor; "Evlenme hakkı öğretmenim!" Ah be oğlum, zamanında biz de o hakkımızın bilincinde olsaydık, hakkımızı savunsaydık...
Park halindeki yeni bir aracın aynasını kırdım kamyonetimle. Araç sahibi sinirle geldi yanıma, "Ne olacak şimdi?" dedi. Soğuktan sulanmış gözlerimle bakarak "Patron ne der acaba?" dedim. Acıdı halime. "Hadi sen git, canın sağolsun." dedi. Ah be abi, ben o aracın sahibiyim zaten. Kaskom da vardı. Ama çok işim olduğu için bekleyecek vaktim yoktu. Bir anda o şekilde davrandım. Özür dilerim.
Erkeklerin çok beğendiği gamzem annemin eseri. Nasıl mı? Ben daha küçük bir çocukken annemi ve ablamı döven babamın (ki bunu her akşam yapardı) ablamın kendisinden özür dilemesini istemesi üzerine (niyeyse; gerçi mantıklı bir nedeni olması gerekmiyor) ablama "Özür dileyecek ne yaptın ki sen?" deme gafletinde bulundum. Babama değil de bana sinirlenen annem saçımdan tuttuğu gibi beni duvara fırlattı ve duvardan sonra yatak başlığına çarpan yanağımda oluşan ezilme ve morarma zamanla şirin bir gamzeye dönüştü. Yüreğimdeki ezilme ve yaralar mı? İşte onlar aynen duruyor...
Doksanlı yılların başıydı, üniversiteye gitmek üzere şehirler arası otobüste seyahat ediyordum. Sallama poşet çaylar yeni mi çıkmıştı yoksa vardı da kullanmasını ben mi bilmiyordum bilemiyorum ama muavin abi ''kahve mi çay mı'' dediğinde keşke ''kahve'' deseymişim. ''Çay'' demem neticesinde elime bir sürü poşet tutuşturuldu. Ne yapacağımı tam bilmediğimden yanımdaki arkadaşa baktım. Arkadaş sallama çayı yırttı ve sıcak suyun içine döktü. Ben de aynı işlemi uyguladım. Çaylar suyun üstünde yüzmeye başladığında biz de beraber içmeye başladık; çay içmiyor çayı adeta yiyorduk. Bir yandan da ''bu sallama çaylar ne kadar da kötü oluyormuş, hiç tadı tuzu yokmuş'' konulu bir muhabbete girdik. Buradan o arkadaşa bol bol selam eder, sallama çaylarla beraber magmaya seyahate beklerim.
bisim bi ayca hocamız var.
arkadasın birine projesindeki hataları gösterdi ve şöyle şöyle yap dedi ,
arkadas ta ertesi hafta hocanın bütün dediklerini aynen yaptı.ve hocaya getirdi
hoca ne dedi biliomusunuz:'böyle şey olmaz her şey yanlış senin gibi öğrenci olmaz.senden mimar olmaz'
arkadas ta hocanın önündeki cizimleri burusturup yere fırlattı ve allah belanı versin dedi herkes şokta.kantinde arkadası zor sakinleştirdk dövcekti hocayı valla.
işte böle hocalar arasında ii mimar olmak için uğrasıoz.
lise de bi biyoloji hocamız vardı..hala da var..neyse bu bi yazılıda sıraların arasında falan dolaşıyor..arkada iki uyanık elemanda kağıtları değişmişler, kopya çekiyorlar..fakat daha tam uyanamadıklarından olsa gerek isimleri silmeyi unutmuşlar.bizim hoca da tabi zehir ötesi görmüş bunları..baktık ki ya da duyduk ki kızıyor..
ZEHİR ÖTESİ HOCA : bunlar ne oğlum..kağıtlarınızı mı değiştiniz?
ELEMANIN YENİ UYANMAYA BAŞLAYANI (kayseriliydi) : Yok hocam ne alakası var. Biz hep uğur olsun diye böyle yapıyoruz. Önce birbirimizin ismini yazıyoruZ. Kağıtları verirken değiştirecez..
ZEHİR ÖTESİ HOCA ...Neyse iyi tmm o zaman...
yer süleymaniye camii altındaki mezarlıklar , tarihi tabii , acaip bi yer , dev bir mezar taşı üstünden ölçü alıyoruz ,arakdaşın bir tepesine çıkmış , ben orta diğer arkadaş da yerde dediğimiz ölçüleri yazıyor,
adam eski evliyalardan , meğer o gün adamın olüm yıldönümüymüş , müritleri bizi kabristanın üstünde görünce feci oldu , canımızı bekçi amcalara borcluyuz
Dün akşam berberdeyken elektirikler kesildi.Sakal traşı yarım kalan bir amcam acelesi olduğunu söyledi.Tabi hemen bir çözüm yolu aranmaya başlandı.Sonuçta zeki bir berber cep telefonunun ışığıyla yapabileceğini söyledi.Tam tıraşa yeniden başlanmışken telefonun şarjı bitmesin mi! Berber \'\'olum şarj aletini getir bakayım\'\'diyince herkes koptu tabi
Ben samsunlunun tekiyim ve üstelik aynı zamanda da lazım.insan laz olup bide samsunda yaşayınca,ünlü bir büyügümüz olan cem yılmaz abimizinde dedigi gibi hergün birkaç fıkranın içinde yer alabilir. Neyse asıl konuya gelelim.samsunun en kalabalık olan caddelerinden çiftlik caddesinin girişinde cd ciler, kitapçılar ve bilimum tezgahçılar vardır. Amcanın biri digerlerinden daha farklı ve hızlı oldugunu anlatabilmek için koskocaman bi kagıda reklam yazıp asmış tezgahına.yazıyı yorumsuz yayınlıyorum...
"orjinal korsan cd gelmiştir"