Konuya cevap cer

Cevap: Ege Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi


EFE' LER DİYARI ... BOZDAĞ

 

 

 

ANADOLU yarım adası cografi yapısı itibarıyla dağlık alanların cok olduğu, dünyada ender rastalanacak doğal özelliklere sahip bir yöre. Asırlardır değişik medeniyetlere vatan olması dolayısıyla da ayrı bir değere ve kültürel miras sahip. Bazı bölgelerde denizlere dikine uzanan dağlık alanların aralarındaki vadiler,bazı bölgelerde ise yalcın dağların doruklarına yakın alanlarında, adına YAYLA denilen yerleşkeler, bu güzel toprağa çok daha farklı kültürel ve sosyal zenginlikler de katıyor.

 

Ege bölgesi içindeki yaylaların içinde bir yayla var ki ona özel bir sayfa acmadan edemedik. Bölgenin sıcak iklimi içinde, EGE alpleri gibi bir hava yaratan BOZDAĞ silsilesi ve bu silsile üzerindeki BOZDAĞ, bugun sizlerle paylaşacağımız şirin bir belde. Ödemiş ve Salihli ovaları boyunca seyahat edenlerin hemen dıkkatını ceken ve yaz ortasına kadar doruklarından kar eksilmeyen BOZDAĞ ( 2.159 m) eteklerinde, yeşil bir doku içinde yer alır BOZDAĞ kasabası.

 

Bu şirin beldeye Ödemiş ve Salihli üzerinden ulaşılır. Bozdağ’a ulaşmak için yola çıkanlar, her iki noktadan hangisini tercih ederlerse etsinler farklı bir güzellik karşılar onları… Salihli üzerinden gidenleri,tarihe zenginliğiyle ün salmış olan KARUN’un dillere destan baskenti SARDES, Ödemiş’i tercih edenleri ise, yıllarca efelere mesken olmuş küçük köy ve kasabalar, T.C nin kurtuluş savaşında, işgale karşı ilk kurşunun, ilk direnişin gercekleştiği anılar ve o yıllara aıt huzun kokan hatıralar karşılar.

 

Ege Alplerine Ödemiş’den tırmanmaya karar verenlere, “yolunuz uzerındeki,Osmanlı Beylikler dönemimin başkentlerinden olan BİRGİ’ye mutlaka ugrayın” deriz. Sokaklarına varana kadar tarih kokan bu güzel beldeyi gezmeye başlamadan, çınar ağaçlarının altındaki kahvelerde soluklanıp,tarihi dokuyu da koklayarak bir bardak çay için önce. Birgi’deki en önemli yapılardan olan Çakır Ağa Konağı ilk uğrayacağınız mekan olsun. Dönemi içinde, yörenin önemli şahsiyeti olan Çakırağa’nın sahip olduğu bu konak, 1761 yılında yapılmış ve o dönemin en önemli yapısıymış. Binanın içinde, bir odanın iki duvarında karşılıklı eski İstanbul ve eski İzmir resimleri yer alıyor. Çakır Ağa, İstanbul’dan Birgi’ye gelen karısının, İstanbul’u özlemesi üzerine, odalardan birinin duvarına yapılan bu İstanbul resmi, izleyenlerde cok farklı duygular uyandırıyor ve adeta büyülüyor. Kültür Bakanlığı’nın, restore ettirdiği konak oldukça iyi durumda. Birgi’nin geneline bakıldığında ise, insan bir an için zamanda geriye gittiğini hissediyor. Burası sanki bir açık hava müzesi. Evlerin çoğu 18 ve 19. yüzyıldan kalma. Birgi’deki yapılar koruma kapsamında olduğu için, Osmanlı Dönemi’nin tüm mimari özelliklerini burada görmek mümkün.

 

Bu tarih kokan şirin kasabayı geride bırakıp da Bozdağ yoluna doğru tırmanmaya başladığınız da, Odemiş ovası olanca güzelliğiyle ve adeta bir kartpostala bakar gibi gözlerinizin önüne geliyor. Birgi’den başlayan yolculuk sonrasında bir saat daha yol alıyor ve 1.150 m yükseklikteki Bozdağ kasabasına geliyorsunuz. Bozdağ, Manisa ve İzmir İl sınırlarının kavuşma noktasında yer alıyor. Çevre dokusunun değişmeye,yeşil tonların artmaya,havanın serinlemeye başaladığı anda Bozdağ’a da geldiğinizi anlıyorsunuz.Farklı bir heyecan ve coşku içiniz kaplıyor.

 

Bozdağ’a ilk yerleşenler Lidyalılar .O dönemlerdeki adına da “Tmolos” derlermiş. Lidyalılardan sonra İranlılar buranın tadını çıkarmış. Fatih Sultan Mehmet’in burada bazı eğitimler aldığı ve dinlenmek için buraya sık sık uğradığı rivayet ediliyor. Yörede ceviz, kestane, elma ve de en çok patates yetiştiriliyor. Bu ürünlerin tamamı Ege Bölgesinde meşhur. Bozdağ’da, üç binin üzerinde kişi yaşamını devam ettiriyor. Yazın yazlıkçılar nedeniyle nüfus artıyor. Kasabanın hemen üst kısmında kestane ve çam ormanlarının arasında Milli Parklar’a ait olan Mermeroluk dinlenme yerinin çınar ağaçları ve Bozdağın doruklarından gelen suyu ömre bedel. Ege bölgesinde ilk kar bu yöreye düşüyor ve en son da buradan kalkıyor.Öyle ki, Haziran ayı ortasına kadar doruklardan kar eksilmiyor. 2006 kış sezonunda acılan Bozdağ Kayak merkezi kış sporlarına meraklı olanların vaz gecemediği uğrak yerlerınden birisi. Doğa sporları ve özellikle de Dağcılık merakı olan sporcuların da hiç boş bırakmadıkları bir yer Bozdağ.Ege bölgesinde kar zeminli alanların çok olmadığı düşünülürse dağcılık kış eğitimi almak için bulunmaz bir yer .Dağın bir yerinde bir şahıs tarafından açılan bir kar kuyusu sayesinde her zaman kar bulabilmenin mümkün olduğu söyleniyor.

 

 

Ne Yenir ?

Patatesli peynirli KATMER, yörede yapılan köpük helvası

 

Yapmadan Ayrılma :

Bozdağ kayak tesisleri,Bozdağ zirvesi, ve Gölcük'ü görmeden, kasaba içindeki fırında özel yoğurt mayası ile mayalanmış ekmek ,Köpük helvası,torba yoğurdu ve peynir,patates,elma ve bozdağın zirvelerinden toplanan kekik satın almadan dönmeyin...

 

 

 

BİRGİ -Ödemiş

 

 

Birgi,Beylikler döneminden kalma eski Türk evlerinin yaşama direndiği az bilinen bir belde.Bozdağ'ın güney sırtlarına yaslanmış şirin bir kasaba.

 

Yasamın canlı oldugu dönemlerde adeta bir ekabirler mekanıymış.Hacısı,hocası,mollası mekan tutmuslar Birgi'yi.

 

Kula ve Şirince'deki Rum evlerinin aksine evlerin hepsi Osmanlı - Türk mimari yapı ozelliklerini tasiyor.Konakların bir coğu yıkık ve adeta ölümü bekler gibi metruk .Evlerin hepsi hayatlı,eyvanlı,haremlik ve selamlıklı..

 

Konakların en meşhuru ise 1761 yılı yapımı,inanılmaz derecede rahat, keyifli ve rahat bir yapı olan ÇAKIRAĞA konağı.Konak tam 20 yılda restore edilmiş ve son yıllarda ziyarete açık.Baş odadaki İstanbul tasviri ve meyveli tavan ise en önemli yeri.

 

Birgi İmam Birgivi geleneğini sürdüren medresesi dolayısıyla uzun yıllar ıtıbar görmüş ama medrese 1925 de kapatılınca kent ölmüş.Sokaklarında gezerken terkedilmiş bir şehir hissine kapılıyorsunuz.

 

Birgi'de dikkat çeken en önemli yapılardan biri de ULU CAMİ. 1311-1312 yılında Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılan Ulu Camii, duvarları kesme taşlarla örülü, kare planlı, beş nefli, sekiz sütunlu, ahşap tavanlı, kalın tuğla süslemeleri ve minaresi ile dikkat çekmektedir. Mihrap çifte kıvrık dallı, barok tarzı süslemelerle çevrili, firuze ve koyu mor renkli, geometrik yıldız ve geçmelerle süslü çinilerle kaplıdır. Minber ise Selçuklu süsleme sanatının en güzel örneklerinden olup, ceviz ağacından ve kündekari yöntemiyle yapılmış, tek bir çivi kullanılmamıştır.

 

 

Ne Yenir ?

Hindi Tandır.Pazar günleri ise Keşkek...

 

Yapmadan Ayrılma :

ÇAKIRAĞA konağı ve ULUCAMİ 'yi görmeden gelmeyin..

 

Sultanşah Türbesi,Birgivi Mehmet Efendi Medresesi,Ulucaminin avlusundaki Aydınoğulları Türbesi,eğer zamanınız varsa gezilebilecek diğer yerler.

 

 

 

Seferihisar -Sığacık

 

 

Seferihisar’ın 6 Km batısında bir yerleşim yeri olan Sığacık, küçük bir balıkcı kasabası görünümündedir.Adı, kent limanının sığınak olarak kullanıldığı dönemlerden kalma. Selçuklular döneminde yapılmış surlarla çevrili. Piri Reis’in önerisiyle yapılmış olun Osmanlı Kalesi, XVI. yüzyıldan kalmadır.

 

12 İon kentinden biri olan ve M.Ö. 1050-1000 yıllarında kurulmuş Teos antik kentine ev sahipliği yapar.Teos Sığacığın guneyinde yer alır. Yolun hemen kenarındaki Dionysos Tapınağı M.Ö. 2.yy. başlarında Priene’li Hermogenes tarafından inşa edilmiştir. Anadolu’da Dionysos adına yapılan tapınakların en büyüğüdür. Roma imparatorluğu döneminde sıkça onarılmış ama yine de depremlerden çok zarar görmüştür.

 

Seferihisar ilçe merkezinden ayrılan yolu, mandalina bahceleri arasından devam eder.Pırılı pırıl denizi dolayısıyla,İzmir etrafında denize girmek isteyenlerin uğrak yeridir.Akkum Plajı mütevazi tesisleri ile gün boyu kalınabilecek geniş bir koyda yer alır.

Ege'nin lacivert denizinde su altı güzelliklerini gözlemlemek ve zıpkınla balık avı yapmak isteyenlerin vazgeçemediği şirin bir tatil yöresidir.Çevredeki koylara tekne turları düzenleniyor. Poyraz tutmayan koyu,dipten denize karışan, tatlı yer altı suları dolayısıyla diğer koylardan daha soğuk bir deniz suyuna sahip.

 

Ne Yenir ? Sığacık ve etrafındaki koylar cok sayıda balık restoranına ev sahipliği yapıyor.Her mevsim deniz ürünleri yiyebilirsiniz..

 

Yapmadan Ayrılma : SIğacık ile Akkum arasında yer alan tepeye yürüyün.Çevreye hakim bu tepeden nefes kesen güzlliğiyle Sığacık ve yöresini izleyin..Bol bol fotoğraf cekecek ve enfes bir gün batımı izleyeceksiniz.


Geri
Üst