ecrimisil ile kira arasındaki farklar nelerdir
ecrimisil şartları ecrimisil nedir davası gelirleri ne demek
ECRİMİSİL
Kira ile ecrimisil arasındaki fark nedir. Kirada, kiracı ile kiraya veren hukuka uygun ola-rak, karşılıklı irade açıklamaları ile bir bedel karşılığında, taşınmazın kullanılmasıdır. Ecrimisil de ise hukuka uygun irade açıklaması yoktur. Suiniyetli zilyedin, başkasına ait olduğunu bildiği bir gayrimenkulu, malikin veya zilyedin rızası olmaksızın, sanki kendi malı imiş gibi kullanması, kiraya vermesi, kiraları toplaması halidir. Ecrimisil sözü hukukumuza Mecelleden aktarılarak kullanıla gelen, aslı işgal tazminatı olarak nitelenen zarar giderim halidir. Ecrimisil, suiniyetli zilyedin, başkasına ait olduğunu bildiği yada bilecek durumda bu-lunduğu bir gayrimenkulü kendi malı imiş gibi kullanması kiraya verip, kirayı toplamış olması gibi haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelenen özel bir zarar giderim bi-çimidir.
İYİiniyetli zilyedin başkasına ait gayrimenkulü kiraya vermesi bir iş görmedir. Ancak görülen iş başkasının işidir. Gayrimenkulü kiraya verip kira paralarını alan kimse, sahi-binin menfaatine değil fakat kendi menfaatine hareket ettiğinden dolayı ortada başka-sının işini gören kimsenin iş sahibinin yerine, kendi menfaatine hareket etmesi durumu vardır ki, böyle durumda işi görülen kimse iş görenden BK. m. 414 hükmünce kira pa-ralarının kendisine verilmesini isteyebilir. (1)
Ecrimisil isteyebilmek için şartlar
-haksız işgal olmalı
-Haksız işgalden, malik veya zilyedin zarara uğramış olması
-Zilyedin kötüniyetli olması
-Suiniyetli zilyedin elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği semere olmalıHaksız işgal nedir. Haksız işgal bir kimsenin başkasına ait olduğunu bildiği veya bile-cek durumda bulunduğu bir gayrimenkulü, kendi malı imiş gibi bizzat kendinin kullan-ması veya kiraya verip kirayı toplamasıdır.
Malikin yada zilyedin zarara uğramış olması gerekir. Zarara uğrama yok ise ecrimisile hükmedilemez. Başkasına ait gayrimenkulü haksız yere kullanarak yararlanmış olan kimse, bu yüzden bir zarara uğramamışsa malik veya zilyede işgal tazminatı vermekle mükellef tutulamaz, gayrimenkulün haksız yere işgal edilmesi işgal tazminatı talebine hak kazandırmaz. Malik gayrimenkulü kullanmak veya kiraya vermek istemesine rağ-men başkasının haksız olarak elinde tutması yüzünden kullanamamış veya kiraya ve-rememiş olması halinde mal varlığında husule gelecek çoğalma olmamış veya azalma meydana gelmiş olması halidir. Başkasının malını haksız olarak kullanmak sözleşme hükümlerine tabi bir hukuki muamele olmayıp BK. haksız fiillerinden doğan borçlara müteallık hükümlerine tabi haksız bir fiildir. Haksız fiillerin borç doğurması ise haksızlı-ğa uğrayan kimsenin bu yüzden zarar görmesidir.
Bir kimsenin üzerinde hiçbir hakkı bulunmadığını bildiği veya bilecek durumda olduğu bir gayrimenkulü, kendisinin kullanması, kiraya verip kiraları almış olması zilyedin kötüniyet halidir. Bu halde suiniyetli zilyed elde etmiş olduğu semereleri MK. m. 995 hükmünce esas hak sahibine vermeye ve şayet vermezse bundan dolayı tazminat ö-demeye mecburdur.
İşgal zararı en az kira en çoğu da tam gelir yoksunluğudur. Yani gelir getirecek bir ye-rin işgali nedeni ile malik veya maliklerin o yerden olağan biçimde yararlanmaması yü-zünden mal varlığındaki artışa engel olarak nitelenir. Bu engel olmanın sağladığı, mal malvarlığına girmeyen çoğalma en az kira en çoğu da tam gelir yoksunluğu olarak de-ğişebilir.
Mer`aların kuru mülkiyeti Hazineye, intifa hakkı ise mer`anın bulunduğu köy, beldeye aittir. Mer`aları haksız olarak işgal eden kimselerden istenebilecek ecrimisil, haksız eylem sonucu mer`adan hayvanların yararlanmadıkları otun bedeli karşılığıdır. Zira hak sahibinin bu işgal yüzünden zararı, belde hayvanlarının yararlanamadığı oranda ot be-delidir.
Kamulaştırılıp da henüz yol haline getirilmeyen ve gelir sağlamaya elverişli olan taşın-mazı işgal eden eski malik, bu yer fiilen yol haline getirilerek kamunun yararlanılması-na tahsis edilinceye kadar kamulaştıran kuruma işgal tazminatı ödemek zorundadır. Şu kadar ki kamulaştırma parasını tam ve peşin olarak alamayan mal sahibinin istim-lak edilen taşınmazdaki zilyedliği fuzuli değildir. Para tam ve eksiksiz ödeninceye ka-dar doğal ve medeni semerelerden yararlanma hakkı malike aittir, ecrimisil istenemez. Fuzuli işgal kamulaştırma bedelinin ödenmesinden ve şeyin terki için mal sahibine ya-pılması gerekli ihtardan başlar.
Gayrimenkulün mülkiyeti uyuşmazlık konusu ise bu durumda davacı ve davalı ikisi de iyi niyetlidir ta ki mahkeme hüküm verip kesinleşinceye kadar. Kesinleştikten sonra a-leyhine hüküm verilen tarafın kötüniyeti başlar ve ecrimisilin başlangıcı olur. Taşınmazı sonradan kazanan suiniyetli zilyed iktisap tarihinden önceki haksız işgal için ecrimisil ödemek zorundadır. Satımla mülkiyet alıcıya geçer, bundan sonra satıcının taşınmaz-da oturagelmesi bir hakka dayanmaz. Böyle olunca o yerin olağan kira parasına eş haksız işgal tazminatı satıcıdan istenir. Tahliye kararı kesinleşti tarihten sonra taraflar arasında var olan kira ilişkisi sona ereceğinden, bu tarihten sonra kiracı taşınmazı terk etmemiş ise fuzuli işgal durumunda olduğundan, o tarihten sonra emsal kiralar esas a-lınarak ecrimisil istenir. Gayrimenkullerin satışı yata tapu veya noterden gayrimenkul satış vadi şeklinde resmi senede bağlanmış olmadıkça geçerli değil ise de; taşınmazın harici satışı söz konusu olduğunda, taşınmaza zilyed olan kimse haricen satış sebebi ile ödediği meblağı almadığı sürece taşınmaz üzerinde hapis hakkı vardır ve özellikle ecrimisil davalarında bu suretle taşınmaza zilyed olan kişinin suiniyetli olduğu kabul e-dilemeyeceğinden ecrimisil de sözkonusu olamaz.
Kötüniyetli zilyed, malikin arsasını işgal etmesi ve üzerine yapı yapması haksız eylemdir. Zarar arsanın getireceği gelirden yoksun kalmaktan ibarettir. Haksız eylemlerde bu eylem-den sağlanan yarar değil; uğranılan zararın ödettirilmesi istenilebilir. Malikin bu olaydaki zararı ise arsasının getireceği gelirden yoksun kalmaktan ibarettir. O halde arsa üzerine yapı yapılıp yararlanıldığına göre arsaya düşen işgal tazminatı ecrimisil olarak istenir, bi-nanın sağladığı gelir işgal tazminatı olarak istenemez. Örneğin arsa üzerine kötüniyetli zilyed, beş daireden oluşan bina yapmış ise beş dairenin her birinin kirası; keza suiniyetli zilyet tarlaya bir ürün ekmiş ise (buğday), bu ürünün satılmasından elde edilen kar ecrimisil olarak istenemez. Arsa veya tarla kiraya verilmiş olsa idi, ne kadar kira getirecek-se, bu kira miktarı ecrimisil olarak istenir.
Bir taşınmaz malın yararlanma hakkının, malik tarafından başka bir kimseye bırakılması halinde işgal tazminatını isteme hakkı, yararlanma hakkına sahip olana ait olur. İşgal tazminatı istenen taşınmaz iştirak mülkiyete konu ise (miras şirketi) ortakların birlikte da-vaya katılmaları gerekir. Müşterek mülkiyette ise paydaşlar kendi hisselerine göre dava ederler. Hisseli gayrimenkul de ecrimisile ancak tarafların hisseleri miktarınca hükmedilir, taşınmazın tamamı için taktir olunan ecrimisil tek hissedara verilemez.
Mirasçılar arasındaki ecrimisil ise; Yargıtay`ın yerleşmiş uygulamalarına göre ortak ta-şınmazdaki paydaşlar, intifadan men edilmedikçe, diğer bir deyimle hak talep eden paydaşın taşınmazdan yararlanma istemi, taşınmazın şagiline iletilmedikçe, birbirlerin-den ecrimisil isteyemezler. Ortak taşınmazdaki paydaşların payları fiziksel olarak ay-rılmış olmadığı için herhangi bir paydaşın ortak taşınmazın bir bölümünü ya da tama-mını işgal etmesinin kötüniyetli işgal sayılamayacağı nedeniyle, ecrimisil tazminatı hak sahibi paydaşın yararlanma arzusunun şagil paydaşa iletilmiş olması şartına bağlı kı-lınmıştır. Bu şart gerçekleştiğinde, payına tekabul edenden fazlasını işgal eden paydaş kötüniyetli zilyet durumuna düşmekte ve bu şartlar gerçekleştiği tarihten itibaren ecrimisil ödemekle yükümlü tutulmaktadır. Ecrimisilin dayanağı olan MK. m. 995 kötüniyet şartı bu suretle vucut bulmaktadır(1). Ecrimisil davalarında intifadan men ko-şulu koşulu, mirasçının ortak taşınmazdan yararlanma isteminin bu taşınmazı kullanan mirasçıya iletilmesi olarak dikkate alınır. Yani mirasçı taşınmazdan yararlanma istemini karşı tarafa iletmiş ise intifadan men koşulu, bu istemin karşı tarafa iletildiği tarihte ger-çekleşmiş sayılır. İntifadan men koşulu her türlü delillerle ispat edilebilir. Tanık, ihtar-name v.s. Taşınmazın tamamını başkasına kiraya veren paydaşın ya da öteki payda-şın yararlanma isteğine karşı koyup tamamını kullanan paydaşın, öteki paydaşa kira payını ya da tazminat vermesi gerekir.
Ecrimisil de faiz ise, işgal tazminatı isteği haksız eylemin özel bir türüdür. Nasıl haksız eylemde zararın doğduğu günden başlayarak giderilmesi zorunlu bir durum ise işgal zararı da bu nitelikte bir zarardır. O halde işgal olunmayıp kirara verilmiş olsaydı, her ay ödenmesi gereken ve uygulama biçimi gereği olan gelire muaccellik günü olan bö-lümlerine, muaccellik gününden başlayarak faiz yürütülmesi gerektiğine göre işgal tazminatı faizinin de bu esasa göre hesaplanması yasanın amacına uygun olur.
İşgal tazminatında zamanaşımı süresi 5 (beş) yıldır. Ecrimisil haksız fiil olmasına rağ-men BK. m. 125`deki haksız fiillere ilişkin 10 (on) yıllık zamanaşımı uygulanmaz. Yar-gıtay`ın kararları da bu yöndedir. "Haksız suretle zapt ve işgal sebebiyle hukuki men-faatleri haleldar olan gayrimenkul maliklerinin talep edebilecekleri tazminat davaları hakkında hususi dairede takarrur etmiş on senelik müruruzaman müddetinin tatbik e-dilmesinde de isabet mülahaza olunmamıştır. Çünkü sarih veya zımni akidden doğan alelumum kira davaları hakkında Borçlar kanununun 126. maddesi mucibince beş se-nelik müruruzaman cari bulunmuş olduğundan akde müstenit olmayan ve fakat hukuki neticesi itibariyle aynı mahiyette bulunan bu misillu tazminat ve münasip ücret davala-rında da beş senelik müruruzaman cereyan etmesi tabii ve zaruridir. Binaenaleyh zikrolunan davalar hakkında da mezkur 126. madde hükmüne tevfikan beş senelik mü-ruruzaman cereyan edeceğine, karar verildi (Tev. iç. 25. 5. 1938T. 29 E. 10K.) (2).
Ecrimisil el atmanın önlenmesi davası ile birlikte veya ondan sonrada istenebilir. Ecrimisil gayrimenkulün aynına ilişkin bir uyuşmazlık olmadığı için yetkili mahkeme be-lirlemede HUMK`daki yetki kuralları uygulanır. Yani davalının ikametgahı mahkemesi-dir. Görevli mahkeme ise beş milyarlık kurala göre belirlenir.
frmpaylaş.com
ECRİMİSİL
Kira ile ecrimisil arasındaki fark nedir. Kirada, kiracı ile kiraya veren hukuka uygun ola-rak, karşılıklı irade açıklamaları ile bir bedel karşılığında, taşınmazın kullanılmasıdır. Ecrimisil de ise hukuka uygun irade açıklaması yoktur. Suiniyetli zilyedin, başkasına ait olduğunu bildiği bir gayrimenkulu, malikin veya zilyedin rızası olmaksızın, sanki kendi malı imiş gibi kullanması, kiraya vermesi, kiraları toplaması halidir. Ecrimisil sözü hukukumuza Mecelleden aktarılarak kullanıla gelen, aslı işgal tazminatı olarak nitelenen zarar giderim halidir. Ecrimisil, suiniyetli zilyedin, başkasına ait olduğunu bildiği yada bilecek durumda bu-lunduğu bir gayrimenkulü kendi malı imiş gibi kullanması kiraya verip, kirayı toplamış olması gibi haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelenen özel bir zarar giderim bi-çimidir.
İYİiniyetli zilyedin başkasına ait gayrimenkulü kiraya vermesi bir iş görmedir. Ancak görülen iş başkasının işidir. Gayrimenkulü kiraya verip kira paralarını alan kimse, sahi-binin menfaatine değil fakat kendi menfaatine hareket ettiğinden dolayı ortada başka-sının işini gören kimsenin iş sahibinin yerine, kendi menfaatine hareket etmesi durumu vardır ki, böyle durumda işi görülen kimse iş görenden BK. m. 414 hükmünce kira pa-ralarının kendisine verilmesini isteyebilir. (1)
Ecrimisil isteyebilmek için şartlar
-haksız işgal olmalı
-Haksız işgalden, malik veya zilyedin zarara uğramış olması
-Zilyedin kötüniyetli olması
-Suiniyetli zilyedin elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği semere olmalıHaksız işgal nedir. Haksız işgal bir kimsenin başkasına ait olduğunu bildiği veya bile-cek durumda bulunduğu bir gayrimenkulü, kendi malı imiş gibi bizzat kendinin kullan-ması veya kiraya verip kirayı toplamasıdır.
Malikin yada zilyedin zarara uğramış olması gerekir. Zarara uğrama yok ise ecrimisile hükmedilemez. Başkasına ait gayrimenkulü haksız yere kullanarak yararlanmış olan kimse, bu yüzden bir zarara uğramamışsa malik veya zilyede işgal tazminatı vermekle mükellef tutulamaz, gayrimenkulün haksız yere işgal edilmesi işgal tazminatı talebine hak kazandırmaz. Malik gayrimenkulü kullanmak veya kiraya vermek istemesine rağ-men başkasının haksız olarak elinde tutması yüzünden kullanamamış veya kiraya ve-rememiş olması halinde mal varlığında husule gelecek çoğalma olmamış veya azalma meydana gelmiş olması halidir. Başkasının malını haksız olarak kullanmak sözleşme hükümlerine tabi bir hukuki muamele olmayıp BK. haksız fiillerinden doğan borçlara müteallık hükümlerine tabi haksız bir fiildir. Haksız fiillerin borç doğurması ise haksızlı-ğa uğrayan kimsenin bu yüzden zarar görmesidir.
Bir kimsenin üzerinde hiçbir hakkı bulunmadığını bildiği veya bilecek durumda olduğu bir gayrimenkulü, kendisinin kullanması, kiraya verip kiraları almış olması zilyedin kötüniyet halidir. Bu halde suiniyetli zilyed elde etmiş olduğu semereleri MK. m. 995 hükmünce esas hak sahibine vermeye ve şayet vermezse bundan dolayı tazminat ö-demeye mecburdur.
İşgal zararı en az kira en çoğu da tam gelir yoksunluğudur. Yani gelir getirecek bir ye-rin işgali nedeni ile malik veya maliklerin o yerden olağan biçimde yararlanmaması yü-zünden mal varlığındaki artışa engel olarak nitelenir. Bu engel olmanın sağladığı, mal malvarlığına girmeyen çoğalma en az kira en çoğu da tam gelir yoksunluğu olarak de-ğişebilir.
Mer`aların kuru mülkiyeti Hazineye, intifa hakkı ise mer`anın bulunduğu köy, beldeye aittir. Mer`aları haksız olarak işgal eden kimselerden istenebilecek ecrimisil, haksız eylem sonucu mer`adan hayvanların yararlanmadıkları otun bedeli karşılığıdır. Zira hak sahibinin bu işgal yüzünden zararı, belde hayvanlarının yararlanamadığı oranda ot be-delidir.
Kamulaştırılıp da henüz yol haline getirilmeyen ve gelir sağlamaya elverişli olan taşın-mazı işgal eden eski malik, bu yer fiilen yol haline getirilerek kamunun yararlanılması-na tahsis edilinceye kadar kamulaştıran kuruma işgal tazminatı ödemek zorundadır. Şu kadar ki kamulaştırma parasını tam ve peşin olarak alamayan mal sahibinin istim-lak edilen taşınmazdaki zilyedliği fuzuli değildir. Para tam ve eksiksiz ödeninceye ka-dar doğal ve medeni semerelerden yararlanma hakkı malike aittir, ecrimisil istenemez. Fuzuli işgal kamulaştırma bedelinin ödenmesinden ve şeyin terki için mal sahibine ya-pılması gerekli ihtardan başlar.
Gayrimenkulün mülkiyeti uyuşmazlık konusu ise bu durumda davacı ve davalı ikisi de iyi niyetlidir ta ki mahkeme hüküm verip kesinleşinceye kadar. Kesinleştikten sonra a-leyhine hüküm verilen tarafın kötüniyeti başlar ve ecrimisilin başlangıcı olur. Taşınmazı sonradan kazanan suiniyetli zilyed iktisap tarihinden önceki haksız işgal için ecrimisil ödemek zorundadır. Satımla mülkiyet alıcıya geçer, bundan sonra satıcının taşınmaz-da oturagelmesi bir hakka dayanmaz. Böyle olunca o yerin olağan kira parasına eş haksız işgal tazminatı satıcıdan istenir. Tahliye kararı kesinleşti tarihten sonra taraflar arasında var olan kira ilişkisi sona ereceğinden, bu tarihten sonra kiracı taşınmazı terk etmemiş ise fuzuli işgal durumunda olduğundan, o tarihten sonra emsal kiralar esas a-lınarak ecrimisil istenir. Gayrimenkullerin satışı yata tapu veya noterden gayrimenkul satış vadi şeklinde resmi senede bağlanmış olmadıkça geçerli değil ise de; taşınmazın harici satışı söz konusu olduğunda, taşınmaza zilyed olan kimse haricen satış sebebi ile ödediği meblağı almadığı sürece taşınmaz üzerinde hapis hakkı vardır ve özellikle ecrimisil davalarında bu suretle taşınmaza zilyed olan kişinin suiniyetli olduğu kabul e-dilemeyeceğinden ecrimisil de sözkonusu olamaz.
Kötüniyetli zilyed, malikin arsasını işgal etmesi ve üzerine yapı yapması haksız eylemdir. Zarar arsanın getireceği gelirden yoksun kalmaktan ibarettir. Haksız eylemlerde bu eylem-den sağlanan yarar değil; uğranılan zararın ödettirilmesi istenilebilir. Malikin bu olaydaki zararı ise arsasının getireceği gelirden yoksun kalmaktan ibarettir. O halde arsa üzerine yapı yapılıp yararlanıldığına göre arsaya düşen işgal tazminatı ecrimisil olarak istenir, bi-nanın sağladığı gelir işgal tazminatı olarak istenemez. Örneğin arsa üzerine kötüniyetli zilyed, beş daireden oluşan bina yapmış ise beş dairenin her birinin kirası; keza suiniyetli zilyet tarlaya bir ürün ekmiş ise (buğday), bu ürünün satılmasından elde edilen kar ecrimisil olarak istenemez. Arsa veya tarla kiraya verilmiş olsa idi, ne kadar kira getirecek-se, bu kira miktarı ecrimisil olarak istenir.
Bir taşınmaz malın yararlanma hakkının, malik tarafından başka bir kimseye bırakılması halinde işgal tazminatını isteme hakkı, yararlanma hakkına sahip olana ait olur. İşgal tazminatı istenen taşınmaz iştirak mülkiyete konu ise (miras şirketi) ortakların birlikte da-vaya katılmaları gerekir. Müşterek mülkiyette ise paydaşlar kendi hisselerine göre dava ederler. Hisseli gayrimenkul de ecrimisile ancak tarafların hisseleri miktarınca hükmedilir, taşınmazın tamamı için taktir olunan ecrimisil tek hissedara verilemez.
Mirasçılar arasındaki ecrimisil ise; Yargıtay`ın yerleşmiş uygulamalarına göre ortak ta-şınmazdaki paydaşlar, intifadan men edilmedikçe, diğer bir deyimle hak talep eden paydaşın taşınmazdan yararlanma istemi, taşınmazın şagiline iletilmedikçe, birbirlerin-den ecrimisil isteyemezler. Ortak taşınmazdaki paydaşların payları fiziksel olarak ay-rılmış olmadığı için herhangi bir paydaşın ortak taşınmazın bir bölümünü ya da tama-mını işgal etmesinin kötüniyetli işgal sayılamayacağı nedeniyle, ecrimisil tazminatı hak sahibi paydaşın yararlanma arzusunun şagil paydaşa iletilmiş olması şartına bağlı kı-lınmıştır. Bu şart gerçekleştiğinde, payına tekabul edenden fazlasını işgal eden paydaş kötüniyetli zilyet durumuna düşmekte ve bu şartlar gerçekleştiği tarihten itibaren ecrimisil ödemekle yükümlü tutulmaktadır. Ecrimisilin dayanağı olan MK. m. 995 kötüniyet şartı bu suretle vucut bulmaktadır(1). Ecrimisil davalarında intifadan men ko-şulu koşulu, mirasçının ortak taşınmazdan yararlanma isteminin bu taşınmazı kullanan mirasçıya iletilmesi olarak dikkate alınır. Yani mirasçı taşınmazdan yararlanma istemini karşı tarafa iletmiş ise intifadan men koşulu, bu istemin karşı tarafa iletildiği tarihte ger-çekleşmiş sayılır. İntifadan men koşulu her türlü delillerle ispat edilebilir. Tanık, ihtar-name v.s. Taşınmazın tamamını başkasına kiraya veren paydaşın ya da öteki payda-şın yararlanma isteğine karşı koyup tamamını kullanan paydaşın, öteki paydaşa kira payını ya da tazminat vermesi gerekir.
Ecrimisil de faiz ise, işgal tazminatı isteği haksız eylemin özel bir türüdür. Nasıl haksız eylemde zararın doğduğu günden başlayarak giderilmesi zorunlu bir durum ise işgal zararı da bu nitelikte bir zarardır. O halde işgal olunmayıp kirara verilmiş olsaydı, her ay ödenmesi gereken ve uygulama biçimi gereği olan gelire muaccellik günü olan bö-lümlerine, muaccellik gününden başlayarak faiz yürütülmesi gerektiğine göre işgal tazminatı faizinin de bu esasa göre hesaplanması yasanın amacına uygun olur.
İşgal tazminatında zamanaşımı süresi 5 (beş) yıldır. Ecrimisil haksız fiil olmasına rağ-men BK. m. 125`deki haksız fiillere ilişkin 10 (on) yıllık zamanaşımı uygulanmaz. Yar-gıtay`ın kararları da bu yöndedir. "Haksız suretle zapt ve işgal sebebiyle hukuki men-faatleri haleldar olan gayrimenkul maliklerinin talep edebilecekleri tazminat davaları hakkında hususi dairede takarrur etmiş on senelik müruruzaman müddetinin tatbik e-dilmesinde de isabet mülahaza olunmamıştır. Çünkü sarih veya zımni akidden doğan alelumum kira davaları hakkında Borçlar kanununun 126. maddesi mucibince beş se-nelik müruruzaman cari bulunmuş olduğundan akde müstenit olmayan ve fakat hukuki neticesi itibariyle aynı mahiyette bulunan bu misillu tazminat ve münasip ücret davala-rında da beş senelik müruruzaman cereyan etmesi tabii ve zaruridir. Binaenaleyh zikrolunan davalar hakkında da mezkur 126. madde hükmüne tevfikan beş senelik mü-ruruzaman cereyan edeceğine, karar verildi (Tev. iç. 25. 5. 1938T. 29 E. 10K.) (2).
Ecrimisil el atmanın önlenmesi davası ile birlikte veya ondan sonrada istenebilir. Ecrimisil gayrimenkulün aynına ilişkin bir uyuşmazlık olmadığı için yetkili mahkeme be-lirlemede HUMK`daki yetki kuralları uygulanır. Yani davalının ikametgahı mahkemesi-dir. Görevli mahkeme ise beş milyarlık kurala göre belirlenir.
frmpaylaş.com